Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Beynin Norokimyasal (Konektom) Yapisi mi/Numenal Yetinin Kendisini Sorgulamasi mi?


evrensel-insan

Önerilen İletiler

Mumkun oldugu kadar, bilimsel ve bilissel bir tartisma acmak istiyorum.

 

Sizce, insanoglu turunun kendi turu ile olan mucadelesi ve yarattigi soyutlar temelli sabitlik ve sahipligi, teist, nonteist ve antiteist duzeyli, inancsal/bilimsel bakis acisi ve dusunce ve davanisindaki her turlu farkliligin nedeni nedir?

 

Bu evrimsel gelismisligin insanoglu beyin farki mi, yani farkli norokimyasal yapilara sahip beyinler ve bunlara paralel olan dusunce uretimi mi?, yoksa, ayni beyin yapisi, fakat bilinclenme duzeylerinin kisi tarafindan dusunce ile sorgulanarak, dusunce duzeyli bilinclenme farki mi?

 

Yani kisaca, fark; beyinlerin norokimyasal yapilarinda mi?

Yoksa dusunce sorgulamasiyla degistirilebilen bilinc ve farkindalikta mi?

 

Yani, "bir kisini beyninin norokimyasal yapisi, nonteizme musait degilse, teistlikten kurtulamaz" denilebilir mi?

 

Yoksa"teist olan bir kisi, dusuncesini sorgular ve teizmin ne oldugunu algilarsa ve bundan rahatsiz olursa, non teist olabilir" denebilir mi?

 

Evet fark; dusuncede mi?

Yoksa beynin norokimyasal yapisinda mi?

 

Dusuncenin duzey degistirmesi insanoglunda sorgulama ile mumkun mu?

Yoksa dusunce duzeyinin degisebilmesi icin, ona uygun bir beyin kimyasal yapisinin gerekliligi var mi?

 

Tarihe cesitli donemlerde damgalarini cesitli konularla vurmus ve kitlesel hale gelmis dusunce uretenlerin beyin norokimyasal yapilari musait oldugu icin mi, bu dusunceleri urettiler, bir suru farkli izmleri ortaya attilar, yoksa; beyinleri herkes gibi idi de, sadece dusuncelerini sorgulayarak, irdeleyerek, degistirip mi bu dusunceleri ortaya attilar. Bu tarihte her konuda kitlesellesmis, isim yapmis kisilerin normal bir insanoglundan farki; beyinlerinin norokimyasal yapisimi idi, yoksa herseyi, ya da kendilerini kitlesellestiren konuyu sorgulayarak, irdeleyerek mi bu dusunce duzeyine ulastilar.

 

Bilinc ve farkli duzeyleri, neye baglidir? Beynin norokimyasal yapi farkina mi/ yoksa, ayni beynin urettigi dusunceye mi?

 

Mesela Einstain'in farki; beyninin norokimyasal yapisi mi?, yoksa herkes ile ayni olan beyninin, sorgulama ve konusuna yogunlasma farki mi?

 

Kisaca insanoglunun ortada bir evrimci teslimiyeti mi vardir, yoksa kendi kendine bu teslimiyeti algilayabilir ve bunun farkina vararak ve bilinclenerek bu evrimciligi, devrimcilige; yani kendi kendini sorgulayarak bu teslimiyetten kurtulusa erdirebilir mi?

 

Neden insanoglunun hem inanc temelli hem de bilim temelli bir beyni var?

 

Neden biri beyni durdururken ve esir alirken, digeri beyni dusundurtuyor?

 

Ya da insanoglu numenal yeti ufkunun, beyni ile bagi nedir?

 

Beyin, fenomen ile numen arasindaki bagi/iliskiyi/celiskiyi kuran ve bu bag sonucu kavrami ortaya atan tek organ, ya da tek organ mi?

 

Beyin olarak, insanoglu beyninin yeti farki ve duzeyi beyindeki yariklar acisindan kalitimsal ve genetik bir yapi gosteriyor oldugu halde, bunun one cikmasini saglayanin kisinin yasam ve iliskilerindeki onem/etki ve ilgisine bagli oldugu da gayet acik ve ortada. Yani bir muzisyenin oglunun muzisyen olma olanagi ile hic muzik ile ailesi genetik olarak ilgilenmemis bir kisinin muzisyen ola olanagi genetik olarak farkli olsa bile, ilkinin muzisyen olamadigini ama ikincinin olabildigini soyledigimizde bunu genetik ile nasil acikliyoruz.

 

Beynin dusunmesi ile, kisinin kendi beynini dusundurtmesi farkini nasil acikliyoruz?

 

 

Evet, yorum, gorus, bilgi paylasimlarinizi bekliyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
  • Cevaplar 83
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Dostum, çözüm getirmemiş sadece soru sormuşsun. Zaten insanlığın en çok merak ettiği bir konu bu. Ben çözemedim çözeni de tebrik edeceğim. 

 

Beyinin sorgulamacı olmasını istiyorsun ve soruyorsun, diyorsun ki; İnsandaki beyin doğuştan mı sorgulamacıdır yoksa doğuştan mı teslimiyetçidir. 

 

Kendimden misal vereyim. Benim inançtan kurtulmama sebep olan arkadaş çevremdi. Sorgulamama sepep olan ise, arkadaşların bir kaç sorularından sonra sorgulamaya başlamamdı. Yoksa geçmişte ben de teslimiyetçi beyine sahiptim. Kutsalları sorgulamanın günah olduğu ezberletilmişti bana.

 

İnsanların düşünme ve sorgulama yetilerine etken olanlar bence, genetik yapıları, çevreleri, ve eğitim olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki etkenlikleri teke indirgemek bilimsel olamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dostum, çözüm getirmemiş sadece soru sormuşsun. Zaten insanlığın en çok merak ettiği bir konu bu. Ben çözemedim çözeni de tebrik edeceğim. 

 

Beyinin sorgulamacı olmasını istiyorsun ve soruyorsun, diyorsun ki; İnsandaki beyin doğuştan mı sorgulamacıdır yoksa doğuştan mı teslimiyetçidir. 

 

Kendimden misal vereyim. Benim inançtan kurtulmama sebep olan arkadaş çevremdi. Sorgulamama sepep olan ise, arkadaşların bir kaç sorularından sonra sorgulamaya başlamamdı. Yoksa geçmişte ben de teslimiyetçi beyine sahiptim. Kutsalları sorgulamanın günah olduğu ezberletilmişti bana.

 

İnsanların düşünme ve sorgulama yetilerine etken olanlar bence, genetik yapıları, çevreleri, ve eğitim olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki etkenlikleri teke indirgemek bilimsel olamaz.

 

"Cozum" benim imzamdaki basliklarda ve konulardadir. Zaten ben cozumu bu temelde hemen hemen her baslik ve mesajimda veriyorum. Cozum konu kavram v.s. lere yanasim yani ...e gore temel de ve ....e gore hedeftedir.

 

Oyuzden bu soruya yanit olabilecek baska bir suru baslik var.

 

Bu baslik bu 21. yuzyil sorusunun tartisma ve dusunce bilgi dile gelme basligi.

 

En temel cozum basligi "evrimci/devrimci sorgulama" "numenal devrim" algisini algilayabilme ve "numenal devrim asamalari" ile "yapilandirilmis bilgi yapi ve isleyisinin cozumu/bozumu" dur. Bunu da "evrensel-insan zihniyeti" basligindan mesaj olarak bulabilirsin.

 

Ayrica insanoglu davranisini iceren baslikta da bu aciklaniyor.

 

Burada konu teke indirmek degil; yonlendiren ve yonewten kontrol eden v.s. faktorun numenal yeti oldugunu algilamaktir.

 

Cunku insanoglu yasam iliski duzen ve sistemini bilimini, felsefesini dilini v.s. numenal yeti degerleri ile ortaya koyar ve tartisir.

 

Iste burada basit bir soru;

 

Bir kisinin ateizmin bilinc ve farkindaligina varmasi, teizmin sorununu algilamasi ve ona verilen teizmden vaz gecerek antiteist ya da ateist olmasini;

 

Egerfiziksel/biyolojik gensel v.s. aciklayabiliyorsan, buyur.

 

Ben bunun tamamen kisinin numenal yetisini numenal degerler uzerinde bilincli ve farkinda kullanarak bu degisimi KENDI YAPTIGINI ve bunun EVRIMSEL DEGIL DEVRIMSEL OLDUGUNU soyluyorum. En belirgin ornegi ben, kendimim.

