Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Felsefe İle İlgili (Klasik/Modern Bilim Temelinde) Tartışmalar


evrensel-insan

Önerilen İletiler

Bu baslik "Kedi" basliginda konunun felsefe ve bilime mesaj olarak donusmesi uzerine buraya alinmistir.
 

Kendi deneyimi olması şart olmadığı gibi bu bir refleks de olmayabilir.

Başkalarının başına gelenleri gözlemleyerek, mağaraya sığınanların kurtulduğunu gözlemleyerek bir olguya ulaşabilir, yani bilimsel bir bilgiye, " Şimşek çaktığında mağaraya sığınılarak hayatta kalınabilir " .

Zira, Felsefe bilinmeyenler üzerine yapılır. Somut olarak bilinenler üzerinden bilgi üretmeye Bilim denir.

Oyuzden mi gozlemi olmayan bir konu ya da kavramda akilci suphecilige sapip "fenomende bilgi olabilir" diye akil yurutuyorsun? Nerede buradaki somut olarak bilinen, akilci suphecilikten baska?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim için deney, deney için gözlem ve gözlem sonucunu yorumlama gerekiyor. Bu da düşünceyi, yani felsefeyi gerektiriyor. Demek ilkel felsefe, ilkel bilimden önce geliyor.

 

Tam daha önce söylediğim gibi: İnsan düşündü, önce felsefeyi yarattı. Sonra düşüncesi ile bu çevresinde olanları bir üstün güce atadı ve dini yarattı. Sonra anladı ki bunlar doğanın kendi işleyişi, bu defa bilimi yarattı.

Iste o yuzden bilimsel felsefe, bilimi temel alan felsefedir. KLASIK OLAN YANI METAFIZIGE/VARLIGA/ONTOLOJIYE DAYANAN ISE,  felsefi bilimdir. Bir cesit dinin ilmi. O imansal inanca dayanirken, felsefi bilim;  akilci ideolojiye dayanir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

METAFIZIGE/VARLIGA/ONTOLOJIYE DAYANAN 

 

Evet. Ben ona skolastik bataklığına saplanmış felsefe diyorum. Felsefe bu bataklıktan kurtulunca gerçek felsefe kimliğini kazanmıştır. Bu bataklıkta saplanmış felsefenin zaten özgün bir kimliği yoktur, o bataklıkta çoktan boğulmuş bir ölüdür. Hâla yaşadığını sananlar bir hayalete inanıyorlar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet. Ben ona skolastik bataklığına saplanmış felsefe diyorum. Felsefe bu bataklıktan kurtulunca gerçek felsefe kimliğini kazanmıştır. Bu bataklıkta saplanmış felsefenin zaten özgün bir kimliği yoktur, o bataklıkta çoktan boğulmuş bir ölüdür. Hâla yaşadığını sananlar bir hayalete inanıyorlar...

Turkiyede daha dogru durust metafizigin felsefenin varlik ile ilgilenen bir dali oldugu ve materyalizmin idealizmin ve pozitivizmin de bu dalin indirgemeci determinist ideolojik inanclareindan olduklarini bilen yok.

 

Herkes metafizik deyince sadece aklina fizik otesi geliyor. Halbuki metafizik felsefenin varlik ile ilgilenen dali olarak uc koldan temel indirgemeci monist/dualist determinist ve biribirini inkar eden uc koldan tartisiliyor.

 

Ontoloji iki cesit

 

Mustakil var olan varlik-temeller-madde, dusunce yok

 

Gercek varlik-temeller-nesnel, oznel ve isim

 

 

Teoloji-tanrinin varligi ana gorusler

 

Teizm-dinli tanri varligi

Deizm-dinsiz tanri varligii

Agnostisizm-tanrinin varliginin bilinemezligi

Ateizm tanri yok

Ignostisizm-teolojik noncognitivizm yani bu kavrami tartismak gereksiz luzumsuz ve anlamsiz

 

Fizik otesi;

 

Her turlu mitolojik, efsanevi, masal temelli aklin yarattigi gercek olmayan doga ustu ve de dunya otesi ve de bilim kurgu kahramanlarin varligi. Bunlara dinsel temelde, melek, seytan, cin, peri v.s. de dahil. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Oyuzden mi gozlemi olmayan bir konu ya da kavramda akilci suphecilige sapip "fenomende bilgi olabilir" diye...

