Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Son mektuplar.Deniz.Hüseyin ve Yusuf. (Neden asıldılar)


Misafir seyrekler

Önerilen İletiler

Sizce Türkiye tam bağımsız bir ülke'mi? 68 kuşağı gençleri,değil dediler,öldüler.

Günümüze gelindiğinde neler değişti?

 

Ogün İnönü Demirel'i ziyaret eder.Bu çocuların hiçbir suçu yok.Bir silah bile çekmemişlerdir der.

Demirel'in cevabı:Biliyorum;hiç suçları yok.Ama 3 bizden gitti.3 de sizden gidecektir.Yorum sizin.

 

Denizin Son Mektubu

 

Tutsam Şu Karanlığı tutsamda yırtsam

 

Deniz gezmiş

Baba;

 

Mektup elinize geçmiş oldugu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum.Ben ne kadar üzülmeyin dersem yine de üzüleceginizi biliyorum. Fakat bu dururmu metanetle karşılamanı istiyorum, insanlar dogar,büyür,yaşar ölürler,önemli olan çok yaşamak degil,yaşadıgı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir.Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum.Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir.benim de düşmeyecegimden şüphen olmasın,oglun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış degildir, o bu yola bilerek girdi ve sonunda da bu oldugunu biliyordu.Seninle düşüncelerimiz ayrı ama beni anlayacagını tahmin ediyorum.Sadece senin degil, Türkiye'de yaşayan kürt ve türk halklarınında anlayacagına inanıyorum.Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim.Ayrıca savcoya da bildirecegim.Ankara'da 1969' ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum.onun için cenazemi Istanbul'a götürmeye kalkışma, annemi teselli etmek sana düşüyor,kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum.Kendisine özellikle tembih et.onun bilim adamı olmasını istiyorum,bilimle ugraşsın ve unutmasın ki bilimle ugraşmak da bir yerde insanlıga hizmettir,son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlıkduymadıgımı belirtir seni, annemi,abimi,kardeşimi devrimciligimin olanca ateşi ile kucaklarım.

Oglun Deniz Gezmiş

 

Yusuf aslanın son mektubu

 

Yusuf Aslan

Bütün Akrabalara,

Bu mektubumu okudugunuz zaman artık aranızda olmayacagım.Mektubumu Senatonun idamlarımızı tastik ettigini ögrendigim anda yazıyorum.Şundan emin olmalısınız ki, bugüne kadar davama olan inancım sarsılmamıştır.Sehpaya gidene kadar da en ufak bir sarsılma olmayacaktır. Ben halkımın kurtuluşu , Türkiye'nin tam bagımsızlıgı için savastım.Sizler beni tanıyorsunuz.Bir yıldan beri bu bir avuç sömürücüler,vatan satıcıları,işbirlikçiler ellindeki bütün imkanlarla bizi dışardan yardım gören, beyinleri yıkanmış,vatan haini,dışardan emir alan,bölücü ,diye tanıtmaya ve halkımızdan bizi koparmaya çalıştılar.Bu bir avuç azınlıga göre vatanseverlik : vatan satmak, yabancılarla işbirligi yapmak, NATO'yu ve Amerika'yı savunmak ,6. filoyu agırlamak, milyonlarca köylünün geçimi olan haşhaş ekimini elinden almak,işçinin grev hakkını engellemek,Amerika'ya ve emperyalizme hizmet etmektir. Biz bunlara karşı çıktık.bunun için biz vatan haini, onlar yurtsever oldular. Bizi bu mücadeleden dolayı, güya adil mahkemelerinde yargılayan ve yine adil kurumları eli ile asacak olanlar bilmelidirlerki . biz halkımızın kurtuluşu ve Türkiye'nin bagımsızlık mücadelesi ugruna şerefimizle bir defa ölecegiz.Bizi asanlar şerefsizlikleri ile hergün ölecekler..

 

Son sözüm;yaşasın isçiler,köylüler ! Yasaşın devrimciler ! Yasaşın halkımın kurtuluşu ve bagımsızlıgı için savaşanlar ! Yaşasın tam demokratik Türkiyenin kurulmasından yana olanlar ! Kahrosun emperyalizim! kahrosun faşist koalisyon.

T. Yusuf Aslan

 

Hüseyin inanın son isteği

 

Hüseyin Inan

Babama , Anneme , Kardeşlerime ve Akrabalarıma,

 

Söyleyecek fazla söz bulamıyorum.

 

Bir insanin sonunda karsilasacagi tabii sonuç bildiginiz sebeplerden dolayı erken karşıma çıktı. Üzüntü ve acılarınızı tahmin ediyorum. ilerde dururmu çok daha iyi anlyacagınız inancındayım. Metin olunuz. Üzüntü ve acıarınızı unutmaya çalşınız. Bütün varlıgımla hepinize kucak dolusu selamlar, sevgiler !... Yazılacak çok şey var, fakat hem mümkün degil, hem de sırası degil... Candan selamlar

 

 

Hüseyin Inan

 

Son istekleri

 

Her son Bir başlangıçtır.

 

Deniz gezmiş , Hüseyin inan , ve yusuf aslan onlar kimileri için terorist kimileri için dinsiz imansız olarak tanıtıldılar

 

K A H R O L S U N özgür düşünceye karşı çıkanlar

 

Onların son istekleri vardı oda darağacına giderken son bir kez olsun birbirlerini görmek ve ölüncede beraber aynı mezarlıkta yatmaktır ama ne yazıkki evet düşündüğünüz gibi özgür düşünce karşıtı politikalar Bunada mani oldu Yani bu dünyada hep onlara karşı çıkanlar son yolculuklarındada onları yanlız bırakmamıştı..

 

L a N e t Lanet L a n e t o l s u n.!!!! Kahrolsun özgür düşünmeyenLer özgür düşünceye diken ekenler.!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • 3 ay sonra...

Sesleniş

 

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babalarımız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi. Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük, dövüldük, vurulduk, asıldık… Vurulduk ey halkım unutma bizi..

 

Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.. İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım, unutma bizi..

 

 

 

Fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden. Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.. Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden. Hücrelere atıldık ey halkım unutma bizi..

 

Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti. Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acınmaksızın. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık sustu. Göz göre göre öldürüldük ey halkım unutma bizi.

 

Kanserdik; ölüm her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık. Önce, kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine. Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz. Öldürüldük ey halkım unutma bizi..

 

Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğudaki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük. Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım unutma bizi.

 

Bağımsızlık Mustafa Kemal’den armağandı bize. Kapitalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımzılığı için kan döktük sokaklara. Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler gizli emellerle, başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üstleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular. Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi.

 

Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler. Ülkemiz tam bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız. Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler. Vurulduk ey halkım, unutma bizi.

 

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eline değmişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha.. Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere. Asıldık ey halkım unutma bizi..

 

Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere. Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.. Batı uygarlığı adına bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler: Korkmadan öldürüldük ey halkım, unutma bizi..

