Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Fetullah, Erdoğan, ABD…


irinçköl

Önerilen İletiler

 
Erdoğan ve Fetullah arasında başlayan savaş, dershaneler üzerinden şiddetini artırarak sürdürülüyor.

Kimdir bu Fetullah? Ortaokul mezunu bir vaizken, nasıl oldu da küresel bir figür haline geldi?

 

Menderes hükümetinin NATO’ya girmesiyle birlikte Türk Ordusu(Jandarma ve Ege Ordu Komutanlığı hariç) NATO askeri yapıldı.Gülen’i bu günlere taşıyan sürecin temelleri de o yıllarda atıldı.

 

Soğuk savaş günleriydi. NATO (gerçekte Amerika) Türkiye içinde derin devletini kuruyordu. Özel Kuvvetlerin içine yerleşti. Sivil örgütler eliyle komünizmle mücadele edecekti(!)... Gerçekte ise ülkelerin bağışıklık sistemini ele geçiriyordu.

Din en geçerli akçe olacaktı. Dinsiz olan komünizmle mücadele etmek için dini örgütler gerekliydi(!)... Fetullah Gülen işte o yıllarda sahneye çıkıyor. “Komünizmle Mücadele Derneği”kuruyor. Bu derneğin kuruluşuna öncülük eden bir isim var. Avukat Bekir Berk… Berk aynı zamanda Said-i Kürdi’nin ve Nurcuların avukatlığını yapmaktadır. Bu konuda Gülen’in sayfasında şöyle bir açıklama var:

 

“Türkiye'de inançsızlığın bir sistem haline getirilmek istendiği 1960'lı yıllarda Avukat Bekir Berk'in öncülük ettiği Komünizmle Mücadele Derneği önemli faaliyetlerde bulunmuştur. Edirne'den Erzurum'a, Samsun'dan Adana'ya kadar her yerde şubesi açılan bu derneğin düzenlediği konferans ve seminer gibi organizasyonlarda günün ileri gelen yazarları ve fikir adamları konuşmalar yapıyordu. Necip Fazıl Kısakürek bu konferanslarda konuşan önemli isimlerin başında geliyordu.

Fethullah Gülen Hocaefendi, Avukat Bekir Berk'in ismini Edirne'de henüz genç bir vaiz iken 1959-60'lı yıllarda duymuştur. Tanışıklıkları bu yıllara dayanır. Askerlik sırasında 1962 yılında hava değişimi için Erzurum'a gittiğinde orada da Komünizmle Mücadele Derneği'ninbir şubesini açma teşebbüsü olur. Bekir Berk bu işin hukuki yönünü bilen birisidir. Ondan istifade ederler. Erzurum'a gelen Bekir Berk'le birlikte dolaşır ve ona refakat ederek birkaç kere mahkemelere de gider. Hocaefendi daha 22 yaşlarında bu derneğin kurulmasına Erzurum'da öncülük eder. Askerlik sonrasında da 1965 yılında Kırklareli'ndeyken orada bu derneğin bir şubesi açılır ve Necip Fazıl Kısakürek konuşmacı olarak davet edilir.”

 

Buradan çıkarılacak sonuç;

Fetullah Gülen ve çetesi gerçekte NATO (ABD)’nun Türkiye devleti içindeki derin yapılanmasıdır.

Gülen ve çetesinin izlediği yol da zaten misyonerlerin izlediği yoldur. Misyonerlik nasıl dini bir örgütlenmeden çok siyasi bir örgütlenmeyse, Gülen ekibi de din maskesi altında siyasi bir örgütlenmedir.

DP, AP, DYP, ANAP, MHP, BBP, DSP… Bütün bu partilerin içine sokulmuş, partiler üzerinden kendi çıkarlarını daima korumuştur.

AKP Amerikan derin güçlerince iktidara taşınınca Gülen derin çetesi ilk defa bir partiyle gayri resmi koalisyon kurup iktidara ortak oldu. Ortak patron bu birlikteliği sağlamış olmalı.

ABD ve Erdoğan Gülen çetesini kullanarak; “yargı, istihbarat alma, dinleme, şantaj amaçlı bilgi toplama gibi faaliyetleri yürüttü.” Türk Ordusu yargı kullanılarak etkisiz hale getirildi.Operasyon uyumlu bir Genel Kurmay Başkanı (Özel mi Özel Paşa) gelene kadar sürdürüldü. Operasyonlardan muhalefet partileri de payını aldı. CHP “Y-CHP”ye dönüştü. Tam seçime gidilirken MHP kaset şantajına maruz kaldı.

 

Koalisyon ortakları ne oldu da birbirlerine düştü?

Aslında bu ayrışma yeni değil. Erdoğan yurt dışında iken üst rütbeli askerler tutuklandı. Erdoğan’ın eline bilgi verildiğinde yüzündeki şaşkınlık haberi olmadığını gösteriyordu. O zaman bir yazı yazmıştım.

Belli ki Erdoğan artık Gülen çetesini kontrol edemiyordu. Erdoğan’ın egosu bu durumu kaldıramazdı ama, aması var. Erdoğan Amerikan derin güçlerinden olur almadan Gülen çetesine operasyon ya-pa-mazdı!!... İspatı mı? İşte İspat:

Erdoğan muhalefetin yapması gereken muhalif söylemleri bile dava etti mi? Etti. Parasız eğitim isteyen çocukları antidemokratik bir yöntemle içeri tıktı mı? Tıktı. En ufak muhalif ses bırakmadan medyayı dümdüz etti mi? Etti.