 

Ama sen bunu fizik biyoloji gen v.s. temelli evrimsel degisime bagliyorsan; o zaman bir kisi nasil oluyorda yasaminda teistken ateist oluyor ya da bir ideolojiden baskasina geciyor. Geni mi, fiziksel yapisimi, biyolojisimi evrimsel olarak degisime ugruyor, bunu aciklamak gerekiyor.

 

 

Iste basta metafizigin materyalizmi ve epistemolojinin yapilandirmaci epistemoloji disinda kalan gorusleri, insanoglunu bir madde olarak degerlendirdiklerinden numenal yetinin numenal degerleri degistiremeyecegini ve ustelik bunu determinist ve indirgemeci bir temelde yapmayi yegliyorlar. Bu da zaten KENDILIK BILISSELLIGI NOKSANLIGI VE NONCOGNITIVIZM DEMEK.

 

Ben butun bunlari baslikolarak acikladim. Yani BILISSELLIGIN VE BILIMSEL BILISSELLIGIN NE OLDUGU VE ONEMI. Burada bilisselligin temeli bilinc ve farkindalik duzeyidir. Yani bir kisi teist bilinc ve farkindaliga ulasmadan anti ya da non teist ya da ateist olamasz.

 

Iste bu bilinc degisimi evrimsel mi/devrimsel mi?

 

Yani tamamen fizikibiyolojik gensel kalitimsal v.s. teslimiyeti mi, yoksa kisinin kendi beynini kendisi sorgulayarak ona bilinc ve farkindalik kazandirabilir mi?

 

Ben ikinciyi savunuyor ve bunu bilgisel bilimsel ve bilissel olarak aciukliyorum. Boylece de bilinc ve numenal yetinin farki ve onemi gecmis dogal/fenomenal zihniyetin insanoglunu nicelik yigin ve sadece fenomen yerine koymasina karsin; ben insanoglunu nitelik ve numenal yetisi olan ve bunu kendi kullanip verilen her turlu degerleri kendi degistirebilen bir fenomenonumenaokavramsal yapiya sahip oldugunu soyluyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Cozum" benim imzamdaki basliklarda ve konulardadir. Zaten ben cozumu bu temelde hemen hemen her baslik ve mesajimda veriyorum. Cozum konu kavram v.s. lere yanasim yani ...e gore temel de ve ....e gore hedeftedir.

 

Oyuzden bu soruya yanit olabilecek baska bir suru baslik var.

 

Bu baslik bu 21. yuzyil sorusunun tartisma ve dusunce bilgi dile gelme basligi.

 

En temel cozum basligi "evrimci/devrimci sorgulama" "numenal devrim" algisini algilayabilme ve "numenal devrim asamalari" ile "yapilandirilmis bilgi yapi ve isleyisinin cozumu/bozumu" dur. Bunu da "evrensel-insan zihniyeti" basligindan mesaj olarak bulabilirsin.

 

Ayrica insanoglu davranisini iceren baslikta da bu aciklaniyor.

 

Burada konu teke indirmek degil; yonlendiren ve yonewten kontrol eden v.s. faktorun numenal yeti oldugunu algilamaktir.

 

Zaman zaman başlıkları okuyorum yararlanıyorum.  Aynı görüşteki yazılarında bana göre bir kaç çelişki görsem de, büyük çoğunlukla kendi felsefene göre tutarlı görüşler var. Yine bana göre uzlaşamadığımız yönleri burada kısaca açıklayacağım.

 

Iste burada basit bir soru;

 

Bir

kisinin ateizmin bilinc ve farkindaligina varmasi, teizmin sorununu

algilamasi ve ona verilen teizmden vaz gecerek antiteist ya da ateist

olmasini;

 

Egerfiziksel/biyolojik gensel v.s. aciklayabiliyorsan, buyur.

 

Sadece inanç değil, genelde dogmaların farkına varılıp sorgulanmasını sağlayanın sadece biyolojik gen yapıları olduğunu elbette savunmuyorum. Bunun sadece bir etken olduğunu düşünüyorum. İnsanlar doğuştan daha üstün zekalı olabilir. Bu da onun sorgulama bilincine yardımcı olablir. Aksini düşünmek ise tüm insanların eşit bir zeka ile doğduğunu düşünmektir.

 

Ben

bunun tamamen kisinin numenal yetisini numenal degerler uzerinde

bilincli ve farkinda kullanarak bu degisimi KENDI YAPTIGINI ve bunun

EVRIMSEL DEGIL DEVRIMSEL OLDUGUNU soyluyorum. En belirgin ornegi ben,

kendimim.

 

Ama sen bunu fizik biyoloji gen v.s. temelli

evrimsel degisime bagliyorsan; o zaman bir kisi nasil oluyorda yasaminda

teistken ateist oluyor ya da bir ideolojiden baskasina geciyor. Geni

mi, fiziksel yapisimi, biyolojisimi evrimsel olarak degisime ugruyor,

bunu aciklamak gerekiyor.

 

Yukarda sadece evrimsel olmadığına değindim. Tabi bunları bu güne kadar algılamış olduğum bilgiler çerçevesinde düşünüyorum. Numenal yetim(yeterliliği) bu şekilde devreye giriyor.

 

Iste basta

metafizigin materyalizmi ve epistemolojinin yapilandirmaci epistemoloji

disinda kalan gorusleri, insanoglunu bir madde olarak

degerlendirdiklerinden numenal yetinin numenal degerleri

degistiremeyecegini ve ustelik bunu determinist ve indirgemeci bir

temelde yapmayi yegliyorlar. Bu da zaten KENDILIK BILISSELLIGI

NOKSANLIGI VE NONCOGNITIVIZM DEMEK.

 

Numenal yetinin numenal değerleri değiştiremeyeceğini hiç bir materyalistten duymadım. Bunlar senin kendi değerlendirmelerin. Aksine materyalistler insanların düşünme yetilerini kullanmalarını salık verirler. Düşünme yetilerine etken olanın da çevresel faktörler olduğunu iddia ederler. Çevresel algılar yeni bilgiler üretmesine de etkendir elbette.

 

Ben butun bunlari baslikolarak acikladim. Yani BILISSELLIGIN VE BILIMSEL BILISSELLIGIN NE

OLDUGU VE ONEMI. Burada bilisselligin temeli bilinc ve farkindalik duzeyidir. Yani bir kisi teist bilinc ve farkindaliga ulasmadan anti ya da non teist ya da ateist olamasz.

 

Senin başlıkların olduğu kadar diğer düşünürlerin de başlıkları var. Onları da okuyup yararlanıyorum. Zaten sen yukarda "bilimselliğin ve bilişselliğin önemi" derken insanları dış faktörlere(mesela bilgiye) yönlendirmiyormusun? İnsanlara bilimsellik veya bilişsellik gökten gelmiyor. İnsanlar bu bilinci dış faktörlerden(doğa, soyut bilgiler) edinerek sorgulama yeteneğini kullanmaya başlıyor. Sorgulama yeteneği akıl olgusu değil mi? Bu sana göre numenal yeti. Boş veya yönlü bilgi olarak doldurulmuş  akıl yapımızla neyi sorgulayabiliriz?

 

Iste bu bilinc degisimi evrimsel mi/devrimsel mi?

 

Yani

tamamen fizikibiyolojik gensel kalitimsal v.s. teslimiyeti mi, yoksa

kisinin kendi beynini kendisi sorgulayarak ona bilinc ve farkindalik

kazandirabilir mi?

 

Kendi Numenal yetisini elbette kendisi kullanacak bir başkası değil. Ama bir insanın numenal yetisinin tek görevi sürekli bilgi üretmek değildir ki kendi kendini yeteri kadar sorgulayıcı kılsın. Yeterliliği, gensel özellikleriyle(farklılık), doğayı gözlemleyerek, irdeleyerek ve diğer numenal soyutlamalardan etkilenerek sağlanmış oluyor. 

 

Ben ikinciyi savunuyor ve bunu bilgisel bilimsel ve bilissel olarak aciukliyorum. Boylece de bilinc ve

numenal yetinin farki ve onemi gecmis dogal/fenomenal zihniyetin insanoglunu nicelik yigin ve sadece fenomen yerine koymasina karsin; ben insanoglunu nitelik ve numenal yetisi olan ve bunu kendi kullanip

verilen her turlu degerleri kendi degistirebilen bir fenomenonumenaokavramsal yapiya sahip oldugunu soyluyorum.

