Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

MUTLAK DOĞRU VAR MIDIR ? DOĞRU GÖRECELİ MİDİR ?


Canraşit

Önerilen İletiler

Benim kendi matematiksel/mantiksal algi bilgi bilisselligim var ve her kavrami o temelde ve o temeldeki anlam ve icerikte degerlendiririm. Dolayisi ile dogru sadece sizin dogrunuzdur ve benim yanlisim anlamina gelmez. Cunku tek ve mutlak bir dogru yoktur, dogr degisken ve gorecelidir.

O felsefede öyledir, doğruluk bakımından izafiyet felsefi bilgi için geçerlidir. Bilimde nesnel doğrular vardır ve halen farkında olmasanız da ben bilim temelli tartışıyorum.

Nesnelk dogrular!? Dogruluk!? kime/neye gore?

En iyisi sizin cümlenizle size cevap vereyim :

 

Ben bunlari gayet detayli basliklar olarak acikladim. Iste bilimsel bilgide olan olgu ile gozlem arasindaki gecerlilik ve yanlislanabilirliktir. Bu ne kesinlikci ne supheci ne determinist ne de indirgemecidir. Ustelik herkesi baglayicidir.Tabanini da fenomenden alir ve bu fenomenlerden insanoglu eliyle turetilir.

 

NOT: BU TARTIŞMA BAŞKA BİR KONUDAN ALT BAŞLIK OLDUĞU İÇİN AYRI OLARAK TARTIŞILMASI İÇİN TARAFIMCA TAŞINMIŞTIR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 77
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Evet bu konuyu istersen burdan devam edebiliriz.

 

Mutlak dogru yoktur. Dogru her bir aklin kendi algisinca verdigi degerdir. Dolayisi ile birine dogru olan ayni sey, baskasina yanlis olabilir.

 

Yalniz buradaki dogru tam olarak hangi anlam ve icerikte kullanilmistir?

 

Determinizm olarak mi, tasdikleme olarak mi Etik olarak mi, bir seyi dogrulama olarak mi? v.s.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nesnel bilgi ve doğru herkesi bağlayıcıdır. Bilim nesnel doğrular içeren bilgiler üretir. Bu doğruların da mutlaklığı geçici olabilir ancak halihazırda mutlaktır, göreceli değildir.

 

Benim de bir sorum olacak? İki farklı ölçümün, aynı ağırlığı atom ağırlığı kadar bile olsa farklı ölçebilmesi göreceli doğruluk değilmidir? Aklıma ilk bu geldi. Misaller çoğaltılabilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nesnel bilgi ve doğru herkesi bağlayıcıdır. Bilim nesnel doğrular içeren bilgiler üretir. Bu doğruların da mutlaklığı geçici olabilir ancak halihazırda mutlaktır, göreceli değildir..

Nesnel bilgi yoktur ve olamaz. Cunku bilgiyi ortaya koyan insanogludur ve insanoglu beyninin soyutlamasi olarak subjektiftir. Dolayisiyleher bilgi insanoglu subjektivizmi ve ozelligi tasir. Tartisma da o yuzden cikar.

 

 

Nesnel bilgi

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Bilginin nesnel olarak varolabildiği düşüncesinden ileri gelen kavramlaştırma. Felsefe tarihi içerisinde her farklı felsefe okulu ya da eğilimi, bu düşünceyi bir şekilde ele almış, ve genelde de kendi felsefi konumunu bu bilginin olanaklılık zemini olarak ileri sürmüştür. Buna göre, nesnel bilgi, öteki nesnel-olmayan bilgilerden ayrı olarak, her tür öznellikten, yani özneye ait her tür yargı ve hükümden ayrılmış, arındırılmış, nesnelliğin ya da başka bir değişle gerçekliğin saf bir bilgisi olarak ortaya konulmuş bir bilgidir. Pozitivizm ve ampirizm okullarında bu yaklaşım en katı haliyle görülür.

