Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Evrensel-İnsan'a Sorular..


Misafir meraba

Önerilen İletiler

Degildir. Sadece bilgi felsefesi olarak gercekligin ontolojinin degil; bilginin konusu oldugunu ortaya koymaktir.

 

Yukarida, 92 nolu mesajda  link verdim, okursaniz ne demek istendigini algilarsiniz.

YAHU NEDEN HEMEN ATLIYORSUN ! O BENİM CÜMLEMDE VERMEK İSTEDİĞİM ANLAMLA İLGİLİ YANLIŞ YAZDIĞIMI DÜZELTME İŞMEMİMDİ. SANIRIM ALGILAMA PROBLEMİ VAR ORTADA.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 148
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Efendim, ben benden izin aldığınızı hatırlamıyorum. Ve bu dil açıkçası biraz “ kaba “ duruyor, benim algım bu yönde. Ayrıca, Sivil demek Medeni / Uygar demektir. Kahvehane hitabı değil.

Simdiye kadar tum yasam ve sanal alemde onbinlerce yazimda ve birebir iliskilerimde hep bu samimi dili kullasndim ve simdiye kadar da kimseden izin almadim. Cunku kimseden su anki gibi bir yanasim da almadim. Dolayisiyle bunun bir benim algimda samimiyet ve ictenligin ifadesidir. Siz ise resmi bir kullanim seklidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Simdiye kadar tum yasam ve sanal alemde onbinlerce yazimda ve birebir iliskilerimde hep bu samimi dili kullasndim ve simdiye kadar da kimseden izin almadim.

İzin almazsınız gerekir efendim. Bir kişi size ısrarla siz diyorsa, ona hitap ederken " sen "de ısrarcı olmak bir dayatmadır. Bir kişiye siz denilmesi, onun yaşça büyük / üstad / pir görüldüğü anlamına gelmez. Bu hitap insana ve düşüncesine genel saygısından gelir.

 

Hele Felsefe, Bilim gibi çetrefilli konularda tartışırken biraz nezaket yanlış anlamaların da önünü tıkar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İzin almazsınız gerekir efendim. Bir kişi size ısrarla siz diyorsa, ona hitap ederken " sen "de ısrarcı olmak bir dayatmadır. Bir kişiye siz denilmesi, onun yaşça büyük / üstad / pir görüldüğü anlamına gelmez. Bu hitap insana ve düşüncesine genel saygısından gelir.

 

Hele Felsefe, Bilim gibi çetrefilli konularda tartışırken biraz nezaket yanlış anlamaların da önünü tıkar.

Kusura bakma ben boyle kaprisli seylerle ugrasamam. Eger hitabimi begenmiyorsan, yazismayiz olur biter. Saygi yazi dili ve uslubundadir, hitapta degil.

 

Bak bana cogu kisi lakabim olarak "evrensel-insan" diye hitap etmiyor, eee ne olacak simdi?

 

Benim boyle takintilarim yok. Yeterki yazi dili ve uslubu saygili olsun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kusura bakma ben boyle kaprisli seylerle ugrasamam. Eger hitabimi begenmiyorsan, yazismayiz olur biter.

Kelimelerin anlamını bile bilmeden yorum yapmak. Ayrıca, dayatmacılığının bilincine varamadan kendini demokrat, insan haklarından ve özgürlüklerden yana sanmak.

 

Kapris nedir ?

 

kapris

isim Fransızca caprice

1. isim Geçici, düşüncesizce, değişken istek

2. Huysuzluk

( TDK )

 

 

Saygi yazi dili ve uslubundadir, hitapta degil.

 

Bak bana cogu kisi lakabim olarak "evrensel-insan" diye hitap etmiyor, eee ne olacak simdi?

 

Benim boyle takintilarim yok. Yeterki yazi dili ve uslubu saygili olsun.

Silinen iletiler fazla saygı ve üsluptan silinmiş demek ki.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Ben size yardımcı olayım:

Birinci cümleniz, alıntıdaki ilk cümle dunya bir fenomendir ve insanoglu zihninden bağımsızdır.

İkinci cümleniz, alıntıdaki ilk cümle fenomene yönelik değil, gerçekliğe yöneliktir.

Şimdi, bu iki cümle çelişmiyor mu ?

 

Celiski nerde? senin yapilandirmaci epistemolojiden yapmis oldugun alintida fenomenden degil gerceklikten bahsediyor. Diger cumlede de dunyadan.
 

