Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BÜTÜN DÜNYA MÜSLÜMAN OLUNCAYA KADAR ve HARAÇ ALINCAYA KADAR ÖLDÜRÜN


abdullahabdal

Önerilen İletiler

ENFAL-39..Ortalıkta fitne kalmayıp, dünya tamamıyla islam oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki, Allah yaptıklarını görür.

TEVBE-14-Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onların cezasını versin ve ... onları rezil ve rüsvay etsin, yardımıyla sizi onlara muzaffer kılsın. Ve mümin bir kavmin yüreklerini ferahlandırsın.

TEVBE-29.Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın.

NİSA-84 Allah yolunda savaş! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun. Müminleri de savaşa teşvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar. Hiç şüphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezası daha çetindir.

TEVBE-73.Ey peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı çetin ol. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir varış yeridir orası!

ENFAL-41..Şunu da biliniz ki, ganimet olarak aldığınız her hangi bir şeyden beşte biri mutlaka Allah içindir. O da peygambere ve ona yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere ve yolda kalmışlara aittir. Eğer siz Allah'a iman etmiş, hak ile batılın ayrıldığı o gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği o (Bedir) günü kulumuza indirdiğimiz âyetlere iman getirmiş iseniz bunu böyle biliniz. Ve biliniz ki, Allah, herşeye kâdirdir.

ENFAL-69..Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve hoş olarak yiyin ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Muhakkak ki, Allah bağışlayıcıdır ve merhamet edicidir.

 

Yarattıklarının birbirini öldürmesinden nasıl keyf almaktadır ki Allah sürekli savaş ve öldürme istemektedir.

Böyle bir Allah olabilirmi?

Yada Allah böyle savaş kitabı göndermiş olabilir mi?

 

Dinlere göre tüm insanlar aynı Allahın kulu değil mi?

Birbirinizi öldürün diye söyleyeceği yerde birbirinizi sevin demesi beklenmez mi?  

Şeytan bile öldürün demiyor.

Baban oğlun Müslüman değilse onu öldür yazıyor.

 

Şimdi ayetleri lütfen dikkat li okuyun.

Allah sürekli savaşın öldürün köle ve cariye alın ganimetleri benim söylediğim şekilde paylaşın ve

helali hoş olarak yeyin yazıyor.

Allah parayı ne yapacak acaba?

 

Bu kadar açık ve açık olan şey üzerine yorum yapalım.

Bunu yazan bir kuran  Allahtan gelmiş olabilir mi?

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ENFAL-39..Ortalıkta fitne kalmayıp, dünya tamamıyla islam oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki, Allah yaptıklarını görür.

 

ewt bu savas, mecbur kalinca kilicla ama oncelikli olarak ilimle ve fenle yapilir ;

Allahin savasin dedigi sey ; ''mucadele edin'' anlamindadir yani genel anlamda bir teblig gucunu baz alir Allah !

 

 

ki biz Darvinizmin olmadigini ortaya koyarken zaten fikri ve ilmi olarak makul akillari etkileyen bir mucadele yapiyoruz ..

 

 

yeryuzundeki butun fitnelerin sebebi darvinizmdir ; bilimsel bir propogandadir ! batildir !

 

 

 

 

 

 

 

TEVBE-14-Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onların cezasını versin ve ... onları rezil ve rüsvay etsin, yardımıyla sizi onlara muzaffer kılsın. Ve mümin bir kavmin yüreklerini ferahlandırsın.

 

Darvinizmin olmadigini yeni kusak anlayinca darvinisler ayetteki gibi rezil rusva olucaklar ; insanlik nasil boyle bir ideolojiye bagli kaldigina sasakalicak ..

 

TEVBE-29.Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış oldukları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın.

 

bu ayet harika ; Allah iman etmeyen , ahireti tanimayan , sadece bu dunyada zevklerinin pesine dusen, Resulun haram kildigi fuhusu, tacavuzleri, iftiralari haram ve tahrip edici ne varsa tanimayan tiplerin potansiyel tehlikesine karsi musluman mucadeleci ve cesur tavir sergilemelidir !

