Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İmam-ı Rabbani'nin Mektubatındaki bazı uçuk mektuplar


mavikaradeniz

Önerilen İletiler

MEVZUU :

 

a) Yüce Allah'ın Zahir ismi ile münasebeti olan hallerin beyanı..

 

B) Tevhid babında has kısmın zuhuru beyanı..

 

c) Arşın üstündeki derecelere yükselmenin beyanı..

 

d) Cennet derecelerinin aşikâr olması..

 

e) Özellikle bazı velilere ait mertebelerin meydana çıkması..

 

f) Molla Kasım Ali'nin hali ve diğer müridler..

 

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu, şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır, İmam-ı RABBANİ Hz. nin şeyhi olan bu zatın künyesi şöyledir: Kâmil şeyh, velayet derecelerine vâsıl, nihayeti bidayetine dere eden bu tarikatta yol gösteren Yüce Hakkın hoşnut olduğu bu İslâm Dini uğruna güç sarfeden şeyhimiz İmamımız Muhammed Baki Billah Nakşibendî Ahrarî..

 

Yüce Allah, onun pek mukaddes sırrının kudsiyetini artırsın. Temennilerinin de üstündeki nimetlere erdirsin..

 

***

 

Bu bir arzuhaldir.. Yani; Mektup.. Kulların en küçüğü Ahmed'den, hal anlatılan makamın yüce katına.. Mübarek emir icabı, kendisinden alınan cesaretle çeşitli halleri anlatılmaktadır.

 

Şöyleki: Bu tarikat edeplerine dair işlere devamım sırasında, Yüce Allah'ın ZÂHİR ismine bir zuhur yeri olma şerefine erdim; hem de tam manası ile, her şeyden ayrı bir manada.. O kadar ki: Bütün eşyada, tek tek bu tecelliyi gördüm, özellikle kadınların kisvesinde.. Hatta ayrı ayrı her yanlarında.. Bu kadınlar zümresine o kadar ram oldum ki: Anlatamam. Bu ram olma işinde çaresiz bir duruma düştüm.

 

Bu, öyle bir zuhurdur ki, yalnız bu mahalde olmuştur; bir başka mahalde zuhura geldiği olmamıştır. Ne letaif hususiyetleri (insan duygularının özellikleri) arasında, ne acaip muhassenatı (şaşırtıcı işlerin güzellikleri) meyanında gördüm. Zuhur yerlerinin hiç birinde, asla böyle zuhur olmamıştır.

 

Hâsılı: Su gibi eridim; bu kadınların elinde eriyip aktım. Anlattığım manada bir tecelli her yemekte ve içmekte, her giyim işinde başka başka oluyordu. Lezzetli mükellef bir yemek sofrasında (veya yenen şeyin kendisinde) bulduğum lezzeti, başkasında bulamadım. Bu değişiklikler, tatlı su ile tuzlu beyninde oluyordu: belki de her şeyde.. Her şeyin tadı, başkalarından ayrı olarak, kendi değişik derecelerine göre kemal hususiyetleri arasındaydı. O kadar ki: Bu tecellilerin özelliklerini yazı ile anlatmak mümkün değildir.

 

 

341. MEKTUP

 

MEVZUU: Hazret-i Adem'in çamuru ve onun yoğurulmasında meleklerin hizmet dahli ve bunun dışında bazı suallere cevap mahiyetindedir.

 

NOT: İmam-ı Rabbani Hz.leri bu mektubu, Mevlâna Muhammed Sadık Keşmiri'ye yazmıştır.

 

Allah'a hamd olsun. Şalât ve selâm Allah'ın Resulüne. Sizlere dahi dualarımı bildiririm.

 

Mübarek mektubunuz ulaştı. Güzel, makbul hallerinizi de mutazammın olduğundan, ferahı mucib oldu.

 

O mektupta şöyle yazmışsın:

 

-Dirayette muamele o dereceye ulaştı ki; sıfatları zata hamletmeye güç yetiremiyorum. Ancak bu iş, zorla oluyor. Sübhan Hakkı dahi, her şeyin ötesinde görmekteyim.