Peki, Erdoğan bunca hazımsızlığına rağmen kendisine küfür eden Diyarbakır’ın PKK’lı Belediye Başkanı’nı dava etti mi? Hayır!!. Bırakın dava etmeyi, cevap bile vermedi. Şimdi ise el ele… Emine Aynalar, Buldangiller takımı tehditler savurdu. Hakaretler etti. Gıkı çıktı mı? Çıkmadı. Buradan şu sonuca gidebiliriz:

1-    Kendi şahsında Türkiye Cumhuriyeti Devletine küfür edilmesi sıradan hale geldi.

2-    Devletin mahremiyet ve kutsiyeti değersizleştirildi.

Bu operasyondan sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin adı, kuruluşu, kurucusu, Lozan tartışmaya açıldı.

Kendisini iktidar yapanlar; PKK’yı koruyup-kollaması için emanetine verdiği için;

Emanete hiç hıyanet etmedi. Korudu, kolladı, besledi, büyüttü…

 

O zaman Erdoğan hangi izinle Gülen çetesine savaş açabildi? Üstelik kendisi ve partisiyle ilgili çetenin elinde onca bilgi, kaset, CD olmasına rağmen… Cemaat maskeli çete bu bilgileri neden piyasaya süremiyor? Okyanus ötesinden bazı bilgiler Diyarbakır’da “Kürdistan’ı ilan etmesi”karşılığında Erdoğan’ın eline verilmiş olabilir mi?

Amerikan derin güçleri acaba Gülen çetesini neden sattı? Fazla kullanılmış, fazla deşifre olmuş olmasından olabilir mi? Metal yorgunluğu yeni depremleri taşıyamaz mı acaba? Ya da çoktan başka derin yapılar Türkiye coğrafyasına gömüldü de, sonbahar temizliği mi yapılıyor?

 

Ya da uysallaşan Ordu ABD’nin yeni partneri oldu da, Ordu ile kan davası olan çete “YENİ SÜREÇ ADINA” feda mı edildi?

Mısır’ı düşünün. ABD kendi adamı, Amerikan vatandaşı Mursi’yi Mısır Ordusu’na darbe yaptırarak indirmedi mi? Mursi yargı önüne de çıkarılmadı mı?

Kim arkasını sildiği peçeteyi cebinde saklar ki?

Anlaşılan kağıtlar yeniden karıldı. Yeni hedefler için yeni partnerler seçildi.

Bakıyorum da muhalefet “mal bulmuş mağribi” gibi dolaylı veya direk dershanelere sahip çıkıyor.

Oysa bu dershaneler aynı zamanda misyonerlik yapıyor. Kabiliyetli çocukları bir misyoner gibi yetiştirip, Atatürk ve kurduğu devlete düşman olarak yetiştiriyor. Zehirden medet uman zavallılar… Dershanelere sahip çıkacağınıza, Milli Eğitimin bilimden, akıldan uzaklaşan müfredatları ile uğraşın. Öğretmenlere sahip çıkın. Bazı öğretmenler “nasıl olsa dershane var” diye gevşek davranıyor. Dershane olmazsa işini daha iyi yapar.

Veliler sağmal inek olmaktan kurtulur. Sadece çocuğun zayıf olduğu konularda öğretmenden ders aldırır.

Çocuk yarış atı olmaktan kurtulur. Kendine zaman ayırır. Dünyada olup bitenin farkına varır.

Aldığımız duyuma göre Y-CHP’de Gülen aleyhine konuşmak yasakmış(!)… Barış Yarkadaş “cemaatten arkadaşlar(!)” diye konuşmaya başladı bile.

Gülen ve çetesi bu kadar kıymete geçince, benim aklıma da Tevfik Fikret’in SİS şiirinden iki mısra geldi:

“Ey köhne Bizans, ey koca fertût-i müsahhir, 
Ey bin kocadan arta kalan bîve-i bâkir;”

 

Gülen ve çetesi tenya gibidir. Parti kurmazlar. Mevcut bir partinin bağırsaklarına yerleşip, oradan beslenirler. Beslendikçe uzarlar. Uzadıkça kutucuklar halinde hastalığı bir başka bünyeye yerleşmek üzere dışarı atarlar.

Y-CHP’nin bağırsaklarını çeteye ikram etmeye hazırlanan Kılıçdaroğlu ve yakın kurmaylarına hayırlı olsun(!)…

 

 

ZAHİDE UÇAR

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Durum vahim ama şöyle bir gerçeği toplum gördü..... Müslümanlar zulüm görüyor diye veryansın ettiler ama şimdi müslüman olduklarını zannedenler zulüm yapıyor. Gerçek müslümanlar ve gerçek Atatürkçüler, gezi'de birbirlerini kolladılar ve namaz kılanların başında nöbet tuttular..... Cumhuriyetimizin yetiştirdiği Atatürkçü kuşak aslında Cumhuriyet mitinglerinde kendini gösterdi..... Atatürkçü gençlik yeniden toparlanacak bu kaçınılmaz. Fettullahçılarında maskesi düştü, bundan sonra işleri bitik, ordunun yapamadığını kendi kendilerine yaptılar, maske düştü kel göründü..... Atatürkçü gençlik meşru siyasi hayatta yerini alacaktır. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimleri ve özellikle Bagimsizlik bilinci Bati'nin hedef tahtasindaydi hep.Cünkü Ücüncü Dünyada onun ilkeleri asilamayan engellerdi.Bu dünyanin özgürlük ve bagimsizlik gibi evrensel ilkelerinin,yalniz kendi ulusu icin degil tüm mazlum uluslar icin tek kurtulus yolu oldugunu ilk söyleyen ve gerceklestiren odur.