 

 

 

NİSA-84 Allah yolunda savaş! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun. Müminleri de savaşa teşvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar. Hiç şüphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezası daha çetindir.

 

burada savasa mecbur kalan bir durumda neler yapilmasi gerektigi var ;

 

tebligde zorlama yoktur ama batil olan ogretiyi ilimle fenle akilla irfanla curutme farzdir ;

 

batila uyanlar bunun gecersiz oldugunu bile bile buna devam edebilirler tabi ; ama kendi eziklikleri icinde bunu kendilerine asla yediremezler ve muslumanlarin ruhlarinin tatmin olmasina , guzel ahlaklarina ve makul tavirlarina saldirgan bir tepki veririler .. hatta iftiralarla ve suikastlerle savasmak icin bahane ararlar .. ve bi sekilde mutlaka orgutlenip savasma yoluna giderler ..

 

 

 

Allah ayette uyariyor ; muminleri savasa tesvik et diyor ! mumin ahireti anan haldedir ; neyinedir savasmak ? ama bazi durumlarda Allah farz kilmis ..

 

 

 

 

 

boyle uzar da gider ; verdigin ayetlerin onundeki ve arkasindaki ayetlere bakmadan vermektesin ..

 

ama herseyin makul bir aciklamasi var .. sen hos karsilaman bile :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allah anlatmak istediğini anlatamıyor..

 

o zaman ben nasil anliyorum smile.png

 

Tek tercumanıda sensin

 

sen bi tek beni gormusun belki de ; benim gibi cok adam var

 

aksi taktirde dini elestirmeye bile gerek kalmadan unutulurdu ; demek ki saglikli adamlar mutlaka biyerlerden cikiyor

 

 

istediğin gibi çeviriyorsun..

Adeta yeni bir kaç kuran yaratıyorsun....

 

yoo ayetler acik ;

 

kucuk bir ornek ;

 

 

Resulun haramlarini tanimayanlarla savasin der ayet !

 

sen haramlari mine etek giymek gibi yuzeysel seyler olarak kafanda imajine edersen o zaman Kuran sana korkunc gozukur

 

 

 

haramlar Kuranda verilmistir ; domuz eti, sarap vs.ler en son aciliyette olan haramdir ;

 

onemli olan hayati oneme gore siralanan haramlardan baslamaktir ;

 

irza gecmek ; iftira atmak ; fuhusa suruklemek ; ofkesine kapilip cinayet isleyebilecek pervasizliga gelmek vs vs ...

boyle topluluklari Allah cezalandirin der .. tedbirdir bu .. tedbirden de ote caydirmadir ; ayetin dizginlemesi bile yeter ..

 

Kuranin bir ayetini anlamaya calisirken acil ve oncelikli kriterlere yonelmelisin ;

 

 

Allah, domuz eti yiyorlar sarap iciyorlar diye (haram ya) insanlarla savasin onlari cazalandirin demez !

 

bunu senin mantigin boyle isliyor ; Kuranin ayetlerini kafana gore kesip bicersen boyle olur ..

 

herzaman dedigim gibi ; dini tanimlarken icinden cikilmaz bir izah getirip ; sonra da ilkeli mantik ile dini curutebilmek zaten din karsitlarinin sahabe doneminden beri taktigi olmustur ..

 

 

 

 

eğlenmene bak

 

 

hepimiz insallah sadece ben degil .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

o zaman ben nasil anliyorum smile.png

sen bi tek beni gormusun belki de ; benim gibi cok adam var

aksi taktirde dini elestirmeye bile gerek kalmadan unutulurdu ; demek ki saglikli adamlar mutlaka biyerlerden cikiyoryoo ayetler acik ;

kucuk bir ornek ;

Resulun haramlarini tanimayanlarla savasin der ayet !

sen haramlari mine etek giymek gibi yuzeysel seyler olarak kafanda imajine edersen o zaman Kuran sana korkunc gozukur

haramlar Kuranda verilmistir ; domuz eti, sarap vs.ler en son aciliyette olan haramdir ;

onemli olan hayati oneme gore siralanan haramlardan baslamaktir ;

irza gecmek ; iftira atmak ; fuhusa suruklemek ; ofkesine kapilip cinayet isleyebilecek pervasizliga gelmek vs vs ...

boyle topluluklari Allah cezalandirin der .. tedbirdir bu .. tedbirden de ote caydirmadir ; ayetin dizginlemesi bile yeter ..

