Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KURAN DA ASTRONOMİ HATALARI VAR


manve

Önerilen İletiler

Misafir düz dünya cı

Kur'an dünyanın düz olduğunu söylüyorsa dünya düzdür. nasa sizi kandırıyor dünya küre diye,  youtube de düz dünya teorisi fenomen oldu girip izleyin ondan sonra tartışın bu konuları

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

"Ademin çocukları"nın ensest ilişkiden olduğu doğrumu? Yaratıcının elinden her şey geliyorsa eğer neden kardeşler ilişkiye girmiş başka olanak bulunamamış mı? Zorunluluk neden?

 

Bu durumda diğer tez daha doğru gözükmüyor mu?

 

"Ademin çocukları"nın ensest ilişkiden olduğu doğrumu? Yaratıcının elinden her şey geliyorsa eğer neden kardeşler ilişkiye girmiş başka olanak bulunamamış mı? Zorunluluk neden?

 

Bu durumda diğer tez daha doğru gözükmüyor mu?

ademin çocuklarının ensest ilişkiden olduğu tamamen yalandır. kuranda böyle bir ayet yoktur. allah ademden başka insanlar da yaratmıştır. allahın adem ile birlikte başka insanlar yaratığının delilini kurandan bulabilirsiniz. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
 

Eski kitaplarda okudugum kadari ile:

Kuran' Ibrahim peygamberin oglu Ismail tarafindan yazilmaya baslanmistir, ne kadar dogrudur bilinmez ancak Yahudi Turk arkadaslarim; "kendi tarihlerinde boyle anlatiya inanildigini "soylemisti! bunun dogruluguna inanabilirmiyiz?

 

Değerli kardeşim,

 

Bütün kaynaklar,yani Yahudilik, Hıristiyanlık, islami kaynaklar ve bütün tarihçilere göre hz.İbrahim’in oğlu hz.İsmail kur’an dan binlerce sene önce yaşamıştır.Kur’an ise,1400 sene önce yüce Allah tarafından indirilmiştir,peki kur’an’ın inişinden ve varlığından binlerce sene önce yaşamış olan bir insan kur’an’ı nasıl yazmış olabilir.Bunu diyen o arkadaşına ne denmeli...? Buna inanılır mı?  Bi araştırın bakalım,kur’an ne zaman inmiş ve hz.İsmail de ne zaman yaşamıştır.???

Saygılarımla.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • 2 ay sonra...

İşte dananın kuyruğu burada kopuyor? Nedir insanoğlunu gerçeğe karşı aldatan? O kadar gözlerimiz büyülenmiş ki, bizlere üstün ve gelişmiş ülkelerin ilmiyle tanıtılan sözde uzay bilimi neticesinde, Kuran düz dünyayı anlattığı halde bizler bunu, inançlı olduğumuz için yine de inkâr etmiyoruz ama küreye yaymış, döşemiş diyoruz aldanarak.

Yüce yaradan Kitab'ında gökleri anlatıyor ama bizler, bize algılattırılan uzaya zorluyoruz bu ayetleri. Ne de olsa tüm dünyanın kabul ettiği ilimden diyoruz...
Anlatan kendini bizlere nasıl tanıtmış, biri ilahi diğeri beşeri. İlahi anlatışın temsilcisi peygamber ve Kitap. Beşeri anlatışın temsilcisi bu durumlara gelmek için iki büyük dünya savaşı çıkarmış, yakın zamanda savaştığı ülkelerin siyasilerini bile kendine bağlı kılmış anestezik(hissettirmeden) olarak ve sözde aralarında husumet bulunan gelişmiş ülkeler ağız birliği etmişçesine batıl olanı, insanlığa ilim diye tanıtır olmuşlar. Ne de olsa modernler, üstün teknoloji onlarda, askeri-ekonomik ve siyasi olarak güçlüler vs.


Hal böyleyken; bugün bir Bangladeş, Kongo Cumhuriyeti, Madagaskar, Cibuti, Honduras, Papua Yeni Gine, Uganda, Suriye gibi ülkeler modern uzay ilmini savunsalardı ve ABD-İngiltere-Fransa, Almanya, İtalya ve diğer AB Ülkeleri, Rusya, Çin, Japonya, Kuzey ve Güney Kore Ülkeleri, Kanada gibi ülkeler 'Düz Dünya'yı insanlığa şimdiki astronomi ilmini lanse ettikleri gibi aşılasalardı, insanlık neye inanırdı acaba?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Buyrun cevap:

Alıntı

Şems-6 “Yere ve onu yayıp döşeyene andolsun”

İddia: Kuranda hiçbir yerde “Dünya yuvarlaktır” diye bir cümle bulamazsınız. Yayıp döşedik cümlesi yazar. Dünya yuvarlaktır cümlesini yazmaz. Nedense!

Cevap: Nedenini anlamak için çok derin düşünmeye gerek yok, mantıklı olmak yeterli. Biz de şöyle soralım. Dünyanın küre şeklinde olduğuna dair bilimsel gözlemlerin yapılmadığı çağlarda, insanların Dünyayı düz olarak bildiği bir ortamda akla hayale sığmayacak iddiaları aşikar bir şekilde konuşmak mantıklı olur muydu? Fakat, bu Kuranın doğru söylemediği anlamına gelmiyor tabi ki. Dört milyar yıl önce Güneşten kopan alev toplarının boşlukta büyük çarpışmalarla birleşerek, üzerinde jeolojik devirler boyunca ince bir katman halinde yer kabuğunu yayan Tanrı elbetteki, bu olağan üstü olaylardan “Yere ve onu yayıp döşeyene andolsun” diye bahsedecektir. Hem öyle inanılmaz bir yaratılışla yapmıştır ki, üzerinde yaşadığımız 6-70 km arasında değişen yer kabuğu Dünyaya nispetle, bir elmanın kabuğu kadar ince kalır. Ateş üzerinde döşenmiş, ince bir halı üzerinde sayısız canlı yaratanın bu harika olayı haber verme tarzı, Peygamber zamandaki insanın kafasını karıştırmaması ve de bugünkü bilimle de birebir örtüşmesi onun mucize yönündendir. üstelik bilimin aktardığına göre “iç kuvvet” yani tektonik plaka hareketleriyle girintili çıkıntılı bir hal alan yer kabuğu, “dış kuvvet” yani güneşin karşı konulmaz enerjisi ile aşınmakta ve yeryüzünde yaşama daha uygun düzlükler meydana getirmektedir. Aşınma mekanizması, suyun yerçekimi etkisi altındaki hareketlerini izler, yüksek dağların aşınarak alçalmasına, okyanus derinliklerinin dolarak yükselmesine yol açar, sonuçta yer yuvarlağının girinti ve çıkıntılarının törpülenerek çekim etkisi ile belirlenmiş ideal jeoit biçimine yaklaşması yönünde çalışır. Kıtaların oluşması ve yayılıp düzlemler oluşturması jeoloji biliminin gelişmesiyle ancak anlaşılabilmiş gerçekler olduğu halde, Kuran ayetlerine uygun olması Kuranın Allah’ın sözü olduğundandır. Aşağıda Wikipedi’den Dünya başlığı altında yazılmış bir yazıdan, Dünyanın kabuğunun oluşumu ile ilgili kısa alıntılar yaptık. Evreni ve Kuranı beraber okuyun ikisini de yazanın aynı olduğunu göreceksiniz;

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • 2 ay sonra...
Misafir ESAT ERBİLİ
Yeryüzünü uzunlamasına yaydık(medednâ-hâ-مَدَدْنَاهَا)-HİCR 19 KURAN

EVET ALLAH YERİ UZUNLAMASINA YAYMIŞTIR . DÜNYANIT ŞEKLŞ GEOİD DİR YANİ KUTUPLARDAN BASİK EKVETORDAN UZAMIŞ YANİ ŞİŞKİN YANİ ALLAH DÜNYAYI EKVATORDAN MERKEZ KAÇ KUVVETİNİN ETKİSİ İLE UAZATMIŞTIR.

