Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

NURİ CAN ( Şiirleri )


AsiMeLek

Önerilen İletiler

Protest

 

Kaan İnce’ye

 

Madem bu putlar yasa

savaş istiyor tanrılar

nereye baksam ihanet

neye dokunsam kan

sormaz mıyım,

nerdesin ey tanrım

 

Madem

yetmiyor gücü sevginin

yaşamı onarmaya

herkes herkese düşman

çiçeklerin alnında kan lekeleri

kalbinden güneşi hançerliyor insan

 

Madem

katliamlarla boğuluyor dünya

acımasızlıklar kin kusuyor

cennet adına cehennemi yaşıyoruz

ve bütün umutlar kördüğüm

 

Bırakıp burda bu koca yüreği

çekip gidiyorum ben de

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 168
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Ateş Gözlü Kuşlar

 

Ey nerdesiniz,

kanatlarını maviyle yıkayan ateş gözlü kuşlar

ve sevdasını bir papatya gibi göğsünde dokuyan çocuklar

biz ki ölesiye sevdalanmazdık siz olmasaydınız

ışıklarla devşirmezdi umudunu gelincik tarlaları

bir avuç maviye tutsak kalmazdı gözlerimiz

ve özgürlük

büyümezdi yüreğimizin çağlayanında bir öfke gibi

 

şimdi yoksunuz

her akşam dalgın bir su gibi akıp giderken bakışlarımız

dalgalarını yitirmiş suskun bir denizde

bir kızıl tomurcuk harelenir kirpik uclarımızda her sabah

bin şafağın yangınında tutuşurken yanaklarımızda gözyaşı

 

ey ışık yüzlü çocuklar

alın bizide alın terkinize gittiğiniz yöne götürün

bizki, sizinle her bahar bir yaprakta tanımlardık aşkı

ve başımızı dağyelleriyle bağlardık

en dayanılmaz fırtınalarda bile karanfiller büyütürdük içimizde

 

şimdi yoksunuz

hüzün aç kurtlar gibi kemirirken yüreğimizi ağrılarda

kanayan bir gül olur gülüşümüz, tetiği çeken ellerde

cemreler düşerken kankızılı sevdalara

fırtınalara özlemler savurarak

kalakaldık yaralarla dolu bir ihanetin ortasında

 

şimdi yoksunuz

evler yıkık sokaklar boş bakışlar dalgın

öksüz bir tomurcuk filiz sürer kirpikuclarımızda her sabah

dallar boynu bükük, kuşlar yaralı, insanlarda bir telaş

ak güvercin kanatlarına ateşle yazılır sevdalarınız

 

durmadan açıkartırmalarla kirleniyor gökyüzü

bir tek kan izleriniz kaldı yitikler listesinde

Kahretsin

 

 

1984 İstanbul

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dedim Ya Safım

 

 

 

Kendime Sone

 

Dedim ya safım

 

El Bağlayıp Aşka Ağlarım

 

Gece gözlerini kapayınca gözlerin başlar

sen gözlerini kapayınca zifiri karanlıklar

uğultular yağar göklerden, alev-ateş ırmaklar

içini çeker bir çocuk, bir şarkı çıldırır dudaklarda

ben kapanıp içime yarama taş basarım

kötülük etseler bile pusarım

aşka el bağlayıp susarım

 

üzülürüm bir zalimin bile boynu bükükse

ve kırıksa kanadı bir kuşun

benimde kırılır kanadım kolum

acılara düşer yolum

dedim ya safım

acırım herkese

boynunu bükse bir çocuk

bir annenin yüreği tekmelense

dayanamam

oturup ağlarım

 

ne zaman seher yelleri esse uzaklardan

yüreğime papatya işlemeleri örülür tel tel ışıklardan

mor ötesi tünellerden sevdalar çağırır beni

bir ateş olup sarıp sarmalar gönül coğrafyamı

dedim ya safım

bana kötülük edeni bile bağışlarım

bu yüzden doğru yalan her söze kanarım

aşka el bağlayıp küllerimde yanarım

 

her ayrılığın terkisinde bir aşk taşıdım hayata

her aşkın terkisinde bin özlem yaşadım

düşlerimi denedim ırmaklarla, gözlerimi bağışladım

unutulmuş istasyonlarda bir başıma kaldım, ağlarım

dedim ya safım

doğrulara akar pınarım

bukelamun gibi rengim yok

bu yüzden her şeye kanarım

aşka el bağlayıp ağlarım

 

can çekişir dudağımda kelebek ölüleri

nerede kötülük görsem

söner yıldızları gözlerimin kör olurum

 

