Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

120 Milyon Yıllık Harita Bilgilerimizi Alt Üst Edecek


Misafir seyrekler

Önerilen İletiler

Bashkir'li bilimadamlarinin gerçeklestirdigi kesif , insanin tarihiyle ilgili geleneksel yapiya karsit bir sonuç ortaya çikariyor: Ural bölgesinin kabartma (rölyef) haritasini içeren 120 milyon yillik tas plakalar.

 

imkansiz gibi görünüyor. Bashkir State Universitesinin bilimadamlari ileri derecede gelismis ve çok eski bir uygarliga ait kesin kanitlara ulastilar. Konu 1999 yilinda bulunan muazzam levha; bölgenin resmi, levha üzerine bilinmeyen bir teknoloji tarafindan tam olarak yapilmis. Bu gerçek bir kabartma harita. Bugünün ordularinda hemen hemen ayni tip haritalar kullanilmakta. Harita , sivil mühendislik çalismalarini içeriyor: yaklasik 12,000 kilometrelik kanallar sistemi, su bentleri, güçlü barajlar. Kanallardan çokta uzak olmayan baklava biçimli yerler görünüyor. Harita ayni zamanda bazi yazitlar içeriyor. Hatta sayisiz yazitlar. ilk basta, bilim adamlari bunlarin eski Çin diline ait oldugunu düsündüler. Daha sonra bunlarin hieroglyphic-syllabic (hiyoroglif-hece) sistemine dahil bilinmeyen bir dil oldugu fikrine sahip oldular. Bilim adamlari okumayi basaramadilar...

 

“Daha çok anladigim, aslinda hiçbirsey bilmiyor oldugumdu,” diyor Bashkir State üniversitesinden fiziksel ve matematiksel bilim doktoru Alexandr Chuvyrov. Yani Chuvyrov sansasyonel bir kesif yapmisti. 1995 yilinda , profesör ve China Huan Hun'daki eski ögrencilerinden biriyle birlikte Eski Çin halkinin Sibirya ve Ural bölgesine göçleri ile ilgili hipotezi arastirmaya karar verdiler. Bashkiria dogru yaptiklari yolculuk sirasinda , eski Çin dilini içeren birkaç tas yazit buldular. Bu buluntular Çinlilerin göç etmesiyle ilgili hipotezi dogruluyordu. Yazitlar okunabiliyordu. Çogunlukla ticari kayitlar, ölüm ve evlilik kayitlarini içeriyorlardi.

 

Yine de, 18.ci yüzyilda Ufa valisinin arastirmalar sirasinda aldigi notlarda vardi. 200 civarinda siradisi ,üzerinde çizimler olan plakalarin Nurimanov bölgesindeki Chandar köyü yakinlarinda oldugunu not etmisti. Chuvyrov ve meslektasi ilk önce bunlarin Eski Çin göçüyle iliskilendirmisti. 17 ve 18.ci yüzyillara ait arsiv notlari, Rus bilim adamlarinin Ural bölgesinde yaptiklari arastirmalarda, üzerinde isaretler ve kaliplar olan 200 beyaz plakayi inceledikleri ve 20.ci yüzyil baslarinda Arkeolog A.Schmidt'in birkaç beyaz plakayi Bashkirada gördügünden bahsediyordu. Bu bilim adamlarinin arastirmaya baslamalarina neden oldu. 1998 yilinda ögrencilerinden olusan bir ekiple birlikte Chuvyrov arastirmayi ilerletmeye karar verdi. Bir helikopter kiraladi, ve ilk arastirmayi plakalarin bulundugu söylenen yerlerde bir uçus gerçeklestirerek yapti. Buna ragmen, bunca çaba plakalari bulmaya yetmedi. Chuvyrov hayal kirikligina ugramisti ve hatta plakalarin sadece güzel bir söylence olabilecegini düsünmüstü.

 

Beklenmedik bir sans. Chuvyrov'un köye yaptigi ziyaretlerden birinde, bölgesel tarim konseyinin eski baskani Vladimir Krainov, ( Schimidt daha önce Krainov'un babasinin evinde bulunmustu) kendisine gelerek “Tas plakalar için arastirma yapiyormussun? Benim avlumda birkaç tane degisik plaka var" diye söyler. Chuvyrov, "ilk önce, bu haberi ciddiye almadim" diyor. " Buna ragmen, gidip görmeye karar verdim. Tarihi tam olarak hatirliyorum: 21 Temmuz 1999. Evin sundurmasinin altinda , birkaç ezik ve kirigi olan bir plaka duruyordu. Plaka çok agirdi ve yerinden oynatamadik. O nedenle, Ufa kentine yardim istemeye gittim“ diye anlatiyor.

 

Bir hafta içinde Chandar'da çalismalar basladi. Bulundugu yerden çikarildiktan sonra tas plaka boyutlari ölçüldü: 148 santimetre yüksekliginde, 106 santimetre genisliginde ve 16 santimetre kalinligindaydi. Yaklasik 1 ton agirligindaydi. Tahta çubuklar üzerinde kaydirilarak yerinden çikaridi. Bulunan seye "Dashka'nin tasi" adi verildi ve (Alexandr Chuvyrov'un torunu bir gün önce dünyaya gelmisti.) arastirma için üniversiteye götürüldü. Topraktan temizlendikten sonra, bilim adamlari gözlerine inanamadilar... "ilk görüs" diyor Chuvyrov " Anladimki bu sadece bir tas parçasi degildi, fakat gerçek bir haritaydi ve siradan bir harita degildi, üç-boyutlu bir haritaydi. Bunu kendinizde görebilirsiniz"

 

“Bölgeleri nasil tanidik? ilk basta, haritanin çok eski olabilecegini düsünmedik. Büyük sans olarak, Bashkira'nin rölyefi milyonlarca yildir fazla bir degisiklige ugramamisti. Ufa zirvesini taniyabildik, Ufa kanyonu kanitlarimizda en önemli nokta oldu, çünkü jeolojik olarak arastirmalarimiz sonucunda bu plakanin çok eski bir harita oldugunu ortaya koydu. Çünkü kanyondaki yerinden çikarildiktan sonra, dogudan buraya tasinmisti. Bir grup haritacilik, fizik, matematik, jeoloji, kimya ve eski Çin dilleri konusunda uzman Rus ve Çinli arastirmaci , plakanin Ural Bölgesinin haritasini içerdigini, Belya, Ufimka ve Sutolka nehirlerinide kapsadigini buldular. Alexandr Chuvyrov gazetecilere tasi gösterdi. "Ufa kanyonu görünüyor -- Yer kabugundaki bu kirik, Ufa sehri ile Sterlitimak sehri arasinda uzaniyor. Tam orda Urshak nehri eski kanyon boyunca uzaniyor. " diyor. Harita 1: 1.1km ölçeginde yapilmis.