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...
  • 3 ay sonra...

arkadaşım, dünyanın küre olduğunu sana küm söyledi? araştırrsan kürenin yalan olduğunu aristonun bile dünyanın dümdüz olduğunu söylediğini bulursun. o kadar büyük bilgin hala geçerli olan bilgileri bilicek ama dünyanın küre olduğununu bilemeyecek? çünkü küre değil. kütle çekim ise uydurdukları tezlerin gerçek gibi görülmesi için başka uydurdukları tezdir. kütle çekimin olduğunu nerden biliyorlar bazı göstergelerden gerçek budur diyorlar. ya gerçek tahmin ettikleri gibi değilse? ya yıldıxları ayı güneşi orada tutan kütle çekim değil Allahın başka bir bilmi ise? o zaman şu anlaşılacaktır batının uydurduğu şeyler yalandır bilim değildir. Kuranda söylenenler ise gerçektir istersen yalın gözle sen araştır ey tembel araştırıcı da gerçeği bul. sana 13.kat filmini öneririm. 1999 yapımı

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 9 ay sonra...
  • 8 ay sonra...
Tarih 24.08.2013 at 19:44 , manve dedi:

 

 

Tarih 25.08.2013 at 21:12 , manve dedi:

bilen

 

Tarih 06.09.2013 at 18:44 , abdullahabdal dedi:

REDDİDİR

İlk yazıda da belirtildiği gibi bir çok bilimsel hata mevcuttur, ne yazık ki.

Fakat bu hataları görmeyi sağlayan , yalnızca tarafsız bakıp bakmamakla ilgilidir.

Günümüzde bu ayetlere kılıf uydurmak da ikiyüzlülüktür...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...
Misafir Durmuş ŞAHİN

Kuranda apaçık dünya düzdür. Kurandan 1000lerce yıl önce bile bakın bütün dunya haritalarına hepsi düzdür. Üzerinde de tavan kubbe vardır. Nasa aya falan da çıkmamıştır. Kendileri söyledi aya cikacak teknolojiyi kaybettik, onu tekrar geri getirmek çok sancılı süreç diye. Aya çıkamıyor ama marsa araç gönderiyor! Eskiden o ay görüntülerini herkes yedi, çünkü o çekim hatalarını anlayacak teknoloji de yoktu. Şimdi en kral aya iniş videosu dahi yapamazlar. Çünkü yemez! Sizi de artık gezegenlerle, bira şişesinin dibine zum yapıp kara delik bu deyip gerizekalı yerine koyuyorlar! Dunyadan tecrit olmuş bir insan olsa dunya nasıldır desen yuvarlak desen kiciyla güler. Akıl düz olduğunu anlar. Ama size düz değil deyip birde ay videosu patlatinca 1969 da ve sonrasında holyeod kurgusu filmler sözde uzay ve dünya görüntüleri vs insanoğlu buna inandirildi. Düz deyip dogruyu soyleyen sorgulayan insanlar deli vs yaftalandi. Unutmayın, düz dünya küresel güç ler ve dünyayı yonetip dizayn edenlerin bildiği ama sizin.bildirilmediginiz ve çıkarlarına hizmet ettiğiniz bir kurgudur. Dark night truman show, 13. Kat filmlerini izlemenizi tavsiye ederim. Kuranda dünya yuvarlak olduğu anlatılır vs diyenlerde bu oyuna malesef Kuranı alet ediyorlar, Kuran bilimle celismez vs gibi karşı savunma anlaminda ama bunlara gerek yok. Bu uzay vs hepsi terane. Gerçek olan dünya düzdür ve üzeri gök kubbe ile cevrilidir. Antarktika da belli yerleri gezebilirsiniz. Ama ben gittiği yere kadar dümdüz gidecem derseniz paket edilip geri evinize gonderilirsiniz. Yok kafasına elma düşmüş de yer çekimini bulmuş🙂 buna inanan milyarlara yanarım! 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Bunu yazan paganist muhtemelen ayetlerin işine gelen yerlerini alıp yazarak burada şov yapmaya çalışmış zavallı yerin en alt tabakası dünya diyosunuz daha başlarken kendinizi yalanlayıp kendi tezinizi çürütüyorsunuz gök yüzü ve yer yüzü yedi katmandır yadi yedi kat yer yüzü ve yedi kat sema yani gökyüzü vardır ve Allah'ın azze ve celle kürsüsü bunları kaplamaktadır kağıt gibi dürmek ayetini kendi teorilerinize göre yorumluyorsunuz eğer ki bilseydiniz Allah azze ve celle tek güç ve kudret sahibidir ona hiç birşey zor değildir.onun ilminden bize verdiği sadece bir serçenin okyanustan bur yudum su aldığı kadardır Rabbimizin ilmi sonsuzdur ve bilimde hiç bir şey yoktur ki kuran da olmasın bütün gayrı müslim olanlar ona denk bir kitap getirememiştir.milyonlarca kitap yazıldı çizildi yıllarca araştırmalara yaptılar ve hala araştırıyorlar dünyayı ve hayatı ve uzayı anlatmak için sonuç insan oğlunun binlerce yıl mücadele edip sorguladıkları hayat ve ölüm de dahil dönüp dolaşıp baktığınızda bizim yüce rabbimizin ayeti kerimeleriyle sadece bir kitapta anlatmış ve öğüt vermiş olduğunu görürdünüz.  ( HİÇ AKL ETMEZMİSİNİZ ) ayeti kerimesiyle de bütün insanlığa acziyetini göstermiştir...

( LÂ İLÂHE İLLALLAH MUHAMMEDUN RESÜLULLAH )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...
Misafir araştırmacı
Tarih 24.08.2013 at 19:44 , manve dedi:

 Kuran'ın gök cisimleri ve hareketleri konusunda,evrenin yapısı ve işleyişi konusunda oldukça yanlış fikirlere sahip olduğu göze çarpmaktadır.
  -Dünyayı düz sanmaktadır
   -Göğü/uzayı düz sanmaktadır
   -Yeryüzünü evrenin en aşağı kısmı sanmaktadır
   -Dünyanın kendi çevresinde döndüğünü bilmemektedir
   -Kütleçekimi hakkında yanlış bilgilere sahiptir

Biz dünyaya yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik-SAFFAT 6 KURAN

 Kuran işte bu göğün yerden yükseltildiğini düşünüyor ki bu çok yanlışlıştır.Çünkü yıldızlı gök dünyadan daha önce vardı.Hatta dünya bu yıldızlı uzay boşluğundan çekilen parçalardan oluştu.Bunu bilmediği için,kütle çekimini bilmediği için yıldızlı göğün yeryüzünden yükseltildiğini sanıyor Kuran.

  Göğü Allah yükseltti ve düzenini o kurdu-RAHMAN 7 KURAN
Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istiva eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (RAD 2 KURAN)
 Ve yükseltilmiş tavana and olsun-TUR 5 KURAN
Ve göğü nasılda yükseltmişiz-GAŞİYE 18 KURAN
Onu yükseltti ve bir tavan gibi yaptı-NAZİAT 28 KURAN
Gökleri yarattı direkler olmaksızın...LOKMAN 10 KURAN

  Tavan düz yada kubbemsi olur.Yuvarlak değildir.Oysa dünya yuvarlak olduğu için gök/uzay dünyanın tavanı olamaz.Olsa olsa dünyayı her bir tarafından sarmalayan bir şey olur.Yani dünyayı düz sanan birinin ifadesidir göğü düz bir tavan olarak sunan ifade.
    Yıldızlarla dolu bu gök yerden yükseltildiği için,gökyüzünün yere düşmesi tehlikesi vardır Kuranda.

 Görmedin mi, Allah, yerdeki eşyayı ve emri uyarınca denizde yüzen gemileri sizin hizmetinize verdi. Göğü de o tutar, yer üzerine düşmesin diye . HACC 65 KURAN

   Göğü nesnel bir tavan olarak düşündüğü için,yeryüzüne düşecek bir şey sanma cehaletine düşüyor Kuran.Tıpkı bir evin tavanının çökmesi gibi.

  Onlardan öncekiler de hile yapmışlardı. Sonunda Allah da onların binalarını temellerinden söktü üstlerindeki tavan da tepelerine çöktü.-NAHL 26 KURAN
Biz, gökyüzünü korunmuş bir tavan gibi yaptık.ENBİYA 32 KURAN

   Evreni bir ev gibi düşünen,dünyayı evin düz zemini göğü de evin tavanı zanneden bir yanılgının içindedir Kuran.Gök yazılı bir kağıt gibi düz sanılıyor.O yazılı düz kağıt gibi dürüleceği söyleniyor.

