Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ENERJİ SORUNU


editor

Önerilen İletiler

ENERJİ SORUNU

 

Son ayların en popüler konularından biri olan enerji, gazete, radyo ve televizyonlarda hemen hemen hergün en ilgi gören konu olmuştur. Enerjinin birdenbire gündem başı olmasının birçok nedenleri arasında aşağıda sıralananlar da vardır.

 

Çin ve Hindistan gibi kalabalık ülkelerin (iki ülke dünya nüfusunun yaklaşık yüzde kırkını oluşturur) hızla gelişen ekonomileri ham petrole olan talebi çok arttırmıştır. Bu iki ülke, özellikle Çin, dünya petrol politikasında varlığını göstermeye başlamış, ve Sudan gibi petrol üreten ülkelerle yakın ilişkiler kurmuşlardır. (Bir ara Çin, Amerika’nın en büyük bir petrol şirketlerinden birini bile almaya kalkmış ve bu da Amerika millet meclisinin bu girişime karşı bir kanun çıkarmasına neden olmuştur.) Toplam nüfusuları iki milyarın üstünde olan Çin ve Hindistan’ın enerji ihtiyaçları, hızla artmaya devam edecektir. Çin’de örneğin, 2006 yılında 40 milyon civarında olan motorlu taşıt sayısı, tahminlere göre, 2020 yılında 240 milyon olacaktır.

 

Jeologlara göre dünyada var olan ham petrolün yüzde ellisini tüketmiş bulunmaktayız. Ayrıca hızla artan talep, geri kalan yüzde elliyi çok daha hızlı bir süreçte tüketmemize neden olacaktır. Dolayısıyla, gelecek 30 ile 50 yıl arasında, dünya petrolü büyük ölçüde tüketilmiş olacaktır. Bilim adamlarına göre son otuz yıldır çok ilerleyen teknoljiye rağmen, önemli bir petrol yatağının bulunmaması, bu tükenişin en büyük göstergesidir.

 

Dünya nüfüsunun yüzde beşini oluşturam Amerika, dünya ham petrolünün yüzde yirmibeşini tüketmektedir. Amerika halkının umursamazca enerji tüketimi ve bazıları yukarda belirtilen başka nedenlerden dolayı ham petrolün varili 70 doların üstüne çıkmıştır. Bazı ekonomistlere göre, 10 yıl içinde bir varil petrolün fiyatı 150 dolar civarına tırmanacaktır.

 

Bir taraftan hızla gelişen ekonomilerin bu ilerlemeyi sürdürebilmeleri, öbür yandan gelişmiş ülkelerin hayat standartlarını korumaları için, enerji sorununa bir çözüm bulunmasını acil kılmıştır. Kitap, gazete, radyo ve televizyonlarda sık sık tartışılan bu çözümlerin bazıları şöyle özetlenebilir:

 

Bitkisel Benzin ve Mazot: Mısır, soya fasulyesi, hatta çimden bile akaryakıt yapılmaktadır. Brezilya’da örneğin, motorlu araçların tükettiği akaryakıtın önemli bir oranı bitkilerden, genellikle soya fasulyesinden, üretilmektedir. (Amerika’da mısır bu amaçla en fazla kullanılan bitkidir.) Bitkisel akaryakıtakın bazı olumsuz yanları vardır. Öneğin, bu tür akaryakıt kullanan araçların performansında yüzde onluk bir düşüş olduğu gibi, dünyada elverişli her tarla akaryakıt yapmak için kullanılsa bile, elde edilen akaryakıt, ihtiyacın yüzde ellisinin altında kalacaktır. Ayrıca, bu akaryakıtın da artık maddelerinden biri küresel ısınmanın en büyük nedeni olan karbon dioksit gazıdır.

 

Hibrid Teknolojisi ve Elektrikli Araçlar: Hibrid teknolojisi son bir iki yılın en çok konuşulan “alternatif” enerji konusu olmuştur. Hem standart motor ve hem de akü ile çalışan hibrid araçlar, reklamlara göre, bir litre benzinle 20-25 kilometre gidebilmektedir. Bu araçlar, motor

“boşta” iken elektrikli motor bataryasını şarz ederek kullanılan akaryakıtın randımanı arttırmaktadır. Bu teknoloji, Tayota, Ford, GMC, Honda gibi hemen hemen bütün araba şerketlerince kullanılmaktadır. Elektrikli araçlar ise, bütün gücü bataryalarından elde etmektedir.

