Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Tarih kokan memleket


hannibal

Önerilen İletiler

Mardin

 

Tarih Kokan Memleket

 

Dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Mardin artık turizmden hak ettiği payı almayı bekliyor…

 

Yüzyıllardır Türk, Kürt, Arap, Süryani ve Yezidiler'in bir arada yaşadığı Mardin sokakları canlanmaya başladı. Tarihi yapıları, geleneksel el sanatları ve kültürüyle bu kenti birlikte keşfediyoruz.

 

Güneydoğu'da terörün sona ermesiyle birlikte gözler dünyanın en zengin tarih ve kültür hazinelerine çevrildi. 1990'ların sonuna doğru bu potansiyeli fark eden turizmciler, çok az da olsa Güneydoğu'ya turlar düzenlemeye başladılar. 2000 yılından itibaren ise bölgede turizm ivme kazandı. 2000 yılı aynı zamanda Güneydoğu'nun, Türkiye'nin, hatta dünyanın en önemli şehirlerinden biri olan Mardin'in keşfedilmeye başladığı yıl oldu.

 

Mardin'e beş yıldır turlar düzenleniyor ve şehre gelen turist sayısı giderek artıyor. Ama dünyanın en eski yerleşim birimlerinden biri olan, ilginç mimari yapısıyla tam bir müzekent konumundaki Mardin'e gelen turist sayısı yine de çok az. Hele yabancı turist açısından bakıldığında içler acısı bir tablo ortaya çıkıyor. Fakat gerek devletin gerekse turizm yatırımcılarının üzerine düşeni yapması durumunda bu tablonun yakın zamanda değişmesi, kente her yıl milyonlarca yabancı turistin gelmesi bekleniyor. Geçen yıl 220 bin civarında turistin geldiği Mardin'e bu yıl 300 bin turist bekleniyor. Turistlerin yüzde 90'ı Türk. Bodrum'a bir sezonda bir milyon turist geldiğini düşünürseniz, dünyanın en özel şehirlerinden biri olan Mardin'e gelen turist sayısının azlığı ortaya çıkıyor. Beş yıldır kişisel çabalarla yürütülen Mardin turizmine mutlaka devletin el atması gerektiği söyleyen Mardinliler, "Biz turizmi bilmiyoruz ve imkanımız da yok. Devlet gelsin buraya turistik tesisler yapsın ve bizleri de eğitsin" diyor.

 

 

 

Şimdi gitmenin tam zamanı

 

Henüz kavurucu sıcaklar başlamadığı için bu aylarda Mardin'e gitmenin tam zamanı. Mardin, Mezopotamya'nın yanıbaşındaki Mazı Dağı'nın eteğinde 12. yüzyılın başlarında kurulmuş. Yüzyıllar boyunca Türk, Kürt ve Araplar'ın, Süryani, Hıristiyan ve Yezidiler'in bir arada yaşadıkları bir merkez olmuş. Bugün de bir kültürler ve dinler mozaiği özelliğini koruyan Mardin, Süryaniler'in dini merkezi durumunda. Ancak Avrupa ülkelerine göçler nedeniyle günümüzde Mardin'de 70 Süryani aile (340 kişi) kalmış. Kendine özgü bir konut mimarisi geliştiren şehir bu özelliğini kaybetmeden günümüze kadar gelmiş. Karşıdan bakıldığında birbiri üstüne yığılmış gibi bir görüntüsü olan evler aslında büyük bir düzen içinde. Hiçbiri diğerini gölgelemiyor, birbirinin penceresini kapatmıyor ve hepsi güneye, Mezopotamya'ya bakıyor. Şehire araçların geçebileceği tek cadde olan Cumhuriyet Caddesi'nden giriyorsunuz. Bu caddenin üst tarafında evler, altında ise çarşılar yer alıyor. Kentte önce kendinizi gelişigüzel evlerin ve sokakların içine atın. Merdivenlerden çıkın, dik yokuşlardan yürüyün. Ama başınız her zaman sağınızda solunuzda olsun. Böylelikle tipik Mardin evlerini daha yakından tanıma şansını yakalarsınız. Şimdi sıra Mardin'in çarşılarının bulunduğu kısmında. Bu bölümde yanyana veya aşağı yukarı birbiri sıra devam eden birçok çarşı var. Biz önce Bakırcılar Çarşısı'na girdik. 70 yaşında bakırcı ustasıyla biraz sohbet ettik. "Bakırcılık da artık bitiyor. Eskiden burada 150'ye yakın bakırcı vardı. Şimdi beş dükkan kaldık" diyor usta. Sonra yandaki bakırcıya giriyoruz. Burada daha çok hediyelik eşya yapılıyor. Fiyatlarını soruyoruz; bakırdan cezve 3 milyon, hamam tası 1.5 milyon, kildan (sabunluk) 25-30 milyon, çerezlik 1.5 milyon liradan satılıyor. Sağlı sollu dükkanların bulunduğu daracık sokaklardan devam ederken karşımıza bir leblebici çıkıyor. 68 yaşındaki Hacı Davut Aba ile konuşuyoruz. 8 yaşında çırak olarak lebleciliğe başlamış. Kilosu 2 milyon lira olan Mardin leblebisinden mutlaka tadın. 18. yüzyılın ticaret yaşamını yansıtan çarşılardan devam ederken bir semercinin yanında duruyoruz. Ustadan 60 yıldır bu işi yaptığını öğreniyoruz. Eskiden taşımacılık sadece eşeklerle yapıldığı için burada semercilik çok geçerli bir meslekmiş. Şimdi ise dört semerci kalmış. Sırada Kuyumcular Çarşısı var.