 

Yokluga yollanmak istenen bir ulusu cagdas ve bagimsiz bir devlete kavusturan,ulusal bilincini aciga cikaran böyle bir öndere ABD gibi sömürgen bir güc nasil olur da sempati duyar.Cünkü yüzyilimizda yenilmeyen tek sistemi o kurmustur.

 

ABD'nin tüm cabalari Cumhuriyet ve Aydinlanma devriminin  ulusal yapimizin harcina katkisini bozamamistir.

 

ABD;Müslüman ülkelerde  yarattigi kaos ortamiyla,müslümanlari birbirine düsürüp "biz buna seyirci kalamayiz"sloganiyla ülkelere müdahale edecek ve isgal ettigi müslüman ülkelerde kendi barisini getirecekti.Yani barisi saglamak müslüman ülkelere birakilamazdi.Ama ABD'ye destek rolünü üstlenecek Müslüman kuvvetlere ihtiyac olabilirdi.Türkiye bu yardimcilardan biriydi.Öyle oldugunu;ABD'nin daha dogrusu Haclilar'in Müslüman ülkelere saldirmadan önce kendisine elcilik yapan Türkiye Basbakaninin calismalarindan anliyoruz.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin basbakani hangi Islam ülkesine (ABD'nIN HEDEFINDE OLAN ÜLKELER)gidip oranin yönetimi ile sarmas dolas kuzu sarmasi olduysa akabinde Hacli'lar bu ülkeye saldirmislardir.Kendisine hükümet olma karsiligi verilen bu görevleri Türk Devleti'nin basbakani layikiyla yerine getirmis getirmekten geri kalmamistir.

 

Komsularla "sifir sorun"adi altinda dost olan hicbir komsumuz kalmadi,bunu tesadüflerle anlatamayiz.Bunlar tesadüf degil puzzlenin parcalaridir.Türkiye'nin yalnizlastirilmasi ve sonra da parcalanmasi projesinin adim adim uygulanmasidir.

 

"Benim Milletimin tek bir dili vardir ikinci dil olamaz"diyen basbakan kulaginin cekilmesinden sonra Kürtcenin Özel Okullarda Anadil olarak okutulabilecegini söyleyerek Kürtcenin Ana dil olarak ögretilmesinin de önünü aciyordu.Yani Türkiye sinirlari icersinde paralel bir devletin dili okullara sokulmus oluyordu.

 

Dershaneler belkide bu olanlarin yasadiklarimizin nedeni olarak gösterilebilir,bence DERSHANELER icten icten yanan pamuk balyalarindaki yanginin aciga cikmasinin adidir.Neden simdi DERSHANELER?Cünkü basbakan kendinden o kadar emindi ki heryeri ele gecirmistir.Kurumlar artik onun elindedir,TSK ona aittir,Emniyet zaten onundu(BERABER YÜRÜDÜLER ONLAR O YOLLARDA)Üniversiteler birkaci disinda tamamen fethedilmistir.Birtakim yatirimlarla (METRO,MARMARAY vb gibi)toplumunda gözleri boyanmis (Bunlar müthis calisiyor tam müslüman bunlar) deniliyordu.Gelecek secimler artik sorun degildi.Zaten bir yila yakindir sehit haberi de gelmiyor cünkü Türkiye artik demokratiklesti.Görüsü halk katmanlari arasinda yayginlasmaya baslamistir.Türk Milleti yoktur MILLET vardir denerek Türkiye'nin kurucu gücü inkar edilerek bölücülere ve diger etnisiteye göz kirpilmis SEVR hayalleri yasatilmaya baslanmistir.Kendisine bu yolda büyük destek veren Liberaller silkelenip olmus Armut hesabi yerlere savrulmustur.Ikinci Cumhuriyet diyerek Atatürk'ün kurmus oldugu Cumhuriyeti yikmak ve yerine Recep Tayyib Erdogan cumhuriyeti kurmak icin kollari sivamis olanlar neye ugradiklarini anlamadan destek verdikleri basbakan tarafindan alasagi edilmislerdir.

 

Irticanin önünde celik bir duvar gibi duran ve din simsarlarinin hedef tahtasinda olan TSK'ya bir kumpas kurulup sahte belgelerle tasviye edilmis kolu kanadi kirilmis generaller tutuklanmistir.

 

Recep Tayyib Erdogan'in yolunun üzernde ki tek engel FETULAH GÜLEN'di artik.Bu engelinde ortadan kaldirilmasi artik sart olmus,basbakan kendini tek güc olarak görme hastaligina tutulmustur.ABD'nin istekleri yerine getirilmistir.Islam ülkeleri kana bogulmus,istikrarsizlastirilmis,model ülke Türkiye kritik bir dönemece girmistir.

 

Dershanelerin kapatilma girisimi büyük bir karsi tepkiyle hezimete ugratilmisti.Cemaate karsi basbakanin attigi ittifaki bozan adimlara karsi cemaat elindeki kozlari oynamaya basladi.Ve Cumhuriyet Tarihinin en büyük yolsuzluk ve rüsvet skandali bir savci tarafindan yapilan operasyonla sadece Türkiye'nin degil tüm dünyanin gündemine bomba gibi düsmüstü.

