Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

tanrı bu durumda ne yapar (varsa tabi)


binyamin

Önerilen İletiler

islamı çok iyi araştırdım her İslami  kavramı anlarım diyorsunuz da!

 

İslamı iyi bildiğimi iddia etmem, islami kavramları benimsediğim anlamına gelmez. Dua etmek de fal bakmak kadar anlamsız ve yararsızdır. Birini ötekine tercih etme gibi bir durum söz konusu olamaz. Eğer zar, kağıt, çöp çekme gibi araçlar fal amaçlı değil de kur'a çekme amaçlı kullanılırsa ise bunun insanlara bir zararı olmadığı gibi yararı olur. Bu gibi araçların sonuçları, düzgün dağılım gösterir. Bundan yararlanılabilir. Örneğin hilesiz tam homojen bir zar, 600 kere atıldığında yaklaşık her rakam yüzer kez gelir.

 

Diyelim bir yerin altı çalışanı, öğlen yemeklerini o gün kimin çekeceğini belirlemek istiyorlar. Sıraya koymaları monotonluğa yol açar. Ama zar atarak belirlemeleri, eğlenceli ve renkli olur. Bazen iki gün üst üste aynı kişi çekebilir. Bu, esprilere, eğlenceli konuşmalara bahane olur. Ama adaletsizlik olmaz. Yıl boyu dağılım mutlaka dengeli olacaktır. Sonuçta üç aşağı beş yukarı belki bazıları bir kaç öğlen yemeği kârda olabilir. Eğlence ve espri için bu kadarına rahatlıkla katlanılabilir. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bırakın bu ayakları kardeşler ben ne insanlar tanıdım durumu süper olup

keyfi yerinde parası bol o paralarla aç doyurup cenette gidecek diyelim bir inanana göre !!! ve durumu kötü olan zavallı biri ise

 

iş'mi yapsın iş'mi bulsun daha doğrusu ailesine mi baksın ibadet mi etsin patronlarla mı uğraşsın zorluk zorluk sürekli 

ve yapamadı diye gel evladım direk cehennem'e sonra

 

şimdi biri diyecek ki allah o fakir istedi ama yapamadı diye gene allah kabul eder diye bir safsata atar ortaya 

 

o zaman biz'de deriz'ki birisi harika bir hayat sürüp ama aynı zaman'da fakirlere iyilik yaptı diye cennet'e gitti

biri'si rezil bir hayat sürdü o'da cennet'e gitti eee nerede adalet

 

aynı cennet ama farklı hayat farklı çelişki 

 

kimse bana allah dilemezse hikayelerine girmesin ne yani şimdi allah mazlumların yanında değil'mi diyorsunuz yani demek'ki 

allah dilemiyor çok fakirlerin ve savaş mağdurların yanında olmayı öylemi siz diyorsunuz allah dilemedikce diye 

 

mantık'lı düşünmek için ne olur din gömleğinizi üzerinizden çıkarın ne olur biraz ne olur 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@@binyamin

Dini kavramları algılamada büyük sorunlar var.

 

Hiç olmayacak yerde  dini kavramlar  yanlış  kullanılıyor.

 

Dinin ne olup olmadığı kavranmadan sorunlar çözülmez.

 

Toplum yanlış bir din algısına sahip, cahilliğin ve bilgisizliğin sonuçları bunlar.

 

 

 

Kim suçlu dersen herkes suçlu, ama esas olarak bu işi tekeline alanlar, bilerek yanlış yönlendirenler var.

 

İslam toplumu üzerine cehalet ve hurafeler bir kara bulut gibi çökmüş, güneşi engelliyor.

 

Güneş, ışık girmeyen evlere hastalık girer, hasta anlayışlar hüküm sürer, kural budur, kurunun yanında

yaşta yanar.

 

Kimse cennete falan da gidemez, herkes cehennemde yaşar zaten.

 

En büyük zulüm hakikatin tersyüz edilmesidir. Doğruların yanlış, yanlışların doğru algılanması dengenin bozulduğunun göstergesidir.

 

İnsanları dengeye getirecek akıl ve düşüncedir, dünya gerçeklerini görmektir.

 

Bu dünya imtihan dünyası, adaleti topluma Allah getirmez, mücadele edenler getirir, hak verilmez alınır.

