Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Dünyaya neler oluyor?


Önerilen İletiler

B478135004004642909D1990b.jpg

 

Dünyaya neler oluyor?

Amerikan, İngiliz ve Avustralyalı bilimadamları ortak bir raporla dünyanın 10 yıl sonra çevre felaketleri açısından geri dönülemez noktaya geleceğini duyurdu. Çünkü dünya ısınıyor.

 

Karbondioksit oranı artıyor, okyanuslar ısınıyor, buzullar eriyor, deniz seviyesi yükseliyor, orman yangınları artıyor, buzul tabakaları parçalanıyor, göller küçülüyor, kurak dönemler uzuyor, ırmaklar kuruyor

Kış sıcaklıkları artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonhabar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç dönemleri değişiyor, yaşama alanları farklılaşıyor,

kıyı şeritleri erozyona uğruyor, mercan resifleri ağarıyor, kar yığınları azalıyor, bulut ormanları kuruyor, hastalıklar yayılıyor, yüksek enlemlerde sıcaklık artıyor, dünyaya neler oluyor?

Rapora göre 1960'lardaki kirlenme buzulların yüzde 20'sini eritti. 300 bilimadamının yürüttüğü araştırma sonuçlarına göre, Kuzey Kutbu'ndaki ısınma dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı. Bugünkü ise 2070'te dünyayı buzulsuz bırakacak, küresel çölleşme olacak, denizler yükselecek.

 

Dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelecek. Ormanların yok olması sonucu çölleşme yaşanacak, bu tarıma da yansıyacak, deniz seviyesi yükselecek ve dünya salgın hastalıkların pençesine düşecek. Bu felaket senaryoları "korkutucu" fakat "gerçek."

 

 

Eriyen buzullar tehdit ediyor

Dünyada ardı ardına meydana gelen doğal felaketlerin en önemli sebeplerinden biri olarak gösterilen küresel ısınma tehlikesi giderek artıyor. Amerikan hükümeti'ne bağlı olarak çalışan bilim adamlarının açıkladığı rapora göre dünyanın buzullarla kaplı bölgesi Antartika'da denizler üzerindeki buzlanma 1978'den bu yana yüzde 20 oranında azaldı. Uydu görüntülerini inceleyen Amerikan Ulusal Kar ve Buzlanma Bilgi Merkezi, Antartika'daki buz oranının son yüzyılın en düşük seviyesine ulaştığını açıkladı. Uzmanlar olası felaket senaryolarına göre 2080 yılından itibaren yazları Antartika'daki tüm buzulların erimesi ile doğa felaketleri yaşanacak.

 

1_pix_beyaz.gif7211D8219E6DEF429656FBAEb.jpg1_pix_beyaz.gif

Alaska halk plajı!

Küresel ısınma, ABD'nin Kuzey Kutbu'na en yakın noktası Alaska'yı da etkiledi. Kar, buz görüntüleri yerini bikiniyle güneşlenen insanlara bıraktı.

 

Hava 28 derece

Yüzyıllar önce Alaska'da denize girmek bir hayaldi. Ama küresel ısınma sayesinde artık, buzulların yanında denize girilebiliyor. Çarşamba günü bölgedeki hava sıcaklığının 28 derece olduğu belirtildi. Aynı gün Amerika Ulusal Hava Tahmini Servisi şefi Ted Fathauer şaşkınlığını, "Bu bir gerçek; meteorolojik bir şaka değil" diyerek dile getirdi.

 

Buzullar eriyor

Bilim adamları sera gazlarının küresel ısınma üzerinde etkili olduğunu, gazların etkisiyle her geçen gün dünyanın daha da ısındığını belirtiyor. Örnek olarak, son 10 yılda Alaska'nın buzul bölgelerinde meydana gelen erime gösteriliyor. Fakat bu durumdan Alaska'yı ziyaret eden turistler hiç yakınmıyor; kimi denize giriyor, kimi güneşleniyor.

not:sabah gazetesinden alıntıdır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet,bu üzerinde çok düşündüğüm bır konu:küresel ısınma

 

 

 

İstanbul da 10 gün öncesıne kadar biz mont gıyıyorduk,benım bulunduğum ilçe gayet soğuk,rüzgarlı ve yağmurluydu..ben İstanbul da bulunduğun sürece hazıran ayında mont gıydığımızı ve havanın bu kadar soğuk olduğunu görmedım... :excl:

 

 

 

dikkat çekılmesı gerken bır konu...

 

bu konudaki bilgilerim senın yazdıkların kadar ayhan..fakat bu konuda yeterli bilgisi olan arkadaşlarımız varsa açıklarlarsa çok memnun olurum..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet,bu üzerinde çok düşündüğüm bır konu:küresel ısınma

 

 

 

İstanbul da 10 gün öncesıne kadar biz mont gıyıyorduk,benım bulunduğum ilçe gayet soğuk,rüzgarlı ve yağmurluydu..ben İstanbul da bulunduğun sürece hazıran ayında mont gıydığımızı ve havanın bu kadar soğuk olduğunu görmedım... :excl:

 

 

 

dikkat çekılmesı gerken bır konu...

 

bu konudaki bilgilerim senın yazdıkların kadar ayhan..fakat bu konuda yeterli bilgisi olan arkadaşlarımız varsa açıklarlarsa çok memnun olurum..

 

 

bende daha garip bişey söyliyim

istanbulda sizin mont giydiğiniz dönemde biz sıcaktan boğuluyoduk resmen

aynı şehirdeyiz ama farka bakın...

 

işte insanoğlunun doğaya yaptıkları...

...ve yaptıklarının cezası...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şu sıralar okuduğum kitapta rastladım buraya aktarayım dedim.

 

.Prof.Dor.Özcan Köknel '' 2000 li Yılları Algılamak''

 

 

 

KÜRESEL ISINMA

 

Küreselleşmenın çözüm bulamadığı sorunların başında küresel ısınma yer almıştır.Bırleşmiş Mılletlere göre;küresel ısınma sonucu ortaya çıkan iklim değişikliği ve doğal sorunlar dünyanın geleceğini tehdıt etmektedir..

 

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay federasyonununun yayınladığı rapora göre,doğal afetler sonucu yaklaşık 400 bin ınsan ölmuştur.Doğal afetler sadece azgelişmişlerin değil ABD ve bırçok Avrupa ülkesınınde sorunu halıne gelmiştir..

 

Araştırmalara göre,havada %50 den fazla karbondıoksıt gazının hava kirliliğine ve küresel ısınmaya yol açtığını ortaya koymuştur..

 

Bu nedenle Birlş.milt. havada bulunan karbondıoksıt gazının %50 tı aşmamasını içeren Kyoto Protokolunu hazırlamış ve onaya sunmuştur.Türkıye dahıl 170 ülkenın imzaladığı bu protokol Rusyanın onayı ile iişlerlık kazanmıştır..