Gök o gün yazılı bir kağıt gibi,kitap sayfası gibi dürülecek(enbiya 104 kuran)

Dünyayı evrenin en alt kısmı sanarsanız,göğü de dünyadan yükseltilmiş bir yer sanarsanız;göğün yere düşme tehlikesinin olduğu yanılgısına da düşersiniz böylelikle.

  Göğü Allah yükseltti ve düzenini o kurdu-RAHMAN 7 KURAN
...Göğü de o tutar, yer üzerine düşmesin diye . HACC 65 KURAN

  Görünen o ki düz bir dünyanın üzerinde direksiz yükseltilmiş düz bir gök hayali var kuranda.Ve bu göğün yer üzerine düşme tehlikesi var.Tabi burada gök yukarısı dünyada aşğısı konumunda sanılmaktadır.
  Oysa uzay bilgisi olan herkes bilir ki;
 Yukarısı ve aşağısı gibi kavramlar söz konusu değildir uzayda.
 Dünyayı evrenin en aşağısı zanneden biri için söz konusudur göğün düşme hareketi.
 (Zaten Arapça Dünya/deni kelimesi edna/en aşağı olan kelimesinden türetilmiştir.Ve en aşağıda olan anlamına gelir.Yani Kuran gök yukarda dünya aşağıdadır diyerek,kendinden öncekilerin dünyayı evrenin en alt zemini sanma yanılgısını sürdürüyor.)
  Dünyayı evrenin en aşağısı zannettiği için;var olan her şeyin gök ve yer/dünya arasında olduğunu sanıyor.

Biz, göğü, yeri ve bunlar arasındakileri, oyun olsun diye yaratmadık. -ENBİYA 16 KURAN
 Rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennet  için yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır. (Âli İmran Suresi-133 kuran)

    Yer’den kastedilen dünya gezegeni olduğuna göre, dünya da uzayda diğer gök cisimlerinden bir olduğuna göre “gök ile yer kadar” demek anlamsız bir ifadedir. Hatta bu ifadeden yerin en altta, uzayın ise üstte algılandığı anlaşılmaktadır.
      #################################
Ve Kuran Dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü bilmediği için,Güneşin doğup batması olayını Güneşin hareketine yoruyor.Oysa olay sadece dünyanın kendi etrafında dönmesi olayıdır.Bunu bilmeyen Kuran yazarı olayı Güneşin bir yere gidip gelmesi olarak sunuyor.

  Allah kendisine mülk (hükümdarlık ve zenginlik) verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut'u) görmedin mi! İşte o zaman İbrahim: Rabbim hayat veren ve öldürendir, demişti. O da: Hayat veren ve öldüren benim, demişti. İbrahim: Allah güneşi doğudan getirmektedir; haydi sen de onu batıdan getir, dedi. Bunun üzerine kafir apışıp kaldı.(BAKARA 258 KURAN)

  Görüldüğü gibi Güneş bir yere gidip geliyor sanmaktadır kuran.Oysa olay sadece Dünyanın kendi etrafında dönmesidir.Güneşin bir yere gidip geldiği yoktur.Yani Kuran kendi çağının astronomi cehaletini aynen paylaşmaktadır.
       ################################################
 Aslında dünyanın düz olduğunu direk söyleyen ayetlerde vardır Kuran da:

Ve yeryüzünü düz yaptı(sutıhat-düz olan-سُطِحَتْ)-GAŞİYE 20 KURAN
Yeri bir döşek kıldık-NEBE 6 KURAN

 Döşek te 'yuvarlak değil düz bir şey'dir.Üzerine uzanacağınız düz bir zemini ifade eder.

Ve yeryüzünü yayıp döşedi-NAZİAT 50 KURAN
Ve yeri döşeyip yaydık(medednâ-hâ-مَدَدْنَاهَا)-KAF 7 KURAN
Yeryüzünü uzunlamasına yaydık(medednâ-hâ-مَدَدْنَاهَا)-HİCR 19 KURAN
Ve yere ve onu düzleyene(tahaha-طَحَاهَا)ŞEMS 6 KURAN

(ayette geçen tahaha açıkça düzleştirmek,düz kılmak anlamlarına geldiği halde modern çevirilerde farklı anlamlar verilmeye çalışılıyor.Böylece olayın üstü örtülmeye çalışılıyor.)
 İbni Abbas,İbni Kesir ve Celaleyn tefsiri,bu ayetler dünyanın düz oluşunu çok iyi anlatır demişlerdir.
              ################################

O’dur ki Güneş’i bir ışık yaptı. Ay ise bir nûrdur, ona birtakım konaklar da tayin etti ki yılların sayısını ve vakitlerin hesabını bilesiniz-YUNUS 5 KURAN

Ay’ın bir nur olmadığı sadece geceleri güneşten aldığı ışığı yansıttığı biliniyor.

 

 Sayın manve,

Meallerde birçok hatalar olduğundan, bazı sorunlar ortaya çıkıyor, hâlbuki Kur’an ayetlerinin meal ve açıklaması doğru yapılırsa, ayetlerde hiçbir sorunun olmadığı görülecektir. Yani Kur’an da (Kur’an’ın orijinal Arapça metninde) ASTRONOMİ HATALARI ASLA YOKTUR, ama hatalı meallerde bu tür sorun ve hatalar vardır. Bu da Kur’an’dan değil, hatalı yapılan meallerden kaynaklanıyor. İşte sizinle paylaşmak üzere yukarıda gösterdiğiniz ayetlerin açıklamalı doğru meallerini aşağıya alıyorum!

SAFFÂT- 6

إِنَّا زَيَّنَّا السَّمَاء الدُّنْيَا بِزِينَةٍ الْكَوَاكِبِ ﴿٦﴾

Saffat-6: Açıklamalı doğru meali:

Saffat-6: Şüphesiz biz dünya semasını (dünya ve güneş sisteminin de içinde bulunduğu uzay mekânı ışık yansıtan) kevakip (gezegenler, bunların uyduları, kuyruklu yıldızlar, asteroit kuşağı, Kuiper kuşağı, Oort bulutu ve milyarlarca küçük gök cisimleri) ile donattık.*

 (*) Ayette yıldız ifadesi yoktur. Çünkü Arapça da Yıldızlara (نجوم) ‘’nücum’’, Gezegenlere de,  (كواكب)’’ kevakib’’ denir. Bu ayette de kevakib, yani gezegenler ifadesi geçmektedir. Ayrıca bu ayette ‘’dünyaya yakın gök…’’diye bir ifade de yoktur. Zaten dünyanın kendisi sema, yani Güneş sisteminin de içinde bulunduğu uzay içindedir, bu nedenle bu semaya dünya seması denilmiştir. Yani burada dünyanın da içinde bulunduğu Güneş Sistemi kastedilmiş olabilir. Çünkü burada  (نجوم) ‘’nücum’’ yani yıldızlar sözcüğü değil, yıldızlar gibi parlayan ve ışık yansıtan (كواكب) ‘’kevakib’’ yani gezgenler sözcüğü kullanılmıştır. Demek ki burada Güneş sisteminde bulunan gezgenler, onların uyduları, çüce gezegenler, kuyruklu yıldızlar, "kirli kartopu" ya da "buzlu çamur topu" olarak anılırlar.  İsimlerinde yer almasına rağmen yıldız değildirler, buz (su ve donmuş gazlar) ve (bir nedenle Güneş Sistemi'nin oluşumu sırasında gezegenlerde yoğunlaşamamış) kozmik toz karışımından oluşurlar.) ve Güneş sisteminde bulunan milyarlarca küçük gök cisimlerinden söz edilmiş olabilir. Kur’an yedi semadan (manyetik alandan) söz ediyor. Bu semalardan birincisi (1.sema) dünyanın de içinde bulunduğu Güneş sistemidir. Bu birinci sema (yani Güneş sistemi ile birlikte temsil ettiğimiz uzay mekânı), yaklaşık olarak 6. 5 trilyon km’dir. Kaynak: (Kur’an-ı Kerim’den Ayetler ve İlmi Gerçekler) Dr. Nurbaki. İşte dünyamız da bu sema (manyetik uzay mekânı) içindedir, bu nedenle buna dünya seması denilmiştir. (الله اعلم)  Ayrıca Kuran’ın genel şiirsel ve edebi dili kapsamında bu gök cisimleri için süs benzetmesi yapılmasında sıradışı bir durum bulunmamaktadır Kozmik gözden gök cisimleri devasa yapılar olsa da, dünyadan bakan insan açısından göze hoş gelen, adeta karanlık gökyüzünü süsleyen noktacıklar olarak görülebilir. Bu nedenle Kuran da insana gönderilmiş bir kitap olduğundan, onun bakış açısına göre bir benzetme barındırmasında bir tuhaflık yoktur.

