Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

MUCİTLERİN YERİ..


kralx

Önerilen İletiler

Sevgili arkadaşlar..

Bu topici açmamdaki amaç..

Sadece insanlık hizmeti baz alınarak patent ve üretim hakkı gibi tasası bulunmayan üretken arkadaşların çalışmalarını yada fikirlerini burada yayınlamak yada fikirleri burada tartışmaktır..

Fakat hayır benim projem ve çalışmam bende kalsın diyen arkadaşlarımız yazmayabilirler..

Şahsıma ait üç çalışma, sırf projelendirme ve işin prosüdür saf'a sının zorluğu yüzünden beklemeye alınmıştır..

Bu çalışmaları ilerde ciddi bir ortam oluştuğunda sizlerle paylaşmayı düşünüyorum..

Evet bu benm fikrimdir, benim projemdir, benim buluşumdur diyen arkadaşlar..

Yada aklında uçuk fikirler geçen, kendince olumlu ve gelecek vadeden ama açıklanırsa başkalaı tarafında kal'e alınmaz diye bekleten yada gizleyen arkadaşlar..

Paylaşım için buyrun..

Fikrinizi atın ortaya birlikte üretelim..

Vatanımıza milletimize katkıda bulunalım..

Kimbilir birileri bize uçuk gelen bu fikirleri alıp geliştirecek ve insanlık hizmetine sunacaktır..

Hatta işin patent ve üretim aşamasında da hakkı hak sahibine iade ederek birbirimize yarımcı olalım..

Biliyorum büyük bir ihtimalle bu topic ufak ufak kaybolup gidecek 4. 5. sayfalara doğru..:)

Ama bir ümit..

Açtım işte..

 

 

 

Not: Bu tobicin ilgi görmemesi durumunda küçük bir floodla tekrar güncelleme yapabilirim..

Bu yüzden site yöneticisi abilerime ve arkadaşlarıma şimdiden bildiriyorum, belkide ardarda kendi çalışmalarımı yada fikirlerimi geçeceğim, bu konuda sizden esneklik talep ediyorum..

 

 

 

Saygılar-sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Size bir proje..

Yerçekimi kuvvetine büyük araçları kullanmadan ve yakıt yakmadan aykırı hareket etmek istiyoruz..

Hedef bu..

Buradan açılımla;

Acaba havanın sudaki durumundan faydalanabilirmiyiz..

Örneğin küçük bir balon bizi suyun yüzeyine çıkarabiliyor..

Havanın öz kütlesi suyun özkütlesinden küçük olduğu için...

Bu mantıkla..

Havanın öz kütlesinden çokçok küçük maddeler keşfedilebilirmi yada herhangi bir maddenin öz kütlesiyle oynama yapılıp değişik bir madde üretilebilirmi..

Bu konuda bir fikriniz varsa paylaşmak güzel olacak..

 

 

Saygılar-sevgiler..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Ben konuyu açmada bir nebze yardımcı olayım. Misal benim kafamda da yıllardır. Aydınlatmada kullanılan sokak lambaları yerine .Bol bol ağaç dikip genetik mudahaleyle biyolümünens (Bazı balıklarda bulunur. Koloninin çokluguna göre suda muazzaam bi ışık oluştururlar) olayından sorumlu enzimi agacın gövdesinin tamamına plante edip aydınlanmayı böyle sağlamak. Böyle hem estetik olacak hemde elektrik tasarrufu sağlanabilecektir...

Buna bilgili arkadaşlardan yorum bekliyorum

Sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılımın için çok teşekkür ederim sevgili dostum..

Peki teorik olarak nereye kadar gidebildin..

Biyolüminesans denen bu biyolojik ışıma sanırım moleküler bir olay..

Dış kabuğun böyle bir moleküler yapıya dönüştürülmesi gerekiyor..

O zaman kabuğun asıl grevi ortadan kalkmış olmazmı..?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aslında bu topiği açman çok iyi olmuş çünkü kendi adıma eksikliğimi görmüş oldum teşk.

Ben bir projeyle katılmayacağım ama takip edeceğim ve fikirlerimi sunacağım...

