Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DÜŞ / RÜYA' NIN HAKİKATİ


İNTERLOCK

Önerilen İletiler

..

ama @@democrossian

mevcud..

şu anda yanında..

iyice sana sokulmuş..

ten-in ile temass-ta..

ve dahası..

beyninin içerisine kadar giriyor..

damarlarında geziyor..

 

yetmedi..

mevcud;

eğer emir gelirse..

seni yönetebilir..

istediği yere sevk eder..

istediğini gösterir..

istediğini söyletir..

istediğini dinletir..

 

"illa hû... Yâ hû..."

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bakkal dediniz de burada bir bakkal var 

adam bildiğin ordinaryus çakması anlamasa da yorum yapar söz söylemek için yırtınır kendini parçalar her şeyi biliyormuş gibi yapar 

 

size tanıdık geldi mi a dostlar forumda aynısın tıpkısı var ...

 

dipnot: üstü kapalı eleştirim 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

b4.jpg

 

 

Rüya ile ilgili bu bilgi, artık bulunması çok zor
bir kitaptan nakildir.
Bedri Ruhselman'a ait, "ruh ve kâinat" adlı üç
ciltlik eserin içinde yer alan tarif ve yorumları
aynen aktarıyorum.
Yararlı olacağını umarım.

**

Hatırlama halinin diğer bir varyetesi daha vardır ki
bu da gene ilk bakışta işleri karıştırıcı gibi görünür.
Fakat bununda aynı prensip dahilinde kolaylıkla izah
edilebileceğinden eminiz. Hatırlamanın bu varyetesini
"RÜYA" şeklinde görüyoruz. Menşei ve sebebi ne olursa
olsun, "RÜYA" bir "HATIRLAMADIR"..

Tabii uykuda az çok bir degajman hali vukua gelmektedir.
Bu sırada dışarıdaki ihtizazlar ve ruhta bulunan intibâlar
beyne uğramadıkları için, daha doğrusu ruhun dikkat
melekesi bu yolda bir faaliyet göstermediği için
uyandıktan sonra insan, uykusunda geçen zamandan
haberdar olmaz.
Yani onun bağlı şuur sahasında, uykuda iken geçen
hadiselere dair hiç bir bilgi husule gelmez. Böyle olunca,
uykusunda doğrudan doğruya perisprisi ile tesir alan ve
vehbi (inee) hayatında yaşıyan bir insan nasıl oluyor da
gördüğü rüyaları uyandıktan sonra hatırlayabiliyor?

Bu sualin cevabını mümkün olduğu kadar doğru
verebilmek için evvela bizzat sualin sorulma şeklini
tashih etmek lâzım gelecektir.
Zira burada rüyanın hatırlanması bahis mevzuu olamaz,
söylediğimiz gibi rüya bizatihi bir hatır-lamadır.
Yani, artık biz rüya'ya uykuda olup bitmiş bir hadise
olarak bakamayız. O, daha ziyade uyanık hale ait,
bağlı şuuru ilgilendiren bir olaydır.

Şimdiye kadar söylediklerimizden anlaşılacağı üzere,
bağlı şuur uykunun değil, uyanık halin, yani ruhun
maddeye bağlanmış halinin vasfıdır.

O halde burada cevaplandırılması lâzım gelen başka
bir sual vardır ki o da uyanık hale ait bir hatırlamadan
ibaret bulunan rüyanın nasıl husule geldiğidir.

not:
Okurken yorulmamanız için, uzun olan bu bölümü
parçalar halinde nakledeceğim..

Saygı ve sevgiler..

 

Kitap_20130426110742_256_4.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

Eğer rüya hadisesi üzerinde biraz durursak
onu, şimdiye kadar edinmiş olduğumuz
bilgilerle aydınlatabiliriz.

 

Dikkat edilirse rüya, ruhun bedenle en çok
irtibat halinde bulunduğu serbest hayatında
vukua gelmektedir.

Bu ne demektir?

Uyku halinde iken nisbeten daha serbest
bulunan ruh, uyanırken bedene olan bağlarını
müterakki bir süratle kuvvetlendirmeye başlar.

Bu takviye ameliyesi muayyen
bir hadde varınca serbest şuur hali,
bağlı şuur haline inkilâb eder.
Ve "uyanma" dediğimiz, hakikatte "asıl uyku"
hali başlar.

Demekki bu "muayyen had" serbest şuur
halinin, bağlı şuur haline inkilâb ettiği noktadır.
İşte bu nokta bize göre, ruhun beden ile en çok
irtibat halinde bulunduğu serbest hayatıdır.
Bunun bir derece ilerisinde ruh-maddeye olan
bağları yüzünden-serbest hayatını kayb eder,
bağlı hayatına başlar.

Şu halde alelade rüyalar daima, serbest
şuur halinin bağlı şuur haline inkilab ettiği
noktada vukua gelir. Bunu daha kestirme ve
herkesin kullandığı bir sözle ifade etmek için,
rüya uyumak veya uyanmak üzere iken görülür
diyebiliriz.

(not: sine/igfa'/ımızganmak)*

 

Halbuki bu an, yani serbest şuurunun bağlı
şuura geçtiği an pek kısadır ve işine göre,
ancak saniyenin kesirleri ile veya saniyeler
ile ölçülebilir. Binaenaleyh bu nevi rüyaların
vukuu bu kadar kısa bir zamanda olur.

Burada bir sual akla gelir:
Niçin rüya görürüz?
Daha doğrusu, neden uyumak veya uyanmak
üzere bulunduğumuz her anda rüya görmeyiz?

** **

Müslim ve Ebu Davud ve Neseîde Enes İbnî
Mâlik'den.
Demiştir ki;

"Hazreti Peygamber Sallâllahü Aleyhi   
  Vesellem, bir igfa' ya'ni ımızganma hâlinde

  dalmıştı, derken tebessüm ederek başını

  kaldırdı,

"bana ânifen bir sûre inzâl oldu"

buyurdu da okudu ve sûre'yi okuyup sonra
da buyurdu ki;

"Bilir misiniz Kevser nedir?"
"Allah ve Resul ü A'lem.." dediler.

Buyurdu ki;
"Bir nehirdir. Onu bana Rabbim Azze ve Celle
  cennette verdi, onda pek çok hayır var,
  ümmetim kıyamet günü ona vürud edecek,
  kapıları yıldızlar sayısıncadır,
  derken içlerinden bir kul halecan ile çekilir-  
  atılır,
 'Yareb o benim ümmetimdendir' derim'
  Buyurulur ki;
 'Bilmezsin senden sonra onlar neler ihdas   
  ettiler.' "

HAK DİNİ KUR'AN DİLİ
Elmalılı Hamdi Yazır
Kevser Suresi giriş bölümü
Cilt: 9 - Sayfa: 6173

**

*Imızganmak:    
  Uyku ile uyanıklık arası bir durumda bulunmak,

  uyuklamak.
  tdk

Sine:
Uyuklama, uykuya dalma başlangıcı.
Uyku ile uyanıklık arası.
(O anda insan, sesi duyduğu halde anlamaz.)