 

He, o yüzden. :)

 

Bilimin fenomende bilgi var mıdır, yok mudur gibi bir konu ile ilgili olumlu veya OLUMSUZ bir yargısı yoktur.

 

Dolayısıyla, BU KONU FELSEFİ BİR KONUDUR.

 

Eğer bu konuda felsefe yaparken bilimsel tabanı olsun diyorsak, söyleyebileceğimiz tek yargı; " bilemiyoruz " olacaktır, benim söylediğim gibi...

 

Yarın bir uzaylı ile tanışırsam ve bana fenomenden bizim bilgimizden farklı bir bilgi türettiğini söylerse, ANCAK O ZAMAN kendi bilgimin yanlışlığı anlamında " Fenomende bilgi yoktur " derim.

 

Gerçekten fenomende bilgi olup olmadığını öğrenmek için ise; Fenomenin kendisini konuşturmaktan başka çare yoktur. Böyle bir şey olamayacağına göre de, olumlu veya olumsuz bir yargıda bulunmanın bilimsel bir tabanı zaten yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

He, o yüzden. smile.png

 

Bilimin fenomende bilgi var mıdır, yok mudur gibi bir konu ile ilgili olumlu veya OLUMSUZ bir yargısı yoktur.

 

Dolayısıyla, BU KONU FELSEFİ BİR KONUDUR.

 

Eğer bu konuda felsefe yaparken bilimsel tabanı olsun diyorsak, söyleyebileceğimiz tek yargı; " bilemiyoruz " olacaktır, benim söylediğim gibi...

 

Yarın bir uzaylı ile tanışırsam ve bana fenomenden bizim bilgimizden farklı bir bilgi türettiğini söylerse, ANCAK O ZAMAN kendi bilgimin yanlışlığı anlamında " Fenomende bilgi yoktur " derim.

 

Gerçekten fenomende bilgi olup olmadığını öğrenmek için ise; Fenomenin kendisini konuşturmaktan başka çare yoktur. Böyle bir şey olamayacağına göre de, olumlu veya olumsuz bir yargıda bulunmanın bilimsel bir tabanı zaten yoktur.

Bilim bilimsel olarak bilginin insanoglundan geldigini gozlremlemekte ve bunun bir olgu oldugunu bilmektedir. Burada bilimin henuz bilmedigi ve uzerinde senin gibi akilci suphecilik yapmadigi "ya insanoglu disinda insanoglunun algisina gozlem veren bir fenomende de bilgi varsa!" supheciligidir. Bunun adi FELSEFEDE AGNOSTISIZMDIR. Ne bilim ne de bilimsel bir kavram degildir sadece akilciligin gozlem vermeyen temeldeki supheciligidir. 

 

O yuzden bilimsel gozlem veren ve olgu olan ve de yine gozlem ile yanlislanabilecek olan bir bilimsel aciklamayi felsefeye tasiyan sensin.

 

Aciklamanin kendisi bilimseldir. Yani "Bilimsel olarak insanoglununun dogani dahil; insanoglu disindaki hic bir fenomende bilgi oldugu gozlemlenememistir" su an bilimin bilimsel geldigi nokta budur. Bu da OLGUSAL GECERLILIKTIR VE TARTISMA DISIDIR cunku AKSI BIR GOZLEM TEMELINDE YANLISLANABILIRLIK YOKTUR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim için deney, deney için gözlem ve gözlem sonucunu yorumlama gerekiyor. Bu da düşünceyi, yani felsefeyi gerektiriyor. Demek ilkel felsefe, ilkel bilimden önce geliyor.

 

Tam daha önce söylediğim gibi: İnsan düşündü, önce felsefeyi yarattı. Sonra düşüncesi ile bu çevresinde olanları bir üstün güce atadı ve dini yarattı. Sonra anladı ki bunlar doğanın kendi işleyişi, bu defa bilimi yarattı.

