Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

avniler

Önerilen İletiler

 Baharın gelmesiyle birlikte hareketli günler başlayacak. İçerden ve dışardan hazırlıklar son hızla devam ediyor.

 Birleşik Arap Emirlikleri Hükümeti'ne danışmanlık yapan eski El Fetih örgütü yöneticilerinden Muhammed Dahlan'ın yasadışı yollardan Türkiye'ye girerek hükümete karşı muhalif bir oluşum örgütleme girişiminde bulunduğu iddia edildi. 

  İnsani Yardım Vakfı İHH Başkanı Bülent Yıldırım bundan 10 gün önce yaptığı açıklamada Dahlan'ı kast ederek gizlive Türkiye'ye geldiğini ve bazı isimlerle görüşme yapıp para dağıttığını, bu ismin Mısır'da yaşananları organize eden kişilerden biri olduüunu ifade etmiş ve uyanık olunması çağrısında bulunmuştu.

 Star Gazetesi'nde yer alan bir habere göre Mısır'dan yayın yapan www.middleeastmonitor.com sitesinde yer alan iddiaya göre Dahlan, Türkiye'de bazı gençlik grupları ile bir araya gelerek, AK Parti hükümetine karşı bir ‘hareket' kurma girişiminde bulundu. İddiaya göre Dahlan'ın hedefi Mısır'ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin darbeyle devrilmesine yol açan süreçte sokak eylemleri organize eden ‘Tamarod Haraketi' benzeri muhalefet hareketi başlatmak. Site, Filistinli güvenilir istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde Dahlan'ın Türkiye'ye girişi ve görüşmeleri de bazı eski El Fetih yöneticileri tarafından sağlandı.
  İddiaya göre Dahlan, Türkiye'de bazı Türk ve Kürt gençlik grupları ile biraraya gelerek Başbakan Erdoğan hükümetine karşı Tamarod benzeri muhalefet hareketi başlatarak AK Parti hükümetini sıkıştırmayı hedefliyor. Habere göre BAE hükümeti özellikle Türkiye'nen büyük destek verdiği Gazze Hükümetin'i de böylece abluka altına alarak buradaki yönetimi de sıkıştırmayı planladığı belirtiliyor

 DAHLAN KİMDİR
Muhammed Dahlan 29.09.1961 tarihinde Hanyunus’da fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Şimdi ise yüzbinlerce dolarlık villaların ve 5 yıldızlı büyük otellerin sahibi. Gazze’de yaşayan büyük-küçük herkes onun son birkaç yılda Filistin’deki en zenginler listesine girmesinin hikayesini çok iyi biliyorlar. ‘Dolar babası’ olarak tanınan Dahlan nasıl oldu da bir anda milyarder oldu?

Eğitim hayatı boyunca iyi bir not aldığı görülmeyen Dahlan, derslerine önem vermediği gibi arkadaşları ile olan sosyal ilişkilerini de ihmal ettiği onu küçüklüğünden beri tanıyan herkes tarafından biliniyor.

Dahlan, üniversite hayatına kadar da herhangi bir hareket içerisinde aktif görev almamış, siyasi bir kimliğe girmemiştir.

Dahlan, Gazze’nin kurtuluşuna kadar, adamlarının sürekli saldırılar düzenleyerek milyon dolarlarca zarar verdiği, Gazze’deki İslam Üniversitesinde okudu. Üniversitede iken çoğu zaman Müslüman öğrenciler ile tartışmaya giren Dahlan, Müslümanlarla olan kavgasına okuldayken başlamıştı. El-Fetih hareketine de işte bu sıralarda ilk adımını attı.

Dahlan’ın yetişmesinde ve yıldızının parlamasında Han Yunus’daki İsrail istihbaratından sorumlu olan Ebu Rami vardır. Şehid Dr. Abdulaziz Rantisi’nin hayatı okunduğu zaman bir çok yerde Ebu Rami ismine rastlamaktayız. Ebu Rami, Rantisi ile çok mücadele etmiş ve hayatına Siyonist rejimden önce defalarca göz dikmiş bir fitneci.

Sürgün ve Cezaevi Süreci Bugünlere Hazırlıktı

Dahlan, 1981-86 yılları arasında belirli dönemlerde İsrail hapishanelerinde kalmıştır. Ancak konuşmalarında “ben 10 yıl hapiste kaldım” dediği gözden kaçmamaktadır. Dahlan, Zekeriyya Aga’nın üst düzey bir göreve getirilmesi hususunda Arafat’a itiraz etmişti. Arafat “Kimin adına konuşuyorsun” deyince “İsrail zindanlarında kaldığım 10 yılın adına konuşuyorum” demiştir. Dahlan’ın resmi web sitesinde ise 5 yıl İsrail hapishanelerinde kaldığı edilmektedir. Dahlan’ın hapis hayatı, karizmasına çok şeyler kattı. Hızlı yükselişinde Siyonist hapishanelere girmesi etkili olmuştur. El-Fetih liderlerinden Cibril Racub’a göre ise Dahlan İsrail hapishanelerinde 3 yıldan fazla kalmamıştır. Dahlan her ne kadar, anlaşmalarından önce İsrail hapishanelerinde esir hayatı yaşamış olsa da Siyonistler tarafından herhangi bir baskı görmemiştir.

Dahlan 1987 yılında Filistin’den sürgün edildi. Dahlan’ın sürgüne gönderilmesi ise, şöhretini daha da arttırdı ve el Fatih’in öncüleri arasında yer edindi. Önce Amman’a sonra da aynı sene Kahire’ye gitti. Bir sene sonra Bağdat’a gitti. Dahlan, özgeçmişini anlattığı resmi web sitesinde, sürgün döneminde gittiği Libya ve Tunus’tan hiç bahsetmemektedir. Kanaatimizce Dahlan, Tunus’ta yaptığı faaliyetleri gizleme ihtiyacı hissetmektedir. Çünkü Tunus, Dahlan’ın işbirlikçi hayatında yükselişi için çok önemli bir devredir. Dahlan, bir müddet Libya’da kaldıktan sonra Cibril Racub ile beraber Tunus’a gitti. Tunus’ta her ikisini de Arafat karşıladı. Bu dönemde Arafat ile Dahlan’ın arası son derece iyi olduğu biliniyor. Dahlan, siyasi ve askeri eğitimini Tunus’da almıştır. CIA çalışanlarından Vatalia Bruner, Dahlan’ın el-Fetih ile CIA arasında aracılık yapmakta olduğun söylemişti. Dahlan 1994 yılında Filistin’e dönmüştür.

Dahlan’ın hapis ve sürgün hayatı, onu halk arasında kahramanlaştırmak için uygulanmış bir plandır. Çünkü sürgün kararını ilan eden Siyonist askerler Gazze’nin farklı noktalarında “Ey Dahlan dışarı!” diye sürgününün reklamını bizzat kendileri yaptı, halbuki sürgün edilen diğer liderler için böyle bir şey söz konusu olmamıştı.

Şan, Şöhret ve Makam

1997 yılında İsrail gazetesi Haaretz, Dahlan’ın İsrail ve uluslararası bankalardaki servetini 53 milyon dolar olarak açıklamıştı. Dahlan bu büyük servete 3 yıl gibi kısa bir sürede ulaşmıştı. İsrail ile varılan anlaşma gereği, İsrail’in sınırlardan aldığı vergi gelirlerinin%60’ını Filistin Özerk Yönetimi’ne vermesi gerekmektedir. 1997 yılında özerk yönetimdeki bazı yetkililer aylık 250 bin dolar olan vergi gelirinin Muhammed Dahlan’ın hesabına aktarılmasını istediler. Dahlan’ın içinde bulunduğu bu ihanetler zinciri bununla da sınırlı değil. Fakir bir ailenin çocuğu olan Dahlan, Gazze’nin en güzel noktalarından 600 bin dolarlık bir villa satın almıştı. Önce bu reddeden Dahlan, daha sonra ev için 400 bin dolar verdiğini açıkladı.

İngiltere’deki dünyanın en köklü üniversitelerinden birisi olan Canbridge Üniversitesine İngilizce öğrenimi için gitti. Üç uzmandan İngilizce eğitimi alan Dahlan, şehirdeki en lüks otellerde kaldı.. Bütün bu masrafların kimler tarafından karşılandığı yine tüm Filistinlilerce malumdur.

Şeyh Ahmed Yasin ve Rantisi'ye Olan Düşmanlığı

Muhammed Dahlan’ın, intifadanın ölümsüz önderi Şeyh Ahmed Yasin ve Dr. Abdulaziz Rantisi hakkında bir çok olumsuz görüş ve girişimleri oldu. Hatta öyle safhaya varmış ki Siyonist liderlerine, Rantisi’ye suikast düzenleyebileceğini açıkça ilan etti. Rantisi’nin şehadetinden sonra Rantisi’nin evi ile aynı cadde üzerinde bulunan eski evine defana gitmiş ancak Rantisi’nin ailesini ziyaret etmemiş, taziyesini sunmamıştır. Bu tutumu el Fetih içerisinden de yoğun tepkiler getirdi.

2003 yılında Ürdün’deki Akabe görüşmelerinde Amerika ve Siyonistlere Hamas’ı devirme planları sunan Dahlan hakkında Bush; “Bu genç, bizi hayretler içerisinde bırakıyor” demişti. Bu görüşmelere şimdi İsrail terör rejiminin başbakan yardımcısı ve ulaştırma bakanı olan Şaul Mofez, Ariel Şaron ve Mahmud Abbas da katılmıştı. Siyonistler, Abdulaziz Rantisi, Abdullah Şami, Mahmud Zahar, İsmail Heniyye, Nafiz Azzam ve Muhammed Hindi’ye suikast düzenlenmesi teklifini ilettiklerinde Abbas çekimser kalırken, Dahlan Siyonistleri desteklemiş “Şayet siz bizi desteklerseniz, Rantisi’nin ve Şami’nin öldürüleceğini teyid ediyorum” demişti. Ayrıca Rantisi’ye karşı doğrudan ve dolaylı olarak tehditler de savurmuştur.