ah ömrüm, gençliğim, ey sevdiğim

kimsesiz bir çocuğun yüreğine çizip resimlerimi

kayıp mezarlara gömdüm yüzüme siper ettiğim gülüşlerimi

ve acılarımı sevdalı bir kuşun kanadına bağlayıp

el açıp aşka ağlarım

 

gücüm yetmiyor artık karşılamayı yalanları

ve yeniden yaşamayı ikiyüzlü aşkları, talanları

bir çöl akşamında yarım kaldı ömrüm

suya düştşü düşlerim

ey der susarım

hey der pusarım

aşka el bağlayıp ağlarım

yıldızlara sevdalıysan

ve seviyorsan hilesiz

sende el bağlayıp ağla

 

ben yüreğimi uzak iklimlerde yitirdim

ağlamayı öğrendim ardından

sisler ve sanrılar kaldı elimde

acılar ve ihanetler

dönüp bakamam geriye

anla

 

sorma nerde kaldı hayallerim

kim açtı bu kahrolası çukurları yüreğimde

hangi iklimin kederinde kayboldum

Şimdi dünyanın bütün yalnızlıklarına gözlerim yağıyor

dönüp bakamam geriye

anla

aşka ve acıya el bağlayıp ağla

 

dedim ya safım

her yalana kanarım

kim ne dese inanırım

bu yüzden yok dünyada yerim

herkesi kendim gibi sanarım

hep aldanırım

dedim ya safın biriyim

aldatır bir çocuk bile beni

kim ne derse inanırım

 

ben Kazım oğlu Nuri Can

kendi yüreğimin içine saklanıp

kendi hülyamda yaşarım

bana kötülük edenlere bile kötülük düşünmem

herkesi severim

düşmanımda olsa bağışlarım

dedim ya safım

bir çocuk bile aldatır beni

kim ne derse inanırım

 

Nuri Can

_________________

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

En Güzel Aşk Hikayesi

 

 

 

sendin hayatımın kaynağı

gülgüzelim, tutkum, özlemim

vazgeçilmezim, yüreksesim

seninle uçardım güvercin kanatlarında

 

bir ipekböceği sabrı

bir güvercin aklığı

bir anne sıcaklığı

ve bir kumru saflığıyla severdim seni

bilmezdin

 

dudağımda bir ıslıkla

bin sevda masalında beklerdim seni

gelmezdin

her gece sevgimi

göğe yıldız diye serperdim

görmezdin

 

gülüşün bahar buğusu olurdu

gülüşün bir avuç su

gülüşün gül

gülüşün karanfil kokusu

 

seni görmediğim gün

iki damla özlem

iki damla hasret çiçeği olur

düşerdin yüreğime damla damla

kirpiklerimin kıyısında martı olurdun

susardı bütün denizler seni özlediğimde

gelmezdin

 

bir sevda masalında arardım seni

bir çiçeğin dalında, bir gülün alında

saçlarını koklardım tel tel

dudağına en güzel şiirler yakıştırırdım

ayışığı dökerdim bakışlarına her gece

bilmezdin

 

güz biter

kış gelir giderdi

yaz biter

bahar gelir geçerdi

gelmezdin

buğulu camlara yazardım adını

yüreğime kazardım

yüzünü gözlerimde

sesini ruhumda saklardım

görmezdin

 

İsterdim ki,

baharda toprak olayım

rüzgarda yaprak olayım

kırmızı balonlara yükleyip yüreğimi

her gece sana yollayayım

 

isterdim ki,

en güzel aşk öyküsü olsun aşkımız

yüreklere yazılsın şiir şiir

dünyada bütün sevenler, sevmeyenler

gelenler, geçenler bizi okusun

 

isterdim ki,

sonsuzluğun öyküsü olsun aşkımız

hayatın kaynağı, sevginin bağı

gülün saflığı

en güzel aşk hikayesi olsun aşkımız

 

8/08/1977/ Nijmegen

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ey Hayat

 

Yüreğimin yüzüme yansısıdır hüznüm

Ömrümün alnacında

Ki aynaları hep kırık

 

Fırtınalar sellerle yıkadım yaralarımı

Alev ateş ırmaklarla

Kimseye sevgilim diyemedim ömrümce

Doya doya sarılamadım

Sevdaki tek ülkemdi benim

 

Bir rüzgar gülü gibi

Dönendim durdum uçurumlarda

Her gece bir sevgilinin koynuna düşürdüm

düşlerimi

her sabah bir gelinciğin yaprağında üşüdüm

bir öpüşün bir dokunuşun ödentisine

sakladım gülüşlerimi

 