Matematikçinin fikri ilginç olabilir ama

Bol bol ağaç dikip genetik mudahaleyle biyolümünens (Bazı balıklarda bulunur. Koloninin çokluguna göre suda muazzaam bi ışık oluştururlar) olayından sorumlu enzimi agacın gövdesinin tamamına plante edip aydınlanmayı böyle sağlamak.

Eğer tasarruf söz konusuysa pek de tasarruflu bir iş gibi görünmüyor şimdilik :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılımın için çok teşekkür ederim sevgili dostum..

Peki teorik olarak nereye kadar gidebildin..

Biyolüminesans denen bu biyolojik ışıma sanırım moleküler bir olay..

Dış kabuğun böyle bir moleküler yapıya dönüştürülmesi gerekiyor..

O zaman kabuğun asıl grevi ortadan kalkmış olmazmı..?

 

Biyolümünisens olayından hücrede lucuferaz die adlandırlan bir enzim sorumludur. Dİrek enzmin kendisi bu özelliktedir hatta yapılan araştırmalarda klorofille köken olarak benzerlikleri de araştırılmış. Onun için bitkinin dış katmanı ölü hücrelerden oluşmasına ragmen onun altındaki kütikila veya taşıma sistemlerine bu enzimin nakli yapılırsa başarılı olacagını sanıyorum çünkü ışımanın frekansından weya kendi karekteristlik özelliğindemidir bilmiyorum (araştıranlar veya bilenler söylesin) balıklarda genelde agız bölgesinde olmasına ragmen dışardan net bir şekilde görülmektedidr.. FAkat yapılacak olan optimizasyonlar bu ışık en fazla kaç volta kadar iyileştirilebilir??? Pratik verilerine ihtiyaç olacaktır ...

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili matematikçi bu ışınım olayı bildiğin üzere ateş böceği bazı deniz canlıları ve bir çeşit msnterdada mevcuttur..

Ama onların ışın yayaması için yaşamsal hareketlilikerlni devam ettirmeleri gerekir..

Lusiferin ve lüsiferaz ın ATP ile ve magnezyumla birşleşmesi esnasında enerji açığa çıkıyormuş..

Bu enerji ışınım olarak görünüyormuş bunun içinde canlılının oksijen alıp vermesi gerekiyormuş..

Senin teorin anladığım kadarıyla bu lusiferaz ve ATP bileşimlerini dışarda yapıp bitkiye enjekte olayı heralde..

Eğer genetik müdaheleden buna ulaşabiliriz diyorsan bu enerji açığa çıkarma olayı için gerekli maddeden ziyade çok karmaşık olan bu üretim otomasyonunun bitkiye yerleştirilmesi çok zor değilmidir..

 

 

Saygılar-sevgiler..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili matematikçi bu ışınım olayı bildiğin üzere ateş böceği bazı deniz canlıları ve bir çeşit msnterdada mevcuttur..

Ama onların ışın yayaması için yaşamsal hareketlilikerlni devam ettirmeleri gerekir..

Lusiferin ve lüsiferaz ın ATP ile ve magnezyumla birşleşmesi esnasında enerji açığa çıkıyormuş..

Bu enerji ışınım olarak görünüyormuş bunun içinde canlılının oksijen alıp vermesi gerekiyormuş..

Senin teorin anladığım kadarıyla bu lusiferaz ve ATP bileşimlerini dışarda yapıp bitkiye enjekte olayı heralde..

Eğer genetik müdaheleden buna ulaşabiliriz diyorsan bu enerji açığa çıkarma olayı için gerekli maddeden ziyade çok karmaşık olan bu üretim otomasyonunun bitkiye yerleştirilmesi çok zor değilmidir..

Saygılar-sevgiler..

 

Güzel bir noktaya değinmişsin. Zaten bu teoriniin uygulanabilmesi için O2 tüketimi olmaasa baştan giderdi (Bitkilerin geece solunum yaptığı warsayımı). Benim kasıt ettiğim yanlızca gövde kısmı değil bu implante edeceğimiz maddeyi bitkinin herhangi bir yerine enjeksiyonundan sonra bitkide dolaşım sisteminin yardımıyla yaprak yan dallar genç sürgün kök vs heryere taşınacağından dolayı aydınlanmanın da bitkinin çeşitli yerlerinde olabilecegi savunulabilir.