 

Sadece kendi açıklamalarına bilimsel ve bilişsel olarak bakman ne derece doğru. Nihayetinde seninki de bir felsefe. Beni ekileyen felsefenin daha bilimsel olduğunu düşünüyorum. Zira insanların sorgulama özelliğini etkileyenin sadece kendisine has numenal yeti olarak teke indirgemiyor. Tüm dış olgulardan etkilendiğini söylüyor. Biyolojik olduğu kadar en önemli etkenin de eğitim(bilgi) olduğunu söylüyor.

 

Bu da senin dediğin evrimsel ve devrimsel olgular değil mi? Bilimsel olarak, insanın numenal yetisi sadece kendi başına bir HİÇ tir. Her hangi bir varlığın da, diğer varlıklar olmaksızın kendisi veya dinamikliği bir hiç tir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zaman zaman başlıkları okuyorum yararlanıyorum.  Aynı görüşteki yazılarında bana göre bir kaç çelişki görsem de, büyük çoğunlukla kendi felsefene göre tutarlı görüşler var. Yine bana göre uzlaşamadığımız yönleri burada kısaca açıklayacağım.

 

 

Sadece inanç değil, genelde dogmaların farkına varılıp sorgulanmasını sağlayanın sadece biyolojik gen yapıları olduğunu elbette savunmuyorum. Bunun sadece bir etken olduğunu düşünüyorum. İnsanlar doğuştan daha üstün zekalı olabilir. Bu da onun sorgulama bilincine yardımcı olablir. Aksini düşünmek ise tüm insanların eşit bir zeka ile doğduğunu düşünmektir.

 

 

Yukarda sadece evrimsel olmadığına değindim. Tabi bunları bu güne kadar algılamış olduğum bilgiler çerçevesinde düşünüyorum. Numenal yetim(yeterliliği) bu şekilde devreye giriyor.

 

 

Numenal yetinin numenal değerleri değiştiremeyeceğini hiç bir materyalistten duymadım. Bunlar senin kendi değerlendirmelerin. Aksine materyalistler insanların düşünme yetilerini kullanmalarını salık verirler. Düşünme yetilerine etken olanın da çevresel faktörler olduğunu iddia ederler. Çevresel algılar yeni bilgiler üretmesine de etkendir elbette.

 

 

Senin başlıkların olduğu kadar diğer düşünürlerin de başlıkları var. Onları da okuyup yararlanıyorum. Zaten sen yukarda "bilimselliğin ve bilişselliğin önemi" derken insanları dış faktörlere(mesela bilgiye) yönlendirmiyormusun? İnsanlara bilimsellik veya bilişsellik gökten gelmiyor. İnsanlar bu bilinci dış faktörlerden(doğa, soyut bilgiler) edinerek sorgulama yeteneğini kullanmaya başlıyor. Sorgulama yeteneği akıl olgusu değil mi? Bu sana göre numenal yeti. Boş veya yönlü bilgi olarak doldurulmuş  akıl yapımızla neyi sorgulayabiliriz?

 

 

Kendi Numenal yetisini elbette kendisi kullanacak bir başkası değil. Ama bir insanın numenal yetisinin tek görevi sürekli bilgi üretmek değildir ki kendi kendini yeteri kadar sorgulayıcı kılsın. Yeterliliği, gensel özellikleriyle(farklılık), doğayı gözlemleyerek, irdeleyerek ve diğer numenal soyutlamalardan etkilenerek sağlanmış oluyor. 

 

 

Sadece kendi açıklamalarına bilimsel ve bilişsel olarak bakman ne derece doğru. Nihayetinde seninki de bir felsefe. Beni ekileyen felsefenin daha bilimsel olduğunu düşünüyorum. Zira insanların sorgulama özelliğini etkileyenin sadece kendisine has numenal yeti olarak teke indirgemiyor. Tüm dış olgulardan etkilendiğini söylüyor. Biyolojik olduğu kadar en önemli etkenin de eğitim(bilgi) olduğunu söylüyor.

 

Bu da senin dediğin evrimsel ve devrimsel olgular değil mi? Bilimsel olarak, insanın numenal yetisi sadece kendi başına bir HİÇ tir. Her hangi bir varlığın da, diğer varlıklar olmaksızın kendisi veya dinamikliği bir hiç tir.

Senin yazdiklarini bolumlere ayiramiyorum, tek bir kalip olarak cikiyor. Materyalizm de ozgur irade algisi yoktur.  Numenal yetinin numenal degerleri degistirmesi ise ozgur iradedir.  Ben burada degistiren belirleyici faktorden bahsediyorum. Elbette kisinin beyninin norokimyasal yapisi, cevre v.s. etkiler.

 

Iste sorgulayabilmek icin kisinin numenal yetisi ile beyninin alisilagelmis isleyisini degistirmesi gerekiyor. Tabi ki bu da algi sorun algisi ve istem ile bagli.

 

Bugun bilim yapilandirmaci epistemolojinin felsefeye bilimsel baktigini kabullenmistir. Buradaki bilimsellik zaten gozlem ve olgulardir. Numenal yetisi ile kisilerin kendi numenal degerlerini degistirebildigi hem bir gozlemdir hem de bir olgudur. Aksi olsa kisiler ideoloji inanc ve deger degistiremezlerdi. Eger bir kisi kendine verileni degistiriyorsa, bu onun beyninde olani dusunce ve davranis olarak degistirmis olmus anlamina gelir.

 

Ben teke indirmiyorum, karar veren belirleyen faktorun nihayetinde insanoglunun fiziksel yapisi degil; fenomenal yapi degil; insanoglunun numenal yetisi oldugunu soyluyorum. Yoksa insanlar sadece evrimsel olarak degisirdi. Ne bir yenilim ne bir cag rejim sistem duzen v.s. degisimi de olmazdi. Bu degisimi saglayan da genelde matematiksel/mantiksal bilgidir.

 

Ben fiziksel devrimden bahsetmiyorum, numenal zihinsel devrimden bahsediyorum.

 

 

Yani bir teist teist bilince ve farkindaliga erismis ve teizmin sorununu algilamis, sorgulamis ve teizme karsi kendini anti ya da non teist yapmissa, bu fiziksel degil; zihinsel devrimdir. Yani kisi kendine verileni zihninde sorgulamis ve yine kendi degistirmistir. Yoksa kisinin fiziksel, biyolojik genetik v.s. fenomenal yapisinda bir degisim olmamistir. Degisimzihinde ve ordan dusuncede davranista ve nihayetinde yasam ve iliskisindedir.

 

Bir kisi yasaminda kendisine verilen her turlu deger veri ve tabudan tam tersi bir degisime ugruyorsa, bunu saglayan belirleyici faktoru onun numenal yetisidir. Cunku bu degisimde kisinin fiziksel, biyolojik genetik bir degisimi yoktur. Sadece degisen numenal yetisi ve onu kullanimidir.

 

Dolayisiyle burada evrimsel fiziksel, genetik, biyolojik v.s. bir dogal teslimiyet soz konusu degildir.

 

Cunku eger birisi "bu kisinin fiziksel, kalitimsal, biyolojik genetik v.s. yapisi sunu yapmaya algilamaya musade etmez" derse; iste bu tamda ayrimcilik olur. Kimse ne aptaldir, ne de geri zekali; ne akilli ne de super zekali.

 

Tabi burada normal yani fiziksel/beyinsel bir ozurlulukten bahsetmiyoruz. Herkes herseyi algilayabilir, ogrenebilir, yapabilir v.s. yeterki bunu istesin. Butun mesele verilenlerin sorgulanmasi ve sorun olarak algilanabilmesidir.

 

Ben sana yazilari oku derken, sadece daha once ben bu konuya degindigimi soyluyorum. Ayrica okumak benim en azindan konu hakkinda ne dedigimi algilamak icindir. Yoksa tabiki her yazarin yazisi okunur. 

 

Hersey kendi basina bir hictir. Onu kullanirsan ve isletirsen ve de baska seylerle iliskilendirirsen bir anlam ve icerik islev kazanir.

 

Ben ne indirgemeci ne de determinist bir aciklama getirmiyorum. Sadece oncxa faktorun icinden belirleyici olani dile getiriyorum. Bu da soyutlama ve soyut degisimi/degistirimi ve bunu somutlastirma duzen sistem kanuin yasa v.s. haline getiren numenal yetidir. Insanoglu fiziksel yapisi sadece bir arac olarak uygulamayi yapar. Yani beyin yuru derse ayaklar yurur. Beyin ve ayak arasindaki belirleyici faktor, "yuru" emridir. Bu da numenal yetidir. Yine ayni zamanda kisi kendi olarak bu yuru emrini sorgularsa, yurumesini durdurabilir. Iste bu da numenal yeti kullaniminin beyinden kisiye gecmesi demektir. Cunku kisi,beynin emrini otomatikman uygulamamis, sorgulamistir. Iste bu sorgulama soyut yani kisinin sorgulamasidir. Benim devrim dedigim de budur.  