şiirler neyi anlatır insanlara ey hayat

şarkılar neyi

ya yaralı bir ceren gibi içimde taşıdığım bu aşk

üstünde, acılar içinde kıvrandığım yatak

bu soğuk, ıssız, insafsız geceler

 

sevginin rengi nasıldır, neyi anlatır ölümler

ya menekşe kokan yeniyetme bir bahar

satır aralarında boğulan çığlıklar

 

yalnızlığıma uzanan bütün eller yalancı

dilim suskuyla yoruldu, gönlüm aşkla

dudaklarımda yosun bağladı çığlığım

herkes kendi gerçeğinde kalıyor oysa

öfkesinin yanardağında

 

uzat ellerini ey hayat, iplerin koptugu yerde

umut ile sevgi birleşince

yerleşince yüreğe aydınlığın kanı

sisler çözülsün, geceler geçilsin

varılsın ufkun şafağına

umut tükenmez insanda ey hayat, sevgi tükenmez

 

Nuri Can

Geçer mi? Üşümesi Kalbimin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gül Yaprağına Gömdük

 

gittin

kaç gece başımı duvarlara vurdum

esen rüzgarlara kokunu sordum

bilmezsin

 

gittin

ağrılar birikti yureğimde

pınarlar boşaldı gözlerimde

silmezsin

 

gittin

umutları yel aldı, sevinçleri sel aldı

bir yürek dolusu yalnızlık kaldı

gelmezsin

 

gittin

öksüz kaldı içimizdeki imge dağları

bur kara gecelerde umarsız kaldım

dikenli teller yırtıyor yüreğimi

görmezsin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Güz geldi sevdiğim güz

 

Güz geldi sevdiğim güz

Sonsuz bir rüzgar başladı gittiğin yerde

Toprağın rengi sarı bir hüzün

Yapraklar savrulup gitti çoktan

 

Acılara yöneldik biz, yangınlara

Alnımızın çizgilerinde savrulup gidiyor zaman

Eski bir kitap gibi belleğimizin sayfalarında anılar

Dönüp dönüp içimize bakıyoruz

Bir ölüye bakar gibi uzaktan

 

Günlerin hayhuyları içinde

Sağır duvarları ardında gecelerin

Kirlenmiş nehirler gibi

Yalnızlık sızıyor sokaklardan içimıze doğru

Ah sevmeyi bilmedik biz, sevinmeyi bilmedik

Yorulduk ah çekip ağlamaktan

 

Uzat ellerini sevdiğim, dost ellerini

Acıların buzul mevsimindeyiz artık

Aç açık sevgisiz ve çıplak

Yeryüzüne sığdıramadığım bu yalnızlıkla

Koma beni yorgun bir kentin ortasında

Koparma kollarımı yaşam denen zincirden

Uzat ellerini sevdiğim, dost ellerini

Ölüm son kıyımızsa beraber yürüyelim

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hazandır

 

Hazandır

Umudun burçlarında yapraklar savrulur

Acılar giyinmiş ağaçlar saçlarında ölümün

Dışarıda şiiri yazılmamış bir sevdanın ateşi tutuşuyor

Geceler kan kusuyor sokaklarında suskunluğun

 

Hazandır

Doğulu rüzgarların öfkesiyle sarsılıyor yaşam

Sisler ve sanrılar eteğine tutunmuş kalmıs bir serçe

Çırpınıp duruyor bir balık suyu tutuşmuş bir denizin dalgalarında

Hükmünü sürüyor güz dudaklarında bir çocuğun

 

Hazandır

Topa tutulmuş yürekler ağını örüyor ucube bir karanlık

Kimse kimsenin acısını duymuyor, böluşmüyor yasını

Ah yüreğim nasıl üşümez, nasıl düşmez pervasız uçurumlara

Korku estirirken fırtınalar yarasında kan yorgunluğun

 

Hazandır

Uykuyu bırakın uykucular uyanın

Uyanın hantal gecelerin derin uykularından

Bu kaçıncı sestir boğulan dudağı uçuk sabahlarda

Kaçıncı infazıdır, ihanetin, ihparın sütübozukluğun

 

 

18/10/1987 İstanbul

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kaçacağım İnsanı Gördüğüm Yerde

 

Dağlara çıkacağım bir gün dağlara

duraksız bir rüzgar yalayıp geçerken alnımı

işlerken iliklerime nisan yağmurları

bu kirli aşağılık ilişkilerden sıyrılacağım

 

taç yapraklarında saklanacağım çiçeklerin

kelebeklerin kanatlarında uçacağım

yüreğimin kırıklarını toplayıp avuçlarıma

insanı gördüğüm yerde kaçacağım

 

yeni bir türkü yakıştırıp sesime

fırlatıp atacağım dudağımda arabesk şarkıları

yeni güzellikler katacağım hayatıma

yeni sevdalar yeni duyarılıklar

tüm kirli ilişkileri,

yüreğimin yangınında yakacağım

 

kar düşerken ömrümün satıraralarına

şarkılar üşürken yüreğimde çırılçıplak

içimin kırık saksılarında, bin çiçek açacağım

 