El Fetih İçerisinde Kirli Oyunlar

Dahlan’ın Arafat’a yakın isimlerden birisi olmasında Arafat’a karşı daima övücü sözler söylemesi de etkili olmuştur. Tunus’ta iken Arafat hakkında “Başkan, Filistinlilerin haklarına en çok bağlı olan kişidir” demekte 2002 yılında Arafat karargahında kuşatıldığı zaman da “O, Batı Şeria’da iken yerine başka bir liderin geçmesi veya bu zor şartlarda Arafat’ın eleştirilmesi hatadır” demişti. Dahlan bunları söylerken, aslında Arafat’ı tasfiye etme planlarını yürüttüğü de el Fetih kadrosu tarafından bilinmekteydi.

Arafat 2003 yılında etrafındaki şüpheli kişileri etrafından uzaklaştırma kararı aldığında bu isimler arasında Dahlan da vardı.

2004 yılında Arafat’a karşı giriştikleri operasyonda başarılı olarak, İçişleri bakanlığından sorumlu devlet bakanı oldu. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Abbas, İçişleri bakanı olarak Dahlan’ı önermişti. Ancak bu öneri, Arafat tarafından kabul görmedi. İlişkiler gerilmek üzere ki bir ara formül ile Dahlan’ın devlet bakanı olması teklifi öner sürüldü. Arafat ise bu teklifi zoraki kabul etti.

Dahlan 2002 yılında İngiltereye gitmiş, ABD, AB ve İsrailli bir çok yetkili ile görüşmüştü. Dahlan’ın burada Ariel Şaron’un oğlu Umeri Şaron'la uzun görüşmeler yaptı. Dahlan’ın hayatını yakından takip edenler, Dahlan’ın Siyonistler ile çok yakın ilişki içerisinde olduğunu aynel yakin ve ilmel yakin bileceklerdir.

Yine Dahlan 2002 yılında Lübnan’da yaptığı bir açıklamada Rantisi’yi öldürmek için 10 adamını göndermeye hazır olduğunu açıklamıştı. Şehid Abdülaziz Rantisi de 2003’te yaralı olarak kurtulduğu suikastın tertipleyicisi olarak İsrail güçleriyle birlikte Mahmud Abbas ve Muhammed Dahlan’ın da olduğunu açıklamıştı.

Dahlan özellikle 1996 yılında Gazze’de koruyucu güvenlik birimlerinin başına getirildiği zaman Hamas hareketine mensup olanları tutuklattırmış, hapishanelerde türlü işkenceler yaptırmıştır. Hamas’ın gölgesinde çalışan hayır derneklerini kapattırmıştır. İşgalcilere karşı mücadale edenlere, Oslo’yu kabul etmeyenlere, Özerk yönetimin uygulamalarına itiraz edenlere karşı saldırılardan geri durmamıştır. Dahlan, Filistin hükümetini başarısızlığa uğratmak için Gazze’de ve Batı Şeria’da çatışmalar çıkartarak güvenlik sorununu ortaya çıkardı.

Hamas'ın Gazze'deki askeri operasyonunun ardından Filistin'i terk etmek zorunda kalmıştır. Sağlık sorunlarını bahane ederek Batı Şeria'dan ayrılan Dahlan, bazı Avrupa ülkelerinde kaldıktan sonra Kahire'ye dönmüştür. Dahlan hala Dubai'de yaşamaktadır. 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 Türkiye'de faaliyet gösteren Alman Vakıfları ve STK lar

 Kâr gütmeyen, gönüllü, sivil toplum, hükümet-dışı, hayırsever ve üçüncü sektör kuruluşları olarak adlandırılan NGO’larla kuşatılmış durumdayız. Görünürde sivil soslu kuruluşlar!...​

 Dünyanın bu kavramla tanışması 10 Aralık 1948 BM İnsan Hakları Beyannamesi 20.ci mad desine istinaden olurken; bizde 1996 yılında BM’nin İnsani Yerleştirme Programı çerçeve sinde HABİTAT zirvesi ile olmuştur.

Hakikatte tüm darbe ve darbe denemelerinin ana çekirdeğinde bu sivil soslu kuruluşlar mevcuttu ve darbe aparatı olarak monte edilmişlerdi. Böylesine masum ve legal yapılanmalardı. Küresel sermayenin “insani”yüzleri! Ulus-devlet yapılanmaları gerçek hedefleri!

 Bu masumiyetlerini dış faaliyet alanlarında görmemek için toplum düşmanı ya da “diktatör” olmak gerekir.Ve “diktatör” söylemi burada anahtar kelime!Hem uluslar arası literatürde hem yerli literatürde!..Öyle ki Kaddafi ve Saddam aynı insani(!) kuşatılışla çevrelenip imha edildi! 

 Uluslar arası ölçekte olmak derin devlet geleneğinin olmazsa olmazlarından. ABD, İngiliz, Alman, Fransız ve İsrail derin yapılanmalarının ve devlet geleneklerinin bir parçası olduğunu düşünmek “komplocu” yaftası ile eş görülse de “kazın ayağı”nın öyle olmadığını gerçek!

Ulus-devletlerin zayıflatılarak; mümkünse yıkılarak küreselleşme sürecinde hizaya getirilmesi bu hükumetdışı sivil toplum kuruluşları ve yapılanmalarının ana hedefidir.

Bu noktada tarihsel sürece baktığımızda Alman istihbaratının aparatı olarak çalışıp Ülkemizde faaliyet gösteren Alman NGO’ların “travmatik” etkiler yaratmada çok maharetli olduklarını söylemek mümkün. Devlet mekanizmasının neredeyse bütününe,toplum dokusunun tamamına yayılan bu  örgütlenmeleri gerçek “paralel” yapılanmalar olarak görmekte o kadar isabetli olur.

Türkiye’de faaliyet gösteren Alman vakıfları ve STK’lar, gerçekte Alman İstihbarat Servisi BND’nin kontrolünde çalışan, tüm masrafları Federal bütçeden karşılanan taşeron NGO’lardır!.. Ülkemizde cirit atan, etnik ve mezhepsel haritamızı çıkaran Alman Vakıfları; Batı’nın “B planı”  dünya imparatorluğu hedefinde, rasyonellik esasıyla hareket ederler!... En büyük engel olarak gördükleri Türkiye’yi  karıştırmak, içten içe kaosa sürüklemek için birçok eylemlerde (Gezi olayları,Alevi-Sünni ve en son  kobani kışkırtmaları) gibi aktif rol almışlardır!.Aksini düşünmek “polyannacılık”olur!

 Bu STK’ların, özellikle de burs verdikleri öğrencileri bu tip eylemlere kullanmak için çağrıda bulundukları ve bir çok toplumsal eylemlerde etkin rol üstlendiklerini de söyleyebiliriz. Sicilleri oldukça kabarık aslında… Faili meçhuller, şiddet örgütlerine kara para aktarmak, siyasal partileri şekillendirmek ve Güneydoğuda şiddeti arttırmak için yapılan eylemlerde aktif rol üstlenmek gibi…!

 Hangi  ulus-devlete monte edilseler, o devlet bünyesinde ağır tahribatlar oluşmuştur.Bu oluşumlar  cuntalar yaşamış, demokrasiye geçiş sürecindeki devletlerde, Alman ekolü teziyle Küresel sermayeye hizmet eden sistemi oturtmak amaçlı kuruluşlardır!..Türkiye’de mezhep sorunu çıkarıp Şii-Sünni çatışması tetiklemek amaçlı faaliyetler içerisindeler. Aleviliğin İslam dışı olduğu tezini yoğun bir şekilde işliyorlar ve yurtdışında PKK propagandası yapıyorlar,

ABD ise hedef ülkelerdeki bu NGO’lara mali destek verir!... Demokrasi Milli Fonu, Uluslar arası Cumhuriyetçi Enstitüsü gibi kuruluşlar ABD kongresinden onay alınarak, desteklenerek faaliyet gösterir. En etkin algı merkezi ve ajan istihdam alanlarıdır!

Irak’ta “çekiç güç” sonrası yeniden yapılanmayı tesis etmek adına büyük çaba harcayan bu kuruluşlar hatırlarsak; IŞİD için 300’e yakın eleman göndermişlerdi! Bunların tamamı barış havarisi mi?? Bu NGO’ların bölge sorumluluk alanlarından biri olan Doğu bölgelerimizde yakalanan sözde Alman gazeteciler Federal yönetimin nimetlerini bölge halkına aktarma ile meşguller!... PKK ve PYD içinde yoğun bir kadroları olan bu sözde Alman NGO unsurları sahayı paylaşmış durumda! Her vakfın bir bölgesi var. Akıllarınca paralel mantık uyguluyorlar. En çarpıcı olanı ise; bir dönem “Lazlar” üzerinde çalıştıkları! “Lazuri Alf abesi”ni yazanın bir Alman Ajanı ve vakıf temelli olması ne kadar insani değil mi ?..Almanya’da basılan “Lazuri Alfabe”sini bölgeye getirip dağıtmaları eğitime verdikleri önemin(!) işareti olarak görülmeli!...

 Kobani ise, bu noktada sıçrama noktalarıydı. Bölge halkımız bilinçlendiği ve oyunları gördüğü için sonuç alamadılar. Bu küresel taşeronların Irak’ta, Suriye’de son iki yıldır “Uluslar arası Yardım Kuruluşları” sayısında artış olması ne ile izah edilir?. Saddam devrilmeden önceki yapılanmanın 100 katı bir artış! Bu şu demek; Saddam ile bölgeye enjekte edilen virüs yapılandı! Ve Ortadoğu’yu Kangrene çevirdiler. Operasyon geniş kapsamlı ve koalisyonel.! Üst bir amaçları var Ulus-devlet yapılanmasının en tehlikelisi Türkiye için modüler manevralar yapmak! İçimizdeki dış destekli STK’lar ve gönüllü ajanlar vasıtasıyla zemin oluşturuyorlar, Her bölgede faal durumdalar ve oluşan şartlara göre mobilize ediliyorlar.

