Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

VİCDAN NEDİR ?


Canraşit

Önerilen İletiler

Vicdan bir bilincliliktir ve bu bilinc anlam ve icerik temelindedir. Benim acimdan vicdan "kendine ve baskasina zarar vermemek" bilinci algisi bilgisi ve kisaca bilisselligidir. Sizde once vicdandan ne algiladiginizı kendinizce aciklayın.

Efendim, benim ne algıladığım önemli değil. Herkesin Vicdanı, ideolojisi / inancı / kültürü / doğrusu üzerinden temellenir. Herkesin Vicdan budur dediği bir doğru yoktur. Yalnızca ortak değerlerden bahsedilebilinir. Zaten o nedenle hep “ kamuoyu vicdanı ”ndan söz edilir ve farzı mahal 500 sene önceki kamuoyu vicdanı ile farklı coğrafyaların kamuoyu vicdanları da aynı değildir.

 

Ortaçağ’da belli koşullarda insan öldürmenin günümüzdeki kadar korkunç algılanmadığını tarihten biliyoruz mesela. Ya da Filipinlerde köpek öldürmek vicdansızlık değildir. Herhangi bir Filipinli’nin kuzu çevirir gibi köpek çevirme yaparken vicdanının sızladığını da bilmiyoruz mesela

 

İdeoloji / inanç / kültür / yasa vs.ye göre şekillenen vicdanı oluşturan değerlerini, kişi insani ve objektif bakıp sorgulayarak kabul ettiği takdirde ancak, Vicdan konusunda bir bilinçlilik devreye girer. İşte ancak o takdirde örgütsel / toplumsal / öbür dünyasal vs. bir cezalandırılma korkusu olmaksızın insan, ideolojisi / inancı / kültürü / doğrusu üzerinden temellendirdiği Vicdanını içselleştirebilir.

 

 

Yukarida dedigim gibi kullandigin kavramlarin tanimi algisi ve biribirinden farki.

Bu arada her kavramı kendi …e göresine göre bilip, değerlendiren insan da asla qua felsefesini içselleştiremez.

 

 

Dogada yasama icgudusu de yoktur. Yasam sadece dogada mustakil var olan bir fenomen olarak gecerlidir. Doganin boyle bir icgudusu yoktur. Icgudu de dogada olan mustakil var olanin bir yasam suurudur.

Bu kısmı ciddiye alamıyorum, zira;

 

sizin icgudu benim yasam suuru dedigim degerler

denilerek, kendi kendini tekzip etmiş.

 

 

Aksine ego aklin ben cikarina ya da aklin her hangibir ideolojik inancsal etik deger cikarina hizmet eder.

E zaten, ayıplanmamak / günah işlememek / suç işlememek / insanlık dışı davranmamak ideolojik inancsal etik deger kaynaklıdır. Neye itiraz var burada ?

 

 

Kendilik bilinci, insanoglunun kendi varliginin insanoglu olarak algisi ve bilgisidir. Yani metafizigin varliksal temelleri olan insanoglunu mal meta mulk ya da kul kole olarak algilama egosunun bilinc olarak asilmasidir. Buradaki kendilik once bireysel olarak bireyci, bencil, egoist temelli akilcilik olarak yansir ve sonra tursel duzeye ulasir.

İdeoloji / inanç / kültür / yasa vs.ye göre şekillenen vicdanı oluşturan değerlerini kişi insani ve objektif bakıp sorgulayarak kabul ettiği takdirde ancak Vicdan konusunda bir bilinçlilik devreye girer.

 

İşte ancak o takdirde örgütsel / toplumsal / öbür dünyasal vs. bir cezalandırılma korkusu olmaksızın insan, ideolojisi / inancı / kültürü / doğrusu üzerinden temellendirdiği Vicdanını içselleştirebilir. Bu bilinç düzeyi de kendilik düzeyidir. Yani üstten tarafsız ve objektif bakabilmek.

 

 

Ayrica kendilik bilisselligi insanoglunun diger butun fenomenleri algi olarak ortaya kavramsal bilgi temelinde koymasidir.

Zaten bunun için de üstten tarafsız ve objektif bakabilmek gerekir.

 

 

Insanlik ve insanlikdisi kisinin kendince bir algisi ve bilgisidir. Birinin algiladigi insanlik baskasi icin olmaya bilir. Cunku insanliktan once insanin ne oldugunun algisi gerekir. Insanlik somut degil soyuttur ve soyut degerler ile ortaya konur (hak ozgurluk saygi vicdan demokrasi esitlik adalet hukuk hukum sevgi anlayis baris v.s.)

En temel haklar yani Doğal Hukuk değişmez. Mesela; meşru müdafaa.

 

 

Bugun indanoglu numenal yetisi o kadar gelismistir ki, senin icgudu benim yasam suuru dedigim degerlere bile karsi cikasbilmektedir.

 

Mesela yasamak yerine intihar

Beslenmek yerine aclik grevi olum orucu

Uremek yerine onlemek

Korunmak yerine kendini feda etmek

Bunlar bilincli ya da corefaith imani temelinde bir ideolojik inancsal dogru ugruna yapilabilir.

Kisaca numenal yeti insanoglunun her turlu bilinen dogal v.s. temelli kalitimsal dogumdan once verildigi dusunulen yasam suurunu bile karsisina alabilir.

Bu sayılanlar Süper Ego’su gelişmiş bireylerin yapabildiği eylemlerdir. Yalnızca çağımızda değil hep olmuştur. Mesela şehitlik İslama özel bir kavram değildir.

 

 

Bu da insanoglunun herseyi yasamdan ogrendigini ve tabulu rasa olarak dogdugunu gosterir.

 

Cunku dogal olarak bilinen degerler ve uygulamalar bile bilinc ya da core faith imani ile karsiya alinabilir. Bu da tum degerlerin sadece bilgi oldugunu ve fiziksel olmadigini gosterir. Cunku buradaki bilgi fizigin onune gecer. Yani kisi olmeyi beslenmemeyi korunmamayi urememeyi secebilir. Bu secimde dogal degil; zihinseldir

Süper Ego’nun doğuştan sonra geliştiğini, içgüdü kaynaklı ön bilgileri bastırabileceğini daha ne kadar tekrar etmem gerekecek acaba ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Efendim öncelikle bu benim çok önceden yaptığım bir uyarı idi hatırlatmış olayım:
Ondan sonra da kullandığım kavramların Psikanaliz terminolojisine ait olduğunu belirteyim. Bilmeyen açar bakar.