Bikiye implantı konusunda benimde düşüncelerm war açıkcası ona daha bi cvp getirebilmiş değilim senin de tahmin edebileceğin gibi bazı bulgular ancak pratikle gösterilip uygulanabiliyor. Esasında birde bunla birlikte aklımda simbiyoz yaşamla da bu luciferas ın bitkiye kazandırabileceği düşüncesi var bunu da sonra anlatmak isterim zira şu anda biraz rahatsızım 39 derece ateşle bunları yazdım umarım sürçi lisan etmemişimdir (Yazımı bir kez daha okuma fırsatı bulamadım).

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle geçmiş olsun dileğimi ileteyim..

Esasında yeni sürgünlere yapraklara bunun uygulanabilmesi gövdeden daha kolay teorik olarak..

Fakat yine sölediğim gibi atp ve magnezyum bileşimi için birde atp ve magnezyum oluşumu gerekmektedir..

Daha sonra lusiferin ve lusiferaz tepkimesi..

Biliyorunki bu ışımayı yapan diğer canlılarda bu mekanizmalar yaratılışlarında vardır..

Bir bitkiye bu mekanizmalar nasıl eklenebilir ve canlılık nasıl devam eder..

Özetle ışınım olayını meydana getirmek için gerekli maddeler var diyelim, ama bu maddelerin tepkimeleri için gerekli olan ortam nasıl oluşturulabilir..?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öncelikle geçmiş olsun dileğimi ileteyim..

Esasında yeni sürgünlere yapraklara bunun uygulanabilmesi gövdeden daha kolay teorik olarak..

Fakat yine sölediğim gibi atp ve magnezyum bileşimi için birde atp ve magnezyum oluşumu gerekmektedir..

Daha sonra lusiferin ve lusiferaz tepkimesi..

Biliyorunki bu ışımayı yapan diğer canlılarda bu mekanizmalar yaratılışlarında vardır..

Bir bitkiye bu mekanizmalar nasıl eklenebilir ve canlılık nasıl devam eder..

Özetle ışınım olayını meydana getirmek için gerekli maddeler var diyelim, ama bu maddelerin tepkimeleri için gerekli olan ortam nasıl oluşturulabilir..?

 

 

Bazı microorganizmalarından bu olaylardan sorumlu olduklarını biliyorum. Bitkiyle bu mikroorganizmaların simbiyotik yaşamı için gerekli ortam sağlanabilirse bitkinin extradan bu tepkimeleri gerçekleştirmesi için bir mekanizmaya sahip olması da gerekmemekte. Tabiki şu anda teorik bilgiler ışığnda konuştuğumuzdan dolayı pratikte ne gibi sonuçları gözleriz yorumunu yapamıyacağım.

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşlar bu olayla bırakın enerji tasarrufunu karanlıkta kitap okumak bile güçtür. :excl:

bu enzim kalifornia üniversitesinde başını Stephen H.Howell'ın çektiği bir grup biyolog tarafından gerçekleştirilmiştir. bu grup ateş böceğinden aldıkları lusiferaz enzimini tütün bitkisine yerleştirmeyi başarmışlar. bu bitkiler enzimin substratı olan lusiferin ve atp verildiğinde parlıyor. ışıkları pek zayıf ama karanlıkta görülüyorlar.

fakat bu olay asla matematikçi arkadaşımızın dediği gibi enerji tasarrufunda kullanılamaz.bitki metabolizması için çok bu karmaşık, bitki bunu asla dışarıdan mudahelesiz yapamaz.

bu olay bilimsel olarak işe yarar; çünkü ışık üretimi kullanılarak bitkinin kısımlarının gelişimi izlenebilecek , ve hücre içi gelişim gözlenebilecektir. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

mrs. cazcty ben bir mühendisim ki yanlış anlaşılmış bir durum var ortada enerji tasarrufundan bahsetmedim sadece olaya peyjaz mimarlarının veya çevre düzenliyicilerinin gözlerinden baktım. Başından beri kast ettiğim olay enerji tasaruffu olarak anlaşılmış.

Kaldıki zati hala ben sokak lambasıyla ben evden kitap okuyamıyorum. Bilmem birazcık düşündüklerimi anlatabildimmi ?

Bu söylenilen olay denildiği gibi americada gerçekleştirilmiş vede çevre düzenliyicileri tarafından da kullanılmış.