 

Bu anlatılan Modern Bilim oluyor. Madem, Modern tanımlarla karar vereceğiz, Dinden önce ilkel felsefe diye de bir şey de yoktur o zaman ve zaten yoktur da... Kendi kendini çürütme diye buna denir tam olarak. :)

 

İlkel bilimde gözlem yeterli idi. Yıldızları, Güneşi, Ayı gözlemleyip onların hareketlerinin periyotlarını saptamak ve geleceğe yönelik öngörü yapmak, önlem almak yazının bulunmasından bile öncedir.

 

Buradaki yanlış mantığa göre pekala İlkel insan önce doğal olarak bilinenlere odaklanıp kendi hayatını garantilemeye uğraşmış, ondan sonra bilinenlerin nedenlerini düşünmeye başlamış ve felsefeyi yaratmış, ondan sonra da Metafizik nedenler uydurmuş olabilir.

 

Aslında tabii ki böyle bir şey de yok. Şimşeğin çaktığını görünce gökteki bir şeyin kızdığını sanmak sistematik düşünmek değildir. Doğal olarak görünemeyen bir şeyin öfkesini algıladığını düşünmek başkadır, o şeyin ne olduğunu ve neden kızdığını düşünmek ve bunun üzerine metafizik bilgi üreterek Dine ulaşmak başkadır. Ve çok sonrasında Dinden bağımsız düşünmek, sistematik düşünme ile Felsefe yapmak, hatta dinin de felsefesini yapmak çok başkadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilimin bilimselliginde suphe de kesinlik te yoktur. Bunlar felsefenin AKILCI SUPHECILIGININ AGNOSTIK TEMELDEKI "KARARSIZLIGI/BILINEMEZLIGI" DIR.

 

Bilimin bilimselligi  OLGUSAL GECERLILIK VE GOZXLEMSEL YANLISLANABILIRLIK UZERINERDIR. Herhangi bir olgunun gecerliligi ancak gozlem ile yanlislanabilir.

 

Bilginin insanoglu tarasfindan turetildigi gozlem veren bir olgudur ve aksi gozlemsel olarak yanlislanabilmis degildir.

 

O yuzden akilci suphecilik ancak felsefenin varliksal/ontolojik kararsizligi ya da agnostisizmin bilgisel akilci gozlem disina tasinan ideolojik inancsal dogrulamasidir. Her ikisi de bilimselk bir mutlak arama hatasindadir.

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/290867-suphecilik-ve-kesinlikten-arinmis-bilimsel-yanasim/

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu anlatılan Modern Bilim oluyor. Madem, Modern tanımlarla karar vereceğiz, Dinden önce ilkel felsefe diye de bir şey de yoktur o zaman ve zaten yoktur da... Kendi kendini çürütme diye buna denir tam olarak. smile.png

 

İlkel bilimde gözlem yeterli idi. Yıldızları, Güneşi, Ayı gözlemleyip onların hareketlerinin periyotlarını saptamak ve geleceğe yönelik öngörü yapmak, önlem almak yazının bulunmasından bile öncedir.

 

Buradaki yanlış mantığa göre pekala İlkel insan önce doğal olarak bilinenlere odaklanıp kendi hayatını garantilemeye uğraşmış, ondan sonra bilinenlerin nedenlerini düşünmeye başlamış ve felsefeyi yaratmış, ondan sonra da Metafizik nedenler uydurmuş olabilir.

 

Aslında tabii ki böyle bir şey de yok. Şimşeğin çaktığını görünce gökteki bir şeyin kızdığını sanmak sistematik düşünmek değildir. Doğal olarak görünemeyen bir şeyin öfkesini algıladığını düşünmek başkadır, o şeyin ne olduğunu ve neden kızdığını düşünmek ve bunun üzerine metafizik bilgi üreterek Dine ulaşmak başkadır. Ve çok sonrasında Dinden bağımsız düşünmek, sistematik düşünme ile Felsefe yapmak, hatta dinin de felsefesini yapmak çok başkadır.