Türkiye hedefte çünkü; medeniyet coğrafyamızda büyük bir birlik oluşturma projesi rahatsız ediyor… Türkiye hedefte çünkü; içe kapanık bir ülkeden dışa dönük bir ülke haline geliyor… Türkiye hedefte çünkü; Eski Türkiye’ye dönmek isteyen, sivil siyasetin alanını daralttı… Türkiye hedefte çünkü; küresel vesayetle mücadele ediyor…Ve "Büyük Türkiye" 100 yıllık sisteme açıktan savaşını ilan ediyor ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tarihe gömmek icin,ABD gizli servisleri ta 90'li yillardan baslayarak Türkiye'de bu misyonu üstlenebilecek bir eleman arastirmaya basladi ve bu arastirma sonunda Refah Partisi Üyesi Istanbul Belediye Baskani Recep Tayyib Erdogan'da karar kilindi.

 

Recep Tayyib Erdogan,tam aradiklari isimdi.Cünkü hem Laiklige,hem Cumhuriyete hem de Cumhuriyetin kurucularina özellikle Ismet Inönü paravani arkasinda Mustafa Kemal ATATÜRK karsiti bir isimdi.

 

Recep Tayyib Erdogan'in serüveni,milletvekili olamadigi ama parti baskani oldugu yillarda baslar.Irak krizi vardir.ABD Türkiye üzerinden Irak'a girmeyi planlamistir.Tam  da bu sirada Recep Tayyib Erdogan,ABD'ye gitmistir.Baskan Bush'un gözüne girmek ve tavizler vaad ederek desteklenmek cabasindadir.CIA'nin elemanlari müthis bir calisma sonunda Recep Tayyib Erdogan'i Bush'la görüstürme imkani buldular.Bu calismalar icersinde ABD'deki Islami kuruluslar özellikle Merve Kavakci'nin babasi önemli rol oynar.(Merve Kavakci,hergün Washington Türk Konsoloslugu'nun önünde ermenilerle birlikte Türkiye Cumhuriyetine karsi sloganlar atan bir isimdir)Neyse konumuz bu degil.

 

Recep Tayyib Erdogan,Baskan Bush'a onun istedigi sözü vermis ancak Türkiye'ye dönene kadar,o günlerde Basbakan olan Abdullah Gül'ün Irak teskeresi reddedilmistir.Dolayisiyla Recep Tayyib Erdogan'in verdigi söz havada kalmis bu da Baskan Bush'u cileden cikarmisti.Recep Tayyib Erdogan alelaceke tekrar ABD'ye gitmis yaninda ki heyetle bir otelde kalarak Baskan Bush'la tekrar görüsebilmenin imkanlarini aramaya baslamistir.O günlerde herkesin malumu olan ve Baskan Bush'un (AT PAZARLIGI YAPIYORUZ)sözü cok gürültü koparmisti ama vatanseverler cephesinde.Recep Tyyib Erdogan Baskan Bush'la tekrar görüstürüldü ancak ABD Irak'a baska yollardan girerek,Recep Tayyib Erdogan'a ben sensizde yaparim mesajini vermisti.Recep Tayyib Erdogan Baskan Bush'un gözüne girebilmek icin herseyi yapmaya hazirdi zaten onu Baskanla görüstürenlerde aradiklari adamin Recep Tayyib Erdogan oldugunu ve her seyi yapmaya hazir oldugunu söylemistiler.

 

Recep Tayyib Erdogan'a ileriki yillarda SIYONISTLERIN verdigi CESARET MADALYASI bu anlamda cok önemlidir.ABD yikamadigi Ulus devlet Türkiye Cumhuriyeti'ni nihayet yikacak adami bulmustu.Bu anlamda rahmetli Erbakan'in Recep Tayyib Erdogan'la ilgili sözleri belge niteligindedir.Yani AKP'ye karsi darbeydi falandi filandi bu hikayeler sadece saf yiginlari kandirmak icin söylenen sözlerdir.Recep Tayyib Erdogan ilk is olarak ABD'den aldigi talimatlarla TSK icersindeki Kemalist yani Atatürkcü subaylari devreden cikarmak icin o günlerde kuzu sarmasi olduklari cemaatle birlikte,ERGENEKON-BALYOZ-POYRAZKÖY-CASUSLUK senaryolarini devreye sokup "Bunlar darbe yapacaktilar"Arinc' suikast yapacaktilar"Camileri bombalayacaktilar"gibi ahlakla uzaktan yakindan hicbir ilgisi olmayan,tamamen ihanet icerikli calismalarla yüzlerce generali Silivri Toplama Kampina kapatip ABD ve AB'nin talimatlari dogrultusunda devleti ele gecirdiler.

 

Graham Fuller denilen kisi;CIA'nin Ortadogu Türkiye Masasi sefi idi.Abdullah Gül ve Recep Tayyib Erdogan'i bulan kisiydi.Laiklige son verilip ILIMLI ISLAM uygulamasina gecilmeliydi demisti GRAHAM FULLER.Ve Türkiye'de Islamcilarin iktidara gelmesi gerekir diyordu GRAHAM FULLER cünkü ancak Islamcilarla Ulus Devleti yikabileceklerinin hesaplarini yapmistilar.Ne demisti Recep Tayyib Erdogan:Ya Laik olursunu ya müslüman!Iste müslüman olunsu diye Laikligi yok etme yarisina girdiler.Cünkü Laiklik demek DEMOKRASI demekti DEMOKRASI demekte INSAN HAKLARI demekti.Cünkü LAIKLIK bir din degil Laiklik herkesin özgürce istedigi inanca sahip olabilmesidir.Iste Islamcilarin karsi ciktiklarida buydu.Ya müslümansin ya da LAIK.

 

Türkiye'de Avrupalilarin ve de ABD'nin ta Lozan'dan baslayip SARK SORUNU dedikleri olay.Türkiye'nin sinirlari idi.Lozan'la bu sinirlar cizilmis ancak ABD bu anlasmaya gözlemic olarak katildigi halde bu anlasmayi imzalamamis ve Türkiye'nin sinirlari ABD icin bir sorun olmaya devam etmistir.Recep Tayyib Erdogan'in Kürt(PKK)acilimi bu anlamda ABD'den alinmis bir talimatla baslamistir.Önceleri gizli gizli PKK ile görüsmeler yapiliyordu,bunlar ortaya atilinca RECEP TAYYIB ERDOGAN bir mitingte:PKKi le görüsütügümüzü söyleyenler serefsizdir diyerek bu görüsmeleri inkar etmis ancak daha sonra gercekler ortaya cikip "HAKAN FIDAN'i ben görevlendirdim"diyerek PKK ile pazarligi itiraf etmis,serefli bir savcinin HAKAN FIDAN hakkinda acmak istedigi sorusturmayida Recep Tayyib Erdogan önlemis ve kisiye özel bir yasa cikartarak ihaneti korumustur.

 

Recep Tayyib Erdogan,Ergenekon tuuklularinin AIHM'e actilari magduriyet ve tazminat davalarini kazandiklari icin derhal bir yasa cikartarakTazminati hakimler degil devlet ödesin demistir.Ve emrinde calisan hakimleri korumasi altina almistir.

 

Türkiye'nin bugün getirildigi nokta;Cumhuriyet Tarihi'nin en karanlik en acimasiz en tehlikeli dönemidir.TSK'ya kurulan tuzak ortaya cikarilmis,bu ahlaksiz operasyonlari yaptiran hükümetin savcilari yurt disina kacacak bir konuma getirilmislerdir.Paralel Devlet denerek yillarca omuz omuza Cumhuriyeti ve onun bekcilerini yok etmek icin calisan ortaklar birden düsman olmus ve tüm yasanan adaletsizlikler paralel devlet denerek eski ortaklarin üzerine yikilmistir.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yikilmasi icin dista düsman aramak nafiledir.düsman Türkiye'yi yönetiyor.Dün DERSIM'deki ayaklanmayi bastiranlara "KATIL"o mücadelede öldürülenler icin "SOYKIRIM"diyerek Atatürk'ü katil olarak gösterenler,eskiya basini kahraman olarak gösterip heykelini diktirenler bugün Güneydoguda katliam yapmaktadirlar.

Demek ki eger vatan müdafaasi söz konusuysa gereken yapilmalidir.Cumhuriyetin kurucularini FASIST diye damgalayanlar gercekte 14 yildir adim adim fasizmi mesrulastirdilar.

 

Alman Gizli Servisi'nin Lazlarla ilgili calismalari biliniyor ve bu calismalar sonucunda Laz yurttaslarimizi devlete karsi ayaklandirmak icin calisan elebasi yakalanmistir.O zamanAKP yoktu henüz.Ancak bugün PKK'yi ve dincileri koruma semsiyesi altina almis olan Almanya ile Recep Tayyib Erdogan cok yakin iliskiler icindedir.Hani insanin soracagi geliyor:He PKK'ya karsisin ama hem de PKK'yi ülkesinde barindiran bir hükümetle al gülüm ver gülüm icindesin.Bu ne perhiz bu ne lahana tursusu!O da yetmiyor,3 milyar euro karsiliginda senin sebep oldugun Suriye'deki ic savastan kacanlari Almanya'ya göndermemeyi kabullendin.Almanyanin verdigi rüsveti kabul ettin.

 

Diyecegim sudur:Türkiye distan yikilmaz o günler Mustafa Kemal Atatürkle birlikte sona erdi.Türkiye icten yikiliyor ve enkazin altinda kalmamizin zamani yaklasiyor.Eger icimizdeki düsmani (düsman derken bildigimizPKK'yi kastedmiyorum onu hallederiz)hicbirsey yapamaz hale getirmezsek sonumuz iyi degildir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

40 yıl öncede vardı pkk bitirilemeyen bir silahlı örgüt olarak. Düşünce yanlış AKP giderse pkk biter. Pkk ya Hükümeti düşürme görevi verilmiş gibi bir durum var ortada. Bir zamanlar Askere yaptırılan görev gibi.

TC yıkmaya çalışan hükümet, Ülkenin Şehirlerini ve kasabalarını yeni hastanelerle donattı. Her şehire en az bir Üniversite kurdu. Hemen hemen her Şehre Havalimanı yaptı. Yollar, Tüneller, Barajlar Sulama kanalları, Demir yolları Yerli savunma sanayinin gelişmesi, Haberleşme uydularının yerli yapımı vs vs sayılamayacak bir çok yatırım son 10 yılda yapmış. Hayallerin sınırlarını zorlayan gelişmeler yaşanmış fakat bir Düşünceye göre Vatan batırılmış. Bu ve benzeri Düşüncelerle Yerli ve Milli olan hiçbir gelişme kaydedilememiş Cumhuriyet kurulandan itibaren.

