Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

uNuTMaK YoK


Misafir şevval

Önerilen İletiler

uNuTMaK YoK

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

Nerelerdeydin diye sorarsan

"Hep eskisi gibi", diyeceğim.

Toprağı örten taşlardan söz edeceğim,

sürdükçe kendini harcayan ırmaktan;

ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim,

gerilerde kalan denizi bilirim, bir de ağlayan

ablamı.

Neden ayrı adlarla anılıyor ülkeler, neden

günler

yeni günleri izliyor? Neden koyu bir gece

birikiyor ağızda? Neden ölüler?

Nereden geliyorsun diye sorarsan bölük pörçük

kelimelerle konuşmak zorundayım,

ağzı zehir gibi yakan araçlarla,

çoğu çürümeye yüz tutmuş hayvanlarla

ve avutamadığım yüreğimle.

 

Andaç değil yanımızda götürdüklerimiz

unutuşta uyuklayan sarımsı kumru değil,

yaşlarla kaplı yüzler,

boğazımıza yapışan eller

ve yapraklardan sıyrılan şey:

aşınmış bir günün karanlığı

acıyı kanımızda tatmış bir günün.

 

İşte menekşeler, işte kırlangıçlar

bize sevinç veren ne varsa,

geçici ve küçük duyarlıkların

yan yana göründüğü süslü kartpostallarda.

 

Ama bu sınırın ötesine geçmeliyim,

dişlemeliyim sessizliğin çevresindeki kabuğu,

ne karşılık vereceğimi bilemem:

 

öyle çok ki ölüler,

ve öyle çok ki al güneşle yarılmış hendekler,

ve öyle çok ki gemilere vuran miğferler,

ve öyle çok ki öpüşlerle kilitli eller,

ve öyle çok ki unutmak istediklerim.

 

 

 

Pablo NERUDA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM

 

Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim

Şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu

Ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta

Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı.

Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim

Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara.

Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece

Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında

Sevdi beni o ben de bir ara onu sevdim

O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama

 

Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim.

Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla

Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi.

Ota düşen çiğ gibi, düşmekle şiir cana

Ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa.

Gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana

Hepsi bu. Uzaklarda şarkı söylüyor biri.

Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca

Gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi

Yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana

 

Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim

Sesim arar rüzgarı ulaşmak için ona

Ellere yar olur. Öpmemden önceki gibi.

O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla

Artık sevmiyorum ya severim belki yine

Ne uzundur unutuş ah ne kısadır sevda

Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü

Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca

 

Belki bana verdiği son acıdır bu acı

Belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona

 

PABLO NERUDA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şimdi on ikiye kadar sayacak

ve hep birlikte susacağız.

 

bir an olsun toprağın yüzünde

konuşmayalım hiçbir dilde,

bir saniye duralım,

sallamayalım kollarımızı bu kadar.

 

acelesiz, motorlarsız

ne mis kokan bir an olurdu,

birlikte hepimiz

apansız bir gariplikte.

 

incitmezdi balinayı

balıkçılar soğuk denizde

tuz toplayan adam bakardı

yaralı ellerine.

 

yeşil savaşlar hazırlayanlar,

gazlı savaşlar, ateşli savaşlar,

yaşayanı kalmayan zaferler,

temiz giysiler giyerlerdi

yürüyüp kardeşleriyle

gölgede, bir şey yapmadan.

 

istediğim karıştırılmasın

kesin eylemsizlikle:

ne yaparsa odur yaşam

bir işim yok benim ölümle.

 

götürebilmek uğruna hayatımızı

bu kadar sıradan olmasaydık,

ve bir an, hiçbir şey yapmasaydık,

belki dev bir sessizlik

yanda kesebilirdi kederini

kendimizi hiç anlamayışımızın,

kendimizi ölümle korkutmanın,

belki de toprak öğretecek bize

ölü görünen her şeyin

aslında canlı olduğunu.

 

şimdi on ikiye kadar sayacağım

sessiz olun, ben gideceğim.

 

pablo neruda

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nazım'a Bir Göz Çelengi

 

Neden öldün Nâzım? Senin türkülerinden yoksun

ne yapacağız şimdi?

Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar

bulabilecek miyiz bir daha?

Senin gururundan, sert sevecenliğinden yoksun

ne yapacağız?

Bakışın gibi bir bakışı nereden bulmalı,

ateşle suyun birleştiği

Gerçeğe çağıran, acıyla ve gözüpek bir sevinçle dolu?

Kardeşim benim, nice yeni duygular, düşünceler

kazandırdın bana

Denizden esen acı rüzgâr katsaydı önüne onları

Bulutlar gibi, yaprak gibi uçarlar

Düşerlerdi orada, uzakta.

Yaşarken kendine seçtiğin

Ve ölüm sonrasında seni kucaklayan toprağa.