 

Plakanin jeolojik yapisi belirlenmis durumda. 3 katmandan olusuyor. Taban 14 santimetre kalinliginda en saglam dolomiteden(1) (beyaz mermer), ikinci katman ise en ilginç olani, diopside(2) camindan yapilmisti. Modern bilim tarafindan bilinmeyen bir teknoloji ! Aslinda harita bu katman üzerine çizilmis. Üçüncü katman ise 2 milimetre kalinliginda kalsiyum porselenden yapilmis ve haritayi dis etkilerden korumakta.

 

“Bu farkedilmeli" diyor profesör " rölyef eski çag tas oymaci tarafindan yapilmamis. Bu imkansiz. Bir makine ile yapilmis oldugu apaçik ortada. "seklinde ekliyor. Ve X-isin fotograflari plakanin yapay orjinli oldugunu ve belli aletlerle yapilmis olabilecegini ortaya koymus.

 

Bilim adamlari ilk incelediklerinde, bu eski haritanin, eski Çin zamaninda yapilmis olabilecegini varsaydilar, çünkü üzerindeki yazilar düsey olarak yazilmisti. iyi biliniyor ki, 3.cü yüzyil öncesinde kullanilan eski Çin dilinde düsey literatür kullanilmisti. Bunun üzerine, Chuvyrov varsayimi arastirmak için Çin imparatorluk kütüphanesini ziyaret etti. Kütüphanenin verdigi 40 dakikalik izin sirasinda, birkaç nadide bulunan eseri inceledi, fakat hiçbiri plakadaki literatürü içermiyordu. Daha sonra Hunan üniversitesindeki meslektaslarini ziyaret etti. Beraber yaptiklari çalisma sonucunda , porselen kapli plakalarin Çinde hiçbir zaman kullanilmadigina karar verdiler. Yazilari çözmek için harcanan tüm çaba sonuçsuz kalmisti. Yazilar hieroglyphic-syllabic (hiyeroglif-hece) literatürünün disinda kaliyordu. Buna ragmen Chuvyrov, bir tek sifrenin manasini çözmüstü: Bugünkü Ufa kentinin bulundugu enlemin karsiligi.

 

Plaka üzerinde yapilan arastirmalar daha çok sirri ortaya çikardi. Harita da, dev bir sulama sistemi görülebiliyordu: nehirlere eklenmis, 2 adet 500 metre genisliginde kanal sistemi, her biri, 300-500 metre genisliginde, yaklasik 10 kilometre uzunlugunda ve 3 kilometre derinliginde 12 adet baraj bulunuyordu. Barajlar suyun her iki tarafa dönmesinde yardimci oluyor ve insaatlari sirasinda 1 katrilyon metreküp toprak tasinmis olmaliydi. Mukayese edilecek olursa, Volga-Don kanal sistemi sanki bugünün rölyefine çizilmis. Bir fizikçi, Alexandr Chuvyrov'a göre, insanoglu haritadaki yapinin ancak ufak bir kismini yapabilir. Haritaya göre, baslangiçtan beri, Belaya nehri yapay bir nehir yataginda akiyordu.

 

Plakanin tam yasini hesaplamak oldukça zor. ilk olarak , radyokarbon analizleri yapildi, ardindan plakanin katmanlari uranyum kronometer ile incelendi. Arastirmalar farkli sonuçlar verdi ve plakanin yasi tam olarak netlik kazanamadi. Plakanin incelenmesi sirasinda, yüzeyinde iki deniz kabugu bulundu. Biri, Naciopsinamunitus of Gyrodeidae ailesindendi ve yaklasik 500 milyon yillikti, digeri ise Ecculiomphalus princeps of Ecculiomphalus alt ailesindendi ve yaklasik 120 milyon yillikti. Yani yas olarak "isleyen versiyon" kabul edildi. "Harita muhtemelen Dünya'nin manyetik kutbu bugünün Franz Josef topraklarindayken, tam olarak 120 milyon yil önce yapilmis olmali " diyor Profesör Chuvyrov ve ekliyor "Harita geleneksel insan anlayisinin ötesinde ve kullanabilmek için uzun bir zamana ihtiyacimiz var. Kendi mucizemizi kullanabiliriz. ilk baslarda, tasin 3000 yillik olabilecegini düsündük. Buna ragmen yasi yavas yavas büyüdü , ta ki biz deniz kabuklarinin tasin üzerinde bazi seyleri isaretledigini anlayana dek. Kim harita yapildiginda kabuklarin canli oldugunu dair garanti verebilir? Harita'nin yapimcisi muhtemelen taslasmis halde bulmus olabilir."

 

Bashkirde bulunana materyaller , Visconsin-Amerika'daki Tarihi haritacilik arastirma merkezinde incelendi ve Amerikalilar saskina döndü. Uzlastiklari nokta bu haritanin sadece tek bir yolla yapilabilecegi seklindeydi, - denizcilik için yapilmis olan bir harita ancak uzay seferleri sayesinde yapilabilmis. Zaten, suan Amerikada Dünya'nin üç boyutlu haritasinin yapimi ile ugrasilmakta. Bununla beraber, Amerikalilar Dünya haritasini 2010 yilinda bitirmeyi planliyorlar. Asil sorun, böyle bir üç boyutlu haritanin yapilabilmesi için, zorunlu olarak çok fazla sekil üzerinde çalismak gerekiyor. Chuvyrov'a "Örnegin , bir dagin haritasini yapmak istesek?" seklinde bir soru yöneltildiginde, "Bu gibi haritalari yapmak için teknoloji süper-güçlü bilgisayarlara ve uzay mekigi ile yapilacak bir sefere ihtiyaç duyuyor. "diyor. "Peki bu haritayi kim yapti?" seklindeki soruya ise, temkinli bir sekilde "UFO'lar ve dünya disilar hakkinda konusmayi sevmiyorum. izin verin haritanin yapimcisini basitçe, The Creator diyelim" diyor.