 

“ Bir şey hem odur hem de değildir “ gibi. ( Çelişik Mantık )

Bilmem anlatabildim mi ?

 

Iki alintidaki cumlerer farkli. Ilki dunyadan ikincisi de gerceklikten bahsediyor.
 

 

İkimizde biliyoruz ki Fenomen ile gerceklik ayni sey değildir. O ayrı.

 

Bunu anladiysan zaten cevabi kendin vermissin.
 

 

O halde, alıntıdaki ilk cümle, fenomene mi yöneliktir yoksa gerçeğe mi ?

 

Orada bahsedilen dunya, dunya da bilimsel olarak ve gozlem veren taban olarak fenomen.
 

 

Zira, yukarıdaki ilk cümlede fenomene yönelik bir yorum var.

yukarıdaki ikinci cümlede ise, gerçekliğe.

 

Ikincisi ise gerceklige, yani insanoglkundan bagimsiz bir gerceklik vardir; yalniz bu gercekligin anlami icerigi kisaca bilgisi ve herseyi insanoglu yapilandirilmisligidir. Bu temelde de gerceklik, ontolojik degil; constructed yani yapilandirilmistir.
 

 

Hangisini ciddiye alayım ?

 

Her ikisini de cunku biri dunya yani fenomen, fenomen digeri gerceklik ile ilgili alinti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Forumlarda ahkam kesmek öyle her babayiğidin harcı değildir. İnsan başkalarına akıl vereceğine evvela yazdıklarının bilinci ve farkındalığında olmalı ve öz eleştirisini yapabilmelidir.
 

Iki alintidaki cumlerer farkli. Ilki dunyadan ikincisi de gerceklikten bahsediyor.


Yani, constructivist epistemology maddesinden alıntıladığım paragrafınilk cümlesi, Fenomenin varlık hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koyar. Ve bu ortaya koyuş ontolojik bir iddiadır.

'' According to constructivists the world is independent of human minds ''

( en.wikipedia )

Hala ayni hatada israr ediyorsun. Oradaki aciklama FENOMENE YONELIK DEGIL; GERCEKLIGE YONELIK ACIKLAMADIR.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Papağan ve Eşekli hakaret içerenler.

Onlar hakaret degildi. Sadece ornekti. Admin oyle algilamis ve bana bir uyari vermisti.

 

Yalniz yeni degil; epey oluyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Forumlarda ahkam kesmek öyle her babayiğidin harcı değildir. İnsan başkalarına akıl vereceğine evvela yazdıklarının bilinci ve farkındalığında olmalı ve öz eleştirisini yapabilmelidir.

 

 

Verdigin ornek dunya ile ilgili ornektir. Benim dedigim ise diger ornektir.

 

Cumle burda

 

According to constructivists the world is independent of human minds, but knowledge of the world is always a human and social construction.[

 

Iste burada dunya fenomendir ve dunya ile ilgili her turlu bilgi ise yapilsandirilmistir.

 

Constructivist epistemology is a branch in philosophy of science maintaining that natural science consists of mental constructs that are constructed with the aim to explain sensory experience (or measurements) of natural world. According to it, the scientific knowledge is constructed by scientific community, seeking to measure and construct models of the natural world.

 

Constructivist epistemology is an epistemological perspective in philosophy about the nature of scientific knowledge[1

 

Yapilandirmaci epistemoloji, felsefedeki,bilimsel bilginin tabiati hakkinda epistemolojik perspektiftir.

 

Constructivists maintain that scientific knowledge is constructed by scientists and not discovered from the world.

 

Yapilandirmacilar, bilimsel bilginin, bilim kisileri tarafindan yapilandirildigini ve bilimsel bilginin dunyadan elde edilmedigini soylerler.

 

they do not focus on an ontological reality, but instead on a constructed reality.

 

Yapilandirmacilar, ontolojik gerceklige degil; onun yerine yapilandirilmis gerceklige odaklanirlar.

 

Iste benim her seye bakis acim, gercegin yapilandirilmis oldugudur. Bu da insanoglu yapilandirilmisligidir.

 

Ontolojik bakis acisi, hangi ideolojisi olursa olsun, hem bilimsel degildir, hem de felsefeye bilimsel bakis acisini vermez.