İgfa':
Uyuklamak.

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu suale cevap vermezden evvel, rüya nasıl
görülür sualinin cevabını iyice tebarüz ettirmiş
olmamız lâzım gelir.

Yukarki mülâhazalardan anlaşıldığı gibi, serbest
haldeki intibaların hatırlanmasında âmil olan
unsur; ruhun, dikkatini muayyen hadiselerin
muayyen beyin mıntakalarında tesbit

edilmesi ameliyesi üzerinde toplamasıdır.

Rüya da serbest haldeki intibalara ait bir
hatırlama olduğuna göre, burada da aynı

kaidenin cari olacağı tabiidir.

Biraz evvel post-hipnotik telkine ait hatıraların
bağlı şuurda canlanmasını izah ederken süjenin
dikkat melekesi ile alakadar iradesine istikamet
verici bir dış unsurdan, yani manyetizörün

iradesinden bahs etmiştik.

Rüya hadisesinde de böyle bir takım saikler

vardır. Bu saikler pek muhtelif şekiller arzeder.

İşte bunlardan bazılarını bahis mevzuu etmekle
yukarda sorduğumuz "niçin ve neden"
suallerinin cevaplarını da vermiş olacağız.

O halde bu saikler nelerdir?

Serbest şuur halinin bağlı şuur haline inkilabı
tabiri ile ifade etmek istediğimiz şey, perispri
ile beden arasında vukua gelen maddi rabıtaların
sıkışması ile müterafık bir hadisedir. ve bu
hadise de -her ruhi hadisede olduğu gibi ancak,
ruhun bu ameliye üzerinde dikkatini toplamış
olması ile mümkündür.

Binaenaleyh burada, ruhun dikkati perispri-sinir
cümlesi arasındaki münasebetler üzerinde
tabiati ile toplanmış bulunmaktadır.

Fakat olabilir ki gene bu sırada ruh, ya manen
veya maddeten herhangi bir hadise, bir mesele
üzerinde fazlaca meşguldür ve bu hadiseye veya
meseleye ait bazı fikirler ve imajlar parazit olarak
dikkat sahasına- ekseriya natamam bir şekilde
kayıvermiş bulunurlar.

Bu meşguliyetler arasında mesela, ruhi bakımdan:
kaybedilmiş bir sevgilinin acısı, büyük ziyanla
neticelenmiş ticari bir teşebbüs, izzet-i nefsi
rencide edici büyük bir rezalet, kaybedilmiş
ikbal veya kıymetli herhangi birşey gibi ruhu
tehic edici haller bulunabilir.
Veya maddi bakımdan: bir mide rahatsızlığı,
diş ağrısı,açlık,bir romatizma ağrısı velhasıl
bedenin herhangi bir yerinde insanı tazib edici
bir arıza olabilir.

Bu hallerden birine maruz kalan insan, ruhen
onlarla meşguldür ve onun dikkati tabiati ile
mütemadiyen bu hadiselerin üzerine doğru
çekilmektedir.

Binaenaleyh uyur veya uyanırken de onun başka
bir tarafa çevirmek istediği dikkati o sırada saf bir
halde bulunamaz ve bu hadiselerden birisi ile ilgili
unsurları zarureti ile, perispri-sinir cümlesi
münasebetlerine karıştırır..

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

size tanıdık geldi mi a dostlar

 

Dostum, olduğu şekliyle asla kabul edilemeyecek din safsatalarını ya tasavvuf hayallerine sarıp sarmalayıp efsunlatıp yuttururlar, ya vaadler şekerlerine bulayıp öyle yedirirler, ya tefsir süslemeci püslemecilerine boyattırır, cilalattırır kazıklarlar, olmadı korku belasına tepene dikerler, bir şekilde bu dini pazarlarlar.

 

Bu din pazarlamacı, allah satıcısı inanç tüccarlarına alet olanlar ya acınacak bir aymazlık içinde, ya aklını kapatmış koyu bir inat içinde bocalıyorlar. Bol bol ruhtan, mânâdan!!! hikmetten, deriiiin sırlardan, rüyalardan, vahiylerden, ilhamlardan, hakikatlerden filan dem vururlar.

 

Tek dertleri, sattıkları allaha bir müşteri daha bulmak, üç kuruşa da olsa allahı ona da satmak. Bir çıkarı olmadığı halde bu tüccarlara bedava tellal olanlar ise gerçekten acınası bir bilinçsizlik içinde debeleniyorlar.  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

Bu hal,dikkate merbut olan hadise kırıntılarının-
dediğimiz gibi-adeta otomatik bir seyirle beyin
unsurlarına intikal etmesine ve orada alakadar
mıntakalarda gayri ihtiyari olarak müphem ve
vuzuhsuz işler,intibalar halinde yerleşmesine
mucib olur.

Buradaki tesirler,posthipnotik telkindeki gibi
sarih ve vazıh olmadıklarından onlara ait beyinde
husule gelen izlerde bittabi karmakarışık olur ve
bu halin neticesinde görülen rüyalar ekseriya
ipe-sapa gelmeyen darmadağınık bir takım
imajlardan ibaret kalır.Fakat ne olursa olsun bu
imajların uzaktan veya yakından bahis mevzuu
ettiğimiz ruhi ve maddi tesirlerle alakası mutlaka
vardır.

Binaenaleyh,bu yoldan yüründüğü takdirde böyle
alelade manasız görünen rüyaların bile bir uzuvda
başlamak üzere bulunan bir hastalığın teşhisinde
veya o sırada ruha musallat olmak üzere bulunan
zararlı bir duygunun/hissin veya şuurlu fikirlerin,
vaktinde keşfedilmesinde epey büyük faydaları
dokunabilir.

Demek,serbest şuurun bağlı şuura inkilabını
neticelendiren maddi hadiseler üzerindeki ruhi
faaliyet esnasında,dikkat sahasına kaymış böyle
parazit duygu ve düşünceler yoksa uyandıktan
sonra bağlı şuur sahasında herhangi bir imajı
husule getirebilecek hiçbir his beyinde bulunmaz,
yani rüya denilen hadise vukua gelmez.

Fakat rüyanın,daha doğrusu hatırlamaların
yukardakinden ileride ve yüksek tertipte diğer bir
varyetesi daha vardır.Nasıl ki bir hatırlamadan
ibaret olan yukarıdaki alelade rüyaları,bambaşka
bir hadiseymiş gibi "rüya"diye diğer
hatırlamalardan ayrı bir tabirle ifade etmemize
şekil farkı sebep olmuş ise, daha ileride ve yüksek
tertipte bir hatırlamadan ibaret bulunan aşağıda
bahsedeceğimiz rüyaları da gene "rüya"tabiri ile
isimlendirmemiz şekil benzerliğinden mütevellit
bir düşünceden ileri gelmiştir.Yani bütün bu
varyeteleri gözden geçirirken hep hatırlama
bahsinde bulunduğumuzu unutmamalıyız.

Bunların hepsi keyfiyet ve kemiyet itibari ile bir
takım değişik şekiller gösteren hatırlamalardan
ibaret tezahürlerdir.