------------------------------------------------------------------------

RAHMAN-7. Açıklamalı doğru meali:

Rahman-7: Ve semaya gelince; onu yükseltti (astrofizik kurallara göre büyük patlama teorisi gereğince içten dışa bir genişleme ve yükselme olayını gerçekleştirdi) ve mizanı (hem uzaydaki bütün gök cisimlerini yörüngelerinde tutup dengeyi sağlayan çekim kanununu,hem de herşey ve her konuda ölçü,ağırlık ve dengeyi) koydu.

RAD- 2. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Rad-2: Allah, o dur ki, semaları (uzayda bulunan bütün gök cisimlerini) görebildiğiniz herhangi bir destek olmadan (denge ve çekim kanunu ile aralarındaki mesafe ölçüsünü) yükseltip (kendi yörüngelerinde) tutmasını sağlamıştır. Bir de Arş’a (tüm varlık aâemine) kanunlarını koymuş olup, Güneş’i ve Ay’ı da (belli kanunlara bağlayıp) buyruğu altına almıştır. Bütün bunlar belirlenmiş bir süreye kadar (kendi yörüngelerinde) hareket etmelerini sağlar. Her işi yerli yerinde O idare eder,(varlığını gösteren) belgeleri açıklar ki, (ahirette) Rabbinizle karşılaşacağınıza kesin olarak inanasınız. *   

(*) 1- Burada (ثُمَّ ) ‘’sümme’’ifadesi sadece atıf edatı olup, tertibi zaman için değildir. 2- (استوي علي العرش ) ‘’isteva alel arşi’’cümlesinin anlamı da’’Allah Arşa, yani tüm varlık âlemine kanunlarını koyup, buyruğu altına almıştır.’’şeklindedir… Ayrıca aşağıda yazılı bulunan tefsirlerin açıklamalarına da bakılabilir!

و "ثم" في "ثم استوى" لمجرد العطف لا للترتيب; لأن الاستواء على العرش غير مرتب على رفع السماوات. (ثم استوى على العرش ) قال ابن عطية : ( ثم ) هنا لعطف الجمل لا للترتيب ؛ لأن الاستواء على العرش قبل رفع السماوات ، وفي الصحيح عن النبي - صلى الله عليه وسلم - أنه قال : " كان الله ولم يكن شيء قبله ، وكان عرشه على الماء ثم خلق السماوات والأرض " انتهى….. . » تفسير البحر المحيط -( الدر المصون) »(وقال الفراء    وحكي لي عن أبي الفضل بن النحوي أنه قال: "العرش" -في هذا الموضع- مصدر "عرش"، فكأنه أراد جميع المخلوقات، وذكر أبو منصور عن الخليل: أن العرش: الملك (» تفسير ابن عطيية)          وأما قوله : ( ثم استوى على العرش

-----------------------------------------------------------

TÜR- 1-8. Ayetlerin açıklamalı doğru mealleri:

1-8: Tûr’a, (Tür dağına) yayılmış ince deri sayfalara düzenle yazılmış kitaba (kur’an’a), “Beyt-i Ma’mur”a (ka’bey’e), O (gözle görülmeyen) yükseltilmiş tavana (dünyayı bir tavan gibi süpernova patlamalarından ortaya çıkan çok yüksek enerjili parçacıklardan, meteor taşlarından ve güneşten gelen zararlı ışınlarından koruyan atmosfere), ve dopdolu olan (dalgalarla) kabaran okyanuslara andolsun ki, şüphesiz (kıyamet günü inkarcı,zalim,azgın ve suçlulara) Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir. Onu geri çevirecek hiçbir şey yoktur.*

----------------------------------------------------------------

ĞAŞİYE- 18.Ayetin açıklamalı doğru meali:

Ğaşiye -18: Ve semaya (gök cisimlerine) bakmıyorlar mı,(birbirlerine çarmamak için aralarındaki mesafe ölçüsü) nasıl yüksek tutulmuştur.

-------------------------------------------------------

LOKMAN- 10. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Lokman-10:Allah, bütün semaları (gezegenler ve arz dâhil bütün gök cisimlerini gözle) görebileceğiniz bir destek olmaksızın (görülmeyen bir destek olan kütle çekim kuvvetiyle dengede tutulacak şekilde) yarattı. Ve sizinle düzensiz (dengesiz) hareket eder (dengesiz hareket etmesin ve yerkabuğunun genel dengesi sağlansın) diye Arzda da (yerkabuklarını hareket ettirerek, orojenik hareketlenmelere yol açarak kökleri yerin derinliklerine inen) ağır baskılar (dağlar) yerleştirdi ve orada her çeşit canlı varlığın çoğalmasını sağladı. Biz semadan (bulutlardan) da su (yağmur) indirip (onunla) orada her türlü faydalı bitkiler yetiştirmişizdir. (*)

(*) Kütle Çekim Kuvveti! Bu kuvvet, çok büyük kütlelerin birbirini çekmelerini sağlar. Evrendeki galaksilerin, yıldızların birbirlerinin yörüngelerinde kalmalarının nedeni bu kuvvettir. Dünyanın ve diğer gezegenlerin Güneş’in etrafında belirli bir yörüngede kalabilmelerinin nedeni de yine kütle çekimi kuvvetidir. Bizler bu kuvvet sayesinde yeryüzünde yürüyebiliriz. Bu kuvvetin değerlerinde bir azalma olursa yıldızlar yerinden kayar, dünya yörüngesinden kopar, bizler dünya üzerinden uzay boşluğuna dağılırız. En ufak bir artma olursa da yıldızlar birbirine çarpar, dünya güneşe yapışır ve bizler de yer kabuğunun içine gireriz. Tüm bunlar çok uzak ihtimaller olarak görülebilir, ama bu kuvvetin şu an sahip olduğu şiddetinin dışına çok kısa bir süre dahi çıkması, bu sonlarla karşılaşmak için yeterlidir. "Semâvât"kelimesi uzayda kendi yörüngelerinde hareket eden bütün yıldızları, güneş sistemi ve galaksileri ifade eder.Bkz:  فالسماء تشمل كل ما فوقنا مما نشاهده وما غاب عنا من الكواكب والنجوم والمجرات  (إسلام ويب - مركز الفتوى )

Ayete geçen (بغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَها) ‘’ bi ğayri amedin teravneha’’nın anlamı ise, hem aşağıdaki (إسلام ويب - مركز الفتوى] sitesinde açıklandığı gibi, hem de İbni Abbas ve Mücahid gibi müfessirlerden gelen rivayetlere göre ‘’Allah, bütün semavi cisimleri göremediğiniz manevi bir destekle (kütle çekim kanunuyla) yaratmıştır.’’şeklindedir. Bügün bilimsel olarak buna ‘’Kütle Çekim Kuvveti veya Çekim Kanunu’’diyoruz. İşte 1400 sene önce Kur’an’ı kerim bugünkü bu bilimsel hakikate vurgu yapmıştır. Bu nedenle bu ayetle ilgili meallerin de hatalı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Ayrıca hem İbn Abbas ve Müfessir Mücahid’in tefsirleri, hem de gök cisimlerini yörüngelerinde tutan kütle çekim kuvveti ile ilgili tefsir metni aşağıdadır.

(*) عن مجاهد ، وعن ابن عباس (بغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَها)   قالا أي أنها بعمد لا ترونها (تفسير الطبري )ولعل الأعمدة التي تمسك السماء وهي لا ترى هي الجاذبية التي تجعل لكل شيء مداراً ثابتاً بقدرة الخالق سبحانه.. وتلك الجاذبية جعلها الله سبحانه حائلة دون أن ينهارالكون وتصطدم الشمس بالقمر وتتناثر الكواكب، وقد أشار إلى هذا المعنى بعض العلماء المعاصرين والحاصل أن هذه الآية وما أشبهها تشير إلى بعض مظاهر قدرة الله تعالى في هذا الكون.. ذلك أن الجاذبية لم تكتشف إلا بعد نزول القرآن بمئات السنين، وهي كذلك دليل قاطع وبرهان واضح على أن هذا القرآن منزل من عند الله -سبحانه وتعالى- وأنه معجزة الإسلام الخالدة يتجلى صدقه وإعجازه في الكون والنفس والآفاق   (إسلام ويب - مركز الفتوى]).