Tersi olsa imtihan olmaz.

 

Şuanki yapılaşmaki bozukluklar, toplumun ürettikleridir, düşünce ve akıl olmazsa, hayat akla, düşünceye, insanlık tecrübelerine göre şekillendirilmezse her türlü pislik yağar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@@musttafa kardeş ben şunu gördüm eğer bir tanrı varsa ki bence yok 

hiç kimseye acımayan zulüm karşısında kılını dahi kıpırdatmayan 

 

hatta ne olursa olsun beni ilgilendirmez diyen bir tanrı var ortada 

tanrının yapmadıkları ile söyledikleri asla birbirini tutmuyor ben bu oyunlara gelmem inanmam ve iman etmem 

 

ben akıl ve mantık ile olaylara ve gidişata bakarım yazılı bir kaç hikaye kitaplarına değil yazılı metinler bir şey anlatmaz sadece 

akıl karıştırır durur ama gördüklerimiz ve yaşadıklarımız gerçek ve ben bu gerçeklerle yaşıyorum 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@@binyamin

 

Zulüm hakikatin tersyüz edilmesidir, bunu insanlar yapar.

 

Allah kimseye zulüm etmez, bu insanların birbirine zulmüdür, doğruyu yanlış, yanlışı doğru yapmak.

 

 

 

Allah kimsenin hizmetcisi değildir, ihtiyacı olanın çağıracağı ve hemen hizmetine gelen bir cin değildir, bu filimler insanların gerçeği algılamasını engelliyor heralde, insanların hayal dünyasını genişletiyorlar, dünya gerçeklerinin görülmesini engelleyen propagandalar var.

 

Bunlar dinin karanlık yüzünün etkileridir.

 

Zeus gibi müdahale eden, kızdığında şimşekler gönderen  bir Tanrı yok, dünyadaki insanlar arasındaki adaletsizlikleri düzenleyen müdahil bir yönetici Tanrı yok. Böyle olsa imtihan olmaz.

 

Allah herşeyi bir kadere(ölçüye) göre yaratmıştır.

 

Toplum ölçüyü tartıyı  anlayıp, araştırıp, ilmedip, bilgisini artırarak yaşamda sergilemesi gerekir.

 

İmtihan, sınav  budur, sınavı geçmek başarmak için mücadele etmek gerekiyor, armut piş ağzıma düş yok!

 

Din toplum için vardır, birey tek başına bir şey yapamaz. toplumun algı seviyesi yükselmesi gerekiyor.

 

Cennete de cehenneme de insanlar topluca sürülür, teker teker değil!

 

Yanılgılar bizi yanlış anlamalara sevk ediyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi bakın müslümanlar, sizin sorununuz kendi gönlünüzün çektiği din anlayışının, Kuran'da yazan ile uyumsuz olması. İslam dinini yaratan o dönem Arapları, yazdıkları ayetleri sizin gönlünüzün çektiği din anlayışından çok farklı şekillendirmişler. 

 

Siz diyorsunuz ki allah öyle sinirlenince yıldırımlar yağdıran Zeus gibi değildir, ama adamlar yazmışlar ki Kuran'a; allah sinirlenince kasabaları alt üst eder, rüzgarlar gönderir, depremler gönderir, bilmem ne gönderir. 

 

Daha buna benzer ve benzemez nice sizin gönlünüzün çektiği din ile İslam dini arasında dağlar kadar farklar var. Sizin sorununuz maalesef bu... Hiç benzemeyen, alakası olmayan iki şeyi aynı görmeye çalışmaktan artık beyniniz bile isyan ediyor. Ama siz beyninizin isyanını bile bastırıyorsunuz. Fakat bu çok çelişkili, tutarsız, buz tutmuş parlak bir zeminde kösele ayakkabılarla yürümeye çalışan biri gibi olmanıza neden oluyor.

 

Ne yapsak anlatamıyoruz size, bu durumunuz sizin için ve hepimiz, toplumumuz için çok zararlı. Bakın şimdi bu dogmatik kafa bizi emperyalistlerin kuyruğunda komşumuz ile savaşa sokuyor. Gençlerimiz, komşumuzun gençleri bu savaşta ölecek. Ne için? Emperyalistler istiyor diye. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@@democrossian

 

Müslümanın diyenlerin doğru yolda olduğunu kim söyledi?

