Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Tabu-Serbestlik Uzerine


evrensel-insan

Önerilen İletiler

Bir bebek; dunyaya geldiginde, hazir ve isleyen bir duzen ve sistemin icine; tabulu rasa olarak dogar.

 

Dogumuyla birlikte; tabularin verisiyle karsilasir. Bunlar once kimligini olusturan verilerdir. Ad, soyad, aile. Daha sonra; kisiligini olusturan veriler le tanisir. Milliyet, din, ahlak, kultur, davranis, yap-yapma ve soyle-soyleme v.s. karsitligi.

 

Zamanla kendi kisisel kisiligini olustururken, yani toplumsal kisilik kazanirken; bilhassa bu karsitliklardan; ya verilene gore, ya da kendi secimine gore; yapar/yapmaz, soyler/soylemez.

 

Butun bu toplumal kisilik tabularinin ve derecesinin olusmasi; ailesine, cevresine ve aldigi egitime, kendini ortaya koyma mucadelesine v.s. gore degisken ve gorecelidir.

 

Belirli bir bilince ve kisilik olusmasina eristiginde; bazi konular kendi acisindan one cikar ve bu konulara daha cok agirlik verir.

 

Bu bazan oyle bir hal alirki; bu one cikan konulardan birinin, kendisi; kendi oz iradesiyle, nedenlenmesine, sorgulanmasina ve irdelenmesine yonelir. Bu buyuk bir ozveri ve korkularin yenilebilecegi cesaret gerektiren bir durumdur.

 

Cunku bu konuda derinlestikce; konudaki toplumsal kisiligi gitgide yalnizlasmaya ve komsenin bu toplumsal konuda; onun yapip soylediklerini; yapmamaya ve soylememeye kadar gider. Bu o kisinin, yalnizlasma donemidir.

 

Bu donem, ilk baslarda; korku, endise, telas, v.s. temelli yuklu bir psikolojik/duygusal donemdir. Kisi bu donemde sarsinti gecirebilir, bu donem; kisi acisindan olum (olmek) ile yasam arasindaki bir donemdir.

 

Kisi; o konudaki, bu donemi yasam adina gecerse; "olum temelli dusuncelerini yenmis",demektir.

 

Ondan sonra bu konuda, artik; kisinin toplumsal kisiligi soz konusu degil; bireysel kisiligi soz konusudur. Bunu her yerde savunmaya, herkesi bu kendi dogrusu konusunda, bilgilendirmeye, "uyandirmaya" uyarmaya baslar. Yani; bireysel kisiliginin dusunce ve davranisini topluma yerlestirmeye calisir.

 

Bu donem en tehlikeli ve cetin donemdir. Cunku, bu donem, "dusman kazanma" donemidir. Bir cesit kisinin toplum ile o konudaki "hesaplasma" donemidir. O konudaki yikilmis tabunun, verinin, degerin;toplumsal olarak ta yikimini saglamaya yonelme donemidir.

 

Bu donem, kisinin yasaminin; toplum acisindan en tehlikeli donemidir. Kisi her turlu fiziksel ve dusunsel zarara kendini acmistir. Gelismemis toplumlarda; genellikle kisinin bu donemi; faili mechul bir cinayete kurban gitme donemidir.

 

Kisi eger bu donemi atlatir ve bireysel bilincini; toplumdan koparabilir, yani toplumsal kisiligin verdigi misyonu kendinde gormezse, yani toplumu bilinclendirme, caba ve gayretini kendinde gormezse; o konuda, birey bilinci almis kiside; serbest dusunurluk donemi baslar.

 

Bu donem ise; kisinin artik o konuyu tamamen yasam ve iliskilerinden cikardigi; o tabunun kendi icin hicbir anlam ifade etmedigi ve artik o konu uzerinde yikilacak bir tabu kapisinin algilandigi ve o tabu konusunda kisice bireysel rahata erildigi donemdir.

 

Bir kisinin; herhangibir konuda; serbestlige erip; tabuyu tamamen yikmasi; onun yasam ve iliskilerinde; en onemli donum noktasidir. Cunku bu tabu yikisinin, icerigi, duzeyi, derinligi, algisi, bilinci v.s. kisiyi; birey bilinci konusunda percinlestirmesine ve de; yikilacak baska tabulara yonelmesine, tabu yikilimina yaklasimdaki tecrube gelistirmesine, yiktigi tabunun koken ve temelini algilayacak bilince erismesine ve onunla ayni koken ve temelde olan diger tabularinda kendi adina yikimini kolaylastirmasina v.s. yarar.

 

Buradan da iki farkli sonuc cikar. Ya kisi bu konuda bananecilesir ya da bu konuda aktif olarak yer alir.