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Materyalizm de ozgur irade algisi yoktur. 

 

Sana göre yoktur. Bana göre değil. Hiç kimse bana materyalizmi dayatmıyor.

 

Numenal yetinin numenal degerleri degistirmesi ise ozgur iradedir.

 

Sana göre numenal değerleri değiştiren faktör özellikle insanın kendi numenal yetisi. Bana göre ise, başta değişen fenomenler ve buna bağlı olarak değişen numenal değerler(bilgiler). Görüş farkımız var mı? 

   

 

Ben burada degistiren belirleyici faktorden bahsediyorum. Elbette kisinin beyninin norokimyasal yapisi, cevre v.s. etkiler.

 

Burada bahsettiği(miz)in "çevre" faktörünün anlamı her şey değil mi? Çevre deyince içinde numenal değerler(kültürler) de var, doğa ve olguları da var. Farkımız kaldı mı?  

 

Iste sorgulayabilmek icin kisinin numenal yetisi ile beyninin alisilagelmis isleyisini degistirmesi gerekiyor. Tabi ki bu da algi sorun algisi ve istem ile bagli.

 

Sorgulamacı yapının doğadaki görüngülerden, ihtiyaçlarımızdan ve sorgulamacı temelli eğitimden oluştuğunu düşünüyorum. Alternatif olarak ne getiriyorsun?

 

Bugun bilim yapilandirmaci epistemolojinin felsefeye bilimsel baktigini kabullenmistir. Buradaki bilimsellik zaten gozlem ve olgulardir. Numenal yetisi ile kisilerin kendi numenal degerlerini degistirebildigi hem bir gozlemdir hem de bir olgudur. Aksi olsa kisiler ideoloji inanc ve deger degistiremezlerdi. Eger bir kisi kendine verileni degistiriyorsa, bu onun beyninde olani dusunce ve davranis olarak degistirmis olmus anlamina gelir.

 

İnsan numenal yetisini bilgi depolamadan nasıl kullanacak ki? Kullanmaya başladığında da büyük olasılıkla algıladığı bilgi çerçevesinde kullanacaktır. Yani başkasının numenal bilgisi etken olacaktır.

 

Ben teke indirmiyorum, karar veren belirleyen faktorun nihayetinde insanoglunun fiziksel yapisi degil; fenomenal yapi degil; insanoglunun numenal yetisi oldugunu soyluyorum. Yoksa insanlar sadece evrimsel olarak degisirdi. Ne bir yenilim ne bir cag rejim sistem duzen v.s. degisimi de olmazdi. Bu degisimi saglayan da genelde matematiksel/mantiksal bilgidir.

 

Matematiksel, mantıksal, yada her hangi bir bilgi insana gökten gelmez. Veya parmağını şıklattığında da beyninde oluşmaz. Bilgi tarihseldir. Her insan üzerine bir miktar ilave eder. Diyalektiktir, evrimseldir.

 

Ben fiziksel devrimden bahsetmiyorum, numenal zihinsel devrimden bahsediyorum.

 

Yani bir teist teist bilince ve farkindaliga erismis ve teizmin sorununu algilamis, sorgulamis ve teizme karsi kendini anti ya da non teist yapmissa, bu fiziksel degil; zihinsel devrimdir. Yani kisi kendine verileni zihninde sorgulamis ve yine kendi degistirmistir. Yoksa kisinin fiziksel, biyolojik genetik v.s. fenomenal yapisinda bir degisim olmamistir. Degisimzihinde ve ordan dusuncede davranista ve nihayetinde yasam ve iliskisindedir.

 

Aramızdaki fark, sen sorgulamayı kişi her etkenden kopuk kendi kendine keşfedip başarabileceğini, ben ise bunun mümkün olmadığını, önce kişiyi sorgulamacı temelde eğitmeyi, hatta sorgulayacağı materyal alternatif bilginin de verilmesi gereğini söylüyorum.   

 

Bir kisi yasaminda kendisine verilen her turlu deger veri ve tabudan tam tersi bir degisime ugruyorsa, bunu saglayan belirleyici faktoru onun numenal yetisidir. Cunku bu degisimde kisinin fiziksel, biyolojik genetik bir degisimi yoktur. Sadece degisen numenal yetisi ve onu kullanimidir.

 

Analdım. Ama şunu da sana anlatmak istiyorum. Mesela bir insanda numenal yeti olduğu gibi vurma yetisi de vardır. Ama bir boksör yumruk vurma yetisini onun tekniğini bir başkasında öğrenerek daha etken kılar. Örnek çoğaltılabilir.

 

Kişinin yetisinin başkalarından oran farkının olduğunu da düşünüyorum. Sorgulama bir zihinsel faliyet ise, matematik ve mantık konusunda daha yetenekli insanların olduğunu kabul etmeliyiz.

 

Dolayisiyle burada evrimsel fiziksel, genetik, biyolojik v.s. bir dogal teslimiyet soz konusu degildir.

Cunku eger birisi "bu kisinin fiziksel, kalitimsal, biyolojik genetik v.s. yapisi sunu yapmaya algilamaya musade etmez" derse; iste bu tamda

ayrimcilik olur. Kimse ne aptaldir, ne de geri zekali; ne akilli ne de super zekali.

 

Zeka farkının olmadığını savunmak yine insan farklılıklarını teke indirgemektir. Yetenekli/yeteneksiz evrensel doğruyu inkar etmektir. İnsanlar tamamen eşit zeka yeteneğiyle doğmuştur bilimsel olabilir mi?

 

Tabi burada normal yani fiziksel/beyinsel bir ozurlulukten bahsetmiyoruz. Herkes herseyi algilayabilir, ogrenebilir, yapabilir v.s. yeterki bunu istesin. Butun mesele verilenlerin sorgulanmasi ve sorun olarak algilanabilmesidir.

 

Her kes her şeyi yeteneğine göre algılayabilir. Kimisi matematik bilgisini, kimisi müzik bilgisini çabuk kavrıyor. Cinsel farklılklar bile etken.

 

Ben ne indirgemeci ne de determinist bir aciklama getirmiyorum. Sadece onca faktorun icinden belirleyici olani dile getiriyorum. Bu da soyutlama ve soyut degisimi/degistirimi ve bunu somutlastirma duzen sistem kanun yasa v.s. haline getiren numenal yetidir. Insanoglu fiziksel yapisi sadece bir arac olarak uygulamayi yapar. Yani beyin yuru derse ayaklar yurur. Beyin ve ayak arasindaki belirleyici faktor, "yuru" emridir. Bu da numenal yetidir.

 

İyi de bilgi olarak asker yürüyüşü, manken yürüyüşü, bale yürüyüşü vs. hep başkalarından öğreniliyor. Yani kişinin numenal yetisi kendi başına iş görmüyor..

 

Yine ayni zamanda kisi kendi olarak bu yuru emrini sorgularsa, yurumesini durdurabilir. Iste bu da numenal yeti kullaniminin beyinden kisiye gecmesi demektir. Cunku kisi,beynin emrini otomatikman uygulamamis, sorgulamistir. Iste bu sorgulama soyut yani kisinin sorgulamasidir. Benim devrim dedigim de budur.

 

Hep söylüyorum kişi sorgulama özelliğini ve bilgilerini bir başkasından almak zorundadır. Bilgi el değiştirerek zenginleşir, insan yararına gelişir. Hep aynı şeyleri söylemek zorunda kalıyorum.

 

Not: Her paragrafıma ayrı cevap verirsen daha net anlaşılacak. Bunun için ip ucu vereyim. Bana ait alıntıyı bir not defterine kopyalayarak, her paragrafımın altına cevap yazarsın. Daha sonra bunu sahife olarak foruma yapıştırır sadece bana ait yazıları alıntı işaretiyle alıntılarsın. Alıntı işareti konuşma balonu biliyorsun. Mesela okuduğun bu yazı böyle yapıldı. Çok basit. smile.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Sana göre yoktur. Bana göre değil. Hiç kimse bana materyalizmi dayatmıyor.

 

 "ozgur irade" konusunda Materyalistlerle yaptigim saatler ve sayfalar dolusu tartismalar bir gozlemdir.
Madem sana gore ozgur irade var, o zaman mesele yok. Bu konuyu umarim bir materyalist ile tartisirsin.

 

 

Sana göre numenal değerleri değiştiren faktör özellikle insanın kendi numenal yetisi. Bana göre ise, başta
değişen fenomenler ve buna bağlı olarak değişen numenal değerler(bilgiler). Görüş farkımız var mı?