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili matemetikçi bende şuan bu konu üzerinde bir araştırma hazırlayan bir biyoloji bölümü öğrencisi olarak yalnızca bu olayın aydınlatma açısından yeterli olamayacağını düşünüyorum. ve keşke olsa diyorum. ama estetik olarak çok güzel olacağı konusunda sana katılıyorum.

......sevgiler.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bocek2.jpg

 

bocek3.jpg

 

Verdiği ışık hakkında ufak bi fikrimiz olsun ....

Normal bir ampul, elektrik enerjisinin ancak % 3-4’ünü; bir flüoresans ampulü ise, ampule giren elektrik enerjisinin % 10’unu ışığa dönüştürebilir, enerjinin kalan kısmı ise ısıya dönüşür. Ampule dokunduğumuzda elimizi yakan bu ısı, üretimdeki kayıptır. İdeal olan ise % 100’lük bir verimdir, yani bütün enerjinin ışığa dönüştürülmesi ve hiç ısı çıkmamasıdır. Bugün bizler aydınlatma teknolojisinde henüz bu seviyeye ulaşamadık. En verimli tasarlanan aydınlatma cihazları bile bir miktar ısı çıkarmaktadır. Ateşböceklerinin küçücük bedenlerinde ise, mühendislerin ulaşmaya çalıştıkları fakat başaramadıkları % 100 verimle ışık üretim işlemi, binlerce yıldır gerçekleştirilmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Verdiği ışık hakkında ufak bi fikrimiz olsun ....

Normal bir ampul, elektrik enerjisinin ancak % 3-4’ünü; bir flüoresans ampulü ise, ampule giren elektrik enerjisinin % 10’unu ışığa dönüştürebilir, enerjinin kalan kısmı ise ısıya dönüşür. Ampule dokunduğumuzda elimizi yakan bu ısı, üretimdeki kayıptır. İdeal olan ise % 100’lük bir verimdir, yani bütün enerjinin ışığa dönüştürülmesi ve hiç ısı çıkmamasıdır. Bugün bizler aydınlatma teknolojisinde henüz bu seviyeye ulaşamadık. En verimli tasarlanan aydınlatma cihazları bile bir miktar ısı çıkarmaktadır. Ateşböceklerinin küçücük bedenlerinde ise, mühendislerin ulaşmaya çalıştıkları fakat başaramadıkları % 100 verimle ışık üretim işlemi, binlerce yıldır gerçekleştirilmektedir.

 

resimler ateş böceğine ait resimler sanırım.iyide ben bu ışığı ateş böcekleri vermez demiyorum. onların cüsselerine göre ne kadar muzzam ışk verdikleri ortada zaten.savunduğum şey bu olayın bitkilerde bu kadar muazzam boyutlara ulaşamayacağı arkadaşım. benim ateş böceklerindeki %100lük verime sözüm yok. ama bitki bunu bilim adamlarının düzenli müdahelesi olmadan gerçekleştiremez. belki genetik bilimi ileride daha da gelişir ateş böceklerinin bu özelliği rekombinant DNA teknolojisi ile bitkiye aktrılır böylece bu özellikte yeni bitki türleri oluşturulur.

saygılar :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

böyle bir bölüm açtığın için teşekkürler sedat :)

 

benimde bir kaç sorum olacak.

 

Işık Neden Bu Kadar Hızlıdır?

Işığın Dalga Boyundaki Ayarı nasıl gerçekleşebiliyor?

Acaba bizim için dünyayı, daha doğrusu yaşadığımız her yeri görünür kılan ışığın özellikleri nelerdir?

 

Bu soruya yanıt bulmak isteyen bilim adamları, yıllar süren araştırmalar yapmış olmalarına karşın, net bir sonuca ulaşamamışlardır.

sonucundada bu cevabı bulabilmişler Kaba bir benzetmeyle ışık, bir yerden başka bir yere, bilyeler gibi mi, yoksa sahile vuran dalgalar gibi mi hareket etmektedir?

 

saygılarımla...

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Evet Evrensel..

Adına buluşmu dersin icatmı artık etiketini sen koy..

Ben açıklamaya geçiyorum..