 

Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi. Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi. Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi..

 

unutma bizi…

 

 

 

Uğur Mumcu

 

Cumhuriyet, 25 Ağustos 1975

--------------------------------------

 

NASIL UNUTABİLİRİZ'ki SİZLERİ....

 

 

Bu gençlerin,Atatürk'ün Bursa nutkundaki söylediklerinin,aynısını yaptıklarını biliyormusunuz?

Vede sahta değil,tam birer ATATÜRK'çü olduklarını.Haklarındaki yanlış duyumlarınızla,yargısız infaz yapmayın lütfen. Haa...Zaten sizin işiniz bu değilmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Bu gençlerin,Atatürk'ün Bursa nutkundaki söylediklerinin,aynısını yaptıklarını biliyormusunuz?

Vede sahta değil,tam birer ATATÜRK'çü olduklarını.Haklarındaki yanlış duyumlarınızla,yargısız infaz yapmayın lütfen. Haa...Zaten sizin işiniz bu değilmi?

 

Değerli Seyrekler...

 

Bu gençler (senin tabirin) hakkında en azından güzel insanlar olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü vatan için feda edecek bir şeyleri vardı ve ettiler. Ama o kadar. Haklarında bildiklerim duyumdan öte şeyler. Özellikle Hüseyin İnan' ın ölümünden hemen önce kaleme aldığı, Mamak B Bloktaki hücesinde yıllar sonra ortaya çıkan ve tamamı o dönemki Halkın Kurtuluşu yöneticilerince parti bayrağı dergisinde yayınlanmayan Türkiye raporunu, rahmetli İnan'ın kendi hareketlerini eleştiren son yazısını ilk okuyan iki kişiden birisi olarak söylüyorum bunları. Sen Mustafa Kemali okumayan bir hareketi Atatürkçü olarak nasıl tanımlarsın. Onlar kendilerini Atatürkçü olarak tanımlamıyorlardı ki. Bu söylediklerini eğer sağlıklarında söyleseydin ilk önce seni atarladı THKO dan. Eğer gerçekten bilmek istiyorsan onların Atatürk ve Atatürk hakkındaki değerlendirmelerinide yazarım bir daha ki sefere...

O gençlerin hatası neydi biliyormusun. Mustafa Kemali okumamak. Dimitrov'u, Marx'ı, Engels'i, Lenin'i okurken, Mustafa Kemal'i okumamak. Tıpkı yıllardır resmi tarih olarak bizlere okutulan resmi Mustafa Kemal gibi, o zamanki lider müsveddelerince kendilerine dikte ettirilenleri okumak, ama gerçek Mustafa Kemal'i okumamak, onu untmak. Eğer okusalardı onca vatanseverliklerine karşın kominizmin, daha doğrusu ABD ve SSCB'nin ikili Emperyalist kıskacına düşüp, onların ekmeklerine birer kaşık yağ da onlar sürmezlerdi. Ancak onları kınamıyorum, çünkü o dönemde kendi tarihini, kendi Atasını bilmeyen binlerce genç gibi bizlerde kominizmin, yada milliyetçilik adı altında sunulan Türk İslam sentezinin kucağına düştük hepimiz. Kırdık birbirimizi, neden kırdığımızı bilmeden. Hepimiz vatanseverdik, verecek bir canımız vardı seve seve verirdik, çoğumuz verdi de... Ama doğru değildi yaptığımız. Hiç bakmadık Anıtkabire doğru. Okumadık Mıstafa Kemali. Yüzümüz ya Lenine çevrili idi, ya Maoya, yada Enver Hocaya. Kırdıklarımız da sokakalarda en iyi uluma yarışmaları yapıyorlardı, başbuğlarına saygı göstermek için. Onlarda bi haberdi Mustafa Kemalden bizler gibi... Bizim orak çekicimiz gibi başbuğlarının 9 ışığı yetiyordu onlara...

İşte bu yüzden, en azından onlara olan saygımız yüzünden Mustafa Kemali iyi okumalı, önümüze sos ve baharatlarla tekrar sunulan bayatlamış emperyalist menüyü reddetmeliyiz. Geçmişi orda bırakmalı, geçmişte yapılan yanlışlardan ders alarak ülkemizi bugünkü emperyalist kıskaçtan çıkarmak için bütün Türk ulusu olarak birleşerek, tek bir yürek, tek bir yumruk gibi hareket etmeliyiz.

Saygı ve selamlarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli Seyrekler...

 

İzin verirsen yazılarının altındaki resim için bir şiir gönderiyorum, resme uygun olsun diye.

Trabzon''da bir motor açılıyor

Sahilde kalabalık,

Motoru taşlıyorlar,

Son perdeye başlıyorlar !

Burjuva, Kemal''in omzuna binmiş,

Kemal kumandanın kordonuna,

Kumandan kâhyanın cebine inmiş,

Kahya adamların donuna,

Uluyorlar,

Hav..Hav..Hak..Tu...

Yoldaş unutma bunu,

Burjuvazi ne zaman aldatsa bizi,

Böyle haykırır,

Hav..Hav...Hak..Tu

Nazım Hikmet RAN

Ne dersin, büyük şairimiz tam bir Atatürkçüdeğil mi ?

Saygı ve selamlarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli Seyrekler...

 

Bu gençler (senin tabirin) hakkında en azından güzel insanlar olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü vatan için feda edecek bir şeyleri vardı ve ettiler. Ama o kadar. Haklarında bildiklerim duyumdan öte şeyler. Özellikle Hüseyin İnan' ın ölümünden hemen önce kaleme aldığı, Mamak B Bloktaki hücesinde yıllar sonra ortaya çıkan ve tamamı o dönemki Halkın Kurtuluşu yöneticilerince parti bayrağı dergisinde yayınlanmayan Türkiye raporunu, rahmetli İnan'ın kendi hareketlerini eleştiren son yazısını ilk okuyan iki kişiden birisi olarak söylüyorum bunları. Sen Mustafa Kemali okumayan bir hareketi Atatürkçü olarak nasıl tanımlarsın. Onlar kendilerini Atatürkçü olarak tanımlamıyorlardı ki. Bu söylediklerini eğer sağlıklarında söyleseydin ilk önce seni atarladı THKO dan. Eğer gerçekten bilmek istiyorsan onların Atatürk ve Atatürk hakkındaki değerlendirmelerinide yazarım bir daha ki sefere...