 

Ancak ABD ekonomık nedenlerle onaylamamıştır..bu nedenle dunyanın geleceğini felakete suruklemekle eleştırılmış ve kamuoyunda tepkı görmuştur..aralarında Nobel odullu ekonomıstlerınde bulunduğu bir grup;küresel ısınmaya harcanacak paranın serbest ekonomıye harcanması gerektiğini savunmuşlardır.. :excl:

 

Aralarında Doğal Yaşam Vakfı,Greenpeace,Oxtam gibi örgutlerın yer aldığı onnbeş kuruluş

 

kuresel ısınma ile ilgili rapor hazırlamışlardır..

 

Bu rapora göre:

 

Havadaki karbondıoksıt oranı sebebıyle,50 yıl içinde ülkeler bora,frtına,tayfun,sel felaketlerıyle karşılaşacak,yoksul ülkelerde açlık ,sefalet artacak;susuzluk mılyarları ilgilendıren bır sorun halıne gelecektir.. :excl:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kyoto 16 Şubat'ta yürürlüğe giriyor

 

Tüm dünyada çevrenin korunmasına evrensel standartlar getiren Kyoto Sözleşmesi 16 Şubatta yürürlüğe giriyor. AB ülkelerinin tamamı Kyoto Sözleşmesi'ne taraf.

 

Atmosfere salınan karbon oranının yüzde 55'ini üreten ülkelerin imza koyması şartıyla yürürlüğe girecek 127 imzalı Kyoto Sözleşmesi'ne ABD ve Rusya en büyük muhalefeti yürütüyordu. Ancak, kritik ülkelerden Rusya sözleşmeye imza atınca, yüzde 55 oranı yakalandı. Sözleşmenin 16 Şubat'ta yürürlüğe girmesi kesinleşti. Kyoto'ya giden yolda, doğal çevreyi korumak için hazırlanan, Türkiye'nin de imza attığı "İklim Değişikliği Sözleşmesi"nin ise hiçbir bağlayıcılığı yok. Sözleşme tamamen "tavsiye" niteliğinde. Ancak bu sözleşmenin bir ileri adımı olarak kabul edilen Kyoto Sözleşmesi hükümlerine uyum, imza atan ülkeler açısından zorunlu hale getirildi.

 

Koyoto ile neler değişecek?

Kyoto Sözleşmesi ile devreye girecek önlemler son derece pahalı yatırımlar gerektiriyor;

 

* Atmosfere salınan sera gazı miktarı yüzde 5'e çekilecek.

 

* Endüstriden, motorlu taşıtlardan, ısıtmadan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuat yeniden düzenlenecek.

 

* Daha az enerji ile ısınma, daha az enerji tüketen araçlarla uzun yol alma, daha az enerji tüketen teknoloji sistemlerini endüstriye yerleştirme, ulaşımda, çöp depolamada çevrecilik, temel ilke olacak.

 

* Atmosfere bırakılan metan ve karbondioksit oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinecek.

 

* Fosil yakıtlar yerine örneğin, bio dizel yakıt kullanılacak.

 

* Çimento, demir çelik ve kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri yeniden düzenlenecek.

 

* Termik santrallerde daha az karbon çıkartan sistemler, teknolojiler devreye sokacak.

 

* Güneş enerjisinin önü açılacak. Nükleer enerjide karbon oranı sıfır olduğu için dünyada bu enerji ön plana çıkarılacak.

 

* Fazla yakıt tüketen ve fazla karbon üretenden daha fazla vergi alınacak.

isteyen bu adresten protokolede ulaşabilir;

http://www.sabah.com.tr/ozel/kuresel820/dosya_834.html

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

Küresel kabus

Avrupa'nın doğusunda sel batısında sıcaklık *Muğla'da sıcaklıklar 40 dereceyi geçti. Adana'da ise son 65 yılın en sıcak yaz dönemi yaşanıyor.

 

Sıcaklar sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın da kabusu oldu.

 

*Macaristan, Romanya ve Avusturya 530 kişi sıcaklık yüzünden hayatını kaybetti. Aşırı sıcak hava, elektrik kesintileri ve orman yangınlarına sebep oluyor.

 

*Avrupa'nın doğusu tek bir damla yağmura hasretken, batısında sel var. İngiltere son 60 yılın en ağır felaketi olarak nitelendirilen sellerle mücadele ediyor.

 

*Türkiye'de göller, ırmaklar kuruyor, barajlar sular çekiliyor.

 

*"KÜRESEL KABUS" atv haber videosu için tıklayınız...

 

5 GÜNLÜK HARİTALI HAVA DURUMU TAHMİNLERİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

GÜNEY AVRUPA KAVRULUYOR

 

Güney Avrupa'da yaşanan aşırı sıcak hava, elektrik kesintileri ve orman yangınlarna sebep olmaya başladı. Yunanistan'da meydana gelen orman yangınlarında 2 kişinin daha hayatını kaybettiği bildirildi.

 

Bir ay içinde meydana gelen ikinci sıcak hava dalgası Balkanların Batısı ve Güney Avrupa'da orman yangınlarına sebep olmaya başladı. Yetkililer devam ortaya çıkan elektrik kesintilerini engellemek için çözümler arıyor.

 

Sıcak havanın 33 kişinin ölümüne sebep olduğu Romanya'nın ardından Bulgaristan, Makedonya, Yunanistan ve İtalya'da da orman yangınlarının sayıları artmaya başladı. Geçtiğimiz kış yaşanan aşırı kuraklık sebebiyle çoraklaşan topraklarda orman yangınlarının çok daha süratli yayıldığı ve söndürme çalışmalarının eski yıllara oranla daha zor bir hale geldiği belirtildi. Sırbistan'daki ormanlar da kül olma tehlikesiyle karşı karşıya.

 

Geçtiğimiz Çarşamba Yunanistan'ın güneyinde yer alan Aegio kentindeki evlerin rüzgârın etkisi ile alev alması ile başlayan orman yangını 3 kişinin ölümüne sebep oldu. Kurtarma helikopterleri diğer evlerde yaşayan insanları havadan müdahale ederek olay yerinden uzaklaştırdı.

 

İtfaiye Departmanı sözcüsü Yiannis Stamoulis "Çok zor şartlar altında çalışıyoruz. Ülkenin birçok değişik bölgesinde devamlı yangınlar başlıyor," diye konuştu.

 

Turistlerin ve çocuk kamplarının bulunduğu bölgelerin de tahliye edildiğini, en son çıkan büyük bir yangının ülkenin koruma altında olan ve minik atların yaşadığı doğal alanı da tehdit edildiği belirtildi.

 

Yunanistan Sağlık Bakanı 81 yaşındaki bir kadının 45 dereceye varan aşırı sıcak nedeni ile kalp krizi geçirerek öldüğünü bildirdi.