 Eğer Türkiye Başbakanı komşu bir devlette iç savaş çıkaracak güce ulaşmışsa Dünya süper gücü anlamına gelirki yanlış bir tez.

 Geçtiğimiz Yıllarda Petrol bölgelerindeki iç savaş ve karışıklıkların devamı olarak görmek Suriye de olanları daha mantıklı.

 Yapılmak istenen Türkiye dede aynı karışıklarla Rejim devşirme ön çalışmalarıdır. Geziyle denemesi yapıldı 17 aralıklada istenilen sonuca varılmayınca görev pkk hdp ye verildi şuana beklenen olmadı sahaya chp içide dönüştürülüp sahaya sürülmeye hazır. Hatta pkk isim Değiştirip Alevi kartını son olarak sahaya sürecek.

 

Başlığıma katılımınıza teşekkür.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP iktidara geldiginde terör sifirlamisti.Bazen birilerini savunmak adina gerceklerin örtbas ediliyor olmasi ne aci birsey.AKP'nin iktidara gelmesiyle terörün adimadim artmasini AKP'yi devirmek olarak görenler AKP'den önceki PKK'nin neden terör yaptiginida aciklamalari gerekmezmi?

 

Türkiye,kurban edilmis bir ülkedir.Bu kurbanlik ta DP'döneminden yani cok partili sisteme gecildikten sonra baslamistir.

 

Cumhuriyet kuruldugunda hangi atilimlarin yapildigini bunlarin kapisina kimlerin ve neden kilit vuruldugunu bilmemek ayip degildir ama merak edip ögrenmemek ayiptir.Türkiye Cumhuriyeti Devleti Bagimsizligini elde ettikten sonra ki Milli Kalkinmasini DP'ye kadar sürdürmüs DP ile Amerikanin sömürgesi haline getirilmistir.Muhalefete sorulmadan Kore'ye asker göndermek Amerikan cikarlarina hizmet vermek ve sözümona ruslara karsi devleti koruma bahanesi ile bagimsizligimizi kaybettik.

 

Cumhuriyet kurulduktan sonra ki ilk onbes yilda 4000Km demiryolu yapilmis,3000Km demiryoluda yabancilardan para ödenerek geri alinmistir cünkü Osmanli ülkedeki demiryollarini ya Almanlara ya Fransizlara hediye vermisti.14 yilda 1000Km demiryolu yapipta "10Yil marsiyla dalga gecmek,sen ne yaptin ya biz yaptik"demek en azindan ahlaken sorunlu bir yaklasimdir.

 

Yazdigim yorumdaki gercekleri teget gecerek AKP'nin neler yaptigini anlatirken neler yapmadiginida anlatmak gerekirdi.Yol,tünel,demiryolu ve baska seyler hükümetlerin asli görevleridir.Hükümetler halka hizmet icin vardirlar.Biri yapar digeri yapmaz bu ayri bir konudur ama bir hükümet demiryolu veya tünel yapti diye yüceltilmez.Halk oy verir hükümet calssin diye yatsin diye degil.Ayrica ekonomi konularini zamanin sartlarina ve konjüktüre göre degerlendirmek gerekir.

 

Davutoglu Ingiltere'ye gitti ne icin para icin,cünkü Türkiye'nin muazzam bir dis borcu var.Bugünde Suriyeli mülteciler bahanesiyle Almanya daydi ve Alman Basbakanina yaranmak icin okadar ufaldiki.Ama bunu AKP medyasi yazmaz.Ancak görenler ve duyanlar bilir.

 

Gelelim konumuza:Libya'da ic savas cikartan ve ABD VE Fransaya müdahale imkani taniyan kisi Recep Tayyib Erdogan'dir.Nato Izmir'de karargah kurmak istediginde Recep Tayyib Erdogan Nato'nun Libyada ne isi var dedi.Iki günsonra Izmir NATO'nun Libyaya saldiri merkezi haline getirildi.

 

Misirda Mübarek'in devrilmesi icin Misir muhalefetine yani MÜSLÜMAN KARDESLER'e destek vererek ic savas cikmasina yardimci olmus,Mübarek devrildikten sonra,MÜSLÜMAN KARDESLERin iktidara gelerek,tamamen dinci bir yönetim tarzini secmesi ile halk galeyana gelmis.Muhaliflerle Müslüman kardes taraftarlari birbirine girmis ölüler ve yaralilar sonucunda Misir ordusu Ülkenin gelecegini kurtamak icin yönetime el koymustur.Buna en cok gocunan Recep Tayyib Erdogan olmustur ama neden?Cünkü Erdoganin hayallerini Ortadoguda bir Isla Birligi olusturmak ve  i birligin basina gecmek süslüyordu ama olmadi.Suriye'ye gelince,Besar Esad hanimi ile Türkiye'ye Recep Tyyib Erdogan'in daveti ile geldi,kuzu sarmasi oldular.Resimler belgedir.Suriye Ortadoguda seriatla yönetilmeyen tek devletti yani Laik bir düzeni vardi.Ve ABD'ye karsiydi.Bu düzen yikilmaliyd,icünkü Besar Esad birilerini gözünde diktatördü ve halkina eziyet yapiyordu.Hani bunu söyleyenlerin halklari 14 yildir iskence cekmektedir.Esad'i deviremediler artik AKP medyasi ve onun basindakiler Esadla yatiyor Esadla kalkiyordular.Sonunda Rusya müdahil oldu ve Esadin tarafini tuttu.AKP yani Recep Tayyib Erdogan,Nato güclerini ülkemize davet edip isgali andiran bir durum yaratmasi bir kenara,Nato ile Rusya'yi savastirmak icin Rus ucagini düsürttü.Ama yine istedigi olmadi.

 

Gezi olaylarina gelince:Gezi direnisi bu toplumda iyi,güzel,namuslu,onurlu ne varsa onu temsil eden toplumsal gücü ortaya cikardi.Öyle bazilarinin AKP'ye karsi komploydu gibi hikayeleri bosuna anlatilan hikayelerdir.Vatani egemenligine bir isyandi Gezi olaylari.Muhafazkar-Liberal ortakliga vurulan bir darbeydi Gezi.Gezi direniscileri yeni Türkiye'yi temsil ediyordu.Ülkeye korkmamasini ögrettiler.Gezi;Vasatin egemenligine bir meydan okumaydi.Liberallerin AKP'nin ülkeyi demokratiklestirdigi yolundaki palavralarina yasamlarin ortaya koyarak son verdiler.

 

O liberaller ki:TSK'nin vesayeti son buluyor diye Recep Tayyib Erdogan'in yargiyi ele gecirme tuzagi olan referandumda "YETMEZ AMA EVET"diyenlerdi,bakin su anda Recep Tayyib Erdogan hepsini elinin tersiyle itiverdi hicbirinin adi sani duyulmuyor artik.Hani buna "köprüyü gecene kadar"derler halk arasinda.

 

Türkiye'yi kalkindirdik diye böbürlenenler,duble yollar yaptik diyenler bu yollari kimler icin yaptiklarini bir türlü itiraf edemiyorlar.Herseyi yaptik diyenlere"hala yerli bir arabamiz yok"dedigimizde cevap veremiyorlar.Duble yollar,Hans'in,Frank'in,Covaninin arabalari yürüsün diye yapildi,Türklerin arabasi yok.Cilgin proje KANAL ISTANBUL dedikleri proje aslinda bir ABD projesidir.Montrö ile bogazlari istedikleri gibi kullanamayan ABD Istanbul bogazina alternatif olacak bir projeyi Recep Tayyib Erdogan'a ithal ettirdi.Cünkü KANAL ISTANBUL Montrö'den bagimsiz olacaktir.

 

14 yilda dubleyol yapanlar,her ile üniversite acanlar(Bu üniversitelerin dünya siralamasinda esameleri okunmuyor,Türkiye'nin yüz aki olan ODTÜ dünya siralamsinda ilk siralarda geliyor ama AKP ODTÜ'den memnun degil cünkü orayi henüz ele geciremedi.)Cumhuriyet kuruldugunda ve daha sonralari bu cefakar milletin vergileri ile yapilan ne kadar tesis,kurulus varsa sattilar hemde yabancilara sattilar.Yani adlari TÜRK olan ne varsa sadece ad olarak kaldi.Bankalar yabancilara satildi.Yer alti zenginliklerimiz yabancilara parsellendi.Atatürk'ün cikarmis oldugu "KÖY ARAZILERI YABANCILARA SATILAMAZ"yasasini degistirip köy arazilerini yabancilara peskes cektiler

 

Bugün Davutoglu Almanya'da Basin toplantisinda:"Sayin Merkel'e siz yalniz kaldiniz diyorlar,Hayir Sayin Merkel siz yalniz degilsiniz,biz sizinle birlikteyiz.Dostlugumuz ebedidir "diyordu.Ayni Merkel,PKK'ya karsi verilen mücadeleden sikayet etmektedir.Mülteciler gelmesin diye Türkiye'ye rüsvet teklif etmis Türkiye dis borclari oldugu icin bu rüsveti kabul etmistir.Ve daha fazlasini istemektedir.

 

Türkiye,soguk savasa kurban edilen bir ülke.Nato ile baslayan sosyalist bloka karsi YESIL KUSAK projesinin uygulanamaya basladigi ve Recep Tayyib Erdogan ve Abdullah Gül ikilisiylede ILIMLI ISLAM projesinin uygulamaya kondugu bir ülkedir.Küresel Emperyalizmin öncülügünü yapan devletlerin hepsi birer ulus devlettir.Türkiye'nin ulus devlet olmasina karsi 90 yildir mücadele vermektedirler.Bu mücadelede küresel emperyalizme hizmet edenler müslümanlardir.14 yildir Türkiye'de TÜRKLÜGE,Türk Milletine,Lozan' a karsi Kürtcülerle isbirligi yapanlar ayni zamanda BOP ES BASKAN olmak gibi bir imtiyazada sahiptir.BOP Orta Dogu'nun yeniden sekillenmesi projesidir,bu projenin icinde Türkiye'de vardir.Yani Türkiye'nin sinirlari.AKP 14 yilda beri bu sinirlarin degismesinin adimlarini atmakta ve bu anlamda Türkiye'de milli olan ne varsa yok etmektedir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gelecek Bahardaki Gezi girişimi sponsorları oldukça ciddi.