 

Onemli olan psikanaliz oldugu degildir, Neye gore psikanalizin tanimladiklaridir. Mesela freud'a gore ise; benim acimdan gecerli degildir. Cunku insanoglunu dogalliga teslim eder.


 

 

Bilim gözlem ve yanlışlanabilirlik üzerine kurulu değil midir ? İlla yanıt vermiş olmak için yanıt vermeyelim lütfen !

 

Ne demek istedigini algilayamadim. Ben demekki gerekli gormusum ki yanit vermisim. Ayni gereklilik senin icin olmayabilir. Cunku ben senin ile bilimselligin gozlem ve yanlislanabilirlik oldugu konusunda hem fikir oldugunu dusunmedim. Nedeni varliksal konulara bakmandi.


 

 

Nereden biliyoruz ? O halde bunlar da yetiskin olarak algisizlığı bilgisi gelismis bir algisızlığin gozlemsizliğinin dile getirdikleridir diyelim bu yargı için.

 

Sen istedigini diyebilirsin. Genetik epistemoloji demiyor.


 

 

Hayvanlar da öğrenir. Democrossian beyin yazısı gözardı edilebilecek cinsten değil. Tavsiye ederim.

 

Neyi neden tavsiye ediyorsun?

 

 

 

Bütün bunlar hayatta kalmak için gerekli korkulardır, ön bilgilerdir, ön yargılardır.

 

Daha once acikladim. Hayatta kalmak bir algidir. Kisi isterse hayatta kalmak istemiyebilir. Bir bebek ise ictigi sutu hayatta kalmak icin icmez, bu bilinc konusudur. Yasam suuru olarak icer. Ne ne ictiginin ne de neden ictiginin bilincinde degildir.

 

 

 

Bunların doğuştan bulunmaması demek, gözlemdi, şuydu, buydu derken hayatın tehlikeye girmesi demektir. Yaşam beklemez.

 

Tehlike kavramsal bir algidir. Ogrenmemis bebek tehlikeyi bilmez. Nerden geldigini de bilmez. Mesela bir suru bebek yataginda yatarken bogulabilir. Eger bilse zaten bogulacak sekilde yatmaz.

 

 

 

Ağlayarak dile getirilen rahatsızlık korkudan ileri gelir.

Korku olmadan rahatsızlık olmaz.

Korkusuz olan rahat olur, ağlamaz.

Ağlamayınca ebeveyne sinyal gitmez., bebeğin hayatı tehlikeye girer.

 

Korku bir bilgisel algidir. Bunu ogrenmemis bebek korkuyu da nerden geldigini de bilmez.

 

 

 

Hayatın temeli korkudur.

Korku da bir ön bilgidir

 

Bir bebek hayati da temelini de bilmez. Korku algi ile bilgiye tasinir. Bu da dogustan degildir. Korkmak icin bir neden ve bu nedenin korkuya yol actigi bir algidir..

 

 

 

Gözlem ve deneyimle azalır.

Bu korkular üzerinden kişilik gelişimini Oral, Anal ve Fallik dönemleri anlatmıştım.

 

Ebeveyn, bebeginin neden agladigini deneme&yanilma yolu ile bulur.

 

Altini mi kirletti.

Susadi mi

Acikti mi

Gegirmesi mi gerekiyor?

Bir yeri mi agriyor? v.s.

 

Bunlar hangisi bebegin aglamasini durdurursa ebeveyn rahat eder. Ama bebegin aglamasinin durmasinin sebebi ille de ebeveynin eylemi olmayabilir.

 

 

 

Yemez değil yiyemez. Çünkü tüm canlılar acıdan kaçar haza yönelir.

 

Acidan kacmak baskadir, bu kacisin olum ile sonuclanacagi bilinci baskadir. Hayvan da bu bilinc yoktur/

 

 

 

Burada baskın korku kontrolü kaybetme korkusu( ön bilgi ) dur. Açlık korkusuna ( ön bilgi ) baskın çıkmıştır.

 

Bilgi başkadır, bilginin bilincinde olmak ve akıl yürütmek başkadır. Kedi de bilinç yoktur ama doğduğunda ön bilgiler vardır.

 

On bilgi yoktur, cunku on bilgi kavram ve algi gerektirir. Ayrica etki gerektirir, gozlem de olur.

 

 

 

Korku olmadan rahatsızlık olmaz. Hayvanlar genetik olarak kokuları tanır, zararlı olandan uzaklaşır veya onu zararsız hale getirir. Kokuşmuş yiyeceği de yemezler. Bu deneme yanılma ile değil, doğuştandır.

 

Rahatsizlik sadece korkuya bagli degildir. Fiziksel de olabilir, zihinsel de. Korkunun temeli ise bilgisizliktir. Yani bir duyumun/duygunun nerden geldigini bilmemek. Ama bu bebek icin gecerli degildir. Cunku bebek bilme asamasinda degildir.

 

 

 

Yetişkine mesaj gitmesi için rahatsızlık olması gerekir. Rahatsızlık da korkudan kaynaklanır.

 

 

Korku bilgisizlikten kaynaklanir. Korku rahatsizlik verir, ondan kaynaklanmaz.

 

 

 

Gelecek korkusu insana mal, mülk biriktirtir, parasını harcatmaz, ertelettirir. Ev almayan, para biriktirmeyen insan rahatsızlık duyar.

 

Bu gunu birlik yasayan icin gecerli degildir.

 

 

 

Oysa mantıken yaşanan an bu andır. Geleceğin gelecek olması olasılık dahilinde ama belirsizdir.

 

Iste bu bilgi korkuyu onler. Cunku korkunun kaynagi bilgisizliktir.

 

Aç olan rahatsız olur. Evsiz olan rahatsız olur. Bekar olan rahatsız olur.

 

Sart degil, butun bunlar once zihindedir. Zihinsel olarak bu rahatsizliklar onlenebilir. Mesela aclik grevi/olum orucu ya da bir kac saat daha yemek yiyemeyecegini bilmek v.s. Bir suru sokakta yatan var. Neden olsunki, bilerek bekar kalabilir ve hatta yalnizligi tercih edebilir.

 

Açlık, Güvenliksizlik, Üreme olanaksızlığı korkuları.

 

Tüm bu temel korkular hep evrimsel ön bilgidir. İçgüdüsel duyum kaynaklıdır.