Kuranin bir ayetini anlamaya calisirken acil ve oncelikli kriterlere yonelmelisin ;

Allah, domuz eti yiyorlar sarap iciyorlar diye (haram ya) insanlarla savasin onlari cazalandirin demez !

bunu senin mantigin boyle isliyor ; Kuranin ayetlerini kafana gore kesip bicersen boyle olur ..

herzaman dedigim gibi ; dini tanimlarken icinden cikilmaz bir izah getirip ; sonra da ilkeli mantik ile dini curutebilmek zaten din karsitlarinin sahabe doneminden beri taktigi olmustur ..

hepimiz insallah sadece ben degil .

 

Sen Mi diğer tarikatmi öbür cenmaatmi  doğruyu anlıyor?

Kimse anlayamadığı için kendine göre islam uyduruyor..original.gif

 

 

Ebu Said el Hudrî anlatıyor: - "Peygamberle birlikte Benü Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarindan tutsaklar elde ettik. O sirada kadinlar istahimizi çekti. Bekarlik çok güç gelmisti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. Istiyorduk azil yapmayi. Ancak, 'Peygamber aramizdayken ona sormadan nasil azil yapacagiz?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakinca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kiyamet gününe degin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e'sSahih, Kitabu'l- Itk/13; Tecrîd, hadis no:1596; Müslim,e'sSahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.)

Kısacası:Tutsak kadınların ırzına geçebilirlerdi "gaziler". Ama bu is i yaptiktan sonra da "çocuk sorunuyla" karşılaşmak istemiyorlardı. Çünkü gerektiğinde bu tutsak kadınları satabilirlerdi. Buna bir engel çıkmamalıydı. "Azl"i bunun için istemiş ve "Peygamber"e danışmışlardı. Peygamber de temelde bu kadınların ırzlarına geçilmesinde bir sakınca görmüyordu, buna izin veriyordu. "Azl"e gelince. Bunda da bir sakınca bulunmadığını dolaylı olarak belirtiyordu.

(Bkz. Diyanet yayinlarindan Tecrid, 1596 numaralı hadis, not: 1.)

 

Yahu, hadi savaşı "Allah için" yapmaktasınız.

Yukarıda açıkladığımı yapmak hangi kitap'a sığar ?

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ateistler yine iş başında .d   hala anlamamakta ısrar ediiyorlar ..   hadisin doğrusu   

Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la birlikte Beni'l-Müstalik Gazvesi'ne çıktık. Arap esirlerinden çokça esir ele geçirdik. Kadınlara karşı arzu duyduk. Çünkü üzerimizde bekârlık şiddet kesbetmişti. Hep azil yapmak istiyorduk ve: "Aramızda Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) varken, ona sormadan azil yapmak olur mu?" dedik ve sorduk.
"Hayır! buyurdular. Bunu yapmamanız gerekir. Kıyamete kadar geleceği takdir edilen her canlı mutlaka yaratılacaktır (siz tedbirinizle önüne geçemezsiniz)." [buharî, Nikah 96, Büyû 109, Itk 13, Megazî 32, Kader 4, Tevhid 18; Müslim, Nikah 125, (1438); Muvatta, Talak 95, Ebu Davud, Nikah 49, (2171); Tirmizî, Nikah 40, (1138); Nesâî, Nikah 55, (6, 107).]

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Abdullah İbn Ömer anlatıyor:

- "Peygamber, Benû Mustalık üzerine gece baskını yaptı. Onlar ansızın yakalanmışlardı. Hayvanları da su başında sulanıyordu. Peygamber, savaşabilir durumda olanlarını öldürttü; çocuklarını da tutsak olarak aldı. O sırada Cüveyriye'yi kendine seçti." (Bkz. Buhari, Kita- bu'l-Itk/13; Tecrid, hadis no: 1117 Müslim, Kitabu'l-Cihâd/1, hadis no: 1730; Ebu Dâvûd, Sünen,Kitabu'l-Cihâd 100, hadis no: 2633.)