ışıklı gülücüğünde bir çocuğun

binlerce sevda şiiri yazacağım

ve kuşlar uçarken gökyüzünün mavi kanatlarında

lekesiz yanına sarılıp hayatın uyuyacağım

 

bir ince gül yakıştırıp sesime

her suyun sesine bir şiir bırakacağım

kaçacağım insanı gördüğüm yerde

yüreğimin kırıklarını toplayıp avuçlarıma

ağlamayacağım bir daha ağlamıyacağım

 

17/ 04/ 1986

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Küs Çiçeği

 

bir rüzgar olsam ıssızda

hıçkırsam tenhalara

pınarlara seslensem, tomurcuklara

okşasam incinmiş yaprakları incinmiş sesimle

 

ay ışığı olsam ısızda

akıp gitsem su gibi derelere

yalnızlıkları yıkasam, sevgisizlikleri

yıldızlar bir yanımı alıp gitse, güneş bir yanımı

her gece,

kapısı kapalı evlere düşsem, pencerelere

 

nazlı bir şafak olsam ıssızda

kızıl bir nar gibi serilsem gökyüzüne

yıldız gülücükleriyle terli çocukların

lekesiz alınlarından öpsem her sabah

gün konmuş yanaklarından

ay bir yanımı alıp gitse, güneş bir yanımı

dağ deniz savrulsam

 

bir bahar başlasa yeşil

yaslasam başımı omuzuna dağların

bir yol çiçeği gibi küs ve yorgun

ağlasam

nazlı bir çocuk avuçlarına saklasa gözyaşlarımı

uzanıp uyusam incinmiş kirpiklerine

bir daha uyanmasam

 

 

 

Nuri CAN ‘Nijmegen 1978

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Küskün Çiçek

 

Siz bir küçük dağlı kızdınız

yavru bir ceylanın

gözlerinde ağlarken gördüm sizi

munzur’un tepesinde

öyle yalnız

çaresiz

ve tek başına

ellerinizde deste deste umut vardı

 

umutla bakıyordunuz dünyaya, barışla

ağladığınızda, gözyaşlarınız umut oluyordu

hasret oluyordu, rüzgar oluyordu

haykırıyordu dağların eteklerinde

 

ağladığınızda

hâle hâle oluyordu gözlerinizden

küçük yağmur taneleri

dökülüyordu çağlayanlara

ve çağlayanlarla beraber düşüyordunuz

yüreğimin orta yerine

damla damla gözyaşı olup

 

ey munzur dağlı küskün çiçek

siz

bu dağlarda kanadı yaralı kuşsunuz

umutsunuz

bulutların arkasındaki ışıltı

gökyüzünde binlerce yıldızsınız

 

yeryüzü ve gökyüzünün

kesiştiği nokta da unutulmuşsunuz

bakışlarınız hilal hilal

saçlarınız lüle lüle

 

ipek kanatlı bir kelebeğin

ipeksi kanatlarıdır

çiçekleri okşayan elleriniz

 

yeryüzü sizin için renklidir

güneş

ay

yıldızlar

ve gökyüzü sizin için mavi

munzur sizin için mutludur

 

bir masal fısıldayın istedim

o masalda hayalleriniz

yaralarınız

içinizde yanan ateşler

kır çiçekleri

ateş böcekleri

ve size ihanet edenler olsun

 

bir dağ yamacının güzelliğine

saklayıp kelimelerinizi

sustunuz

boynu bükük menekşeler gibi

karşımda

 

boyun büküyordu

bakıp gözlerinize

ıslak dağ menekşeleri

rengarenk kelebekler konuyordu

saçlarınıza

 

bu dağlarda

menekşeler hep boynu büküktü belki

belki, gelin gelin ağlıyordu gelincikler

bu yüzden suskundunuz

ve bu yüzden ben yalnız gözlerinizle konuştum

 

şiirlerim hep sizi yazacak, sizi anlatacak

uzaklarda olsam bile

hep yanınızda olacağım

neşenizle açıp, acınızla solacağım

 

vakit yok ağlamaya küskün çiçeğim

küsme, yine geleceğim

yaram yaranıza kardeş

sevdam sevdanıza eş

derdim derdinize dost

gönlüm gönlünüze yoldaş

 

güleceğiz hep beraber

vakit yok ağlamaya küskün çiçeğim

 

 

 

29/07/1982

Munzur yaylası

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Masal çiçeği

 

 

 

ne zaman seni düşünsem

bir kuş ötüşünde bahar gelir dağlara

kanatlarında yüreğimi okşar ellerin

bütün ağaçlar yüregimde tomurcuklanır

bütün çiçekler gözlerimde

bin bahar saflığına bürünür hayat

 