En temel olarak bu korkuların giderilememesi hep rahatsızlık yaratır.

 

Sana korku ile ilgili bir sey anlatayim.

 

Kisi issiz ve karanlik bir yolda yuruyormus, ileride bir isik belirince korkmaya ve kafasindan senaryolar uretmeye baslamis. Taki o isigin bir sokak lambasi oldugunu algilayana kadar.

 

Bir ornek daha.

 

Iddiaya girilmis. Iddia gece vakti mezarliga bir kazik cakmakmis. Iki arkadas mezarliga gitmisler ve birisi kazigi cakmis. Sonra kalkmak istemis kalkamamis, arkadasi cekmis kaldiramamis ve onu orda birakarak kosup kacmis.

 

Sabah polis ile birlikte gelmis, bir bakmislarki arkadasi kazigi cakarken ceketinin ustune cakmis ve olmesinin sebebi de "od patlamasi" olarak aciklanmis.

 

O yuzden korkunun nedeni bilgisizlik ve korku veren nedenin nerden geldigini algilayamamaktir.

 

Korku bir on bilgi degildir. Yasamdan ogrenilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Efendim, benim ne algıladığım önemli değil. Herkesin Vicdanı, ideolojisi / inancı / kültürü / doğrusu üzerinden temellenir. Herkesin Vicdan budur dediği bir doğru yoktur. Yalnızca ortak değerlerden bahsedilebilinir. Zaten o nedenle hep “ kamuoyu vicdanı ”ndan söz edilir ve farzı mahal 500 sene önceki kamuoyu vicdanı ile farklı coğrafyaların kamuoyu vicdanları da aynı değildir.

Ortaçağ’da belli koşullarda insan öldürmenin günümüzdeki kadar korkunç algılanmadığını tarihten biliyoruz mesela. Ya da Filipinlerde köpek öldürmek vicdansızlık değildir. Herhangi bir Filipinli’nin kuzu çevirir gibi köpek çevirme yaparken vicdanının sızladığını da bilmiyoruz mesela

İdeoloji / inanç / kültür / yasa vs.ye göre şekillenen vicdanı oluşturan değerlerini, kişi insani ve objektif bakıp sorgulayarak kabul ettiği takdirde ancak, Vicdan konusunda bir bilinçlilik devreye girer. İşte ancak o takdirde örgütsel / toplumsal / öbür dünyasal vs. bir cezalandırılma korkusu olmaksızın insan, ideolojisi / inancı / kültürü / doğrusu üzerinden temellendirdiği Vicdanını içselleştirebilir.

 

Benim vicdan algimda, core faith vicdan degildir. Sadece kisinin bilincaltina yelestirdigi ve sorgulamadan sahiplendigi ideolojik inancsal dogru degerleridir.

 
 

 

Bu arada her kavramı kendi …e göresine göre bilip, değerlendiren insan da asla qua felsefesini içselleştiremez.

 

Qua felsefesi ideolojik inancsal bir dogru penceresinden degil; tum resmi verecek sekildedir. Yani kisinin varsa bile kendi penceresi qua felsefesinde yoktur. Qua felsefesi analitik diagnostiktir. Kisinin degerlerini icermez.

 

 

Bu kısmı ciddiye alamıyorum, zira;
 

denilerek, kendi kendini tekzip etmiş.

 

Etmemis doga mustakil var olan degildir, mustakil var olan doganin mustakilidir. Doga bir fenomendir, yasam dogum olum ise mustakil olanin verdigi gozlemin algisi.


 

 

E zaten, ayıplanmamak / günah işlememek / suç işlememek / insanlık dışı davranmamak ideolojik inancsal etik deger kaynaklıdır. Neye itiraz var burada ?

 

Insanlik disi davranmak, diger orneklerden farklidir. evrensel hukuk insan haklasri hak ve ozgurlukleri temelindedir. Yani giydirilmis/giyilmis ego ile vicdan bilinci farki. 

 
 

 

İdeoloji / inanç / kültür / yasa vs.ye göre şekillenen vicdanı oluşturan değerlerini kişi insani ve objektif bakıp sorgulayarak kabul ettiği takdirde ancak Vicdan konusunda bir bilinçlilik devreye girer.

 

Bunlar vicdanin degil; corefaithin sekillenmesidir.
 

 

İşte ancak o takdirde örgütsel / toplumsal / öbür dünyasal vs. bir cezalandırılma korkusu olmaksızın insan, ideolojisi / inancı / kültürü / doğrusu üzerinden temellendirdiği Vicdanını içselleştirebilir. Bu bilinç düzeyi de kendilik düzeyidir. Yani üstten tarafsız ve objektif bakabilmek.

 

Vicdani tanimlar misin? Bak bulunc diye bir kavram var, neyin bulunmasi?

 
 

 

Zaten bunun için de üstten tarafsız ve objektif bakabilmek gerekir.

 

Objektif bakis yoktur, cunku her bakis bakanin subjektivizmini icerir.

 
 

 

En temel haklar yani Doğal Hukuk değişmez. Mesela; meşru müdafaa.

 

Neye kime gore mesru mudafa? Degismez olsa idi mahkemeler olmazdi bu konuda.

 
 

 

Bu sayılanlar Süper Ego’su gelişmiş bireylerin yapabildiği eylemlerdir. Yalnızca çağımızda değil hep olmuştur. Mesela şehitlik İslama özel bir kavram değildir.

 

Süper Ego’nun doğuştan sonra geliştiğini, içgüdü kaynaklı ön bilgileri bastırabileceğini daha ne kadar tekrar etmem gerekecek acaba ?

 

Bende su kullandigin kavramlara verdigin anlam ve icerigi ve tanimini aciklamani senden ne kadar daha isteyecegim, acaba?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Onemli olan psikanaliz oldugu degildir, Neye gore psikanalizin tanimladiklaridir. Mesela freud'a gore ise; benim acimdan gecerli degildir. Cunku insanoglunu dogalliga teslim eder.

Psikanaliz, zaten Freud’un yöntemidir ve bilimseldir. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok.

 

 

Ne demek istediginizi algilayamadim. Ben demekki gerekli gormusum ki yanit vermisim. Ayni gereklilik sizin icin olmayabilir. Cunku ben sizin ile bilimselligin gozlem ve yanlislanabilirlik oldugu konusunda hem fikir oldugunu dusunmedim. Nedeni varliksal konulara bakmanızdi.