 

Son zamanlarda hem hibrid ve hem de batarya teknoljilerini eleştirenler vardır. Bu eleştirilere göre, şehir dışında (örneğin otobanlarda), 100 kilodan daha ağır bataryaları taşımak zorunda olan hibrid arabaların randımanı çok düşmektedir. Bunlara göre standart bir Honda Civıc, kara yolunda Honda Civic Hibridden çok daha randımanlıdır. Elektrikli araçlar ise yeni elektrik santralları gerektirmektedir. Genelde kömür kullanan bu santralların, hem çevre kirliliği açısından ve hem de küresel ısınma açısından sakıncaları çoktur. Ayrıca hibrid arabalarda 100, elektrikli araçlarda 500 kilodan ağır bataryaların süreleri bittikten sonra, doğaya nasıl geri gödöndürüleceği bu teknolojilerin sorunları arasındadır.

 

Rüzgar, Güneş ve Başka Doğal Enerji Kaynakları: Son yıllarda doğal enerji kaynakları arasında en fazla ilgi gören rüzgardır. Teknolojik gelişmeler, elektrik üreten değirmenlerinin randımanını bir hayli arttırmıştır. “Değirmen çiftliklerinin,” Danimarka’da yapıldığı gibi, tarım için kullanılabilinecek tarlalara değlde, denize kıyılarına yerleştirilmesi, rüzgara gün geçtikçe önem kazandırmaktadır.

 

Son yıllarda deniz dalgalarından bile elektrik üretilmektedir. Zaten güneş, gayzer ve su uzun yıllardır enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır.

 

Doğal enerji kaynaklarının fazla eleştirilecek özellikleri olmasa da, o kaynakların olmadığı günlerde (örneğin rüzgarsız ve bulutlu günlerde), “klasik” teknolji ile üretilen enerji gerekecektir. Kömürle çalışan bir elektrik santralinin örneğin, rüzgarsız bir günde, çabucak devreye girmesi zorunlu olacaktır. Bunun ekonomik bir şekilde nasıl çözüleceği henüz bilinmemektedir. Son yıllarda, sudan elektrik üretmek te eleştirlmektedir. Bu amaçla yapılan barajların doğaya çok zararlı olduğunu savunan önemli sayıda bilim adamı vardır.

 

Karbon Bazlı Klasik Kaynaklar (Doğal Gaz, Kömür) ve Nükleer Enerji: Dünyanın en büyük kömür rezevleri Amerika’da olduğu gibi, doğal gaz rezevleri arasında da, Amerika dünyada ön sırada gelmektedir. Büyük kömür ve doğal gaz lobilerinin Amerika’yı kömür ve doğal gaza büyük önem vermelerini zorlıyacaktır. Son aylarda kömür lobisi örneğin, teknolojinin kömürü nasıl “temiz” bir akaryakıt yaptığını, kömürden sintetik petrol üretildiğini reklamlarla sık sık vurgulamaktadır. Nükleer enerji lobisi ise, yaklaşık 30 yıldır yeni nükleer santrallere izin vermeyen Amerika hükümetin, bu kararı geri almasını istemektedir. Teknolojisi çok ileri Amerika’nın, özellikle kömürü, daha temiz ve daha randımanlı bir alternatif yapmak için büyük para harcıyacağı kesindir.

 

Enerjiyle ilgili daha çok yazılacaklar vardır. Hidrojen enerjisi örneğin, sık sık gündemdedir. Uzun yıllardır hidrojen uzay gemilerinde enrji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Fakat hidrojeni güvenilir bir enerji kaynağı olarak kullanabilmek, onu ekonomik bir şekilde elde edebilmeyi gerektirmektedir. Hidrojenin ucuz bir şekilde elde edilip, ucuz bir şekilde depolanması, bilim adamlarına göre, henüz ufukta görünmemektedir.

 

Enerji, gelecek yıllarda da üstünde en fazla durulan konulardan biri olacaktır. Bir taraftan tükenen petrolün yerini alacak kaynakların küresel ısınmayı olumsuz etkilememesine çalışılacak, öbür yandan petrolden daha çok zenginleşecek Suudi Arabistan, Norveç, Venezuala ve diğer ülkelerin bu zenginliği nasıl kullanacağı, kullanmaları gerektiği, sık sık tartışılacaktır. (Petrol ihraç eden Sudan örneğin, petrole çok ihtiyacı olan Çin’e güvenerek Darfour’daki soy kırımına devam etmektedir.)