 

Yapilandirmaci epistemoloji; empiricism, yani deneycilikten, objektivizm, yani nesnellikten, pozitivizm, yani olguculuktan, reductionism, yani indirgemecilikten, rationalism, yani akilciliktan farklidir.         

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Verdigin ornek dunya ile ilgili ornektir. Benim dedigim ise diger ornektir.

 

O zaman bunu kim yazmış beyefendi ?

 

constructivist epistemology maddesinden alıntıladığım paragrafın ilk cümlesi, Fenomenin varlık hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koyar. Ve bu ortaya koyuş ontolojik bir iddiadır.[/size]

 

'' According to constructivists the world is independent of human minds ''

 

( en.wikipedia )

 

Hala ayni hatada israr ediyorsun. Oradaki aciklama FENOMENE YONELIK DEGIL; GERCEKLIGE YONELIK ACIKLAMADIR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Simdiye kadar tum yasam ve sanal alemde onbinlerce yazimda ve birebir iliskilerimde hep bu samimi dili kullasndim

Yazılarınızı ilgiyle okuyorum.

 

Qua felsefesini ortaya atan siz misiniz bilmiyorum fakat açıklamalarınızdan anladığıma göre (cognitivizm)' i tekrar felsefe düzeyine indirerek noncognitif bir tartışma yolu açıyormuşsunuz diye anladım ben. Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Ben mi yanlış anlamışım?

 

Cognitive düşünceyi noncognitif bir sürecin içine sokmak, tüm bunların kendi içinde çelişmesine sebep olmaz mı? (Kavramsal olarak)

 

Konu ile ilgili asagidaki basliklari okursaniz, daha bir detayli bilgi edineceginizi umuyorum.

.

.

 

Eger hala sizce aciklanmasi gereken varsa, isterseniz yine bu baslikta dile getirebilirsiniz.

 

Sorulariniz ve ilginiz icin, tesekkurler.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kelimelerin anlamını bile bilmeden yorum yapmak. Ayrıca, dayatmacılığının bilincine varamadan kendini demokrat, insan haklarından ve özgürlüklerden yana sanmak.

 

Kapris nedir ?

 

kapris

isim Fransızca caprice

1. isim Geçici, düşüncesizce, değişken istek

2. Huysuzluk

( TDK )

 

Bilgi tartışılırken, "bana neden "siz" demiyorsunuz da "sen" diyorsunuz" diye tutturmak, üzüm yemek değil bağcıyı dövmek gibi gözüküyor maalesef.

 

Kaprisin anlamı, topluma naz yapmak olarak yerleşmiştir. Ben de kaprisi naz yapmak olarak biliyorum. Acaba yanlışmı diyerek araştırdım. Ekşi sözlükte şu cümlelere rastladım.

 

"kapris varsa masanın üstünde, ceketi alıp çıkmak lazım, zaman kayıbı.", "ömür çürüten naz ve cilveler bütünü." , "iletişim öncelikli değil güç savaşıdır"

 

Neyse, ikinizde bilgi dolu insanlarsınız. Sizler gibilerini seyrek bulabiliyoruz. Yararlanan bizleri unutarak bilgi gücü gösterisine başlarsanız, takip itici olur. 

 

Bilgiye bilgi ile cevap verelim lutfen. Hakaret içermedikçe hitap tarzı hiç önemli değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilgi tartışılırken, "bana neden "siz" demiyorsunuz da "sen" diyorsunuz" diye tutturmak, üzüm yemek değil bağcıyı dövmek gibi gözüküyor maalesef.

original.gif

 

Efendim, konuyu anlamanız için bir örnek vereyim:

 

Siz “ Ben Ateistim “ dediğiniz ve böyle bilinmek istediğiniz halde size zorla “ Sen Ateist değilsin, Müslümansın “ deseler bunu kabullenir misiniz ?

 

“ Laubali tartışmalardan hoşlanmıyorum “ diyene “ hoşlanacaksın, tahammül edeceksin “ demek despotluk değil midir ?

 

Aynı yaklaşımı üstlerine / amirlerine / bir çıkarı, beklentisi olduğu kişilere de gösterebilen bir kişi benim gözümde tutarlı ve samimi olabilir ancak.

 

Astlarına / bir çıkarı, beklentisi olmadığı kişilere / küçümsediklerine / önemsemediklerine “ sen “ deyip,

 

üstlerine / amirlerine / bir çıkarı, beklentisi olduğu kişilere / ululadıklarına / önemsediklerine “ siz “

diyen kişi iki yüzlüdür, menfaatçidir, yalakadır.