Kişi zahmet edip de bir önceki iletisine bakar ve neye cevap verildiğini görürse “ belki “ anlar.

 

 

Siz istediginizi diyebilirsiniz. Genetik epistemoloji demiyor.

Bilimsel kuramlar mı herkesi bağlar, yoksa felsefi kuramlar mı ?

 

 

Neyi neden tavsiye ediyorsunuz?

Democrossian beyin yazısı okununca anlaşılır. O da belki.

 

 

Daha once acikladim. Hayatta kalmak bir algidir. Kisi isterse hayatta kalmak istemiyebilir. Bir bebek ise ictigi sutu hayatta kalmak icin icmez, bu bilinc konusudur. Yasam suuru olarak icer. Ne ne ictiginin ne de neden ictiginin bilincinde degildir.

Bilinç yoktur, ön bilgi vardır. İlkel beyin kaynaklı duyumların ( içgüdü ) zihinde oluşturduğu korkular ön bilgilerdir. Bu korkular ve korku kaynaklı tepkiler deneyimle asgariye iner.

 

 

Tehlike kavramsal bir algidir. Ogrenmemis bebek tehlikeyi bilmez. Nerden geldigini de bilmez. Mesela bir suru bebek yataginda yatarken bogulabilir. Eger bilse zaten bogulacak sekilde yatmaz.

Bir algıyı değerlendirebilmek ve onu tehlikeli bulabilmek için ön yargı yani ön bilgi gerekir. Tehlike değerlendirmesini yapacak ön bilgiler bebek de ancak anal dönemde faaliyete geçer, ondan önce atıldır.

 

Bahsedilen bebek de böyle bir korkudan kaynaklanacak bir ön bilgi henüz faaliyete geçmediğinden, halen atıl olduğundan bebek tepki vermez. Ya da eğer anal dönemdeyse, onu oraya öyle yatıranlar yüzünden boğulur. Çünkü, belki de dönmek istemiş ama kasları bunun için yetersiz olduğundan dönemeyip boğulmuştur.

 

 

Korku bir bilgisel algidir. Bunu ogrenmemis bebek korkuyu da nerden geldigini de bilmez.

Tam tersine Korku algısal bilgidir. Yalnız bu algı ( duyum kaynaklı ) dış dünyadan değil, ilkel benlikten gelir.

 

Bebeğin korkunun nereden kaynaklandığını bilmesi söz konusu değildir zaten. Çoğu yetişkin bile bunu bilemeyebilir.

 

 

Bir bebek hayati da temelini de bilmez. Korku algi ile bilgiye tasinir. Bu da dogustan degildir. Korkmak icin bir neden ve bu nedenin korkuya yol actigi bir algidir..

Bebeğin, hayatı, onun temelini bilmesi gerekmez. Korku default bilgidir. Algılar ( duyu kaynaklı ) yalnızca bu duyum kaynaklı algısal default bilginin şiddetini azaltır.

 

 

Ebeveyn, bebeginin neden agladigini deneme&yanilma yolu ile bulur.

 

Altini mi kirletti.

Susadi mi

Acikti mi

Gegirmesi mi gerekiyor?

Bir yeri mi agriyor? v.s.

 

Bunlar hangisi bebegin aglamasini durdurursa ebeveyn rahat eder. Ama bebegin aglamasinin durmasinin sebebi ille de ebeveynin eylemi olmayabilir.

original.gif  E, nolmuş ? Ben kesin bundan olur mu demişim ?

 

 

Acidan kacmak baskadir, bu kacisin olum ile sonuclanacagi bilinci baskadir. Hayvan da bu bilinc yoktur/

Hayvanda da bilinç olması gerekmez. Bilgi başkadır, bilginin bilincinde olmak ve akıl yürütmek başkadır.

 

 

On bilgi yoktur, cunku on bilgi kavram ve algi gerektirir. Ayrica etki gerektirir, gozlem de olur.

Duyum kaynaklı algılar ön bilgidir. Burada etki iç dünyadan gelir, dış dünyadan değil.

 

 

Rahatsizlik sadece korkuya bagli degildir. Fiziksel de olabilir, zihinsel de. Korkunun temeli ise bilgisizliktir. Yani bir duyumun/duygunun nerden geldigini bilmemek. Ama bu bebek icin gecerli degildir. Cunku bebek bilme asamasinda degildir.

 

 " Korkunun temeli bilgisizlik " ise bebekte korku var demektir.aptalkafam.gif 

 

Zihinsel de olsa, fiziksel de olsa rahatsızlık korkudan gelir. Mesela ip cambazı, ip cambazı olmadan önce korku duyar. Bu rahatsızlığa yol açar. Fakat deneyim ve bilgi ile korkusu ve bundan kaynaklanan rahatsızlığı kontrol altına girer ve asgariye çekilir. Default değer korkudur.

 

Korkunun temeli bilgisizlik değildir. Çünkü, bir bilgi ancak başka bir bilgi ile bertaraf edilebilir. 

 

Korku bilgisizlikten kaynaklanir. Korku rahatsizlik verir, ondan kaynaklanmaz.

Açlık bir duyumdur. Bu duyum rahatsızlık verir. Bu rahatsızlık beslenememe korkusunu tetikler. Bu korku ağlamaya ( yardım çağrısı- yiyeceğe nasıl ulaşılacağı ( anne sütü ) bilgisi ile ) neden olur.

 

 

Bu gunu birlik yasayan icin gecerli degildir.

Her günü birlik yaşayan için yaşamın bilincine varmış denilemez. Hayvanlar da günlük yaşar.

 

Bazı göcebe topluluklar da günlük yaşar. Burada ise kabile dayanışması ve Meta’nın keşfedilmemiş olması önemlidir. Tersine Metanın bulunduğu gelişmiş Kapitalist toplumlarda bu korku daha fazladır. Sigorta vs. ile bu temel korku giderilmeye çalışılır ama yetmez.

 

 

Iste bu bilgi korkuyu onler. Cunku korkunun kaynagi bilgisizliktir.

 

Temel korkuların giderilememesinin kaynağı bilgisizliktir. Çünkü, korku da bir ön bilgidir.

 

Bir bilgi ancak başka bir bilgi ile bertaraf edilebilir. Şu halde, korku da bir bilgidir. Çünkü, ancak bilgilenmeyle aşılır.