 

Öte yandan, Makedonya'da 2000 itfaiyeci ve ordu görevlilerinin yüzlerce hektar çam ve kavak ağacını kurtarmak için iki gündür doğayla savaşıyor. Yetkililer son birkaç haftadır çıkan ve 300 turistin tahliye edilmesine yol açan yangınların Makedonya tarihinin en kötü yangınları olduğunu söyledi.

 

Macaristan sağlık yetkilileri ülkedeki yüzlerce yaşlı ve hasta vatandaşın son bir haftadır yaşanan aşırı sıcak hava sebebiyle hayatını kaybettiğini duyurdu.

 

Kosova, Karadağ ve Arnavutluk ve Makedonya'da sıcak sebebiyle devamlı elektriklerin kesildiği belirtiliyor.

 

MUĞLA'DA SICAKLIKLAR 40 DERECEYİ GEÇTİ

 

Hava sıcaklığının 40 dereceyi geçtiği Muğla, Bodrum, Fethiye ve Marmaris'te turistler ile vatandaşlar serinlemek için sahillere ve havuzlara akın ettiler.

 

Muğla kent merkezi ile Bodrum, Fethiye, Marmaris ve Datça ilçelerinde sıcak hava günlük yaşamı olumsuz etkiliyor.

 

Hava sıcaklığının Muğla Orman Bölge Müdürlüğü ve belediyelere ait termometrelerde 40 ile 43 derece arasında ölçüldüğü, Bodrum, Fethiye ve Marmaris'te turistler ile vatandaşlar serinlemek için kentte bulunan sahillere ve havuzlara akın ettiler.

 

Sıcaklığın termometrelerde 50 derece olarak ölçüldüğü Bodrum ve Marmaris'te, sıcaktan bunalan turistler ve vatandaşlar su hortumları ya da kovalarla taşınan buzlu sularla serinliyor.

 

Bazı vatandaşlar da mesire yerleri ve piknik alanlarında ağaçların gölgesinde sıcağın etkisinden korunmaya çalışıyor.

 

Hava sıcaklığının 43 derece olarak ölçüldüğü Fethiye ve Ortaca'da ise asfalt sıcak hava nedeniyle eridi.

 

Muğla, Marmaris ve Fethiye karayolunda asfaltın eridiği noktalara kara yolları ekiplerince kum dökülüyor, kullanılmaz hale gelen bölümler onarılıyor.

 

ADANA'DA SON 65 YILIN EN SICAK YAZI

 

Adana'da son 65 yılın en sıcak yaz dönemi yaşanıyor. Geçmiş yılların ortalamasına göre en yüksek sıcaklığın Temmuz ayında 34 derece olduğunu ifade eden yetkililer, bu yıl sıcaklığın 6-7 derece birden artarak 40 dereceye ulaştığını bildirdiler.Yapılan ölçümlere göre, kentte nem oranı yüzde 68'lerden yüzde 75'lere yükseldi. Hissedilen sıcaklık, gündüz saatlerinde 45-48 dereceyi buldu.Yetkililer, hava sıcaklığında çarşamba gününe kadar 2-3 derece daha artış beklendiğini, nem oranının yükseklerde seyredeceğini, buna bağlı olarak hissedilen sıcaklığın artacağını kaydettiler.

 

Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hasan Gülşen, sıcaklığın artmasıyla vatandaşların gündüz dinlenebileceği gölgelik mekanların oluşturulması için çaba harcadıklarını belirtti.

 

Adana'da toplu taşıma araçlarına klima konulmasının zorunluluk haline geldiğini dile getiren Gülşen, şunları kaydetti:

 

''Türkiye genelinde ilk kez belediye olarak biz toplu taşıma araçlarımızda klima hizmeti sunduk. Ardından diğer illerde de benzer uygulamalar başladı. Şimdi kentimizdeki özel halk otobüsleri ve minibüslerinde de klimalar devreye girdi. Yolcuların yoğunlukla tercih ettiği bazı hatlarda klima çalıştırılması zorunlu hale geldi. Böylece, işlerini halledebilmesi için bu sıcak günlerde evinden çıkmak zorunda kalan vatandaşlarımızın serin bir ortamda yolculuk yapmasını sağlıyoruz.''

 

Adana Sağlık Müdür Vekili Dr. Dündar Temiz ise aşırı sıcağın vücutta sıvı kaybına yol açtığını, bu durumun kandaki pıhtılaşmayı ve kalp krizi riskini artırdığını bildirdi.

 

Dr. Temiz, aşırı sıcaklarda düşük yağlı diyet ürünleri tüketilmesi, düzenli egzersiz yapılması, güneş ışınlarının yoğun olduğu saatlerde güneşte fazla kalınmaması ve sıvı kaybının önlenmesi gerektiğini vurguladı.

 

Bu arada, aşırı sıcak nedeniyle çok sayıda vatandaş, tatillerini şehir dışında geçirmeyi tercih ediyor. Yıllık izni olmayan vatandaşlar ise hafta sonları yaylalara ve deniz kenarına gidiyor. Birçok vatandaşın aşırı sıcak nedeniyle dışarı çıkmaması, esnafın çoğu zaman siftah yapmadan kepenk kapatmasına neden oluyor.

 

MERSİN

 

Mersin Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri, geçen yılın Temmuz ayının son haftasında yaklaşık 28 derece olarak ölçülen hava sıcaklığının bu yılın aynı döneminde de benzer seviyelerde seyrettiğini bildirdi.

 

Kentte yüzde 80 civarındaki yüksek nem oranı sonucu oluşan bulutlar nedeniyle hava sıcaklığının fazla değişmediğini ifade eden uzmanlar, kentte ölçülen hava sıcaklığı ile hissedilen sıcaklık arasında 8 dereceye ulaşan fark yaşandığını belirttiler.

 

İl Çevre ve Orman Müdürü Hasan Saday ise son dönemde hava sıcaklıklarına bağlı olarak yaşanan küresel ısınmaya karşı ağaçlandırma çalışmalarına hız verdiklerini kaydetti.

 

Saday, 2006 yılında 5 bin 335 hektarlık alanı ağaçlandırarak Türkiye birincisi olduklarını, bu yöndeki çalışmalarını bu yıl da sürdürdüklerini söyledi.

 

HATAY

 

Hatay Valisi Ahmet Kayhan ise meteoroloji, çevre, sağlık ve orman il müdürlüğüyle koordineli çalışmalar yaparak, özellikle vatandaşları sıcaktan kaynaklanan hastalıklara karşı uyardıklarını belirtti.

 

Hatay Meteoroloji Müdürü Hüseyin Artar da geçen yılın aynı döneminde hava sıcaklığının 2 derece kadar daha düşük olduğunu belirterek, ''Gölgede 33 derece olan sıcaklık, nemin de etkisiyle 40 derece seviyesinde hissedilmekte. Hafta sonuna kadar 2 ile 4 derece arasında artış bekleniyor. Sabah ve akşam saatlerinde yüzde 90'ları bulan nem oranı, tüm canlıları olumsuz etkiliyor'' dedi.