 

"degisen fenomenler" derken neyi kastettigini aciklar misin? Insanoglunun fenomen olarak neyi degisiyor?

Ayrica varsa bu degisim, nasil ve neden onun beyninin numenal yetisinin degisimine yardimci oluyor?

Ayrica bu fenomenal "degisim" neden herkesin numenal yetisine etki olarak ayni olmuyor?, bunun nedenide
 mi insanoglunun fenomenal yapisi?

 

 

Burada bahsettiği(miz)in "çevre" faktörünün anlamı her şey değil mi? Çevre deyince içinde numenal
değerler(kültürler) de var, doğa ve olguları da var. Farkımız kaldı mı?

 

Onemli olan numenal degerlerin olmasi ve bunun numenal yetiye bagliligi degil. Onemli olan her beynin  farkli
numenal yeti isleyisinin algisi, bilgisi, bilinci, farkindaligi v.s. yani farkli numenal yeti kullanim duzeyi.
Sence bunun fenomen ile nasil bir bagi var? Ayni genetige sahip olan iki beyin nasil farkli olabiliyor?

 

 

Sorgulamacı yapının doğadaki görüngülerden, ihtiyaçlarımızdan ve sorgulamacı temelli eğitimden oluştuğunu
düşünüyorum. Alternatif olarak ne getiriyorsun?

 

Sorgulamaci yapi kisinin beyninin o konu ve kavramda sorun rahatsizlik ve zarar gormesini bilincalti ve bilincli
olarak algilayabilmesinden ve bilissellighine erebilmesinden kaynaklanir. Bu konuda ayni evi paylasan iki kardes
bile farklilasir.

 

 

Aramızdaki fark, sen sorgulamayı kişi her etkenden kopuk kendi kendine keşfedip başarabileceğini,
ben ise bunun mümkün olmadığını, önce kişiyi sorgulamacı temelde eğitmeyi, hatta sorgulayacağı materyal
alternatif bilginin de verilmesi gereğini söylüyorum.

 

 

Ben boyle bir sey demedim. Benim dedigim sorgulamanin nerden nasil basladigi degil; baslatanin kisi
baslayanin da numenal olmasi. Yani kisinin kendi beynindekiler ile kendi mukayesesi/muhakemesi.
Tabiki boyle bir egitim ideal olandir. Iste zaten bu egitim yapilandirmacilik egitimidir.
Bu kisinin ozgur bir birey olarak yetisimini saglayan egitimdir. En basiti ayni konudaki, leyhte ve aleyhte
dusunce uretiminin ayni beyinden cikmasidir. Iste bunun icin basta corefaith denilen sorgulanmazlardan
kurtulmak gerekir.

 

 

Analdım. Ama şunu da sana anlatmak istiyorum. Mesela bir insanda numenal yeti olduğu gibi vurma
yetisi de vardır. Ama bir boksör yumruk vurma yetisini onun tekniğini bir başkasında öğrenerek daha
 etken kılar. Örnek çoğaltılabilir.

 Kişinin yetisinin başkalarından oran farkının olduğunu da düşünüyorum. Sorgulama bir zihinsel faliyet
ise, matematik ve mantık konusunda daha yetenekli insanların olduğunu kabul etmeliyiz.


 
Evet zaten numenal yeti ve onun vucutsal yonlendirim ve yaptirimi her bir kisiye gore farklidir. Bu sart degil.
Bir kisi matematigi ya da mantigi cok iyi bilmeden, yaptigi sorgulama matematiksel/mantiksal olabilir.

Matematiksel/mantiksal bilgiler; toplumu bulundugu durumdan bir yenilige yonlendiren bilgilerdir.
Once iyi karsilanmaz, sonra karsi cikilir; ama zamanla toplumsallasir ve kitlesellesir. Tum izmler
boyle gelismistir.

 

 

Zeka farkının olmadığını savunmak yine insan farklılıklarını teke indirgemektir. Yetenekli/yeteneksiz
evrensel doğruyu inkar etmektir. İnsanlar tamamen eşit zeka yeteneğiyle doğmuştur bilimsel olabilir mi?

 

Ben zeka farkindan degil; zekaya bir sifat vermekten bahsettim "ustun/geri" gibi. Yetenek algi ve bilgi ile
gelistirilebilir. Zeka ve yetenek farkli degerlerdir. Her ikisinin de fenomenal ve numenal tabanlari vardir.

Bunlarin kullanimi gelistirimi uygulamasi v.s. ise tamamen yasama aittir ve yasamda cesitlenir ve farklilasir.
 

Evet diyelim kalitimdan muzisyen bir babanin oglunun beyin yarigi muzige daha yatkin olabilir. Yalniz bu
yatkinlik tek basina yetersizdir. Kisi bunun ustune egilmezse, muzikte basari saglayamaz ve muzige egilen
ve babasi muzisyen olmayan bir kisi, muzikte ondan daha basarili olabilir. Dolayisi ile yetenek kisinin yasa
minda uzerine ne kadar egilecegi ile paralel gelisir. Hic kimse fenomenal yapi olarak yeteneksiz degildir.

 

 

Her kes her şeyi yeteneğine göre algılayabilir. Kimisi matematik bilgisini, kimisi müzik bilgisini çabuk kavrıyor.
Cinsel farklılklar bile etken.

 

Iste burada yetenek ne sinirlidir, ne de dogumdan belirlenmistir. Kisi yasaminda her turlu yetenegini gelistirebilir.
Zaten numenal yeti kullanimi da burada devreye girer.  Bir kisinin bir konuda yeteneginin olmamasi, onun
kaderi anlamina gelmez. Kisi isterse ve verilirse her turlu yetenegi kazanabilir. Yetenegin kazanimi ve gelisimi
fenomenal degil, numenaldir.

 

 

İyi de bilgi olarak asker yürüyüşü, manken yürüyüşü, bale yürüyüşü vs. hep başkalarından öğreniliyor.
Yani kişinin numenal yetisi kendi başına iş görmüyor..

 

Kendi basina is goren, o yuruyus seklini ogrenmeyi isteme algisi bilinci v.s. dir, yani numenal yetidir.

Numenal yetinin gelisebilmesi icin tabiki gozlem gerekir. Yalniz bu gozlem yetmez. Kisinin sorun,
zarar ve rahatsizlik algisi, bilgisi bilinci v.s. gerekir ki; yetenegi ogrenmeye yonelsin. Yani numenal yeti
ancak sorun, zarar ve rahatsizlik algisinda devreye girer. Bu da ya evrimci ya da devrimci sorgulama
getirir.

 

 

Hep söylüyorum kişi sorgulama özelliğini ve bilgilerini bir başkasından almak zorundadır. Bilgi el
değiştirerek zenginleşir, insan yararına gelişir. Hep aynı şeyleri söylemek zorunda kalıyorum.

 

Sart degil. Kisi kendi de gelistirebilir. Iste bu matematiksel/mantiksal bilgidir. Benim evrensel-insan
zihniyetini kendimin gelistirmesi gibi. Iste zaten yenilikler de boyle baslar. Bu da cagin medeniyetin
duzen ve sistemlerin zaman ile degisimi demektir.

 

 

Not: Her paragrafıma ayrı cevap verirsen daha net anlaşılacak. Bunun için ip ucu vereyim.
Bana ait alıntıyı bir not defterine kopyalayarak, her paragrafımın altına cevap yazarsın.
Daha sonra bunu sahife olarak foruma yapıştırır sadece bana ait yazıları alıntı işaretiyle alıntılarsın.
Alıntı işareti konuşma balonu biliyorsun. Mesela okuduğun bu yazı böyle yapıldı. Çok basit.

 

Dedigini yaptim. Yalniz not defterinde yazinin sag ucta bitebilmesi mumkun degil. Bunu ayarlamak sorun.
Neyse bakalim nasil cikacak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Dostum konuyu fazla açıyoruz sanırım. Bundan böyle yazılarından benim için önemli gördüğüm paragraf veya cümleleri alarak yanıtlayacağım.

 

 

 "ozgur irade" konusunda Materyalistlerle yaptigim saatler ve sayfalar dolusu tartismalar bir gozlemdir.

Madem sana gore ozgur irade var, o zaman mesele yok. Bu konuyu umarim bir materyalist ile tartisirsin.

.

 

Hiç bir materyalist hiç bir bilgiyi değişmez dogma olarak görmez. Görmez zira her şeyin(fenomen) her saniye değiştiğini, buna bağlı olarak numenal bilgilerin de değiştiğini bilir.