O gençlerin hatası neydi biliyormusun. Mustafa Kemali okumamak. Dimitrov'u, Marx'ı, Engels'i, Lenin'i okurken, Mustafa Kemal'i okumamak. Tıpkı yıllardır resmi tarih olarak bizlere okutulan resmi Mustafa Kemal gibi, o zamanki lider müsveddelerince kendilerine dikte ettirilenleri okumak, ama gerçek Mustafa Kemal'i okumamak, onu untmak. Eğer okusalardı onca vatanseverliklerine karşın kominizmin, daha doğrusu ABD ve SSCB'nin ikili Emperyalist kıskacına düşüp, onların ekmeklerine birer kaşık yağ da onlar sürmezlerdi. Ancak onları kınamıyorum, çünkü o dönemde kendi tarihini, kendi Atasını bilmeyen binlerce genç gibi bizlerde kominizmin, yada milliyetçilik adı altında sunulan Türk İslam sentezinin kucağına düştük hepimiz. Kırdık birbirimizi, neden kırdığımızı bilmeden. Hepimiz vatanseverdik, verecek bir canımız vardı seve seve verirdik, çoğumuz verdi de... Ama doğru değildi yaptığımız. Hiç bakmadık Anıtkabire doğru. Okumadık Mıstafa Kemali. Yüzümüz ya Lenine çevrili idi, ya Maoya, yada Enver Hocaya. Kırdıklarımız da sokakalarda en iyi uluma yarışmaları yapıyorlardı, başbuğlarına saygı göstermek için. Onlarda bi haberdi Mustafa Kemalden bizler gibi... Bizim orak çekicimiz gibi başbuğlarının 9 ışığı yetiyordu onlara...

İşte bu yüzden, en azından onlara olan saygımız yüzünden Mustafa Kemali iyi okumalı, önümüze sos ve baharatlarla tekrar sunulan bayatlamış emperyalist menüyü reddetmeliyiz. Geçmişi orda bırakmalı, geçmişte yapılan yanlışlardan ders alarak ülkemizi bugünkü emperyalist kıskaçtan çıkarmak için bütün Türk ulusu olarak birleşerek, tek bir yürek, tek bir yumruk gibi hareket etmeliyiz.

Saygı ve selamlarımla...

 

Cidden doğruları yazmak elzemdir.

 

Denizlerin Atatürkçü olmadıklarını ve kendilerine Atatürkçü demediklerini iddia etmek nedir?

 

19 Mayıs Ataya saygı yürüyüşü.

 

Ataya şikayet yürüyüşleri.

 

"Atatürk devrimlerine bağlılık, devrimlerin sürekliliğini sağlamak, Devrimleri tamamlamak, Atatürk'ün tam bağımsızlık ülküsünü gerçekleştirmek, " bunlar Deniz ve arkadaşlarının manifestosu değil miydi ?

 

Mahkemede ki savunmasında. Hüseyin İnan, Atatürkçü olduklarının altını çizmemiş midir ?

 

Denizlerin Atatürk'ü okumadıklarını vs iddia etmeden önce, sözü geçen kişilerin yazdıklarını ve yaptıklarını okumak gerekir.

 

Deniz ve arkadaşlarının hareketinin çıkış noktası. Atatürk devrimlerinin kesintiye uğradığı ve tamamlanması gerektiğidir.

 

Artı hangi mantığa sığar. Sosyalizmi Sovyetlere özgür ve ondan ayrılmaz bir parça olarak görmek. Atatürk

 

Siyasal ve ekonomik rejimler ülkelerden bağımsızdır. Her ulusta her toprakta o toprağın yapısına göre uygulanır.

 

Ekonomik ve siyasal sistem tiplerini, bir ülke ye bakarak kıyaslamanın neresinde mantığın zerresi vardır. Yani sosyalist olmak, sovyet yandaşı olmak demekse. Kapitalist olmakda Amerika, israil, ingiltere yandaşı olmak demek mi oluyor ?

 

Deniz ve arkadaşları Türk ulusunun sosyalist ekonomik model olmadan, tam bağımsız olamıyacaklarını savunuyorlardı.

 

Haksız mı çıktılar. Onlar öleli 34 yıl oldu. Dışa bağımlı bir ekonomi değil miyiz ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cidden doğruları yazmak elzemdir.

 

Denizlerin Atatürkçü olmadıklarını ve kendilerine Atatürkçü demediklerini iddia etmek nedir?

 

19 Mayıs Ataya saygı yürüyüşü.

 

Ataya şikayet yürüyüşleri.

 

"Atatürk devrimlerine bağlılık, devrimlerin sürekliliğini sağlamak, Devrimleri tamamlamak, Atatürk'ün tam bağımsızlık ülküsünü gerçekleştirmek, " bunlar Deniz ve arkadaşlarının manifestosu değil miydi ?

 

Mahkemede ki savunmasında. Hüseyin İnan, Atatürkçü olduklarının altını çizmemiş midir ?

 

Denizlerin Atatürk'ü okumadıklarını vs iddia etmeden önce, sözü geçen kişilerin yazdıklarını ve yaptıklarını okumak gerekir.

 

Deniz ve arkadaşlarının hareketinin çıkış noktası. Atatürk devrimlerinin kesintiye uğradığı ve tamamlanması gerektiğidir.

 

Artı hangi mantığa sığar. Sosyalizmi Sovyetlere özgür ve ondan ayrılmaz bir parça olarak görmek. Atatürk

 

Siyasal ve ekonomik rejimler ülkelerden bağımsızdır. Her ulusta her toprakta o toprağın yapısına göre uygulanır.

 

Ekonomik ve siyasal sistem tiplerini, bir ülke ye bakarak kıyaslamanın neresinde mantığın zerresi vardır. Yani sosyalist olmak, sovyet yandaşı olmak demekse. Kapitalist olmakda Amerika, israil, ingiltere yandaşı olmak demek mi oluyor ?

 

Deniz ve arkadaşları Türk ulusunun sosyalist ekonomik model olmadan, tam bağımsız olamıyacaklarını savunuyorlardı.

 

Haksız mı çıktılar. Onlar öleli 34 yıl oldu. Dışa bağımlı bir ekonomi değil miyiz ?

 

:clover: + Baba, biz Türkiye’nin İkinci Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki, hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da. Tıpkı birinci Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi. Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları. Düşün baba, bugün hükümet, işini gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız. Ya vatan ya ölüm.” (Deniz Gezmiş / 29 Ocak 1971)

 

Deniz Gezmiş'lerin Atatürkçü olmadıklarını söylemek bir yanılgıdır, ya onların düşücelerini anlamamak yada okumamaktır....

 

www.tekturk.org kardeş gönderdiğin şiir nerden? Nazım Hikmet'in bütün şiirlerini okudum ben de niye böyle bir şiire rastlamadım??? bu O na ait bir şiir değil, belliki yine VATAN SEVERLERİN!!!! kendi uydurdukları şiirlere, kendilerine hakaret ettikleri şiirlere yeni eklenenlerden biri (bunlardan piyasada, daha doğrusu sanal vatan kurtarma heveslilerinde pek çok var)... Bilmiosan hiç denk gelmediysen ben sana bi şiir yolluyorum, belki araştırma gereği duyarsın???????

 

Dağlarda tek

 

tek

 

ateşler yanıyordu.