Nerede seni görsem

sevinç çığlıkları saçar gözlerim sokaklara

güzelleşir yeryüzü nereye baksam

maviye bulanır sevdaya akan bütün duygular

yüzünün güzelliğiyle yıkarım yüzümü her sabah

ve sen en güzel masal çiçeğim olursun

 

nerede sesini duysam

avuçları gül kokan

çocukların duaları yağar üzerime.

akan pınarlara sesini,

öptüğün çınarlara nefesini taşırım.

ne zaman ışısa vefa gögünde hilal

yıldız gülücükleri dökülür denizlere çağıl çağıl

 

ne zaman seni ansısam

sevgiye bin çiçek açar yüreğim sen kokan

kötülükler alır gider başını bu şehirde

bir ceylan iner pınarlara

su gibi yudum yudum

hava gibi nefes nefes sevgin dolar her yere

ellerini hissederim ellerimde sımsıcak

 

bilirim ki aşk en güzel masal çiçeğidir gönüllerde

mutlu mavi çiçekler açtıran insan hayatında

bütün dillerde sevgi şiiridir masal çiçeği

bütün dudaklarda sevinç nağmesi

ben ki yalnız seni sevdim bu yalancı dünyada

yalnız senin oldum

taştıkça aşkın ırmakları

seninle bütünleşti hayatımın tüm renkleri

her hissetiğimde yüreğimde yüreğini sımsıcak

 

yağmursun sen, gökkuşağısın

rüzgarsın, baharsın, aşksın, hayatsın

tek mümkünüsün ömrümün, tek umudumsun

her güz mavi çiçekler açan bahar çiçeğimsin

 

gök kuşağından, gün ışığından ayrılırken

ben sana sarılırım yedirenk sevinçlerle her gece

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgiden bir dünya

 

 

 

Bir dünya istiyorum

kötülükleri kirli sularda boğulmuş

iyiliklerle yoğrulmuş

dostluğa kanat çırpan güvercinleri

kardeşliğe meyve veren ağaçları olsun...

 

bir işim olsun

sabah gidip, akşam döneyim

emeği anlımın teri, sömürülmediğim

hakkımın yenilmediği

işçi diye hor görülmediğim...

 

bir çevrem olsun

yüzlerde sevgi okunan

kürdü lazı çerkezi

tüm insanları eş

zencisi beyazı, kadını erkeği

hepsi dost, hepsi kardeş...

 

bir eşim olsun

hüzünüyle hüzünlenip

neşesiyle güleceğim

beni en iyi anlayan

bir ömür seveceğim...

 

bir evim olsun

tek katlı çiçek bahçeli

küçük, barınabileceğim kadar

çocuklarımın gülüşleriyle dolup

bakışlarıyla aydınlanacak...

 

geçinip gideyim işte

ne zengin ne fakir

kimseya muhtaç olmadan

herkesi seveyim

herkes de beni, kardeşçe

ve ben ben olayım...

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şiiranne

 

 

 

Hangi dal inlemez kırıldığı yerden?

hangi yaprak bilmez ayrılığı?

sonbahar rüzgarları esince...

 

el sarar mı yaraları şiiranne?

bak akşam oldu

nereye ve kime sığınır bir çocuk

kimsesi yoksa

 

yürekteki öksüz çiçek

gözyaşıyla beslenirse

kuruyup gitmez mi şiiranne?

anısı olur mu küçük rüzgârların?

kırılınca düş kanatları.

 

incinmez mi minik eller?

nazlı bedenler üşümez mi şiiranne?

yıldızlar örtmezse üstünü

nasıl ısınır çocuk gülüşleri

 

uyan ey sabah yeli!

uyan çiçeklerin nazlısı

uyan ey küskünü gül ömrün

İşte kurşun, delik-deşik et yüreğimi

dökülsün hüznün kırıntıları

 

bir acıyı, bin acıya sarıp

bir rüzgarın sesinde

alıp götürmez mi yaralı ırmaklar?

 

yanaklarında iki damla yıldızla

alıp götürmez mi?

gözlerindeki buğuyu

alıp götürmez mi?

siyah gülün uğultusunu yüreğinden

şiiranne

 

bak düş bulutları da gitti

ıhlamur kokuları da

nilüferlerin

yaprağını döktüğü yer de

şiiranne

 

şiir gibi yaşamak nasıldır?

şiir gibi büyümek

şiir gibi ölmek

bu nasıl bir dünya şiiranne

gülün acısı mıdır insan?

benim aklım almıyor

benim aklım almıyor şiiranne...