Mustafa ve Ali Koç 1 gece önce Sn CB mızla görüştüler ve Ortak hareket etme noktasında anlaşıldı. M Koç Sabahında Kalp krizi geçirdi​.

Aynı gün Davos'a gitmek üzere özel uçağıyla yola çıkmaya hazırlanırken. Sabah sporunda Kalp krizi geçirdi.

Şaibeli olup olmadığı komplo teorisyenlerini ilgilendiren bir konu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mustafa Koc,Türkiye'nin yüz aklarindan biriydi,Nur icinde yatsin.Sizin cumhurbaskaniniz ancak Barzani,Sivan Perver ve Lela Zana ile konusur.

 

Ama sunu unutmayin ki,Türklere karsi asirlar boyu hep yok etme siyasetleri yürütülmüs ancak Türkleri yok edememislerdir.Türkleri yok etmeye calisan Osmanli'nin mirasini AKP yani Recep Tayyib Erdogan yüklenmistir.Kürtlerle isbirligi yaparak Türkmenleri kilictan gecirten Sultan Selim'in bugünkü torunu Recep Tayyib Erdogan'dir.Türklere karsi Kürtleri yücelten onlari yücelterek kendine pay cikartmaya calisan ancak bu gerceklesmeyince ülkeyi kana bulayan ve milliyetcilik ayaklarina yatarak bu sefer dün ayaklarinin altina aldigi milliyetcilikten oy devsirmeyi hesaplayan kisi de Recep Tayyib Erdogandir.

 

Türbanli bacimin üstüne isediler dedi yalan cikti,

Camide icki ictiler dedi ylan cikti icki icilmedi diyen imamida sürgüne gönderdiler.

Recep Tayyib Erdogan milleti birbirine kirdirarak diktatörlügünü ilan etmeye calisan olmayinca bunu yasalarla gerceklestirip ülkede tek söz sahibi olmayi hedefleyen birisidir.

Ben bu cabalarin arkasinda,Atatürk'ün Bagimsizlik savasimizda ve ondan önce Gürcülere verdigi dersin oldugunu düsünüyorum.Recep Tayib Erdogan da GÜRCÜDÜR.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 Santranç oynayanlar piyonlarını çok iyi tanır.

 11eylü saldırısını abd kendi yaptı diyen 75 akademisyenin tutuklanmasını destekleyen Joe Biden'in bizdeki pkk destekçisi akademisyenlere sahip çıkmasına şaşırmadık.

 Joe Biden'in eşi Jıll Biden'in Cüneyt Özdemir'e tabiri caizse İyi gidiyorsun hainliğin dozunu biraz daha artır demesine şaşırmadık. Can Dündar'ın oğluna baban cesur bir adam lakin yakayı çabuk ele verdi demesinede şaşırmadık. Santranç oynayanlar piyonlarını iyi tanır.

 ABD nin ikinci adamının gelmesi hayra alamet olmadı. Obama'nın veda busesi dağıtacağı zamanların öncesi geldiği gibi hdp milllet vekillerinin gözlerinin içine bakarak pkk tüm düm dünyanın kabul ettiği terör örgütüdür deyip Yahudi lobisinin şikeci sesiyle manifestosunu ortaya koydu. Pyd ve hpg nin varlığını ise Cenevre görüşmeleri perdelemesinin ardına gizledi. Gözümüzü boyadı barış havarisi olarak belirdi bizlerde inandık.:)

 Biden'in gelişiyle perdelenen ve kabul ettirilmeye çalışılanları iyi tahlil edelim. Biden'in ülkemizden ayrılmasının ardından Musul ve Cerablus çizgisinde 'Fırat'ın batısında' düğmeye basılacağı kesindir. Biden'in gelmeden önce Rusların sınır bölgemize yakın noktada üs ve havalanı açması boşuna değil. Abd'nin zaten mevcut olan Tel amir, Abdülaziz dağı ve ardından Rimelanda kurdukları hava üsleri mevcuttu. Abd ile anlaşan Rusya'nın yeni bir havaüssü açmaları daraltılan ve tahkim edilen alanların.Pyd'ye arka mevzi ve destek olduğunu iyice aşikar kılmıştır.Pkk ve beraberinde Ypg ve Pyd nin çözülme noktasına geldiği bir dönemde durumu kurtarma derdine düşen Abd merkezli siyonist lobininin Biden üzerinden devreye girmesi yine iyi okunmalı.
durumu kurtarma derdine düşen Abd merkezli siyonist lobininin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 Bu Biden bize demokrasi barış ve özgürlük kavramlarına hassas olunmasını ifade ederken, Rimelan hava üssü başta olmak üzere, Tel amir, Abdülaziz dağı bölgesinde bulunan üslerde Abd ajanlarının Ypg ve Pyd güçlerine dağıttığı paraları dile getirmemiştir. Dahlan üzerinden dağıtılan paraların Pyd ve Ypg bünyesindeki lejyoner askerlere, teröristlere verildiğini dile getirmeyecektir. Aynı Biden, Pyd ve Ypg güçlerini yöneten Abd özel birliklerini dile getiremeyecektir. Pyd ve Ypg güclerininin % 90 nına Abd bütçesinden demokrasi adına ödenek çıkartmak için senotoya yaptıgı blöfleri ifade etmeyecektir. Joe Biden, Demirtaş'a Abd ziyaretinde Demokratik Kürdistan için bugünkü zamanı işaret ettigini söylemeyecektir. Biden'in, Cenevre görüşmleri için zemin hazırlamak adına geldiğini kimse bilmeyecektir. Biden Pkk'yı terör örgütü olarak ifade ederken yine İngiltere merkezli bankalar ve off-short hesaplar üzerinden
KCK elebaşlarını finanse ettiğini kimse bilmeyecektir.

Düşünün ki, Citibank'ın kimler adına hizmet verdiğini Dahlan'a bile söylemeyecektir!...

Paralel unsurların ordumuz içindeki uzantılarına "Abd başta olmak üzere" diğer AB ülkelerine sığınabileceklerinin güvencesini verdiğini ve takipçisi olduğunu kimseler öğrenmeyecektir.Bu Biden, Hdp milletvekilleri üzerinden Hdp kongresinde yenilenecek"eşbaşkan"lara yeni dönem Kürdistan güvencesini verdiğini fark edileceğini düşünmemiştir.

Dahlan gerçeği ve Biden gerçeği bize şunu gösteriyor, Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Ankara'yı tasfiye edecek büyük bir kumpasın haberlerini veriyorlar.

 TBMM de temsil edilen bütün parti yetkilileri Biden ile görüşürken Mhp neden çekince koydu? Oktay Vural neden kaçtı?
"6.filo protestocuları" içine karıştı! Vural nezdinde MHP neden protestoyu seçti?

 

 

 
 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Biden ile görüşen Leyla Zana acilen Recep Tayyip Erdoğan’dan neden randevu istedi?
Leyla Zana üzerinden verilmek istenen mesaj mı var? Tehdit mi var?
Veya Leyla Zana neyi farketmiştir?
Zana, Pkk’nın dışlanıp Pyd’nin gerçek yüzünün hasıl olduğunu mu, yoksa uluslararası bir komplonun yolda olduğunu mu itiraf edecektir!
Bakıp göreceğiz..
Leyla Zana’nın görüşmesinden sonra Oktay Vural nasıl bir açıklama yapacak
bekleyip göreceğiz…

Joe Biden, Abd’nin barışı dizayn eden savaş gücüdür!
Biden, siyonizmin en barışçıl yüzüdür!
Biden gidecek, bombalar patlayacak! Esed, İran, Pyd saldırıya geçecek!
Faili meçhul süsü verilecek bir dizi suikastlere rastlayacağız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Leyla Zana ve Erdogan bir süre önce yine basbasa görüsmüsler aralarinda neler gectigini kimse bilmedigi halde görüsmeden sonra Leyla Zana'nin PKK'ya dolayisiyla PKK'nin siyasi uzantisi partiye:Bu is erdogan yapar ona destek verin"dedigini herkes biliyor.Erdogan'in neyi yapacagini ise Diyarbaki Mitininde Sivan Perver'le kuzu sarmasi oldugunda anladik.Sivan Perver tescilli bir Türk düsmanidir,Ve Türk devletine en agir hakaretleri yapmis bir isimdir.

 

Recep Tayyib Erdogan'in Cumhuriyete karsi isyan eden Kürt fasistlerin daha dogrusu asiretlerin önderlerine sahip cikmasi fakt onlarla mücadele edenleri soykirimla suclayip  heykellerini diktirmesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nun kimlerin eline gectigini bize anlatmaya yeterdi.ABD istedigine adim adim yaklasiyordu.2007 yilinda ABD'den alinan start talimatiyla TSK'ya karsi bir operasyon baslatildi.Serefli generaller darbe yapacaktilar diye tutuklandi gercekte ise bu generallerin hepsi ABD karsiti milliyetci Atatürkcü generallerdi.Devleti yikmak icin savas baslatmisti AKP.

 

Ingilizlerden bahseden sizlerin:Ingiltere Kralicesinin ayagina giderek ondan sövalyelik nisani alan AKP'nin kurucularindan ILIMLI ISLAM önderlerinden,Cumhuriyet ve laiklik karsiti Abdullah Gül'den bahsetmemek hangi amaclara hizmet verdiginizi gösteriyor.

 

Biri Siyonistlerden "CESARET MADALYASI"digeri dün Türkiye'nin isgalinda bas rolü oynayan ve Vahdettin'in sarayinin karsisina SAVAS GEMISINI TOPLARINI SARAYA KARSI CEVIREREK demirleyen geminin ülkesi Ingilterenin kralicesinden SÖVALYELIK NISANI aliyor ama bunlara oy verenler sigir olmuyor ama bunlara karasi olanlar sigir oluyor iste dinciligin iman seceresi.

