Φ filabi Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2015 Paylaş Gönderi tarihi: 26 Şubat , 2015 ODTÜ'den 3.yol mu geçecek? Gökçek’in, yamalı “Ankara’nın akademik ulaşım ana planı 2038” planını, parça parça kamuoyuna fark ettirmeden açıklaması üzerine akademisyen, Şehir Plancısı Tahir Çalgüner konuyu araştırdı. 1 31 0 0 ODTÜ Arazisi ve Kampüsün çevresi, önce “Yollaştırma taktiği” ile Yolgeçen hanına dönecek ve sonrasında ranta duyarlı “böl-devret-yap” modeli imar adaları oluşturulacak. ODTÜ Kampüsü;Kuzey-Güney doğrultudaki Transit yol geçişiyle, “ulaştırma üniversitesine”, AOÇ’ de “ulaştırma çiftliğine” dönecek. Çalgüner“Ankara’nın Ulaşım Ana Planı 2038” adındaki plan ile ilgili araştırmalarını toplumsalses gazetesine anlattı. 2009 yılından beri Gökçek’in kafasında olan bir projedir. Anlaşılan o ki; sipariş alım üzerine plan çizen taşeron plan ofisine de aynen benimsetmiş. Öncelikle söylemek gerekirse; bu tünel yol önerisi; öncesinde analiz çalışmaları ile desteklenen ve öneri 25.ooo ölçekli Çevre Düzeni (2038) kent nazım imar planı bütünlüğü içinde şekillenen teknik, bilimsel bir rapora dayalı alınmış sorun odaklı bir karar değildir. Sadece bu yolun üst ölçekli ana plana işlenmesi ve onayından ibaret “noktasal” bir oldubitti çalışmasıdır. Ulaşım planlarını gelecekteki arazi kullanım kararları ve öngörü yıla ait kent planını ile karşılıklı etkileşimini bağımsız gören parçacı bir yaklaşımı; “plansız - ulaşım” olarak niteledi. Gökçek’in kara kutusu olan AUAP 2038 üst planının onayını da bilerek geciktirdiğini, kamuoyunun tepkisinden çekindiği için, kamuoyunun konjektürüne göre en sonunda apar topar ve sessizce, davalı olduğu tüm projelerin ilgili mahkeme dosyalarına birer tane sadece evrak olsun diye koymayı planlıyor. Öncelikle bu öneri transit yol güzergahı; Yapım halinde olan ve Mogan gölünün arkasından geçirilen , Ankara- Pozantı otobanı kısmının , mevcut dış (güney) çevre yolu ile bağlandıktan sonra; Ahlatlıbel mevkisi ve sonrası ODTÜ arazisinin batı sınırından geçerek sonrasında AOÇ’nin ortasından Çiftlik’in altını üstüne getirecek şekilde ANKAPARK’A ve oradan da Keçören’e …. ver elini “ mevcut Kuzey çevre yoluna” kadar uzanacak bir projedir.(nerede bittiği de belli değil)? Ekolojik tehlike var . Otoyol geçişi ile birlikte, Mogan ve Eymir gölü çanak havzasında ve vadi boylarında imar rantlarını artırarak, alanın kentsel saçaklanmaya açılması ile kuşatılacak göl ve sulak havzalarına olumsuz etki yapacaktır. Kent içi Ulaşımı felç eder. Trafik çeker. Bu yol önerisi; Konya yolunun ANKARA kenti içine girdiği alanda, (Şehirlerarası Trafik özelliğini azaltarak) bir kent içi yol haline dönüşmesi amaçlanmış olmasına rağmen aslında tam da tersi bir tehlikeli durumu içinde barındırmaktadır. Şöyle ki;"İç çevre yolu" (erişme kontrollü yol) : Çayyolu – Hacettepe - Botanik parkı –KHGM- ODTÜ kampusu içinden (odtü 2. yol) - Malazgirt Bulvarı -- Konya yolu kavşağı ile Balgat ve Dikmen’ de sonlanacak güzergâhtır. Böylelikle Ankara’nın güney yarı küresindeki konut alanlarını, Batı ulaşım koridoru ile birleştirmeyi düşünen Eskişehir yoluna paralel gidecek güzergâhtır. "Dış çevre (halka) yolu" : Kentin güneyinden geçen mevcut “Güney çevre yolu” dur. ODTÜ Arazisi ve Kampusun çevresi, önce “Yollaştırma taktiği” ile Yolgeçen hanına dönecek ve sonrasında ranta duyarlı “böl-devret-yap” modeli imar adaları oluşturulacak. ODTÜ Kampusu, “ulaştırma üniversitesine”, AOÇ’ de “ulaştırma çiftliğine” dönecek. ODTÜ 2.yol sonrası, “iç çevre yolunun” kampüs içinden geçmesi ile birlikte tamamlanan Eskişehir yoluna paralel gidecek, doğu-batı ana güzergâhın yanında, kuzey- güney hattındaki çılgın tünel yol projesi de bunun üstüne eklenerek; ODTÜ yerleşkesini kentten yalıtılmış bir ulaştırma bağlantılarının merkezinde, trafikle boğuşan, şehirlerarası trafiğinin düğüm noktasında, ıssız