 

 

Görünen o ki, her kim ve ne zaman yaptiysa sadece hava yolu kullaniyormus : Haritada hiç yol yok. Veya muhtemelen su yollarini kullaniyorlardi. Ve düsünecek olursak, bu eski haritayi yapanlar bu bölgede yasamiyorlardi. Sadece sulama amaçli yapilmis bir toprak parçasi. En olasi fikir bu görünüyor.

 

Harita üzerindeki son arastirmalar yeni sansasyonlari beraberinde getiriyor. Artik bilim adamlari, haritanin sadece büyük bir Dünya haritasinin parçasi oldugundan eminler. Bazi hipotezlere göre, toplam 348 parçadan olusuyordu. Diger parçalarda yakin yerlerde olmali. Chandar'in dis mahallerinde, bilim adamlari 400'den fazla örnek aldilar ve gerikalan haritanin bulunabilecegi yer Sokolinaya Dagi geçidi olarak ortaya çikti. Buna ragmen buzul çagi sirasinda parçalara ayrilmisti. Fakat eger bilim adamlari "Mozaik"'leri birlestirmeyi basarabilirse, harita 340m x 340m boyutlarinda olacak. Materyaller toplandiktan sonra, Chuvyrov ayni bölgede bir arastirma yapti ve 4 parça incelenebildi. Bir tanesi Chandar'daki bir evin altinda, digeri tüccar Khasanov'un evinin altinda, üçüncüsü , bir köy banyosunun altinda, dördüncüsü ise bir demiryolu köprüsünün altinda.

 

Alıntıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Yapmayın arkadaşlar.... Bu haberin ufo haberlerinden farkı yok. Alıntıyı yapan arkadaş haberin kaynağını vermemiş. İnternetten biraz araştırdım, haberin kaynağı yabancı. Hemen hepsi mistik konuları işleyen ingilizce siteler. Ciddiye alınabilecek tek bir kaynak bulamadım. Kralx de bu habere istinaden insanlık tarihini bir kalemde silmiş atmış... Bilim konusu ciddi bir konudur arkadaşlar.

 

"Zannımca geçmiş bizlere öğretilen geçmiş değildir..

yok yotma taş yok cilalı taş vs..vs..

Geçmiş sırlarla dolu, belkide geçmiş bizlerdende ilerde.."

 

diyen Kralx;

 

Lütfen bu düşüncelerini destekleyen elindeki bulguları bizimle de paylaş... Bakalım neler varmış elinde...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili yamyam;

Dikkat ederseniz zannımca dedim.

Biz neden teori üretemiyoruz..

Neden hep başkalarının teorileriyle yetiniyoruz..

Diceksinizki teori bilimsel destek ister araştırma ister..

Evet ben bilimsel bir araştırma yapmadım, tarih öncesi mağaralara gidip araştırma yapmadım..

Fakat yapılan araştırmalardan istifade ederek, bir teoriye vardım..

Bu şuna benzer..

Kurabiyeli, pasta yapmak için, kurabiyeli pastanın bulucusu olmak gerekmiyor, elde yeterli malzeme varsa ve bu malzemelerden kurabiyeli pasta yapılabileceği biliniyorsa pekiala yapabilirsin...

Neyse konumuza dönelim..

 

Sayın arkadaşım; Yontma taş devri, cilalı taş devri.. tunç, bakır, demir çağı gibi kavramlar özellikle mağaralarda ve toprak altında kalmış kısıtlı yerleşim bölgelerinde yapılan kazılar sonucu ortaya atılmıştır..

Yaşına bakıldığında bu buluntuların m.ö 600 yada bazı kaynaklara göre m.ö. 1.000.000 yıl olduğunu görüyoruz.. Peki dünyanın yaşı kaç??

Yaklaşık 4.5 milyar yıl dimi..

Peki insanlık yaşı kaç, bu konuda bir delil varmı.. İlk insanın cesedine ulaşılabilinmişmi ve ölçülebilmişmi..

Bence bu kadar uzun bir zaman diliminde 1 milyon yıl çok küçük görünüyor ve bu insanların önceside vardı diyorum..

Fakat termodinamiğin entropi kanununa göre maddeler giderek bozunuma, yıpranmaya, çökmeye ve kaybolmaya giderler..

Birmilyon yıllık taşların ve el aletlerinin tam bozunuma uğramaması saklandığı yerin fiziki özelliğine göre değişir..

Mağaralar genellikle yıpranmaya dayanıklı yerlerdir, çünkü maddenin birinci yıpranma sebebi olan güneş ışınlarından korunmaktadır, böylece genleşme ve büzüşme olayı en aza indiğinden madde uzun yıllar korunmş olmaktadır..

bu araştırmacılaruın daha önceki devirlere ait herhangi bir buluntu bulamamaları o devirlerde insanlığın daha da ilkel olduğu söylenemez..

Kaldıki o mağara adamları günümüzde de mevcuttur ve günümüzde de avustralyada ve afrikada hala ilkel aletlerle avlanan ve ilkel şekilde yaşayan insanlar mevcuttur..

Bakınız yontma taş devri yıl kaç yaklaşık mö.1milyon-6000 bin..

Şuan yıl kaç 20006..

İnsanlık henüz firavunlar dönemini (piramitleri) çözemediki dahada geriyi nasıl çözsün..

Bulunamayan bulgular yok farzedilemez ya varsa..?

 

Sayın yamyam sizin bu tür vesikalara kayıtsız şartsız bağlı kalabileceğinizi hiç ummuyorum, neden canlılığı sorguladığınız gibi insanlık tarihini de sorgulamıyorsunuz..

 

 

Saygılar-sevgiler..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anlaşıldı Kralx... Elinde, insanoğlunun önceki çağlarda üstün bir uygarlık kurmuş olduğuna dair bir bulgu, ipucu vs. yok. Yalnızca fikir yürütme olarak öyle olduğuna inanıyorsun. Bu sonuca da, dünyanın yaşının çok eski olduğu, buna rağmen insanlık tarihi ile ilgili bulguların çok yeni olduğu varsayımından ulaşıyorsun. Acaba öyle mi?