 

Türkiye isgal edildiginde,Ingilizleri ve Yunanlilari karsilayanlar AKP'y kuranlarin dedeleridir.Tekrar ediyorum tarihi bilmemek ayip degil ögrenmemek veya carpik tarihi ögrenmek ayiptir.Kurtulus Savasi verenleri idam cezasiyla yargilayan.serefli Türk aydinlarini MALTA'ya sürgüne gönderten,Tahtini kurtarmak icin isgalci Ingilterenin kucagina oturanlar bugünkülerin dedeleridir.Iste o gün basaramadiklarini,bugün yine Inglizlerin ve ABD'nin destegi ve AB'nin tatli havucu ile basarmaya caisiyorlar.Dün AB'ye hiristiyan klübü diyenler bugün AB'nin kapisinda özelliklede Almanya'nin kapsinda dilenmeye baslamislardir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 Bu Biden bize demokrasi barış ve özgürlük kavramlarına hassas olunmasını ifade ederken, Rimelan hava üssü başta olmak üzere, Tel amir, Abdülaziz dağı bölgesinde bulunan üslerde Abd ajanlarının Ypg ve Pyd güçlerine dağıttığı paraları dile getirmemiştir. Dahlan üzerinden dağıtılan paraların Pyd ve Ypg bünyesindeki lejyoner askerlere, teröristlere verildiğini dile getirmeyecektir. Aynı Biden, Pyd ve Ypg güçlerini yöneten Abd özel birliklerini dile getiremeyecektir. Pyd ve Ypg güclerininin % 90 nına Abd bütçesinden demokrasi adına ödenek çıkartmak için senotoya yaptıgı blöfleri ifade etmeyecektir. Joe Biden, Demirtaş'a Abd ziyaretinde Demokratik Kürdistan için bugünkü zamanı işaret ettigini söylemeyecektir. Biden'in, Cenevre görüşmleri için zemin hazırlamak adına geldiğini kimse bilmeyecektir. Biden Pkk'yı terör örgütü olarak ifade ederken yine İngiltere merkezli bankalar ve off-short hesaplar üzerinden

KCK elebaşlarını finanse ettiğini kimse bilmeyecektir.

Düşünün ki, Citibank'ın kimler adına hizmet verdiğini Dahlan'a bile söylemeyecektir!...

Paralel unsurların ordumuz içindeki uzantılarına "Abd başta olmak üzere" diğer AB ülkelerine sığınabileceklerinin güvencesini verdiğini ve takipçisi olduğunu kimseler öğrenmeyecektir.Bu Biden, Hdp milletvekilleri üzerinden Hdp kongresinde yenilenecek"eşbaşkan"lara yeni dönem Kürdistan güvencesini verdiğini fark edileceğini düşünmemiştir.

Dahlan gerçeği ve Biden gerçeği bize şunu gösteriyor, Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Ankara'yı tasfiye edecek büyük bir kumpasın haberlerini veriyorlar.

 TBMM de temsil edilen bütün parti yetkilileri Biden ile görüşürken Mhp neden çekince koydu? Oktay Vural neden kaçtı?

"6.filo protestocuları" içine karıştı! Vural nezdinde MHP neden protestoyu seçti?

Bu paralel nakarati gercekten cok komik.13 yil bu paralel denilen cete ile omuz omuza Türkiye Cumhuriyeti Devletini yikmak ve ordusunu yok etmek isteyenler köprüyü karsiya gecince hemen paralelli farkettiler.Yani bu yalanlara AKP'liler disinda kimse inanmiyor cünkü  yalaninda bir usulü olur.13 yilda sen paraleli tanimamis,milletin ordusuna kumpas kurdurmus.özel mahkemeler,özel savci ve hakimlerle namuslu insanlari zindanlara tikmis,Ergenekonun  savcisi olmus sonra da aaaaa bunlar paralelmis TSK'ya kumpas kurmuslar.Bunlari ancak kendilerine oy verenler yutar.Atatürkcü generaller TSK'dan temizlenirken yerlerini kendi adamlarini yerlestirdier yani bundan paralelin ortaginin haberi yokmuydu?NE ISTEDILERDE VERMEDIK diyen herhalde marstan gelmemisti.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ABD ve AB;Türkiyedeki isbirlikcileri ile Türkiye bölünene kadar Recep Tayyib Erdogan'i destekleyeceklerdir.Bu bilinen bir gercektir.Eger Recep Tayyib Erdogan ABD,AB ve Israil'in isine gelmeseydi coktaaan gitmisti.Henüz daha köprüyü karsiya gecmediler.Öyle basta Recep Tayyib Erdogan olmak üzere,Ankarayi tasviye edecek kumpas hikayeleri ancak AKP sempatizanlarinin ve Recep Tayyib Erdogan'in örtül ödeneginden nemalanan yandas gazeteler anlatir ve yedirmeye calisir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 Anlatılanlara göre şehir dışından Diyarbakır’a gelen bazı gruplar çatışmayı körüklemek için eylemler düzenliyor. Çünkü halk mevcut durumdan PKK ve HDP’yi sorumlu tuttuğu için HDP’nin Sur, Cizre ve Silopi’deki çatışmalar için yaptığı gösteri çağrılarına itibar etmiyor. Ancak dışarıdan gelen bazı radikal Alevi grupların hem gösteriler hem de çatışma için eleman getirdiği belirtiliyor. Sur’da MLKP üyelerinin çatıştığı haberleri daha önce de basına yansımıştı. 

 Alevi gruplar önümüzdeki günlerde Bismil’de bir Serhildan (Başkaldırı) isyanı başlatacaklar. Sorun Kürt sorunu, yer Diyarbakır, ancak serhildanı Kürtler değil bir kısım Alevi gruplar yapacaklar. Birileri PKK teröründen netice alınmazsa marjinal gruplardan yeni bir terör dalgası oluşturmak için Doğudaki çatışma ortamına mezhep terörünün tohumlarını ekme derdinde. Bir gün PKK bitse bile terörün mezhepçilik üzerinden devam ettirilmesi planlanıyor. Fitilin ateşi de PKK’nın ilk kurulduğu köylerde yakılacak. 

Kürt sorunu gibi Alevi sorunu da terörize edilmeye çalışılıyor. Mezhepsel fay hatlarının içine terör tesisatı döşenerek bu defa Alevi vatandaşları ayaklandırmanın planları yapılıyor. Bir buçuk yıl öncesinin hendekleri bugün nasıl başa bela olduysa PKK terörünün içindeki mezhepçi terörün yakında büyük bir sorun olacağının gözardı edilmemesi lazım. PKK bitse de terörün devam etmesi isteniyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 Sitede onlarca başlık açılmıştı 10 yıldır Hükümetler ve RTE hakkında. Hepsinde'de ne kadar acımasızca eleştirildiğini biliyoruz.

 Açmış olduğum başlık siyasi taraf olmayacak içeriğe sahipken yine karalama paylaşımlara girmenizin ciddiye alır tarafı yok.

 Konu Terör ve Topraklarımızda süregelen ve devam etmesi için yapılan çalışmaların görülmesi açısından bir nebze olsun kapı aralamak.

 saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu baslik tam anlamiyla siyasi icerikli bir basliktir.

AKP'nin ve Recep Tayyib Erdogan'in acimasizca elestirilmesinden belliki cok üzülenler var.Ancak.acaba neden elestiriliyor diye de ciddi ciddi inceleyen yok sadece duygusal yaklasimlar ve algi operasyonlari ile havucu balli gösterme cabalari var.

AKP iktidara geldiginde terör sifirlamisti,cünkü TSK biz görevimizi yerine getirdik bundan sonrasi siyasetin isi demisti.Peki ne oldu da AKP ile bu terör belasi adim adim geliserek bugünkü vahim konuma getirildi.Yani burada kalkip ta AKP'ye karsi komplo teorisi üreterek AKP'yi yikmak icin yaptilar demek biraz saflik olur bence.Cünkü AKP'yi yikmak bir kenara dursun AKP ABD tarafindan desteklendi cünkü AKP'yi iktidara tasiyan  Amerikan ABD idi.AKP'nin bir Amerikan projesi oldugu anlasilmis bunu rahmetli Erbakan acik acik ifade etmisti.AKP'yi kimler kurdu sorusunun cevabi ABD'ciler olabilir ancak.Yoksa ABD Erdogan'in kara kasina kara gözüne hayran degildi bizdeki bazi tatmin olamayanlar gibi.

 

ABD'nin Türkiye Büyük Elcisi Robert Pearson'un 6 Haziran 2003 tarihinde Ankara'dan Washington'a gönderdigi sifreli rapora bakalim.bu rapor Ergenekon ve Balyoz davalarinin gercek nedenlerini hicbir yoruma yer birakmayacak sekilde ortaya koymaktadir.Bu rapor ABD Disisleri Bakanligindan yalanlanmadi:

 

""TÜRK GENERALLER""AKP'den secilmis olan Tayyib Erdogan'in davranislarindan büyük rahatsizlik duymaktadirlar.Erdogan GÜCLÜ bir müttefikimizdir.Generallerin bu tutumu AMERIKAN MENFAATLERININ korunmasi acisindan engelleyicidir.Orgeneral Özkök'ün sadakatli durusu sahiplenilmelidir.Muhalif Generaller,örnegin Hilmi Özkök'ün cizgisine itiraz etmektedirler.Erdogan kendisine destegin devami halinde ABD'nin bir müttefiki olarak Ortadogu ve Irak dahil olmak üzere Türk Hava Sahasini kara ve demiryollari ile Mersin ve Iskenderun limanlarini kullanimimiza acacagini taahhüt etmektedir.Ancak Türk ordusundaki üst rütbeli subaylar tarafindan sürekli engellenmek istenmektedir.

 

Amerikan menfaatlerine karsi cikan Org-Aytac Yalman!,Org.Sener Eruygur,Org.Cetin Dogan,Org.Hursit Tolon,Org.Fevzi Türkeri,Org.Tuncer Kilinc,Org.Yasar Büyükanit!,Genelkurmay Baskani Hilmi Özkök'ün talimatlarina uymadiklari gibi her an muhtira verebilirler.Bu bakimdan degerlendirildiginde güclü bir MEDYA GRUBUnun olusturulmasina acilen ihtiyac duyulmaktadir-""

 

Bu generallerden ikisi disinda hepsi tutuklanmis veya bu davalarda yargilanmislardir.