 

 

Sart degil, butun bunlar once zihindedir. Zihinsel olarak bu rahatsizliklar onlenebilir. Mesela aclik grevi/olum orucu ya da bir kac saat daha yemek yiyemeyecegini bilmek v.s.

 

Bu rahatsızlık değişmez. Yalnızca bir takım idealler ile bastırılır. Bu idealler de Süper Ego kaynaklıdır. Ego değil. Ego yalnızca Süper Ego’ya ait bu ideallerin bilgisini değerlendirmek için bu kararı verecek olan zihnin akılcı tarafını temsil eder.

 

İdealler, düşmana hücum ederek kendini feda etmeyi emreder. Ego ise bu kahramanlığın daha akılcı ölçülerde gerçekleştirilmesi için riskin azaltılmasına yardımcı olur. ID banane der, Süper Ego olur mu öyle şey, atıl der, Ego ise bu ikisi arasındaki dengeyi sağlayacak akılcılığı üretir. Yani, hem kahraman olmak hem de zarar görmemek için yollar arar.

 

 

Bir suru sokakta yatan var. Neden olsunki, bilerek bekar kalabilir ve hatta yalnizligi tercih edebilir.

 

Uç örnekler konumuz dışı ve hepsinin bir açıklaması var. Bunlar bir tercih de olmayabilir. Kimisi akıl hastalığından, kimisi kişilik bozukluğundan, kimisi idealleri yüzünden, kimisi de elinde olmayan şartlar yüzünden bu hale düşmüş olabilir. Konumuz bunlar değil, “ Normal “ olandır. “ Bu örnekler yalnızca “ Normal “ olanın doğasını anlamamıza yardımcı olan uç örneklerdir.

 

 

Size korku ile ilgili bir sey anlatayim.

 

Kisi issiz ve karanlik bir yolda yuruyormus, ileride bir isik belirince korkmaya ve kafasindan senaryolar uretmeye baslamis. Taki o isigin bir sokak lambasi oldugunu algilayana kadar.

 

Bir ornek daha.

 

Iddiaya girilmis. Iddia gece vakti mezarliga bir kazik cakmakmis. Iki arkadas mezarliga gitmisler ve birisi kazigi cakmis. Sonra kalkmak istemis kalkamamis, arkadasi cekmis kaldiramamis ve onu orda birakarak kosup kacmis.

 

Sabah polis ile birlikte gelmis, bir bakmislarki arkadasi kazigi cakarken ceketinin ustune cakmis ve olmesinin sebebi de "od patlamasi" olarak aciklanmis.

 

O yuzden korkunun nedeni bilgisizlik ve korku veren nedenin nerden geldigini algilayamamaktir.

 

Korku bir on bilgi degildir. Yasamdan ogrenilir.

Bir bilgi ancak başka bir bilgi ile bertaraf edilebilir. Şu halde, korku da bir bilgidir. Çünkü, ancak bilgilenmeyle aşılır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim vicdan algimda, core faith vicdan degildir. Sadece kisinin bilincaltina yelestirdigi ve sorgulamadan sahiplendigi ideolojik inancsal dogru degerleridir.

Öyle görünmüyor. Öncelikle Türkçe dil bilgisi ve mantık. Çünkü; bu cümlede;

 

Vicdan bilinc isidir. Duygu ve akil onu yonlendirdiginde de hic bir degeri yoktur.

Vicdan bilinc isidir. Duygu ve akil onu ( vicdanı ) yonlendirdiginde de hic bir degeri yoktur.

 

Yani; Vicdanı duygu ve akil onu yonlendirdiginde değersiz bir Vicdan olur ama yine de adı Vicdandır denilmiş ama bu iddia, “ benim vicdan algimda, core faith vicdan degildir. “ cümlesi ile tekzip edilmiş.

 

 

Qua felsefesi ideolojik inancsal bir dogru penceresinden degil; tum resmi verecek sekildedir. Yani kisinin varsa bile kendi penceresi qua felsefesinde yoktur. Qua felsefesi analitik diagnostiktir. Kisinin degerlerini icermez.

Evet işte, onu anlatmaya çalışıyorum. Her kavramı kendi …e göresine göre bilip, değerlendiren insan da asla qua felsefesini içselleştiremez.

 

Örnek:

 

Benim vicdan algimda, core faith vicdan degildir.

Vicdan bilinc isidir. Duygu ve akil onu yonlendirdiginde de hic bir degeri yoktur.

original.gif

 

Etmemis doga mustakil var olan degildir, mustakil var olan doganin mustakilidir. Doga bir fenomendir, yasam dogum olum ise mustakil olanin verdigi gozlemin algisi.

Kendi kendini tekzip etmiş. Çünkü;

 

Oysa, doğada ayıp / günah / suç / insanlık dışılık yoktur. Yalnızca yaşama içgüdüsü vardır.

şeklindeki benim algım bellidir. Buna göre başka bir kısımda edilmiş bu cümle;

 

senin icgudu benim yasam suuru dedigim degerler

yargımın onayı anlamına geldiği için, daha sonra;

 

Dogada yasama icgudusu de yoktur.

cümlesi bu onayı tekzip eder.

 

 

Insanlik disi davranmak, diger orneklerden farklidir. evrensel hukuk insan haklasri hak ve ozgurlukleri temelindedir. Yani giydirilmis/giyilmis ego ile vicdan bilinci farki.

Evrensel hukuk insan haklari hak ve ozgurluklerinin gelişimi de ideolojilerle ilintilidir.

 

 

Bunlar vicdanin degil; corefaithin sekillenmesidir.

Her cümle birbirini tekzip etmeye devam ediyor.

 

Önce, Insanlik disi davranmak, diger orneklerden farklidir. evrensel hukuk insan haklasri hak ve ozgurlukleri temelindedir. Yani giydirilmis/giyilmis ego ile vicdan bilinci farki.

deyip, sonra;

 

İdeoloji / inanç / kültür / yasa vs.ye göre şekillenen vicdanı oluşturan değerlerini kişi insani ve objektif bakıp sorgulayarak kabul ettiği takdirde ancak Vicdan konusunda bir bilinçlilik devreye girer.

cümleme;

 

Bunlar vicdanin degil; corefaithin sekillenmesidir.

şeklinde itiraz edilerek, önceki kendine ait “ evrensel hukuk insan haklasri hak ve ozgurlukleri temelinde “ vicdan bilinci tanımı tekzip edilmiş.