Bunun olabilirliğini sorgulayan başka eğilimler de vardır. Bunlardan belli başlıları, Şüphecilik olarak adalandırılan okullara aittir. Başka bir yönde ise, nesnel bilginin olanağını, bilginin nesnel gerçekliğin kendisine birebir tekabüliyetinde değilde baksa bir şekilde açıklayan eğilim vardır. Bunlara göre genel olarak nesnel bilgi, belli bir kuramsal çerçevede, o çerçeveye uygun olarak üretilmiş ya da belirlenmiş, yani zaten bir kuram tarafından önceden belirlenmiş olan nesnenin bilgisi olarak ortaya konulmaktadır. Bu iki eğilim aynı kavramları, nesnel bilgi kavramını sahiplenmekle birlikte kuramsal olarak uzlaşamaz iki ayrı konumda durmaktadırlar.

İlk yaklaşım, nesnel bilginin bir özne tarafından (ama öznenin öznelliginden tamamen sıyrıldığı bir durumda) ürettilen bir bilgi olarak kabul varolduğunu ileri sürer.Özne-nesne ilişkisinde böyle kesin bir anın olabilirligi kabul edilir burada. İkinci yaklaşım da ise bu tutum ontolojik bir yaklaşım olarak reddedilir, gerçek nesneler daha baştan bu sebeple konu dışında bırakılır ve meseleye tümüyle epistemoloji içinden bakılır; bu tutumda da özne tümüyle dışta bırakılır yine, ancak önemli bir ayrım vardır, burada nesne olarak nesneye atıf yapılmaz, nesnel bilginin nesnelliği kuramsal yapının nesnellliğinden ileri gelir.

Sonuçta her iki eğilim de öznelliği bir sekilde dışta bırakmaya çalıştığı görülür.Bunun olabilirliği sürekli bir tartışma konusudur kuramsal alanda. Nasıl olupta, her tür değer yargısından, öznel bakıştan, taraflılıktan bağımsız kalabilmiş bir bilgi olabilmektedir, epistemolojik düzlemde bu tamamen tartışmalı bir konumdur. Bugün, bilinç'in varsayıldığı anlamda askıya alınmasının mümkün olmadığı, çünkü bilinç denilen şeyin cok daha önceden zaten bilinç-dışı kaynaklarca belirlendiği, tarafsız ya da öznel bakışın etkilerinden bağımsız bir bilgi olanağı bulunmadığı bilgisiyle tartışmalar yürütülmektedir.Buna göre yukarda özetlenen iki eğilimden, ontoloji-epistemoloji ayrımını yapan eğilimin avantajli durumda olduğu çıkarsanabilir. Ancak bu eğilimin kendisi de, belli bir kuramın nasıl olup da digerlerinden ayrı olmak anlamında nesnel bilgiyi üretebildiğini açıklamak sorunuyla karşı karşıyadır.

Pozitivizmin üzerinden bir yüzyıl geçmiş ve tarafsız, yorum-dışı bir bilginin asla (hiç) olmadığı kuramsal olarak uzun zamandır ortaya konulmuş durumdadır. Kuramsal düzlemde nesnel bilgiyi ortaya koyma girişimleri bu koşullar altında devam etmektedir.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim de bir sorum olacak? İki farklı ölçümün, aynı ağırlığı atom ağırlığı kadar bile olsa farklı ölçebilmesi göreceli doğruluk değilmidir? Aklıma ilk bu geldi. Misaller çoğaltılabilir.

 

goreceli dogruluk, bir ....e gore temelindedir. Neyi ..e gore alindigina baglidir. Buradaki gorecelik, hem kisiden kisiye hem de ayni kiside dogrudan yanlisa dogru degisebilir. 

 

Ayrica su dogruyu da bir tanimlamak gerekir.

 

Nedir dogru tanimin?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

goreceli dogruluk, bir ....e gore temelindedir. Neyi ..e gore alindigina baglidir. Buradaki gorecelik, hem kisiden kisiye hem de ayni kiside dogrudan yanlisa dogru degisebilir. 

 

Ayrica su dogruyu da bir tanimlamak gerekir.

 

Nedir dogru tanimin?

 

Burada "bir ....e gore" farklı teknoloji oluyor. Göreceli doğrunın kaynağı yani. 

 

Benim doğru tanımım ise; her zaman göreceli olduğudur. Yani mekana ve teknolojiye göre. Zaman da ilave edilebilir. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Benim de bir sorum olacak? İki farklı ölçümün, aynı ağırlığı atom ağırlığı kadar bile olsa farklı ölçebilmesi göreceli doğruluk değilmidir? Aklıma ilk bu geldi. Misaller çoğaltılabilir.