 

Nuri CAN

_________________

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Taştan Anılar Gibi Hayat

 

 

 

Zaman sararmış yapraklar gibi

Savrulurken hayatın uçurumlarına

Sonsuzluğu avuçluyoruz hep beraber

Tarihin kirli dönencelerinde

 

Banka cüzdanlarıyla ölçülüyor yaşam

Aşklar ki, bir gecelik ilişkiler kadar değersiz

Dökülen yapraklar gibi geçersiz dostluklar

Kara bir leke taşıyor yarınına herkes

Eski incelikler, ilişkiler yok artık

Unutulmuş sevdalar üşütür yüreğimizi

 

İçli türküler yakışmıyor artık sesimize

Müzik diye sözsüz sözcükler tıkılıyor kulaklarımıza

Kimse kimseyi anlamıyor

Kimse kimseyi bağışlamıyor

umutlarıda kirletiyoruz hep beraber

Kirli bir kefen örerek cesetlerimize

utanarak bakıyoruz geleceğine çocuklarımızın

 

Gün gelecek

Herkes kendi yarattığı ceheneminde yanacak

Duygu kalmayacak sevgi kalmayacak

Yürekler taşlaşacak taştan anılar gibi

İnsan olup olmamanın önemi kalmayacak

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Titreyen Kar Tanesiyim

 

 

 

Ömrüm zemheride buzdağı

acıdan titreyen kar tanesiyim

bedenim kış yorgunluğunu kuşanmış

güneş de doğmuyor artık, yıldızımda söndü

bir mevsim daha ardında bıraktı gitti gözlerimi

 

ne zaman bir çift turna havalansa

bilki ben ölesiye dağlarımı özlerim

bir bıraksam uykulara

düşecek gözkapaklarım

kapanacak gözlerim

bir daha, bir daha hiç açılmayacak

 

bir dağ isterdim başımı yaslayacak

bir gök sarıp kucaklayacak

bir yıldız isterdim uzaklarda ışıyacak

benimkisi bir hayal işte

biliyorum bunların hiç biri olmayacak

 

bir türkü düşer dilime akşam olunca

yarası kanayan acılardan seslenir sesim

üşürüm gurbet olurum kendime, hasret olurum

donar bakışlarım, donar haykırışlarım

donar gözyaşlarım

öylesine efkarlıyımki dostlar, ölesiye

her sabah penceremden kovduğum hüznü

her akşam kapıdan selamla karşılarım

 

diyorumki, bir akşam kollarımı gerip çarmıha

yüreğimi alıp gitsinler sabahı uzak kentlere

tutup bir denize serpsinler gözyaşlarımı

ki, balıklardan başkası bilmesin

 

ey hayat

ihanetin hançeri saplanınca kalbime

sevda adına vur boynumu

adım mezartaşım olsun

adım gözyaşım

bağışlamasın beni hiç bir hatıra

 

yağmurlar yağsın serviler üstüne

rüzgarlar essin doruklardan

bir tutam kül olsun sevdam

dağılsın okyanuslara

kimseler bilmesin

 

bir yaprağın ürpertisine sarıp acımı

dikenli teller içinde

yangınlı çöller içinde

ölüm sessizliğinde kalayım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir Bana Dokunuyor Yaşamak

 

Bir masal çiçeği gibi yaşam

açmış göğsünü bahara

dallar salkım – saçak şiir

 

sevincin ırmakları akıyor

yüzünde mevsimlerin

düşleri süslüyor bir bir

 

bir çocuk dalmış uykuya

yanağı gülücüklerle terli

alnında gün devrişir

 

bir ben kalmışım boynu bükük

bir bana dokunuyor yaşamak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vatan Haini bir Asker

 

Gökmavisi bir çiçeğim ıssızdağbaşlarında

bir rüzgarın sesini duyarım, bir de pınarların

akşam olunca yüreğimde kırlangıçlar beslerim

bir fısıltı gibi içime seslerim sevgilimin ismini

 

gözleri kocaman bir göğüm ben

yağmurun yağmadığı ülkelere

her akşam gözlerimden billur damlaları dökerim

sevgiler yeşersin diye, kin yerine

benki hala çocuk yanıyım kirlenmiş dünyanın

kardeleniyim, menekşesiyim

rüzgarıyım, su sesiyim

 

savaşa sürülmüş bir askerim, bir şair

karıncayı incitmek istemeyen ben

her çığlıkta yüreğime bin yumruk düşerim

 

atılan her kurşunda ben vurulurum

ölüm gibi işler içime açılan her yara

ağlayan ben olurum, kanayan yanım

benim bacım, benim anam, benim anadolum

 