 

 

bulunc diye bir kavram var, neyin bulunmasi?

Vicdanı hep tanımlamışım. Anlayan anlamıştır. Fakat, çaresizliğin Metafizik kavramlardan medet ummaya kadar gelmesi gerçekten manidar.

 

 

Objektif bakis yoktur, cunku her bakis bakanin subjektivizmini icerir.

Objektif bakış yoksa “evrensel hukuk insan haklasri hak ve ozgurlukleri temelinde “ bir vicdandan nasıl söz edilebilinir ?

 

Hem evrensel ne demektir ? Neye / Kime göre evrensel ? İnsanoğlu türü dışında algı ve gözlem yapıp bilgi va kavram üreten başka bir tür var mı ? ( yazanın kendi mantığı ile bu da bir tekziptir aslında ama neyse original.gif  )

 

 

Neye kime gore mesru mudafa? Degismez olsa idi mahkemeler olmazdi bu konuda.

original.gif 

 

Bir eylemin suç olması ayrıdır, suçun maddi delillerinin oluşup oluşmadığına karar vermek ve ceza talebinde bulunup, failin yargılanıp hüküm verilmesi ayrıdır.

 

 

kavramlar, anlam ve icerigi ve tanimini

Psikanaliz terminolojisi. Bilmeyen açar bakar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Öyle görünmüyor. Öncelikle Türkçe dil bilgisi ve mantık. Çünkü; bu cümlede;
 

Vicdan bilinc isidir. Duygu ve akil onu ( vicdanı ) yonlendirdiginde de hic bir degeri yoktur.

Yani; Vicdanı duygu ve akil onu yonlendirdiginde değersiz bir Vicdan olur ama yine de adı Vicdandır denilmiş ama bu iddia, “ benim vicdan algimda, core faith vicdan degildir. “ cümlesi ile tekzip edilmiş.

 

Vicdan bir degerdir. Dolayisiyle degerin olmamasi vicdanin da olmamasi demektir. Yani vicdan bir deger olarak yok ise, baska sekilde zaten var olamaz. Burada bahsedilen deger de, vicdanin degil; core faithin degeridir.


 

 

Evet işte, onu anlatmaya çalışıyorum. Her kavramı kendi …e göresine göre bilip, değerlendiren insan da asla qua felsefesini içselleştiremez.

Örnek:
 

original.gif

 


Kendi kendini tekzip etmiş. Çünkü;
 


şeklindeki benim algım bellidir. Buna göre başka bir kısımda edilmiş bu cümle;
 


yargımın onayı anlamına geldiği için, daha sonra;
 


cümlesi bu onayı tekzip eder.

 

 


 

Hayir, sosyo-etik bir algidir. Sosyal ve etik degerler her turlu degeri bunyesinde barindirir ve sadece birine indirgenemez.


 

bjektif bakış yoksa “evrensel hukuk insan haklasri hak ve ozgurlukleri temelinde “ bir vicdandan nasıl söz edilebilinir ?

Hem evrensel ne demektir ? Neye / Kime göre evrensel ? İnsanoğlu türü dışında algı ve gözlem yapıp bilgi va kavram üreten başka bir tür var mı ? ( yazanın kendi mantığı ile bu da bir tekziptir aslında ama neyse original.gif alt="original.gif">

 

Bir eylemin suç olması ayrıdır, suçun maddi delillerinin oluşup oluşmadığına karar vermek ve ceza talebinde bulunup, failin yargılanıp hüküm verilmesi ayrıdır.

 


Psikanaliz terminolojisi. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Psikanaliz, zaten Freud’un yöntemidir ve bilimseldir. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok.

 

Dedim ya algi carpitmasi diye. Yanit olarak yazdigin bu cumleyi yazmadan bir ust cumleyi iyice bir oku.


 

 

Kişi zahmet edip de bir önceki iletisine bakar ve neye cevap verildiğini görürse “ belki “ anlar.

 

Bu cumlen tam da benim yanitima cuk diye oturdu.


 

 

Bilimsel kuramlar mı herkesi bağlar, yoksa felsefi kuramlar mı ?

 

Bilmem bu kadar asciklamadan sonra hala algilanamamissa, bir daha tekrar etmenin de bir anlami yok.


Democrossian beyin yazısı okununca anlaşılır. O da belki.

 


 

 

Bilinç yoktur, ön bilgi vardır. İlkel beyin kaynaklı duyumların ( içgüdü ) zihinde oluşturduğu korkular ön bilgilerdir. Bu korkular ve korku kaynaklı tepkiler deneyimle asgariye iner.

 

Ikisi de yoktuir. Yasamdan ogrenilir.


 

 

Bir algıyı değerlendirebilmek ve onu tehlikeli bulabilmek için ön yargı yani ön bilgi gerekir. Tehlike değerlendirmesini yapacak ön bilgiler bebek de ancak anal dönemde faaliyete geçer, ondan önce atıldır.

Bahsedilen bebek de böyle bir korkudan kaynaklanacak bir ön bilgi henüz faaliyete geçmediğinden, halen atıl olduğundan bebek tepki vermez. Ya da eğer anal dönemdeyse, onu oraya öyle yatıranlar yüzünden boğulur. Çünkü, belki de dönmek istemiş ama kasları bunun için yetersiz olduğundan dönemeyip boğulmuştur.

 

Yetiskin ile doigasn bebek bir birine karismis. On yargi da on bilgi de yetiskine aittir.


 

 

Tam tersine Korku algısal bilgidir. Yalnız bu algı ( duyum kaynaklı ) dış dünyadan değil, ilkel benlikten gelir.

Bebeğin korkunun nereden kaynaklandığını bilmesi söz konusu değildir zaten. Çoğu yetişkin bile bunu bilemeyebilir.

 

Onun korku oldugunu da bebek bilmez. Once ogrenir.


 

 

Bebeğin, hayatı, onun temelini bilmesi gerekmez. Korku default bilgidir. Algılar ( duyu kaynaklı ) yalnızca bu duyum kaynaklı algısal default bilginin şiddetini azaltır.

 

original.gif  E, nolmuş ? Ben kesin bundan olur mu demişim ?

 


Hayvanda da bilinç olması gerekmez. Bilgi başkadır, bilginin bilincinde olmak ve akıl yürütmek başkadır.

 


Duyum kaynaklı algılar ön bilgidir. Burada etki iç dünyadan gelir, dış dünyadan değil.