 

Yüzyıldan fazladır dünya ilişkilerinde en büyük rolü oynayan petrolün yerini neyin alacağı merakla beklenmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Su ile çalışan araç

 

ABD'de bir firma tarafından üretilen arabada yakıt olarak su ve gaz karışımı kullanılıyor.

 

Floridalı Denny Klein elindeki kaynak makinesiyle taşları kesebiliyor. Ama makinenin ucu hala dokunabilecek kadar soğuk. İşin sırrı sudan üretilen yeni yakıtta.

Denny Klein, yeni bulduğu gaza 'Aquygen' adını vermiş. Bu gazı nasıl ürettiğini anlattığında kendisine inanan çıkmıyor: "Sadece su ve elektrik, hepsi bu..."

 

Yüzde 50 az yakıt

Denny Klien, bu gazı kaynak makinesinde kullanmak için üretmiş. Ancak bunu denerken açığa çıkan enerji çok yüksek olunca buluşunu otomobilde denemeye karar vermiş.

Otomobiline taktığı parçalarla 'Aquygen'i yakıt olarak kullanabiliyor. Otomobil gaz ve su karışımı yakıtıyla ilerliyor ve motor yüzde 50 daha az yakıt tüketiyor.

 

Çeliği kesebiliyor

Klein, "makine voltajı yükseltiyor. Sudan elde edilen gaz yanıcı hale geliyor. Hidrojen ve oksijen hala birleşik durumda. Suyun molekülü yeniden yapılandırılıyor ve bu sırada olağanüstü bir enerji açığa çıkıyor" diyor.

Bu enerji dokunduğu nesnenin erime noktasına kadar ısıyı artırıyor. Bir kömür parçasını beş saniye içinde yakıyor, çeliği kesebiliyor. Benzinin yanmasına katılıyor ve motoru çalıştırıyor. Sonra suya dönüşüyor.

 

Elektrik kullanımı az

Bu teknoloji daha önce de denendi, ama Klein'ın yönteminde elektrik kullanımı çok az. Denny Klein'ın kaynak makinesi için ortaya attığı yöntem şimdilerde otomobiller için geliştirilmeye çalışılıyor.

 

 

 

İngiliz mühendisler dünyanın hidrojenle çalışan ilk motosikletini üretti. Atık olarak su buharı çıkarıyor. Çevre dostu olan prototip motosikletin şimdilik tek bir 'sorunu' Bir dizüstü bilgisayar kadar sessiz çalışması... Ancak 8 bin 300 dolarlık bu prototipi geliştiren Intelligent Energy şirketi, trafikte kolay fark edilmesi ve kazalara neden olmaması için taşıta 'motor gürültüsü' çıkaran bir cihaz eklemeyi düşünüyor.

 

SAATTE 80 KİLOMETRE HIZ YAPIYOR

'Nötr Emisyonlu Taşıt' (ENV) olarak adlandırılan motosiklet, evrak çantası büyüklüğündeki bir yakıt hücresine doldurulan yüksek basınçta sıkıştırılmış hidrojeni yakıt olarak kullanıyor.

 

Azami hızı saatte 80 kilometre olan ve deposu doldurulmadan 160 kilometre mesafe katedebilen motosiklet, 'gürültü kirliliği'nden şikayetçi çevreleri bir hayli memnun etti. Ancak üretici firma taşıtın neredeyse hiç ses çıkarmadan yol almasının trafikte çeşitli tehlikeler yaratabileceğini düşünüyor.

 

Şirket bu nedenle kent içinde motosikletin yayalar ve araçlar tarafından rahat fark edilebilmesi için o anda 'motor sesi' çıkaracak bir cihazı araca ekleyecek. Şehir dışındaki sakin bölgelere çıkıldığında ise gürültü kirliliğine neden olmamak için sürücü bu ses cihazını kapatılabilecek.(İnternet Haber)

 

Bence güneş ve denizlere odaklı alternatif yakıt bulma yönünde çalışmalara hız verlmelidir...