Efendim, Bilimin nesnel bilgisinden veya doğrularından bahsederken elbette yasa, bilimsel gerçeklik gibi yargılardan bahsediyoruz. Ölçüm hassasiyeti kaynaklı bilgiler bilimsel olmakla birlikte ölçülen tüm o şeyler için tümevarımsal bir yargı içermez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Efendim, Bilimin nesnel bilgisinden veya doğrularından bahsederken elbette yasa, bilimsel gerçeklik gibi yargılardan bahsediyoruz. Ölçüm hassasiyeti kaynaklı bilgiler bilimsel olmakla birlikte ölçülen tüm o şeyler için tümevarımsal bir yargı içermez.

 

Tümevarımsal bilgiler evrenin her yerinde her zaman geçerlimidir? Ayrıca bu günün bilimsel gerçekliği yada geçerliliği gelecekte değişmez mi? Her şartta değişmez olarak iddia edilen bilgiler dogma değil midir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Burada "bir ....e gore" farklı teknoloji oluyor. Göreceli doğrunın kaynağı yani. 

 

Benim doğru tanımım ise; her zaman göreceli olduğudur. Yani mekana ve teknolojiye göre. Zaman da ilave edilebilir. 

Gorecelilik dogruyu niteleyen bir sifattir.

 

Dogru nedir? yani tanimi nedir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gorecelilik dogruyu niteleyen bir sifattir.

 

Dogru nedir? yani tanimi nedir?

 

Doğruyu gerçekle özdeş olarak söyleyebilirim o halde;  Evrende gözlemlenebilen var olanlar ve varlığa ait olgulardır. Zira doğrunun gerçekle özdeşleşmesi gerekmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tümevarımsal bilgiler evrenin her yerinde her zaman geçerlimidir? Ayrıca bu günün bilimsel gerçekliği yada geçerliliği gelecekte değişmez mi? Her şartta değişmez olarak iddia edilen bilgiler dogma değil midir?

Tumevarimve tumdengelim mantigi klasiktr. Asil olan analoji ve abductive mantiktir. Yani ....e gore.

 

Netice/Mana Cikarma-Cikarsama Mantigi Sorgulamasi

 

Mantik olarak ucturlu mantiksal reasoning, nedenselleme/sorgulama vardir. Bu uc turlu nedenselleme/sorgulama, precondition-onsart, conclusion-sonuc ve rule-kural uzerinedir.

 

Deduction-Cikarim eski adiyla tumdengelimde; sonuctan yola cikilir. Kural ve onun on sartindan sonuca varilir.

 

Ornek-"Yagmur yagdiginda, cimenler islanir. Bugun yagmur yagdi, o yuzden de cimenler islak"

 

Induction-genelleme eski adiyla tume varim da; kuraldan yola cikilir, kuralda, sonucun cesitli denemelerinden sonra, onsarti takip eder.

 

Ornek-" "Herseferinde yagmur yagdiginda, cimen islanmisti. Boylece eger yarin da yagmur yagarsa, cimen islanacak"

 

Abduction- Uzaklasma, disacekim.Onsarttan yola cikilir. Sonuc ve kural kullanilarak, onsart desteklenir, bu da sonucu aciklayabilir.

 

Ornek- " Yagmur yagarsa, cimen islanir. Cimen islak, o halde yagmur yagmis olabilir."

 

Mesela burada bir ornek olarak ve determinizmi ortadan kaldirma adina; cikarilan sonuc "dun yagmur yagmis olabilir" in yanin da; "Birisinin cimenleri sulamis olabilecegi" dir de.

 

Goruldugu gibi determinizm tek bir cikarim yaparken, abductive reasoning farkli cikarimlara imza atabilir.

 

Abductive reasoning-Tumevarim ya da tumdengelim yolu ile; mantiksal anlam, netice, mana v.s. cikarimidir. Bu cikarimda, mantiksal olma yani olabilirlik olasaliginin bulunmasi gerekir.

 

Ornek- Cimenlerin islakligi, eger dun yagmur yagdi ise, sasirtici degildir. O zaman buradan cikan netice, mana, anlam, v.s. dun aksanm yagmur yagmis olma olasiliginin mantik dahilinde oldugudur. Burada bir determinasyon aranmamalidir. Yani cikarilan sonuc, anlam, mana v.s. farkli olabilir. Onemli olan mantiksal olabilme olasiliginin bulunmasidir.