 

Kimse ben şuyum buyum demekle bir şey elde edilmez.

 

Allah her şeyi bir ölçüye (kadere) göre yaratmıştır.

 

 

 

İnsanların hayatı bir imtihandır, hayatın kendisi bir sınavdır.

 

Hayatı okuyanlar, anlayanlar, Allahın yarattığı ayetlerle ilişkiyi kuranlar sınavın varlığını kavrarlar, bilgi edinirler.

 

Böyle bir ilişkinin varlığından habersiz, ağızdan üfürüklerle yaşama söven, bunu yaşam zanneden toplumlarda duvara toslarlar.

 

Her toplum kendi yaptığının, ürettiğinin karşılığını alır.

 

Ölçü (kader) budur.

 

Evre geçiremeyen, zamanın gerisinde kalan, insanlık meziyetlerini sergileyemeyen toplumlar yok olmaya mahkumdur, yaptıklarının sonucudur.

 

Toplumda yanlışlar doğru, doğrular yanlış olarak algılanmaya başladıysa o toplumda akıl ölmüştür, düşünce işlevini yerine getirememektedir. Topluma zulüm hakim olur, bunu da insanlar kendi elleriyle yapar, bozuk bir din anlayışı hakimdir, dinin karanlık yüzüdür.

 

Dini anlamak için sadece Kurana bakmaya gerek yok, yaratılan ayetler ne olacak asıl her şey yaratılan ayetlerde, yaşamın kendisi zaten kitap, her şeyin sağlaması yaşamda.

 

 

Kurana bakış açısında da bozukluklar var, kuran öğüt, rehber uyarıcıdır sadece, her türlü sorumluluk insanın kendisindedir. İmtihan budur, imtihan İnsan için var, Kuran için değil. Kurandan faydalanmak lazımdır, yardımcıdır, o ayrı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Müslümanın diyenlerin doğru yolda olduğunu kim söyledi?

 

Hiç kimse söylemedi. Çünkü söylenemez. Çünkü yanlış yoldalar.

 

Böyle diyerek sanki doğru bir islam varmış da, günümüz müslümanları ondan uzak düşmüşler gibi bir intiba uyandırarak kurtulamazsınız. İslam dönemin Arapları tarafından yaratılırken zaten yarımadayı yağmalamak amaçlı yaratılmıştır. Amaçları yarımadanın kaynaklarına el koymak, Araplaştırmak, karşı çıkanları soykırıma uğratmaktı. Yani emperyalist bir yayılma ve sömürü ağı kurmak için islamı yarattılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hiç kimse söylemedi. Çünkü söylenemez. Çünkü yanlış yoldalar.

 

Böyle diyerek sanki doğru bir islam varmış da, günümüz müslümanları ondan uzak düşmüşler gibi bir intiba uyandırarak kurtulamazsınız. İslam dönemin Arapları tarafından yaratılırken zaten yarımadayı yağmalamak amaçlı yaratılmıştır. Amaçları yarımadanın kaynaklarına el koymak, Araplaştırmak, karşı çıkanları soykırıma uğratmaktı. Yani emperyalist bir yayılma ve sömürü ağı kurmak için islamı yarattılar.

 

 

İnsanların hayatı bir sınavdır, hayatı okuyabilen, yaratılan ayetlerle bağlantıyı kuran, ögütlere, uyarılara,  insanlık tecrübelerine sahip çıkan toplumlar kaos ortamından çıkarak, aklı idame ederek  dengeye ulaşır, mücadele ederek hayatlarını yaşamdan satın alırlar, kazanırlar. Mücadele etmeyen bir şey kazanamaz. Herşey de bir ölçü var. Ölçüyü tartıyı bilen, ona göre davranışta bulunan kazanır.  Yoksa kaosa teslim olunur, rüzgar nereden eserse oraya kısmete gider.

 

 

İslam demek, barış demektir, Allaha teslim olan demektir, insanla barışmak, insanı anlamaktır.

 

Allaha teslim olmak, Allahın yarattığı ayetleri anlamak özümsemek, yaratılışı çözmek ve buradan elde edilen bilgilere göre hareket etmekten geçer.  Bunun için faaliyet gerekir, oturarak, hindi gibi düşünüyormuş gibi yaparak  bir ilerleme sağlanmaz.