 

 

 " Korkunun temeli bilgisizlik " ise bebekte korku var demektir.aptalkafam.gif

 

Buradaki bilgisizlik bilginin bilgisizligidir. Bebek daha bilgi nedir bilmez.
 

 

Zihinsel de olsa, fiziksel de olsa rahatsızlık korkudan gelir. Mesela ip cambazı, ip cambazı olmadan önce korku duyar. Bu rahatsızlığa yol açar. Fakat deneyim ve bilgi ile korkusu ve bundan kaynaklanan rahatsızlığı kontrol altına girer ve asgariye çekilir. Default değer korkudur.

 

Korkunun temeli bilgisizlik değildir. Çünkü, bir bilgi ancak başka bir bilgi ile bertaraf edilebilir.

 

Iste tam da bu koyulastirdigin. Bilgisi olmayan korkunun yerini bilgi alir. 

 


 

 

Açlık bir duyumdur. Bu duyum rahatsızlık verir. Bu rahatsızlık beslenememe korkusunu tetikler. Bu korku ağlamaya ( yardım çağrısı- yiyeceğe nasıl ulaşılacağı ( anne sütü ) bilgisi ile ) neden olur.

 

Her günü birlik yaşayan için yaşamın bilincine varmış denilemez. Hayvanlar da günlük yaşar.

Bazı göcebe topluluklar da günlük yaşar. Burada ise kabile dayanışması ve Meta’nın keşfedilmemiş olması önemlidir. Tersine Metanın bulunduğu gelişmiş Kapitalist toplumlarda bu korku daha fazladır. Sigorta vs. ile bu temel korku giderilmeye çalışılır ama yetmez.

 

 

Temel korkuların giderilememesinin kaynağı bilgisizliktir. Çünkü, korku da bir ön bilgidir.

 

Bir bilgi ancak başka bir bilgi ile bertaraf edilebilir. Şu halde, korku da bir bilgidir. Çünkü, ancak bilgilenmeyle aşılır.

 

Neyse kendi kendini curutmus ve beni dogrulamissin. Aslinda bunu da s1k s1k yapiyorsun da, acaba farkinda misin?

 

 

 

 

Bu rahatsızlık değişmez. Yalnızca bir takım idealler ile bastırılır. Bu idealler de Süper Ego kaynaklıdır. Ego değil. Ego yalnızca Süper Ego’ya ait bu ideallerin bilgisini değerlendirmek için bu kararı verecek olan zihnin akılcı tarafını temsil eder.

 

İdealler, düşmana hücum ederek kendini feda etmeyi emreder. Ego ise bu kahramanlığın daha akılcı ölçülerde gerçekleştirilmesi için riskin azaltılmasına yardımcı olur. ID banane der, Süper Ego olur mu öyle şey, atıl der, Ego ise bu ikisi arasındaki dengeyi sağlayacak akılcılığı üretir. Yani, hem kahraman olmak hem de zarar görmemek için yollar arar.
 

 

 

Uç örnekler konumuz dışı ve hepsinin bir açıklaması var. Bunlar bir tercih de olmayabilir. Kimisi akıl hastalığından, kimisi kişilik bozukluğundan, kimisi idealleri yüzünden, kimisi de elinde olmayan şartlar yüzünden bu hale düşmüş olabilir. Konumuz bunlar değil, “ Normal “ olandır. “ Bu örnekler yalnızca “ Normal “ olanın doğasını anlamamıza yardımcı olan uç örneklerdir.

 

Oylemi neden konu disi? Ayrica tasbiki aciklamasi vardir.

 


Bir bilgi ancak başka bir bilgi ile bertaraf edilebilir. Şu halde, korku da bir bilgidir. Çünkü, ancak bilgilenmeyle aşılır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vicdan bir degerdir. Dolayisiyle degerin olmamasi vicdanin da olmamasi demektir. Yani vicdan bir deger olarak yok ise, baska sekilde zaten var olamaz. Burada bahsedilen deger de, vicdanin degil; core faithin degeridir.

Mesela, duygu da bir değerdir. Değersiz duygu vardır, değerli duygu vardır. Yani; kişiye göre değişir.

 

Bir duygu değersiz bulunduğunda, yalnızca onu değersiz bulan kişiye göre yok olur. Herkese göre değil. O duyguyu onu değersiz bulan kişi yok saysa da o duygu kavram olarak da algı olarak da vardır.

 

Yani; “ Vicdan bilinc isidir. Duygu ve akil onu ( vicdanı ) yonlendirdiginde de hic bir degeri yoktur. “ demek, Vicdanı duygu ve akil onu yonlendirdiginde değersiz bir Vicdan olur ama yine de adı Vicdandır demektir.

 

Aksini iddia etmek Qua Felsefesine aykırı davranmaktır.

 

 

Hayir, sosyo-etik bir algidir. Sosyal ve etik degerler her turlu degeri bunyesinde barindirir ve sadece birine indirgenemez.

“ ideolojilerle ilintilidir “ demek sadece birine indirgemek mi demektir. Türkçe ve Mantık.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Onun korku oldugunu da bebek bilmez. Once ogrenir.

Açlıktan korkması gerektiğini öğrenene kadar açlıktan da ölebilir o zaman sakıncası yok. unsure.png 

 

 

Buradaki bilgisizlik bilginin bilgisizligidir. Bebek daha bilgi nedir bilmez.

Bilmek başkadır, bildiğinin bilincine varmak başkadır. excl.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Mesela, duygu da bir değerdir. Değersiz duygu vardır, değerli duygu vardır. Yani; kişiye göre değişir.

Bir duygu değersiz bulunduğunda, yalnızca onu değersiz bulan kişiye göre yok olur. Herkese göre değil. O duyguyu onu değersiz bulan kişi yok saysa da o duygu kavram olarak da algı olarak da vardır.

 

Burada onemli olan duygu degil; vicdan ile core faithin ayni seyler olmadigidir.

 

Yani; “ Vicdan bilinc isidir. Duygu ve akil onu ( vicdanı ) yonlendirdiginde de hic bir degeri yoktur. “ demek, Vicdanı duygu ve akil onu yonlendirdiginde değersiz bir Vicdan olur ama yine de adı Vicdandır demektir.

 

Hayir, "vicdani degeri yoktur" demek " baska bir degeri vardir, o da core faithtir" demektir.

 

Aksini iddia etmek Qua Felsefesine aykırı davranmaktır.