--------------------------------------------------------------------------

HACC-65. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Hacc-65: (Ey insan!) Yeryüzünde var olan herşeyi ve koyduğu yasalarla denizde seyreden gemileri ve semanın (gök cisimlerinin) kendi iradesi olmadıkça yeryüzüne çarpmaması için (koymuş olduğu denge ve çekim kanunuyla yerlerinde ve yörüngelerinde) tutanın Allah olduğunu bilmiyor musun?  Gerçekten de Allah, insanlara karşı çok şefkatli ve merhametlidir.*

(*) Aşağıdaki tefsir metinlerinde de hem bu duruma, hem de gök taşları vs.den dünyayı koruyan atmosfere vurgu yapılmaktadır. Yani kütle çekim kuvveti nedeniyle herhangi bir gök cismi ne dünya ile ne de birbirleriyle çarpışmaktadır. Hac-65.ayette de (أن تسقط)‘’en taskuta’ düşmesin’ diye değil,    (أن تقع) ‘’en tekaa’’şeklindedir, bu farklı olan iki kelimenin anlamları da farklıdır. Sakata düşmek demektir, tekaa ise, vaki olmak birleşmek, bulmak, bir araya gelmek, çarpışmak vs. gibi anlamları vardır. Ayrıca atmosfer nedeniyle de meteor taşları neredeyse yok olup etkisiz hâle getirilmektedir, ama kıyametle ilgili Allah’ın izni söz konusu olunca, bütün bunlar da gerçekleşecektir. Aşağıdaki tefsir metinlerine de bakılabilir.

(*) (ويمسك السّماء أن تقع على الأرض إلاّ بإذنه) فالكواكب والنجوم تسير في مدارات محدّدة بأمر الله سبحانه وتعالى، كلّ ذلك لتسير في فاصلة محدّدة لها عن الكواكب الاُخرى، وتمنع إصطدام بعضها ببعض.وخلق الله طبقات جويّة حول الأرض لتحول دون وصول الأحجار السائبة في الفضاء إلى الأرض وإلحاق الضرر بالبشر.وذلك من رحمة الله لعباده ولطفه بهم، فقد خلق الأرض آمنة لعباده، فلا تصل إليهم الأحجار السائبة في الفضاء، ولا تصطدم الأجرام الاُخرى بالأرض (تفسير الأمثل في كتاب الله المنزل) .وإن الله رفع السماء عن الأرض بغير عمد ترونها؛ ولكنها مربوطة بقوى الجاذبية والقصور الذاتي؛ وحفظ الله توازن الكون؛ وإنه بهذه النواميس الكونية التي تسري بأمره؛ والتي خلقها - سبحانه - بحفظ الكون؛ ويمسك أجسام السماء أن تقع علي الأرض(زهرة التفاسير) (يمسك ) وملابسات مفعوله وهو كلمة ( السماء ) على اختلاف محامله ، أي يمنع ما في السماء من الوقوع علي الأرض في جميع أحواله إلا وقوعا ملابسا لإذن من الله . هذا ما ظهر لي في معنى الآية (التحرير والتنوير) وإذا أمكن حمل الكلام على حقيقته فهو أولى . وثانيها : أن المراد ألم تخبر على سبيل الاستفهام . وثالثها : المراد ألم تعلم ، والقول الأول ضعيف لأن الماء وإن كان مرئيا إلا أن كون الله منزلا له من السماء غير مرئي ، إذا ثبت هذا وجب حمله على العلم ؛ لأن المقصود من تلك الرؤية هو العلم ؛ لأن الرؤية إذا لم يقترن بها العلم كانت كأنها لم تحصل (التفسير الكبير )  .وإن الله رفع السماء عن الأرض بغير عمد ترونها؛ ولكنها مربوطة بقوى الجاذبية والقصور الذاتي؛ وحفظ الله توازن الكون؛ وإنه بهذه النواميس الكونية التي تسري بأمره؛ والتي خلقها - سبحانه - بحفظ الكون؛ ويمسك أجسام السماء أن تقع علي الأرض (زهرة التفاسير ) وقع على الشيء : وجده (تعريف و معنى وقع في معجم المعاني الجامع).  

-------------------------------------------------------------------------------

NAHL- 26. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Nahl-26-Onlardan önce gelip geçen (ve onlar gibi inkâr, zulüm ve kibirde ısrar eden)ler de,(elçilere ve tebliğ ettiklerine karşı) düzen kurmaya yeltenmişlerdi. Fakat Allah, onların yapılarını (hile, plan ve düzenlerini) temelden yıktı, çatıları da tepelerine çöktü. Öyle ki, nereden geldiğini daha anlamadan azap apansız yakalayıverdi onları. *

 (*) Müşriklerin kurdukları hile ve tuzakların alt üst edilişi bina benzetmesiyle anlatılmaktadır. Aşağıdaki tefsir metinlerine bakılabilir.

والكلام تمثيل يعني أن حالهم في تسويتهم المنصوبات والحيل ليمكروا بها رسل الله تعالى عليهم الصلاة والسلام وإبطال الله تعالى إياها وجعلها سبباً لهلاكهم كحال قوم بنوا بنياناً وعمدوه بالأساطين فأتى ذلك من قبل أساطينه بأن ضعضعت فسقط عليهم السقف وهلكوا تحته، ووجه الشبه أن ما نصبوه وخيلوه سبب التحصن والاستيلاء صار سبب البوار والفناء فالأساطين بمنزلة المنصوبات وانقلابها عليهم مهلكة كانقلاب تلك الحيل على أصحابها والبنيان ما كان زوروه وروجوا فيه تلك المنصوبات وتطواطئوا عليه من الرأي المدعم بالمكائد، ويشبه ذلك قولهم، من حفر لأخيه جباً وقع فيه منكباً.ويقرب من هذا ما قيل إن المراد أحبط الله تعالى أعمالهم، (روح المعاني ) وقوله تعالى: {فأتى الله بنيانهم من القواعد} تمثيل لحالات استئصال الأمم، فالبنيان مصدر بمعنى المفعول. أي المبنى، وهو هنا مستعار للقوّة والعزّة والمنعة وعلوّ القدر وإطلاق البناء على مثل هذا وارد في فصيح الكلام
هذا ومن المفسرين الذين رجحوا أن الآية مسوقة على سبيل التمثيل، الفخر الرازى فقد قال: وفى قولهسبحانه - التحرير والتنوير) {فَأَتَى ٱللَّهُ بُنْيَانَهُمْ مِّنَ ٱلْقَوَاعِدِ} قولان:
الأول: أن هذا محض التمثيل.والمعنى أنهم رتبوا حيلا ليمكروا بها على أنبياء الله، فجعل الله - تعالى - حالهم فى تلك الحيل، مثل حال قوم بنوا بنيانا وعموده بالأساطين، فانهدم ذلك البناء، وضعفت تلك الأساطين، فسقط السقف عليهم، ونظيره قولهم: من حفر بئرا لأخيه أوقعه الله فيه.
 (الوسيط في تفسير القرآن الكريم)- ووجه الشبه أن ما عدوه سبب بقائهم، صار سبب استئصالهم وفنائهم.