 

Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle

 

ferahtılar ki

 

şayak kalpaklı adam

 

nasıl ve ne zaman geleceğini

 

bilmeden

 

güzel, rahat günlere inanıyordu.

 

Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki

 

mavzerinin yanında,

 

birdenbire beş adım sağında O'nu

 

gördü.

 

Paşalar O'nun arkasındaydılar.

 

O, saati sordu.

 

Paşalar: ''Üç'' dediler.

 

Sarışın bir kurda benziyordu.

 

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

 

Yürüdü uçurumun başına kadar,

 

eğildi, durdu.

 

Bıraksalar

 

ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak

 

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

 

Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.

 

...

 

Yüzbaşı sordu:

 

- Saat kaç?

 

- Beş.

 

- Yarım saat sonra demek...

 

...

 

Alaca karanlıkta, bir çınar dibinde,

 

beygirin yanında duran

 

sarkık, siyah bıyıklı süvari

 

kısa çizmeleriyle atladı atına.

 

Nurettin Eşfak baktı saatına:

 

- Beş otuz...

 

Ve başladı topçu ateşiyle

 

ve fecirle birlikte Büyük taarruz..

 

Nâzım Hikmet

 

sevmemek böyle birşeyse...evet sevmemiş...biz yanılmışız......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli Seyrekler...

 

Bu gençler (senin tabirin) hakkında en azından güzel insanlar olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü vatan için feda edecek bir şeyleri vardı ve ettiler.

.

.

.

İşte bu yüzden, en azından onlara olan saygımız yüzünden Mustafa Kemali iyi okumalı, önümüze sos ve baharatlarla tekrar sunulan bayatlamış emperyalist menüyü reddetmeliyiz. Geçmişi orda bırakmalı, geçmişte yapılan yanlışlardan ders alarak ülkemizi bugünkü emperyalist kıskaçtan çıkarmak için bütün Türk ulusu olarak birleşerek, tek bir yürek, tek bir yumruk gibi hareket etmeliyiz.

Saygı ve selamlarımla...

 

 

Değerli arkadaşım, tektürk.org;

 

Yargısız infaz yapmaya yine başlamışsınız. Deniz Gezmiş,arkadaşları ve diğerlerini hiç tanımadığınız belli.Atatürk'ün Bursa nutku'nu okumanızı tavsiye ederim.(Okumadığınız belli) Birde Deniz ve arkadaşlarının yaptığı eylemleri okuyun.Ben duyum değil,tanıyorum demekle,tanımak olmuyor. Kafanızdaki peşin hüküm'ü dökmüşsünüz yazılarınıza.

 

 

CYRANO ve Mavi_sardunya'ya güzel yorumlarından dolayı teşekkür ederim.Sağolun dostlar.

 

 

Deniz Gezmiş'in Kendi Ağzından Savunması VİDEO KLİP - İzleyin ve görün.

 

--------------------------------------------------------------------------------

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mahkemedeki ifadeleri eşliğinde bir şarkı....ve bunula birlikte bir televizyon kanalının onun anısına yaptığı video klip.....

Görüntü Kalitesi Çok İyi

 

-http://rapidshare.de/files/6476098/denizler.rar.html-

 

 

SAVUNMASINDAN BAZI CÜMLELER : Bu memlekete mustafa Kemal den başka gerçekten sahip çıkan varsa onlarda BİZLERİZ......Mustafa kemal sağ olsaydı bu gün çok şaşırırdı..

Türkiyenin bağımsızlığından başka hiç bir şey istemedim,,,

 

 

Bursa Nutku

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

 

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek"

 

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

 

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!

 

Mustafa Kemal Atatürk

Bursa, 5 Şubat 1933

 

 

Birde imza meselesi: Mavi_sardunya vermiş cevabı.

Ama sizin avatarınız,size hiç yakışmamış. Atatürk'ü anlamadan,Atatürk'ü bilmeden,Atatürkçü olunmaz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Selam, dostlar!

 

“Birçok Deniz gibi, Geleceğe doğru” ilerleyenlere selam!

 

Selam sana,

 

Deniz gülü, Yusuf gülü, Hüseyin gülü...

 

Tüm kan çiçekleri ile birlikte

 

Karşıyaka'nın üç gülü

 

Kalbimin dalına dikili

 

Karşıyaka'nın üç gülü

 

Gözyaşımın pınarına dikili”

 

*******************************

 

Sayın Savcı,

1. Amerikan emperyalizmi gayrî millîdir.

2. Ona ortaklık edenler ulusumuza ihanet etmişlerdir.

3. Emperyalizme karşı mücadele suç değildir, silahlı mücadele ise Anayasayı ihlâl değildir.

4. Gayrî millî olan emperyalizm ve ortaklarının sömürüsü, Anayasaya aykırıdır.

Buna göre iki şey var:

1. Eğer belli bir hata sonucu, iddianame ve mütalaayı hazırladınızsa, dikkatli

olunuz; idamını istediğiniz kişiler kasaplık koyun değildir ve siz savcısınız…

2. Yok eğer yaptığınızın bilincinde iseniz; yolunuz açık olsun.

 

Deniz Gezmiş(savunmasından)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli arkadaşım, tektürk.org;

 

Yargısız infaz yapmaya yine başlamışsınız. Deniz Gezmiş,arkadaşları ve diğerlerini hiç tanımadığınız belli.Atatürk'ün Bursa nutku'nu okumanızı tavsiye ederim.(Okumadığınız belli) Birde Deniz ve arkadaşlarının yaptığı eylemleri okuyun.Ben duyum değil,tanıyorum demekle,tanımak olmuyor. Kafanızdaki peşin hüküm'ü dökmüşsünüz yazılarınıza.

 

SAVUNMASINDAN BAZI CÜMLELER : Bu memlekete mustafa Kemal den başka gerçekten sahip çıkan varsa onlarda BİZLERİZ......Mustafa kemal sağ olsaydı bu gün çok şaşırırdı..

Türkiyenin bağımsızlığından başka hiç bir şey istemedim,,,

Birde imza meselesi: Mavi_sardunya vermiş cevabı.

Ama sizin avatarınız,size hiç yakışmamış. Atatürk'ü anlamadan,Atatürk'ü bilmeden,Atatürkçü olunmaz...

 

Değerli Seyrekler,

 

Ben Deniz'i ve arkadaşlarını kötülemedim, bu ülke için feda edecekleri bir şeyleri olan düzgün insanlardı dedim. Peşin hüküm falanda vermedim. Ancak Deniz'i tam olarak tanımayan yada THKO yu tanımayan gerçekten sizlersiniz. İnternetten ulaçabileceğiniz linkler var, adminin izni ile vereceğim mecburen, reklam amaçlı değil.