"Cüveyriyye", "cariyecik" demek. Çok küçük yaştaydı o sırada. 13 yaşında. Asıl adı "Berre" iken, Muhammed'in el koymasından sonra bu adı almıştı.

Yıl: 627. Muhammed, Mekke'yle Medine arasında el Mureysi denen su kaynağı kesiminde oturan Mustalıkoğulları (Benû Mustalık) kabilesine bir gece baskını düzenliyor. İstediği sonucu da elde ediyor. Yukarıdaki hadiste, Muhammed'in "savaşır durumda olanlarını" öldürttüğü anlatılıyorsa da, öldürülen yalnızca on kadar savaşçı. (Birçok kaynağı bir arada görmek için bkz. Leoni Caetani, çev. Hüseyin Cahit, İstanbul, 1925, s.145-146.)

"Ganimetler" , "tutsaklar"...

Ve tutsaklar arasında güzel Cüveyriyye. Mustalıkoğulları'nın başkanı Haris'in kızı. Şimdi "cariye" durumunda. Yani alınıp satılabilir nitelikte. Tecrîd'in "mütercim"i Kamil Miras'ın anlattığı gibi, "tutsaklar bölüştürülürken o da, Sâbit Ibn Kays'ın payına düşmüştür." (Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi, 1117 numaralı hadisin "İzah"ı.)

Ne var ki kız çok güzel. Üstelik de soylu.

Kız, bu durumundan yararlanmış mıdır? Yeterli bir kanıt yok. Ancak birden, hadiste de belirtildiği gibi, Muhammet'in onu kendine aldığını görüyoruz. Muhammed, kurtulmalığını vererek kızı, alıp kendi karıları arasına katmıştı. Ve ardından "zifaf".. Arkasından, "idamlık" durumunda olan herkese "beraat". Muhammed Hamidullah şöyle diyor:

"... Birkaç saat sonra biz, düşmanın, Muhammed'in (A.S.S.) en yakın dostlarından biri haline geldigini görmekteyiz. (...) Sonunda herkes, ganimetten eline geçen hisseyi red ve iade etmekte tereddüd geçirmedi. İKİ YÜZ AİLENİN BİRDEN, hiç beklenmedik bir şekilde hürriyetlerine kavuşturulmaları üzerine, Mustalık'lılar, kaybettikleri on savaşçıyı pek çabuk unuttular. Ve sonunda Islam'ı kabul ettiler." (Bkz. Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Islâm Peygamberi, çev. Prof.Dr. Salih Tug, İstanbul, 1980, 1/264)

Bu durum karşısında: "Ey güzel ve aşk (!), sen nelere kadirsin!" demek yerinde olmaz mı? '

Muhammed 56 yaşındaydı o sırada. Güzel körpecik Cüveyriyye' yi, koynuna almak için hiç zaman yitirmemişti. Suyun yanında hemen kurulan meşin çadırında işini görmüştü. Karılarından Aişe de oradayken... Cüveyriyye ve Aişe aynı yaştalardı. Medine'ye dönüşte de Aişe' nin kolyesi ve Safvan olayı meydana gelecektir. Acaba, Aişe Muhammed'den bir öç almak istemiş miydi? Cüveyriyye' yi kıskanmış olarak?

"Kurtulmalık" lar ödenmeden ve tutsaklar daha özgürlüklerine kavuşturulmadan bir şey olmuştu. Anılmaya, üzerinde durulmaya değer bir şey:

Ebu Said el Hudfı'nin anlatmasıyla "tutsaklar arasında Arab'ın en nefis kadınları" bulunuyordu. (Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n- Nikâh/125, hadis no: 1438.) Ve o baskını gerçekleştirmiş olan Müslümanların ağızlarının suyu akıyordu güzel kadınları görürken. Hemen yatmak istiyorlardı. Yatmak istedikleri kadınlar, birer "cariye" durumuna gelmiş değiller miydi? Öyleyse müslümanlara "helâl"diler. Gerçi Muhammed'in: "Tanrı'ya ve âhiret gününe inanan bir kimse için, kendi suyuyla (menisiyle) başkasının tarlasını (başkasının cinsel ilişki kurdugu kadını) sulaması helâl olmaz." dediği de aktarılıyor. Ve bu arada: "Tanrıya ve âhiret gününe inanan bir kimseye, başkasının menisinden temizledikçe (istibrâ, fıkıhçılara göre bir ay içinde olur) hiçbir tutsak kadınla cinsel ilişki kurmak helâl olmaz." diye de eklediği belirtiliyor. (Bkz. Ebu Dâvûd, Kitabu'n-Nikâh/45, hadis no: 2158.) Ama çelişki yalnızca bu konuda degil ki...