 

Bu tip bakis acisi pragmatisizmin temelini atan, Charles Sanders Pierce'a aittir.

 

Anlami, yararciliktir. Yani cikarilan sonucun determine olmasindan ziyade, cikaran acisindan yararci olmasi.

 

Genelde ekonomik aciklamalarda ve politika da kullanilir. Detektiflerin de, teshisci ve tanima yonelenlerinde kullandigi nedensellemedir.

 

Bir yerde ortada determine bir sonuc yoktur, yararci bir sonuc vardir. O yuzden de yararci olarak farkli anlamlar, sonuclar v.s. cikarilabilir.

 

Bu kullanim bilhassa 20. yuzyilin ortasindan bu yana dilde uygulanmakta ve klasik determine tanimlarin, tariflerin, anlamlarin; kisinin kendi bakis acisi temelinde cesitlendigini gostermektedir.

 

Ben bu mantigi cok kullanirim. Yalniz kullanim icin bir ...e gore secilmesi gerekir. Yani bir yararcilik. Benim ....e gorem de insanoglu temeli ve numenal insanlik uzerinedir.

 

Iste dogal zihniyet onsarti, serbest dusunce, qua felsefesi ve yapilandirmaci epistemoloji kurali evrensel-insan zihniyeti anlami, sonucu ve cikarimidir.

 

Bu cikarim sonucu da, kavramlarin anlami, manasi, icerigi ....e goresi insanoglu temeli olma ve insanoglunun numenal yeti insanligi kazanma yarari adina da degisime ugramistir.

 

Mantikta Analoji

 

"Netice/mana cikarsama mantigi" basliginda aciklanan diger uc cesit mantik sorgulamasindan farkli. Yukaridaki uclu mantik sorgulamasinda, en azindan bir onsart sonucu genel; analoji de ise iki ozel arasi iliskiden mana cikarma, sonuc cikarma, anlam cikarma var. Analoji bilissel bir yontem ve bu yontemde enfarmasyon ve anlam cikarimi; kaynak olan ozneden hedef alinan ozneye yonelik bir cikarsama. Iki ozel arasindaki (kaynak ve hedef) cikarsama (mana, anlam, sonuc v.s.) ve tartisma.

 

Analogi, yunanca bir kavram. Oran, oranti, pay, miktar, simetri, nicelik, uyum, ayarlama v.s. anlamina geliyor.

 

Analoji, problem cozmede, karar vermede, algida, gozlemde, hafizada, yaratilicikta, his ve duyguda, aciklamada ve karsilikli iletisimde kullaniliyor. Linquistik yani dil bilimine bagli bir kullanim.

 

Analogic dilde her turlu yuz ve vucut dili kullanilabiliyor. Kisaca dili ifade etmek.

 

Bilissel bilimin de temel konusu.

 

Benim bir kisiyi yanlis anlamama adina, onun dile getirdigini onun verdigi sekilde algilamak adina, yaptigim soru sorma ve dile getirdigi bir cumleyi, kelimeyi aciklamaya yonlendirimim analogiktir.

 

Cunku 20. yuzyildan itibaren bilhassa abductive reasoning kullanima acildigindan bu yana analoji o eski klasik anlam ve tanim sabitligi algisini ortadan kaldirmistir. Cunku herkes kendi duzeyince bir kavrami aciklarken, kendi duzey anlam ve icerigini verebilir.

 

20. yuzyil oncesi ise bu konuda sorun vardi. Cunku kisiler iletisime kavram ile degil; ifade ile iliskiye geciyordu. Toplumumuzda bu aliskanlik hala gecerli.

 

Bir ornek verirsek, mesela namus kavramini kimse aciklamadan sadece ifadeye yonelir. Burada herkesin herkesten kendi algiladigi namus kavraminin aynisini beklentisi vardir.

 

Dolayisiyle farkli namus kavram icerigi yukleyenler, namustan farkli anlam ve icerigi cikarirlar.