Tabiki modern bilim cunku klasik bilim artik tarihe karisti. Cunku bilimi degil; metafizigi varligi ontolojiyi ispati mutlaki kesinligi hedef aliiyordu ve de ancak gozlemi olmayan bir konuda agnostisizmi ve akilci suphecilige ideolojik olarak inaniyordu. Kisaca aklinca inandiginmi kendine dogruluyordu.

 

O yuzden gecerli olan klasik bilimin ispati kesinligi ya da akilci supheciligi degil; modern bilimin epistemolojik temeli olgusal gecerliligi gozlemsel yanlislanabilirligi ve de klasik bilimdeki gibi gozlemi alinan fenomenin ne oldugu temeller farki tartismasi degil; fenomenin verdigi ve insanoglunun aldigi gozlemden baslamasi idi.

 

Bir kac mesaj once sana bilimsel yontemnin ne oldugunu acikladim.,

 

Bir onceki mesajda verilen linke de bakabilirsin.

 

Tarih olarak ta yaniliyorsun, akilcilik ve metafizik ve de gercegin ne oldugu (truth) tartismasi sokrates ile baslar. Oncesi ise gozlemci idi ve sadece herseyi ortaya koyan tek bir unite araniyordu.

 

Bu konuda da yapilandirmaci epistemoloji basligina bakabilirsin.

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/290359-constructivist-epistemoloji-yapilandirmaci-bilgi/

 

Kisaca insanoglu once akil ve metafizik ile degil ya da gercegin ne oldugu tartismasi ile degil; gozlem ile bilgilenmeye basladi.

 

Iste o yuzden sokrates aristo plato v.s. nin insanoglunu soktugu yol karanlik cagi getirdi akli gozlemin onune koydu. Bu yuzden sokrates'e "ilk felsefi peygamber" denir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aciklamanin kendisi bilimseldir. Yani "Bilimsel olarak insanoglununun dogani dahil; insanoglu disindaki hic bir fenomende bilgi oldugu gozlemlenememistir" su an bilimin bilimsel geldigi nokta budur. Bu da OLGUSAL GECERLILIKTIR VE TARTISMA DISIDIR cunku AKSI BIR GOZLEM TEMELINDE YANLISLANABILIRLIK YOKTUR.

 

Tabii gözlem kavramı fenomenin bize gelip " abi bende bilgi var " demesi şeklinde olacağı anlaşılıyorsa, hiç bir fenomende bilgi olduğu ya da olmadığı gözlemlenemez. :) Zira, gözlem de zaten insana ait, o olmadan olmayan bir eylemin kavramıdır.

 

Bilimin ise böyle bir yargısı yoktur. Olsa, Metafizik bir iddiada bulunmuş olurdu. Bizim fenomenden türettiğimiz bilgilerin gerçekten fenomende olup olmadığını bilemeyiz.

 

ANCAK; elde ettiğimiz bilgi yeni gözlemle yanlışlanırsa, o bilgi fenomene ait değildir diyebilme hakkımız doğar. Aksi halde bilemeyiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Moderni filan yok. En ilkel şekliyle de olsa bilim demek için ya deney, ya gözlem ve somut neden sonuç ilişkisini keşfetmek esas.

 

Metafizik ise elbette bir varlık felsefesi olacak. Bu bence doğal. Determinizm ile metafizik arasında bir ilişki ise yok. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Belki post modernizmin bilime bakisi ve bilimsel felsefe olan yapilandirmaci bilgi arasindaki farki algilama adina su baslik ta sana isik tutar.