bir “ulaştırma adasına” dönüştürecek ve böylelikle zamanında “yol iptal davası” açmamış (tünel yol heveslisi) ODTÜ yönetimi, Gökçek’ten 2. Golü de yiyecek. Eymir gölünün yarısı da ODTÜ yönetiminin tasarrufundan çıkacak. Çılgın Proje, Ankara kent planına ne getirecek? Bir ucu, yapım aşamasında olan Ankara- Pozantı otoyolu ile bağlantılı; Dış (Kuzey ve güney) çevre yolu halkaları arasında kalan ve “ İç çevre yolunu” da dikeyde keserek, Kuzey-Güney doğrultusunda kenti bir karpuz gibi ikiye bölecek bu çılgın transit yolun; Anka-Park’ tan – ODTÜ’den- ve sonrasında Ahlatlıbel’e kadar uzanacak kısmının, Dış-Güney Çevre yoluna ve oradan da Pozantı otoyoluna çıkışlar için kestirme yol olarak kullanılma eğilimi şehirlerarası trafiği ve özellikle ağır taşıt trafiğini (Tır, ,kamyon, otobüs) özendirecek bir “fiili durumun” oluşmasını ve sonucunda da, iç şehir bölgesinde, kent içi trafik sıkışıklığı ve yoğunluğu ile sonuçlanabilecek bir tehlikeyi içinde barındırmaktadır. Ankara kentinin birbirinin içine girmiş üç tür çevre yolu ile kuşatılan bir kent olduğunu söyleyen Çalgüner ; Şehircilik ilkesi gereği “çevre yolu” statüsündeki yolların sık sık kavşaklarla bölünmesinin doğru olmadığını söyleyen Çalgüner ; Gökçek’ in kafasında; çevre yolu sınırları aşan ve özellikle kentin güney-doğu yarı üresinde sırtını çevre yollarına dayamış ve kavşaklandırılmış, vadi tabanlarını kentleşmeye açan saçaklanmalı bir şehircilik anlayışı var (Yakup abdal,Karataş,yaylabağ bölgesine dikkat) .Aslında Ankara kent bütünü kentsel gelişimini çevre yolları ile ilişkilendirmeden “TEK ANKARA” olarak ta planlamak mümkündü.Böylelikle plan sonunda; “ Çevre yolları ile bölünmüş farklı “İKİ ANKARA” deseni ortaya çıkacak dedi. Stratejik bütüncü planlamayı; Plansız stratejilerinin ve “plansız projelerinin” ve aritmetiksel toplamı olarak gören Gökçek ve proje ofisi ekibi kurmaylarının ve projeye paydaş olan bazı meslek odası temsilcilerinin, hâkimler anlayamasın alt ölçek planlarla uyumunu ve kademelenmedeki yerini sorgulayamasın diye, Ankara kenti için mikroskobik ölçekte strateji planı adı altında sözde yeni bir plan türü üzerine çalıştıkları gözlemleniyor. “ Bu üst plana temel olacak analiz çalışmaları ve yöntemi kim tarafından belirlendi? Yapacağın yeni üst planın ölçeği nedir? Nazım plan mı olacak? Yoksa neyime mi “lazım”…. Genel geçer “şematik” mi “stratejik” mi olsun diyor… asıl meseleyi “plan hükümleri” içinde mi eritecekler….onu mahkeme dosyasında önümüze geldiğinde göreceğiz.” dedi. Haber merkezimiz tarafından Çalgüner’e ısrarla bu durumu plan üzerinde anlatmasını ve çizili bir görseli haber merkezimize iletmesini istememize rağmen teknik çizimini Ankara 10. Noterine belgelettiğini, ancak Gökçek’in AUAP 2038 planını açıklamasından ve askıya çıkardıktan sonra yayınlanmasının daha etik olacağını söyledi. Ulaşım şemasının şimdiden yayınlanmasının bölgede bir arsa spekülasyonu yaratacağı endişem var. Ayrıca, Gökçek’in keyfine limon suyu sıktığımdan dolayı başkanın kendisini de mahkemeye vermesinden çok korktuğunu belirtti. “AUAP 2038 üst planının kendisine ve “analiz kitaplarına” bir bütün olarak dava açılması gerektiğinin özellikle altını çizen Çalgüner; açılacak bu davaya müdahil olacağını da söyledi. Daha öncesinden Planı yapan müelliflerin işin belediyeye tesliminden önce pafta ve analiz çalışmalarının "noter belgelemesi" yaparak teslimin yapılması gerektiğine yönelik çağrıma da bir yanıt alamadım. Planı onaylayan kadar, planı çizen müellif adayları da de eşit derecede hukuki ve teknik açıdan sorumludur diyerek Şehir Plancıları Odasının bu konuda, olası meslek ilkeleri, etik ve kurallarını ihlal eden oda üyesi “planın müellifleri” hakkında da mesleki denetim ve soruşturma sürecini işleteceğini umut ettiğini belirtti.” Toplumsalses /Ankara Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.