 

AKP sucüstü yakalanmanin etkisini üzerinden atmaya calisarak ani bir karsi operasyonla Emniyetteki sube müdürlerini görevden almis veya görev yerlerini degistirmistir.Hükümet tam bir panik icersindedir.Yargi ile Emniyet arasinda bir savas patlamistir.Alislimamis bir uygulamayla Istanbul Emniyet Müdürü görevden alinip onun yerine Aksaray Valisi atanmistir.Cünkü Aksaray Valisi hükümetin adamiydi.Ilk yapilan uygulama,Emniyetin icindeki Basin Odasini kapatmak ve gazetecilerin emniyete girisini yasaklamak olmus ve savcinin ikinci operasyon icin verdigi talimati yerine getirilemez diyerek uygulamamistir.Bu acik bir savasti.Basbakan can havliyle ortaliga dökülmüs ve gittigi yerlere tasinilan yandaslara nutuklar atarak hem yargiyi hem muhalefeti hem de kendisine karsi olan kim varsa tehditler savurmaya baslamistir.

 

Iste tam da bu curcunanin ortasinda Genelkurmay bir aciklama yaparak "BIZI KARISTIRMAYIN"diyerek  siyasetten uzakmis gibi bir izlenim verirken gercekte ise AKP'nin yaninda yer almistir.

 

Bu gidisin sonu ne olur,Türkiye nereye kadar bu yikimi tasir bunu bilmiyoruz bildigim birsey varsa o da devletin temellerinin catirdamaya basladigidir.Umarim ki yaniliyorumdur.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

emperyal güçler sadece cemaati desteklemedi.

destekledikleri, projelendirdikleri onlarca örnek var ama tutmadı.

cemaatin bu kadar kök salması, güçlenmesi tek başına nato ve benzeri destekle açıklanamaz bence.

bildiğimiz kitle çalışması yaptılar, bizler sabahın beşinde mışıl mışıl uyurken bu adamlar sokak sokak gezip hala kapılara gazete bırakıyorlar.

dershane projeleri örneğin çok başarılıdır, binlerce çocuk buralarda örgütlendi, binlerce işadamından bu projelere yardım aldılar.

yoksullara robin hood, zenginlere günahlarını temizleycek sevap işletecek fakirler buldular.

on yıllardır örgütleniyorlar.

yetiştirdikleri mezunlar devletin her kademesinde ahtapotun kolları gibi sarıp sarmaladılar.

beğenelim, beğenmeyelim bu ülkenin insanları gayet reel yaşıyor.

hiçbir ideolojisi olmayan cem uzan bile köfte ekmek dağıtarak %7 oy aldı.

ülke bu hale bir gecede gelmedi.

cemaat eleştirisi bu anlamıyla tek başına birşey ifade etmiyor.

sizin toplum projeniz bunun karşısında hayat bulmadığı sürece sadece konuşuyoruz olacağız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Taslar yerine öturmaya basladi.Puzzle'nin parcalari dogru yerlestirildikce resim ortaya cikiyor.

 

PKK Lideri Cemil Bayik Paris'te bir süre önce öldürülen üc PKK'li kadinin,cemaat tarafindan öldürülmüs olabilecegi noktasinda bazi delliller var diye bir aciklama yapti.

 

O kadar ilginc ki bundan birkac gün önce bir televizyon kanalinda:Erdogan cemaate karsi Apo ile isbirligi yapacak alt haberi gecmisti.

 

Cemil Bayik'in aciklamasini duyunca bunun zamanlama olarak rastlanti olamayacagini düsündüm.

 

Evet,Recep Tayyib Erdogan'in koltugu sallanmaya baslamistir.Cemaat artik onun saflarinda degildir.Ve her gecen gün yeni bir savas tam tami caliniyor basbakanla Cemaat arasinda.Bu durum karsisinda basbakanin koltugunu saglamlastiracak tek alternatif PKK'dir.Basbakan Güneydogu'da PKK'yi cemaate karsi ne kadar cok yönlendirebilirse koltuguda o nispette saglamlasacaktir.PKK'ya verilen tavizler her ne kadar bir görevse de basbakan bu görevi ayni zamanda kendi cikarlari icin kullanmayi deneyecektir.

 

11 yildir omuz omuza bir mücadele verdiler.Bu mücadele Türkiye Cumhuriyeti'ni yikma mücadelesiydi.Basbakan gözünün doymamasinin kurbani olarak cemaatten cok büyük bir darbe aldi.Ama ayni zaman da cemaatte ABD tarafindan satisa getirildi.Türkiyenin kaosa sürüklenmesi haliyle ABD'nin hesaplari arasindadir.Basbakan ve cemaat bugün kadar bu görevi basariyla götürürken birden aralarina karakedi girdi.

 

Su anda Türkiye tam bir felaketin esigindedir.Istifa eden milletvekili Ertugrul Günay bugün yaptigi aciklamada Türkiye cok vahim bir yolun agzindadir dedi.

 

Adalet Bakani Bekir Bozdag baskani oldugu HSYK'nin bildiri yayinlamasini yasakladi.Benden habersiz bildiri yayinlayamazsiniz dedi.Hükümet simdi Danistayin iptal kararina itiraz edecek,eger bu itirazdan bir sonuc alinamazsa bu sefer Danistay Yasasi degistirilecek ve Danistay devreden cikarilacak.

 

Bakin bunlari böyle hikaye gibi alt alta yaziyoruz ama durum gercekten cok vahimdir.Türkiye Ertugrul Günay'in dedigi gibi ve hepimizinde malumu oldugu üzere keyfi bir idareye dogru yönlendirilmistir.Yani ben yaparim ben ederim anlasiyi ile Türkiye yönetilecektir bunun adina Fasist diktatörlük denir.Devlet gücünü kendisi ve ailesinin istikbali icin kullanip Istiklal mücadelesi veriyoruz demek tabiri caizse milletle dalga gecmek demektir.