 

Telkari ustası kalmadı

 

Mardin'deki kuyumcular çok özel. Çünkü altın ve gümüş takılar "telkari" diye adlandırılan Mardin'e özel bir işlemecilik sanatıyla yapılıyor. Tamamen Süryani ustaların yaptığı telkari takılar ve hediyelik eşyalardaki işleme sanatı gerçekten çok etkileyici. Çarşının arka sokaklarındaki bir altın atölyesindeki Süryani usta Hilal Coşkun bizi bilgilendiriyor. 28 yaşında olan Hilal Bey, 7 yaşında ağabeyinin yanında çırak olarak başlamış. 21 yıldır altınla takı yapıyor. "Biz herhalde son nesil oluruz. Çünkü eskiden burada gördüğünüz bütün kuyumcular telkari ustasıydı. Kendileri yapar dükkanlarında satardı. Şimdi 4-5 atölye kaldık" diyor Hilal Coşkun. Telkari el sanatıyla yapılmış gümüş ve takı ve hediyelik eşyaların fiyatlarını da sorduk. Gümüş takıların gramı 800 bin ile 1.5 milyon arasında değişiyor. Çanta, şekerlik, peçetelik, mücevher kutusu gibi hediyelik eşyaların gramı ise 1.5 milyon liradan başlayıp 3 milyon liraya kadar çıkıyor. Mardin'e gidip de Nasra Şimmeshindi Hanım'a uğramadan geri dönülmez. Evine, şehrin girişindeki Güven Eczanesi'nin yanından giriliyor. Süryani olan Nasra Hanım basma boyama sanatının son temsilcisi. Evinde dini motifli basma süslemeleri yapıyor. Babasından öğrendiği el sanatını 80'i aşkın yaşına rağmen devam ettiriyor. Kök boyadan yaptığı melek, aziz, haç, Meryem Ana resimleriyle süslü basmalar kilise perdesi, masa örtüsü, duvar süsü olarak kullanılıyor. Kilise perdesini 1 milyar 200 milyon, masa örtüsü ve duvar süsleri ise boyutlarına göre 25 milyon ile 100 milyon lira arasında değişiyor. Süryani bir aile ile tanışmak ve onların ev yaşamlarına şahit olmak istiyorsanız Nasra Şimmeshindi'ye mutlaka gidin.