 

Yukaridaki rapordan da anlasildigi gibi ve benim ilk yorumunda Recep Tayyib Erdogan'in ABD'de baskan Bush'a hangi tavizleri vererek kendini kabul ettirdigini anlamak icin kahin olmaya gerek yoktur.

 

Recep Tayyib Erdogan:dün kendisine dayatilan ve bugün kendisinden istenen Kürdistan veya Kürtlere özerklik sözünü yerine getirmesi istenmektedir.Hic ummadigi bir sekilde 7 Haziran secimlerinde AKP'nin cogunlugunu kaybetmesinden ürkere hic gerek olmadigi halde yeniden secim istedi.Anayasa ve demokrsi geregi Davutoglu'nun kuramadigi hükümet kurma görevini CHP'ye vermesi gerekirken bunun sonuclarinin kendi cikarlarina zarar verecegini düsünerek bu görevi vermedi.Yani acik acik anayasayi cignedi.Birtakim ayak oyunlari,cumhurbaskani oldugunu unutarak acik acik AKP secim propagandasi yapmaya ve CHP'ye olmadik hakaretlerle saldirmaya basladi ve sonucta 1 Kasim secimlerinde oynanan oyunlarla AKP yine tek basina iktidara getirildi ve kendisine baskanlik yolunu tikayan ama ondan önce gayet dost oldugu HDP'ye karsi saldiriya gecti.

 

Acilim adina,PKK'lilarin silahlarini birakarak Türkiye disina cikmalari gibi bir anlasmaya ragmen PKK ne silah birakti ne de Türkiye disina cikti.Üstelik sehirleri silah deposu haline getirdiler.Erdoganin talimatiyla milletin degil AKP'nin valilerine de sakin ola askere PKK'ya operasyon izni vermeyin diye bir yöntem uygulandi ki bu da tam bir ihanettir.Yani bugün PKK'nin terörü Recep Tayyib Erdogan'in kisisel cikar ve sorunlarindan kaynaklanan bir terördür.Recep Tayyib Erdogan millietcilik ayaklarina yatarak baskanlik oylamasi icin milliyetcilerin oylarini kapma hesaplari icindedir.Bu nedenle Güneydoguda kan akmaktadir ve bu kanin durmasi icin bildiri yayinlayan akademisyenlerde bu milletcilik ayaklari hesaplariyla hain olarak etiketlenmekte ve AKP'nin özel savcilari tarafindan sorusturma acilmaktadir.

 

Ülkemizin refah ve huzur icinde olmasi hepimizin dilegidir.Teröre karsi olmak icin herhangi bir siyasi tarafin tutulmasi yanlistir.Sonucta o terör hepimizin can güvenligini etkilemektedir.Siyasi cikarlar dogrultusunda teröristlerle isbirligine gitmek pazarlik yapmak ihanet olarak bilinir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 FETÖ,HDPKK DHKP-C MLKP ve Diğer İllegal Örgütlerle bağlantısı olan Yargı mensupları ve Bazı Barolar. 1128 akademisyenin Yaptığı Gibi Bir ihanet bildirgesi Yazıp imzaya açacaklar.
Bildirgenin adı ÖZGÜR HUKUK veya ÖZGÜR HUKUK İSTİYORUM Olacak. Sn CB mızdan Nefret eden Devlet,Millet düşmanları Türk Devletine İhanet edecekler.
Emir Pensilvanyadan Geldi. Gülen, Susan dilsiz şeytandır Büyük Oynayın talimatını verdi. Bir şansımız daha var Diyerek saldıracaklar. Öncü Tv Kanalı FOX Tv Olacak. Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya Bu iş için özel görevlendirildi.​

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Özgürlük istemek ne zamandan beri ihanet adini aldi.Yoksa kölelestirmek sizin cb'ninizin yeni rejimi mi olacak,cünkü ancak kölelik rejimlerinde özgürlük isteyenler hain ilan edilir.Ayrica bu fetulah örgütü hikayesi artik dibe vuruyor.Cünkü TSK'ya kumpasi fetulah örgütü degil AKP kurdu.

 

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde herkes istedigi bildiriyi imzalamakta özgürdür.Dün türbana karsi olanlari baskici olmakla suclayanlar bugün nedense özgrlüklere karsi cikiyorlar,halbuki Laikligi yikmak icin türbani silah olarak kullananlarla PKK ile isbirligi yapip Kürt Acilimi adi altinda SEVR'e hizmet etmekte aynidir yani gercek ihanet bunlardir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 Demokratik hiç bir ülkede hendek kazamassın öz yönetim ilan edemez ve destekleyemessin. Demokratik ülke ve de Laik ülke fransa Halan Pariste olağanüstü halden çıkabilmiş değil. Danimarka, Suriyelilerin Evlilik yüzüklerine kadar göz dikmiş durumda. Abd ikiz kuleler saldırılarında devleti eleştirmişlerdi 70 kadar akademisyen kim vurduya gitti. Terörü ve Teröristi övecekkadar Demokratik olan bir ülkeyiz. Dünyanın en Demokratik Parlementosuna sahibiz. Silahlı pkk lılar bile M:V. Meclisdeki iki partinin son dizayn şekli Tamamen Terör ve Sokak olaylarını yönlendirebilecek şekle getirilmiştir. Osmanlıyı parçalayıp bir avuç toprak parçasına indirgeyen İttihat ve Terakki kalıntıları halen siyasi partiler içinde var olmaya devam ediyorlar.

 Devlet aklı 1800 lü yılların son zamanlarından Ders almış olması ve Reflekslerini gelistirmis olmali yoksa tarihin tekrari kacinilmaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demokratik bir ülkede "hendek kazanlarla"hükümetler pazarlik yapmaz.Hakan Fidan'i PKK ile pazarlikci olarak görevlendiren sizlerin savundugu kisidir bunuda acik acik itiraf etmis ve yargiyi Hakan Fidan yargilanmasin diye tehdit ederek kisiye özel kanun cikarttirmistir.

Demokratik bir ülkede cumhurbaskani valilere,kaymakamlara emir vererek askerin teröre karsi operasyon yapmasinin engelleyemez.Bugün hendek kazanlar ,PKK'ya operasyon yapilmasin talimatini verenin müzakere dostlaridir.

 

Dünyanin hicbir ülkesinde birakin demokratik olmasini antidemokratik ülkelerde bile yargilanmis müebbet hapis cezasi almis  bir terör önderine talimat versin ona göre acilim yapalim diyerek terör uzantisi partinin vekillerine her hafta ziyarete izin verilmez.Terör liderinin ziyaret edilmesi demokratik bir uygulama degil ihanetle es deger bir uygulamadir.

 

Fransa,Türkiye'nin besleyip hatta egittigi hatta sinirlarimizdan rahatca girip cikarak gündüz efendi gece eli kanli terörist olan ISID militanlarinin yapmis oldugu kanli eylemden sonra güvenlik tedbiri olarak olaganüstü hal ilan etmistir haklidir.Türkiye'de ise iktidara geldiklerinde büyük bir matah islemisler gibi "olaganüstü durumu biz kaldirdik"diyenler simdi ülkenin bir bölgesinde olaganüstü hal uygulamasi yaparak terörle mücadele etmektedir,demekki olagan üstü durumu sona erdirmek degil bir süre sonra ayni hali tekrar uygulamamaktir önemli olan ki buna da tükürdügünü yalamak denir.Danimarka ve diger ülkeler Türkiye gibi bonkür ve halkina düsman yönetilmedigi icin gelenlerden oralarda kalacaklari süre icin katki istemektedir.Yani 4000 Dolar vererek Avrupaya kacan ve hayatim tehlikede diyen birisi yalancidir.Gercek mülteci hayati tehlikesi olanlardir.Ama bütün bunlarin nedeni AKP hükümetinin Suriye siyasetidir yani yanlis bir siyasetin sonucunda bunlar yasanmakta ve yasanacaktirda.

 

Eger terörü ve teröristi ögmek demokratliksa PKK'yi en cok AKP ögmüstür ona müracaat edin.

En demokratik parlamento lafina gercekten güldüm.Meclis baskani AKP'li,cogunluk AKP'de AKP'ye Recep Tayyib Erdogan talimat vererek diger partilerin tüm demokratik parlamenter girismlerini önlemelerini istemektedir.Terör hakkinda arastirma yapalim diyerek CHP'nin verdigi önergeyi MHP VE AKP ortakligi reddetti.Cumhurbaskani ettigi yeminin arkasinda dursun diye verilen önerge AKP'li baskan tarafindan oylamaya bile konulmadi.Hangi birisini anlatalim ki yani eger sizler gözünüzdeki AKP gözlügünü cikartip ciplak gözle ülkenin durumuna bakmis olsaniz gercekleri göreceksiniz ama nerdeee!

 

Ittihat ve Terakki Cemiyeti milliyetci bir kurulustu.Her kurulusun yanlisi hatasi vardir onlarinda olmustur.Ancak Ingilizlerin talimatiyla MALTA'ya sürülen vatanseverlerin tutuklanmasinin altinda VAHDETTININ imzasi vardir.Demek ki Ittihat ve Terakki cemiyeti hain degil vatansever bir cemiyetti.Osmanliya gelince;Tarihi bu kadar tarafli ve yanlis anlatmak gercekten cok aci birsey.Osmanli zaten parcalanmis ve silnmisti.Bunu en basit bir tarih kitabinda bile görmek mümkündür.Osmanlinin elinde kalan son toprak parcasi Anadolu idi yani Türkiye,Vahdettini imzasi ile SEVR Anlasmasi yapilmis ve Türkiye parcalanmisti yani Osmanlinn son yurduda parcalanmisti.Tarihi yalan anlatanlarda utanma yoktur.SEVR Haritasi her yerde bulunabilir ve görülebilir.Osmanli'yi Ittihat ve Terakki degil DIS BORCLAR batirmistir.Cünkü Osmanli zevk ve sefa sürüyordu.Bu zevk ve sefa icinde DIS BORC aliyordu.Bunlari eger simdi ögrenmezseniz yari hic ögrenemezsiniz.Atatürke olan düsmanligin arkasinda Yunan-Ingiliz ve onlarin yurt icindeki sahte müslüman ve Türk düsmani cephenin yani Islamist cephenin resmi durmaktadir.Osmanli da ben TÜRKÜM demek yasakti.Kuva-i Milliye-ye ates püskürenler Türk düsmani Inglizi hayrani Osmanlilardi.Isterseniz belgelerinide yazarim arastirir bulursunuz.Yunan Ordusuna karsi gelenleri Padisaha karsi gelmis olmakla suclayip YUNAN ORDUSU PADISAHIN ORDUSU GIBIDIR diyenler Kurtulus Savasina karsi olanlardi.Konumuz bunlar degil ama Osmanlinin adi gecti diye yazdim.Osmanli parcalanirken ITTIHAT VER TERAKKI YOKTU.Bunu ble bilmiyorsunuz.Herhalde Yunanlilarin bagimsizligini kazanmalarida Ittihat ve Terakkide olmadi.Veya Sarikamista 100 bin vatan evladinin donarak sehit olmasida Ittihat ve Terakki'nin degil ENVER'in yanlis harp taktiginden kaynaklanir.