 

Sana Şili'nin kış krizantemlerinden bir demet

sunuyorum

Ve soğuk ay ışığını güney denizleri üzerinde parıldayan

Halkların kavgasını ve kavgamı benim

Ve boğuk uğultusunu acılı davulların, kendi yurdundan...

Kardeşim benim, adanmış asker, dünyada nasıl da

yalnızım sensiz.

Senin çiçek açmış bir kiraz ağacına benzeyen

yüzünden yoksun

dostluğumuzdan, bana ekmek olan,

rahmet gibi susuzluğumu gideren ve kanıma güç katan

Zindanlardan kopup geldiğinde karşılaşmıştık seninle

Kuyu gibi kapkara zindanlardan

Canavarlıkların, zorbalıkların, acıların kuyuları

Ellerinde izi vardı eziyetlerin

Hınç oklarını aradım gözlerinde

Oysa sen parıldayan bir yürekle geldin

Yaralar ve ışıklar içinde.

 

Şimdi ben ne yapayım? Nasıl tanımlanır

Senin her yerden derlediğin çiçekler olmaksızın bu dünya

Nasıl dövüşülür senden örnek almaksızın,

Senin halksal bilgeliğinden ve yüce şair onurundan yoksun?

Teşekkürler, böyle olduğun için!

Teşekkürler o ateş için

Türkülerinle tutuşturduğun, sonsuzca

 

pablo neruda

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

UMUTSUZ BİR ŞARKI

 

Çıkıp geliyor hayalin beni saran geceden.

Denize karıştırıyor inatçı yakınışını ırmak.

 

Terk edilmiş, gün batımındaki rıhtımlar gibi.

Ayrılık saati bu, ey terk edilmiş!

 

Yağıyor yüreğime soğuk taç yaprakları.

Ey yıkıntı uçurumu, vahşi mağarası kaza geçirenlerin.

 

Sende toplanır savaşlar ve uçuşlar.

Yükselir senden şarkı kuşlarının kanatları.

 

Bir uzaklık gibi yuttun her şeyi.

Deniz gibi, zaman gibi sende battı her şey!

 

Saldırı ve öpüşün mutlu saatiydi o.

Deniz feneri gibi parıldayan o esrime saati.

 

Uçuş korkusu, kör dalgıç öfkesi,

çalkantılı esrikliği aşkın, sende battı her şey!

 

Kanatlandı, yaralandı ruhum pusun çocukluğunda.

Kayıp keşif, sende battı her şey!

 

Sarıp sarmaladın acıyı, tutunuyorsun arzuya,

kendinden geçmişsin üzüntüyle, sende battı her şey!

 

İttim gölge duvarını geriye,

arzu ve eylemin ötesine, yürüdüm gittim.

 

Ah, ten, benim tenim, sevip yitirdiğim kadın,

seni çağırıyorum yaslı saatte, sana adıyorum şarkımı.

 

İçine aldın sonsuz sevecenliği bir fanus gibi

ve tuz buz etti seni sonsuz unutuluş.

 

Oradaydı adaların kara yalnızlığı,

orada sevda kadını, sardı kolların beni.

 

Susuzluk ve açlık vardı, meyveydin sen.

Acı ve yıkıntı vardı, mucizeydin sen.

 

Ah kadın, bilmem nasıl erittin beni

ruhumun toprağında, kollarının arasında!

 

Ne korkunç ve ne kısa oldu sana olan tutkum!

Ne zorlu ve ne esrik, ne gergin ve ne aç.

 

Öpücükler mezarlığı, sönmedi hâlâ yangını mezarlarının

yanar hâlâ kuşların gagaladığı verimli dalların.

 

Ey ısırılmış ağız, ey öpülmüş organlar,

ey aç dişler, ey sarmalanan bedenler.

 

Ey umut ve çabanın çılgın bağlanışı,

içinde kaynaşıp umutsuzlandığımız.

 

Ve sevecenlik, su ve toz kadar hafif,

başlar sözcük belli belirsiz dudaklar arasında.

 

Yazgımdı bu içinde geçti özlem yolculuğum

ve orada yıkıldı özlemim, sende battı her şey!

 

Ey yıkıntı uçurumu, içine düştü her şey,

çekmediğin hangi üzüntü kaldı, hangi dalgalar kaldı

seni yutmayan.

 

Yine de seslendin, şarkı söyledin dalgalardan dalgalara.

Dikilip bir gemici gibi pruvasında geminin.

 

Çiçek açarsın şarkılarla hâlâ, hâlâ kırılırsın akıntılarda.

Ey yıkıntı uçurumu, açık ve acı kuyu.

 

Solgun kör dalgıç, derinliklerin bahtsızı,

kayıp kaşif, sende battı her şey!

 

Ayrılık saati bu, hoyrat, bu gibi saat.

Gecenin tüm zaman çizelgelerine işaretlendiği an.

 

Sarar kıyıyı hışırdayan kuşağı denizin.

Yükselir soğuk yıldızlar, göç eder kara kuşlar.

 

Terk edilmiş, günbatımındaki rıhtımlar gibi.