Ebu Said el Hudrî anlatıyor:

- "Peygamberle birlikte Benû Mustalık Gazası'na çıktık. Ve Arap tutsaklarından tutsaklar elde ettik. O sırada kadınlar iştahımızı çekti. Bekarlık çok güç gelmişti bize o günlerde. Ve azil yapmak istedik. İstiyorduk azil yapmayı. Ancak, 'Peygamber aramızdayken ona sormadan nasıl azil yapacağız?' dedik ve gidip peygambere sorduk. Peygamber de azil yapmamakta sizin için bir sakınca yoktur. (Yapabilirsiniz de. Yapmaya bilirsiniz de.) Ama bilin ki, kıyamet gününe değin meydana gelecek bir yavru, ne olursa olsun meydana gelir." (Bkz. Buhari, e's-Sahih, Kitabu'l-Itk/13; Tecrîd, hadis no: 1596; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/127, hadis no: 1438; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n- Nikâh/49, hadis no: 2170.) Kimileri, "azl"in ne demek öldüğünü bilmedikleri için bu hadisin anlamını tam olarak anlamamışlardır.

"Azl" (azil), cinsel ilişki sırasında, erkeğin, meniyi, kadının cinsel organına boşaltmadan çekmesidir. Yani, meniyi kadınlık organının dışına boşaltmak. Hadiste anlatılanın özeti şu:

Müslümanlar, ellerindeki "tutsak kadınlar"la cinsel ilişkide bulunmak istiyorlardı. Ama bir sorunları vardı: Ya çocukları olursa? İlişki kuracakları bu kadınlardan çocuk olsun istemiyorlardı. Tecrit "mütercim"i Kamil Miras, bu istememeyi, şöyle açıklıyor:

"Bu suretle (yani meniyi dışa boşaltmak biçiminde) esir kadınlara yaklaşmak istemeleri (şu yüzdendir): Yüklü (gebe) veya evlat anası kadınlar satılamazdı. Halbuki gazilerin paraya ihtiyaçları bulunduğundan satmak istiyorlardı." (Bkz. Diyanet yayınlarından Tecrid, 1596 numaralı hadis, not: 1.)

Kısacası: Tutsak kadınların ırzına geçebilirlerdi "gaziler". Ama bu işi yaptıktan sonra da "çocuk sorunuyla" karşılaşmak isteniyorlardı. Çünkü gerektiğinde bu tutsak kadınları satabilirlerdi. Buna bir engel çıkmamalıydı. "Azl"i bunun için istemiş ve "Peygamber"e danışmışlardı. Peygamber de temelde bu kadınların ırzlarına geçilmesinde bir sakınca görmüyordu, buna izin veriyordu. "Azl"e gelince. Bunda da bir sakınca bulunmadığını dolaylı olarak belirtiyordu.

Marya ile Hafsa'nın yatağında yakalanma:

Gün, Muhammed' in karılarından Hafsa' nın günüydü. O gün Muhammed, Hafsa' yla cinsel ilişkide bulunmak üzere kalkıp gider. Hafsa' nın odasına varır. Ama Hafsa' yı bulamaz. Tam o sırada da, bir zamanlar Mısır Mukavkısı' nın kendisine armağan ettiği cariyelerden Marya ortaya çıkmıştır. O anda Muhammed, cinsel ilişki için tam hazırlıklıdır. Cariye'yi tutup yatırır Hafsa' nın yatağına, ve işini görmeye başlar. Muhammed'in cariyesi ile yatması doğal. Kuran da, karılarının dışında cariyeleriyle de yatmasına olanak veriyor (bkz. Ahzab suresi, ayet 50,52) İşin bu noktası olağan olmasına olağan. Ne var ki, cariyeyi özgür (hurre) olan bir kadının, üstelik Ömer kızı Hafsa'nın yatağında koynuna alıyor. İşte bu olağan değil. Terslik bu ya, o sırada, Hafsa da çıkagelmiştir. Muhammed' in Marya (Mariye) ile ilişkisini görür. Bir süre kendine egemen olup kapıda bekler. Muhammed işini bitirmiştir. Hafsa tepkisini gösterir:

"Tanrı elçisi! Sen beni kötü duruma düşürdün, aşağıladın. Öyle bir şey yaptın ki, benzerini hiçbir karına yapmadın! Benim günümde, benim sıramda ve benim yatağımda bir cariyeyi yatırıp yapıyorsun!"

Muhammed ne desin? Sonra, Muhammed' ile Hafsa arasında şu konuşma geçer:

Muhammed: "Vallahi Billahi Marya ile bir daha yatmayacağım!"

"Hafsa! Marya' yı kendime haram etsem de ona bir daha yaklaşmasam; bundan hoşnut olur musun?

"Evet!"

Muhammed hemen ant içmiştir:

"Hafsa! Aramızda kalsın, bunu sakın kimseye söyleme, olmaz mı?"

"Tamam!"

Ne ki, Hafsa bu durumu Aişe'ye anlatır.(Bkz. Taberi, Camiu'l-Beyan,28/102)

Kimi aktarmaya göre de Muhammed'in Hafsa ile yakalanması, Aişe'nin gününde olmuştur. Hafsa bunu öğrenmiştir. Muhammed, ondan bunu durumu kimseye söylememesini istemiş, bunu isterken de "Marya'yı kendime haram ettim. Sana bir müjdem var. Ebubekir'le Ömer, benden sonra, ümmetin işlerini ele alacaklar (halife olacaklar)." Ama, Hafsa, olayı Aişe'ye anlatır. (Bkz.F.Razi,30/41,43)

Muhammed'in, Marya'yı kendisine haram etmesi, yani bu cariyeyle bir daha yatmayacağına ant içmesi üzerine yeni ayetler gelir:

"Ey Peygamber! Karılarını hoşnut edeceksin diye, Tanrı'nın sana helal kılmış olanı kendine neden haram yaparsın? Tanrı bağışlayan ve acıyandır."(Bkz. Tahrim suresi, ayet:1. Bu ayetin, anlatılan Marya olayı nedeniyle geldiğine ilişkin hadisler ve yorumlar için aynı tefsirlere bkz.)

Bu ayetin ve bunu izleyen 4 ayetin "iniş nedeni" olarak, bir "bal şerbeti öyküsü"nü içeren aktarmalar da var. Ama her zaman İslam’ ın açıklarını kapatma çabaları gösteren Muhammed Ali Subuni bile, ayetlerin, "Marya (Mariye) olayı" nedeniyle geldiğini anlatan hadisin açıklamasının daha doğru olduğunu savunur. (Bkz. Muhammed Ali Sabuni, Safvetu't-Tefasir,3/406-407)

Başka İslamcılarsa, İslam'ın durumunu kurtarmak amacıyla, buradaki ayetleri "Marya olayı"na değil, "bal şerbeti" öyküsünü içeren hadise bağlamayı daha uygun bulurlar. Kuşkusuz, zorlamalarla.

Muhammed, Marya ile yatmayı sürdürmüştü. Ondan bir oğlu olmuştu: İbrahim. Bu oğlan epeyce büyüdükten sonra ölmüştür.

Bir hadise göre: Muhammed nerede ilgisini çeken güzel, bir kadın görse, hemen eve gider; Zeyneb'le yatardı. Böylece şehvetini giderirdi.