 

Ayrıca, üzüm yemeye ihtiyacım yok ki bağcıyı dövmeyeyim. Ki bu söylem de başlı başına bir çıkarcılık barındırıyor takdir ederseniz.

 

 

Kaprisin anlamı, topluma naz yapmak olarak yerleşmiştir. Ben de kaprisi naz yapmak olarak biliyorum. Acaba yanlışmı diyerek araştırdım. Ekşi sözlükte şu cümlelere rastladım.

 

"kapris varsa masanın üstünde, ceketi alıp çıkmak lazım, zaman kayıbı.", "ömür çürüten naz ve cilveler bütünü." , "iletişim öncelikli değil güç savaşıdır"

Burada da mantık hatası var efendim.

 

Bana “ sen “ denmesini kabul edecek değilim ki naz yapıyor olayım ve bu nedeni öne sürerek, bahane ederek bilgi paylaşımımı sonlandırmıyorum ki naz yapıyor olayım.

 

Oysa, isteğim çok net ve değişmeyecek.

 

Aksine, benim isteğimi bahane ederek bilgi paylaşımını sonlandırmaya çalışan bir örnek var, öncelikle bunu görebilmeniz gerekir.

 

 

Neyse, ikinizde bilgi dolu insanlarsınız. Sizler gibilerini seyrek bulabiliyoruz. Yararlanan bizleri unutarak bilgi gücü gösterisine başlarsanız, takip itici olur.

 

Bilgiye bilgi ile cevap verelim lutfen. Hakaret içermedikçe hitap tarzı hiç önemli değil.

Bilgiye bilgi ile cevap verilmemiş benimle ilgili bir örneğiniz var mı ? Aksine, üstelik yukarılarda cevap verilmemiş bir yazım da var. “ Bilgi Gücü gösterisi “ de nedir ?

 

Hem şimdiye kadar fark etmeniz gerekirdi ki; benim için doğru bilgi ile her konuda gerçeği bulmak önemli, tribünlere oynamak değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Astlarına / bir çıkarı, beklentisi olmadığı kişilere / küçümsediklerine / önemsemediklerine “ sen “ deyip,

üstlerine / amirlerine / bir çıkarı, beklentisi olduğu kişilere / ululadıklarına / önemsediklerine “ siz “

diyen kişi iki yüzlüdür, menfaatçidir, yalakadır

 

Bu ast üst benzetmesi misali hiç olmamış. Burada böyle bir şey yok.

 

Evrensel-insanla ben ilk yazıştığımızda birbirimize "siz" diye hitap ettik. Aradan bir müddet geçince "sen" demekte ne o sakınca gördü ne de ben. Ben Evrensel-insan'dan bilgi olarak yaralanıyorum. Öğreniyorum. Sen de, o da öylesiniz. Ben bunu ÖM olarak kendisine söylemiştim.

 

Böyle gördüğüm insanlardan birisi kalksa bana; "bana siz diyeceksin(iz)" dese, kibirlli, kaprisli bir insandan bir şey öğrenilmez, daha sonra başına kalkar" der, derhal bırakırım yakasını.

 

Ayrıca, üzüm yemeye ihtiyacım yok ki bağcıyı dövmeyeyim. Ki bu söylem de başlı başına bir çıkarcılık barındırıyor takdir ederseniz.

 

 

Ben bunu bilgi paylaşımını bırakıp kişisel eleştiriye yoğunlaşmayı kast etmiştim. Çıkarla nasıl ilgi kurabildin?

 

Bana “ sen “ denmesini kabul edecek değilim ki naz yapıyor olayım

 

Bundaki israrını doğrusu anlayamıyorum. Ben olsam "artık bir samimiyet oluştu" diye mutlu olurum.

 

Aksine, benim isteğimi bahane ederek bilgi paylaşımını sonlandırmaya çalışan bir örnek var, öncelikle bunu görebilmeniz gerekir.

 

Görüyor ve haklı buluyorum. "Bana "siz" diyeceksin(İZ)" diyen birisini, en az olarak mütevazi bulmadığım için ondan her konuda ayrılmayı düşünürüm. Bunda çok samimiyim. Taraf tutmadığıma inanmanı isterim.