 

Ağızdan üfürerek, ona buna bağırarak, küserek dilde müslümanlık  taslanmaz, bu bir yol değildir.

 

Sınavda olan, yaşamda karşılığını gören insandır, sorumluluk insandadır.

 

Akledecek olan, düşünecek olan, yaşayacak olan  insandır, bu görev kuranın veya dinin görevi değildir.  

 

Kurana veya dine yanlış anlamlar yüklemek yanlış çıkarımlara götürür, bunlar araçtır, amaç değildir.

 

Bir toplumda kötü bir gidişat varsa, sorumlu oradakilerdir, iyi bir gidişat varsa yine oradaki düzeni kuran ve sahip çıkanlardır. İmtihan budur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanı eleştirince "insan yanlış ama din, Kuran doğru." Dini Kuranı eleştirince "din Kuran sorumlu değil, insan sorumlu."

 

Deveye "sen nesin" diye sormuşlar. "Gördüğünüz gibi kuşum!" diye kanatlarını açmış. "Peki uç öyleyse!" demişler. "Ama biraz da deveyim" demiş. "Peki yük taşı o zaman" demişler. "Ama biraz da kuşum!" demiş. 

 

"Biraz uç, biraz yük taşı o zaman" demişler, "aaa! Uzaktan ses mi geliyor?" diye başını yere dayayıp dinlemiş. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha önce açıklamıştım. İndeterminist, yani tesadüfçü düşünce, iki sonuç verir. 

 

1. Dogmatizm. Yani "tanrı olmasa tesadüf her şeyi birbirine katar, karmakarışık ederdi. Tesadüfü tanrı dizginleyip düzeni sağlıyor. Kuralları da tanrı koyar."

 

2. Nihilizm. "Hiç bir şeyi bilemeyiz. Her şey tesadüftür. Ne istersek onu yaparız. Kural yoktur."

 

İndeterminizm dogmayı da sonuç verse, anarşiyi de sonuç verse farketmez, zararlıdır. İlacı tesadüfün asla olmadığını söyleyen determinizmdir. Kuralları biz koyarız, çünkü biz biliyoruz. Başkaca bizden üst bir bilici, dolayısıyla kural koyucu yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

1.Neden tanrı bana göre bir hayal olan !!! çok ama çok sevdiği kullarını neden sınava tabi tutuyor 

 

1.Eğer'ki adem ile havva o meyveyi yemeseydi şimdi sınav olmayacak mıydı yani?

 

3.Eğer sözde şeytan ademe secde etseydi şimdi herkes cenette'mi yaratılacaktı ?

 

4. o melek şeytan ilan edildikten sonra nasıl oluyor'da tanrının yasak koyduğu yere girip adem ile havvayı kandırabiliyor ne yani tanrı bu kadar aciz'mi 

 

5.ilk baş kaldıran o melek şimdiki söz'de şeytan o zamanlar şeytan yok'ken onu kim kandırıyor ?

 

6.Eğer tüm bunlar tanrının planı ise neden onlar sonradan cezalandırılacak öyle'ya bu tanrının planı ve onlarda birer piyon 

 

7.Hani bir inançlıya göre insanı yoktan var etti o zaman yok'tan var eden ölümden sonra tekrar sonsuza dek tekrar hayat'ta vermeyebilir nereden bilebilir insanlar tekrar dirilme olduğunu tanrıya kim hesap sorabilir ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kuranda şu yazar:

 

"saidler gökler ve yerler durdukça içinde ebedî kalmak üzere cennettedirler ancak rabbinin kesintisiz vermeyi dilemesi başka" (11/108)

 

Öbür dünyada tanrı ile cennete gireceğiz diye bekleşen müslümanlar arasında diyalog:

 

"Kusura kalmayın müslümanlar, kıyamette yerler gökler filan kalmadı. Ben size Hud sûresinin 108. ayetinde gökler yerler durdukça ebedi cennette kalırsınız demiştim. Bakın durmuyorlar. O yüzden cennet işini unutun. Şimdi dağılabilirsiniz."

 

"Ama bi dakka yarabbi ya! Ayetin devamında "rabbinin kesintisiz vermeyi dilemesi başka" diyordun? Ben hafızım da... Ayet hâla ezberimde. Ne çekmiştim hepsini ezberleyecem diye. Cennete girerim diye ezberlediydim." 