 

Sence insanlık tarihine ilişkin eski bulgular yalnızca mağaralardan mı elde edildi? Şurada hata yapıyorsun :

 

İnsanlık tarihine ilişkin bulguların mağaralardan elde edildiğini varsayıyor, bu tür yaşam biçimlerine günümüzde de rastlandığından bağ kurarak, farklı coğrafyalarda üstün medeniyet kurmuş insanların olabileceğini iddia ediyorsun.

 

Halbuki öyle değildir. İnsanlık tarihine şekil veren bulgular yalnızca mağaralardan elde edilmiş değildir. Dünyanın farklı coğrafyalarında rastlanan bulgular bir araya getirilerek oluşturulmuş bir tarihten bahsediyoruz. Nedir bu bulgular ?

 

1- İnsan bedenine ait fosil kayıtları

2- İnsanların yapmış olduğu alet kalıntıları

3- İnsanların yaşadığı çevrede bıraktığı diğer izler

 

İnsan ve alet arasında çok sıkı bir bağ vardır. İnsanın yaşamını sürdürebilmesi için alete ihtiyacı vardır. Zira insan biyolojik bakımdan hem güçsüz, hem de yeteneksiz bir canlıdır. Yalnızca bedensel ve biyolojik yönden bakıldığında, insanların diğer canlılardan eksik yönlerini hemen farkedebilirsin. Örneğin insan dışındaki diğer memelilerin yiyeceklerini parçalamaya uygun pençe ve dişleri vardır. Bazıları hızlı koşma suretiyle düşmanlarından kaçabilir, ya da aynı özelliği kullanarak avını çabucak yakalayabilir. Bukalemun çevresine uyum sağlamak için renk değiştirir, kaplumbağa evini sırtında taşır vs.vs. İnsan ise bu tür bedensel özelliklerden tamamiyle yoksundur. Bunların hiç birini aletleri olmadan yapamaz. Öyleyse insanlık tarihini oluşturabilmek için kullandığı aletlere bakmak gerekir. Sen de biliyorsun ki, tarihi belirten çağlar da insanların yapmış olduğu aletlere bakarak isimlendiriliyor. Yontma taş devri, cilalı taş devri, tunç devri vs.vs....

 

Peki insanlar ilk olarak alet yapmaya ne zaman başladılar? Büyük bir ihtimalle bu sorunun yanıtını öğrenemeyeceğiz. Zira insanların ilk olarak işlemesi kolay hammaddeleri kullanarak alet yapmaya başladıklarını, ve bunların da günümüze kadar ulaşamayacaklarını düşünürsek, bu sonuca varmamız kaçınılmaz. Günümüze ulaşan en eski insan yapımı aletler taşlardan oluşuyordu. Sence bunların tarihi kaç yıl önceye dayanıyordur ? Söyliyeyim ; İki milyon ikiyüzbin yıl.

 

Sen şimdi diyeceksin ki; "Dünyanın yaşı 4,5 milyar yıl. 2.200.000 yıl da yeni sayılır."

 

Evet dünyanın yaşına göre oldukça yeni sayılır. Ancak insanlığın yaşı da çok eski değildir. Konu insanlık tarihi olunca, söz ister istemez "evrim" e geliyor. Elbette sen şimdi bunu kabul etmeyeceksin. Ancak sana şunu söyliyeyim, evrim biyolojik bir gerçektir. Biyologlardan hiç kimse evrimi inkar etmez. Yapılan tartışmalar "evrim" üzerine değil, "evrim teorisi" üzerinedir. Zira evrimin gerçek olduğuna dair yeterince biyolojik kanıt vardır. Herneyse şimdi burada da gereksiz bir evrim tartışmasına girmeyelim.

 

Bilirsin, insanlığın gelişmesi için bazı dönüm noktaları vardır. Ateşin bulunması, tekerleğin icadı, yazının icadı gibi. İnsanlığın bugünkü noktaya gelebilmesi için o dönüm noktalarından geçmesi gerekti. 19. yy.a kadar belli bir seviyede seyreden insanlık medeniyeti, motorun icadı ve elektriğin kullanılmaya başlanması ile 100-200 yıl içinde medeniyet açısından nereden nereye geldi. İnsanlığın tarihini belirleyen bulgular, sana öğretilen tarihi gösterir. Yani taş devri, tunç devri, bakır çağı vs.vs. Zira insanlık bugüne o devirlerden geçerek gelmiştir. İddia ettiğin gibi bir medeniyet olsaydı, şu ana kadar ortaya çıkmamış olması mümkün değildi. Zira öyle bir medeniyet dünyanın sadece bir coğrafyasına değil, tamamına hükmedecekti. Bu kaçınılmazdır. Öyleyse iddia edilen medeniyete ilişkin ipuçlarına dünyanın her yerinde rastanmış olması gerekirdi. Ama öyle bir ipucu, bulgu vs. yok.

 

Sözün özü; insanlığın önceki çağlarda üstün medeniyetler kurmuş olduğu iddiası tamamen ütopik bir yaklaşımdır. Şu an için hiç bir geçerliliği olmadığı gibi, böyle düşünülmesi için bir neden de yoktur. Yani senin iddiana dayanak olan sebeplerin akademik ve mantıki bir geçerliliği yoktur...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın yamyam öncelikle belirteyim ki isanlık tarihine ait bulguların sadece mağaralarda olduğunu söylemedim..

"Sayın arkadaşım; Yontma taş devri, cilalı taş devri.. tunç, bakır, demir çağı gibi kavramlar özellikle mağaralarda ve toprak altında kalmış kısıtlı yerleşim bölgelerinde yapılan kazılar sonucu ortaya atılmıştır.."

Bu alıntı söz konusu iletimdendir..!!

 

Diyorsunuz ki,

 

1- İnsan bedenine ait fosil kayıtları

2- İnsanların yapmış olduğu alet kalıntıları

3- İnsanların yaşadığı çevrede bıraktığı diğer izler

 

Bütün bu buluntuların ilk insanlara ait olduğunu nasıl söyleyebilirsiniz..

Buna ait bir kanıt yoktur..

 

Ayrıca ateşin bulunması gibi sığ ve komik bir iddiayı da kabul etmiyorum, bu hangi bilim adamının bulgusu olursa olsun..!!