 

 

"degisen fenomenler" derken neyi kastettigini aciklar misin? Insanoglunun fenomen olarak neyi degisiyor?

Ayrica varsa bu degisim, nasil ve neden onun beyninin numenal yetisinin degisimine yardimci oluyor?

 

Yukarda söyledim. Fenomen olarak insanoğlu da diğer varlıklar da her saniye değişmektedir. Değişimi gözlemleyen gözlemcinin bilgisi de haliyle değişime göre şekilleniyor. Bunu bilmeyecek ne var?

 

Ayrica bu fenomenal "degisim" neden herkesin numenal yetisine etki olarak ayni olmuyor?, bunun nedenide mi insanoglunun fenomenal yapisi?

 

Fenomenal hareketlilik, değişim görelidir. O yüzden numenal algı farklı olabiliyor. Senin çevrenden algıladıklarınla benimkisi elbette farklı olacak.  

 

Onemli olan numenal degerlerin olmasi ve bunun numenal yetiye bagliligi degil. Onemli olan her beynin farkli numenal yeti isleyisinin algisi, bilgisi, bilinci, farkindaligi v.s. yani farkli numenal yeti kullanim duzeyi. Sence bunun fenomen ile nasil bir bagi var? Ayni genetige sahip olan iki beyin nasil farkli olabiliyor?

 

Şimdi şuna mutlaka dikkat etmeni isterim. Bir defa farklı insanlara ait farklı genlerin ve farklı beyinlerin olduğunu kabullenmek gerek. Aksini iddia etmek zaten bilimsel olmaz.

 

Bundan dolayı da gözlemin, algının, analizin sentezin de farklı olduğunu kabullenmeliyiz. Hele bir de çevrenin farklı olduğunu düşünürsek faklılıklar, farklı bilgi üretimi daha da kabul edilir olacak.   

 

Sorgulamaci yapi kisinin beyninin o konu ve kavramda sorun rahatsizlik ve zarar gormesini bilincalti ve bilincli olarak algilayabilmesinden ve bilisselligine erebilmesinden kaynaklanir. Bu konuda ayni evi paylasan iki kardes bile farklilasir.

 

İşte aynı şeyi söylüyoruz. Numen yapı da fenomen yapı da farklı. Bu nedenle bilgi de sorgu da farklı olacak elbette.

 

Benim dedigim sorgulamanin nerden nasil basladigi degil; baslatanin kisi baslayanin da numenal olmasi. Yani kisinin kendi beynindekiler ile kendi mukayesesi/muhakemesi.

Tabiki boyle bir egitim ideal olandir. Iste zaten bu egitim yapilandirmacilik egitimidir.

Bu kisinin ozgur bir birey olarak yetisimini saglayan egitimdir. En basiti ayni konudaki, leyhte ve aleyhte dusunce uretiminin ayni beyinden cikmasidir. Iste bunun icin basta corefaith denilen sorgulanmazlardan kurtulmak gerekir.

 

Biz insanların sorgulamacı olmasını istemiyor muyuz? Bu nedenle sorgulamanın her şekli, ve gelişimi bizim için önemli olmalı. Kimde neden nasıl başladığı. Neden geri kaldığı. Aktif, etken olmasının neye bağlı olduğu. Bunlar tartışılıyor zaten.

 

Sorgulamanın aktif olmasının baş nedeninin eğitim olduğunu düşünüyorum. Diğer etken olanlar ise, farklı kişisel numenal yetiler, farklı numenal değerler ve farklı çevredir diye düşünüyorum.  

 

Evet zaten numenal yeti ve onun vucutsal yonlendirim ve yaptirimi her bir kisiye gore farklidir. Bu sart degil. Bir kisi matematigi ya da mantigi cok iyi bilmeden, yaptigi sorgulama matematiksel/mantiksal olabilir.

 

Olabilir ama basit düzeyde kalabilir. Ama eğitilmiş bir beyinin sorgulama yetisi daha gelişmiş olacaktır. Neden mantık ilkeli kullanılmalı diyoruz? Senin gibi bir insanın bunu kabullenmesi gerek. smile.png

 

Dolayisi ile yetenek kisinin yasaminda uzerine ne kadar egilecegi ile paralel gelisir. Hic kimse fenomenal yapi olarak yeteneksiz degildir.

 

Kişide sorgulama yetisinin nasıl gelişeceği, nasıl geliştiği konusunda söyleyeceklerimi söyledim. Sana göre yanlış olan cümlemi alıntılayıp onun üzerinde durursan sevinirim.

 

Dedigini yaptim. Yalniz not defterinde yazinin sag ucta bitebilmesi mumkun degil. Bunu ayarlamak sorun. Neyse bakalim nasil cikacak.

 

Kolay. Not defterindeki "bitmeyen sağ ucu" biçim>kaydır seçeneğinden düzenleyebilirsin. Not defteri de önemli değil. Her hangi bir yazı aracı(office word, word pad vs.) kullanılabilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Dostum konuyu fazla açıyoruz sanırım. Bundan böyle yazılarından benim için önemli gördüğüm paragraf veya cümleleri
alarak yanıtlayacağım.
Hiç bir materyalist hiç bir bilgiyi değişmez dogma olarak görmez. Görmez zira her şeyin(fenomen) her saniye değiştiğini,
buna bağlı olarak numenal bilgilerin de değiştiğini bilir.

 

Materyalizme gore madde "ilk ve tek" varlik midir/degil midir? Yani mutlak olan bumudur/degil midir?
Ya da materyalizmin mutlaki nedir? Ben maddenin kendi bunyesindeki degisimden bahsetmiyorum. Diyalektigin materyalizminin mutlakligindan bahsediyorum.

 

 

Yukarda söyledim. Fenomen olarak insanoğlu da diğer varlıklar da her saniye değişmektedir. Değişimi gözlemleyen
gözlemcinin bilgisi de haliyle değişime göre şekilleniyor. Bunu bilmeyecek ne var?

 

Fenomenal degisim de degisen nedir? Evrimsel olarak. Ayrica bu degisimi tek bir kisinin ve sadece onun yasam
suresinde olarak aciklar misin? Yani beynindei yarikler mi degisiyor, geni mi degisiyor; yoksa algisi, bilgisi bilinci
mi degisiyor. Eger degisenler algi, bilgi ve bilinc ise bunun nasil bir fenomenal degisim oldugunu aciklar misin?

 

 

Fenomenal hareketlilik, değişim görelidir. O yüzden numenal algı farklı olabiliyor. Senin çevrenden algıladıklarınla
benimkisi elbette farklı olacak.

 

Evet nedir fenomenal degisim? 

 

Şimdi şuna mutlaka dikkat etmeni isterim. Bir defa farklı insanlara ait farklı genlerin ve farklı beyinlerin olduğunu
kabullenmek gerek. Aksini iddia etmek zaten bilimsel olmaz.

Bundan dolayı da gözlemin, algının, analizin sentezin de farklı olduğunu kabullenmeliyiz. Hele bir de çevrenin farklı
olduğunu düşünürsek faklılıklar, farklı bilgi üretimi daha da kabul edilir olacak.

 

Ben buna bir sey demiyorum. Sadece bunun fenomenden ziyade numen ile olan bagini soyluyor ve her bir
insanoglu turunun eger bunu ogrenir ve isterse basarabilecegini soyluyorum. Sen bana fenomenal olarak her
hangi bir kisinin, herhangibir kisinin algi duzeyine erisemeyecegini yani numenal yeti farki olmasi gerektigini
soyleyebilir misin?   

 

 

İşte aynı şeyi söylüyoruz. Numen yapı da fenomen yapı da farklı. Bu nedenle bilgi de sorgu da farklı olacak elbette.

 

Konu farklilik degil. Herkesin isterse yapabilecegi ayniligi.

 

 

Biz insanların sorgulamacı olmasını istemiyor muyuz? Bu nedenle sorgulamanın her şekli, ve gelişimi bizim için önemli
olmalı. Kimde neden nasıl başladığı. Neden geri kaldığı. Aktif, etken olmasının neye bağlı olduğu. Bunlar tartışılıyor
zaten.
Sorgulamanın aktif olmasının baş nedeninin eğitim olduğunu düşünüyorum. Diğer etken olanlar ise, farklı kişisel
numenal yetiler, farklı numenal değerler ve farklı çevredir diye düşünüyorum.

 

Egitim dis etkendir. Kisi istemezse verilen egitimin de bir yarari olmayabilir. Onemli olan kisinin sorunu
algilamasini saglamak ve kendi kendisini sorgulayabilmesini saglamaktir.  