 

"Hafız efendi, kendi ağzınla söylüyorsun. "Benim dilemem başka" demişim değil mi? İşte sorun da bu, sizi ebedi cennete sokmamayı diliyorum. Tanrı değil miyim, istediğimi dilerim. Üstelik yerler gökler de kıyamette kalmadı. Ben sandıydım İsa'nın oniki havarisi kadar, hadi bilemedin kırk elli kişi olursunuz. Siz çıktınız kaç milyona! Bunca kişiye şarap, huri yetiştiremem. Şimdi dağılın bakiyim. Dağılmazsanız zebaniler kaynar su ve zakkum gazıyla müdahale edecektir. Tutuklanıp cehenneme atılırsınız, ona göre..."

 

"Gezi parkında milleti gazlarlarken oooh iyi olmuş dediydik görüyor musun? Aynısının beteri başımıza geldi."

 

"Zebaniler, müdahaleye başlayın. Şu mırıldananlardan başlayın tutuklamaya!"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanı eleştirince "insan yanlış ama din, Kuran doğru." Dini Kuranı eleştirince "din Kuran sorumlu değil, insan sorumlu."

 

Deveye "sen nesin" diye sormuşlar. "Gördüğünüz gibi kuşum!" diye kanatlarını açmış. "Peki uç öyleyse!" demişler. "Ama biraz da deveyim" demiş. "Peki yük taşı o zaman" demişler. "Ama biraz da kuşum!" demiş. 

 

"Biraz uç, biraz yük taşı o zaman" demişler, "aaa! Uzaktan ses mi geliyor?" diye başını yere dayayıp dinlemiş. 

 

 

Dini kavramları yanlış şekilde kullanınca ve algılayınca  doğal olarak yanlış sonuçlara ulaşılıyor.

 

Kelamlar uyarıcı, rehber, öğüttür, belli bir seviyeye kadar insanı taşır, sonrası insanın sorumluluğunda, yaşamda mücadeleyi verecek olan insandır.

 

Doğru yola girecek olan, şartları değerlendirip karar verecek olan insandır.

 

Hayatın kendisi imtihandır. Herşey bir ölçüye(kadere) göre yaratılmıştır. Ölçüsüz, nizamsız bir şey yaratılmamıştır. Ölçüyü tutturan, algılayan, buna göre hareket eden başarılı olur.

 

İmtihanı kaybeden elenir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dogmatik ezberlerin bozulması şarttır. İmtihan, kader, nizam, yaratım... Bunlar en eski pelesenk olmuş dogmatik ezberler. En büyük kurtuluş, din dogmasından özgür olmaktır. Bu, insanlığın en büyük devrimi olacaktır. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dogmatik ezberlerin bozulması şarttır. İmtihan, kader, nizam, yaratım... Bunlar en eski pelesenk olmuş dogmatik ezberler. En büyük kurtuluş, din dogmasından özgür olmaktır. Bu, insanlığın en büyük devrimi olacaktır. 

altına imzamı atar geçerim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@@musttafa kader dediğin şey eğer yaşanacak olanlarsa o zaman cehennem ne cennet ne madem'ki herşey belli ???

 

kaderin türkçesi ölçü demektir.

 

Allah herşeyi bir kadere (ölçüye) göre yaratmıştır.

 

Bu kuranda geçen bir ayettir, açıklamadır.

 

Asıl olan ölçü yani kader yaratılan ayetlerin içindedir.

 

Mesala tabiat kanunları bir ölçüdür. Bir kadere göre yaratılmıştır, herşey birbirine bağlı, birbirini etkileyen süreçler içiçedir.

 

Yaratılan ayetleri araştırır, çözersen, insanlık ilerler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dogmatik ezberlerin bozulması şarttır. İmtihan, kader, nizam, yaratım... Bunlar en eski pelesenk olmuş dogmatik ezberler. En büyük kurtuluş, din dogmasından özgür olmaktır. Bu, insanlığın en büyük devrimi olacaktır. 

 

İnsanın en önemli özelliği düşünebilmesidir. Aklını kullanabilmesi, iradesine sahip olmasıdır.

 

Düşünebilen insan özgürdür.

 

İnsan herşeyi düşünerek anlar ve akıl gözüyle herşeyi inceler, bakar, bağ kurar.