her akşam

küçücük bir kuytuya gizleyip özlemlerimi

içimdeki çocuğa sevda türküleri dizerim, mermi yerine

sevgi yağarım pervazına yüreğimin

sevda ve gül işlerim dağlara

her gece gözlerime ayışığı yükleyip

içimde bembeyaz çiçekler beslerim

sayın komutanım ben bir askerim, bir şair

 

her sabah rüzgarın sesi olurum hıçkırırım tenhalara

üşüyerek ve utanarak severim kan düşmüş kır çiçeklerini

 

sonra bir serçe konar dudaklarımn pervazına

düşenlere yanar yüreğim, vurulanlara

anaların gözyaşlarıyla yıkarım yaralarımı

gün olur yüreğimi sevgilerle beslerim

gün olur bütün savaşlara küserim

kimseyi öldürmek istemeyen ben

suçumu itiraf ediyorum

vatan haini bir askerim sayın komutanım

 

 

 

*(Askerde yazdığım bir şiir)

 

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ver Sesini Rüzgar Konuşsun

 

Ver sesini rüzgar konuşsun

umudu

sevdalara bölen yüreğin

bergüzar olsun yarınlara

şavkın vursun aynalara küçüğüm

 

sabahın gözleri güneş kokuyor

gecenin gözleri korku

al bu gül desenli baharı

yaşamın kilimine doku

sevinç sana yakışıyor küçüğüm

 

bir gül dalısın sen

yol yol

düşlere uzanan

aysız da olsa geceler

titreme

üşür, üzülür anan

 

bir elin gün güneş

bir elin özlem yoğursun

umudu dik bahçene

gülü senin

dikeni benim olsun

 

 

ABC Öğretmen Dergisi 1980

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yarasına Kurban Olduğum

 

 

 

kardeşime

 

Ne günler geçirdik

Ah kardeşim

Hüzünlü bulutlardan

Sicim sicim boşalan

Yağmurlar gibi

 

Şimşek çaktıkça

İnledikçe gök

Uğuldardık içimızde

Ulu dağlar gibi

 

Üstbaş ıslak

Saçlar dağınık

İnsanlar geçiyordu

Başları önünde

Delik deşik yürekleri

Bir ölüye ağlar gibi

 

Bir tren kalkıyordu sirkeciden Alaman ellerine

Sağır duvarları ardında gecelerin

Ürkütülmüş göçmen kuşlar gibi

Türküler üşüyordu bir yanımızda

Bir yanımız ayrılığa yanıyordu ateşten sıcak

 

Geride kalanlar

Yürekleri gözlerinde

Alev alev ağlıyordu

 

Yıllar su gibi akıp giti

Çığ düştü yollarına sılanın

Varamadık bir daha sevginin seherine

Tutuştu hasretin saçları

Külümüzde kaldı sevgiler

Soldu umudun çiçekleri

Gurbetki mezarın oldu

Bir daha dönemedik

 

Şuncacıkmıydı hayat

Baharının ondokuzunda

Bir ağıdın sonsuz çığlığına

Bırakıp gittin bizi

Bir ömür ardında ağlar bırakıp

Yarasına kurban olduğum kardeşim

 

20/ 07/ 1970

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaşamak Adına

 

Tut ki, bahar

çiçek açmış bahçeler gonca gonca

bir taraftan güneş doğmuş ufuktan

bir taraftan,

kokular saçılmış yeryüzü cennetine

 

ne acı kalmış ne açlık

ne korku ne de düşmanlık

umutlar boy vermiş güne

alıp başını gitmiş karanlık

 

tut ki, sabah

güneş pırıl pırıl

kuşlar cıvıl cıvıl

tabiat renk renk

bir gülüş dudaklarda

bir sevinç

her tarafta bir sefoni

bir ahenk

 

sarmaş dolaş insanlar

bacı kardeş yan yana

bir türkü dillerinde

yarınlar adına

 

ne haksızlık ne sömürü

ne mahpusluk ne işkence

ne ayrılık ne de gurbetlik

bitmiş acılar

tükenmiş hasretlik

 

tut ki, aydınlık

gök mavi mi mavi

umutlar ak mı ak

ve sevda gönüllerde

kıpkızıl bir gül

adı yaşamak

 

 

1980

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yüreğimi Alıp Gittiler

 

 

 

Aşılmaz dağlardı yüklenen yarınlarıma

Yollara özlemimi yıllara ömrümü taşıdım

Donan yüreğimdi dünya

içine gözlerimi sakladığım

 

Beyaz bir güvercindi oğlum

Al bir tomurcuk kızım

Tuttukça parçalandı soluğum

Yaklaştıkça ıradı yıldızım

 

Fırtınadan fırtınaya tutuldum

Rüzgardan rüzgara

Düşleri dökülen mevsimlerde

savruldukça unutuldum

 