 

 

Olabilir ama basit düzeyde kalabilir. Ama eğitilmiş bir beyinin sorgulama yetisi daha gelişmiş olacaktır. Neden
mantık ilkeli kullanılmalı diyoruz? Senin gibi bir insanın bunu kabullenmesi gerek.

 

Egitimden kastin ne? Egitim sadece bir konu ile ilgilidir. Bir ilahiyat fakultesini bitirmis bir kisi, teslimiyetlerini
yenmede ne gibi bir egitim almis olabilir?

 

 

Kişide sorgulama yetisinin nasıl gelişeceği, nasıl geliştiği konusunda söyleyeceklerimi söyledim. Sana göre yanlış
olan cümlemi alıntılayıp onun üzerinde durursan sevinirim.
Kolay. Not defterindeki "bitmeyen sağ ucu" biçim>kaydır seçeneğinden düzenleyebilirsin. Not defteri de önemli
değil. Her hangi bir yazı aracı(office word, word pad vs.) kullanılabilir.

 

Zannedersem, aramizdaki konuya yanasim farkli. Ben herkesin herseyi algiladiginda sorun olarak gorebilecegini
soylerken, sen bunu dis etmenlere bagliyorsun, ben ise kisinin bunu algilayabilmesine bagliyorum. Bunun icinde
fenomenal yapinin kisiden kisiye ayni olmasa bile bir degisim sagladigini degil, her bir fenomenal yapinin kisi
isterse bu sorgulamayi yapabilecegini soyluyorum. Hatta burda egitim de onemli degil, sorunun algisi onemli.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

noncognitivizm-bilissel olamama hali nedir?

 

Cognitivizm- ...i kavramak, algilamak, bilincine ve farkina varmak demektir.

 

Mesela buradaki ...i nin tamamlayicisi teizm olsun.

 

Yani buradaki cognitivizm-teizmi kavramak, algilamak, bilinc ve farkina varmak demektir.

 

noncognitivizm ise tam tersidir. Yani teizmin kavranamamasi, algilanamamasi ve bilincine varilamamasi farkina varilamamasi.

 

Buradan teizmi kavrayan algilayan onun sorun oldugunun bilisselligine varir ve teizmi sorgular, bilisselligine varmamis olan ise algilayamaz ve sorgulamaz ve de teist olarak kalir.

 

Peki, o zaman cognitivizm ve noncognitivizm insanoglu fenomeninin fenomenal mi yoksa numenal mi yaninin bir konusudur.

 

Bir kisi teizmin bilisselligine nasil erisir ve sorun oldugunu algilar ve sorgular?

 

Fenomenal yapi olarak sen "bu kisi teizm bilisselligine erisemez ve sorgulayamaz cunku bunun fenomenal yapisi musait degil" diyebilir misin?

 

Ya da "fenomenal yapisi nasil olursa olsun, bir kisi teizmin bilisselligine varabilir ve onu sorgulayabilir" mi dersin

 

O zaman bir kisinin teizmin bilisselligine ermesini ve sorgulamasini engelleyen nedir? onun fenomenal yapisinin fenomenal mi yoksa numenal mi icerigidir?

 

Kisaca noncognitivizmin temeli insanoglu fenomeninin fenomenal mi yoksa numenal mi yaninin bir konusudur ve neden?

 

Bilissel bilim, insanoglu beyninin numenal yetisini inceleyen bir bilim dalidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sen bana fenomenal olarak her hangi bir kisinin, herhangibir kisinin algi duzeyine erisemeyecegini yani numenal yeti farki olmasi gerektigini soyleyebilir misin?

Sen de bana fenomenal olarak insanı "aynı algı düzeyde" olarak teke indiremezsin. Bu bilimsel olabilir mi? Doağada aynı olan fenomen var mıdır?

 

Bırak fenomeni aynı olan numenal yetiyi de gösteremezsin. Tek'e indiremezsin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Egitim dis etkendir. Kisi istemezse verilen egitimin de bir yarari olmayabilir.

 

Aynı kutsal kitaplar gibi konuştun. "Onlar almazlar, onlar duymazlar, görmezler, kalpleri mühürlenmiş vs."

 

Ne demek istemezse.. Böyle bir şey olabilir mi? İnsanlar bir defa özü gereği yaşamak zorundadır. Yaşamak için de doğaya karşı durmak, doğyayı zorlamak, ondan bilgilenmek zorundadır. Bu dış etken değil mdir?

 

Sana söylemiştim. Varlıklar olmadan insanın numenal değerleri de olmaz. Tüm değerler doğa kaynaklıdır. Keza eğtim de dış kaynaklıdır. İnsana gökten nuımenal değerler inmiyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Egitimden kastin ne? Egitim sadece bir konu ile ilgilidir. Bir ilahiyat fakultesini bitirmis bir kisi, teslimiyetlerini

yenmede ne gibi bir egitim almis olabilir?

 

Eğitimden kastım insanoğlunun dış kaynaklı her yoldan bilgi edinimi. Toplum, Aile, çevre, usta, öğretmen, arkadaş vs.

 

Ancak eğitimi Bilimsel ve bilimsel olmayan eğitim olarak ayırabilirim. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sen de bana fenomenal olarak insanı "aynı algı düzeyde" olarak teke indiremezsin. Bu bilimsel olabilir mi? Doağada aynı olan fenomen var mıdır?

 

Bırak fenomeni aynı olan numenal yetiyi de gösteremezsin. Tek'e indiremezsin.

 

Ben boyle bir indirgeme zaten yapmiyorum. Birincisi bunun fenomenal degil, numenal oldugunu soyluyorum. Ikincisi her bir fenomenal yapili farkli beynin bilissellige erebilecegini soyluyorum. Bunun icin de SORUNUN KAVRANMASI, ALGILANMASI BILINCE CIKMASI VE FARKINA VARILMASI gerekiyor.

 

Cunku insanoglunun her turlu yapilandirmisligi sorundur ve bilissellik ancak konu ve kavramda sorunun kavranmasi v.s. ile gelir. Bu tabiki basta egitimdir, yalniz kisi bunu istemeden egitim bir seye yaramaz. Kisinin herhangibir sorunun bilissellige varabilmesi icin de sorgulamasi gerekir. Iste bu da fenomenal degil, numenaldir.

 

Kisaca kimse beyninin konektomunun ve de noro kimyasal yapisinin ya da her turlu fenomenal yapisinin esiri degil. Bunun getirdigi hic bir numenal sinirlama yok ve olamaz. Oldugunu soylemek insanoglunu "dogallik/kalitim/evrim" v.s. temelinde teslim etmek ve caresiz birakmaktir. Yani varolusculuktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aynı kutsal kitaplar gibi konuştun. "Onlar almazlar, onlar duymazlar, görmezler, kalpleri mühürlenmiş vs."

 

Ne demek istemezse.. Böyle bir şey olabilir mi? İnsanlar bir defa özü gereği yaşamak zorundadır. Yaşamak için de doğaya karşı durmak, doğyayı zorlamak, ondan bilgilenmek zorundadır. Bu dış etken değil mdir?

 

Sana söylemiştim. Varlıklar olmadan insanın numenal değerleri de olmaz. Tüm değerler doğa kaynaklıdır. Keza eğtim de dış kaynaklıdır. İnsana gökten nuımenal değerler inmiyor.

Yasamak baska, insanoglunun yapilandirdigi her turlu sorunu KENDILIK BILISSELLIGI ile algilamak, kavramak v.s. baskadir. Bu da disaridan verilemez. Ancak bunu kisi isterse ve sorunun bilisselligine varirsa alir.

 

Numenal yeti disaridan siringa ile kisiye verilemez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğitimden kastım insanoğlunun dış kaynaklı her yoldan bilgi edinimi. Toplum, Aile, çevre, usta, öğretmen, arkadaş vs.

 

Ancak eğitimi Bilimsel ve bilimsel olmayan eğitim olarak ayırabilirim. 

 

Egitimin tek basina bir yarari yoktur. Ayni tedavi gibi, hasta istemezse tedavi yoktur. Bir kisiye tek tarafli tedavi uygulanamaz. Burada ben psikolojik tedaviden bahsediyorum.

 

Iste numenal yeti burda devreye girer. Yani kisinin tedavi olmasi gerektigini algilamasi ve bilincine varmasi. TEDAVI BILISSELLIGI.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cok basit. Sen bir inaniri kendisi teizmin bilisselligine ermedigi surece, inancindan vaz gecirtemezsin. Zaten o yuzden cocuklari kucukten islerler ve bu bilgiler bilincaltina yerlesir. Bir teist teizmin bilisselligine varmadigi ve sorunu algilamadigi surece, onun icin ateizm noncognitivisttir.