 

Mardin Evleri

 

"Mardin'deki evleri görünce bir başka dünyaya geçiyorsunuz. Penceresi işlemesiz olan bir evde oturmam diyen bir halk ve taşları oya gibi işleyen ustalar yaşamış burada. Dağın yamacına yapılan evler uzaktan bakıldığında tek bir bina gibi görünüyor. İklime son derece duyarlı yapılarak sıcak ve soğuğa karşı dayanıklılık sağlanmış. Orada yaşayan insanların bilgilerini aktara aktara ve biriktirerek en ideal noktaya getirdiklerini gördüm. Ama sonra şunu merak ettim; 19. yüzyıldan sonra ne oldu da bu teknolojiden vazgeçtiler, o taş ustalarına ne oldu, o süslemeye düşkün insanlara ne oldu?"

 

 

 

Mardin Mutfağı

 

Mardin'de farklı kültürlerden etkilenmiş zengin bir mutfak var. Mardin'in yöresel yemeklerini yiyebileceğiniz çok güzel bir restoran var. Eski bir Mardin evi olan Cercis Murat Konağı'nda aynı adla hizmet veren restoranın sahibi Ebru Baybara Demir, kendini Mardin mutfağına adamış bir işletmeci. Mardinli ev kadınlarıyla birlikte yaptığı yöresel yemekleri turistlere hem tattırıyor hem de öğretiyor. Cercis Murat Konağı'nda yiyebileceğiniz yemeklerden bazıları şöyle: Soğanlı Yoğurt Çorbası, Kapari Salatası, Tarçınlı Patlıcanlı Mahlepli Pilav, Erik Yahnisi, Kitelraha (Süryani rahiplerinin oruç zamanı yedikleri et yemeği), Sütlaçlı Zerde, Kaburga Dolması, Incasiye (Kurutulmuş etten yapılıyor), Bal Kabağı Dolması, Frik salatası, Humus Muammara, Bello (Mercimek köftesi), Kiliçe (Mardin çöreği). Burada yiyeceğiniz normal bir mönü için kişi başı 15 milyon lira ödüyorsunuz. Eğer kebap yemek istiyorsanız Cumhuriyet Caddesi üzerinde yer alan Kebapçı Rıdo'ya gidin. Salaş bir pçı ama kebapları çok lezzetli. Etler gözönünde satırla kıyılıp şişe sarılıyor vkebae pişiriliyor. Burada kebapın fiyatı 5 milyon lira. İçecekler ise 1 milyon lira.

 

 

 

Görülmesi gereken yerler

 

Şehirde o kadar çok eser var ki, size mutlaka gezilmesi gerekenleri sıralayacağız.

 

Ulu Camii Önce Ulu Camii'ye gidin. Şehrin merkezindeki Mardin'in en eski camisi olan Ulu Camii, 1176 yılında Artuklular zamanında yapılmış. Özellikle minaresi çok dikkat çekici. O yıllarda çarşıya bir tek bu caminin yanından girilirmiş. Yayınlanmış Mardin fotoğraflarının hemen hemen hepsinde bu minareyi görürsünüz.

 

Zinciriye Medresesi Şehrin en üstünde kalenin hemen altındaki Zinciriye Medresesi 1385 yılında yapılmış. İki katlı medresenin giriş kapısının ihtişamı ve süslemeleri görülmeye değer. Buradan Mardin'i izlemek büyük keyif. Çünkü şehrin tamamını ve devamındaki düzlükte yer alan Mezopotamya'yı izleyebiliyorsunuz.

 

Kırklar Kilisesi Şehrin merkezindeki 5. yüzyılda yapılan Kırklar Kilisesi ince taş işçiliğinin en güzel örneklerinden. 400 yıllık ahşap kapıları, 1500 yıllık kök boya ile baskı perdeleri, geniş avlusu çok etkileyici. Bugün Mardin Metropolit Kilisesi özelliği taşıyan kiliseye gittiğimiz Paskalya temizliği yapılıyordu.

