Lo Imposible = Kıyamet Günü (2012) - The Impossible

[Φ gloria]

Lo Imposible = Kıyamet Günü (2012) - The Impossible

 

Hatırlayacaksınız 26 Aralık 2004 günü Hint Okyanusu’nda 8 ila 10 dakika arası süren 9 küsur şiddetli bir deprem olmuş ve bu deprem tüm dünyanın şiddetiyle en büyük üçüncü; süresiyle de en uzun süren depremi olarak kayıtlara geçmişti. Depremin ardından dalga boyu 30 metreleri bulan tsunamiler oluşmuş ve tsunami de Hint Okyanusu’na kıyısı olan karaları vurmuştu.  300 bine yakın insan bu depremde ölmüştü ki yaralı sayısını artık söylemiyorum bile…   

 

Orijinal ismi Lo Imposible olan Türkçe’ye Kıyamet Günü diye çevrilen film gerçek bir hayat hikâyesinden alıntıdır. Lo Imposiple bu deprem sırasında Tayland’da tatil yapan Henry, Maria ve 3 çocuklarının tsunaminin ardından yaşadıkları dram ve ölüm kalım ve hayatta kalma mücadelesini anlatır. Film sadece bir aile dramı üzerine kurgulanmış gibi görünüyorsa da film boyunca sürekli felaketten etkilenen insanları düşündüm durdum.  Her dakika bir gerilim ve boğazda bir düğümlenme burunda bir sızlama ile filmi izledim, senaryo basitti ama film ile değildi benim derdim, beynimde, hafızamda, fikrimde olan bitenlerleydi. Saçlarını gelenekler nedeniyle hiç kesmeyen Endonezyalı kadınlar,  tsunami sırasında o saçların boyunlarına dolanmasıyla ölmüşlerdi. Kimsesiz kalan çocukların sonrası muhtemelen seks köleliği olmuştu... Off neyseee 
 

Yönetmen: Juan Antonio Bayona

Senaryo: Sergio G. Sánchez (senaryo), Maria Belon (hikaye)
Oyuncular: Naomi Watts, Ewan McGregor, Tom Holland
Orijinal Müzik: Fernando Velázquez

Süre: 114 dk.
Ülke: İspanya

 

to Thailand to spend Christmas. They get an upgrade to a villa on the coastline. After settling in and exchanging gifts, they go to the pool, like so many other tourists. A perfect paradise vacation until a distant noise becomes a roar. There is no time to escape from the tsunami; Maria and her eldest are swept one way, Henry and the youngest another. Who will survive, and what will become of them?

 

[Φ Radya]

Hani arada bir insanın kendini tokatlaması için hastaneye, mezarlığa gitmesi gerekir ya..Bu filmi izlemek de o hissi verdi bana.Gerçeklerle yüzleşmek zordur, asab bozar, ama insanı kendine getirir.Bu dünyada her şeyin sahibi sanıyoruz kendimizi..Halbuki hiçbir şeyin sahibi değiliz, kendimizin bile..Her birimizin hayatı iskambil kağıdından yapılmış kalelerden farksız..

[Φ simin]

çok çok güzeldi  akşam bende izledim... kesinlikle kendime getirdi bu film beni... bizleri sevenler  gerçekten kendi ailemizden başkası olamaz.. onların haricinde döktüğümüz zerre gözyaşını kimse haketmiyor!