 

 

 

Saygılar-sevgiler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Merhaba Arkadaşlar;

 

Ben bu enerji konusuna başka bir açıdan yaklaşmak istiyorum;

 

Daha dün gece yaşadığım bir olayla başlıyayım:

 

Ben Bursa'da yaşıyorum.Bursa ovasında kurulu olan iki adet termik santral var ve bunlarda oluşan bir arıza sonucu,Bursa'nın tamamın da ve Çanakkale ve Manisa'nında içinde bulunduğu birkaç şehirde saatler süren bir elektrik kesintisi oluştu.Bence bu şunu gösteriyor,enazından adı geçen bu 3 şehir bu santrallere mahkum.Eğer Altarnatif bir hat olsaydı problem hızla ve tehlikesizce çözülebilirdi sanırım.

Altarnatif enerji kaynaklarına gelince;yine Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin gerçekleştirdiği bir proje var.Evlerimizdeki çöp atıklarını toplayarak (ki cam,plastik,kağıt vs.gibidönüştürülebilir atıklar ayrı toplanıyor)Demirtaş bölgesinde kurulan tesislerde çıkan gazlardan (metan)elektrik üretiliyor.Bu üretilen elektirik ile yine aynı bölgede bulunan atık su arıtma tesislerinin enerji ihtiyacı karşılanıyor..

Yine Çanakkale'de Boğaza paralel kurulan rüzgar panelleri ile elektirik üretimi başarıyla gerçekleştiriliyor..

Şimdi sorulacak soru şu:

Nükleer Santraller ülkemiz için gerekli mi?Enerji üretmek amacı ile kurulacaksa bence gereksiz.Bunca akarsuya ve yukarda adı geçen altarnatiflere sahip bir ülkenin sırf eneji üretmek için Büyük risk taşıyan Nükleer Santral kurması bana pek inandırıcı gelmiyor.Bence bu çalışmaların ardında yatan,nükleer güce ve tecrübeye sahip olmak..

HA birde ulaşım konusu var,ulaşım konusunda da benim savunduğum şekil,elektirikli tren sistemi.İlimde mevcut olan İstanbul Antalya İzmir gibi illerdede bulunduğunu bildiğim hafif raylı sistem yani.Hızlı,güvenilir,çevreci ve ekonomik ulaşım biçimi..Öyle gözle büyütülmeyecek yatırımlarla 5-6 senede şehirler ve ilçeler arası ulaşım ağının kurulabileceğine inanıyorum.Ha bunu olması olasımı,tabiki bu düzende hayır.Niye olduğuna bi bakalım:

Otomobil üreticileri ki bunlardan Koç ailesi zamanında mevcut demiryolunu siyaset üzerindeki gücünü kullanarak kaldırtmıştır.(Mudanya-Bursa).Petrol şirketleri ve en önemlisi satılan yakıttan aslan payını vergi olarak alan hükümetler böyle bir ulaşım şeklinin,kurdukları düzeni bozacağını,para musluklarının kesileceğini bilerek olmasını engellerler.Bahaneler çeşitlidir,burada yazmayacağım bunları.Aşağı yukarı biliyorsunuzdur sanırım..

Kralx arkadaşımın bahsettiği su ile çalışan araba projesini bir türkte gerçekleştirmiş.4x4 bir araca uygulayarak ana haber bültenlerine kadar çıkmıştır.Ne hikmetse o haberlerden sonra o kişi bir daha hiçbiryere çıkmamış,o projede hayata geçirilmemiştir.Rant sistemlerini yıkmak gerçekten çok zor..

Ülkesini seven insanların,yönetici,işadamı,haberci olacağı günlerin gelebilmesi ümidiyle..

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

merhaba arkadaşlar

bu alternatif enerjilerin çevreye olası etkilerinden uzak durulmalıdır.

su ile çalışan arabaları elektirikle çalışan arabaları yıllardır insanımız ürteiyor ancak saolsunlar hükümetlerimiz ve büyük petrol şirketleri ve bunlardan rant sağlayanlar bunları engelliyorlar

su ile çalışan arabalar bence yapılmamalıdır benim petrolden rant sağladığım yok ama herkesçe ilindiği gibi su kaynaklarıazalmakta ve 50-60 yıl sonra su konusunda büyük sıkıntılar yaşanacağı bilinmektedir bunlardan dolayı bence elektirikli araçlar veya güneş enerjisi ile çalışan araçlar yapılmalıdır bunda da dikkat edeli elektriği ihtiyacaımız oluyor elektiriği de üretmek için ülkemiz genelinde barajlarımız kullanılıyor ve barajlarında doğaya kötü etkilerini düşünürsek bence gideceğimiz yerlere araç kullanmadan eskisi gib at eşşek gibi taşımada kullanılabilecek hayvanlar kullanılmalıdır