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir dini kullanan ile bir ideolojiyi kullanan aynı zihniyettir biri tanrıyı pazarlar biri fikirleri ...aynı tas aynı hamam ikisinin tek gayesi olur çıkar 

Para o kadar kutsaldır ki bunun yanında dini kutsallar bir hiç kalır 

*********

 

Her yol haktır bu uğurda söz söylerken dahi düşündürürler adamı esir olursun köle  olursun ama gene de inanırsın bunlara her ülke de bunlardan bolca olur balık yemi yapsan bitmez o derece 

 

ama bizler ateist  akımı olarak bu işlerde artık söz sahibiyiz maskeler bir bir düşecek yeni dünya düzenini gerekirse biz kuracağız dinciler ve ideolojiler değil 

her türlü tartışmanın ortasına oluruz artık bir dinci gibi rahatça fikirlerimizi söylemenin vakti gelmiştir 

*************

 

Sevgiler 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

rahatça fikirlerimizi söylemenin vakti gelmiştir 

 

Ben yakın zamana kadar ateist olduğumu söylemenin çok zor olduğunu sanırdım. Hatta bir toplulukta dua edildiği zaman benim de en azından ellerimi kaldırmamamın ayıp olduğunu düşünürdüm. 

 

Fakat bir kez ilan ettikten sonra çorap söküğü gibi devam etti. Şimdi rahatça ifade ediyorum. Hâla söyleyemeyeceğim kimseler var mı, evet. Yaşlı insanlara söyleyemiyorum. Çünkü aşırı üzülüyorlar ve buna dayanamıyorum. Kendi akranlarıma ve benden küçüklere rahatlıkla söylüyorum. 

 

Tabii yine de yerli yersiz ilan etmenin anlamı yok. Konuya direk bu şekilde girmeyi asla tavsiye etmem. Ama konu gelirse çekinmiyorum. Ortamda meczup kişilerin bulunabileceğini de gözardı etmemek gerek. Bunlar azımsanmayacak sayıdalar, kentine, semtine göre tabii...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

Nasıl ki bir telepatik duygu, uzakta mevcut hadisenin,
keza bir presantiman, gelecek bir hadisenin esîrî bir
takım ihtizazlarla insan ruhunda tecelli etmiş bir
hâtırasının hatırlanması, yâni bağlı şuur sahasına
çıkmış tezahürü ise, onun gibi uzakta cereyan eden
veya gelecek olan hâdiseler aynı yollardan ruha
girerek pasif insan halinin yâni uykunun icabatına
uygun imajlar tarzında bağlı şuur sahasına çıkmış
tezahürleridir.

Binaenaleyh, bu nevi imajlardan ibaret olan rüyalara,
telepatik ve haberci rüyalar diyen müelliflerin yerden
göğe kadar hakları vardır.

Bu rüyaların teşekkül tarzı esas itibariyle bütün hatır-
lamalarda olduğu gibidir. Ancak burada değişen şey,
bu teşekküle sebeb olan illetlerin plânlı ve yüksek bir
tertipte bulunmaları, bunun neticesi olarak hatırlama
vetiresinde hakim rol oynamalarıdır.

Zira bunlara ait ihtizazlar, ruhun dikkat melekesine
parazit halde refakat ederek beyne girmiş "yukarıda
bahsedilen" rüyalara ait ihtizazlara benzemezler.
Bu nevi ihtizazlar ruhun dikkatini doğrudan doğruya
kendi üzerlerine çekmiş bulunmaktadırlar. Ve ruhun
dikkati o sırada hemen hemen yalnız bunlara tahsis
edilmiştir.

Bu türlü rüyaların husulüne sebep olan amillerin
yukarıdakilerinkinden ayrı olduğunu söylemiştik.
Filhakika burada ruhun herhangi bir maksat ve de
gaye uğrunda bizatihi kendi iradesini kullanması
esastır. Mamafih, gene aynı maksat ve gayeler
yolunda daha yüksek yabancı iradelerinde bu işle
ekseriya müdahalesi görülebilir.

Buradaki maksat ve gayeler, ruhun tekâmülüne
müteveccih bir takım havadisten, insan halindeki
ruhu haberdar etmektir. Eğer uzakta geçen veya
gelecek zamana ait olan bir hadiseyi bağlı şuur
halinde bilmekle tekamülü yolunda faydalanacaksa,
uyanınca hatırlanması lâzım gelen bilgiler ile ilgili
imajları ya doğrudan doğruya veya sembolik bir
takım kıyafetler içinde ruh;
-tıpkı post kipnotik hallerde olduğu gibi-düzenlenmiş
bir plana uygun olarak uykuda beyine
aksettirir. Bu faaliyetin neticesi olarak gerekli bilgi,
uyandıktan sonra ya imajlara müterafık rüya veya
imajlardan ari, fakat telepatiler ve haberci hisler
gibi kuvvetli iç duygularla ve bazen açık fikirlerle
mahmul hatıralar halinde bağlı şuurda canlanır.

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Metafizik kavramları bir şeymiş zannettirmenin başlıca yolu, onları ağdalı bir dil ile, çok önemli şeylerden bahsediyormuş izlenimi yaratan zor anlaşılan tamlamalara, acayip sözcüklere boğmaktır. Bu dogmanın vazgeçilmez taktiğidir. Böylece sanki bir şeymiş zannettirilme yoluna gidilir. Gerçekte ise hiç bir şeydir, tümüyle uydurma, yakıştırma ve aldatmacadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

Rüya Üzerine bi dialog;

Mavi Tüy'den alıntı..

 

** **

"Sen hiç yalnızlık çekmez misin Don?"

Ohio'da, Ryerson kasabasında, kafeteryada otururken

aklıma gelmişti bunu sormak.

"Çok şaştım bunu.."

"Şşşt!" dedim.
"Sorumu bitirmedim. Birazcık olsun yalnızlık çekmez misin?"

"Senin.."

"Dur. Bütün bu insanları birkaç dakikalığına görüyoruz. Arada
  sırada kalabalık içinde bir yüz belirir ve orada kalmak ve bir
  merhaba demek, beş on dakika konuşmak ihtiyacını veren
  güzel bir kadın. Ama benimle on dakika uçar veya uçmaz ve
  çeker gider. Ben de ertesi gün Shelbyville'e giderim ve onu
  bir daha hiç görmem. Bu yalnızlıktır işte. Ama ben kendim
  kalıcı değilken, kalıcı dostlar da bulamam herhalde."

Don sessizdi.

"Yoksa bulabilir miyim?"

"Şimdi konuşabilir miyim?"

"Konuşabilirsin sanırım"

Bulunduğumuz kafeteryada hamburgerler, ince yağlı kağıda sarılıydı.

Ve kağıdı açtığınızda da ortalığa susam tanecikleri saçılıyordu;

susamlar pek işe yaramazdı, fakat hanburgerler iyiydi.

Don da ben de bir süreliğine konuşmadan yedik.
Ne söyliyeceğini merak ediyordum.