-http://www.marksist.com/Bellek/Deniz-Huseyin-Yusuf.htm-

-http://www.kurtuluscephesi.com/kurcep1/deniz2.html-

-http://www.derkenar.com/kitapkurdu/erdaloz.shtml-

Oldukça düzgün siteler, bir bakın THKO bildirisinin, yada Denizin neresinde Atatürkçülük. Kemalist orijinden geldiğini, zaman zaman kendiside ifade ediyordu, İşte Deniz Gezmiş’in başını çektiği meşhur Samsun Ankara yürüyüşü dolayısıyla kaleme alınan bildiriden bir kaç satır: “Büyük Türk Milleti! Atatürk için toplanalım! Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için, Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için, Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için, Tam bağımsız gerçekten demokratik Türkiye için, Gazi Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım.! Yaşasın Türkiye! Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele! “

Ancak ulaştığı son noktada, hele hele artık bu dünyadan ayrılmasına 5 kala söylediği sözlerdeki yaşasın sosyalizm, yaşasın Kürt halkı söylemleri ( Halit Çelenk ten nakledildiği gibi) Deniz' in Atatrkçü olduğunu mu gösteriyor. hele hele Ertuğrul Kürkçü'nün yayınlanmış söyleşisinde yer alan şu sözler nedir.

Deniz aslında Kemalist bir gelenekten de geldiği için, Kemalistler Deniz'i o şekilde hatırlamamızı isterler. Son sözlerini unutmak eğilimindedirler. Dedim ya önemli olan son sözdür. Deniz'in tam olarak ne dediği ancak 80'lerden sonra açıkça yazılıp konuşuldu. O zaman tam ne dediğini savcı tutanağa geçirmedi. Bunlar yasak sözlerdi ve orda bulunan avukatlarca yazıldı. Ben o sözlerin her 6 Mayıs'ta arkadaşların bize hatırlatıyor olmasını bir kazanım olarak görüyorum.

Deniz'lerin mücadele arkadaşı Ertuğrul Kürkçü, 34 yıl geçmesine rağmen Deniz'lerin son sözlerinin gizlenmeye, unutturulmaya çalışıldığını belirtti. Kürkçü, dönemin savcısının Deniz'lerin sözlerini tutanağa geçirmediğini, avukatlar aracılığıyla, ancak 1980'den sonra o sözleri öğrendiklerine dikkat çekerek, Kemalistlerin ısrarla, o son sözleri unutturmaya çalıştıklarını söyledi. Kürkçü, o sözlere çok önem verdiğini belirterek, 'Ben o sözlerin her 6 Mayıs'ta arkadaşların bize hatırlatıyor olmasını bir kazanım olarak görüyorum' dedi.

Savunmasında geçen şu sözler, “Samsun’dan Ankara’ya Gerçekler örtülmek isteniyor. Mustafa Kemal’e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz. Onun İstiklal-i tam prensibini, ve onun istiklal-i tam Türkiye idealini yalnızca biz devam ettiriyoruz. Denizin Atatürkçü olduğunu mu gösteriyor.

Şunu açıkça söyleyeyim, ben THKO'nun devamı olduğunu iddia eden bir hareketin içinde uzun süreler bulundum. İnanın o günlerde, o ortamlarda Atatürk'ün adı bile anılmazdı. Eğitim çalışmalarında Dimitrov ile başlanır, das kapital ile biterdi. Enver Hocaya övgüler düzülürdü. Deniz bizim ilahımızdı, ama Atatürkçü Deniz olarak değil, sosyalist Deniz olarak. Hatta Denizin Kemalist orijini, burjuva kökenli temiz aile çocuğu olmasına bağlanır ve daha sonra özeleştirisini yaparak kendini aştığı belirtilirdi. Bu bilgileri o yıllara ışık tutan bir çok kaynaktan yada şahıstan ulaşabilirsiniz.

Değerli arkadaşlar, sizlerde sosyalist olabilirsiniz, kominist olabilirsiniz, Kemalist olabilirsiniz, saygı duyarım, ama ne olur Atatürk'ü karıştırmayın. Niçin Atatürk'ü karıştırma ihtiyacı duyuyorsunuz, onsuz olmuyor değil mi ? Peki Atatürk' ün halkçılığı, devrimciliği yetmiyormu size ? Atatürk'ün kendisini özdeşleştirdiği bir söylem var mı ? Beni savunanlar, beni yaşatanlar sosyalist - kominist devrim yapsınlar mı demiş. Nutuk diyorsunuz, Nutuk da hangi satırlar sizi haklı kılıyor, lütfen söyleyin... Bakın hamasi söylemlerle beni eleştiriyorsunuz, Deniz kendi yolunda kendi düşüncesini savunarak kahramanca öldü. Bunu söylemek başka şey. Deniz Atatürkçü demek başka şey. Benim üzerimde hiçbir elbise yok Atatürkçülükten başka. Denizinde yoktu, mam onun elbisesi sosyalizmdi.

Birde Nazım Hikmet Ran'ın şiirine sahte diyorsunuz, sizin şiiriniz Nazım'ın ulusal kurtuluş savaşı döneminde yazdığı bir şiir, benim ki ise SSCB deki günlerinde polit büroya övgüler düzdüğü dönemde yazılmış. hadi şiir sahte, ordan yazdığı mektuplar da mı sahte, orda gazetelere verdiği yayınlanmış demeçlerde mi sahte. Yapmayın arkadaşlar, onun şairliğine birşey söylemek haddim değil. Ama adamın görüşleri değişmiş işte, ister kabul edin ister etmeyin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

THKO'nun kuruluş bildirisi:

 

Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun Sesidir:

1. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu halkımızın bağımsızlığının silahlı mücadele ile kazanılacağına ve bu yolun tek yol olduğuna inanır.

2. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu bütün yurtseverleri bu kutsal mücadele saflarına çağırır ve hainlere karşı giriştiği kavgada son savaşçısına kadar devam edeceğini bildirir.

3. Amacımız Amerika’yı ve tüm yabancı düşmanları temizleyerek, hainleri yok etmek ve düşmandan temizlenmiş tam bağımsız Türkiye’yi kurmaktır.

4. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu ezilen halkımızın öncü gücüdür, halkımızın kurtuluşu dışında hiçbir harekete girişmez.

5. Halkımıza şunu duyuruyoruz. Düşmanın zenginliğine, sayısına, imkanlarına ve dehşetine aldanmayınız. Düşmana boyun eğmeyiniz, haklarımızı zorla alacağız, çünkü onlar her şeyi bizden zorla alıyorlar.

Bütün Yurtseverler:

****** yaşamaktansa şerefle ölmek, yalvarmak yerine zora başvurmak, başkasına değil kendine ve kendin gibi olanlara güvenmek, nerede ve nasıl olursa olsun hainlere boyun eğmemek parolamızdır.

Devrimciler:

Barışçıl şartlar içinde mücadele metodlarını bırakınız. Halk kitlelerini kurtuluşa götürecek olacak olan şiddet politikasını temel alan silahlı mücadeleye THK Ordusu’nun saflarında katılınız. Ulusal kurtuluş savaşının haklı bayrağını emperyalizmin saldırgan politikasına karşı hep beraber dalgalandıralım.