 

Iste, kisinin; bir birey olarak koken ve temeli olusturan ve ana olarak; yaratilissal/tanrisal/inancsal/dogrusal/ideolojik/toplumsal/insandisi/insanlikdisi/

tum ayrimci, cikarci, bencil, iktidar-guc-otorite gerektiren, kisilik/kimlik soyut/somut degerlerden olusan tabulari yikma, bilinci; sonucta onun; en genis anlamiyla, evrensel ve kendi turu anlamiyla ve de ortaya atan rakipsiz parca olma vasfiyla insansal bilince ulasmasini ve kendisini bu bilince ulastirmayan; bu tabularin koken ve temeline yonelisini saglar.

 

Serbestlik, beyinde ve bilinc altinda yer etmis dogumdan itibaren verilen degerler, veriler ve tabularin kisi tarafindan sorgulanabilmesi ve sorun olarak algilanip, o verileri degerleri ve tabulari tartismak yerine onlardan arinmaktir.

 

Tabiki ilk serbestlik kisinin kendi toplum ve cografyasindan aldigi verilerden, degerlerden ve tabulardan serbestliktir.

 

Eger bu bilincli ve farkinda olarak yapilirsa; dunyanin tum cografya ve toplumlarindaki beyni sinirlayan bu degerlerin, verilerin ve tabularin da farkina ve bilincine varmasi; serbestligi bolgesellikten evrensellige cikartir.

 

Nelerden neden ve nasil serbest kalinacagi, basta serbest dusunurluk ile ilgilidir. Bu konuda sitede baslik var. Cunku serbest dusunce bilime, bilimsellige, mantiga dayanir. Dogma, otorite ve inancsal, ideolojik ve etik veriler icermez.

 

Ayrica bir deger ve tabudaki serbestlik ancak qua felsefesi ile ortaya konabilir. Cunku degerin bu felsefe de tarafi yoktur. Bu konu ile ilgili de sitede baslik var.

 

Iste bir tabuyu yikanin, kendi degerleri kendisinin tabusu olmamasi icin; kendini caga ve degisime bilimselllige uyarlamasi gerekir.

 

Bu da "Evrimci ve devrimci sorgulama" basliginda islenmistir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tabu/Tabulastirmak/Tabulasmak Hakkinda

 

1900 lere kadar insanoglu hep her turlu tabularla (sorgulanmazlar, otomatik kabul edilenler, onsuz olmazlar v.s.) yasamini surdurdu.

 

Aslinda, bilim ile felsefenin bir yerde kesin sinirlarini belirleyen, ilk defa bilimdeki tabularin sorgulanabilirliginin ortaya konmasi (popper-yanlislanabilirlik, Kuhn-paradigmalar,feyerabend-metod, yol, yontem karsitligi ) ve felsefedeki tabularin sifirlanmasi (Nietzche-nihilizm) ile insanoglu ilk defa Dusunsel bosluga/acikliga erisiyordu.

 

Bu acidan post modernizmi, yani yapicilik otesini cok iyi algilamak gerekir.

 

Fakat metafizik ve etikteki tabuculuk dunyanin her cografya ve toplumunda toplumlarin, gelismislik duzeyine gore devam etmektedir.

 

Tabularin en buyuk sorunu, sabitlenmesi, sorgulanmamasi, oldugu gibi kabul edilmesi, dogal olarak degerlendirilmesi, sahiplenilmesi, kesinligi, degismezligi ve caga gore de, tutuculugu ve gericiligidir.

 

Bilhassa, felsefenin metafizik ideolojileri ve etigin dogruluguna inanilarak uyguladigi yonlendirim ve yaptirimlari yuzunden, insanoglu varligini bildi bileli, bu tabu farklari yuzunden birbiri ile amansiz ve insandisi ve de insanlikdisi, savaslara, mucadelelere tutusmustur.

 

Buradaki en onemli nokta, guc, otorite ve iktidar sahibi olan zihniyetlerin, bu tabulari kendi ayrimci cikarlari temelinde kullanmasi ve kitleleri bu tabular temelinde her turlu yonlendirim ve yonetilime tabi tutmalaridir.

 

Tabular bir yerde, aklin yonlendiricisi ve yoneticisi durumunda oldugu kadar, ayni zamanda, aklin iflasini getiren son sinirlardir.

 

Konuyu daha fazla detaylandirmadan, tabularin; insanoglu uzerindeki olumlu/olumsuz etkilerine deginmek gerekir.

 

Bazi tabular o kadar gucludurki, kisileri ve hatta toplumlari yasama, hayata baglar ve hatta tabiri caizse, toplumlarin anarsizmini onler.