Ateş ilk insandan bu yana vardı ve kullanılıyordu..

Düşünsenize günümüzden daha soğuk iklimlerin yaşandığ bölgelerde bu insanlar ateşsiz nasıl yaşıyorlardı..

Bu ortamlarda doğumlar nasıl oluyordu, çocuklar nasıl dyanıyorlardı

 

Sakın mağaralara sığınıyorlardı yada kalın giyiyorlardı demeyin, ne kadar kalın giyrse giysin yada hangi mağaraya girerse girsin o şiddetli dondurucu soğuktan korunması imkansızdır..

Ayrıca ilk insanların av'a eğilimi daha fazlaydı ve çiğ et yediklerini de hiç zannetmiyorum, zira çiğ et bir çok hastalığa sebebiyet verir..

Bu örnekler çoğaltılabilir..

 

Benim asıl anlamadığım nokta;

 

Siz nasıl kayıtsız şartsız böylesi sığ ve uzak bir teorilere kayıtsız şartsız bağlanyorsunuz..

Canlılığın oluşumu hakkında binbir türlü hatta olağan dışı teorilere varsaymlara kafanız yatıyo da, bu nyin nesi..

 

 

 

Saygılr-sevgiler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kralx; bırak artık şu sabit fikirlerini... Sen ateşin ilk insanlardan beri kullanıldığını nereden biliyorsun? Tanrı'nın ateşi Adem' öğrettiğini mi sanıyorsun? O zaman söylemeliyim ki, insanlar tarafından kontrol altına alındığı tahmin edilen ilk ateşin izleri 790.000 yaşındadır. Üstelik insanların daha soğuk bölgelere göçleri de ateşin keşfinden sonrasına rastlamaktadır.

 

Konumuz çağlar öncesi üstün medeniyetlerdi, sen aldın konuyu ilk insana getirdin. Sanıyorum insanlığın ilk çağlarında ilkel bir hayat sürmüş olması, senin dini inancın ile çeliştiği için böyle yapıyorsun. Zira Tanrı Adem'e bazı şeyleri öğretmiş olmalıydı. Adem'in dünyaya atıldığında tarım ile uğraştığını sanıyordunuz ama insanlığın tarım toplumuna geçmesi çok sonra olmuştur. Habil'in Kabil'i öldürtükten sonra gömdüğüne inanıyordunuz ama, ölüyü gömme geleneği çok sonra ortaya çıkmıştır. Bütün bu konulara antropoloji bilimi sana olabildiğince cevap verir. Ama sen tüm bunları kabul etmeyecek, insanlar varolduğundan beri ellerinde iki mermer taşını birbirine sürterek ateş yaktığını sanacaksın. Ne için? Sırf kendi fikir ve düşüncelerine ters düştüğü için. O zaman kendi fikir ve düşüncelerini tekrar gözden geçirsen iyi olacak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın yamyam dikkat edersen bu bölümde din ile ilgili hiç bir şey söylemedim ve Adem Aleyhisselamla ilgili de bir yaklaşımım olmadı..

Farzedelimki din'i temel alarak bu yaklaşımlarda bulunuyorum..

Eğer din inanılmayacak bir olguysa belirttiği olayların hepsi yalandır diye bir kaide yoktur.. Orada bir sunum vardır ve onu irdelemem gereklidir..

Bana göre çok mantıklıdır ve ilk insana ait deliller bulunamadıkça bu iddiamda kararlıyım..

Fakat görüyorum ki bana derken asıl sen, din karşıtlığının verdiği önyargıyla, karşına din'i dikip, sadece teoriden ve tahminden ibaret olan ateşin bulunuşunun ömrünü iletiyorsun..

Tam burada çok güldüm..

Neyse...

Sana göre öyle bana göre böyle yamyam..

Ama ne sen nede ben bunu ıspat edemiyeceğiz..

Bana teori ve tahminleri kanıt diye sunma ok..

En doğrusunu öldükten sonra öğreneceğiz bence..

En doğrusunu öldükten sonra öğrenmeyeceğiz sence..

Asılı velkelam devam....

 

 

 

Saygılar-sevgiler..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Adem'in dünyaya atıldığında tarım ile uğraştığını sanıyordunuz ama insanlığın tarım toplumuna geçmesi çok sonra olmuştur. Habil'in Kabil'i öldürtükten sonra gömdüğüne inanıyordunuz ama, ölüyü gömme geleneği çok sonra ortaya çıkmıştır.

sayın yamyam komik olmayın, insanlığın tarım toplumuna geçtiği zamanı ve ölüyü gömme geleneğinin ne zaman ortaya çıktığı konusunda deliliniz nedir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın yamyam komik olmayın, insanlığın tarım toplumuna geçtiği zamanı ve ölüyü gömme geleneğinin ne zaman ortaya çıktığı konusunda deliliniz nedir?

 

 

............

 

İnsanlık tarihi geçmişten günümüze kadar üç önemli aşamadan geçmiş, üç önemli devrim yaşamış ve dönüşüme uğramıştır.

 

1-Bunlardan ilki tarım toplumuna geçişti. Yaklaşık yirmi bin yıl önce bazı avcı ve toplayıcı gruplar yaşamlarını sürdürebilmek için evcilleştirilmiş hayvanları yetiştirmeye ve belirli toprak parçalarını ekmeye başladılar. Kır

toplumları esas olarak evcil hayvanlara dayanırken, tarım toplumları tahıl yetiştiren, tarımı uygulayan toplumlardır (Giddens, 2000:51).

 

http://www.cumhuriyet.edu.tr/edergi/makale/78.pdf

 

 

("edu" nun altını çizdim, çünkü "edu" uzantısı sitenin bir üniversiteye ait olduğunu gösterir.)

 

İki milyon yılı aşkın bir süredir evrimeşen insanın kültürü içerisinde ölülerini gömme davranışı yaklaşık ellibin yıl öncesine rastlamaktadır.

 

Bilim ve Teknik Dergisi / Kasım 1993

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın yamyam neden kaynaklara kayıtsız kalıyorsunuz..

O verdiğin isimler yaşamın ilk anına gidebilmişlermi..

Buldukları bulguların bulunabilecek en eski bulgular olduğuna dair delil nedir..