 

Görüyorsun ki ben de "sen" diye hitap ediyorum. Doğal ve samimi oluyor. İçimden öyle geliyor. Burada hep bir arkadaşız.

 

Neyse önemli bulduklarımı cevapladım. Tepki vereceğini bilsem ilk iletimi de yazmazdım. Bu konuda son olsun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben bunu bilgi paylaşımını bırakıp kişisel eleştiriye yoğunlaşmayı kast etmiştim. Çıkarla nasıl ilgi kurabildin?

Üzüm yemek ( bilgi paylaşımı ) nedir ? Çıkar değil mi ? Yarar umulmasa neden yapılsın ?

 

 

Böyle gördüğüm insanlardan birisi kalksa bana; "bana siz diyeceksin(iz)" dese, kibirlli, kaprisli bir insandan bir şey öğrenilmez, daha sonra başına kalkar" der, derhal bırakırım yakasını.

Görüyor ve haklı buluyorum. "Bana "siz" diyeceksin(İZ)" diyen birisini, en az olarak mütevazi bulmadığım için ondan her konuda ayrılmayı düşünürüm.

Her konuda mı ?? Böyle bir tepki çok duygusal olur. Ve bu yazılanlar yazdıklarımın iyi takip edilmediğinin göstergesidir.

 

Bir kişi size ısrarla siz diyorsa, ona hitap ederken " sen "de ısrarcı olmak bir dayatmadır. Bir kişiye siz denilmesi, onun yaşça büyük / üstad / pir görüldüğü anlamına gelmez. Bu hitap insana ve düşüncesine genel saygıdan gelir.

 

Görüyorsun ki ben de "sen" diye hitap ediyorum. Doğal ve samimi oluyor. İçimden öyle geliyor. Burada hep bir arkadaşız.

Benim forum kültürümde arkadaşlık, ahbap-çavuşluk değil, fikirdaşlık önemlidir. Zira, bu forum benim için bir sosyalleşme platformu değil, yalnızca fikir paylaşımı ve tartışma platformu.

 

Ve farkında olunsun ki, bir müddettir cümlelerimde kimseyi muhatap almayıp edilgen bir dil kullanıyorum. Çünkü, artık benim için bu forumda fikirler ve fikirlerin tutarlılığı önemli, kişilikler değil.

 

 

Bundaki israrını doğrusu anlayamıyorum. Ben olsam "artık bir samimiyet oluştu" diye mutlu olurum.

Bu görüş söyleyene göredir. Bir kişi “ istemiyorum, hoşlanmıyorum “ dedikten sonra artık bu kadar ısrar etmenin, ikna etmeye çalışmanın bir manası yoktur.

 

 

Bunda çok samimiyim. Taraf tutmadığıma inanmanı isterim.

O halde neden konuyu muhatabı ile tartışmıyorum. Ayrıca bu nedir ?

 

Ben Evrensel-insan'dan bilgi olarak yaralanıyorum. Öğreniyorum. Sen de, o da öylesiniz. Ben bunu ÖM olarak kendisine söylemiştim.

İlaveten, bir başlıkta uzun parçalı alıntılardan bana hitaben şikayet edip, diğer başlıkta aynı alıntıları yapmak ve bunu başlatan diğer muhataba tepki göstermemek nedir ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Üzüm yemek ( bilgi paylaşımı ) nedir ? Çıkar değil mi ? Yarar umulmasa neden yapılsın ?

 

Şimdi bu konu Evrensel-insan, Canraşit tartışmasının da dışına çıktı.

 

Yani sen şimdi insani paylaşımları ÇIKAR olarak mı görmeye başladın? Pes doğrusu.. Sen buradaki bilgi paylaşımını ÇIKAR uğruna mı yapıyorsun?

 

Bilgi, insan olma bilincine erişilmiş bir İNSANİ paylaşımdır. Tıpkı yol üzerinde bir su kaynağını çeşmeleştirilip, güçlendirip insan yararına sunulması gibi bir şey. Dikkat bazı insanlar bu çeşmenin üzerine isim bile yazmazlar. 

 

O halde neden konuyu muhatabı ile tartışmıyorum. Ayrıca bu nedir ?

 

Sebebi, "kapris" kelimesinin en çok kullanılan anlamını vurgulamak içindi. Ve "sen, siz" hitap konusu beni de çok YAKINDAN ilgilendiriyordu. Bu konuda bildiklerimi  paylaştım.