 

1- Manyetik etkileşimle hayatı kolaylaştıracak ve enerji sarfiyatı gerektirmeyen hareket eden araçlar..

 

2- Araçlar için her tekere kriko sistemi..

 

3- Karayollarında araçlara en az 1 km lik bir uzaklıkta viraj ve diğer araçları gösteren veri sistemi...

 

Evren bu üç proje çalışma yada buluş ban aittir..

Buray kadar itirazın varsa söyle boşa yazmayayım..

Senden cevap geldikten sonra, bu üç maddenin izahına geçeceğim..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1- Manyetik etkileşimle hayatı kolaylaştıracak ve enerji sarfiyatı gerektirmeyen hareket eden araçlar..

Evet, böyle bir buluş yaptıysanız, bu müthiş bir buluş.

Hatta insanlığın şimdiye kadar yapmış olduğu en büyük buluşda diyebilirim.

Ama böyle birşeyi yapmış olmanız imkansız.

İsterseniz buna devam edin, neden imkansız olduğunu ben size yazayım.

 

Araçlar için her tekere kriko sistemi..

Evet, hidrolik sistemle dimi?

Aracın içinden, hangi tekerleğin düğmesine basarsanız, o kriko devreye girip aracın o tekerleğini kaldıracak.

Bu fikri düşünen binlerce insan var bu dünyada.

Hatta bundan 20 sene önce bende böyle birşeyi düşünmüştüm.

Zaten böyle birşey otomobil üreticilerinin düşünemeyeceğinimi sanıyorsunuz?

Neden yapmıyorlar:

1- Kırk yılda bir patlayacak bir tekerlek için, hem aracın maliyetini artırmak istemiyorlar.

2- Çok az kullanılacak birşey için, aracın donanımını daha karmaşık hale getirerek, daha fazla arıza ihtimali elde etmek istemiyorlar.

Örneğin, hidrolik pompalar, elektrik motoru, silindirik amortisörler vs. gibi şeyler kullanılmadan bile arıza yapabilecek şeylerdir.

 

3- Bahsettiğiniz teçhizat ağır bir yükü kaldıracağı için, kendiside çokda hafif olamayacak. Yani yine kırk yılda bir kullanılacak bir şey için, aracı ağırlaştırmak istemiyorlar.

 

4- Bahsettiğiniz kriko sistemi, kaldırımlara veya tümseklere inip çıkarken her türlü darbeye açık olacaktır.

Bu yüzdende hiç kullanılmamış, krikolar bile zaman zaman arızaya maruz kalacaktır.

O krikoları darbelerden korumak istersenizde, o taktirde ağır bir koruma sistemi gerekeceği için araç dahada ağırlaşacaktır.

 

 

Karayollarında araçlara en az 1 km lik bir uzaklıkta viraj ve diğer araçları gösteren veri sistemi...

Bunun için uğraşmanızı tavsiye etmem, çünkü yine dünyada zaten birçok üretici firma bunun peşinde.

Hatta BMW ve Mercedes gibi lüks otolar, yıllar önce bunun üretimine bile geçti.

Fakat her geçen yıl biraz daha geliştiriyorlar.

Sevgili kralx,

Benim en samimi arkadaşlarımdan biri istanbuldaki birkaç(3 sanırsam) Mercedes ana bayilerinden biridir.

Oradaki özel üretim mercedes'leri görseniz, içindeki aletlere şaşar kalırsınız.

Hele mercedes'in Maybach adında özel bir üretimi varki, görseniz dudağınız uçuklar.

Mercedes sizin bahsettiğiniz olaylar için, her yıl milyonlarca euro ar-ge harcıyor.

 

Saygı ve sevgilerimle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet Evrensel..

Adına buluşmu dersin icatmı artık etiketini sen koy..

Ben açıklamaya geçiyorum..

 

1- Manyetik etkileşimle hayatı kolaylaştıracak ve enerji sarfiyatı gerektirmeyen hareket eden araçlar..

 

2- Araçlar için her tekere kriko sistemi..

 

3- Karayollarında araçlara en az 1 km lik bir uzaklıkta viraj ve diğer araçları gösteren veri sistemi...

 

Evren bu üç proje çalışma yada buluş ban aittir..

Buray kadar itirazın varsa söyle boşa yazmayayım..