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/291571-bilimdeki-postmodernizm-gorecisupheci-relativistskeptik/

 

Sonucta gercek post modernizmde tamamen red edilirken, yani olgu olarak ve gozlem olarak (sadece isigin hizi haric ki orda da hizin olcumu olan insanoglunun matematiksel/mantiksal bilgisidir), yapilandirmaci bilgi gercekligin insanoglu yapilandirilmisligi oldugunu soyler. Boylece gercegin ne oldugunun inanc ile dogrulanmasindaki farkli akilci temeldeki ontolojik gerceklerin tartismassini da temelsel indirgemeci determinist monist/dualist olarak aciklar (gercek varlik-nesnel, oznel ve isimsel)

 

Bu konuyu da gercegin ne oldugu ve farkli temellerin farkli gercekliklerini ve bilimin bilimsel kavraminin gercek degil de; olgu oldugunu cunku olgunun tartismasiz gozlem verdigini de algilarsin. basligindan bulabilirsin.

 

http://www.turkish-media.com/forum/blog/1121/entry-7012-gercek-hakikat-gerceklik-gercekcilik-neyin-gercek-oldugu/

 

Konu ile ilgili bir dusuncen ya da bilgin varsa onu da;

 

Asagidaki baslikta paylasabilirsin.

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/292892-evrensel-insana-sorular/

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kisaca insanoglu once akil ve metafizik ile degil ya da gercegin ne oldugu tartismasi ile degil; gozlem ile bilgilenmeye basladi.

 

Şimşeğin çaktığını görünce gökteki bir şeyin kızdığını sanmak sistematik düşünmek değildir. Doğal olarak görünemeyen bir şeyin öfkesini algıladığını düşünmek başkadır, o şeyin ne olduğunu ve neden kızdığını düşünmek ve bunun üzerine metafizik bilgi üreterek Dine ulaşmak başkadır. Ve çok sonrasında Dinden bağımsız düşünmek, sistematik düşünme ile Felsefe yapmak, hatta dinin de felsefesini yapmak çok başkadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Moderni filan yok. En ilkel şekliyle de olsa bilim demek için ya deney, ya gözlem ve somut neden sonuç ilişkisini keşfetmek esas.

 

İşte felsefe demek için de sistematik düşünce şart. Onu anlatmaya çalışıyorum. Önce felsefe, sonra din ve bilim değil, önce din sonra felsefe, ondan sonra da bilim doğmuştur. Zaten bütün kaynaklarda bu yazar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu konuyu da gercegin ne oldugu ve farkli temellerin farkli gercekliklerini ve bilimin bilimsel kavraminin gercek degil de; olgu oldugunu cunku olgunun tartismasiz gozlem verdigini

 

:) Bravo, çok güzel de, bilimsel kavramların gerçek olduğunu, olgu olmadığını söyleyen biri mi var bu başlıkta onu anlamadım ? grin.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tabii gözlem kavramı fenomenin bize gelip " abi bende bilgi var " demesi şeklinde olacağı anlaşılıyorsa, hiç bir fenomende bilgi olduğu ya da olmadığı gözlemlenemez. smile.png Zira, gözlem de zaten insana ait, o olmadan olmayan bir eylemin kavramıdır.

 

Bilimin ise böyle bir yargısı yoktur. Olsa, Metafizik bir iddiada bulunmuş olurdu. Bizim fenomenden türettiğimiz bilgilerin gerçekten fenomende olup olmadığını bilemeyiz.

 

ANCAK; elde ettiğimiz bilgi yeni gözlemle yanlışlanırsa, o bilgi fenomene ait değildir diyebilme hakkımız doğar. Aksi halde bilemeyiz.

Koyulasmis kisim zaten herseyin yanitidir. Cunku insanoglu bilme bildirmer ve bunu turegtecek algi gozlem ve kavram olarak alternastifsizdir ve uzerine bilgi turettigi hic bir fenomen ile ortak dialogu yoktur ve o fenomeni de baglamaz. Iste o yuzden insanoglunun alternatifsizligi onun her turlu bilgiyi bildirmesini kendi tarafli bir monolog yapar. Cunku bu bilgi turetiminin tum temeli insanoglunun gozlemi algisi ve kavramina baglidir. Bu da sadece INSANOGLU ICIN, ONUN ADINA, ONUN ELIYLE VE ONUN DILE GETIRIMI TEMELINDEDIR.