 

İl Sağlık Müdürü Bayram Kerkez de hamile ve kronik kalp, böbrek ve diyabet hastalarının güneşin en etkili saatleri olan 10.00-16.00 arasında mecbur olmadıkça sokağa çıkmamaları gerektiğini bildirdi.Orman İşletmesi Müdür Yardımcısı Veysel Ayyıldız ise sıcak nedeniyle artan orman yangınlarının önüne geçilmesi için bazı piknik alanlarında mangal yakmayı yasakladıklarını, tüm yangın söndürme ekiplerinin 24 saat görevde olduğunu söyledi.

 

OSMANİYE

 

Osmaniye Meteoroloji Müdürü Sıddık Şen, hava sıcaklığının 36-38 derece olarak seyrettiğini, nem oranının fazla olması nedeniyle sıcakların bunalttığını kaydetti.

 

Şen, geçen yıl Haziran ayında sıcaklıklar 36-38 derecede seyrederken bu oranın bu yıl 41 dereceye yükseldiğini ve son 16 yılın en sıcak dönemini geçirdiklerini söyledi.

 

ANTALYA

 

Antalya ve çevresinde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 2-3 derece üzerinde seyretmesi dolayısıyla Orman Bölge Müdürlüğü, olası orman yangınlarına karşı hazırlıklarını sürdürüyor.

 

Orman Bölge Müdürü Ahmet Gedikağaoğlu, bölge ormanlarında 51 yangın gözetleme kulesi bulunduğunu, nem oranının düştüğü günlerde kule görevlilerinin uyarılarak daha dikkatli davranmalarının istendiğini bildirdi.

 

Orman Bölge Müdürlüğüne ait 71 arazöz bulunduğunu ve arazözlerin olası yangınlara karşı çeşitli noktalarda bekletildiğini belirten Gedikağaoğlu, Antalya, Finike ve Manavgat ilçelerinde de 3 helikopterin konuşlandırıldığını, 3 adet yangın söndürme uçağının da her an müdahaleye hazır olduğunu kaydetti.

 

Gedikağaoğlu, ekiplerin zaman zaman yangın tehlikesi olan bölgelerde dolaşarak ormanları kontrol ettiklerini de ifade etti.

 

Büyükşehir Belediyesi Basın Sözcüsü Haluk Üncel de hava sıcaklığının arttığı günlerde itfaiye ve zabıta müdürlüğünün 24 saat süreyle görev yaptığını belirterek, bazı itfaiye araçlarının da yangın çıkabilecek ağaçlık alan ve ormanlara yakın bölgelerde bekletildiğini söyledi.Üncel, büyükşehir ve alt kademe belediyelerine ait bazı arazözlerin de gündüzleri henüz asfaltlanmamış caddeleri suladığını belirtti.

 

Bu arada, İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri, güneş çarpmasından korunmanın yolları ve güneş çarpması durumunda yapılması gerekenler konusunda vatandaşları bilgilendiriyor.

 

EDİRNE

 

Son 78 yılın en sıcak günlerinin yaşandığı Edirne'de sıcaklığın düşmesiyle vatandaşlar rahat nefes aldı.

 

Edirne Valisi Nusret Miroğlu, Edirne'de hava sıcaklığının 44.1 dereceye yükseldiğini, bunun da son yılların en yüksek sıcaklığı olduğunu bildirdi.Aşırı sıcak nedeniyle engelliler, hamileler ve kronik hastalığı olan çalışanların dün ve önceki gün idari izinli sayıldıklarını anımsatan Vali Miroğlu, vatandaşların zorunlu olmadıkça güneşe çıkmamaları ve sağlık uyarılarını dikkate almaları gerektiğini belirtti.Vali Miroğlu, sıcak hava nedeniyle ormanlarda yangın riskinin arttığını, bu konuda tedbirlerini artırdıklarını kaydetti.

 

Kaymakamlar, belediye başkanları, köy muhtarları ile İl Çevre ve Orman Müdürlüğünün yangınlar konusunda uyarılarak dikkatli olmaları istendiğini ifade eden Miroğlu, ''Bu sezon bölgede aldığımız önlemler sayesinde büyük çaplı orman yangını olmadı. Yine de olası orman yangınlarına karşı tedbirlerimizi artırdık'' dedi.

 

Miroğlu, Edirne'de sıcağa bağlı ölüm ve salgın hastalık olmadığını ifade etti.

 

Edirne Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü Mehmet Hatipoğlu da gurbetçilerin geri dönüşlerinin başladığını belirterek, sınır kapısında zaman zaman yoğunluk oluştuğunu söyledi.

 

Peron sayıları artırılan Kapıkule'de Edirne Valiliğince su dağıtımına devam edildiğini kaydeden Hatipoğlu, ''Yolcuların özellikle sıcak nedeniyle fazla beklememeleri için işlemleri hızlandırdık. Yolcuların işlemlerini bir an önce tamamlayarak yollarına devam etmelerini sağlıyoruz'' diye konuştu.

 

Edirne Çevre ve Orman Müdürü Abdullah Bülbül ise sönmemiş izmaritlerin rastgele atılmaması ve ormanda piknik yapılmaması gerektiğini vurguladı.Bülbül, ''Edirne ve ilçelerindeki ormanlık alanlarda sıcak nedeniyle olası yangınlara karşı gözetleme kulelerinde ekipler hazır bekletiliyor. Vatandaşlarımızın yangın ihbarlarını zaman geçirmeden '177 Orman Yangını' telefonu hattına bildirmelerini istiyoruz. Orman köylerindeki vatandaşlarımızın ormana sınır olan tarlalarının kenarlarını sürmelerini de sağladık. Bu konuda muhtarlıklarımız da uyarıldı'' dedi.

 

Edirne Sağlık Müdür Yardımcısı Gülten Yörüten de hastaneleri sıcak havanın neden olabileceği vakalarla ilgili olarak uyardıklarını, ambulansların sürekli hazır olmasını sağladıklarını söyledi.

 

Edirne Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri, dün saat 16.30'da hava sıcaklığının 44.1 dereceye çıkarak son 78 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını, akşam saatlerinde 22 dereceye kadar düştüğünü bildirdiler.Kentte bu sabah yapılan ölçümlere göre hava sıcaklığının 29.5 derece, nem oranın yüzde 34 olduğunu kaydeden yetkililer, sıcaklığın akşam saatlerinde 37 dereceye çıkmasının beklendiğini belirttiler.

 

Yetkililer, bugün, yarın ve cumartesi günü en yüksek sıcaklığın 32-38 derece olabileceğini söylediler.

 

ŞANLIURFA

 

Şanlıurfa'da mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak hava, aynı zamanda uzun yıllar ortalamasının üzerinde bulunuyor.

 

Meteoroloji Bölge Müdürlüğünün verilerinden derlenenbilgiye göre, temmuz ayına ait uzun yıllar sıcaklık ortalamasının 31.9 olarak ölçüldüğü kentte, aynı ayın ortalama en yüksek sıcaklık değeri ise 38.7 olarak kayıtlara geçti.