İşçiler, Köylüler:

Hainler sürüsünün jandarması ve polisi her gün yeni katliamlar hazırlamaya devam ediyor. Doğu’da Komando saldırılarında, 16 Haziran’da, Bossa’da ve daha birçok yerlerde, kurşunlanan ve işkence edilen kardeşlerimizin intikamını henüz alamadık. Alınterimize el koyan hainler sürüsüne karşı isyan bayrağını hep birlikte açalım.

Öğretmenler, Küçük Memurlar:

Bir kuru ekmek parasını zorla veren, hesabına gelmeyince diyar diyar sürgün çocuğu yapan ve sizleri elinin altında bir uşak gibi kullanmak isteyen bu satılmışlardan aman dilemeyiniz.

Ezilenlerin tek kurtuluş yolu ezenlere karşı giriştikleri kutsal isyandır.

Daha şimdiden polisinden, Devlet Başkanına kadar hiç birisi evinde rahat uyuyamaz, çoğu ise evine rahat gidemez olmuştur. Onlar yarın ne olacağını çok iyi biliyorlar ve bugün bir avuç savaşçısı olan Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun, yarın binler ve milyonlar olduğu zaman ne yapacaklarını düşünüyorlar.

Tekrar ediyoruz: Düşmanın sayısına, zenginliğine, dehşetine ve imkanlarına aldırmayınız. Onun elindeki silah ve imkanlarına aldırmayınız. Onun elindeki silah ve imkanları aldığımız zaman, bizi durduracak hiç bir güç kalmayacaktır. Kendimize ve kendimiz gibilere olan güvensizliği yok edelim. Şunu iyi bilelim ki, halkın, yani bizlerin gücü karşısında hiç bir kuvvet dayanmaya muktedir değildir.

Bu şerefli kavgada, kutsal görevimizi alalım. Yarının Türkiye’si bize cennet, düşmana zindan olacaktır. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu, bu mücadeleye en son neferine kadar ve kanının son damlasına kadar devam edeceğini bildirir.

 

 

1. madde:amaç;türkiyenn gerçekten bağımsızlığını sağlamak.

2.madde:amaç;bölücülük değil aksine birlik ve beraberlik mesajı.

3.madde:amaç;amerika ve tüm emperyalistlere karşı koymak.

4.madde:amaç;biz yalnızca halkımızın menfaati için savaşırız.

5.madde:amaç;biz istemezsek kimse bizi sömüremez yeter ki düşmana boyun eğmeyelim.ve işçiye köylüye memura öğrenciye seslenişi;haklarımızı söke söke alalım.

************************************************************

ve son sözü de;'Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın halkların kardeşliği. Yaşasın işçiler, köylüler; kahrolsun emperyalizm'

 

Bu da deniz gezmişin babasına yazdığı mektup:

 

'Baba,

Sana her zaman müteşekkkirim. Çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni. Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim. Baba biz Türkiye’nin İkinci Kurtuluş Savaşçılarıyız.

Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da. Tıpkı Birinci Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi. Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları.

Düşün baba, bugünkü hükümet, işini gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdalar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız.

Ya vatan ya ölüm! '

***************************************************************

 

Ve bu da marksizm-leninizm hakkında ki düşünceleri:

 

İddianamede Marksist-Leninist düzen kurmak istediğimiz iddiaları yer almaktadır. Bunlara da değinmek istiyorum. Bu iddiayı Marksizmin ve Leninizmin cahili olan kimseler ortaya atabilir. Marksizm ve Leninizm her şeyden evvel bir dünya görüşüdür ve bir metoddur. Ve gerçeğe varmak için Leninist metod içinde bulunduğu şartları tahlil eder değerlendirir, o şartlara göre değerlendirme yapar. Durum böyle iken Marksist-Leninist düzen kurulacağı ve kuracağımız iddiası bunun iyi bilinmemesinden doğmaktadır.

 

Profesyonel devrimci olmak bir suç unsuru olarak ileri sürülmektedir. Bu da bir cehalet örneğidir. Bu konuların bilinmemesinden ileri gelmektedir. Profesyonel devrimci bugünün Türkiye'sinde kendini hayatı boyunca Türkiye'nin bağımsızlığına adayan kimsedir

 

Marksizm-Leninizm konusuna gelince daha evvel de bunun ne olduğunu belirttim ve açıkladım. Bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı inceleyebilirler. Burada üç tane suç unsuru ileri sürülüyor, üçünü de açıklamış bulunuyorum. Birincisi varlığımızı Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmiş olmak, ikincisi kanuni ve legal bir örgütün üyesi olmak, kaldı ki çoğunluk bu derneğin mensubu değildir. Üçüncüsü ise doğru olmayan bir takım bilgilere müsteniden itham edilmek ve Recai Galip Okadan'ın kitaplarından derlenmiş bilgilerle Marksist-Leninist düzen kurmak istemekle itham ediliyoruz. Bu iddiaların hiçbirisi varit değildir. İddialar ortadadır. Mesnetsizdir, bu iddialarla idamımız istenmektedir

 

 

 

ve orda yaşasın kürt halkı değil kürt ve türk halkının kardeşliği demiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli Seyrekler,

 

Ben Deniz'i ve arkadaşlarını kötülemedim, bu ülke için feda edecekleri bir şeyleri olan düzgün insanlardı dedim. Peşin hüküm falanda vermedim. Ancak Deniz'i tam olarak tanımayan yada THKO yu tanımayan gerçekten sizlersiniz. İnternetten ulaçabileceğiniz linkler var, adminin izni ile vereceğim mecburen, reklam amaçlı değil.

.

.

.

Deniz Atatürkçü demek başka şey. Benim üzerimde hiçbir elbise yok Atatürkçülükten başka. Denizinde yoktu, mam onun elbisesi sosyalizmdi.

Birde Nazım Hikmet Ran'ın şiirine sahte diyorsunuz, sizin şiiriniz Nazım'ın ulusal kurtuluş savaşı döneminde yazdığı bir şiir, benim ki ise SSCB deki günlerinde polit büroya övgüler düzdüğü dönemde yazılmış. hadi şiir sahte, ordan yazdığı mektuplar da mı sahte, orda gazetelere verdiği yayınlanmış demeçlerde mi sahte. Yapmayın arkadaşlar, onun şairliğine birşey söylemek haddim değil. Ama adamın görüşleri değişmiş işte, ister kabul edin ister etmeyin.

 

yine aynı şekilde çarpıtma. Denizin son sözü şudur içinde kürt geçen " Yaşasın türk ve kürt halkının kardeşliği" Tabi şimdi bunu net olarak yazmak yerine. sanki Deniz Yaşasın kürtler vs gibi bir şey söylemiş havası yaratmak niye ?