Senden cevap geldikten sonra, bu üç maddenin izahına geçeceğim..

 

Buluş icat ve keşif olarak nitelendirilen konu Radio Frekans sinyallerinin bulunması ile düşünülmeye başladı.

Aşağı yukarı 60 yıl önce.

Radio frekans titreşimleri GHz seviyesine çıkartıldığında da radar bulundu.

Radar sinyalleri belli bir frekanstan gönderip belli bir frekanstan yansımaları geri alıyor.

Fakat sinyallerin stabl olması için aracın hareketli olmaması, öndeki cisimlerin engel olmaması gerekiyor.

Yani Hareket eden aracın radar sinyalleri, öndeki bir araçla engellenip, daha öndeki aracın görünmesini, virajı hissetmesini engelliyor.

Bu yüzden radarlı aracın radar sinyalleri, belli bir açıdan hareketli olan araçların tümünü görmesi gerekiyor.

Tabii virajlarda aynı şekilde.

 

Uydu LNB (low noise converter) lerini TX (transmitter) yaparak biz bunları on yıl önce 11 GHz den denedik.

Ancak söylediğim gibi, aracın hareketsiz ve belli bir açıdan sinyal gönderip alması gerekiyor.

 

Bu konu, buluş hatta yeni keşif olamaz. 60 yıldır var olan birşey.

Yüksek seviyede elektronik ve programlama (PIC, Programmable Integrated Circuit) bilgisine gerek vardır.

 

Şu anda bu tip çalışmalar satellite (uydu) cihazları (APRS, GPS, GPRS) ile yapılmakta, hatta direksiyon kontrolunu bile bu cihazlara bırakılma çalışmaları yapılmakta.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet görüldüğü üzere buluşlar çöpe atıldı..:D

Bırawo her ikinizede..

Oysa sizin bahsettiklerinizle benim bahsettiklerimin uzaktan yakından alakası yok..

Bırakın mecedes milyarlar harcasın o beni ilgilendirmez..

Benim buluşum beni ilgilendirir..

Bunun böyle olacağını, buluşların bile polemik konusu olacağını bile bile buraya yazdım..

Sizleri gerçekten tebrik ediyorum..

Gelelim açıklamaya..

1- Manyetik etkileşimle hayatı kolaylaştıracak ve enerji sarfiyatı gerektirmeyen hareket eden araçlar..

Tek mantık mıknatıs..

Hareket edilecek zeminle harekt edecek zeminin aynı kutupla bir birleriyle etkileşimi.. Bu siztemlerle hayatın bir çok alanında çok az bir enerji o da kontrol ilk hareket yada durma işlemleri için küçük motorcuklar..

 

2- Araçlar için her tekere kriko sistemini on yıldır düşünüyorum ve gerekli çizimler elimde mvcut, benden başka birinin bunu daha önce düşünmesi benim sorunum değil..

 

3- Karayollarında araçlara en az 1 km lik bir uzaklıkta viraj ve diğer araçları gösteren veri sistemi...

Sizn bahsettiğiniz rdar sistemlerini ve şu anki son teknolojiyi sizden çok takip ettiğime emin olabilirsiniz..

Ancak radar sitemleriyle önünüzdeki 1 km lik alandaki verileri alan bir sistem klasik radar sistemiyle çok maliyewtlidir ve varsada çok özel araçlarda vardır, uçaklarda, gemşlerde ve bazı özel yapım otomobillerde..

Tabi otomobillerde yeterli performans alınamadı..

ama ben bu klasik radar sisteminden bahsetmiyorum..

Size küçük bir tiyo vereceğim, çok açık anlatımına geçmiyeceğim, çünkü bu sistemden gelir elde etme amacım da var ilerde Alah nasip ederse..

Trafik birimleri tarafından her araca montesi zorunlu tutulmak şartıyla

Bugün için fiyatı 50 ytl değerini aşmayan uydu frekans iletişim araçları ve önemli virajlara önemli noktalara yine bu uydu frekans iletişim araçları yerleştirilmesi ve araçlarda bunları algılayan bugün için 800 ytl değerindeki sistemler..

 

Daha fazla detaya girmek stemiyorum, zira her topicte yazdıklarımızın boşa gitmesi gibi bunlarında boşa gideceği ve yukarda olduğu gibi polemik konusu olacağı için burada noktalıyorum..