 

30 Temmuz 2000'de en yüksek sıcaklık değeri olan 46.8 dereceye ulaşan Şanlıurfa'da bu yıl şimdiye kadar en yüksek sıcaklık 42 derece olarak ölçüldü.

 

Bugün gündüz sıcaklığının gölgede 41, gece 31 derece civarında ölçüldüğü kentte, gelecek 5 günde sıcaklığın daha da yükselebileceği tahmin ediliyor.

 

Şanlıurfa Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri,vatandaşları 11.00-17.00 saatlerinde mecbur olmadıkça dışarı çıkmamaları konusunda uyarıyor.

 

Belediye itfaiye ekipleri, kent merkezinde ana cadde ve sokakları öğleden sonra yangın söndürme araçlarıyla suluyor.

 

İZMİR

 

İzmir Meteoroloji Bölge Müdürü Ekrem Alaçam, ağustos ayına kadar hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyredeceğini bildirdi.Alaçam, temmuz ayı için uzun yıllar sıcaklık ortalamasının İzmir için 33.3, Manisa için 35, Uşak için ise 30.4 olarak tespit edildiğini kaydetti.

 

İzmir'de en yüksek sıcaklığın 9 Temmuz 2000 tarihinde 42.6 olarak ölçüldüğünü, bu rakama en yakın sıcaklığın ise 42.5 olarak 24 Temmuz 2007 tarihinde belirlendiğini kaydeden Alaçam, ''Sıcaklık mevsim normallerinin üzerinde ama 9 Temmuz 2000 tarihindeki sıcaklığı geçmedik. 1 Ağustosa kadar sıcaklıklar mevsim normallerinin 3 ile 5 derece üzerinde seyredecek'' dedi.

 

Alaçam, İzmir'de hava sıcaklığının 27 Temmuz'da 38, 28 Temmuzda 36, 29 Temmuz'da 37, 30 ve 31 Temmuz'da da 38 derece olmasını beklediklerini ifade etti.

 

Alaçam, sıcaklığın Basra alçak basınç merkezinden kaynaklandığını ve bu nedenle nem oranın düşük olduğunu, rüzgarın ise kuzey ve kuzeydoğu yönünden orta kuvvette, yer yer de kuvvetlice eseceğini tahmin ettiklerini sözlerine ekledi.

 

Manisa ve Uşak'ta da hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiğini, bu durumun söz konusu iller için de ağustos ayına kadar süreceğini bildiren Alaçam, vatandaşların sıcak havayla ilgili gerekli tedbirleri almalarını istedi.

 

İzmir Çevre ve Orman Bölge Müdürü İsmail Üzmez ise hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerine çıkması ve rüzgar nedeniyle orman yangını tehlikesinin arttığını söyledi.

 

Çoğu yangının insanların ihmali ve dikkatsizliği nedeniyle çıktığını ifade eden Üzmez, şöyle konuştu:

 

''Vatandaşlarımızdan sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerine çıktığı bu dönemde bağ, bahçelerinde anız yakmamalarını, Bölge Müdürlüğümüzün belirlediği piknik alanları dışında mangal yakmamalarını, yasaklanan ormanlara girmemelerini istiyoruz. 'Sigaralarınızı ormanlık alana yakın, yerlere atmayın' diyoruz. Bu ormanlar yalnızca kurumumuzun değil tüm dünya insanlarının malı.''

 

Öte yandan, İzmir ve Manisa valilikleri, bugün, hamile, engelli ve kronik hastalığı olanlara yönelik izin uygulaması yaptı. Açık alanlarda çalışan işçilerin mesai saatleri, tasarruflu su kullanımı da göz önüne alınarak akşam ve geceye kaydırıldı. Açık havada görev yapan personel, 12.00-15.00 saatlerinde idari izinli sayıldı.

 

112 Hızır Acil Servis ekiplerinin aralıksız çalıştığı, hastanelerdeki sağlık personelinin de sıcak nedeniyle oluşabilecek rahatsızlıklara karşı hazır bekletildiği bildirildi.

 

DİYARBAKIR

 

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde mevsim normallerinde seyreden sıcaklıkta son 3 günde artış olduğu, dün Şırnak'ın Cizre ilçesinde meteoroloji istasyonunda yapılan ölçümde sıcaklığın 44.8 derece olarak tespit edildiği belirtildi.

 

Diyarbakır Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkilileri, gölgede sıcaklıkların 41 derece olduğunu belirterek, ''Sıcaklar mevsim normallerinde seyrediyor. Bu ayın 30'una kadar sıcaklık 40-41 derece olacak. Önümüzdeki hafta sıcaklıklarda 2 dereceye kadar düşüş bekliyoruz'' dedi.

 

Diyarbakır Çevre ve Orman Müdürlüğü, yaklaşık 2 yıl önce Diyarbakır kent merkezine 3 kilometre uzaklıktaki alanda ''Dicle Üniversitesi Özel Ağaçlandırma ve Kırklardağı Erozyon Kontrolü Projesi'' kapsamında dikilen 200 bin fidanın sıcaktan zarar görmemesi için mücadele ediyor.Diyarbakır Çevre ve Orman Müdürlüğü ağaçlandırma mühendisi Mehmet Emin Tekin, son günlerde yaşanan aşırı sıcağın fidanlara zarar vermemesi için özel önlem aldıklarını belirerek, ''2 tanker ve 15 kişiyle her gün fidanları suluyoruz. Fidan köklerini sulayıp toprakla örtüyoruz. Böylece toprağın kuruması daha geç oluyor'' dedi.

 

Diyarbakır Sağlık Müdürü Dr. Namık Kemal Kubat, aşırı sıcak ve güneşin tedbir alınmadığı takdirde insan sağlığını olumsuz etkileyebildiğine dikkat çekti.

 

Dr. Kubat, ''Başta çocuklar, yaşlılar, kalp ve akciğer hastaları ile değişik deri hastalığı olanlar zarar görüyor. Bu durumdakiler öğleden sonra zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalıdır. Güneşe çıkılacaksa önce güneş gözlüğü takılması, açık renkli bol elbiseler giyilmesi ve şapka takılması gerekir'' diye konuştu.

 

AKŞEHİR GÖLÜ 350 KM'DEN 35 KM'YE DÜŞTÜ!

 

Türkiye'nin yer altı suyunun yüzde 40'ını barındıran Konya Kapalı Havzası'nda su seviyesi son 20 yılda 22 ile 40 metre arasında düşerken, son 1 yıldaki düşüş 3 metre oldu.

 

İçilebilir özellikteki temiz yer altı suyu ile Tuz Gölü arasında kot farkı 50 metreden 15 metreye kadar indi. Böyle giderse 5-6 yıl sonra Tuz Gölü'nden yer altı suyuna doğru akış başlayacak ve yer altındaki temiz su bozulacak. Tuzlu suyun karışması sonucunda yer altı suyu arıtılsa bile içilemeyeceği gibi tarımda da kullanılamayacak.