 

Bir kişinin ömrü boyunca yaptıklarına, yazdıklarını boşverip. Ölmeden önceki son sözü " yaşasın kürt ve türk halklarının kardeşliği" demiş olması sende nasıl bir anlayış yaratıyor ki ?.

 

Deniz hayatı boyunca, kemalist olduğunu, Atatürk devrimlerinin takipçisi olduğunu belirtmiş , yaşamış. Ve sanki ölmeden önce bundan farklı bir şey söylemiş gibi bir hava yartmaya çalışıyorsun.

 

"Yasasın tam bağımsız ve gerçekten demokratik türkiye, Yaşasın kürt ve türk halklarının kardeşliği" şimdi denizin son sözleri bunlar.

 

Bu söze bakıp. Deniz geldiği noktada kemalist değildir vs mantığı yürütmek. kara çalma gayretinden öteye geçemez.

 

Atatürk konusuna gelince.

 

Valla Atatürk net ve açık ifadelerle kendisinin İslam birliğinide, Turancılığıda akıl dışı bulduğunu beyan etmişken. Onun sözlerini çarpıtıp Atatürk'ün turancı olduğu gibi bir izlenim yaratmaya çalışanlar hiç bahsetmesin Ondan.

 

Sonra nasıl bir mantıktır bu ya. THKO nun devamı olan örgütler şöyle böyle fikre sahip diye. Denizlerin Kemalist olmadığı mantığı çıkarmak.

 

Hımm o halde bu gün MHP islamcı renkleri taşıyor diye. Hüseyin Nihal Atsız'ın müslüman olduğunu kabul edebilir miyiz. Ya da MHP lazları örgütlüyor diye. Nihal Atsız'ın Lazları bu ülkenin iç düşmanı görmediğini söyliyebilir miyiz.

 

Hayır yeri gelince, MHP türkçü gelenekten sapmıştır dersiniz. Türkçüler aslında şöyleydi eskiden dersiniz.

 

Ama burada olduğu gibi. Bir kişi kendisinden sonra gelenlerin fikirlerine bakarak yorumlamaya çalışırsınız.

 

Gerçekten ilginç

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Büyük Türk Milleti!

 

Atatürk için toplanalım!

 

Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluş İdealini yaşatmak için,

 

Mustafa kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için,

 

Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için,

 

Tam bağımsız gerçekt-en demokratik Türkiye için,

 

Gazi Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım...!

 

Yaşasın Türkiye!Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele.

 

 

 

 

Solmayan fidanlarımıza;

 

Haksızlıklara karşı hiç susmayan üç cesur yürekli adam... Darağacındayken bile ''canım vatanım'' diyebilmek ne güzel... Sadece vatanı için savaşan bu insanlara bu zulüm neden. Türkiye'min Deniz’lere, Yusuf’lara, Hüseyin’lere ihtiyacı var. Üç fidan gökyüzüne süzüldü ve oradan bakıyorlar Türkiye'nin bu acınacak haline, eminim yardım etmek için uğraş veriyorlardır şu anda aziz Türk milletine... Deniz'ler ölmez... Selam olsun güzel ülkemin bir damla menfaati için canını vermiş, Deniz’lere, Yusuf’lara ve Hüseyin’lere... ''İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. Önemli olan yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir...

 

 

 

"Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık!"

 

 

"Haram olsun

 

gerilla yüreğimi alıp elime

 

mavzerlerime sürüp yağlı kurşunları

 

ölüp dirilip binlerce kez

 

öpmezsem alnını ölümün

 

haram olsun

 

on sekiz yaş gençliğime"

 

 

 

 

 

 

 

saygılar... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli Seyrekler,

 

Ben Deniz'i ve arkadaşlarını kötülemedim, bu ülke için feda edecekleri bir şeyleri olan düzgün insanlardı dedim. Peşin hüküm falanda vermedim. Ancak Deniz'i tam olarak tanımayan yada THKO yu tanımayan gerçekten sizlersiniz. İnternetten ulaçabileceğiniz linkler var, adminin izni ile vereceğim mecburen, reklam amaçlı değil.

.

.

.

Birde Nazım Hikmet Ran'ın şiirine sahte diyorsunuz, sizin şiiriniz Nazım'ın ulusal kurtuluş savaşı döneminde yazdığı bir şiir, benim ki ise SSCB deki günlerinde polit büroya övgüler düzdüğü dönemde yazılmış. hadi şiir sahte, ordan yazdığı mektuplar da mı sahte, orda gazetelere verdiği yayınlanmış demeçlerde mi sahte. Yapmayın arkadaşlar, onun şairliğine birşey söylemek haddim değil. Ama adamın görüşleri değişmiş işte, ister kabul edin ister etmeyin.

 

 

bu uzun yazına yazılacak çok cevap var. ama vakit darlığından ötürü dikkatimi çeken tek birşeyi söyleyeceğim sana, Yaşasın kürt halkı demesi neden Atatürkçülük dışı bir ibaredir??? bu söz tek başına kullanılmamıştır asılırken söyledikleri arasında, yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği denmiştir, niye işinize gelen yeri kesip biçip böyledir şöyledir deyip haksız olduğunuzu bile bile, karalamalar sunuyorsunuz??? bilmeyenler kadar bilenlerde var durumu, bilenler bilmeyenlere GERÇEKLERİ anlatır boşuna uğraşıp yormayın derim zihninizi...

 

 

Nazım Hikmet'e ait sözünü ettiğiniz şiirler ve yazılar için kaynak istiyorum eğer varsa!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli arkadaşlar,

Sizi gayet iyi anlıyorum ve size hiç kızmıyorum. Tam tersine sizlerin tüm vatanseverliğinizle birşeyleri korumaya çalışmanızdan inanın gurur duyuyorum.

Bu arada sizlerin söylemlerinize rehber olan davranış özelliklerinide biliyorum. Şöyle ki bu vatanı çok seviyorsunuz, bu vatan için bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Ama Atatürk'ten sonra bizim ve sizin duygularımıza cevap verecek bütünlükte bir lider çıkmadı henüz. 68 yıllık toplum tarihimizde çıkan toplum liderleri, yada lider adaylarının hep bir bacağı yada iki bacağı eksik. Buna karşın biz ne yapıyoruz, o eksik bacakları görmek istemiyoruz. Bu bir çocuğun babasındaki eksiklikleri ve zaafları görmemesi, yada görmek istememesi ile eşdeğer. Bu açıdan sizlere hak veriyorum gerçekten...