"Richard, bizler mıknatısız, değil mi? Hayır, mıknatıs değiliz,
  demiriz; bakır teller ile sarılmış demirler. Böylece kendimizi     

  mıknatısa dönüştürmek istediğimiz zaman yapabiliyoruz.    

  İçimizde var olan cereyanı, tellerden  geçirince, kendimize      

  çekmek istediğimiz her şeyi çekeriz. Ayrıca, mıknatıs nasıl      

  çalıştığını da merak etmez. O öyledir ve doğası gereği bazı      

  şeyleri çeker, diğerlerine dokunmaz."

Ağzıma bir patates atıp kaşlarımı çattım:
"Bir şeyi söylemedin ama. Bunu nasıl yapıyorum?"

"Sen bir şey yapmıyorsun. Kozmik yasalar var, unuttun mu?
  Benzer benzeri çeker. Sen olduğun gibi kal, sakin, açık ve    

  parlak. Biz olduğumuz gibi parlarken, her dakika, gerçekten
  yapmak istediğim bu mu? diye sorarken ve kendi kendimize
  'evet' yanıtı verdiğimizde onu yaparken, bu otomatik olarak
  bizden bir şey öğrenemiyecekleri iter ve bizim kendilerinden
  bir şey öğrenebileceklerimizi bize çeker."

"Ama bunun için de epey inanç gerek ve bu arada da epey
  yalnızlık çekersin."

Hamburgerlerin üzerinden garip garip baktı:
"İnanç sahtedir," dedi.
"İnanca gerek yoktur.
 Betim/Tasavvur/Depict gücüne gerek vardır."

Aramızdaki masanın üzerini temizledi. Kızarmış patatesleri,
ketçabı, çatal ve bıçakları ve tuzlukları bir kenara itti. Neler
olacağını, ve gözlerimin önünde nelerin belireceğini merak

etmiştim.

"Bir susam tanesi kadar betim gücün varsa," diyerek,

 örnek bir susam tanesini masanın ortasına çekti:
"Her şeyi yapabilirsin."

Susam tanesine, sonra da yüzüne baktım:
"Siz mesihlerin bir araya gelerek bazı konularda fikirbirliğine
  varmanızı isterdim," dedim.
"Ben, tüm dünya bana karşı iken gerekenin inanç olduğuna  

  inanırdım."

"Hayır. Ben görevde olduğum süreç içinde bunu düzeltmek        

  isterdim ama epey güç bir mücadeleydi. İki bin yıl, beş bin
  yıl önce, Betim/Tasavvur gücü için bir sözcükleri yoktu ve
  pek de ciddi olan taraftarları için bulabildikleri en iyi sözcük
  'inanç' tı. Ayrıca o zaman susam tohumları da yoktu."

Susam tohumları olduğunu çok iyi biliyordum ama bu yalanı
duymazlıktan geldim.

"Bu mıknatıslama işleminde betimlemem mi gerekiyor yani?
  Illionis'in Tarragon Kasabasında çayırlığı dolduran kalabalık
  arasında güzel ve mistik bir kadın belireceğini mi tasavvur   

  edeyim? Bunu yapabilirim. Ama, olacak olan da o kadarda,
  yani benim çizdiğim resmin içinde kalır.."

Don, yüzünde umutsuz bir ifadeyle, o anda Em ve Edna'nın

kafeteryasının teneke kaplı çatısı ve soğuk ışıklarıyla temsil

edildiği göğe baktı:

"Sadece senin senin çizdiğin resimde mi?

 Elbette ki orada olacak!

 Bu dünya, senin zihninde resimlendirdiğin/bilgin kadar betimlediğin

 gibidir, bunu unuttun mu?
 Düşüncen  neredeyse, deneyimin de oradadır;
 bir insan düşündüğü şeydir.
 Korktuğum başıma geldi işte; Düşün ve zengin ol;
 Eğlence ve kâr için yaratıcı tasarımlar;
 Olduğun kişi olarak nasıl arkadaş edinirsin?
 Senin betimlemelerin Olan'ı bir noktaya kadar değiştirmez,
 gerçeği hiç etkileyemez.
 Ama biz Warner Brothers'ın dünyalarından/Depict, MGM'in       

 yaşamlarından/film söz ediyoruz ve onların her bir saniyesi
 yanılsama ve hayaldir/Illusion.
 Biz gözleri açık rüya görenlerin, kendimiz için yarattığımız      

 sembollerle gelen rüyalardır."

Kendi önünden bana doğru bir köprü kurarmış gibi çatalıyla
bıçağını bir sıraya dizdi:

"Rüyalarının ne anlattığını merak ediyorsun, değil mi?
 Uyanık yaşamındaki nesnelere bak. Ve senin için ne anlama    

 geldiklerini sor kendi kendine. Yaşamında ve ne yana dönse    

 uçak bulunan sen!"

"Evet ama Don," dedim.

Biraz ağırdan almasını, ve bunların hepsini bir anda üzerime
yığmamasını isterdim; dakikada bir mil, yeni fikirler için çok
büyük bir hızdı.

"Eğer rüyanda uçak görürsen, bu senin için ne demektir?"

"Özgürlük. Uçak rüyaları kaçıştır, uçuştur, kendimi özgürlüğe
 bırakmaktır."

"Sana ne kadar açık konuşmamı istersin? Uyanıkken görülen
  rüyalar da aynı şeydir; Seni bağlayan her bir şeyden, sıkıcı
  sevmediğin işlerden, otorite ve baskıdan, can sıkıntısından      

  ve yerçekiminden kurtulmak iraden. Senin fark etmediğin       

  tek şey, 'zaten özgür olduğun ve hep özgür olduğun' dur.
  Bu şeylerden yarım susam tanesi kadar olsaydı sende..
  Sen zaten senin sihirbaz/illusionist yaşamının mutlak    

  efendisisin..

  Sadece tasarım gücü, ha?

  Sen ne diyorsun?"

Garson kadın bir yandan tabakları kurularken arada sırada
da garip garip Don'a bakıyor, adamın kim olduğunu merak ediyordu.

"Demek sen hiç yalnızlık çekmezsin, Don?" dedim.

"Eğer yalnızlığı istemiyorsam. Zaman zaman çevremde olan
 başka boyutlardan arkadaşlarım vardır. Tıpkı senin gibi."

"Hayır, ben bu boyutta, bu tasarım dünyasında diyorum.
  Bana ne demek istediğini göster, bana mıknatısın küçük bir
  mucizesini göster.. Bunu öğrenmek istiyorum"

"Sen bana göster," dedi.
"Yaşamına bir şey sokmak için onun zaten orada olduğunu  

 betimle."

"Ne gibi? O güzel kadın gibi mi?"

"Ne olursa. O kadın değil. Önceleri küçük bir şey."

"Şimdi mi deneyeyim bunu?"

"Evet."

"Pekâlâ.. Mavi bir tüy."

Boş bakışlarla baktı yüzüme.
"Richard? Mavi bir tüy mü?"

"Kadın gibi olmasın dedin, küçük herhangi bir şey dedin."

Omuzlarını silkti:
"Pekâlâ. Mavi bir tüy. Tüyü betimle şimdi. Her çizgisini,
 kenarını, ucunu, koparıldığı yerdeki V biçimindeki yarığı,
 sapın çevresindeki incecik tüyleri güzelce resimle.