 

1997'de 260 bin hektar olan Tuz Gölü'nün alanı, 7 yılda 100 bin hektar azalarak 160 bin hektara düştü.Türkiye'nin önemli gölleri arasında yer alan Akşehir Gölü'nün alanı 15 yılda 350 kilometrekareden 35 kilometrekareye kadar düştü. Geçen yıl tamamen kuruyan Akşehir Gölü'nde bu yıl yağışların etkisiyle bir miktar su birikti.

 

Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'nde aşırı su çekilmesi nedeniyle şiddetli otlanma görülüyor ve balık türleri giderek azalıyor.

 

Ereğli sazlıkları da son yıllarda sulak alan işlevini tamamen kaybetti ve büyük ölçüde kurudu. Bölgede ılıman iklim kayboldu, yıllar sonra don olayları olmaya başladı.

 

Konya'da bulunan Apa Barajı'ndaki su miktarı geçen yıl Temmuz ayında 51 milyon metreküp iken, bu yıl 12 milyon 300 bin metreküpe düştü. Su miktarı Çavuşlu Gölü'nde 30 milyon 900 bin metreküpten 26 milyon 400 bin metreküpe, Suğla Depolaması'nda da 70 milyon 700 bin metreküpten 62 milyon 500 bin metreküpe düştü.

 

Su kaynaklarının hızla tükendiği Konya Kapalı Havzası'nda DSİ, çevre dernekleri, belediye ve odalar özellikle bilinçsiz tarımsal sulamanın önlenmesi için çaba harcıyor. Çiftçiyi sürekli uyaran odalar ve dernekler, suyun tasarruflu kullanılması ve çiftçilere bu konuda örnek olunması için uygulamalı üretim yapıyor.

 

Konya Büyükşehir Belediyesi son dönemde ortaya çıkan kuraklık tehlikesine karşı, su tasarrufunu özendirmek için okullarda çalışma

başlatacak.

 

TRAKYA'DA KURAKLIK

 

Edirne Ziraat Odası Başkanı Cengiz Yorulmaz, kuraklığın devam etmesi halinde ayçiçeği üretiminde yüzde 40 ile 70 verim kaybı olacağını söyledi.

 

Yorulmaz, Edirne'deki ayçiçeği ve pirinç üreticilerinin kuraklık nedeniyle büyük sıkıntılar çektiini

belirterek, ''Baraj ve göl sularımız her geçen gün daha fazla azalıyor. Tunca Nehri kurumak üzere, nehirlerimizin debisi çok fazla azaldı'' dedi.

 

Edirne'nin Türkiye'nin yüzde 50 oranında çeltik üretimini karşıladığını bildiren Yorulmaz, ilin yüzde 90'ının su ihtiyacını nehirlerden sağladığını kaydetti.

 

Çakmak ve Hamzadere barajlarının bir an önce yapılması gerektiğini ifade eden Yorulmaz, ''İlimizde üç nehir var. Eğer bu suların kıymetini bilmezsek, ileride çok daha büyük sıkıntılar yaşarız'' diye konuştu.

 

Çiftçinin yağmur beklentisi içinde olduğunu anlatan Yorulmaz, özellikle ayçiçeği ürününün yağışa ihtiyacı olduğunu, ekilen ürünlerden verimin alınması için daha çok yağmura gereksinim olduğunu söyledi.

 

Tekirdağ Ziraat Odası Başkanı Şerif Baykut ise kuraklık nedeniyle Tekirdağlı ayçiçeği üreticilerin önemli ürün kaybına uğrayacağını

bildirdi. Ekilen ilk ayçiçeği ürününün gelişmesinin hiç de iyi olmadığını dile getiren Baykut, geç ekilen ürünün 5-10 gün içinde yağmur yağmaması durumunda kuraklıktan etkileneceğini söyledi.

 

Buğday ürününün nispeten verimli geçmesinin çiftçi için bir teselli kaynağı olduğuna işaret eden Baykut, şöyle dedi:

''Küresel ısınmanın sebep olduğu kuraklık nedeniyle Tekirdağlı ayçiçeği üreticisi önemli ürün kaybına uğrayacak. Bu yıl maalesef ayçiçeği kuraklıktan önemli oranda etkilendi. Çiftçi buğday ürününü kıl payı kurtardı.''

 

Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Necmi Koyuncu da ayçiçeği ürününün durumunun her geçen gün kötüye gittiğini, bölgedeki ayçiçeği

kayıplarının yüzde 50 civarında olduğunu kaydetti.

 

Koyuncu, Kayalı ve Armağan barajlarında da su seviyesinin her geçen gün azaldığını, bu yıl çiftçinin kuraklık nedeniyle büyük sıkıntı çektiğini

söyledi.

 

MERİÇ İLE TUNCA'NIN DEBİLERİ DÜŞTÜ

 

İpsala Çeltik Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi Dr. Gürsel Şimşek de ağustos ayı sonuna kadar çeltiğe su vermeleri gerektiğini, kuraklık devam ettiği takdirde çeltiğin zarar görebileceğini söyledi.Şimşek, Kadıköy, Altınyazı ve Sultanköy barajında suyun azaldığına dikkat çekti.

 

Kuraklık nedeniyle Meriç ile Tunca nehirlerinin debileri de düştü.Meriç Nehri'nin geçen yıl temmuz ayında saniyede 99,1 metreküp olan

debisi 56,8 metrekübe, Tunca Nehri'nin debisi ise 14,3 metreküpten 4,9 metrekübe geriledi.

 

İZMİR, MANİSA VE UŞAK'TA TARIM REKOLTELERİNDE DÜŞÜŞ

 

İzmir, Manisa ve Uşak Ziraat Odaları, mevsim normallerinin üstündeki hava sıcaklığı ve susuzluk nedeniyle tarım ürünlerinin rekoltesinde yüzde 20-25 düşüş beklediklerini açıkladı.

 

İzmir Ziraat Odası Başkanı Sedat Köse, aşırı sıcak hava ve susuzluk nedeniyle buğday ve arpada ciddi üretim kaybı yaşadıklarını

kaydetti.

 

Barajlardaki doluluk oranının düşmesi ve yağışların azalması nedeniyle, İzmir'de yer yer sulamanın yapılamadığını ve üretimin durduğunu belirten Köse, ''Tarımın ana damarı suyun olmaması nedeniyle çiftçinin beli büküldü, yeterli verimliliği alamadı. Tahılda, zeytinde ciddi çöküş söz konusu'' dedi.

 

Çiftçinin narenciyede de susuzluk nedeniyle verim kaybı yaşadığını, verim kaybının ilk tespitlerde yüzde 20-25 arasında olduğunu söyleyen Köse, mısırda da yeterli verimliliği alamadıklarını kaydetti. Köse, ''Çiçekçilik, seracılıkta ve yaş sebze üretiminde de sıkıntılar yaşandığını biliyoruz. Aşırı sıcak havanın uzun süre etkili olması halinde ağaçları da etkilemesi kaçınılmaz'' dedi.