 

Bilgiye bilgi ile cevap verilmemiş benimle ilgili bir örneğiniz var mı ? Aksine, üstelik yukarılarda cevap verilmemiş bir yazım da var.

meraba, 17 Ağu 2013 - 20:27 tarihinde , dedi kisnapback.png

Görüyor ve haklı buluyorum.

 

İnsanlar bazı şeylerden ümidini kestikleri zaman sonlandırırlar. Bu onların en doğal haklarıdır. Ben de bir çok kez dogma savunular için cevap vermedim. (Dogmacısın şeklinde algılamamanı rica ederim.) Sadece güçlü bir misal vermek istedim.

 

Kaldı ki burada iletişim de bitiyor değil. Bir başka şekilde başka konudan devam edilir. Önemli olan bilginin hedefe varması.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yani sen şimdi insani paylaşımları ÇIKAR olarak mı görmeye başladın? Pes doğrusu.. Sen buradaki bilgi paylaşımını ÇIKAR uğruna mı yapıyorsun?

Evet efendim, ben bu forumla parça başı anlaştım. İleti başına yirmi lira veriyorlar.  original.gif 

 

Şimdi, şu yukarıdaki iki cümleyi ele alırsak,

 

1.sinde: ÇIKAR = insani paylaşımlar MI ?

2.sinde: ÇIKAR var => bilgi paylaşımları da var MI ?

 

diye sorulmuş.

 

Bu iki cümleyi birleştirdiğimizde,

 

insani paylaşımlar var => bilgi paylaşımları da var MI ?

 

sorusu anlaşılıyor ve bu mantık tuhaf bulunuyor. Ki ben böyle bir şey söylemiş değilim.

 

Benim söylediğim ise,

 

Zaten,

 

insani paylaşımlar = bilgi paylaşımları dır.

 

ÇIKAR var => bilgi paylaşımları da var.

 

Ya da

 

ÇIKAR var => insani paylaşımlar da var.

 

 

Bilgi, insan olma bilincine erişilmiş bir İNSANİ paylaşımdır.

Ondan sonra da,

 

insani paylaşımlar = bilgi paylaşımları

 

denilmiş yani benim de söylediğim olan doğrusu söylenmiş.

 

 

Tıpkı yol üzerinde bir su kaynağını çeşmeleştirilip, güçlendirip insan yararına sunulması gibi bir şey. Dikkat bazı insanlar bu çeşmenin üzerine isim bile yazmazlar.

Sonra da tekrar benim söylediğime gelinmiş:

 

ÇIKAR var => bilgi paylaşımları da var.

 

 

İnsanlar bazı şeylerden ümidini kestikleri zaman sonlandırırlar. Bu onların en doğal haklarıdır.

.

 

Kaldı ki burada iletişim de bitiyor değil. Bir başka şekilde başka konudan devam edilir. Önemli olan bilginin hedefe varması.

Elbette, sonlandırmak en doğal haktır. Ancak, ümit kesilmişse başka başlıkta iletişim neden devam etsin ?

 

Kendi başlığında sorunu çözmedikten sonra alakasız bir başka başlığa sorunu taşımaya ne gerek var ?

 

Demek ki, bu doğru değil. İnsanlar bazen verecek cevapları olmadığında da iletişimi tek taraflı sonlandırabiliyorlarmış.

 

Bu başlıkta da ben olsam, “ doğru söylüyorsunuz, yanlış yazmışım. Aslında öyle demek istememiştim, şöyle demek istemiştim “ gibi, gösterilen çelişkiyi kabul edip, gerçekte anlatmak istediğimi anlatmaya çalışırdım, kişisel tartışma konusu çıkarmaya, konuyu örtbas etmeye çalışmazdım.

 

 

Şimdi bu konu Evrensel-insan, Canraşit tartışmasının da dışına çıktı.

Şimdi çıktı ama öncesinde konu iki kişi arasında idi.

 

 

Sebebi, "kapris" kelimesinin en çok kullanılan anlamını vurgulamak içindi.

Bu iddia tarafımca çürütüldüğüne göre ( belki bu da anlaşılmamıştır ), “ sebep”in artık kalmaması gerekirdi.

 

 

Ve "sen, siz" hitap konusu beni de çok YAKINDAN ilgilendiriyordu.