 Sonra da bırak gitsin."

Bir an gözlerimi kapattım ve zihnimde on beş santim
boyunda, kenarlarında gümüşî bir rengi alan mavi bir tüy
düşündüm. Karanlıkta ağır ağır uçan bir mavi tüy.

"İstersen çevresini altın bir ışıkla sar. O iyileştirici bir
 etkiyi gerçekleştirmeye yarar ama bu mıknatıs işinde de
 yararlıdır."

Tüyümü altın sarısı bir pırıltıyla kuşattım.

"Tamam."

"Oldu. Şimdi gözlerini açabilirsin"

Gözlerimi açtım.

"Tüyüm nerede?"

"Eğer onu zihninde betimlerken açık ve seçik görmüşsen,
 şu  anda koskoca bir Mack gibi üzerine geliyordur."

"Tüyüm mü? Mack gibi mi?"

"Mecazî olarak, Richard.."

**

Bütün gün bir tüyün ortaya çıkmasını bekledim ama çıkmadı.
Akşam üzeri sıcak hindili bir sandviç yerken onu gördüm.
Bir süt kutusu üzerinde küçük bir resimdi:

Scott Mandrası için Mavi Tüy Çiftliği tarafından paketlenmiştir.

Bryan, Ohio.

"Don, tüyüm!"

Baktı, omuzlarını silkti:
"Ben senin gerçek bir tüy istediğini sanmıştım."

"Başlangıç olarak her tüy olur, değil mi?"

"O tüyü betimlerken, öyle tek başına mı çizdin,

  yoksa elinde mi tutuyordun?"

"Tek başına."

"Eh, işte bu da durumu açıklıyor.

 Eğer mıknatısladığın şeyle beraber olmak istiyorsan

 kendini de resmin içine koymalısın.
 Özür dilerim, onu söylemeyi unutmuşum."

Garip, ürkütücü bir duygu.

Olmuştu!
İlk nesnemi bilinçli olarak mıknatıslamıştım!

"Bugün bir tüy, yarın bütün dünya!" dedim.

"Dikkatli ol, Richard, yoksa pişman olursun.."

**

Yaşamının her olayı ve
bütün insanları
sen onları oraya çektiğin için
oradadırlar.
               Onlarla ne yapacağın
                sana kalmış bir şeydir.

Richard Bach

 

bach_mavituy.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

Rüya Üzerine bi dialog;

Inception filminden..

 

-Beni öldürmeye mi geldin?
  Bunun ne olduğunu biliyorum.
  Uzun yıllar önce bunlardan bir tane görmüştüm.
  Yarı hatırladığım bir rüyada tanıştığım bir adama   
  aitti.
  Bazı radikal fikirleri saplantı haline getirmiş bir  

  adamdı.

-En dirençli parazit hangisidir?
  Bakteri mi, virüs mü?

-Bağırsak solucanı mı?

-Bay Cobb'un söylemeye çalıştığı şey "Fikir!"
  Fikir dirençlidir ve çok çabuk yayılır.
  Fikir beyine bir kez yerleşti mi yerinden sökmek
  neredeyse imkânsızdır.
  İyice şekillenmiş ve kavranmış bir fikir burada
  bir yere saplanıp kalır.

-Senin gibi biri çalsın diye mi?
  Evet, rüya halindeyken bilinciniz korunmasız kalır,
  bu da düşüncelerinizi tehditlere karşı savunmasız   
  kılar.

-Buna fikir çalma denir.

-Bay Saito, bilinçaltınızı en yetenekli hırsıza karşı
  bile kendini koruyacak şekilde eğitebiliriz.

-Bu nasıl olabilir ki?

-Çünkü en yetenekli hırsız benim.
  Sırlarınızı bulmak için zihninizde nereyi araştırmam
  gerektiğini biliyorum.
  Hileleri biliyorum.
  Size uyuduğunuzda bile savunmanızın asla   
  çökmemesini öğretebilirim..
  Ama yardımımı istiyorsanız bana karşı tamamen   
  açık olmalısınız.
  Aklınızdan geçenleri eşinizden, terapistinizden ve
  herkesten iyi bilmeliyim.
  Rüyada olsak ve sırlarla dolu bir kasanız olsa,
  o kasada neler olduğunu bilmeliyim.
  İşlerin sorunsuz yürümesi için, zihninize tamamen    
  girmeme izin vermelisiniz.


** ** **

-Beynimizin gerçek kapasitesinin çok az bir kısmını     
 kullandığımız söylenir. Uyanıkken böyledir.
 Uykudayken zihnimizin yapamayacağı bir şey yok
 gibidir.

-Ne gibi?

-Bir bina tasarladığını düşün.
  Her cephesini düşünerek oluşturursun ama bazen
  sanki kendiliğinden oluşmuş gibi hissedersin.
  Ne demek istediğimi anlıyor musun?

-Evet. Sanki keşfediyormuşum gibi olur.

-İçine doğmuş gibi değil mi?
  Rüyadayken zihnimiz sürekli bunu yapar.
  Yarattığımız dünyayı eş zamanlı olarak algılarız.
  Zihnimiz bunu öyle iyi yapar ki farkına bile   
  varmayız.
  Bu da o sürecin ortasına girmemize şans tanıyor.

-Nasıl?

-Yaratıcılık kısmını devralarak ve işte burada sana
  ihtiyacım var. Hayal dünyasını yaratacaksın.
  Özneyi o rüyaya sokacağız ve bilinçaltı o dünyayı     
  kaplayacak.

-Gerçek olduğunu düşünmelerini sağlayacak kadar
  detayı nasıl yaratacağım?

-Rüyadayken gördüklerimiz bize gerçek gibi gelir
  değil mi? Ancak uyandığımızda bir tuhaflık olduğunu
  fark ederiz. Bir şey daha sorayım:
  Rüyanın başlangıcını hiç hatırlamazsın değil mi?
  Olup bitenin ortasında  bulursun kendini.

-Sanırım evet.

-Peki buraya nasıl geldik?

-Şeyden geldik!?

-Düşün Ariadne, buraya nasıl geldin?
  Şu an neredesin?

-Rüyada mıyız?

-Şu an eğitim programında, uykudasın.
  Bu rüya paylaşımı konusunda ilk dersin.

-Rüyadaysak niye yüzünü kapatıyorsun?

-Çünkü sadece bir rüya değil.
  Yüzüne cam yağarsa çok acır.
  Gerçek gibi hissedersin.
  Bu yüzden ordu, eğitim programında rüya   
  paylaşımını uyguluyor.
  Askerler birbirini vurup, bıçaklayıp, boğduktan     
  sonra uyanıyor.

**

-Mimara neden ihtiyacınız var?

-Birinin rüyayı tasarlamasıgerekiyor değil mi?
  Beş dakika daha deneyelim.

-Beş dakika mı?
  Ama en az bir saat konuştuk.