 

Aynisi tum etik ve metafizik core faithler icin gecerlidir. Bir milliyetciye diger milliyetlerin farkini anlatamazsin. Tabiki dusunce ve bilgi sunmak bunun icindir ve farki ancak kendisi almak isterse alir, bunun icinde teizmin ya da milliyetciligin sorun oldugunu algilamasi gerekir ki sorgulasin ve senin dediklerini algilasin.

 

Algi sadece bir deger beyinde bilincalti olarak sorgulanmaz ilan edilmemisse, mumkundur.

 

Cunku herkesin bir deger siniri vardir ve o onun icin sorgulanmazdir. Bunlara core faith denir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben boyle bir indirgeme zaten yapmiyorum. Birincisi bunun fenomenal degil, numenal oldugunu soyluyorum. Ikincisi her bir fenomenal yapili farkli beynin bilissellige erebilecegini soyluyorum. Bunun icin de SORUNUN KAVRANMASI, ALGILANMASI BILINCE CIKMASI VE FARKINA VARILMASI gerekiyor.

 

Burada indirgeme yapıyorsun zaten. Numenal da olsa her insanın bilişselliği kazanacağını nasıl iddia ediyorsun? Anlaşılması için uç bir misal vereyim. Afrika yerlileri bilişselliğe veya bilince erişebiliyorlarmı? Erişemiyorlarsa nedeni nedir? Her beyinin   SORUNUN KAVRANMASI, ALGILANMASI BILINCE CIKMASI VE FARKINA VARILMASI mümkün olmuyorsa ki öyle, nedeni nedir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cok basit. Sen bir inaniri kendisi teizmin bilisselligine ermedigi surece, inancindan vaz gecirtemezsin.

 

Bu "bilişselliğe eriş" kendi kendine mi oluşuyor? Vahy mi geliyor? Yoksa eğitimle mi oluşuyor? Ama sen eğitimi zaten kabul etmiyorsun. İstemezse olmaz diyorsun. Kadere mal ediyorsun.

 

İnsanların özü mantık kullandığını, mantıklarının olduğunu, mantıklı bulduklarını algılama zorunda kaldıklarını görmezden geliyorsun. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir teist teizmin bilisselligine varmadigi ve sorunu algilasmadigi surece, onun icin ateizm noncognitivisttir

 

Şimdi bizim burada yaptığımız nedir? İnsanlara bilgi paylaşımı yoluyla bilgi transferi yapmak değil mi? "İstemezse almaz"ı bunun neresinde değerlendireceğiz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Burada indirgeme yapıyorsun zaten. Numenal da olsa her insanın bilişselliği kazanacağını nasıl iddia ediyorsun. Anlaşılması için uç bir misal vereyim. Afrika yerlileri bilişselliğe veya bilince erişebiliyorlarmı? Erişemiyorlarsa nedeni nedir? Her beyinin   SORUNUN KAVRANMASI, ALGILANMASI BILINCE CIKMASI VE FARKINA VARILMASI mümkün olmuyorsa ki öyle, nedeni nedir?

Kazanabilecegini yani onun bu yetisi oldugunu soyluyorum. Iste o yuzden bu yetiyi kendisi kullanmasi gerekiyor, bu da sorunun bilisselligi demek. Evet sen ben ve herkes ona sorunu gostermek icxin yazariz, konusuruz v.s. Ama, SORUNU BIZ ONA GOSTEREMEYIZ, ANCAK KENDI GORURSE BILISSELLIGINE EREBILIR.

 

Neden erisemesinler? Nedeni onlara boyle bir egitimin verilmemesidir. Sen ver bir afrikali cocugun eline tableti ve goster. Bak bakalim kullanabiliyor mu/kullanasmiyor mu?

 

Nedeni SORUNUN BILISSELLIGE CIKMASINI ENGELLEYEN BILINCALTI SORGULANMAZLAR. Yani CORE FAITH Temeli.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu "bilişselliğe eriş" kendi kendine mi oluşuyor? Vahy mi geliyor. Yoksa eğitimle mi oluşuyor. Ama sen eğitimi zaten kabul etmiyorsun. İstemezse olmaz diyorsun. Kadere mal ediyorsun.

 

İnsanların özü mantık kullandığını, mantıklarının olduğunu, mantıklı bulduklarını algılama zorunda kaldıklarını görmezden geliyorsun.

Evet basta egitim ve mesela benim yaptigim sorgulamak ve sorgulatmak. Ama ben kimseye sorgulatamam, kisi bunun bilinc ve farkina kendi varir. Aksine fenomene baglayanlar kadere mashkum ediyor. Ben her bir insanoglunun sorgulayabilecegini soyluyorum. Yeterki algilasin.

 

Kisaca bir kisi icin ortadasorun yok ise o sorunun dile gelmesine yonelik algi da yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ornek denisse icin teizm bir sorun degil ve o yuzden onun icin sorgulanmaz.

Politika icin milliyetcilik bir sorun degil ve onun icin sorgulanmaz.

 

Her ikiside bilincaltindadir ve core faithdir ve sen ne kadar bunlarin onlara sorun oldugunu gosterirsen goster, ANCAK SORUNUN FARKINA VE BILINCINE KENDILERI VARIRSA, NONCOGNITIVIZM SONA ERER. Aksi sorun yoksa algi da yoktur.

 

Senin icin de numenalyapi bir sorun degil, cunku fenomenal yapiya bagliyorsun. O yuzden numenal yetinin onemini belirleyiciligini algilamak sorun olabiliyor.

 

Ben ise numenal yetinin serbest hareket edebilecegini ve ettirenin de kisinin kendisi olacagini soyluyorum. Ben bunun canli ornegiyim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet basta egitim ve mesela benim yaptigim sorgulamak ve sorgulatmak. Ama ben kimseye sorgulatamam, kisi bunun bilinc ve farkina kendi varir. Aksine fenomene baglayanlar kadere mashkum ediyor. Ben her bir insanoglunun sorgulayabilecegini soyluyorum. Yeterki algilasin.

 

Kisaca bir kisi icin ortadasorun yok ise o sorunun dile gelmesine yonelik algi da yoktur.

 

Evet bunlar benim söylediklerimdir işte. Hem benim yaptığım sorgulamak sorgulatmak diyorsun. Bunun karşısına "kimseye sorgulatamam"ı koyuyorsun. Sonra da ortada sorun varsa algı da vardır diyorsun.

 

Doğa bir sorundur. Fenomendir. Senin sorgulatan numenal değerin bir başkası için fenomendir. Yani sorundur. Algılanır. Karşıdaki insandır. Kendi değerlerinin yanlışlanması onun numenal yetisini faaliyete geçirir. Tek başına yani sorun olmadan numenal yeti bir hiçtir.

 

Birbirimizi anlamaya çalışmıyoruz, "hep ben bilirim" inadındayız gibi geliyor bana. smile.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet bunlar benim söylediklerimdir işte. Hem benim yaptığım sorgulamak sorgulatmak diyorsun. Bunun karşısına "kimseye sorgulatamam"ı koyuyorsun. Sonra da ortada sorun varsa algı da vardır diyorsun.

 

Doğa bir sorundur. Fenomendir. Senin sorgulatan numenal değerin bir başkası için fenomendir. Yani sorundur. Algılanır. Karşıdaki insandır. Kendi değerlerinin yanlışlanması onun numenal yetisini faaliyete geçirir. Tek başına yani sorun olmadan numenal yeti bir hiçtir.

 

Birbirimizi anlamaya çalışmıyoruz, "hep ben bilirim" inadındayız gibi geliyor bana. smile.png

Seni bilmem ama benim oyle bir inadim yok. Ben sadece dusunce ve bilgi dile getiriyorum. Bunu yapmamin da sebebi, buranin bir kitlesel platform olmasi. Yani biri okur algilar, biri algilamaz, biri ilgilenmez okumazz, birinin bilincalti sorgulanmazina dokunur, karsi cikar itirazeder biri ilgilenir ve daha detayli bilgi ver dusunce ister.

 

Iste o yuzden bir yazilanin farkli degerlendirmelerinin temeli budur. Zaten kisi verdigi yanit ile kendi bilincaltinin sorgulanmaz core faithini konu ve kavramda ortaya koyar ve ben bunu algilayacak bilissellige sahibim. Eger bu cok tutucu ve duygusal bir mahiyette ve egosal bir soruna donusecekse; zaten kontrolu alirimve buna kendi adima musade etmem. Yani polemige girmem

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.