Dilsizdim kimsesizdim

Çağlayanlar akıyordu içime

Kimseye anlatamazdım

 

Benki

Kalabalıkları yıllarca özlemlerimde yaşadım

Yüreğimde taşıdım yalnızlıkları

Kuşların kanatlarına yükleyip acılarımı her sabah

Yol boyunca kanardım

 

Yağmurlar yağdı serviler üstüne

Rüzgarlar esti doruklardan

Bir tutam kül oldu sevdam

Dağıldı okyanuslara

 

Bir sabah kollarımı gerip çarmıha

Yüreğimi alıp gittiler sabahı uzak kentlere

 

Bir yaprağın ürpertisine sarıp acımı

Dikenli çöller içinde

Kuşların suların konuştuğu yerde

Ölüm sessizliğinde kaldım

 

Nuri Can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yürüdüm

 

 

 

Yürüdüm

yüreğimin yollarına sererek hıçkırıklarımı

yağmur yağmur

tomurcuklara yağdı gözyaşlarım

en içli sevdalarla beslerken yüreğimi

kimseler duymadı

kimseler görmedi

gözlerimde sel sel taşan yalnızlığı

 

öldüm

kirletilmiş gökyüzüne savurarak hayallerimi

yükleyip cesedimi yüreğimin ağrılarına

kayboldum korkunç uğultusunda rüzgarların

 

yolculuklara hüzün rengi veren şiirlerle

kan rengi şarkılar bıraktım kalanlara

 

ey gecelerinde kahrolduğum hayat

sokaklarında sırılsıklam ıslandığım şehir

bilinki artık hiç bir şey avutmuyor beni

yüregimin içini sevgi ile doldurup yakıyorum

sabahın seher yellerine savuruyorum küllerini

kurtulmak için prangalardan

 

yokum artık yokumsayın beni

ölmüş gibi değil, hiç doğmamış gibi

 

17-10-1980

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kalbimde hasretin hıçkırıkları

 

Yıllarca anlatsam sana sevgimi

kalemler tüketsem bitirememki

çıkarmak istesem kalbimdekini

hasret ırmağına götürememki

 

sensin bu gönlümün gülü dikeni

sensin bu ömrümün sevda yelkeni

aşkın hançeriyle vursanda beni

gözlerim görmeden ben ölememki

 

gönlümde acının cam kırıkları

gözümde hasretin hıçkırıkları

kalbine saklarsan ayrılıkları

senin sevdiğini ben bilememki

 

duy artık gönlümün haykırışını

şu seven kalbimin yalvarışını

kırma gönlümdeki sabır taşını

ölünceye kadar bekleyememki

 

Can Ozan ömrümce seni aradım

kanadıkça kalbim hasretle sardım

hep isyan ettim böyle, hep ağladım

gözyaşım silmezsen ben gülememki

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çingenem

 

dermansız bir hasreti (sevdayı) yükleyip yüreğine gittin

yazılmamış bir şiirin dizeleriydi dilinde aşk biliyorum

yalancı, yapay sevdalar harcın değildi senin

sen gül-i rana, sen aşkın hilesiz yanı, çingene kız

daha neydi ki yaşın

sarhoş masalarında kucaklarda gezdirirlerdi

tamamlanmamış bir şiirin dizeleri gibi

gözyaşların dizilirdi yanaklarına sıra sıra

 

düşler ki tek avuntundu

bir tek düşlere tutunurdun ceylan gülüşlünle

bilemezdin ki düşleri de yakarlar Çingenem

şerefin beş para etmediği yerlerde

 

kirli sularla yıkasan da saçlarını

bilirim yüreğin lekesiz , tertemizdi senin

 

şerefsizliğin bol olduğu yerde doğdun sen

namus, ar haya erbabı geçinip

körpecik dudaklarında şarap içenlerin olduğu yerde

 

üşürdün hep o küçücük pencerende bilirdim

dalıp dalıp uzaklara giderdin

ağlardın şiir olur dökülürdü gözyaşların

ısınmak için düşlerini yakardın

yalnızların donarak öldüğü gecelerde…

 

“bir tek sen beni insan yerine koyuyorsun” derdin

bilirim hor görürlerdi seni, kimsesizdin

oysa sen dünyanın en güzel insanıydın

dünyanın en güzel kızıydın gönlümde

bir ben bilirdim içindeki güzelliği

bir de yıldızlar

dünyayı yakmak isterdim dokunduklarında sana

yetmezdi gücüm, kahrolurdum

gözyaşların kor olur yakardı içimi

oturup ağlardım senin yerine senden habersiz

 

başımız önümüze eğik şimdi

nasıl bakarız yüzüne senin

namussuzların yüreğini kirlettikleri yerde

 

 

 

denemeler.n/can

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.