 

Henüz bilmiyoruz ama gördügümüz kadariyla istifa deden onurlu milletvekillerinin sayisi istifa edenler kadardir.320 AKP milletvekili hala o partide calismaktadir.Bu demektir ki 320 milletvekili Türkiye Cumhuriyeti'nin yikilmasi ve demokrasinin rafa kaldirilmasi yolsuzluk ve rüsvetin mesrulastirilmasi noktasinda hemfikirdir.Bunca söylentiye,belgeye,telefon konusmalarina ragmen hala o partide kalmanin baska bir aciklamasi yoktur.Diktatör hala esip savuruyor ve 320 milletvekili diktatörü alkisliyorsa bu bir ihanettir ülkeye.

 

TSK'ya kumpas kurdular sözü ile gündemi bir anda yolsuzluktan alip Ergenekon ve Balyoz'a getirerek hem Genelkurmayi AKP'nin safina cektiler hem de "bizi siyasete karsitirmayin "dedirterek tam bir güc haline geldiler.Devlet gücünü elinde bulunduran ve bunu muhaliflerine yargiya karsi kullanan bir hükümete dur diyecek baska bir güc yoktur.Secimlere kadar meydanlarda yalan üstüne yalanlar atarak saf yiginlari kandiracagini cok iyi bilen basbakan orduyuda arkasina alarak yikima dogru ilerlemektedir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İstifa eden milletvekilleri genelde siyasal ve hukuk eğitimli.AKP 11 senedir iktidarda ve bu adamlar en azından bir dönemdir milletvekili .Bu iktidar gelir gelmez TÜBİTAKLA uğraşmaya başladı . Neden bir  iktidar bir bilim kurulu ile uğraşır. Düzmece belgelerle açılan davalarda TÜBİTAK ın bildirdiği görüşleri görünce anladık. Bu ülkede kanunlaryok değil ,birçok konuda oldukça da iyi hükümler mevcut. Sorun bu kanun maddelerinin uygulanmamasından ve görmezden gelinmesinden kaynaklanıyor. Peki bu istifa edenlerinin çoğunun hukuk ve siyasal  eğitimli olduğu düşünülürse bunları görmemesi ve bilmemesi mümkün mü? Biri onurlu milletvekillerinden mi söz ediyor? 

 

Bu kumpas sayesinde TSK nın deniz kuvvetleri yok edildi. Egedeki hakimiyet tamamen sıfırlandı. Yunanistanın ayranı yok içmeye ,subaylarının  maaşını ödeyemiyor ,ama uzun menzilli füze yapıyor. Bu kumpas sayesinde TSK nın hava kuvvetleri bitirildi. F16 ları uçuracak pilot bulunamıyor. Daha geçen 200 e yakın pilotun istifa ettiği yazılıp çiziliyordu.. Egede malum it dalaşı yapılırdı. Artık adamlar o kadar küstahlaştılar ki  taciz konusunda ,patriotları F16 larımıza kilitlendi. Nasılsa meydan boş. 

 

Onurlu milletvekilleri istifa etmişmiş .Hadi canım ordan onlara "onur nedir" diye sorsanız. "Onur kim" diye cevap verirler.

 

Akp den artık kendilerine ekmek çıkmaz ve yolun sonu göründü.Dertleri en az zararla paçalarını kurtarmak, böyle yaparak aklanıp ,paklanacaklarını sanıyorlar .Gerçi bazıları yemiş görünüyor bunları :)<smile.png>

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Istifa eden milletvekillerini ben onurlu olarak kabul ediyorum cünkü gecte olsa dogruyu görebildiler ve gittikleri yolun karanlik oldugunu anladilar.Bir milletvekilinin onuru onun ne zaman istifa ettigi ile degil neden istifa ettigi ile ölcülür.

 

TSK'nin icine düsürüldügü durumu hepimiz biliyoruz da TSK bugüne kadar buna karsi örnegin neler yapti?Veya bizler demokrasi adina TSK'nin bu olanlara engel olmamasini istemedik mi?Yani siyasi hükümetin yoluna askerin cikmamasi gerektigini söyleyen bizler degilmiydik?Biz halk olarak ne yaptik?ki bu milletvekillerinden farkli bir davranis bekleme hakkimiz olsun?Milletvekili olmak farkli bir olaydir,dogruyu yanlisi görmek farkli bir olaydir.Ayrica sonucta bu milletvekilleri ait olduklari partinin tüzügüne uymakla yükümlü kisilerdi.Hep söyleriz "bicak kemige dayandi"diye.Bicagin kemige dayanmasi demek kemige dayanip o aciyi hissedene kadar sabretmek demektir.Bicak kemige dayandiginda ise gereken yapilir iste bu milletvekilleride bunu yapmistir.Daha önce istifa etmediler diye onlari onursuz kabul edemeyiz.

 

TSK'da yüzlerce subay var.Bende bazen öfkelendigimde "bunlar neden istifa etmiyor"diyorum.Bu subaylarin TSK'ya yapilan bu asimetrik operasyonlar karsisinda istifa etmemelerini onlarin onursuzluguna baglarsak o zaman milletce kendimize sunu sormaliyiz:Biz ne kadar onurluyuz?