 

Bilim de buna dahildir, insanoglu beyninin numenal yetisi sayesinde her turlu soyutlamasi ve bilgiyi cesitlemesi ve nitelemesi de bilgiyi siniflamasi da yani felsefe mantik bilim dil ve akla gelen her turlu dile getirme.

 

Insanoglu ortaya koyan tek fenomendir ve henuz alternatifsizdir bu da sadece insanoglu tarafli bir monologdur. Insanoglunun algisina gozlem veren hic bir baska fenomeni de ilgilendirmez.

 

Iste o yuzden "doganin kanunlari vardir" soylemi metafiziktir. Cunku doganin soylemi yoiktur, doga kendi kendisini ortaya koyamaz. Dogada ya da evrense ya da dunya da ya da herhangibir fenomen de ne oldugunu soyleyen SADECE VE SADECE insanoglu onun gozliminin algisinin ve de kavramininin gozlemledigi uzerine bilgi turetmesiudir. Yani doga da kanun oldugunu ve bu kanunlarin ne oldugunu insanoglu soyler, doga degil.

 

Iste bu temelde fenomene oznellik ya da insanoglu numenal yetisi ya da degeri eklemek sadece aklin kendini inandirdigini kendine dogrulamasidir. 

 

Iste fenomenler boyle dile gelir, basta tanri sonra doga v.s.

 

Iste o yuzden bilimin bilimselligi KENDI ALGISINA GOZLEM VEREN FENOMENDEN DEGIL; ONDAN ALINAN GOZLEMDEN BASLAR.

 

Umarim konu aydinlanmistir.

 

Tam olarak aydinlanmadi ise de verilen linkleri oku ve insanoglu varliginin algisina ve insanoglu varligini akilci bir temelde baska hic bir fenomen ile ozdeslestirmemeye calis. Yani madde, dusunce, isim, nesn el, oznel, kav ram, evren, dunya, doga, hayvan, bitki v.s.

 

Cunku insanoglu insanogludur ve tum tmeller onun ortaya atigidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Moderni filan yok. En ilkel şekliyle de olsa bilim demek için ya deney, ya gözlem ve somut neden sonuç ilişkisini keşfetmek esas.

 

Metafizik ise elbette bir varlık felsefesi olacak. Bu bence doğal. Determinizm ile metafizik arasında bir ilişki ise yok. 

Buradaaki modernlik, sokratesin akli gozlemin onune koymasi ve 2000 yil suren bu alginin tekrar gozleme donerek modernlesmesi anlamindadir.

 

Cunku klasik olan akilcilik temelli metafizik varliksal ointolojik teolojik ve fizik otesi temelini bilimin temeli olarak almaktir.

 

Bunu ilk degistiren YANLISLANABILIRLIK ILKESINI ortaya atan K.Popper, tarihte bilim ve felsefe caginda yeni bir cag acan olarak bilinir.

 

Cunku bilimi ispattan kurtarip, ilerlenebilir degisebilir yenilenebilir ve bilim surekli degiskendiri insanogluna tanitan ve bilimsel felsefenin, bilimi felsefeye tasiyan ilk bilim kisilerinden biridir.

 

Boylece post modernizmin anarsizmine de sonucsuzluguna da cikmazina da son vermistir.

 

Verdigim yapilandirmaci epistemoloji linkini okursan, zaten sokrate oncesinin gozleme dayandigini gorursun. Orada acikladim.

 

Zaten meshur monad magaradan ciktiginda ILK DEFA AKLINI YURUTMEDI GOZXLEMINI VAR OLARAK ALGILADI VE ONA BIR AD VEREREK ONDAN BILI TURETTI.

 

Bunu da ben insanoglunun epistemoloji alternatifsizliginde detayli acikladim.

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/291670-insanoglunun-kavramsal-bilgisi-ve-epistemolojik-alternatifsizligi/

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte felsefe demek için de sistematik düşünce şart. Onu anlatmaya çalışıyorum. Önce felsefe, sonra din ve bilim değil, önce din sonra felsefe, ondan sonra da bilim doğmuştur. Zaten bütün kaynaklarda bu yazar.