-Rüyada beyin fonksiyonlarımız daha hızlı çalışır,
  bu yüzden zaman daha yavaş akıyor gibi gelir.
  Gerçek dünyada 5 dakika, rüyada 1 saate denk gelir.
  Bakalım 5 dakikada neler yapabileceksin.
  Bunlar temel tasarım. Kitapçı, kafe, hemen hemen   
  her şey var.

-İnsanlar kim?

-Bilinçaltımın yansımaları.

-Senin bilinçaltın mı?

-Evet. Rüyama girip bu dünyayı yarattın.
  Özne benim, insanları benim zihnim yerleştiriyor.
  Bilinçaltımla konuşabilirsin. Öznenin zihninden bilgi
  çekmenin bir yolu bu.

-Başka nasıl yapıyorsunuz?

-Zihnin otomatikman, korumak istediği bilgiyi   
 koyacağı kasa ya da hapis gibi güvenli bir yer
 yaratıyoruz.
 Anladın mı?

-Sonra kasayı kırıp bilgiyi çalıyorsunuz!

**
 
-Rüyaların görsel olduğunu düşünürdüm ama aslında
 daha çok hissetmekle ilgili.
 Fizik kurallarıyla oynarsak neler olur merak   
 ediyorum.

-Esaslı oldu değil mi?

-Evet.

-Neden bana bakıyorlar?

-Çünkü bilinçaltım bu dünyayı başkasının yarattığını    
  hissediyor. Sen çevreyi değiştirdikçe yansımalar
  üzerine gelmeye başlar.

-Üzerime gelmeye mi?

-Rüya sahibinin doğasındaki farkı hissediyorlar.
 Akyuvarların enfeksiyona saldırması gibi bir şey.

-Bize saldırırlar mı?

-Hayır. Sadece sana.

**

-Harika, ama etrafı değiştirmeye evam edersen ne     
 olacağını söyledim.
 Tanrım!  
 Bilinçaltına sakin olmasını söyler misin?

-Bilinçaltımı kontrol edemem unuttun mu?

-Çok etkileyici..

**

-Bu köprüyü biliyorum.
 Burası gerçek bir yer değil mi?

-Evet her gün okula bu yoldan gidiyorum.

-Asla hafızanda olan yerleri yaratma.
  Daima yeni şeyler hayal et!

-Bildiğin yerleri tasarlaman gerekmez mi?

-Sadece detayları kullan.
  Sokak lambalarını, telefon kulübelerini
  ama asla tüm çevreyi değil.

-Neden?

-Çünkü anılarından oluşan bir rüya inşa etmek, hayal
  ve gerçek arasındaki farkı ayırma yetini kaybettirir!

Inception

 

..

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

mağara yâranı,
mekânlarının duvarlarına yansıtılmış pembe diziler,
tatlı hayaller ve geçmişin hoş hülyaları ile avutulup,
uyutuluyorlardı.

bellek ile aralarına giren bilinç,
güneş ışınlarının suda oluşan kırılmaları sonucu
renklenmesi ile sevgi hissini uyandırıyor
ve fakat dolaylı olarak
farklı bir rüya'ya/farklı bir gerçekliğe/uyku'ya
kapı açıyordu.

ve bu uyku-düzen onların yaşam biçimi idi..

**

sen onları uyanık sanırsın.
oysa onlar derin bir uykudadırlar/uyuşmuş bir haldedirler.
biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk.
köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu.
eğer onların durumunu kavramış olsaydın;
geri dönüp yanlarından kaçardın,
gördüklerinden dolayı içini nefret ve korku kaplardı.

KUR'AN
KEHF: 18/18


19 Haziran 2012 - 08:14
ERİŞİLMEZ İKON'UN SAHİFESİ

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

 

Ya, sizin yaşam olarak adlandırdığınız süreç,

bir yanılsama, bir rüya, bir ipnotik durum ise?

Ve siz bu yargıyı yadlayarak;

Gördüklerinizi dürüst yorumlayamadığınızdan

ötürü, sürekli problemler ile karşılaşıyor ve

çözemiyor iseniz..

Sürekli ve türlü biçimlerde ızdırap çekiyorsanız..

Çözüm için başvurduğunuz kaynakların çözüm

önerileri, sizi bu döngüden çıkaramıyorsa..

 

Şu ana kadar söylediklerim, sizi "evet işte öyle!"

kabulüne götürüyorsa..

Önerim:

Size, bugüne kadar hep aykırı gelmiş "önermeyi"

kabul edin..

 

Kim bilebilir?

 

**

  İpnotik: Hypnotize

-Uyutmak/Büyülemek/Cezb etmek.

-Yanılsama: Illusion

-Aldatıcı Görünüş.

-Hayal.

-Göz Aldanması.

 

 Rüya: Dream

-Düş.

-Hayal/Hayal Kurmak.

-İdeal/Emel/Hedef/Gaye/Amaç

-Kuruntu

-Nefis.

-Uyku halinde alınan vizyonlar:

-Hayal gibi görmek/Görme.

-Başıboş-Avare imgelem.

-Heves, Merak, Kanı, Kapris.

-Simularcum: Simulation: Simulate.

-Sahte Gösteriler/Gösterme.

-Taklid.

-Benzer Şartların oluşturulması.

-Yalandan Yapmak.

-Gibi Göstermek.

-Benzerini Yapmak.

 

Image:

Görüntü/Şekil/Kopya.

Benzer/Benzetme.

Simge.

Heykel.

Resim.

Put.

Holographic: Holo-Graphic.

-Sinir iletilerinin beynin bütünü tarafından

 algılandığı kuramı.

-Deşifre edilmesi gereken işaretler/Simgeler.

 

-Hollow:

İçi boş, oyuk.

Çukur, derin, çökük.

Yankı yapan, boşluktan gelen (ses);

Yalan, sahte, aldatıcı, riyakâr

-Completely:
  Bütünü ile sahte.

-Concealing:

 Gizlenmiş/Gizli Tutulmuş/Örtülü/Saklı.

 

-Graphic, ical:

-Resimler, yazılar.

-Tam tasvir olunmuş ve canlı.

-Canlı Şekiller/Resimler.

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

 

EPIPHANEIA: GÖRÜNÜŞ/ORTAYA ÇIKMA

Eski Yunan'da tanrıların yüceliklerini ölümlülere göstermeleri.
Kişi ya da durumla ilgili önemli bir gerçeğin birdenbire ortaya
çıkışı.

Homeros'a göre düzenli ortaya çıkan, insanlara yardım eden
onlarla savaşan ya da sevişen tanrılar.

Herodot'a göre hastalara, acı çekenlere çoğu zaman düşte
ve bazen uyanık halde de görünür hale gelen Asklepios gibi
iyileştirici epifanyalardan bahseder.

EPİFENOMENALİZM:

Zihinsel ya da ruhsal olayların mekanik beyin süreçlerinin yan
ürünü olduğunu ileri süren felsefe kuramı.

Kurama göre, beyin süreçlerinin zorunlu sonucu olan olayların
kendi başına hiçbir nedensellik etkisi yoktur. Belirli bir düşünce
beynin özgül bir durumunun ürünüdür, bütünsel sürecin doğal
bir parçasıdır; ama hiçbir biçimde beyni, bütünsel süreci ya da
başka herhangi bir şeyi etkilemez.