Neden ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Lafı uzatıp eğip bükmeye, denklemler kurmaya ne gerek var? Söylediğin orada duruyor.

 

Üzüm yemek ( bilgi paylaşımı ) nedir ? Çıkar değil mi ? Yarar umulmasa neden yapılsın ?

 

Ben de diyorum ki; İnsanlaşma bilincini kazanmış kişi, bilgi paylaşımını asla çıkar olarak düşünmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Lafı uzatıp eğip bükmeye, denklemler kurmaya ne gerek var? Söylediğiniz orada duruyor.

Efendim, bu iki ileti arasında bir fark yok mu ? Eğip, bükme bunun neresinde ?

 

Üzüm yemek ( bilgi paylaşımı ) nedir ? Çıkar değil mi ? Yarar umulmasa neden yapılsın ?

 

 

Yani sen şimdi insani paylaşımları ÇIKAR olarak mı görmeye başladın? Pes doğrusu.. Sen buradaki bilgi paylaşımını ÇIKAR uğruna mı yapıyorsun?

 

 

Ben de diyorum ki; İnsanlaşma bilincini kazanmış kişi, bilgi paylaşımını asla çıkar olarak düşünmez.

Ne olarak düşünür peki insanlaşma bilincini kazanmış kişi, alternatif fikir nedir ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne olarak düşünür peki insanlaşma bilincini kazanmış kişi, alternatif fikir nedir ?

 

Bu çokmu zor? Beni sınava mı tabi tutuyorsun?

 

Bilebildiklerimi anlatayım: Çıkarcı zihniyete karşı alternatif fikir sömürü temelli konulabilir ancak.

 

Kısaca:  

 

İnsanların yaşam süreci bir takım temel ihtiyaçları da içerir. Bu ihtiyaçların karşılanması ise iş gücü ile mümkündür. İş gücünün zorluğu insan yapısında var olan benlik(ego) dürtüsünü kullanmasına yol açar. İnsanlaşma bilincini kazanamamış kişi ise, bu benci yapısını kullanarak sadece kendisi ve yakın çevresi yararına çıkarcı, faydacı bir yaşam sürer.

 

İnsan yaşamı tarihinde bu benci zihniyetin insanları kullanarak sağladıkla farklı rahat yaşamı, diğer yaşam zorluklarını göğüsleyerek yaşayan insanların bilinçlenmesine yol açmıştır. Bu bilinç içerisinde, zorlukların üstesinden paylaşımla gelinebileceği fikrini de taşımaktadır. İşte bu insanlaşma bilincidir.

 

Birey, bilgi, teknoloji, doğa kaynakları gibi insan yaşamını kolaylaştıracak olguların paylaşımının, tüm insanların rahatına mutluluğuna yol açtığı gibi, kendi mutluluğu için de olduğunu bilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aman efendim, rica ederim. Yalnızca kişinin doğruyu kendisinin bulmasını istedim. Böylece o bilgi daha değerli olur.

 

Fakat olmadı ve daha fazla uzatmak istemiyorum. Son soru olarak sorayım:

 

Mutluluk da bir çıkar değil midir ? Çıkarın illa ki maddi mi olması gerekir ? Manevi haz nedir ?

 

Açılsın TDK'ya bakılsın, o da bilinmiyorsa.

 

Şu kelimeleri tek anlamıyla algılama hastalığı maalesef tüm toplumumuzda var.

 

Biri eleştiri kelimesini görür hemen atlar sanki eleştiri kelimesi yalnızca " olumsuz eleştiri " anlamına geliyor.

 

Öbürü " Nitelik "i, " Bilinç "i yalnızca kendi doğrularını içeriyorsa var sayar, bu kafayla felsefe yapmaya çalışır. Ve daha buna benzer bir yığın yanlış / eksik bilmeden kaynaklanan yanlış anlamalar vs.

 

Gereksizce vakit ve emek sarfiyatı işte  tüm bunlar yüzünden.

 

Ondan sonra da " yok ben samimiyim " bilmem ne ! 

 

Bunun Türkçesi " toplumca laubaliyiz ".

 

Köyden şehire plansız göç ve çarpık kentleşme sonucu köy kökenli çarpık / kaba / mecazdan anlamayan / somutçu bir kültürün getirdiği laubalilik.

 

Daha bunun bile bilincine varamayan neyi anlasın ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.