Sayın evrensel sendende xlark tades benim tezimi çürüttü itirafını beklemiyorum, beklememde..

Bu itibarla artık topiclerde çok fazla karşılaşmamak dileklerimle..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet görüldüğü üzere buluşlar çöpe atıldı..:D

Bırawo her ikinizede..

Oysa sizin bahsettiklerinizle benim bahsettiklerimin uzaktan yakından alakası yok..

Bırakın mecedes milyarlar harcasın o beni ilgilendirmez..

Benim buluşum beni ilgilendirir..

Bunun böyle olacağını, buluşların bile polemik konusu olacağını bile bile buraya yazdım..

Sizleri gerçekten tebrik ediyorum..

Gelelim açıklamaya..

1- Manyetik etkileşimle hayatı kolaylaştıracak ve enerji sarfiyatı gerektirmeyen hareket eden araçlar..

Tek mantık mıknatıs..

Hareket edilecek zeminle harekt edecek zeminin aynı kutupla bir birleriyle etkileşimi.. Bu siztemlerle hayatın bir çok alanında çok az bir enerji o da kontrol ilk hareket yada durma işlemleri için küçük motorcuklar..

 

2- Araçlar için her tekere kriko sistemini on yıldır düşünüyorum ve gerekli çizimler elimde mvcut, benden başka birinin bunu daha önce düşünmesi benim sorunum değil..

 

3- Karayollarında araçlara en az 1 km lik bir uzaklıkta viraj ve diğer araçları gösteren veri sistemi...

Sizn bahsettiğiniz rdar sistemlerini ve şu anki son teknolojiyi sizden çok takip ettiğime emin olabilirsiniz..

Ancak radar sitemleriyle önünüzdeki 1 km lik alandaki verileri alan bir sistem klasik radar sistemiyle çok maliyewtlidir ve varsada çok özel araçlarda vardır, uçaklarda, gemşlerde ve bazı özel yapım otomobillerde..

Tabi otomobillerde yeterli performans alınamadı..

ama ben bu klasik radar sisteminden bahsetmiyorum..

Size küçük bir tiyo vereceğim, çok açık anlatımına geçmiyeceğim, çünkü bu sistemden gelir elde etme amacım da var ilerde Alah nasip ederse..

Trafik birimleri tarafından her araca montesi zorunlu tutulmak şartıyla

Bugün için fiyatı 50 ytl değerini aşmayan uydu frekans iletişim araçları ve önemli virajlara önemli noktalara yine bu uydu frekans iletişim araçları yerleştirilmesi ve araçlarda bunları algılayan bugün için 800 ytl değerindeki sistemler..

 

Daha fazla detaya girmek stemiyorum, zira her topicte yazdıklarımızın boşa gitmesi gibi bunlarında boşa gideceği ve yukarda olduğu gibi polemik konusu olacağı için burada noktalıyorum..

Sayın evrensel sendende xlark tades benim tezimi çürüttü itirafını beklemiyorum, beklememde..

Bu itibarla artık topiclerde çok fazla karşılaşmamak dileklerimle..

 

Saygılar..

 

Artık sallamaya başladın sayın kral,

 

Yazımın sonunda uydu cihazları ile yapılabilir demiştim.

Ancak sen hiç alakası yok dedin ve

tekrar 50 ytl gibi bir fiatla uydu cihazı diyorsun.

Hem alakası yok diyorsun, hem var diyorsun. İyice bocaladın sayın kral.

Harika bir insansın doğrusu. Tam nobellik.

Uydu cihazlarının sadece küçük bir kompenenti (Transistör) 50 YTL.

İçinde yüzlerce kompenent var.

Uyduya sinyal gönderen cihazın gücü az 10w olması gerek

10 Watt 20 GHz de çalışan bir uydu TX (gönderici) en az 1000 dolar.

Bunun birde RX (alıcısı) var sayın kral.

Bunu 50 YTL ile, iman gücü olarak yapacağın anlaşıldı.

 

Birde seni denemek için soru :

Bu bilgiye sahip olduğunu anlamak için.

Uydu cihazının asıl frekansı 20 GHz. SHIFT frekansı ne olacak söylermisin?

Bekliyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.