Hayir. Once gozlem sonra akil sonra da tanri dogmustur. Din de tanriyi yeryuzune duzene tasimistir.

 

Yani senin dediginin tam tersi.

 

N edeni de metafizik olarak dusunce dile getirmen.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Böyle bir şey de söyleyen olmadı. Bunu söyleyen hayali bir tartışmacı var anlaşılan bu başlıkta yazan, dolayısıyla biz göremiyoruz. smile.png

Tum klasik bilimcilerin naturalizmi metafizige dayanir. Siteyi dolasirsan gorursun.

 

Burasi kedi bassligi.

 

Aslinda boyle onemli konulasrin kedi gibi bir fenomen basliginda tartisilmasi da ayri bir "tesaduf"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iste o yuzden bilimin bilimselligi KENDI ALGISINA GOZLEM VEREN FENOMENDEN DEGIL; ONDAN ALINAN GOZLEMDEN BASLAR.

 

Felsefi Fenomenden alınan gözlem, bilimsel anlamda zaten fenomendir. Yani, yıldız felsefi anlamda bir  fenomendir, onun ışığı ise bilimsel bir fenomendir. :)

 

Üstelik, felsefi anlamda fenomen zaten gözlem veren, somut şey anlamındadır. O nedenle " gözlem veren fenomen " sözcük öbeği anlamsızdır.

 

Dolayısıyla, " gözlem veren fenomenden değil, ondan alınan gözlemden başlar " ifadesi de anlamsızdır.

 

" Bilim fenomenin gözleminden başlar ", bu kadar !

 

Ayrıca, fenomen bir şey vermediği gibi, gözlem de vermez, gözlemi biz alırız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

smile.png Bravo, çok güzel de, bilimsel kavramların gerçek olduğunu, olgu olmadığını söyleyen biri mi var bu başlıkta onu anlamadım ? grin.gif

Kendi eski yazilarina bakman yeterli. Tabi bilincvlenmeden once :)

 

Senin bilinc degistirdigini ben gozlemliyorum. Burada aci olan kisi bunu bilincsizce yaptigindan kendi fark etmez.

 

Her zaman ayni seyi savundugunu sanir.

 

En azindan akilci supheciliginin temeli zaten bilgiselk olarak GERCEGIN NE OLDUGVUNUN AKLININ INANCI ILE DOGRULANMASIDIR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Felsefi Fenomenden alınan gözlem, bilimsel anlamda zaten fenomendir. Yani, yıldız felsefi anlamda bir  fenomendir, onun ışığı ise bilimsel bir fenomendir. smile.png

 

Üstelik, felsefi anlamda fenomen zaten gözlem veren, somut şey anlamındadır. O nedenle " gözlem veren fenomen " sözcük öbeği anlamsızdır.

 

Dolayısıyla, " gözlem veren fenomenden değil, ondan alınan gözlemden başlar " ifadesi de anlamsızdır.

 

" Bilim fenomenin gözleminden başlar ", bu kadar !

 

Ayrıca, fenomen bir şey vermediği gibi, gözlem de vermez, gözlemi biz alırız.

Aferin bilinclnmeye basladigina bir gozlem daha. Daha once fenomenin felsefi oldugunu savunuyordun.

 

Istersen once sonuna gulucuk koydugun cumlendeki celiskiyi coz.

 

Sonucta kisi bilinclenirken bu tip ufak kazalara maruz kalir. Cunku beyin de bilinc henuz oturmamistir, bazi konu ve kavram da git gel dedir.

 

Felsefi bilim mi/bilimsel felsefe mi?

 

Insanoglu bilgisimi/baska fenomeneait bilgi mi?

 

Yildiz felsefi anlamda fenomen mi/bilimsel anlam da fenomen mi?

 

Yoksa, yildiz, sadece insanoglunun algisina gozlem verene verdigi isim mi? ve kavram olarak alinan her turlu gozlemin alginin insanoglunca turettigi bilgiyi adina yildiz dedigi ile ozdeslestirmesi mi?.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.