Câbir lbn Abdullah anlatıyor:

- "Peygamber bir kadın gördü; hemen Zeyneb'e gitti. Ki Zeyneb o sırada bir derisini ovup işliyordu. Peygamber hemen cinsel ihtiyacını gördü. Sonra arkadaşlarının yanına çıktı. Ve şöyle konuştu:

- Kadın, şeytan biçiminde çıkar karşıya. Ve yine şeytan biçiminde dönüp gider. Bu nedenle sizden herhangi biriniz bir kadın gördü mü, hemen karısına gidip onunla yatsın. Çünkü bu (cinsel ilişki), o kişinin içindekini (kabaran şehvetini) söndürür." (Bkz. Müslim, e's- Sahih, Kitabu'n-Nikâh/9-10, hadis no: 1403; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'n-Nikâh/44, hadis no: 2151; Tirmizî, Sünen, Kitab'r-Rıdâ'/9, hadis no: 1158.)

Bu hadiste açıkça ortaya çıkan şu:

- Muhammed, karılarının dışında da bir kadına "şehvetle" bakıyordu. Ve ilgisini çeken bir kadın gördüğünde "şehvete geliyor"du. Bu kimi ayetlerle de dile getiriliyor. Örneğin Ahzab Suresinin 52. ayetinde, karı almasına sınır getirilirken "(başka kadınların) güzellikleri seni imrendirse bile..." deniyor. Aynı hadise yer veren Gazalî de, "şehvet"in önemini ve cinsel ilişkide bulunup rahatlamanın sağladığı yararı uzun uzun anlatıyor; bu arada da, Muhammed'in şehvetine ve gereksinimini nasıl karşıladığına geniş yer veriyor. (Bkz. Gazali, lhya-u Ulûmiddin, Arapça, 2/27-29.)

- Muhammed için "kadın", erkeği her zaman baştan çıkaran bir "şehvet kabartan"dı. - Muhammed gözünde "kadın", her zaman "şeytan" görünümündeydi. (Muhammed'in "kadın"ı şeytan görmesine ve genel olarak "kadın"a bakışına ilişkin örnekleriyle geniş bilgi için, Prof.br. İlhan Arsel'in "Şeriat ve Kadın" adlı, son derece değerli kitabına bkz.)

- Çıkan bir başka sonuç da şu: Muhammed'e göre, bir kadın, cinsel ilişki kurmak isteyen kocasına karşı koyamaz, karşı koymamalıdır. Muhammed'in bunu işleyen, öğütleyen, buyuran pekçok hadisi vardır. Bunlardan iki örneği burada görelim: "Bir adam karısını yatağına (cinsel ilişki için) çağırsa da, kadın yanaşmasa, o sırada cinsel ilişkide bulunmazsa ve bu yüzden kocası geceyi öfkeli-sinirli olarak geçirse, melekler o kadına, sabaha değin lanet ederler." (Bkz. Buhâr'i, e's-Sahih, Kitabu Bed'il'halk/7; Tecrîd, hadis no: 1337; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'n-Nikâh/120-122, hadis no: 1436; Ebu Dâvûd, Sünen, Kitabu'n-Nikâh/42, hadis no: 2141.) - "Bir adam karısını cinsel ihtiyacını gidermek için çağırdığı zaman, kadın hemen o çağrıya uymalıdır. Kadın, tandırda (fırında, ocakta) o anda iş görüyor olsa bile..." (Bkz. Tirmizi, Sünen, Kitabu'r-Rıdâ/ 10, hadis no: 1160.)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 yıl sonra...

10981850_10152840923076511_1499557120619

Hangi tanrı rüşveti teşvik eder? ganimet ayetinde (enfal 1) de benzer şeyi yapar. allah kendi dinini yaymak için ganimete gereksinim duyar. bu gibi ayetler günümüzdeki müslümanlarda rüşvet alıp vermeyi olağan hale getirmiştir.  insanları söğüşleten bir din ve tanrısı gerçek olamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
  • 11 ay sonra...

Kuran'da çok fazla mecaz anlam vardır. Doğrudan böyle demeyin çünkü o kitap Dünyada var olan en fazla beyin isteyen kitap Kuranı okurken ne amaçla okursan onu bulursun her hangi bir işi yaparsanda öyle olur zaten smile.png O yüzden biraz daha düşünerek yaz. Kuranda her şey doğrudan anlaşılmıyor aklını çalıştırıp beynini yormak gerekiyor cevaba ulaşmak için. Kimseye hakaret etmedim beynini çalıştır derken gerçek anlamda dedim bakın aynı şey oldu :=  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.