 

Din bir eğitimdir, öğretidir. İnsanı bir noktaya kadar taşır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@@musttafa insan herşeyi düşünerek anlar ve akıl gözüyle inceler bakar bağ kurar diyorsun 

 

bu demene göre neden o zaman insanlar ayrı ayrı dinlere mensup farklı politik düşüncelere sahip farklı inançlara sahip 

hatta farklı tanrılara inanıyorlar demek'ki insan nereye bakacağını kendisi değil daha doğduğu gün ataları belirliyor 

 

kimse bana bunların aksini iddia edemez senin neye inandığın yada inanacağın zaten belirlenmiş başkaları tarafından ya arap mitolojisine inanacaksın yada batı dayatmasına başka çaren yok yada bizim gibi özgür saf düşünce olan din'sizliği benimseyeceksin 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@@musttafa insan herşeyi düşünerek anlar ve akıl gözüyle inceler bakar bağ kurar diyorsun 

 

bu demene göre neden o zaman insanlar ayrı ayrı dinlere mensup farklı politik düşüncelere sahip farklı inançlara sahip 

hatta farklı tanrılara inanıyorlar demek'ki insan nereye bakacağını kendisi değil daha doğduğu gün ataları belirliyor 

 

kimse bana bunların aksini iddia edemez senin neye inandığın yada inanacağın zaten belirlenmiş başkaları tarafından ya arap mitolojisine inanacaksın yada batı dayatmasına başka çaren yok yada bizim gibi özgür saf düşünce olan din'sizliği benimseyeceksin 

 

Düşünebilme yetisi insanın temel özelliğidir.

 

Düşünceyi etkileyen bir çok unsur vardır; çevre, geçmiş, inançlar, eğitim, dinler, genler, dil, duygular, istekler, hayaller, yetersizlikler, yaşanılan mekandaki  toprak, hava, su....

 

Düşünceyi etkileyen bu kadar çok etken var, düşüncelerde farklı olur, seçimlerde.

 

Aklın yolu birdir. Akıl tam bilgiye ulaşırsa, akledenler her zaman aynı sonuçlara ulaşır..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

eğer bir insanın genleri onu cehennem'e kadar götürüyorsa bu işte bir terslik vardır çevre'ymiş geçmiş'miş eğitim'miş dil'lermiş duygu'larmış bunlar akıl oyunları yapıyorsa tersliği geni yaratan'da ararım fakat orta'da yaratanıda göremiyorum yaratılanıda 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

eğer bir insanın genleri onu cehennem'e kadar götürüyorsa bu işte bir terslik vardır çevre'ymiş geçmiş'miş eğitim'miş dil'lermiş duygu'larmış bunlar akıl oyunları yapıyorsa tersliği geni yaratan'da ararım fakat orta'da yaratanıda göremiyorum yaratılanıda 

 

Ne arıyorsan aradığını yanlış yerde ararsan, onu bulamazsın.

 

Herkes bir arayış peşinde, ne kaybettinki neyi arıyorsun?

 

İnsanda herşeyi gören, bilen aklın kendisidir, akla ulaşamazsan aradığını da bulamazsın.

 

Akla ulaşmak içinde çok mücadele etmek gerekir.

 

İstenilen herşey zor, kolay olanı kimse istemez, beğenmez.

 

Genler bozuksa, kişi engellidir, Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez.

 

İnsanlarda tek başlarına cennete veya cehenneme gitmezler, bu işler topluca yapılıyor, toplum hadisesi.

 

Yargılanan toplumun değerleridir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@musttafa  Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. işte burası tam komedi o yüzden koskoca afrika kıtası aç susuz savaş mağdurları mazlum öksüz kaynıyor ama sen kaldıramayacağı yükü yüklemez diyorsun ? bana afrika kıtasını açıklayamadan başka kaçamak cevaplar verme mustafa kardeş eğer verirsen emin ol sana cevap yazmam 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

@musttafa  Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. işte burası tam komedi o yüzden koskoca afrika kıtası aç susuz savaş mağdurları mazlum öksüz kaynıyor ama sen kaldıramayacağı yükü yüklemez diyorsun ? bana afrika kıtasını açıklayamadan başka kaçamak cevaplar verme mustafa kardeş eğer verirsen emin ol sana cevap yazmam 

 

@@binyamin  Senin sorduğun soruların cevapları önceki yazılarımın içinde var, biraz dikkatli okursan ne cevap vereceğimi anlarsın.