--------------------------------------------------------------------------

ENBİYA-32. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Enbiya- 32-Ve biz semayı (dünyayı sarıp sarmalayan atmosferi) korunmuş bir tavan (gibi) yaptık. Hâlbuki onlar, bundaki (sınırsız kudretimize dair) belge ve delillerden yüzçeviriyorlar.(*)

(*) Atmosferimiz gözle görmediğimiz gazlardan oluşmuş, 10 bin km’ye varan kalınlıkta şeffaf bir kabuktur. Uzay’dan Dünyamız’a her gün irili ufaklı milyonlarca meteor düşmektedir. Atmosferimiz bu meteor bombardımanına karşı şeffaf yapısına rağmen adeta çelikten bir set gibi karşı koymaktadır. Atmosferin bu özelliği olmasaydı Dünya’da hayat olmazdı, yeryüzü ise delik deşik olurdu… Bunun bir örneğine uydumuz Ay’a gidildiğinde tanık olduk. Sağanak halinde yağan taşlar, Ay yüzeyine çarpmış, irice olanları ise Ay’ın kabuğunun içine de girerek derin çukurlar oluşturmuştur. Meteorlar, atmosferdeki moleküllere, büyük bir hızla çarpmakta, yüksek bir sıcaklık kazanıp buharlaşmakta ve toz parçalarına dönüşerek kaybolmaktadır. Atmosfer aynı zamanda Güneş’ten gelen zararlı ışınları bir filtre gibi süzerek Dünya’daki hayatın yok olmasını önlemektedir. Bu süzme işlemi de Evren’deki diğer oluşumlar gibi çok ince şekilde planlanmıştır. Zararlı ışınları süzen atmosfer, yaşamın devamını sağlayan ışınları ise süzmez, onların yaşamı devam ettirmelerini engellemez. Atmosferdeki tüm bu ayarlamalar her şeyin hayatın oluşması için planlandığını, tüm yaratılışların çok ince bir ayarla gerçekleştiğini göstermektedir.) Hayvanlar ve bitkiler ancak atmosfer içinde yaşayabilir, çünkü atmosfer onları dış tehlikelerden (göktaşları, morötesi ve kozmik ışınlar) korur, onlara hem ısı, hem de yaşamaları için mutlaka gerekli olan oksijen gibi maddeleri sağlar. Arapçada SEMA üstümüzde bulunan her şeye denir, bu nedenle atmosfer de bizim için SEMA olup koruyucu bir tavan görevini görmektedir. Böylece sema/dünyayı sarıp sarmalayan atmosfer Allah’ın kendisine yüklediği görevleri en güzel şekilde yerine getirmekte, Evren’deki tüm varlıklar gibi kendisinin de bilinçli, gayeli, mükemmel bir şekilde yaratıldığını güşünüp görmeyi bilen gözlere göstermektedir. Fakat ayetin ifadesinde dendiği gibi inkârcılar her türlü delili görmezlikten geldikleri gibi gökyüzünün yaratılışındaki bu delilleri de görmezlikten gelmektedirler. 

، فما علاك فأظلك فهو سماء لك ، وكذلك الغلاف الهوائي من فوقنا يظلنا ، ولذلك هو سماء لنا . وهو سقف محفوظ في الأرض بفعل قوي (*) من النعم العظيمة التي من الله بها علينا نعمة الغلاف الجوي للأرض فقد جعله الله كالسقف يحفظنا من الأشعة الكونية والأشعة فوق البنفسجية وغير ذلك.. تحفظ وجوده فيها ، اذ لولا الجاذبية الأرضية لكان ولى الغلاف الهوائي هاربا الى الفضاء الخارجي ، وما أتيحت حياة في الأرض لولاه .

--------------------------------------------------------------------------------

ENBİYA-104. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Enbiya- 104-O gün (kıyamet koptuğu zaman) kitap sayfalarını dürer gibi (adeta) semâyı (gök cisimlerini) düreriz (denge, düzen ve nizamını bozar, bitişik hâle getiririz); İlk kez nasıl yarattıysak onu (o bütün yaratıklarımızı) yeniden öyle yaratacağız; Gerçekleştirilmesini kendi üzerimize aldığımız bir sözdür bu. Mutlaka yerine getireceğiz. *

-------------------------------------------------------------------

ENBİYA- 16. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Enbiya - 16- Ve (ey insanlar!) Biz; semayı (uzaydaki gök cisimleri), yerküreyi ve bunlar arasında (yani hem uzaydaki bütün gök cisimleri arasında, hem de yerküre ile diğer gök cisimleri arasında) bulunan şeyleri, (amaçsız, anlamsız) bir oyun (ve eğlence) olsun diye yaratmadık.*

Buradaki sema gök cisimleridir, dünya gezegeni de uzayda bir gök cismi olduğuna göre,      (وما بينهما) ‘’ve ma beynehuma’’ ifadesinden diğer gök cisimleri yukarıda, dünya gezegeni de aşağıda olduğunun anlamı çıkmaz. Yani iki şey arası denilirse, biri yukarıda, öbürü aşağıdadır diye bir anlam çıkar mı? İşte bu da böyle!

Bir de diyorsunuz ki, (Zaten Arapça Dünya/deni kelimesi edna/en aşağı olan kelimesinden türetilmiştir. Ve en aşağıda olan anlamına gelir.’’ ‘’ Sizden alıntı’’

Ama ayette (دنيا) ‘’DÜNYA’’ iafedsi değil, (ارض)’’ARZ’’ ifadesi geçiyor, bu da söz konusu ayette ne kadar vakıf olduğunuzu ve iddianızın ne kadar mesnetsiz olduğunu göstermektedir.  Zaten Kur’an’ın hiçbir yerinde (سما) SEMA kelimesiyle birlikte (دنيا)’’DÜNYA’’ ifadesi geçmez.

------------------------------------------------------------------

ALİ İMRAN- 133. Ayeti açıklamalı doğru meali:

Ali İmran-133: Rabbinizden bir mağfirete ermek ve (kötülüklerden) sakınanlar için hazırlanmış bulunan gökler ile arzın (uzaydaki bütün gök cisimleri ile arzın yan yana getirilmesiyle oluşan) genişliği (çapı) kadar olan cennete ulaşmak için koşuşun.*

(*) Yani öyle bir cennet ki, şayet bütün gök cisimleri, galaksiler, yıldızlar, gezegenler, güneş, ay, dünya vs.yan yana getirilip tek bir parça oluşturulduğundan meydana gelebilecek bir genişlikten söz ediliyor. Aşağıdaki tefsir metnine bakılabilir.

7830 – (*)  ذكر أن معنى ذلك : وجنة عرضها كعرض السماوات السبع والأرض ، إذا ضم بعضها إلى بعض حدثني محمد بن الحسين قال : حدثنا أحمد بن المفضل قال : حدثنا أسباط ، عن السدي : "وجنة عرضها السماوات والأرض " ، قال : قال ابن عباس : تقرن السماوات السبع والأرض  ، كما تقرن الثياب بعضها إلى بعض ، فذاك عرض الجنة (تفسير الطبري)

----------------------------------------------------

BAKARA – 258. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Bakara -258: Allah kendisine hükümdarlık verdi diye (şımarıp azarak) Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya girişmiş bulunan (adamın yaptıklarına,) bakmaz mısın? Bir zaman İbrahim:“Benim Rabbim hem diriltir (yaşatır),hem de ölümü gerçekleştirir” demişti. O da: “Ben (de idamlık olanları affetmek suretiyle) yaşatır ve (ölmesini istediğim kişiyi de) öldürürüm”demişti.( Bunun üzerine) İbrahim: (o zamanki toplumun bilgi ve inanışından hareketle ona) Allah güneşi doğudan getirmektedir. Haydi sen de onu batıdan getir”demişti. Bunun üzerine o inkar etmiş olan (zalim ve diktatör) ne diyeceğini bilemez bir halde donup kaldı. Öyle ya, Allah, (bile bile zulüm işlemeye devam eden ve hakkı reddeden böylesi) zalimler güruhunu hidayete erdirmez (onları emellerine ulaştırmaz).

 (*) Burada‘’Allah güneşi doğudan getirir öyleyse sen de batıdan getir" ifadesi Allah’a ve Kur’an’a değil, zalim ve diktatör hükümdarla tartışan ve bir beşer olan İBRAHİM’e AİTTİR. Yani bunu bu şekilde söyleyen KUR’AN DEĞİL, İBRAHİM’DİR. KUR’AN onun kullandığı sözleri bize aktarıyor. (Ama siz ya bunun farkında değilsiniz, ya da bile bile ayetin mesajını tahrif ediyorsunuz!) Hz. İbrahim ise, bunu o zamanki bilgi ve inanışa göre söylemiştir. Bunu bu şekilde söylemesi de daha uygun idi. Zira hz.İbrahim güneşin doğuş ve batış olayını bugünkü bilime göre söylemiş olsaydı, herkes onunla dalga geçer ve ne kadar bilgisiz olduğunu ve bunu ancak akli dengesi yerinde olmayan ve çok cahil biri söyleyebilir’’diyerek hz.İbrahim’i hiç de ciddiye almayacaklardı. İşte bir beşer olan hz.İbrahim de bunu onların o günkü akıl, anlayış, idrak, inanç ve sahip oldukları bilgiye göre ifade etmiştir. Yani onlarla anladıkları dille tartışmıştır.