Bu kuram, zihnin gerçek bir tinsellik taşıdığını ve dolayısıyla da
tinsel bir ruhun varlığını yadsır.


EPIPHENOMENON:

Sonuç yaratmada başlı başına etkisi olmayan, başka olayların
yanında yer alan ikincil olay.
Yan tesir / Gölge olay

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

Uyku süreci ve Rüya;
Kişiye özel Telâfi ve Tatmin edici;
"routine timetable loading" sistemi:

Kişinin gün içinde yaptığı işlerin (maddî ve manevî)
sorgulanması ve bu sorgulanma sonucu elde edilen

bilgilere göre, ertesi gün yaşayacağı olay programının
yüklenmesi olarak anlaşılabilir.

Bu sorgulama ve göreli yükleme işlemi esnasında
"Teknik Yardım" sürekli devrededir.

Kişi, gün içinde ve gün-sonu uyku ve rüya süresince
bahsini ettiğim "Teknik Yardım" ile mücehhezdir ya'ni
donatılmıştır/Shipshape/Equipped.

Sistem ile iletişimin sağlıklı olabilmesi için,
"Genlik Alanı'nın etkileri" ni kontrol etmek/yönetmek
görevi Husband'ın ya da "Efendi'nin Işığı"nın
sorumluluğundadır.

Sistemin Cehennemi/Genliği ise bi depresyon/endişe
ve ye's denizidir.
Ve insanlar/kavm bu ortamda yaşam sürdürürler.
Ve Teknik Yardımları da;
Temsilci'nin belirlediği deneyim/imtihan puanları  
oranında mülkiyet kiralanması ile alır.

Ya'ni bahsi geçen Genlik Denizi'nde belirli bi Frekans
Boyutu üzerinden iletişim sağlanması/subjective igo
ile bağlantı "Frekansı" yakalanması an'ıdır ve böylece
"Genlik" kontrol altına alınmış olacaktır.

tamamen kişisel yorum.

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

ŞEN/ŞAN:

-Her an yeni bir dünya yaratmak:

 

Yaratı/Tasavvur, ortam kapsamındaki diğer

değişkenlerin müşterek rüyalarının kabulüne

dayanıyorsa, daha doğrusu simbiyozların hep

birlikte oluşturdukları ve gri harelenme örüntüsü

altında yapılan okumalar ile yaratılıyorsa, bu

rüya kişiye zarar verecek bir ortamı ifade eder.

 

Photon ve Phonon magnetik etki alanı içerisinde

ya da harelenme örüntüsü kapsamında, çekirdek

ve negatif elektron hareketleri; iyonlaşım.

 

Bu bahsini ettiğimiz saha, bir müşterek ekim

alanı ya da plantasyon alanı ise, iyonlaşma

sonucunda orataya çıkacak vizyon; gerçeklik,

Rü'yet olarak/Rüya olarak anlaşılmalıdır.

 

tamamen kişisel yorum..

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

 

"era fîl menam" olarak rüya;

Öncelikle bu seviye rüyaların görülmesine;
ortaya çıkmasına neden olan husus doğru
anlaşılmalıdır:

Kişinin bugününe önceden getirdiği yerleşik
bilgileri; dünden bugüne intikâl eden ananevî
ve kişisel kabullerden doğan eksik bilgileri
ve bu sabit durumunu değiştirmeye inat ile
ve kibir göstererek yanaşmaması sonucunda
görülen rüyalardır..

Traditionalist Community/Gelenekçi Toplum
ortak-yaşarlarına verilmek istenen mesajlar,
bilinmeyen'den, rüyaya benzer/dreamlike
halde; illusion/delusion olarak ve vizyonlar/
tablolar biçiminde zihinde oluşur/ortaya çıkar.

Bu tür rüyalar; kaba, kalitesi düşük sanrılar
olarak anlaşılmalıdır ve sadece bir itham ve
ikaz olarak kabul edilmelidir.

Bahsini ettiğim durum kişide devam ettiği
sürece, ara ara bu nevi rüyalar görülmeye
-şekil ve konu değişimleri göstererek-

devam eder..

Zamanla karabasan'lara dönüşebilir.

Anlaşılan şudur:
"Menam" türü rüyalar, en alt tabaka insanlık
 için değil, orta seviye yanî belli bir bilgiyi
 almış- örn: üniversite okumuş, doktora yapmış,
 herhangi bir konu üzerinde ihtisas sahibi olan-
 kişiler için bir lütuf, bir ihsan olarak durumlarını
 düzeltmelerine yardımcı olmak üzere, beyinde
 kullanımlarına açılmış bir üst-programdır..

Eğer bilinen bir örnek vermek gerekirse;
Tevrat ve Kur'an da bahsi geçen,

"İbrahim ve kurban etmek istediği oğlu"

imajinatif kurgusu gösterilebilinir.

Burada, İbrahim gördüğü rüyayı doğru olarak
çözümleyememiş/te'vil edememiş ve fakat
bir yardım olarak koç gönderilerek hatası
giderilmiştir. Eğer İbrahim bu ikaz ya da itham
rüyayı aynen uygulasa idi oğlunu kurban eder
ancak hiç bir kabul gören eylem olmazdı..

tamamen kişisel bi yorum olup,
tartışmaya açıktır..

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

Rüyada uyanmak namı diğer Lücid

Rüyada uyanmak, yani lücid rüya görmek herkesin yapmak istediği birşey.

Hani bazı şeyler açıktan bazı şeyler gizliden karalanır ya toplumda,

lücidin üzerinde böyle bi gölge yok, uyan uyanabildiğin kadar!
Benim merak ettiğim bu hayattan ne farkı kalıyor o rüyanın?

  •  

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü yıllardır rüyalarında uyanabilen biriyim.

    uyanmakla kalmayıp, rüyanın içindeki kişilere, benim rüyamda olduklarını

    söylerim ve rüya mekanının dışında gezinebileceğim, yapabileceğim

    şeyleri araştırırım. bikaç gün önce birdenbire, uyanık rüyaya dair oluveren

    şeylere dünya gerçekliğimizle kıyaslamayı düşündüm:) şu yukarda yazdığım

    cümlelerde bile, rüya kelimesinin yerine dünya yada yaşamım kelimelerini

    koyduğunuzda ortaya çok çarpıcı bir durum çıkıyor. dünyanın olağan gerçekliğinde,

    yani dünya uykusunda uyanabiliriz, dünyada olduğumuzun farkına varabiliriz,

    çevremizdeki insanlara ben dünya rüyasındayım, sen de benin dünya rüyamın

    içindesin diyebiliriz, dünya rüyasının sahnelerini değiştirebilir, mevcut durumlarımızın

    arkasındaki şeyleri görebiliriz..çok heyecan verici öyle dimi?smile.png

     

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Biz tanrının düşünceleriyiz ,tasarımlarıyız ya . i

    ki aynayı karşı karşıya koyarsanız sonsuza uzayan görüntüler sunar ya ,

    Rüyalarda öyle . Rüyanın Rüyası rüyanın rüyası şeklinde uzar.