 

Biz onurlu oldugumuz icin mi Gezi Olaylarinda o gencleri polis zulmüne karsi yalniz biraktik.Biz onurlu oldugumuz icin mi onlar polisten dayak yerken biz sözümona onlari alkisliyorduk.Hayir hayir kendimizi kandirmayalim.Ben istifa eden milletvekillerini herseye ragmen yine de onurlu olarak kabul ediyorum.Cünkü o ihanet sebekesinden kendilerini soyutlamislardir..

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn politika siz kendi adınıza konuşun rica ederim . Ben gezi olaylarının tam içindeydim hatta oğlum gündüz işte ,akşam direnişteydi. Maddi manevi gereken her türlü katkı yapılmıştır yapılmaya da devam edilmektedir. 

 

Türkiyeyi bu duruma getiren 12 eylül darbesi ve siyasilerdir. Milletvekilleri bu ülkeyi yönetsin diye seçiliyor ve hiç bir parti tüzüğü mevcut yasalara aykırı olamaz. Milletvekili bu yapılan rezillikleri görüp tepkisini koymayacakta ve gereken tedbirleri almayacakta kim alacak? Biz milletvekillerini  seçerken ülkeyi mevcut yasal düzenlemelere uygun bir biçimde yönetsin diye seçiyoruz. Normal bir vatandaş bunları bilmek zorunda değil ama milletvekilleri bilmek zorunda. Senin eğitimin siyasal bilgiler ve hukuk olmasına rağmen yapılan hukuksuzluklara göz yum ,kılını kıpırdatma ,ondan sonrada işler tersine döndü mü ,istifa et. Yok öyle 3 kuruşa beş köfte.

Onurlu dediğiniz bir milletvekilinin tweetleri var. Mealen şöyle; 

Milletvekili olmak için çok para harcanıyor ve milletvekilleri bu parayı çıkarmak adına işlere giriyor ve bunu herkes biliyor. Ama partide kurallara uymak zorundasınız. Özgürlükler kısıtlı.

 

Herhalde kendisi bu parayı çıkardığı için istifa etti. Partide, parti tüzüğü ve programı dışında yorum yapmak ve hareket etmek yasak olabilir. Ama bildiğim kadarıyla hiç bir parti programında yolsuzluk yap, çal çırp ,vatana ihanet et gibi hükümler yoktur. Bütün bunlar oluyorsa ve sen halen o partide kalmaya devam ediyorsan;bu özgürlükler kısıtlı olduğundan değil ,tercihinin bu yönde olmasındandır. İşin özü "onursuzsun" demektir. Her şey ayan beyan ortaya döküldükten sonra istifa etmiş olmak o insanı onurlu yapmıyor ne yazık ki. İhanete zamanında ses çıkarmıyorsan en az onlar kadar hainsin demektir. İş geçtikten sonra tepki vermenin anlamı yok .
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Su anda AKP'nin 320 Milletvekili var demek ki bu 320 milletvekili henüz harcadiklari paralari cikartamadiklari icin hala o partide milletvekili olarak görev yapiyorlar.Veya istifa eden milletvekilleri az para harcayip bunu da cikardiklari icin istifa etmis oluyorlar.

 

Ayrica ben hangimiz derken bunu siz veya ben olarak degil genel olarak yazdim.Siz eger Gezi Eylemleri'ne katkida bulunduysaniz ne mutlu size sizi kutlarim-

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Su anda AKP'nin 320 Milletvekili var demek ki bu 320 milletvekili henüz harcadiklari paralari cikartamadiklari icin hala o partide milletvekili olarak görev yapiyorlar.Veya istifa eden milletvekilleri az para harcayip bunu da cikardiklari icin istifa etmis oluyorlar.

 

Ayrica ben hangimiz derken bunu siz veya ben olarak degil genel olarak yazdim.Siz eger Gezi Eylemleri'ne katkida bulunduysaniz ne mutlu size sizi kutlarim-

 

saygilarla

 

Bu sadece akepe için geçerli değil ki  tüm partiler için geçerli Kaç tane milletvekili adı biliyorsunuz. mesela ya da bir örnek, kamuda türban yasağının kaldırılmasıyla birlikte başını örten bayan milletvekillerinin varlığından haberdar mıydık? İhale kovala ,beleşten maaşını ol , sonra da kıyak emeklilik, yeme de yanında yat.Hatta ve hatta 3 dönemdir seçilen bazı milletvekilleri, masrafı çıkaramadığından olsa gerek -77 kişi- üç dönem milletvekilliğinden sonra seçilememe şartının kaldırılması için başbakana baskıyı iyice arttırmışlar  .Yoksa istifa edeceklermiş :) Milletvekili olup ta fakirleşen birini duydunuz mu ben duymadım. RTE bile İstanbul belediye başkanı olduğunda" bir kaçak gecekondum var "diyordu. Şimdi dünyanın sayılı zenginleri arasında.

 

 

Gerçi onun ki haram sayılmıyor. Akepeye yakın kaynaklardan duyduğuma göre, zat-ı muhterem kendini islamın halifesi sayıyormuş .Bu nedenle de yapılan işlerden pay almış olması haram ve yolsuzluk değilmiş, yasalmış .Herhalde şeriat hukukuna göre. Fettullah ile arasındaki asıl meselede , bu paranın paylaşımı konusundan çıkmış. Bu durumda ABD nin zoru da RTE nin kontrolden çıkmasından kaynaklanıyor olmalı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Arkadasim,Türkiye'de milletvekilliginin nasil oldugunu tabi ki biliyoruz,milletvekiligine kapagi atanin istikbali parlak oluyor.Bu nedenle zaten Genel Baskana yalakalik yaparak partide kalmaya calisanlar oldugu gibi basbakana yalakalik yaparak milletvekili adayligini garantilemek isteyen cok bürokrat,akademisyen,müdür,zengin gazeteci oldugunu biliyoruz.Ancak yine  de bu milletvekillerinin istifa etmesini ben onurlu bir davranis olarak görüyorum.Görüslerimiz ayri olabilir olmasida dogaldir.