 

Bunun için derim ki:

 

-Bu hamlin, tekellüfle (zorla) olmasının kalmamasına çalışmak gerek. Ta ki, iş, sırf hayrete müncer ola...

 

Ayrıca, Reşahat'ta anlatılan, Bayezid-i Bistami'nin şu cümlesinden soruyorsun:

 

-Sübhan Hak, Adem'in çamurunu ezelde yoğurduğu zaman, o çamura su kattım.

 

Ve bunun tevilini soruyorsun. Bilesin ki,

 

Melâike-i kiramın, Adem (as) peygamberin çamuru hizmetinde dahli vardır. Aynı şekilde, caiz olur ki, anlatılan ruhun dahi bu hizmette dahliola ve su atılma hizmeti ona bırakıla.

 

 

445. MEKTUP

 

MEVZUU: Şeyh Şerafeddin Yahya Müniri tarafından söylenen şu cümlenin tahkiki:

 

-Salik kâfir olmadıkça, kardeşinin başını kesmedikçe, anası ile tezevvüc etmedikçe Müslüman olamaz.

 

Burada anlatılan o küfürdür ki, Hüseyin b. Mansur Hallaç ondan şöyle haber vermiş, onda olmuş ve onun üzerine ölmüştür: Küfrettim Allah'ın dinine ki, küfür vaciptir; Bence, amma katında Müslümanların kabihtir...

 

 

-ENEL-HAK... (Hak ben...)

 

-Cübbemin içinde Allah'tan başka yoktur...

 

-Sübhanım, şanım ne kadar büyük...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 yıl sonra...

selam,

 

393.mektubu öneririm!

 

Siz ki muhammed bilirsiniz bize göre Allah'tir. Siz ki Allah olarak bilirsiniz bize göre muhammed'dir.

 

yaziyor.

 

bunlar sapik degilde nedir?

 

bunlarin islam ile ne uzaktan ne yakindan bir alakasi yoktur.

bunlar tarikatalarin vahdetul vucud inancinin meyveleridir.

 

anlayana.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...
  • 6 ay sonra...

muhammed ile allah eşit ve özdeştirler. biri yoksa diğeri de yoktur. bu nedenle 393.mektup yadırganmamalı.

1as1.jpg

dünyadaki en yalan ve en işlevsiz din, islam dinidir. kadınları adli şahitlikte yarım insan kabul eden islam, sözkonusu tanrı ile konuşma olduğunda ortada şahit olan hiçkimsenin olmaması şaşılası iştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak çağın hastalığı. Okuma özürlü olmak en utanılacak meziyetsizlik olsa gerek. Mektubatın eleştirilecek çok yönü var ancak filin kuyruğundan tutup tanımlayan kör gibi bilgisizce konuya girip komik olmuşsunuz. Okuyunca anlayabileceğinizi düşünmüyorum ancak yanınızda birkaç sözlük bulundurup biraz zaman harcar iseniz 393. mektupta ne yazdığını anlar ve kedinize gülersiniz. Buyurun okuyun ;

393. MEKTUP

 

MEVZUU: Aynü'l-kuzat'ın Temhidat aldı eserinde söylediği:

"O ki, siz İlâh olarak bilirsiniz, bize göre Muhammed (sav) olmaktadır. O

ki, siz Muhammed (sav) olarak bilirsiniz, bize göre yüce Sultan İlâh'tır"

cümlesinin açıklanması.

NOT: İmam-ı Rabbani Hz.leri bu mektubu, Şeyh Hamid Nehari'ye yazmıştır.

***

Allah'a hamd olsun. Selâm olsun, onun seçmiş olduğu kullarına.

Tam mahabbetten, ihlâstan bol meveddetten, hususiyetten gelen mübarek mektup ulaştı. Çokça da ferah getirdi. Allahu Teala, bu devlette istikamet müyesser eylesin.

Bu taifeye mahabbet besleyen her taife:

"İnsan sevdiği ile beraberdir" hadis-i Nebevi hükmüne göre nasibini alır Resulullah (sav) Efendimize ve âline salât ü selâm olsun...