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

merhaba arkadaşlar

bu alternatif enerjilerin çevreye olası etkilerinden uzak durulmalıdır.

su ile çalışan arabaları elektirikle çalışan arabaları yıllardır insanımız ürteiyor ancak saolsunlar hükümetlerimiz ve büyük petrol şirketleri ve bunlardan rant sağlayanlar bunları engelliyorlar

su ile çalışan arabalar bence yapılmamalıdır benim petrolden rant sağladığım yok ama herkesçe ilindiği gibi su kaynaklarıazalmakta ve 50-60 yıl sonra su konusunda büyük sıkıntılar yaşanacağı bilinmektedir bunlardan dolayı bence elektirikli araçlar veya güneş enerjisi ile çalışan araçlar yapılmalıdır bunda da dikkat edeli elektriği ihtiyacaımız oluyor elektiriği de üretmek için ülkemiz genelinde barajlarımız kullanılıyor ve barajlarında doğaya kötü etkilerini düşünürsek bence gideceğimiz yerlere araç kullanmadan eskisi gib at eşşek gibi taşımada kullanılabilecek hayvanlar kullanılmalıdır

 

Sevgili arkadaşım;

 

Bir yanlış anlaşılmayı düzeltme gereği duydum.Anladığım kadarıyla sen suyun yakıt olarak kullanıldığında tükeneceği düşüncesine kapılmışsın.Suyla çalışmanın nasıl olduğu hakkında biraz bilgi vereyim sana;

 

Su,bilindiği gibi 2 oksijen ve 1 hidrojen atomundan oluşmaktadır.Bu elementler birbirinden ayrıştırılarak ortaya çıkan hidrojen yakıt olarak kullanılmaktadır.Yanma olayında hidrojen oksijen ile tepkimeye girerek tekrar su buharı oluşmaktadır.Yani hiçbir kayıp yok,üstelik sıfır hava kirliliğide cabası..

 

Saygı ve sevgilerimle..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili arkadaşım;

 

Bir yanlış anlaşılmayı düzeltme gereği duydum.Anladığım kadarıyla sen suyun yakıt olarak kullanıldığında tükeneceği düşüncesine kapılmışsın.Suyla çalışmanın nasıl olduğu hakkında biraz bilgi vereyim sana;

 

Su,bilindiği gibi 2 oksijen ve 1 hidrojen atomundan oluşmaktadır.Bu elementler birbirinden ayrıştırılarak ortaya çıkan hidrojen yakıt olarak kullanılmaktadır.Yanma olayında hidrojen oksijen ile tepkimeye girerek tekrar su buharı oluşmaktadır.Yani hiçbir kayıp yok,üstelik sıfır hava kirliliğide cabası..

 

Saygı ve sevgilerimle..

çok teşekkür ederim ben okuduğum bazı gazete yorumlarından yola çıkarak buraya geldim ancak şimdi su kullanılmayacak diyorsun su tekrar suya dönüşecek buhar felan değil mi

ee öyleysebu su bidaha aynı şekilde nasıl kullanılacak ben onu anlamadım da kusura bakma

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bazı arkadaşlar çözüm olarak önerilen nükleer santrallaere hemen hayır der,bunca su kaynağımız var diye.İlginçtir,bu su kaynaklarımızdan bazılarına da hayır derler : ıhlara ve hasankeyf gibi.Ona hayır buna hayır,o zaman buyrun kendiniz bir çözüm söyleyin!Ama öyle sallama çözüm değil,iyice araştırın kafa yorun ondan sonra.Belki bilmiyorsunuzdur,o kadar su kaynağımız var diyorsunuz da,bu su kaynaklarını sizin önerdiğiniz gibi kullanmak öyle sandığınız gibi ''sıfır'' risk taşımıyor.Bir sürü çevresel sorunu da beraberinde getiriyor.En basitinden büyük baraj göllerinin çevresinde yaşayanlara bir sorun,iklimlerinin barajdan sonra nasıl değiştiğini size anlatsınlar.Türkiyenin elektrik sorununa gelince,bizim gene çok ilginç çözümlerimiz vardır.Bir sanayi bölgesi düşünün mesela,enerjinin yetersizliğinden (ya trafo küçüktür,ya hat kesiti) voltaj da çekilen güçle düşer.Bizim insanımız hemen şikayet eder,şu idare de o kadar müracaat ettik şu trafoyu ve hattı yenilemedi diye.Ve bireysel çözümü geliştirir : jeneratör alır.Halbuki bir hesaba vurursanız o trafodan enerji alan o kadar insan için aldıkları jeneratör tutarını biraya toplasalar hem trafoyu hem hatları rahatlıkla yenileyebilirler.Yorum size ait...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