 

Türkiye'de ikbal ugruna,para ugruna 50 takla atacak cok insan vardir.Türban takan kadin milletvekilleri saniyormusnuz ki müslüman olduklarindan taktilar hayir.tamamen kendilerine verilen görevi yerine getirdiler ve de basbakanin gözüne girmek icin.Türban takmadan önceki hallerine bir bakin,50 tane sahit getirseniz bu kadinlarin türban takacagina hicbiri evet demezdi.Ama taktilar.ACABA MUTLU MU OLDULAR?

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Arkadasim,Türkiye'de milletvekilliginin nasil oldugunu tabi ki biliyoruz,milletvekiligine kapagi atanin istikbali parlak oluyor.Bu nedenle zaten Genel Baskana yalakalik yaparak partide kalmaya calisanlar oldugu gibi basbakana yalakalik yaparak milletvekili adayligini garantilemek isteyen cok bürokrat,akademisyen,müdür,zengin gazeteci oldugunu biliyoruz.Ancak yine  de bu milletvekillerinin istifa etmesini ben onurlu bir davranis olarak görüyorum.Görüslerimiz ayri olabilir olmasida dogaldir.

 

Türkiye'de ikbal ugruna,para ugruna 50 takla atacak cok insan vardir.Türban takan kadin milletvekilleri saniyormusnuz ki müslüman olduklarindan taktilar hayir.tamamen kendilerine verilen görevi yerine getirdiler ve de basbakanin gözüne girmek icin.Türban takmadan önceki hallerine bir bakin,50 tane sahit getirseniz bu kadinlarin türban takacagina hicbiri evet demezdi.Ama taktilar.ACABA MUTLU MU OLDULAR?

 

saygilarla

 

Evet görüşlerimiz ayrı bu konuda. İlgimi çeken konularda herkesin yazdığı iletileri okurum. Sizin iletilerinizide tabi. Eğer yazdıklarınız konusunda takiye yapmıyorsanız - ki ben yapmadığınızı düşünüyorum.- 11 yıllık akepe iktidarı ,hatta  ve hatta RTE nin belediye başkanlığı zamanından bu yana yapılan tüm yolsuzluklar ve hukuksuzluklar konusunda hem fikiriz . Bu konuda sanırım bir problem yok. Eminim ki siz de ortaya çıkan bu yolsuzluklar konusunda  benim gibi çok ta şaşırmadınız. Çünkü zaten biliyorduk .Sadece ve sadece ne zaman ortaya dökülecek diye merak ediyorduk.

Fakat sizin onurlu davranış konusunda ince farkı kaçırdığınızı düşünüyorum. Evet bu yolsuzluklar hiç çaktırılmadan, kimseye duyurulmadan  ortaya çıkmış olsa  hepimiz şok olurduk ve "nasıl yani, neler oluyor" gibi tepkiler verebilirdik. Ama böyle bir durum söz konusu değil uzun zamandır süregelen bir durum. İmara açılmaması gereken yerler imara açılıyor, sit alanları  talan ediliyor, ülkenin  kaynakları yabancılara peşkeş çekiliyor. İhaleler verilmeden önce bu ihale şartlarına uygun firmalar kurduruluyor ve sonra ihale açılıp kurdurulan bu firmalara ihaleler veriliyor. Bizler sadece vatandaş olarak bunları biliyoruz. Ama onurlu olduğunu iddia ettiğiniz milletvekillerinin akıllarına hiç onur falan gelip istifa etmiyorlar. O milletvekillerinin çoğu hukuk ve siyasal tahsilli. Ama senelerdir yapılan hukuksuzluklara seslerini çıkarmıyorlar. Onurlu dediğiniz milletvekillerinden sadece Haluk Özdalga, inşaat mühendisi o da  hukuk konularına yabancı değil. Çünkü babası yassıada davalarında askeri yargıtay baş savcısı Numan Özdalga. RTE ne demişti: "hırsızlık babadan oğula geçer"  .Ama görünen o ki ; onursuzlukta babadan oğula geçiyor.

 

TSK, bir terör örgütünün liderlerinden biri ve bir haham tarafından terörist ilan edildi ve genelkurmay başkanı da terör örgütünün başı . İstifa eden milletvekillerinin aklına hiç "onur "gelmedi. Balyozda ,ergenekonda ,yapılan hukuksuzluklar ve hatta KCK davalarında ayyuka çıktı.İnsanlar iddianame hazırlanmadan senelerce içeride tutuldu. Ama istifa eden milletvekillerinin aklına hiç "onur" gelmedi. Ertuğrul Günay CHP genel sekreterliği yapmış biri  ,koltuk sevdası uğruna ideolojisine taban tabana zıt bir partiye giderken hiç onurunu düşünmedi.Ucube diye heykeller yıkılırken, başbakanın kızı sanatsal etkinliği ağzında papuç kadar sakızla cak cak izlerken , 52 tane sanat kurumunun kapatılmasına ilişkin kanun tasarısı meclise gelirken hiç "onur"u aklına gelmedi.