***

AYNÜ'L-KUZAT'ın TEMHİDAT'ında geçen, şu ibareden sormuşsun:

"O ki, ilâh olarak bilirsiniz, bize göre Muhammed (sav) olmaktadır. O ki, Muharrîmed (sav) olarak bilirsiniz, bize göre yüce Sultan İlâh'tır.

Ey mahdum,

Bu misillu ibareler, tevhidden haber verip sekrin galebesi hallinde meşayihten sudur etmektedir. O sekrin galebesi dahi, cem mertebesi olup ondan:

-Tarikat küfrü... diye anlatılır.

Zira, ikiliğin ve imtiyaz onların nazarında kalkmış olduğundan, mümkini Vacib Taala'nın aynı olarak bulmaktadırlar. Hatta, mümkini asla bulamazlar. Şühudlarında, Vacib Taala'nın gayrı kalmaz.

Bu takdirde, üstte anlatılan ibarenin manası şöyledir:

-Aliahu Taala ile Muhammed (sav) arasında sizce hasıl olan imtiyaz, bize göre sabit değildir ve ikisi arasında bir mugayeret yoktur. O kadar ki, vahidiyetten münezzeh olan vahid, diğerinin aynıdır. Zira, sair mümkinata göre, mugayeret nisbeti kalktığına göre; Muhammed Resulullah (sav) için bir imtiyaz nisbeti nasıl sabit olur? Kaldı ki o yüce Hakkın kemalâtına en tamam olan bir mazhardır.

Ne var ki, üstte anlatılan görüş, cern mertebesine mahsustur. Salik bu makamdan terakki edip sekrin ifratından gözünü açar ise, o zaman, Muhammedi Allahu Teala'nın kulu ve Resulü olarak görür. Tıpkı, iptidada bulduğu gibi... Herhalde şu cümleyi duymuş olacaksın:

-Nihayet, bidayete dönüştür.

Bilesin ki,

Müptedi ile müntehi arasındaki iştirak, yalnız surettedir ki, o suret dahi müntehilerin kubbeleridir. Bunun dışında şu beytin hükmü vardır:

Arştaki ile yerdekinin ne nisbeti olabilir?

 

Hali mutavassıt (orta) olanla müntehinin bir bağlantısı olmayınca; muameleden uzak olan müptedinin onunla nasıl bir bağlantısı olabilir?

Dua makamında bir ayet-i kerime meali:

"Rabbimiz, nurumuzu tamamla, bizi bağışla... Zira sen, her şeye kadirsin."(66/8)

 

Selâm size ve beraberinizdekilere...

***

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 yıl sonra...

imam-ı rabbani çok büyük bir zattır.ilk 24 mektubunda dört kapı kırk makamı bi güzel anlatmış sırlarını faş etmiştir.eğer imam rabbaninin mektubatı osmanlı tarafından bilinseydi.osmanlı yıkılmazdı.imam rabbani anadoluya gelse idi bektaşi olurdu.her neden se mektubatta leyhte ve aleyhte osmanlı hakkında ve 36 padişah hakkında bir cümle yoktur bunu masum bayraktar hocaya sordum fmtvde "...bu soru fitne bir soru?" dedi.ne alakası vardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 yıl sonra...
Misafir ŞirkeHayır

Allah'ın Kur'an'da açıkça lanetlediği şeyleri 'bunlar büyük evliyalar, sözlerindeki derin manayı siz anlamazsınız' diyerek izaha kalkışmak, şirkin müdafaaya geçmek ne kadar acıdır. İslam'ın temeli Tevhid inancıdır, Allah birdir, hiçbir işinde ortağı yoktur ve Allah'ın bir olması kullarıyla bir olduğu anlamına gelmez. Hz. Muhammed peygamberle ikilik oluyor diyen bir zihin daha sonra İblis varsa ikilik olur deyip İblis'i de Allah'la bir görmeye başlar ki, işin derinine girince bunu da yaptıklarını görebilirsiniz. 

 

Allah alemleri, kainatı hak olarak var etmiştir. Allah sizin hayal ettiğiniz her şeyden gayrıdır. Allah'a ortaklar, eşler koşmayı ve müşrikleri büyük alim diye sunmayı bırakınız. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.