Bu bulguların öncesi yok diye bir kayıtmı var..

Neden başkalarının ürettikleri teorileri buralara kopyalarsınız..

 

 

 

 

"Zararlı dediğimiz otlar, yararları henüz bilinmeyen otlardır... "-Emerson-

 

 

 

Saygılar-sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanlık tarihi geçmişten günümüze kadar üç önemli aşamadan geçmiş, üç önemli devrim yaşamış ve dönüşüme uğramıştır.

 

1-Bunlardan ilki tarım toplumuna geçişti. Yaklaşık yirmi bin yıl önce bazı avcı ve toplayıcı gruplar yaşamlarını sürdürebilmek için evcilleştirilmiş hayvanları yetiştirmeye ve belirli toprak parçalarını ekmeye başladılar. Kır

toplumları esas olarak evcil hayvanlara dayanırken, tarım toplumları tahıl yetiştiren, tarımı uygulayan toplumlardır..

____________________________________________________________

 

 

bunlar geçerli değilki, sürekl, eskiye dair şeyler bulunuyor bunlardan daha eskileride bulunabilir sonuç olarak tarihin geçmişinin bütün kanıtları bulunmuş değil, dolayısı ile şu tarihte diyemessiniz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim artık bulunan fosillerden adamların ne yediklerini, neden öldüklerini tespit ediyor. Geçen gün kürdanın tarihi ile ilgili ilginç bir makale okumuştum. Bulunan bir insan fosilindeki diş incelenmiş. Dişte, yeme-içme ile oluşması mümkün olmayan bazı izlere rastlanmış. Bu izlerin yalnızca bir cisim ile çizmek suretiyle oluşacağı tespit edilmiş.

 

Yani adamlar buluyor da konuşuyor arkadaş. Peki siz neye göre konuşuyor, neye göre muhalefet ediyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim artık bulunan fosillerden adamların ne yediklerini, neden öldüklerini tespit ediyor. Geçen gün kürdanın tarihi ile ilgili ilginç bir makale okumuştum. Bulunan bir insan fosilindeki diş incelenmiş. Dişte, yeme-içme ile oluşması mümkün olmayan bazı izlere rastlanmış. Bu izlerin yalnızca bir cisim ile çizmek suretiyle oluşacağı tespit edilmiş.

 

Yani adamlar buluyor da konuşuyor arkadaş. Peki siz neye göre konuşuyor, neye göre muhalefet ediyorsunuz?

işte sorun orda zaten hep buluyolar bi sınırı yok, sizde tutmuş yok tarım şu tarihte başladı yok bu tarihte başladı diye çok emin konuşuyorsunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilim artık bulunan fosillerden adamların ne yediklerini, neden öldüklerini tespit ediyor. Geçen gün kürdanın tarihi ile ilgili ilginç bir makale okumuştum. Bulunan bir insan fosilindeki diş incelenmiş. Dişte, yeme-içme ile oluşması mümkün olmayan bazı izlere rastlanmış. Bu izlerin yalnızca bir cisim ile çizmek suretiyle oluşacağı tespit edilmiş.

 

Yani adamlar buluyor da konuşuyor arkadaş. Peki siz neye göre konuşuyor, neye göre muhalefet ediyorsunuz?

 

 

Bunu yenimi öğreniyorsun yamyam..

Ne yediğini ne içtiğini boşverin, dişlerdeki bulgulardan adamların sağlık durumunu hatta psikolojilerini bile çözebiliyorlar.. Ciddiyim gerçektir...

 

Ama sizin anlamadığınız bir nokta var biz size teknolojinin yada araştırmacıların ne kadar ileri bilimsel teknikler kullandığını ve başarısını sormuyoruz..

Diyoruzki..

O buldukları bulgulara ait fosiller'in ilk insanlara ait olduklarına dair delilin varmı..

 

A-N-L-A-Ş-I-L-D-I-M-I....?????????????

 

Eğer sağlıklı bir tartışma yapacaksak lütfen soruları görmezden gelmeyin....

 

 

Saygılar-sevgiler..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

işte sorun orda zaten hep buluyolar bi sınırı yok, sizde tutmuş yok tarım şu tarihte başladı yok bu tarihte başladı diye çok emin konuşuyorsunuz.

 

Burası bilim forumu, ancak siz maalesef bilim forumunu murdar ediyorsunuz. Bilimsel makalelere kayıtsız kalıyor, mesneti din olan kaygılarınızdan muhalefet ediyorsunuz. Artık buna alet olmayacağım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bunu yenimi öğreniyorsun yamyam..

Ne yediğini ne içtiğini boşverin, dişlerdeki bulgulardan adamların sağlık durumunu hatta psikolojilerini bile çözebiliyorlar.. Ciddiyim gerçektir...

 

Ama sizin anlamadığınız bir nokta var biz size teknolojinin yada araştırmacıların ne kadar ileri bilimsel teknikler kullandığını ve başarısını sormuyoruz..

Diyoruzki..

O buldukları bulgulara ait fosiller'in ilk insanlara ait olduklarına dair delilin varmı..

 

A-N-L-A-Ş-I-L-D-I-M-I....?????????????

 

Eğer sağlıklı bir tartışma yapacaksak lütfen soruları görmezden gelmeyin....

Saygılar-sevgiler..

 

Kralx "Adem" diye biri yok... Sen adem'in bulunmasını mı bekliyorsun? İki milyon yıl önce modern insan yoktu. Bulunan fosiller ara geçiş formlarıdır. Eğer iki milyon yıl öncesine ait fosillerde günümüz insanına rastlanır ise evrim teorisi çöker. Sen diyorsun ki; "rastlanmamış olması rastlanmayacağı anlamına gelmez." Bugüne kadar superman'a da rastlanmadı ve bu da rastlanmayacağı anlamına gelmez. Beyhude bir bekleyiş içerisindesiniz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu nasıl cevap.. :)

Ne alaka arkadaşım..

 

Ben Adem (a.s) den falan bahsetmiyorum..

2 milyon şartıda koymuyorum..

Sorum gayet açık ve net..

 

O buldukları bulgulara ait fosiller'in ilk insanlara ait olduklarına dair delilin varmı..??

 

 

Ara geçiş formu falan yok ama hadi var kabul edlim..