 

Şimdi artık yapılan pislikleri kapamak mümkün değil. Başları dik çünkü mecburen boğazlarına kadar pisliğe batmış durumdalar  ve onurlu davranıp ?! istifa ettiler . 

 

Onurun anlamı tektir sayın politika ve istediğiniz zaman onurlu olup istediğiniz zaman onuru bir kenara bırakamazsınız.Ya onurlusunuzdur ya da değil.

 

Kadın milletvekillerinin baş kapatma meselesi beni ilgilendirmiyor. Bunu söylememin amacı bunca senedir mecliste olup millet için en ufak çaba göstermeden beleşe maaşları cebe indirirken , birdenbire türban bahanesiyle ortaya çıkmasıydı söz konusu olan. Mutludur değildir ,önceden açıktır değildir beni ilgilendirmiyor. Hoş , meclise millete hizmet etmek için girip hiç bir şey yapmadan cebine maaşı indirirken, eğer vicdanın sızlamıyor ve bu maaşı hiç bir şey yapmadan almaya devam ediyorsan başını ,poponu kapasan ne olacak kapamasan ne olacak?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Onur konusunda yaptigimiz degerlendirmeler farkli olabilir,her ne kadar Onurun tek bir tarifi varsa da ve sizin görüsünüze göre istifa edenler onursuz olsa bile bence degillerdir.Ve ben AKP'den daha bircok milletvekilinin istifa edecegini düsünüyorum.Bunlara onursuz demek icin siyaseti,bir siyasi kurumda görev yapmayi,kurumun tüzügünü bir kenara birakmamis gerekir.Cünkü insanlarin kisisel görüsleri ile parti calismalari farkli alanlardir.Bir gemide kaptanin yanlis yaptigini gören tayfa isyan baslatmadan önce bardagi tasiran son damlayi bekler.Yanlislarin özellikle ve tehlikeli bir duruma geldigini gören tayfalar isyan ederler veyahutta ilk limanda gemiyi terkederler.Bazi seyler bizim atip tuttugumuz gibi degildir.Her yolun bir baslangici bir ortasi ve birde sonu vardir.Onur konusunda daha fazla tartismak istemiyorum,görüslerinize de saygim vardir.

 

Takiyye yapmaya gelince,ben 2006 yilinda bu foruma katildim,bu forumda iyi kötü bir temel tuttum.Bu foruma geldigim günden bu yana hep AKP'nin elestirisini yaptim cok arkadas bana bu anlamda ters düstü,beni AKP takintisi yapmakla suclayanlar oldu ama ben hic degismeden bildigim dogrulari ve AKP'nin ne kadar sakincali oldugunu hep yazdim.Gerek Ergenekon gerek Balyoz dolayisiyla TSK'ya kumpas kuruldugunu dilimin döndügü kadar anlattim tepki aldim elestirildim darbeci oldum,hatta bana irkci diyenler bile oldu ama ben yolumdan sasmadim.

 

PKK ile ilgili PKK'ya verilen tavizlere karsi hep kendi alanimda mücadele ettim.Türkiye'de evime polisler geldi arama yapti devlet büyügüne hakaretten.Ama ben yilmadim.Cok arkdas gemiyi terkedip gitti ben gitmedim.Pisman da degilim.Bu nedenle benimle ilgili takiyye konusunda rahat olabilirsiniz.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Takiyye yapmaya gelince,ben 2006 yilinda bu foruma katildim,bu forumda iyi kötü bir temel tuttum.Bu foruma geldigim günden bu yana hep AKP'nin elestirisini yaptim cok arkadas bana bu anlamda ters düstü,beni AKP takintisi yapmakla suclayanlar oldu ama ben hic degismeden bildigim dogrulari ve AKP'nin ne kadar sakincali oldugunu hep yazdim.Gerek Ergenekon gerek Balyoz dolayisiyla TSK'ya kumpas kuruldugunu dilimin döndügü kadar anlattim tepki aldim elestirildim darbeci oldum,hatta bana irkci diyenler bile oldu ama ben yolumdan sasmadim.

 

PKK ile ilgili PKK'ya verilen tavizlere karsi hep kendi alanimda mücadele ettim.Türkiye'de evime polisler geldi arama yapti devlet büyügüne hakaretten.Ama ben yilmadim.Cok arkdas gemiyi terkedip gitti ben gitmedim.Pisman da degilim.Bu nedenle benimle ilgili takiyye konusunda rahat olabilirsiniz.

 

saygilarla

 

 

 Eğer yazdıklarınız konusunda takiye yapmıyorsanız - ki ben yapmadığınızı düşünüyorum.- 11 yıllık akepe iktidarı ,hatta  ve hatta RTE nin belediye başkanlığı zamanından bu yana yapılan tüm yolsuzluklar ve hukuksuzluklar konusunda hem fikiriz . Bu konuda sanırım bir problem yok.

 

 

 Bir de yazılanlar doğru okunup anlaşılabilse :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...
Misafir Mega_Liboş_Murat

Yok “FETÖ hakimiyeti NATO ile başlamış” (Aydınlık gzt., 23.2.2017). Bakın şu ML hatta Maoistler'in dediğine (yediğine)! FETÖ'den önce aileler evlatlarını askeri mekteplere “pusulayı şaşırmasınlar, başta ATATÜRKÇÜLÜK olmak üzere bütün ideolojilere karşı şerbetlensinler” düşüncesi ile gönderirlerdi. NETEKiM Kenan Evren paşam harpokulu talebelerini Fransa'dan getirttiği Kristiin Haydar diye bir bayanla şerbetlemişti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.