(*)(أَلَمْ تَرَ إِلَى ) تقديره ألم تنظر إلى قِصّة النمرود فتفكّر فيها وتتعجّب من حماقتهِ إذ ادّعى الربوبيّة ، فكلمة " تَرَ" مُشتقّة من الرأي وهو العلم والفكر -  فقال تعالى: ألم تر أي تعلم بما نخبرك [ ص: 48 ] به علما هو عندك كالمشاهدة لما لك من كمال البصيرة وبما أودعناه فيك من المعاني المنيرة  (نظم الدرر في تناسب الآيات والسور)) (قالَ أَنَا أُحْيِي وَأُمِيتُ) أي أنا أحيى من حكم عليه بالإعدام بالعفو عنه، وأميت من شئت إماتته بالأمر بقتله (تفسير المراغي) ه...وإن كانت رأى بمعنى علم فالمعنى : تأمل وانظر بعين بصيرتك وادرس حال

---------------------------------------------------------------------------------

ĞAŞİYE- 20. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Ğaşiye -20: Yerküreye bakmazlar mı (yaşam için) nasıl yayılıp düzenlenmiştir (iskâna hazırlanmıştır)?

Aşağıdaki (معجم المعاني) adlı lügat kitabında da (السَّطْحُ)’’ satıh’’ eni ve uzunluğu olan, elverişli hale getirilen’’ demektir. Arapça da asıl ‘’DÜZ’’ kelimesinin karşılığı (تسوية)’’tesviye’’dir. Mesala (ارض مستوية) ‘’Ardun müsteviyetün’’ bu, düz bir arazidir.

السَّطْحُ (في الهندسة) : ما له طول وعرض والجمع : سُطوحٌ  (تعريف و معنى سطح في معجم المعاني الجامع - معجم عربي عربي

Peki, Ğaşiye- 20.ayetle ilgili gösterdiğiniz meal şekli nerede geçiyor? Hangi mealde bulunuyor?

‘’Ve yeryüzünü düz yaptı(sutıhat-düz olan-سُطِحَتْ)-GAŞİYE 20 KURAN ((sizin gösterdiğiniz meal)

’ Ve yeryüzünü düz yaptı’’ şeklinde bir meal varmı?  Ayrıca (سُطِحَتْ) ‘’sutıhat’’ edilgin bir fiildir, ama siz onu mealde ‘’etken’’ fiil yapmışsınız, parantez içinde ise ‘’düz olan’’ diye çevirmişsiniz bu nasıl bir çeviri? Bu kadar saçmalık olur mu?

------------------------------------------------------

NABE- 6. Ayetim açıklamalı doğru meali:

Nebe -6: Yeryüzünü (size) yaşam için elverişli bir yer kılmadık mı?

(*) Ayette geçen (مهاد) ‘’mihad’’kelimesi mecaz olup, Arzı yaşam için elverişli hale getirme ve üzerinde karar kılma anlamındadır. Aşağıya alınan tefsir ve lügat metinlerine de bakılabilir.

(*)  ﴿أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ مِهَادًا﴾: ؟ من الذي جعل الأرض ملائمة لحياة الإنسان في جميع تصرفاته؟ ولو كانت على غير ما هي عليه الآن لتعذر أن يعيش فيها ويحيا (التفسير المبين) والمعنى قد جعلنا الأرض قرارا لكم تستقرون عليها وتتصرفون فيها (الميزان في تفسير القرآن  ) أما أنعمنا عليكم بنعم جليلة، فجعلنا لكم الأرض مهادا أي: ممهدة مذللة لكم ولمصالحكم، من الحروث والمساكن والسبل (تفسير السعدي )لم نجعل الأرض مهادا ) والمهاد مصدر، ثم هاهنا احتمالات : أحدها : المراد منه هاهنا الممهود، أي ألم نجعل الأرض ممهودة  (التفسير الكبير) وجعل الأرض مهادا إما في أصل الخلقة أو بعدها، وأيا ما كان فلا دلالة في الآية على ما ينافي كريتها كما هو المشهور من عدة مذاهب أهل الهيئة المحدثين أنها مسطحة عند القطبين لأنها كانت لينة جدا في مبدأ الأمر لظهور غاية الحرارة الكامنة فيها اليوم فيها إذ ذاك وقد تحركت على محورها فاقتضى مجموع ذلك صيرورتها مسطحة عندهما عندهم(تفسير الألوسي )،
ا(تعريف و معنى مهاد في قاموس المعجم الوسيط ،اللغة العربية المعاصرة ،الرائد ،لسان العرب ،القاموس المحيط. قاموس عربي عربي) الأَزهري: المِهادُ أَجمع من المَهْد كالأَرض جعلها الله مِهاداً للعباد، وأَصل المَهْد التَّوْثِيرُ؛ يقال: مَهَدْتُ لنَفْسي ومَهَّدت أَي جعلت لها مكاناً وَطيئاً سهلاً. )

-----------------------------------------------------------------

Naziat-süresinde 46’ ye kadar ayet vardır, 50’ye kadar yoktur, ama gösterdiğiniz ayet 30. ayettir.

NAZİAT- 30. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Naziat- 30:Ve onun (semanın) ardından yeryüzünü yuvarlatarak (geoit şeklinde) bir düzene koydu.*

(*) Dünya gezegeninin kabuğunun, şeklinin, ilk kıtaların ve Pangea kıtasının var edilmesine vurgu yapılmaktadır. İşte buna göre yaratılmış olan semanın/bütün gök cisimlerinin yedi manyetik kuşağı, çekim gücü,vs.bunların denge ve düzeni kurulduktan sonra dünya gezegeni de geoit şeklinde düzenlenmiş ve yaşam için elverişli hale getirilmiştir. İşte burada ‘’والارض بعد ذلك دحيها ‘’ Vel arda ba’de zalike dahaha‘ ayeti bunu ifade etmektedir. (الله اعلم) Yani bu ayet indiği zaman geçerli Batlamyus coğrafyasına göre yeryüzü tepsi gibi düz kabul ediliyordu, oysa bu ayet, o zamandan beri dünyanın yuvarlak,(egoit şeklinede) olduğunu söylemektedir

---------------------------------------------------------

KAF- 7. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Kaf- 7: Yerküreyi de (engebeli arazi yapısıyla) genişletip yaydık (yaşam için elverişli hale getirdik).

’Medednaha’’ döşemekle hiçbir ilgisi yok, yaşam için genişlettip yaymak analmındadır.

المد لغةً معناه (الطول و الزيادة) لقول القرآن ويمددكم بأموال وبنين أي يزدكم  (أحكام المد - ويكيبيديا)                Bkz: Vikipedi özgür ansiklopedi (Arapça) ‘’ Medde!! Uzatmak, fazlalaştırmak. Yani  döşemek diye bir anlam yok.

Ve yeri döşeyip yaydık(medednâ-hâ-مَدَدْنَاهَا)-KAF 7 KURAN (Gösterdiğiniz meal)

Yeryüzünü uzunlamasına yaydık(medednâ-hâ-مَدَدْنَاهَا)-HİCR 19 KURAN (Gösterdiğiniz meal)

Bu her iki sürede gösterdiğiniz ayetin bütün kelimeleri aynı olmasına rağmen, neden mealleri farklıdır? Bunun farkına bile varmamışsınız!  İşte meallerin ne kadar hatalı olduğunu burada da görüyoruz.

----------------------------------------------------

ŞEMS- 6. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Şems- 6: Arza ve onu (yumurta biçiminde) yuvarlatıp (kıtalar halinde) bölene.*

(*) Aşağıda da geçtiği gibi hem müfassir Mücahid’,hem de el Ferra’e göre, (طحا)’’taha’’ kelimesi (دحا) ’’daha’’ anlamındadır. Mu’cemul Meani adlı Lügat kitabında ise, (دحا)’’daha’’nın anlamı; ‘’Arzı yaşam için yumurta şeklinde düzenleyip yaymak’’ demetir. İbn Abbas’tan da nakledildiğine göre, (طحاها) ’’tahaha’’ (أي قسمها)’’ ey kasameha’’yani ‘’Arazı (parçalara, kıtalara) böldü.’’anlamındadır. Aşağıya alınan metinlere bakılabilir.