çok teşekkür ederim ben okuduğum bazı gazete yorumlarından yola çıkarak buraya geldim ancak şimdi su kullanılmayacak diyorsun su tekrar suya dönüşecek buhar felan değil mi

ee öyleysebu su bidaha aynı şekilde nasıl kullanılacak ben onu anlamadım da kusura bakma

 

Öncelikle rica ederim,bilgi alışverişinde bulunmaya çalışmıyor muyuz hepimiz?Tamam yakıt olarak su kullanımında ortaya çıkan yine su buharıdır.Bu su buharının tekrar nasıl kullanılacağına basit bir şekilde göz atalım;

 

Doğada suyun döngüsünü sen de biliyorsundur sanırım.Su ''0''derecenin üstündeki bütün sıcaklıklarda buharlaşır.Bu yoğun olarak göl ve denizlerde meydana gelir.Buharlaşan su atmosferin üst tabakalarına yükselirken soğur ve bulutları oluşturur.Gereken şartlar oluştuğunda değişik yağış şekilleri ile yeryüzüne döner.(Yağmur,kar,dolu)Bu yağışlarla inen su,yeraltı sularına,nehirlere göllere ve denizlere karışır,ve döngü böylece 0 kayıpla devam eder.Buradan da anlıyacağın gibi,yakıt olarak kullanımdan sonra çıkacak olan su buharıda bu döngü içersindeki yerini alır.Belki biraz mide bulandırıcı gelecek ama,idrarımızın bile bu döngü içersinde bulunduğu da bir gerçektir.Su bölgesel iklim şartlarında,bölgesel olarak yitirilebilir ama dünya üzerindeki su miktarı değişmez.Kısacası su tükenmez bir kaynaktır..

 

Saygı ve sevgilerimle..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yok suyun tükeneceği kesindirde.

şimdi o su dönüşecek ama onun doğaya bir etkisi olmayacakmı kullanılmış bir su doğaya dönecek buhar halinde sonra yağmur kar felan onun bence doğaya kötü etkileri olabilir diye düşünüyorum neyse yine saol bilgilerin için

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yok suyun tükeneceği kesindirde.

şimdi o su dönüşecek ama onun doğaya bir etkisi olmayacakmı kullanılmış bir su doğaya dönecek buhar halinde sonra yağmur kar felan onun bence doğaya kötü etkileri olabilir diye düşünüyorum neyse yine saol bilgilerin için

 

Sevgili arkadaşım;

Su buharlaşırken içindeki bütün yabancı maddeleri bırakır.Evlerimizde kullandığımız çaydanlıkları ele alalım;kaynattığımız su buharlaşırken içinde bulunan kireci tortu olarak kalır.

Hadi suyu içmekten başka hiçbirşey için kullanmayalım dedik;Bir insanın günlük içtiği su miktarı ortalama 2 litredir.Bunu 6.5 milyar insanla çarparsak,13 milyar litre yada kilo da diyebiliriz.bu da 13.000.000 ton su eder.Yılda 4.745.000.000 ton su tüketiriz.60 senelik bir ömür de 284 milyar 700 milyon ton su tüketilmiş olur.

(284.700.000.000 ton)Bu basit hesaplamanında göstereceği gibi içilen su idarara dönüşeceğinden kullanılamaz hale gelecektir.Tabi eğer buharlaşırken içindeki maddeleri tortu olarak bırakıp saflaşmadıkça.Yağmur suyu arı sudur.İçinden elektiriği bile geçirmez.Şayet sanayi bölgeleri veya hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde yağarsa içersine bu kirlilikleri alarak yeryüzüne indirir ve zararlı yağmur işte budur.Yoksa su hayattır,ve doğa bundan zarar görmez.Umarım artık anlaşabildik..:P

 

Sevgi ve saygılarımla..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.