 

Ödemiş ilçesi Ziraat Odası Başkanı Ahmet Kocahan da ''kuraklık'' nedeniyle kiraz, kestane ve zeytin ağaçlarının zarar gördüğünü, üretimde yüzde 20 ile 30 arasında düşüş olduğu kaydetti.

 

Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, Demirköprü Barajı'ndan su verilemediğini söyleyerek, ''Kuraklık nedeniyle üzüm, pamuk, mısır ve domateste bozulmalar başladı. Zeytin üretimi de aşırı sıcak hava ve susuzluktan etkileniyor'' dedi.

 

Sorman, rekolte düşüklüğünün su bulamayan üreticilerde yüzde 60-80 ürün kaybına neden olacağını ve tüm ürünlerde rekolte düşüklüğünün yüzde 15 ile yüzde 20 arasında olacağını ifade etti.

 

Sarıgöl ilçesi Ziraat Odası Başkanı Ali Kaya da sıcaklığın en çok ilçedeki üzüm üreticilerini etkilediğini, rekoltede en az yüzde 25-30 kayıp beklediklerini söyledi.

 

Uşak Ziraat Odası Başkanı Nafız Mıdık ise arpa, buğday, nohut, haşhaş ve yem bitkileri üretiminin sıcak ve susuzluktan etkilendiğini belirtti. Mıdık, ''Geçen yıl Uşak'taki buğday verimi dekar başına 300 kilogramdı, bu yıl ise 50 ile 150 kilogram arasında oldu'' diye konuştu.

 

KASTAMONU'DA KURUYAN GÖLETLER, BİNLERCE BALIK TELEF OLDU

 

Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde Gökırmak'ın ardından Kabalar Göleti de kurudu.Taşköprü'ye 12 kilometre mesafedeki Kabalar köyü sınırları içinde bulunan ve 1973 yılında yapılan Kabalar Göleti'nin kuruması nedeniyle binlerce balık telef oldu.

 

Dağlardan gelen kaynak sularıyla beslenen, mevsimin kurak geçmesi nedeniyle Kabalar Göleti'ndeki suyun tükenmesi, çiftçilikle uğraşan

bölge halkını olumsuz etkiledi.

 

AYDIN BÜYÜKMENDERES NEHRİ'NDE SIKINTI

 

Kuraklık yüzünden Aydın'da özellikle çiftçilerin Büyük Menderes Nehri'nden yeterli suyu alamamasından kaynaklanan sıkıntı sürüyor.

Aydın Ovası Sulama Birliği Başkanı Necmettin Utangeç, bir damla bile su kaybı olmasın diye çaba sarf ettiklerini söyledi.Utangeç, çiftçilerin kuraklıktan zarar gördüğünü ifade etti.

 

KIZILIRMAK DELTASI'NDA KURAKLIK

 

Türkiye'nin önemli sulak alanlarının başında gelen, Kızılırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü alanın da içinde yer aldığı 56 bin hektar genişliğindeki Kızılırmak Deltası'nda yer yer kuraklık görülüyor.İrili-ufaklı çok sayıdaki gölü, sazlık alanları, ender subasar çayırları, 12 bin hektarı bulan sulak alanları ve barındırdığı canlı türleriyle Türkiye'nin önemli doğal sistemlerinden birini oluşturan deltadaki göllerde kısmen su çekilmeleri oluyor.Uzmanlar, kuraklığın devam etmesi halinde bugüne kadar yaklaşık 140 türün ürediği belirlenen delta eko sisteminin bundan zarar göreceğine dikkati çekiyorlar.

 

BARAJLARDA DURUM

 

Samsun'daki Altınkaya ile Hasan Uğurlu barajlarındaki su seviyelerinin ise mevsim normallerinin altında olduğu bildirildi.Bafra ilçesinde Kızılırmak üzerindeki 190 metre su koduna sahip Altınkaya Barajı'nda su seviyesi halen 171 metre dolayında bulunuyor.

 

Yaklaşık 5 milyar 600 metreküp su depolama alanına sahip baraj gölünde mevsim normallerindeki su seviyelerinin 175 metre dolayında olduğunu belirten yetkililer, elektrik üretiminde ise bir aksama olmadığını bildirdiler.

 

Altınkaya Barajı'nın hemen altındaki Derbent Baraj Gölü'ndeki su kodu ise yaklaşık 56.7 metre dolayında tutuluyor. Altınkaya'dan bırakılan suyla Derbent Baraj Gölü'nün su seviyesinin ayarlandığını bildiren yetkililer, göle kontrollü su bırakıldığını söylediler.

 

Çarşamba ilçesinde Yeşilırmak üzerinde 190 metre su koduna sahip Hasan Uğurlu Barajı'nda ise su seviyesi yaklaşık 161.8 metre dolayında bulunuyor.

 

Mevsim normallerinde yaklaşık 170 metre olan su seviyesinde bir düşüş görüldüğünü belirten yetkililer, Hasan Uğurlu'nun hemen altındaki Suat Uğurlu Baraj Gölü'ndeki su seviyesinin de 60 metre dolayında olduğunu, seviyenin Hasan Uğurlu barajından salınan suyla kontrol altında tutulduğunu bildirdiler.

 

ORDU VE AMASYA

 

Ordu'da vatandaşlar belediyenin astığı pankartlarla içme sularını daha dikkatli kullanmaları konusunda uyarılıyor.

 

Amasya'da ise Temmuz 2006 rakamlarına göre, 18 baraj ve göletin 92 milyon metreküp olan su seviyesi bu yılın temmuz ayı itibariyle 67

milyon metreküpe düştü.İl merkezine 18 kuyuyla Akdağ'dan içme suyu sağlanırken, sağlanan su miktarında ise geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 30 bir azalma görülüyor.