“ ideolojilerle ilintilidir “ demek sadece birine indirgemek mi demektir. Türkçe ve Mantık.

 

Bana gore oyle o yuzden ben "ideolojik inancsal doigrusal" ya da "metafizik etik estetik" seklinde aciklarim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Açlıktan korkması gerektiğini öğrenene kadar açlıktan da ölebilir o zaman sakıncası yok. unsure.png 

 

Olebilir tabiki. Annesi meme vermezse olebilir.

[quoteBilmek başkadır, bildiğinin bilincine varmak başkadır. excl.gif

 

Aynen.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Burada onemli olan duygu degil; vicdan ile core faithin ayni seyler olmadigidir.

 

“ Duygu “ yalnızca bir misaldir, örnektir. Vicdan için değil, değer-değersizlik olayını anlatmak için kullanılmıştır.

 

Vicdan, core faith' i de kapsar, değerlerin bilincine varılarak ulaşılan seviyeyi de.

 

Hayir, "vicdani degeri yoktur" demek " baska bir degeri vardir, o da core faithtir" demektir.

 

“ Vicdani değeri yoktur “ demek ile böyle Vicdanın değeri yoktur, adı vicdan değildir demek farklıdır.

 

Burada söylenen ikincisidir. Söyleyenin subjektif bakışını içerir.

 

"vicdani degeri yoktur" yargısı diyenin kendi subjektif bakışını değil objektif bakış içerir. 

 

 

Bana gore oyle o yuzden ben "ideolojik inancsal doigrusal" ya da "metafizik etik estetik" seklinde aciklarim.

Qua felsefesi ideolojik inancsal bir dogru penceresinden degil; tum resmi verecek sekildedir. Yani kisinin varsa bile kendi penceresi qua felsefesinde yoktur. Qua felsefesi analitik diagnostiktir. Kisinin degerlerini icermez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

“ Duygu “ yalnızca bir misaldir, örnektir. Vicdan için değil, değer-değersizlik olayını anlatmak için kullanılmıştır.

 

Oradaki aciklama degerin temelindeki degerli degersizdir. Yaani deger-degersizlik degil.

 

 

 

Vicdan, core faith' i de kapsar, değerlerin bilincine varılarak ulaşılan seviyeyi de.

 

Kapsamaz. Cunku core faith bilincaltina yerlesmisligin verdigi alisilagelmis otomatiklesmis dusunce ve davranislardir. Ancak sorun olarak algilandiginda o da belki sorgulanabilir. Yani ezber bozmak. Eger bu iman duzeyinde ise, zaten sorgulanmasi mumkun degildir. Buradaki iman dinsel degil; kisice sosyo-tik dokuinulmaz/uygulanmasi zorunlu/kacinilmaz anlamindadir. Zaten kader de buna baglanabilir.

 

 

 

 

“ Vicdani değeri yoktur “ demek ile böyle Vicdanın değeri yoktur, adı vicdan değildir demek farklıdır.

 

Vicdani degeri yoktur demek "olan degerinin vicdani oladigidir" demektir. Cunku herseyin temelinde bir axiolojik veri vardir.

 

[quoteBurada söylenen ikincisidir. Söyleyenin subjektif bakışını içerir.

 

"vicdani degeri yoktur" yargısı diyenin kendi subjektif bakışını değil objektif bakış içerir. 

 

Tabi ki subjektif. Cunku benim algimda vicdan "kendine ve baskasinazarar vermemek" tir.

 


 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Korkması gerektiği bilgisine öldükten sonra mı sahip olacak ? original.gif

Olabilir. O annesinin sorunu. Birakirsa dogmus bebegini bir yerde ve kimse de beslemezse olmek kacinilmazdir, ustelik korkuyu da ogrenemeden.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Qua felsefesi kisinin kendi her turlu tarafinin konu ve kavramin tum resminin ortaya konmasinda bir pencere olarak yer almamasi ve ortaya konan konu ve kavramin tum pencerelerini resmin tumu olarak icermesidir.

 

Benim bir seyi kendi adima aciklamam ise, zaten benim subjektif bakisimdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Olabilir. O annesinin sorunu. Birakirsa dogmus bebegini bir yerde ve kimse de beslemezse olmek kacinilmazdir, ustelik korkuyu da ogrenemeden.

Ağlayarak dile gelen bu korkudur. Bu korku deneyimle elde edilen bilgi olarak değil, ön bilgi olarak vardır. Bilgi ( korku ) yoksa ağlamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ağlayarak dile gelen bu korkudur. Bu korku deneyimle elde edilen bilgi olarak değil, ön bilgi olarak vardır. Bilgi ( korku ) yoksa ağlamaz.

Hayir, aglama dil olarak "bir rahatsizlik/bir ihtiyac oldugu" belirtisidir.

 

Bu da ne bilerek tir, ne bir bilgidir. Sadece yasam suurunun otomatik algisidir. Bir yerde kalp atmasi ve organlarin calismasi gibi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aynen ise bu nedir ?

Bilmek başkadır, bildiğinin bilincine varmak başkadır.

 

 

Aynen.

 

evrensel-insan, 21 Ağu 2013 - 18:50 tarihinde , dedi ki

 

 

Buradaki bilgisizlik bilginin bilgisizligidir. Bebek daha bilgi nedir bilmez.

 

Nedir sorun?

 

Bir seyi bilmeden once ogrenmek gerekir. Bebek te herseyi yasamdan ogrenir, sonra bilir ya da bilmez; sonra da bildiginin bilincine varir ya da varmaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayir, aglama dil olarak "bir rahatsizlik/bir ihtiyac oldugu" belirtisidir.

 

Bu da ne bilerek tir, ne bir bilgidir. Sadece yasam suurunun otomatik algisidir. Bir yerde kalp atmasi ve organlarin calismasi gibi.

Rahatsızlık / ihtiyacın kaynağı neresidir ? İç güdülerin engellenmesi değil mi ?

 

Kalp atmasi ve organlarin calismasi istemsizdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir seyi bilmeden once ogrenmek gerekir. Bebek te herseyi yasamdan ogrenir, sonra bilir ya da bilmez; sonra da bildiginin bilincine varir ya da varmaz.

Dış dünyadan gelen algılar ( duyu ) olduğu gibi, iç dünyadan da gelen algılar( duyum ) vardır.

 

Duyumun oluşturduğu bilgi ön bilgidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.