 

Deyrulzafaran Manastırı Mardin'in 3 km. doğusunda bulunan Deyrulzafaran Manastırı, Yukarı Mezopotamya'ya bakan yamaçlarda yer alıyor. Süryaniler'in tarihi ve dini değerleri arasında bugüne kadar ayakta kalabilmiş nadir bir manastır olan Deyrulzafaran, 639 yıl boyunca dünya Süryaniler'inin patriklik merkezliğini yapmış. 1600 yıllık manastır, Süryaniler için bugün bile büyük önem ve anlam taşıyor. Deyrulzafaran Manastırı'nı görmeden Mardin'den dönmeyin

 

 

 

Mardin'in Yetiştirdikleri

 

Muammer Güler, İstanbul Valisi

 

1949 Yılında Mardin’de doğdu.İlk,Orta ve Lise öğrenimini Ankara’da tamamlayarak 1972 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ nden mezun oldu.

 

İlk Kamu görevine 14.03.1973 tarihinde Balıkesir Maiyet Memuru ( Kaymakam Adayı ) olarak başladı. Sırasıyla Çal İlçesi Kaymakam Vekilliği, Pehlivanköy, Horasan Kaymakamlıklarında bulunduktan sonra İçişleri Bakanlığı Personel Şube Müdürlüğü’ne atandı.İçişleri Bakanlığı’ nda Şube Müdürü, Daire Başkanı, Personel Genel Müdür Yardımcılığı ve Personel Genel Müdürlüğü’ nde bulundu.

 

Personel Genel Müdürü iken 29.01.1992 tarihinde Niğde Valiliği’ ne atandı. Daha sonra 27.09.1993 tarihinde Kayseri Valiliği’ne ve 06.07.1994 tarihinde Gaziantep Valiliği’ne atandı. Bu görevini sürdürürken 28.07.2000 tarihinde Samsun Valiliği’ne atandı. 30.01.2003 tarihinde İstanbul Valiliği’ne atanarak 17.02.2003 tarihinde görevine başladı.

 

Matematik Öğretmeni Neval Hanımla 1977 yılında evlenmiştir. Güler çiftinin Barış ve Burcu adlarında bir oğlu ve bir kızı bulunmaktadır.

 

Murathan Mungan, Yazar

 

Orta öğrenimini Mardin lisesinde, yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi DTCF.Tiyatro bölümünde tamamladı. Devlet tiyatrolarında dramaturg olarak çalıştı. Mardin’le ilgili yazıları, anıları ile büyük beğeni topladı. İlk oyunu Mahmut ile Yezida ile Türkiye İş Bankası’nın açtığı yarışmada ikincilik ödülü, "Sahtiyan" adlı şiiri ile de "Gösteri" dergisinin 1981 şiir yarışmasında birincilik ödülü kazandı. "Osmanlıya Dair Hikayat" adlı Şiir kitabıyla ödül kazandı.

 

Bazı Eserleri;

 

Şiir: Osmanlıya Dair Hikayat (1981), Kum Saati (1984), Yaz Sinemaları (1989), Eski 45’likler (1989) Oyun: Mahmut ile Yezida (1980), Taziye (1982)

 

Hikaye: Son İstanbul (1985), Cenk Hikayeleri (1986), Kırk Oda, Yüksek Topuklar

 

Yusuf Mardin (1916–1995, Mardin), Şair

 

Türkiye’nin önemli gelenekçi şairlerinden olan Yusuf Mardin, Ebul’ula Mardin’in oğludur. İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra, İstanbul Amerikan Koleji’nde de (Robert Kolej) öğretmenlik yapmıştır.

 

P.Gabriyel AKYÜZ (1959, Mardin), Papaz

 

1959 yılında Mardin ilinin Dargeçit ilçesine bağlı Alagöz köyünde doğdu. Mesihsel öğretimini ile Kilisesel eğitimini Midyat-Mor Gabriyel Manastırında bitirdi. Halen Mardin Kırklar Kilisesinde Papazlık unvanıyla görev yapmaktadır.

 

Deyrulzafaran Manastırının Tarihi, Nusaybin’deki Mor-Yakup Kilisesi ve Nusaybin Okulu, Süryani Müziği, Süryaniler’de Felsefik Şiirler adlı eserleri vardır.

 

Haber: Mahmut Şaylıkay

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.