 

Buradaki bir sorun da, niyet okuma sorunudur. Yani onyargi ve pesin hukum. Diyelim ki bir kisinin bir konuda baska biri tarafindan algisi namussuz. Iste bu temelde kisi kendince ne kadar namusu aciklasa da, karsi tarafin onyargisi ve pesin hukumu devrede. Boylece karsiliklianlayis yerini karsilikli itham, suclama v.s. ye donusuyor.

 

Maalesef toplumumuzun her kesimi bu konuda cagdas bir duzeyde degil. O yuzden ne mana cikarmadaki mantik cesitleri, ne de her bir beyin duzeyinin her bir kavrama verdigi anlam ve icerik farki algilanamiyor.

 

O yuzden de hem cagdas duzeyde iletisim kurulamiyor, hem de herkes kendi duzeyi anlam ve icerigi her kavramda herkesten kendi bildigi gibi bekliyor.

 

O yuzden karsilikli iletisimde onyargi, pesin hukum ve herkesin klasik her kavrama verdigi anlam ayniligi algisini ortadan kaldirmak ve iletisimde karsi tarafi algilamak adina onu analojiye yonlendirmek gerekiyor.

 

Boylece yanlis algi ve pesin hukum ve onyargi yerini; kisinin o anki iletisimindeki vermek istedigini algilamaya donusuyor.

 

Karsilikliolarak bunun basarilmasi da, saglikli bir bilgi vedusunce alis verisini getiriyor.

 

Yeterki niyet karsidakini kendini ortaya koydugu ve verdigi gibi algilamak ve verildigi gibi algilanmak olsun.

 

Iste bu acidan analoji her turlu sesli ya da vucutsal dil kullaniminda cagdaslik ve karsilikli iletisim saglikliligidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğruyu gerçekle özdeş olarak söyleyebilirim o halde;  Evrende gözlemlenebilen var olanlar ve varlığa ait olgulardır. Zira doğrunun gerçekle özdeşleşmesi gerekmektedir.

Neden gercek ile dogru nasil ozdestir.

 

Ustelik gercegin ne oldugunun olgusal bir anlam ve icerigi yoktur ve tartismalidir. Evrende gozlemlenebilen fenomendir. Tum bilgisi de yapilandirilmistir. Yani gerceklik yapilandirilmistir. O yuzden neye/kime gore yapilandirildigi farki ortaya cikar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tümevarımsal bilgiler evrenin her yerinde her zaman geçerlimidir? Ayrıca bu günün bilimsel gerçekliği yada geçerliliği gelecekte değişmez mi? Her şartta değişmez olarak iddia edilen bilgiler dogma değil midir?

Efendim, yazdığınızın benim yazdığımla ilişkisi nedir ?

 

Nesnel bilgi ve doğru herkesi bağlayıcıdır. Bilim nesnel doğrular içeren bilgiler üretir. Bu doğruların da mutlaklığı geçici olabilir ancak halihazırda mutlaktır, göreceli değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilgi inancile gercek arasindaki dogrulama koprusudur. Hersey bir bilgidir. Onemli olan bilginin sifati yani bilgiyi niteleyen tabandir. Inancsal ideolojik bilimsel bilissel felsefi dilsel v.s. Bunun disinda ana olarak uc bilgi cesidi vardir. Fiziksel sosyal ve matematiksel/mantiksal bilgi. Ben bunlari gayet detayli basliklar olarak acikladim. Iste bilimsel bilgide olan olgu ile gozlem arasindaki gecerlilik ve yanlislanabilirliktir. Bu ne kesinlikci ne supheci ne determinist ne de indirgemecidir. Ustelik herkesi baglayicidir. Tabanini da fenomenden alir ve bu fenomenlerden insanoglu eliyle turetilir. .

Buradaki gerçeklik ontolojik değil, epistomolojik gerçekliktir. Epistomolojik olarak nesnel bilgi ve onun doğruluğu mümkündür.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dogru hangisi anlaminda;

 

 

1 correct sıfat 2 right sıfat 3 true sıfat 4 accurate 5 straight 6 through 7 authentic 8 just sıfat 9 for 10 fair Hukuk

dogru

sf. 1. Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. 2. Gerçek, yalan olmayan: Doğru haber. 3. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun: “Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur.” -A. Gündüz. 4. a. Gerçek, hakikat: “Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz.” -N. Ataç. 5. a. mat. İki nokta arasındaki en kısa çizgi: İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir. 6. zf. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde: Çocuk doğru okudu. 7. zf. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. 8. zf. Yakın, yakınlarında: “Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu.” -F. R. Atay. 9. e. Karşı yönünce: “Börekçi fırınının karşısındaki dört köşe taşlar döşeli, iki yanı ağaçlı yoldan çarşıya doğru yürüyordu.” -Y. Atılgan. 10. mec. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. -TDK

 

Evet hangi dogru.