 

Özetlersek;Terör AKP'nin yanlis siyaseti ve Cumhuriyeti yikmayi hedefleyen adimlari ile bugünkü konuma gelmistir.Demokrasiyi ayaklarinin altina alarak TEK ADAM yönetimi ben dedim oldu ben yaptim oldu size ne zihniyeti terörü bugünkü konuma getirmistir.Aayrica SIVAN PERVER'le sarmas dolas olupta gardasim diyen de baskasi degil Recep Tayyib ERDOGAN'di.SEROK AHMET denildigi icin havalara giren Davutoglu PKK ile acilimin devam edecegini hala söylemektedir.Demek ki bunlarin askerimize polisimize bir düsmanligi vardir ki hala acilimda bahsetmektedirler.Acilim denen seyse SEVR Anlasmasidir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 Açılımın uygulamalarını eleştirenler halklara özgürlük deme sahtekarlığına sığınsalar bile açıkta kalıyorlar. Pkk nın aylardır Bölge halkını ayaklandırmaya çalışmasının neticesiz kalması açılım sürecinin sonuçlarındandır.

 İttihat ve Terakki Cemiyeti
21 Mayıs 1889’da İttihad-ı Osmani adıyla ve Abdülhamid Hanı tahttan indirmek gayesiyle gizli bir cemiyet olarak kuruldu. Daha sonra İttihat ve Terakki adını aldı. Yapılan ilk toplantıda Cemiyetin başkanlığına Ali Rüşdi, katipliğine Şerefeddin Mağmumi, muhasib üyeliğe de asaf Derviş seçildiler. Bakınız( turkcebilgi.com/ittihat_ve_terakki_cemiyeti )

 

 Evet Bizim basit tarih kitapları yalan söylüyor. Son toprak parçası Anadolu derken İzmir den başlayıp Eskişehire kadar olan bölge 4 yıl Yunan İşgali ve idaresinde kalmış. Kars Erzurum bölgesi, Karadenizin bir kısmı Rus işgali ve idaresinde 4 yıl kalmış. Pontus Rum devleti ve Hatay'ın durumunu saymayada gerek yok sanırım.​

 Enver Değil ENVER PAŞA​ Genel Kurmay Arşivinde 60 bin yazmakta. Gerçeği bundan daha az 25 bin gibi. Sayıların önemi yok önemli olan Ordumuzun savaşmadan donarak şehit olmasıdır ve bu Karargah hatasıdır. Yanlış savaş taktikleri. İstikbaratın içine İngilizlerin sızıp Orduyu o bölgeye yönlendirmesi neticesi istenmeyen sonuçtur.

 

Bugün Ülkemizde iç Savaş çıkarmaya çalışanlar amacına ulaşamamış olsa bile vaz geçmiş değiller​. Başka İsimlerle başka Aktörlerle Bu Toprakları ve bu Topraklar üzerinde yaşayanları hep rahatsız edeceklerdir. Önemli olan nerede durduğumuzdur.

 

 ​

 ​

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Istediginiz kadar büyük harfle yazin benim icin Enver'dir.Ülkesini terkedip kacan,Kurtulus Savasi'na degil Asya'daki bilmem nelerle ugrasan birisidir.Alman dostudur.Padisahin adamidir.Mustafa Kemal'in karsisinda olan birisidir.

 

Acilima gelince;Acilim Sevr'in uygulanmasinin ilk adimlaridir.40 bin kisinin katili ile pazarlik edenlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerindeki hesaplari artik aciga cikmistir.Bölge halkina gelince;bölge halki oldu bitti PKK'ya karsidir.Karsi olmasaydi köyleri PKK tarafindan basilip yakilip yikilmaz ve insanlar katledilmezdi.ancak hayret ettigim sey hala acilimi savunup Bölge halkinin ayaklanmasini acilim önledi denmesidir ki bu tamamen AKP'nin algi operasyonlrindan biridir.

 

Ic savas cikarmak icin 14 yildir ugrasanAKP'dir.Önce milliyetcilere hakaret ettiler,sonra Türkiye'de "Kürt sorunu vardir bu sorun benim sorunumdur"denilerek Bati'nin SARK SORUNU'nu mesrulastirip Türkiye'nin sinirlarini tartismaya actilar.Demokrasi var denerek,mahkeme karari ile yasaklanmis olan "ermeni konferansini"MAHKEME BU ISE KARISAMAZ diyerek serbest birakip,futbol maci ayaklarinda Erivan'a ÖZÜR DILEMEYE gittiler.Bursadaki Türkiye-Ermenistan macina Azerbaycan bayraklarini sokturmadilar.Türk bayragi defalarca gönderden indirildi ve gerekce olarak "kiskirtici"denildi.Akil insanlar denilerek ne kadar Kürtcü yanasi,Sevr sempatizani ve devrimci bozuntusu,haslakta kalmis türkücü ve artis varsa heyet olusturuldu ki PKK'yi halka sevdirsinler diye.NE MUTLU TÜRK'ÜM DIYENE ve Andimiz yasaklandi onlarin yerine okullar imamhatiplestirilp arapca dersler konuldu.Osmanli'nin uyduruk dili OSMANLICA Ataöarmizin mezar taslarini okuyamiyoruz denilerek okullara ders olarak kunulmak istenirken Bu millet ceddinin dilini ögrensin denerek ÖZ TÜRKCE'ye kimse yanasmadi cünkü soylaei Türk olanlar anck Türk dilini ögrenmek ister.Olmayanar Osmanlica diye cirpinir.

 

Ne söyleyelim ki,olanlarn hepsi yazilsa ciltlerce kitap olur.Yani "analar aglamasin"kamuflaji altinda SEVR uygulanmak isteniyor.12 Eylül Darbe anayasasininda degismedik hicbirsey kalmadi,o anayasaya göre iktidar oldular yillardir o anayasa ile yönetiyorlar,ama amac arkli oldugu Türklük isin icersinde oldugu ve PKK istedigi icin YENI ANAYASA cikartilmak o anayasadan TÜRK sözcügünü cikarmak ve  Türkiyede tek millet degil birkac millet yaratma cabasina girdiler bu cabanin sonundada Türkiye'nin adi degisip ABD'nin uygun gördügü isim verilecektir.Amac Türklerin kurdugu bu devleti Türklere birakmamaktir bunun öncülügünüde BOP ESBASKANI olan Recep Tayyib Erogan yapmaktadir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ITTIHAT VE TERAKKI-BIRLIK VE GELISME CEMIYETI

 

Abdülhamifin zorba yönetimi ve özgürlüklerin yokedilisi sonucu ortaya cikmis ve tamami milliyetci vatanperver ve müslüman isimlerden olusan bir kurulustur.Zorbaliga karsi kurulmus oldugu icin ITTIHAT VE TERAKKI Osmanli sevenler tarafindan hep kötülenmis Sevr anlasmasini takiben Vahdettin'in fermani ve Ingilizlerin baskilari sonucu bu vatanperver isimler tutuklanmis zindanlara atilmis sonra da Malta'ya sürgün edilmislerdir.Bir kismis Anadoluya kacarak Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'le birlikte Kurtuus Savasi'nin calismalarina katilmislardir.Dedigimiz gibi her kurulusta ,muhakkak ki yanlislar olmustur ve olur.Osmani'nin Birinci Dünya Savasi'na katilmasinin nedeni Enver ve birkac Ittihat ve Terakki'ci isimdir.Yani Osmanli ITTIHAT VE TERAKKI ile parcalanmadi,Osmanki aldigi dis borclari ödeyemeyip,gücünü kaybederek isgal ettigi topraklarda baslayan bagimsizlik mücadelelerini kaybederek parcalandi.Ayrica parcalanmak derken.Bir meyve bütündür yani birkac meyveden olusmaz.O meyveyi parcalara ayirmaya parcalanmak denir.Osmanlinin parcalanmasi diye bir oaly yoktur cünkü Osmanlinin elinde tuttugu topraklar baskalarina ait topraklardi dolayisiyla Osmanli parcalanmadi Osmanlinin gaspettigi topraklarin sahipleri topraklarini geri aldi bu kadarbasit.Olaylari gercek yönleriyle tartisin.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dışarıdan çevrelenen, içeriden ihanetle vurulan, bir tür iç savaşa sürüklenmek istenen Türkiye kuşatmayı da yaracaktır, iç işgal girişimlerini de yok edecektir. Bunu başaracaktır. Bugün cephenin diğer tarafından pozisyon alanlar işte o zaman lanetlenecektir. O iç işgalciler, o terör ihalesi alanlar, o “aydın piyasasında”nda ihale peşinde koşanlar lanetlenecektir.

Bu yüzden siz siz olun, “iç işgalciler”e karşı, terör adı altında işgal girişimlerine karşı teyakkuzda olun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ic isgalden bahsediliyor aslinda insanin gülecegi geliyor.Kim icten devleti isgal etti?14 yl sonunda Türkiye Cumhuriyeti AKP yani Recep Tayyib Erdogan ve ortaklari tarafindan ele gecirildi,kime karsi Kemalistlere yani bu devletin kurucusunun izinden gidenlere karsi yapilan operasyonlarla Türkiye AKP tarafindan isgal edilmistir.Biz yeteri kadar teyakkuzdayiz ama öyle anlasiliyorki bize teyakkuzda bulunmayi önerenler Türkiyenin isgal edildigini hala farketmemisler.Yazik!

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.