    Yada uyanmanın uyanması şeklinde . Rüyayı gören kim ?

    Aslında rüyayı gören tek . Bakanda tek .

    Şuursuz bir görme içinde mi olmalıyız yoksa görenin/bakanın gözlerinde ki idrak

    mi olmalıyız esas soru bu . O anda bizim vasıtamızla biliniyor demektir.

    Yine burda aklıma Gülşeni Raz geliyor .

    ” Orda Benimle görür ve benimle işitir ‘der .

     

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü ben de hep dünya bir uyku halidir, uyanmak lazım

    der dururdum ama ilk kez gerçek bir farkındalıkla, rüyalarda uyanabilmek/rüyada

    olduğunu bilmekle, dünyada uykuda olmak ve burada da uyanabilmek arasında

    tam ve içsel bir bağ kurabildiğimi düşünüyorum. kavrayışlarımız ve aymalarımız,

    zihinsel olanın ötesine pek sıklıkla geçemiyor ve ne yazık ki, zihinsel olanları

    gerçek bir algı durumu zannetme yanılgısına çok fazla düşüyor-um-uz..

     

    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü Anda gören biz isek kendine bizden dolayı baktığı için

    ona uyanma diyoruz . Bizimde gördüğümüz aslında o . Göz göze gelmek anının

    yakalanması gibi .

    Bir idrak anı yakalıyoruz veya tekrar dünyanın Mayası içinde kayboluyoruz .

    ( Teşbihte hata olmaz icon_smile.gif küçük anlayış dalgaları ,sonra tekrar okyanusa karışıyor .

    Asılı kalmasına imkan yok . Herşey durmadan deviniyor .

     
    YENİ’den DOĞAnlar Kulubü ‎”küçük anlayış dalgaları ,sonra tekrar okyanusa karışıyor .
    Asılı kalmasına imkan yok . Herşey durmadan deviniyor .” şahane icon_smile.gif

           Sibel Atasoy

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

 

Âlem-i Misâl:

-Rüyâda görülen âlem.
-Dünyada mevcud bulunan bütün eşya ve zuhura gelen
 bütün ef'âlin aynısı ile müretteb ve mütekevvin olan bir
 tarzı veya âlem-i ruhâninin bir nev'i.

 

"Gördüm ki: Âlem-i misâl, nihâyetsiz fotoğraflar ve her bir

  fotoğraf, hadsiz hâdisât-ı dünyeviyeyi aynı zamanda hiç

  karıştırmadan alıyor.

 

 Binler dünya kadar büyük ve geniş bir sinema-i uhreviyye
 ve fâniyatın fâni ve zâil hallerini ve vaziyetlerini ve geçici

 hayatlarının meyvelerini sermedi temâşâgâhlarda ve

 Cennette Saadet-i ebediyye ashâblarına dünya macerâlarını 

 ve eski hâtıralarını levhaları ile gözlerine göstermek için pek

 büyük bir fotoğraf makinesi olarak bildim. S.) "

 

Not:

karışık/karışan rüyalar:

"adgâsü ahlâm"  olarak rüya..

Confused Dreams

 

..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Inception" daki diyaloglara filmi izlediğim gün hayran kalmıştım. Kusursuz kurgulanmış ve düzenlenmiş, bilimsele çok yakın diyaloglar. Tabii sonuçta bu bir bilim kurgu. Bilim ile bilim kurgu daima ayırt edilmeli.

 

Ama örneğin "Gravity" bir bilim filmi. Bilim kurgu değil. Orada en küçük bir bilim kurgu ögesini kabul edemezdik ve yok. Tamamen yörüngede en kötü ne olabilir kurgusuna göre yazılmış bir senaryo, enfes görsel efektlerle sunulmuş. İzleyenler "film bizi uzaya götürdü, nefes darlığı geçirdik" dediler. Astımı olanlara filmi tavsiye etmiyorum. 

 

Uzun süredir böyle bir filme hasrettim. "Gravity" yapımcılarına teşekkür ediyorum. Uzayı bize yaşattıkları için... Mükemmeldi. 

 

Inception dışında rüya ile ilgili dogmatik anlatımların hiç birine önem vermiyorum. Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı. Nursi'de de nur olsa böyle karanlık faşizme boğulmaz, aydınlanırdık!

 

Boşuna dememiş müşrikler: "Eskilerin masalları"! Bu müşrikler var ya, çok aydın insanlarmış. Ama her doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğu gibi onlar da iktidardan uzaklaştırılmışlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..

 

"adgâsü ahlâm"  olarak rüya:

Alt-tabaka ortak-yaşarlar için kurgulanmış
rüyalardır.
Bu nev'i rüyalar, gören tarafından, rüya olduğu
anlaşılamadan seyredilen türden rüyalardır.
Umumiyyetle gören, rüyada olduğunun farkında
bile değildir.
Yaşamı ve rüyası biri birine karışmış haldedir ki
bu nedenle;
"karmaşık ya da karışmış/tedahül rüya"
olarak adlandırılmıştır.

Confused Dreams: Karmaşık Rüyalar:
Bilinç ekranında tedavül eden yaygın ve genel
kuşakta izlenen ve temeli kösnül show'lar/
look up table or display/paintings.

Kişi, display: ekrandaki görüntüleri, teşhir edilen

gösterileri, panaromik manzaraları ve guise:
kılıflı/giysili/müşahhas yani somut bahaneleri;
kanlı-canlı-renkli belirleyicileri; karakterleri
hayretle, şaşkın ve ağzı açık seyreder.

Bu tür rüyaların temelinde; gören kişinin aleyhine
olacak konuların seçimi ve suçluluk psikolojisi
oluşturarak acı çekmesi prensibi vardır.


Not:
Kösnül:
-Sensual/Lustful/Erotic/Libidinous:
-Duyusal; Hissî; Bedensel; Nefsî; Tensel; Şehevı;
-Müstehcen; Libertine; Hovarda; Çapkın; Sıcak.
-Güneş temel kabulüne dayanan.

Sinemalarda Şeytan adı ile oynayan ve fakat
orijinal adı "Devil" olan film bu tür rüyalara bir
örnek olarak kabul edilebilir.

Devil kelimesi ile Tedavül kelimesi arasındaki
yakınlık dikkat çekici!

 

..
 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Düş de gör, anlarsın beni,

Düşde gör, anlarsın belki.

 

Düş de düş, düş içinde düş,

Tekrar kalk, tekrar düş.

 

Düşmem düşte ben, uçarım,

Dağlar ovalar aşarım.

 

Anlarım ki bu bir düş,

Düşerim, uçamam artık.

 

Düştüğünü düşde gör,

Düş de gör düşmek nedir.

 

Uçamamak, kırık kanat,

Çaresizlik, güçsüzlük.

 

Özgürlüktür düş,

Özgürlüğe düş. 

 

Özgürlüğün tam içine,

Köle ol özgürlüğe,

 

Özgürlüğü düşde gör,

Düşmeyi düş de gör,

Düşmeyi düşde gör...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.