حدثني محمد بن عمارة، قال: ثنا عبيد الله بن موسى، قال: ثنا عيسى؛ وحدتني الحارث، قال: ثنا الحسن، قال: ثنا ورقاء، جميعا عن ابن أبي نجيح، عن مجاهد، قوله: ( وَالأرْضِ وَمَا طَحَاهَا ) قال: دحاها – (تقسير الطبري)  دحا اللهُ الأرضَ : بَسَطَها ومَدَّها ووَسَّعَها على هيئة بيضة للسُّكنى والإعمار. (تعريف و معنى دحا في معجم المعاني الجامع) وقال آخرون: بل معنى ذلك: وما قسمه حدثني عليّ، قال: ثنا أبو صالح، قال: ثني معاوية، عن عليّ، عن ابن عباس، في قوله: ( وَالأرْضِ وَمَا طَحَاهَا ) يقول: قسمها ((تقسير الطبري - تفسير الماوردي) قال الفراء : طَحاها ودَحاها واحدٌ (المعجم: لسان العرب)

---------------------------------------------------------------------------------------

YUNUS- 5. Ayetin açıklamalı doğru meali:

Yunus-5:  O (Allah’tır) ki, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için, güneşi ziya (ışık, ısı ve enerji) kaynağı, ayı da nur (ışık yansıtıcı) yapmış ve ona menziller tayin etmiştir.

(*) Ayette, Güneş için (ضياء) “ziyâ”,ifadesi kullanmış. Ziyâ, kaynağın bizzat kendisinden oluşmaktadır. Günümüzde bilimsel çalışmalar, güneşin ışığının, hidrojeni helyuma dönüştüren zincirleme nükleer patlamalardan oluştuğunu söylemektedir. Güneş her an sayısız atom bombalarının patladığı bir kaynaktır ki, bu patlamalardan kendisine tabi yıldızlara korkunç miktarlarda enerji ve ışık gitmektedir. Güneşin kendinden olan enerjisi, kendi sisteminin hayat kaynağıdır. İşte onun bizzat kendinden olan ışığı “ziyâ” tabiriyle anlatılmıştır. Ay ise sönmüş, soğumuş, kabuk bağlamış bir gezegendir. Kendinden bir ışığı yoktur. Ancak güneşten kendisine vuran ışığı yansıtır. İşte aydan yansıyan bu ışığa da “nûr” denmiştir. (Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, IV, 204) Eğer (ضياء) “ziyâ ‘’ ile (نُورًا) ‘’Nür’’ aynı şey ise, ne den aynı ayette art arda gelen Güneş için farklı bir tabir olan (ضياء) “ziyâ‘’, Ay için de (نُورًا)’’Nür’’ ifadesi kullanılmıştır? Yani, Kur’an’a göre, eğer Ay da Güneş gibi olsaydı, her ikisi için aynı tabirin kullanılması gerekmez midi?  Her ikisi için ya ziya veya nür ifadesinin kullanılması gerekirdi. Ama görüyoruz ki, Güneş için ziya, Ay için da farklı bir kelime olan nür ifadesi kullanılmıştır. Demek ki, Ziya ile Nür aynı şey değildir. Bu nedenle Ziya, ışığı kendisinden olan, Nür de, aydınlığı başkasından olan, yani, ışık yansıtan demektir. İşte ayete Güneş için kullanılan (ضياء)’’ZİYA’’ ve Ay için kullanılan (نور) ‘’NÜR’’ kelimesi hakkında bir açıklamada aşağıdaki tefsir metinlerinde bulunur. Son olarak NEDEN GÜNEŞ İÇİN ZİYA, AY İÇİN NÜR DENİLMİŞTİR?  İkisinin anlamı aynı olsaydı, ikisine de aynı kelime kullanılması gerekmez miydi? 

الضوء لما بالذات كالشمس والنار ، والنور لما بالعرض والاكتساب من الغير ، هذا حاصل ما قاله شيخنا رحمه الله (تفسير المنار ) وقيل : الضياء هو ما كان بالذات ، والنور ما كان بالعرض ، ومن هنا قال الحكماء : إن نور القمر مستفاد من ضوء الشمس ( تفسير فتح القدير )الضياء هو ما كان بالذات، والنور ما كان بالعرض، ومن هنا قال الحكماء: إن نور القمر مستفاد من ضوء الشمس.-  وقيل: ما بالذات ضوءٌ وما بالعرَض نور، ففيه إشعارٌ بأن نورَه مستفادٌ من الشمس { إرشاد العقل السليم إلى مزايا الكتاب الكريم)

-------------------------------- 

İşte görüldüğü gibi ayetlere doğru meal verildiğinde hiçbir sorun kalmaz, bütün sorunlar hatalı meallerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle yukarıdaki bütün iddialarınız mesnetsiz olup, gerçeği yansıtmamaktadır. Yani Kur’an’ın orijinal Arapça metninde ASTRONOMİ HATALARI ASLA YOKTUR!!!    Saygılarımla.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

Kuranı bilmeden astronomi bilmeden astromideki nihai gerçekleri doğru kabul ederek Kurani yorumlamayın. Ben burda yazanların ne Kurani nede astronomiyi tam bilmediği ve ayrıca Kuranı anlamaktan cok eleştirmek ve hata bulmak amacı ile yazilmıştır.

Ayrıca astronomik bilgiler sürekli değişmekte yeni bilgiler öncekileri çürütmekte şimdiki bildiklerimizde zaman ilerledikçe yenilenecek ve bir cok doğru sandığımız bilginin yanlış olduğunu gördük ve göreceğiz. Bu iman meselesidir. Biz Kuranin Allah tarafından gönderildiğine ve dosdoğru eksiksiz olduğuna ve Allah tarafından korunduguna inaniriz. Ama bilim cağlar boyu gelişim gösterdikçe hakikate biraz daha yaklaşir. Yani bilim bu gün doğru olarak kabul ettiğini yarın yanlış kabul edebilir. Bu dogaldır. Bilimle kuranı yargilamaya kalkmak büyük hatadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Öncelikle yazınızda hata var Kuran'da değil. Allah kuran'ı okadar mukemmel yazdıki insanlar onun üzerine dha iyi birşey yazmadı ve siz şimdi Allah'ın yazmış olduğu mükemmel kitapta hata olduğunu ifade ediyorsunuz gerçekten yazık

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Allah’ın olmadığını, Kuranı Kerim’in de hak kitap olmadığını ispat etmek için bayağı bir demogoji yapmışsınız. Fakat Astronomiyi siz bilmediğiniz için Kuranı Kerim’i yanlış zannediyorsunuz. Halbuki ayetleri anlamayan veya kasıtlı olarak insanları kendi dinsizliğinize çekmek için akıl dışı bilim dışı iddialar argumanlar manzumesi yazmışsınız. Ben genetik 🧬 ve Astronomi 🪐 konularında uzmanım. Ve müslümanım ve hatta İslamiyeti Amerika’da Federal hapishanede öğretecek kadar iyi bilen bir hocayım. Yani en küçük DNA aminoasitinden en büyük gök cisimlerine kadar bilimsel olarak çalışmış bu konuda dünyaca ünlü bilimsel makaleleri olan bir insanım. Siz ayetleri anlamak istediğiniz gibi anlıyorsunuz. Halbuki Astronomi bilseydiniz kendi kafanıza göre yanlış yorumlamazdınız. Bilim insanı olarak diyorum ki: Bilim yeni birşey yaratmaz! Yaratılmış olanın nasıl yaratıldığını, yapısını ve nasıl kullanılacağını keşfetmeye çalışır. Ayrıca zaman içerisinde doğru dediği yanlışta çıkabilir ve değişir. Yani bilime güvenip Yaratıcının hata yaptığını iddia etmeniz cehaletinizin göstergesidir. Bilim Dinin yerini alamaz. Çünkü din daha mahiyetini bile bilmekten aciz olduğumuz ruh İçin gereklidir. Bilim ise akıl yolu ile yaradanı bulmaya ve imanı kuvvetlendirmeye hizmet eder. İkisi birbirini tamamlar. Biri diğerinin yerini tutmak İçin değildir. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.