 

Mesela bir muslumana gore Allahin var oldugu dogrudur, ama bir inancsiza gore degildir.  Hangisi, dogru mu/degil mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Buradaki gerçeklik ontolojik değil, epistomolojik gerçekliktir. Epistomolojik olarak nesnel bilgi ve onun doğruluğu mümkündür.

Epistemolojik olarak nesnel bilgi olamayacagini yukarida acikladim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Efendim, yazdığınızın benim yazdığımla ilişkisi nedir ?

 

 

"Bu doğruların da mutlaklığı geçici olabilir ancak halihazırda mutlaktır, göreceli değildir."

 

Pardon benim kafam buradaki "hali hazırda mutlaktır"a takıldı. Her şey har an değişken olduğuna göre bilgisi de anlık mutlak olmuyor mu? Mutlaklığın sadece anlık olması neyi ifade eder ki?

 

Not: Benim iddiam yok. Var olan bilgimi geliştirip yeni bilgi edinmek için soruyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dogru hangisi anlaminda;

 

 

1 correct sıfat 2 right sıfat 3 true sıfat 4 accurate 5 straight 6 through 7 authentic 8 just sıfat 9 for 10 fair Hukuk

dogru

sf. 1. Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. 2. Gerçek, yalan olmayan: Doğru haber. 3. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun: “Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur.” -A. Gündüz. 4. a. Gerçek, hakikat: “Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz.” -N. Ataç. 5. a. mat. İki nokta arasındaki en kısa çizgi: İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir. 6. zf. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde: Çocuk doğru okudu. 7. zf. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. 8. zf. Yakın, yakınlarında: “Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu.” -F. R. Atay. 9. e. Karşı yönünce: “Börekçi fırınının karşısındaki dört köşe taşlar döşeli, iki yanı ağaçlı yoldan çarşıya doğru yürüyordu.” -Y. Atılgan. 10. mec. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. -TDK

 

Evet hangi dogru.

 

Mesela bir muslumana gore Allahin var oldugu dogrudur, ama bir inancsiza gore degildir.  Hangisi, dogru mu/degil mi?

Bilimsel doğru nedir ? Yoksa yok mudur ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Bu doğruların da mutlaklığı geçici olabilir ancak halihazırda mutlaktır, göreceli değildir."

 

Pardon benim kafam buradaki "hali hazırda mutlaktır"a takıldı. Her şey har an değişken olduğuna göre bilgisi de anlık mutlak olmuyor mu? Mutlaklığın sadece anlık olması neyi ifade eder ki?

 

Not: Benim iddiam yok. Var olan bilgimi geliştirip yeni bilgi edinmek için soruyorum.

Efendim, anlık demeyelim de, yeni bilimsel gelişmelere kadar diyelim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Epistemolojik olarak nesnel bilgi olamayacagini yukarida acikladim.

Herkesi bağlayıcı bilgi nesnel olmaz mı ?

 

" nesnel bilgi, öteki nesnel-olmayan bilgilerden ayrı olarak, her tür öznellikten, yani özneye ait her tür yargı ve hükümden ayrılmış, arındırılmış, nesnelliğin ya da başka bir değişle gerçekliğin saf bir bilgisi olarak ortaya konulmuş bir bilgidir. "

 

( tr.wikipedia.org )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neden gercek ile dogru nasil ozdestir.

 

Ustelik gercegin ne oldugunun olgusal bir anlam ve icerigi yoktur ve tartismalidir. Evrende gozlemlenebilen fenomendir.

 

Fonomen gözlemlenebilen ise, "anlam ve içeriği yoktur" ne demek? Fenomenin ve gerçeğin anlam farklılığını kısaca yazarmısın?

 

Felsefe dilinde ikisinin tamı da aynı..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.