 

 

Dini kavramları yanlış şekilde kullanınca ve algılayınca  doğal olarak yanlış sonuçlara ulaşılıyor.

Hayatın kendisi imtihandır. Herşey bir ölçüye(kadere) göre yaratılmıştır. Ölçüsüz, nizamsız bir şey yaratılmamıştır. Ölçüyü tutturan, algılayan, buna göre hareket eden başarılı olur.

İmtihanı kaybeden elenir.

 

 

Zulüm hakikatin tersyüz edilmesidir, bunu insanlar yapar.

Allah kimseye zulüm etmez, bu insanların birbirine zulmüdür, doğruyu yanlış, yanlışı doğru yapmak.

Allah kimsenin hizmetcisi değildir, ihtiyacı olanın çağıracağı ve hemen hizmetine gelen bir cin değildir, bu filimler insanların gerçeği algılamasını engelliyor heralde, insanların hayal dünyasını genişletiyorlar, dünya gerçeklerinin görülmesini engelleyen propagandalar var.

Zeus gibi müdahale eden, kızdığında şimşekler gönderen  bir Tanrı yok, dünyadaki insanlar arasındaki adaletsizlikleri düzenleyen müdahil bir yönetici Tanrı yok. Böyle olsa imtihan olmaz.

Yanılgılar bizi yanlış anlamalara sevk ediyor.

 

 

Dini kavramları algılamada büyük sorunlar var.

Hiç olmayacak yerde  dini kavramlar  yanlış  kullanılıyor.

Dinin ne olup olmadığı kavranmadan sorunlar çözülmez.

Güneş, ışık girmeyen evlere hastalık girer, hasta anlayışlar hüküm sürer, kural budur, kurunun yanında

yaşta yanar.

En büyük zulüm hakikatin tersyüz edilmesidir. Doğruların yanlış, yanlışların doğru algılanması dengenin bozulduğunun göstergesidir.

İnsanları dengeye getirecek akıl ve düşüncedir, dünya gerçeklerini görmektir.

Bu dünya imtihan dünyası, adaleti topluma Allah getirmez, mücadele edenler getirir, hak verilmez alınır.

Tersi olsa imtihan olmaz.

Şuanki yapılaşmaki bozukluklar, toplumun ürettikleridir, düşünce ve akıl olmazsa, hayat akla, düşünceye, insanlık tecrübelerine göre şekillendirilmezse her türlü pislik yağar.

 

 

@@binyamin senin kafandaki Tanrı anlayışı;

 

insanların dileklerini yerine getiren cin gibi

insanların ihtiyaçlarını karşılamak için hizmetçi gibi her yere koşan,

insanların acılarını dindiren,

yetersizliklerini tamamlayan,

insanlar arasındaki mücadelerde hakemlik yapan, yargıç gibi hüküm veren

 ve müdahale ederek adaleti sağlayan bir Tanrı

 

tasavvuru var.

 

bu senin kafanda oluşturduğun veya sanki dinlerde böyle anlatılan bir Tanrı varmış da; " ben göremiyorum nerde bu Tanrı" diyorsun.

"Madem Tanrı  var, ozaman bu yukarıda anlatılan özellikleri görelim hayalimdeki işlevleri yerine getirsin, görevini yapsın, kaytarmasın" diyorsun.

 

Ben burdan bakınca şunu görüyorum;  "böyle bir Tanrı olması lazımdı,  aç kalan insanları doyuran, yaralıları tedavi eden, ölümleri, kazaları engellyen, savaşları durduran, mazlumlara destek olan......      ama ben binyamin olarak bakıyorum, tespit ediyorum ki bu işler yerine getirilmemiş,  demekki Tanrı yok diyorsun."

 

 

Açıkca anlaşılması gerekne bir durum var; İnsanların hizmetinde bir Tanrı yok, sınavda olan İnsan, Tanrı değil!

 

İnsanlara hizmet eden bir Tanrı tasavvurundan vazgeç, bu senin yanılgın, hiç bir din böyle bir Tanrıyı tarif etmiyor, bana inan yada kendin araştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.