 

Buradaki ilk tehlike, nihilizmin getirdigi tehlikedir. Yani, anarsizmin, bilincli ve farkinda olarak tabularin sorgulanmasi sonucu yikilmasi yerine, bilincsiz ve cikar ugruna bu tabularin yikilmasi ve kisilerin hissettikleri bu serbestligin dusunce ve davranis olarak dogurdugu, insanlikdisi sonuclardir.

 

Buradan su sonuc cikar. Demekki tabular sorgulanmadan ve bilincine varilmadan ortadan kaldirilmamalidir. Cunku boyle bir ortadan kaldirim, bosluga dusen kisinin, egosal temelli yanasimi ve herseyi kendi adina ve cikari adina mubah sayarak, her turlu insanlikdisi dusunce ve davranisi uygulamada kendini hakli gormesidir.

 

Ayni zamanda, tabulari bilincalti bir uygulama olarak algilayanlar da, bu tabularin birer kulu ve emir eri haline gelirler.

 

Bu ikisinin farki, ilki bireyci akilcilik ve dogal zihniyetin iflas ettigi yer, digeri kiusinin hem kendi hem de turunun varliginin bilincine varamamasi ve yasam ve iliskilerini, tabular ugruna harcamasi, kullandirtmasi ve feda etmesidir.

 

Bu iki yapi arasinda caglar arasi bir bilinc ve farkindalik farki vardir. Ilki birey bilincini alamamis olmakla birlikte, bireyci aklini kendi turune karsi kullanirken, ikincisi, henuz daha varliginin farkinda degildir. Sadece onun icin ideolojik, inancsal, dogrusal tabular vardir ve bunlar onun yasamindan daha onemlidir.

 

Iste bu temelde tabular oyle bir durumdadir ki, hem varligini korumak, hem de onlardan kurtulmak her halukarde insan olmanin ve insanlasmanin zihniyet olarak ve bu zihniyetin dusunce ve davranisinin getirdigi yasam ve iliski olarak birer sorundur.

 

Hani bizde bir deyim vardir "iki ucu b.klu degnek/asagi tukursen biyik, yukari tukursen sakal" iste tabular bu temeldedir.

 

Tabularin ne oldugu, neden var oldugu, bilinc ve farkindaligi, kisileri ve toplumlari kul ve emir eri yapmasini v.s. daha detayli sorgulayabiliriz.

 

Son olarak bilhassa bilim ve bilimsellikte, tabularini hala yikamayanlar, bilim ve bilimselligi; ideolojik inancsal dogrulara metafizigin ontoloji ve hatta teoloji temelinde peskes cekmektedirler. Ustelik dogallik kisvesi altinda, insanoglunu bu tabusal yonlendirim ve yonetim altinda tutmak, bir cesit kadere mahkum etmek emelindedirler.

 

sosyal darwinizm, gen bencildir ve bilimin yasalari tanridir anlayislari bunun bir urunudur.

 

Cunku, amerikan dealizmi ve onun emperyalist zihniyeti, gunumuzde bilim ve bilimselligi hala elinde tutmakta ve kendi ayrim ve cikar temelinde yonetip, yonlendirmektedir. Evren, evrim den tutunda, her konuda bu cikar ve ayrimcilik, yanlis bilgilenme ve epistemoloji ustu spekulatif inanclar, bilimsel gibi gosterilmektedir.

 

Bir felsefe veya bilim adaminin, kendi bireysel, ideolojik, inancsal tabulari olabilir ve bu onu ilgilendirir. Yalniz, buradaki sorun; bireysel tabularini, bilim ve felsefi calismalarinabulastirip, bulastirmamasi, aciklamalarini bireysel/bilimsel/felsefi yapip yapmamasidir.

 

Not olarak, tabu kadar guclu olmasa da, her turlu veri, deger temelli sahiplenilen ve sabitlenilen her turlu metafizik ve etik kavramlarin da, tabudan farki yoktur.

 

Unutmamak gerekir ki, insanoglu kavramsiz numenal yetisi ile dogar ve her seyi dili ve kavrami temelinde yasam ve iliskilerinden ogrenir. Ayrica, evrende epistemolojik olarak bilinen insanoglu disinda soyutlama yetisi, kavram yaraticiligi ve herseyi kendi adina/icin/eliyle ortaya koyan baska bir parca yoktur, olsa bile ortada dialog yoktur.

 

Dolayisi ile, dogallik dahil; neyin ne oldugunu ortaya koyan ve tartisan insanoglu turudur. Iste onemli olan da, neyin ne oldugunun ne olarak ortaya konmasindaki tartisma degil; bu yapilandirilmisligin, insanoglu eliyle/adina/icin/ait nasil olusturuldugudur.

 

Bu konuda hem bilim, hem dil, hem de felsefe de; baska bir matematiksel/mantiksal bilgi, birikim, gozlem, bilinc ve farkindalik gerektirir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.