Tam anlamıyla insan diyebileceğimiz ilk fosiller bulundumu... ?

 

Sonuça bir ilk var dimi..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yoksa zaten çürük olan bir tezin daha da çürümüş halimi...??

 

Çürük olan sizin dayanaklarınızdır kralx...

 

Tepkimin nedenini açıkladım. Burada sağlıklı, faydalı tartışmalarda bulunmak adına emek ve zaman harcıyorum. Ancak karşılığında dogmatik söylemlerden başka bir şey bulamıyorum. Size bilimsel kaynaklardan makaleler getiriyorum, "ilk insan bulunmadıkça" gibi absürd gerekçeler gösteriyorsunuz. Tabii ya, nasıl olsa siz teistler, antropologlar ve paleontologlardan daha zekisiniz. Bu gerekçeler onların akıllarına gelmiyor olmalı ki, utanmadan bir de tarih veriyorlar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bizlere bilimsel kanıt getiremediniz..

Demogoji yapmıyoruz..

Akıl yürütüyoruz..

Sadece aklınla hareket et...

Yukardaki iletimin kaynamaması için aynen kopyalıyorum..

Ben Adem (a.s) den falan bahsetmiyorum..

2 milyon şartıda koymuyorum..

Sorum gayet açık ve net..

 

O buldukları bulgulara ait fosiller'in ilk insanlara ait olduklarına dair delilin varmı..??

 

Ara geçiş formu falan yok ama hadi var kabul edlim..

Tam anlamıyla insan diyebileceğimiz ilk fosiller bulundumu... ?

 

Sonuçta bir ilk var dimi..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bizlere bilimsel kanıt getiremediniz..

Demogoji yapmıyoruz..

Akıl yürütüyoruz..

Sadece aklınla hareket et...

Yukardaki iletimin kaynamaması için aynen kopyalıyorum..

Ben Adem (a.s) den falan bahsetmiyorum..

2 milyon şartıda koymuyorum..

Sorum gayet açık ve net..

 

O buldukları bulgulara ait fosiller'in ilk insanlara ait olduklarına dair delilin varmı..??

 

Ara geçiş formu falan yok ama hadi var kabul edlim..

Tam anlamıyla insan diyebileceğimiz ilk fosiller bulundumu... ?

 

Sonuçta bir ilk var dimi..

 

Bilimsel kanıt getiremedim değil, getirmedim. Yoksa önümde duruyor. Nasıl olsa yine kabul etmeyeceksiniz. Uzun bir yazı... Alıntılamam kolay olmayacak. Ama deneyelim bakalım...

 

Modern insanların En Eskisi

 

Aralarında bir Türk paleontologun da bulunduğu bir ekipçe Etiyopya’da bulunan üç kafatası fosili, günümüz modern insanının atasının Afrika’dan Dünya’ya yayıldığı yolundaki kuramı kuşkuya yer bırakmayacak biçimde doğruluyor. Fosillerin bulunduğu toprak üzerindeki lav kalıntılarının incelenmesi yöntemiyle yapılan tarihlendirme işlemi, sahiplerinin 154.000 ile 160.000 yılları arasında yaşamış olduğunu ortaya koyuyor. Daha önce modern insana ait olduğundan kuşku duyulmayan en eski kalıntılar 90.000-120.000 yaşında olduğu belirlenen üç kafatası fosiliydi. Bunlar da Afrika’da değil, bugün israil topraklarında bulunan Qafzeh ve Skhul mağaralarında bulunmuştu. Bulunma tarihleri 1997 olmasına karşın inceleme sonuçları Nature dergisinde geçtiğimiz ay yayımlanan fosiller, Adis Ababa’nın 230 kilometre güneyinde ikisi toprak üzerinde, birisi de gömülü durumda bulunmuş. California Üniversitesi’nden (Berkeley) Tim White başkanlığındaki ekipte

bulunan ve fosillerden birini bulan Türk paleontolog, Cesur Pehlivan.

 

Fosillerin temizlenmesi, hazırlanması ve parçaların yeniden birleştirilmesi üç yıl sürmüş. Daha sonra da bunlar dünyanın başka yerlerinde bulunan 6000 öteki fosille karşılaştırılmış. Sonuçta, şimdiye kadar bulunan en bütün yetişkin kafatası fosilinin açık bir Homo sapiens damgası taşıdığı belirlenmiş. Nitekim, pentagon

biçimli beyin kabı, geniş üst yüz, hafifçe kubbeli bir alın bölgesi, düz bir orta surat gibi özellikleriyle günümüz

insanının kafasını andırıyor. Hatta, daha eski hominid fosillerinin alınlarında ki kalın kaş çıkıntısı da modern

insandaki gibi bölünmüş durumda. 1450 santimetreküp hacmindeki beyin kabıysa, günümüz insanınınkinden biraz daha büyük. Ancak, beyin kabının arkasında bir kemik çıkıntısı ve çıkık kaş bölgesi gibi ilkel bazı özellikler, Afrika’da daha önce bulunmuş hominid fosillerle bir bağ oluşturuyor.

 

Bulguları değerlendiren araştırmacılar, sahiplerini modern insana yakın gördükleri için, fosilleri yerel Afar dilindeki "yaşlı" kelimesinin karşılığını kullanarak H. sapiens idaltu olarak tanımlamış bulunuyorlar. Fosillerin yanında bulunan araç, gereç ve kemikler, modern insanın bilinen en eski atalarının oldukça gelişkin taş aletler kullandıklarını ve bunlarla avladıkları su aygırı (hipopotam) ve manda gibi hayvanlarla beslendiklerini

gösteriyor. Harvard Üniversitesi’nden arkeolog Ofer Bar-Yosef , bu fosillerin Skhul ve Qafzeh’de yaşamış olan insanların öncülleri olduğundan kuşku bulunmadığını vurguluyor. Araştırmacılara göre, yeni fosillerin bir özelliği de Neandertallere benzememeleri. Neandertaller, Avrupa’da 400.000 yıl önce ortaya çıkpp 30.000 yıl önce de birden ortadan yok olan bir insan türü. Bu saptama önemli, çünkü modern insanın kökeniyle ilgili tartışmalarda azınlığın savunduğu bir görüş, günümüzde yaşayan insanların DNA’larını temel olarak Afrika’dan çıkan modern insandan miras almakla birlikte Avrupa’daki Neandertallerle, Asya’daki öteki eski insanlardan da bir miktar genetik malzeme edindiklerini öne sürüyor. Washington Üniversitesi’nden Erik Trinkaus’a göre "son fosiller de Neandertallerin, modern insan soyunun bir parçası olmadığını ortaya koyuyor." Araştırmacı, bununla birlikte bu modern Afrikalıların daha sonra Neandertallerle ve öteki eski

insan türleriyle karışma olasılığının gözardı edilemeyeceğini de belirtiyor.