Alıntı:http://arsiv.sabah.com.tr/2007/07/26/haber,802F34922BC14FE8ADB1395F322DD10A.html

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hala,şahsi araba derdinde,hala renkli giysiler ürünler derdinde,hala yığınla kimyasal atık oluşturma derdinde,hala doğum üstüne doğum derdinde,hala,hala ve halaaa.. istedikleri önlemi alsınlar,acilen nice fabrikanın kapatılması,arabanın şunun bunun ortadan kaldırılması gerekirken,bir süre doğum kısıtlandırması gerekirken,gölgeliklerle (şimdi ki güneşle ağaçta yetişmeden kuruyor) ağaç -bitki yetiştirmek gerekirken,şu bu.. önce bi felaketlerle yok olmaya doğru yaklaşıp dibe vuralım,sonra kendiliğinden önlemler doğa aracılığıyla gelir heralde. Şimdi sen yaşa,torunun varsın bitsin hesabı.Hep bana hep bana.. küresel ısınma hangi iş adamının umrunda ki,tutup bizim çeneler yoruluyor.Sıkıysa önlem alsınlar,anca sınırlı alanda sınırlı önlem ve aslında işe yaramaz bir plan olgusu.Dibe vuruş yakın,sonumuz Allahın takdiri..Hepimizi hayırlı ölüm diliyorum,Rabbim merhamet etsin..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dünyaya neler mi oluyor.Dünyamız hergün biraz daha yok oluyor!Düşünün;denizlerin o mavi olan kokusunu içimize çekemiyeceğimizi,güneşin cömertliğinden sığınacak mbir kayısı ağacını bulamayacağımızı,tüm yorgunluklarımızı fısıldayacağımızı aydınlık bir göğü olmayacağını...Düşünün çocuklarımızın içeceği suyu bile bulamayışını,kelebeklerin çiçeklerle dans edemeyişini...Dünyamız yok oluyor ve bizler sadece buna seyirci kalıyoruz.İşte olan bundan ibaret!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

66974buyukyh6.jpg...Dünya İçin Son Şans

Bundan 20 yıl önce NASA uzmanı James Hansen tüm dünyaya yeni bir kavramdam söz etmişti: Küresel Isınma.

 

Hava kirliliğinin sera etkisini doğurduğunu ve bununla birlikte dünyanın ateşinin yükselmeye başladığını 20 yıl önce

 

söyleyen NASA uzmanı ilk kez adını "küresel ısınma" diye koymuştu. Aynı bilim adamı dün Amerikan Kongresi'nde konuştu ve bu kez "Son Şans" dedi.

 

Dünyanın bu kirliliği daha fazla kaldıramayacağını Kongre üyelerine anlatan James Hansen

 

"Dünya tehlikeli sınırı aştı. Kritik eşik aşılmıştır. Artık kontrolsüz bir araç gibiyiz. En fazla 10 yıl içinde duvara

 

çarpacağız. Atmosferde biriken karbon gazlarını 1988'deki seviyeye indiremezsek, 10 yıl içinde bu ekosistem

 

çökecetir. Bir yol bulamazsak yok oluş kaçınılmaz

 

olacaktır" dedi.

 

Atmosfere karbon dioksid ve monoksid salımını hızla düşürmenin yollarını bulmanın şart olduğu ve hemen harekete

 

geçmek gerektiği uyarılarını Kongre'de yapan NASA uzmanı "Başka çare bulunmazsa kavrulacağız. Denizlerin seviyesi

 

dramatik şekilde yükselebilir. Eko-sistemler çökebilir. Dünya yaşamnaz hale gelebilir" dedi.

 

James Hansen son zamanlarda yaşanan doğal felaketlere de dikkat çekerek "Ani hava değişiklikleri tehlikeli. Tayfunlar,

 

kasırgalar, hortumlar eskisine göre daha yıkıcı. Üstelik bunlara daha da sık rastlayacağız" dedi.

 

Kömürle çalışan enerji tesislerinden vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen küresel ısınma biliminin babası Hansen, "Bu son

 

şans" dedi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

66974buyukyh6.jpg...Dünya İçin Son Şans

Bundan 20 yıl önce NASA uzmanı James Hansen tüm dünyaya yeni bir kavramdam söz etmişti: Küresel Isınma.

 

Hava kirliliğinin sera etkisini doğurduğunu ve bununla birlikte dünyanın ateşinin yükselmeye başladığını 20 yıl önce

 

söyleyen NASA uzmanı ilk kez adını "küresel ısınma" diye koymuştu. Aynı bilim adamı dün Amerikan Kongresi'nde konuştu ve bu kez "Son Şans" dedi.

 

Dünyanın bu kirliliği daha fazla kaldıramayacağını Kongre üyelerine anlatan James Hansen

 

"Dünya tehlikeli sınırı aştı. Kritik eşik aşılmıştır. Artık kontrolsüz bir araç gibiyiz. En fazla 10 yıl içinde duvara

 

çarpacağız. Atmosferde biriken karbon gazlarını 1988'deki seviyeye indiremezsek, 10 yıl içinde bu ekosistem

 

çökecetir. Bir yol bulamazsak yok oluş kaçınılmaz

 

olacaktır" dedi.

 

Atmosfere karbon dioksid ve monoksid salımını hızla düşürmenin yollarını bulmanın şart olduğu ve hemen harekete

 

geçmek gerektiği uyarılarını Kongre'de yapan NASA uzmanı "Başka çare bulunmazsa kavrulacağız. Denizlerin seviyesi

 

dramatik şekilde yükselebilir. Eko-sistemler çökebilir. Dünya yaşamnaz hale gelebilir" dedi.

 

James Hansen son zamanlarda yaşanan doğal felaketlere de dikkat çekerek "Ani hava değişiklikleri tehlikeli. Tayfunlar,

 

kasırgalar, hortumlar eskisine göre daha yıkıcı. Üstelik bunlara daha da sık rastlayacağız" dedi.

 

Kömürle çalışan enerji tesislerinden vazgeçilmesi gerektiğini söyleyen küresel ısınma biliminin babası Hansen, "Bu son

 

şans" dedi.

Yıllardır bizde bilim adamlarının,hiçte popüler olmayan medyanın bazı kanallarında,belki de yılda bir denk gelebilecek azlıkta ki sunumlarında,büyük tehlikeyi ve bu rakamları duyuyoruz.İster inanın ister inanmayın,şu gidişatta bir çocuk yapma ihtimalim dahi sözkonusu olamaz hatta,bu derece olacakları korkuyla bekliyorum.Hele hele Rabbim maşallah derece ölçer gibi bir vücut vermiş ki,insanların normalmiş gibi algıladığı güneşin tenime değen kısmı,bana hiçte normal gelmiyor.Sanırım yakında köstebeksel hayatlarımız olacak ne dersiniz,tabi kuruyan bitkisel hayat ve yok olan bütün hayvan gıda sektörü sonucu,artık denizlerden balık bulursak ne ala ki,sanırım kutsal Kitaplardan hareketle suların zehirlenmesi olgusu olmazsa,ki malesef en çok İncil de anlatılan bu hallere yaklaşıyoruz sanki.Çöküşe destek çok çok kötü şeyler yaşanacak ve çöküşle birlikte,dünyada ki tahribatı düzeltmeye kendini adamış insanlar ,bu toprakları miras alacak.. ve tüm düzelmeler ve güzel geçen bir evreden sonra,tekrar bozulmalar başlayacak ve müthiş son sanırım.. Herşeyin belirli olması ne tuhaf ama anlayana..Neyse,bilimle dini bağdaştırıp harmanladığım için fazla tepki almadan susmalı artık.. İnsanlarda ki maddi hırs olduğu sürece bu durumu izlemek dışında elden bişey geleceğini sanmıyorum.Sistem bu yüzden duruma el koyacak ve insana haddi bildirilecek sanırım..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 yıl sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.