Titrek bir gölge kaldı ellerimde oynaşan.

 

Ah, her şeyden uzak. Her şeyden uzak.

 

Ayrılık saati bu. Ey terk edilmiş!

 

PABLO NERUDA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

nokta

acılardan daha büyük bir yer yoktur

bir tek evren var, o da kanayan bir evren

p.neruda

 

yol :clover:

 

bir gün bile uzak olma gün uzun

gün uzun anlatamayacağım kadar

trenler bir yerlerde uyuduğunda

insanlar garlarda nasıl beklerse, öyle beklerim seni

 

bir saat bile gitme gidersen uykusuzluk

damla damla birikir o saatte

ve bir evi arayan bütün duman

yitik yüreğimi öldürmeye gelir belki de

 

kırılmasın kumun üstünde görüntün

göz kapakların bensiz uçmasın

bir dakika bile gitme sevdiğim

 

bir an

bile uzaklaşsan

dünyayı dolaşırım yalvarmak için sana

ya dön ya da bırak öleyim diye

 

p. neruda :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Seni sevdiğimi göreceksin sevmediğim zaman,

 

çünkü iki yüzüyle karşına çıkar hayat.

 

Bir sözcük sessizliğin kanadı olur bakarsın,

 

ateş de pay alır kendine soğuktan.

 

 

 

Seni sevmeye başlamak için seviyorum seni,

 

sana olan sevgimi sonsuzlaştıracak

 

bir yolculuğa yeniden başlamak için:

 

bu yüzden şimdilik sevmiyorum seni.

 

 

 

Sanki ellerindeymiş gibi mutluluğun

 

ve hüzün dolu belirsiz bir yarının anahtarları

 

hem seviyorum, hem de sevmiyorum seni.

 

 

 

Sevgimin iki canı var seni sevmeye.

 

Bu yüzden sevmezken seviyorum seni

 

ve bu yüzden severken seviyorum seni.

 

 

 

 

 

 

 

Pablo Neruda

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

GÜZDE UNUTULMUŞ

 

Saat yedi buçuğuydu güzün

Ve ben bekliyordum

Kimi beklediğim önemli degil.

Günler, saatler, dakikalar

Bıktılar benle olmaktan

Çekip gittiler azar azar

Kaldım ortada, tek başıma

 

Kala kala kumla kaldım

Günlerin kumuyla, suyla

Bir haftanın artıklarıyla kaldım

Vurulmuş ve hüzünlü

 

Ne var, dediler bana Paris’in yaprakları

Kimi bekliyorsun?

Kaç kez burun kıvırdılar bana

Önce ışık, çekip giden

Sonra kediler, köpekler, jandarmalar

 

Kalakaldım tek başıma

Yalnız bir at gibi

Otların üstünde ne gece, ne gündüz

Sadece kışın tuzu

 

Öyle kimsesiz kaldım ki

Öyle bomboş

Yapraklar ağladılar bana

Sonra, tıpkı bir gözyaşı gibi

Düştüler son yapraklar

Ne önceleri, ne de sonra

Hiç böyle yalnız kalmamıştım

Bu kadar

Ve kimi beklerken olmuştu

Hiç mi hiç hatırlamam.

 

Saçma ama bu böyle

Bir çırpıda oldu bunlar

Apansız bir yalnızlık

Belirip yolda kaybolan

Ve ansızın kendi gölgesi gibi

Sonsuz bayrağına doğru koşan.

 

Çekip gittim, durmadım

Bu çılgın sokağın kıyısından

Usul usul, basarak ayak uçlarıma

Sanki geceden kaçıyor gibiydim

Ya da karanlık, kükreyen taşlardan

 

Bu anlattıklarım hiçbir şey değil

Ama başıma geldi bütün bunlar

Birini beklerken, bilmediğim

Bir zamanlar.

 

 

Pablo Neruda

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Pablo Neruda - savaşan toprak

 

Önce, toprak dayandı

Araconya karı

Beyaz bir ateş gibi yaktı

Saldırganın ayaklarını

 

Parmakları soğuktan düşüyordu

Almgros’un elleri, ayakları

Karanlığın mezar kazıcıları

Ve yırtıcı pençeleri, karda

Sadece donmuş birer et

Ve sıradağlar denizinde

Bir sessizlik idiler

 

Şili rüzgarı kırbaçlıyordu

Yıldızları özümleyerek

Süvarileri, açgözlüleri devirerek

Almagro’yu açlık

Görünmez ve çınlayan bir çene gibi izledi

Atlar, bu buz bayramına

Kurban edilmiştiler

Ve Güney’in ölümü

Tesbih taneleri gibi döktü

Almagro’nun tırısını

Atı Peru’ya dönünceye dek

Orda Kuzey’in ölümü

Yolun kıyısına oturmuş

Bir baltayla

Bu püskürtülen fatihi bekliyordu

 

 

 

Pablo NERUDA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.