 

Bilim ve Teknik Dergisi / Temmuz 2003 S:8

 

Bu makaleden anlaman gereken sonuç:

 

İlk insanlar diye bir şey yoktur. Bu makale insanın evrim geçirdiğinin kanıtıdır. Zira bu bulunan fosil modern insana benzemekle birlikte, bazı farklılıkları var. Bu farklılıklar da evrimin sonucudur.

 

Asıl soru şu: Sen bu fosili insan olarak kabul edecek misin, etmeyecek misin? Eğer edeceksen, bu fosilden önceki hominidlere geçeceğiz. Ancak o hominidlerin de bu fosilden bazı farklılıkları olacak. O hominidleri de kabul edeceksen, ondan öncesine gideceğiz. "Yok ben bu fosili kabul etmiyorum" dersen, o zaman bana bilimden şundan bundan bahsetmeyecek, beni de boş yere uğraştırmayacaksın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın yamyam sen bizim kaynaklarımızı nasıl hafife alıyor ve bizim kaynaklarımıza güvenmiyorsan bende aynını düşünebilirim ama düşünmüyorum farzederek;

 

1- Yukardaki makaleye ilişkin araştırma kısıtlı ve dar bir bölgede yapılmıştır.. Adına ne insanı derseni diyin ama bununda öncesi olma olasılığı büyüktür ve dünyanın bütün katmanları bütün alanları tektek incelenmiş değildir.

 

2- Neandertaller 'in sizin iddia ettiğiniz gibi atamız değil akrabalarımız olduğuna dair Fransız bilim adamlarının son araştırmasını aktarmıştım. Ama dediğim gibi biz senin kaynaklarına güvenelimde sen güvenme boşver.. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın yamyam sen bizim kaynaklarımızı nasıl hafife alıyor ve bizim kaynaklarımıza güvenmiyorsan bende aynını düşünebilirim ama düşünmüyorum farzederek;

 

1- Yukardaki makaleye ilişkin araştırma kısıtlı ve dar bir bölgede yapılmıştır.. Adına ne insanı derseni diyin ama bununda öncesi olma olasılığı büyüktür ve dünyanın bütün katmanları bütün alanları tektek incelenmiş değildir.

 

2- Neandertaller 'in sizin iddia ettiğiniz gibi atamız değil akrabalarımız olduğuna dair Fransız bilim adamlarının son araştırmasını aktarmıştım. Ama dediğim gibi biz senin kaynaklarına güvenelimde sen güvenme boşver.. :)

 

Ne kaynağından bahsediyorsun sen yahu? Bilimden bahsediyoruz arkadaşım, motorlardan değil. Sen önce kaynak diye getirdiğin adamın olmayan akademik kariyerine bak.

 

1- Bu araştırmaların dar bir bölgede yapıldığı düşüncen tamamen senin hüsnükuruntun.

 

Benim getirdiğim makaleyi bile okumamışsın ki ;

 

a) İsrail'de daha önce bulunan fosilden haberin olmadığından "kısıtlı ve dar bir bölge" gibi tamamen saçma iddialarda bulunabiliyorsun.

 

b)Senin daha yeni öğrendiğin Neandertaller'in insanların modern atası olmadığına dair bilgi, sana verdiğim makalede de geçiyor. Ancak hiç bir bilim adamı böyle bir bulgunun insanın evrim geçirdiği gerçeğini değiştirdiğini söylemiyor. Dahası böyle bir bilgi, evrim hakkında bilinenlere bir merdiven daha ekliyor. Sen de kendi kendine gelin güvey oluyor, sanki bu bilginin insanın evrim geçirmediğine dair bir kanıt olduğunu sanıyorsun. Ne acı...

 

Amacın tamamen körü körüne reddetmekten ibaret. Benim sana getirdiğim makaleleri okumuyorsun.

Yalnızca akademik kariyeri olmayan, bu yüzden bilim tarafından ciddiye dahi alınmayan, amacı sahtekarlık yoluyla insanların aklını karıştırmak olan birinin söylemlerini buraya taşıyorsun. Amacın tartışmak değil. Dogmatizmi bilime karıştırmaya çabalıyor, bilimsel kaynakları kabul etmiyorsun. Bu yüzden de bilimsel tartışmaların adamı değilsin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sorun şurada sayın yamyam..

Benim Hy den faydalandığımı düşünüyorsun..

Doğrudur H.Y den faydalanırım ama sadece odeğil..

Ama neden H.Y nin kariyerine takıldınız..

Adamlar kendi bulgularını iletmiyorlarki, büyük bir araştırma grubu olarak bilimsel kaynaklardan aktarımda bulunuyorlar..

Aynen senin yaptığın gibi.. :)

Şimdi sen bilim adamı değilsin diye senin yazılarını okumayalımmı..

Lütfen biraz daha geniş mantıklı düşünün...

Bahsi geçen kaynaklarda alenen çarptırma varsa, çarptırmaları yazın ve anti tezinizi belirtin..

Olay bu..

Ayrıca: İsraildede bu tür kazıların yapıldığı "kısıtlı bölge" kavramını ortadan kaldırmaz dünyanın ne kadar büyük olduğunu tasavvur edebiliyorsunuzdur umarım..

İkincisi.. Neandertal insanı hakkında aktardığım bilgi tarihin belirttiğim henüz bir-iki haftalık mynet haberiydi.. Neandertal insanlarının atalarımız değil akrabalarımız olduğu bulgusu beni bağlamıyor zaten..

Ben o iletiyi sizin oraya buraya tututurmaya çalıştığınız teorinin buraya da tutunamadığı mantığıyla yazdım..

Oysa Neandertal insanın varlığı ve yaşamı hakkında inancım olumsuzdur..

 

 

Saygılar-sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.