Üstte yayınlanan yazılar Deniz'in Samsun yürüyüsündeki demeci, bunu herkes biliyor. Ancak Deniz'in yaşamı süresince sonraki yıllar boyunca köprülerin ardından çok sular aktı ve Deniz gelmiş olduğu ( Kemalist geleneğin etkisinde zaman zaman kalsa da) bir düşünürün de dediği gibi zamanının bir Öcalan prototipi olan Hüseyin, ve Yusufun etkisi ile tam bir sosyalizm sevdalısı oldu. Sizler görmek istemeyebilirsiniz amane yazık ki bu böyle. Papanın fıkrası gibi, ölmeden önceki son sözlerinde yaşasın....kardeşliği, sözünün neresi Atattükçülüğe karşı diyorsun. Bu sözlerden saniyeler önce söylediği yaşasın sosyalizm kelimesini niçin pas geçiyorsun. Her üçününde son sözleri arasında Atatürk' e bir gönderme var mı allahaşkına. Bu onları belki kötü insan yapmıyor, hemen gard almayın, ama ne yazık ki Atatürkçü de yapmıyor...

Saygı ve selamlarınla. Not: Bu konuda bir daha yazmayacağım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli arkadaşlar,

Sizi gayet iyi anlıyorum ve size hiç kızmıyorum. Tam tersine sizlerin tüm vatanseverliğinizle birşeyleri korumaya çalışmanızdan inanın gurur duyuyorum.

Bu arada sizlerin söylemlerinize rehber olan davranış özelliklerinide biliyorum. Şöyle ki bu vatanı çok seviyorsunuz, bu vatan için bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Ama Atatürk'ten sonra bizim ve sizin duygularımıza cevap verecek bütünlükte bir lider çıkmadı henüz. 68 yıllık toplum tarihimizde çıkan toplum liderleri, yada lider adaylarının hep bir bacağı yada iki bacağı eksik. Buna karşın biz ne yapıyoruz, o eksik bacakları görmek istemiyoruz. Bu bir çocuğun babasındaki eksiklikleri ve zaafları görmemesi, yada görmek istememesi ile eşdeğer. Bu açıdan sizlere hak veriyorum gerçekten...

Üstte yayınlanan yazılar Deniz'in Samsun yürüyüsündeki demeci, bunu herkes biliyor. Ancak Deniz'in yaşamı süresince sonraki yıllar boyunca köprülerin ardından çok sular aktı ve Deniz gelmiş olduğu ( Kemalist geleneğin etkisinde zaman zaman kalsa da) bir düşünürün de dediği gibi zamanının bir Öcalan prototipi olan Hüseyin, ve Yusufun etkisi ile tam bir sosyalizm sevdalısı oldu. Sizler görmek istemeyebilirsiniz amane yazık ki bu böyle. Papanın fıkrası gibi, ölmeden önceki son sözlerinde yaşasın....kardeşliği, sözünün neresi Atattükçülüğe karşı diyorsun. Bu sözlerden saniyeler önce söylediği yaşasın sosyalizm kelimesini niçin pas geçiyorsun. Her üçününde son sözleri arasında Atatürk' e bir gönderme var mı allahaşkına. Bu onları belki kötü insan yapmıyor, hemen gard almayın, ama ne yazık ki Atatürkçü de yapmıyor...

Saygı ve selamlarınla. Not: Bu konuda bir daha yazmayacağım...

 

 

yanılıyorsun, yukarıdakiler Deniz Gezmişin samsun yürüyüşündeki demeci değil, hapisaneden ailesine yazdığı mektup ve asılırken söylediği sözler.....

 

Atatürkçülük senin düşündüğün gibi de değil zaten, biz ne Atatürkçüler gördük,oturduğu yerden vatan kurtarmaya çalışan...Erdoğana sorsan o da sever Atatürk'ü???????

 

 

Atatürkçü olmak sözde değildir, önce düşüncedir, düşünceden sonra eylemdir! Denizlerin yaptıklarıda işte bu son noktadır! Sadece dillerine dolamamışlar mücadele etmişlerdir!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Türkiye Demokrasi sınavında Deniz ve Arkadaşlarını idam etmekle sınıfta kaldı Demokratik bütün yolların açılmasını istemek, hukukun üstünlüğünü savunmak, idamın gerekçesi olabilir mi? Üniversitelerde bilimsel eğitim istemek, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin özlük haklarını savunmak, idamın gerekçesi olabilir mi? İşçi, emekçi, üretenin haklarını savunmak, idamın gerekçesi olabilir mi? Legal bir partinin (TİP) üyesi olmak idamın gerekçesi olabilir mi? Samsundan başlayan Tam Bağımsız Türkiye İçin Türkiye Mustafa Kemal Yürüyüşü idamın gerekçesi olabilir mi? Amerikan emperyalizmine ve Faşizmine karşı çıkmak idamın gerekçesi olabilir mi?. Deniz ve arkadaşları dünyayı güzel bir bahçeye çevirme için yola çıktılar Ulusal Bağımsızlık Milli demokratik devrim Tam bağımsız bir Türkiye özlemini taşıdılar ve idam edildiler.

Amerikan Emperyalizmi ve onun ürünü Faşizm kaldığı yerden devam ediyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

"ben, yusuf aslan, hüseyin inan, sinan cemgil ve alparslan özdoğan beraberdik.

 

iddianameye karşı diyeceklerim mevcuttur, iddianame kelle istemek için hazırlanmıştır. yapılan tahliller yanlıştır, hatalıdır, değerlendirmeler keza isabetsizdir. yalnız biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden esasen türk halkına armağan etmiş bulunuyoruz ve türk halkı ve devletin bağımsızlığına armağan etmiş bulunmaktayız.. bu sebeple ölümden çekinmiyoruz.

 

biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen türkiye'nin bağımsızlığını temin edemedik. bugüne kadar da bu özlem içinde kaldık."

 

"iddianamede geçen ve bana affedilen bir cümleyi kabul etmiyorum. ben silahımı halka ve orduya karşı kullanmadım, ancak vatan hainlerine karşı kullanmak maksadıyla taşıdım ve halka ve orduya karşı kullanırım, şeklinde beyanda bulunmadım.

 

öteden beri arzetmiş olduğum gibi, bu ülkede anayasa’yı en fazla savunanlar bizleriz. anayasa’yı ihlal edenlerse ortadadır. anayasa’nın uygulanmasını isteyen gene bizleriz. anayasa’yı uygulamayan yavuz kimselerse hâlâ ortadadır. ve yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler.[/color]

iddia makamı bizim vermekte olduğumuz bağımsızlık savaşına karşıdır. türkiye cumhuriyeti anayasasına karşı, reformlara karşıdır.

onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gencin üzerine yıkmaya alışmışlardır.

bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dahil, sizlersiniz.

ve sonunda idam isteği ile buraya getirildik.

 

türkiye'nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk, varlığımızı türkiye halkına armağan ettik. bunun aksini iddia edenler vatan hainidir.

biz stratejik olarak düşüncelerimizi hiçbir zaman saklamayız. hangi şartlar altında olursak olalım bunu açıkça söyleriz. düşüncelerimizi mezara kadar götürürüz. nasıl burada namluların ve dipçiklerin gölgesi altında konuşuyorsak, düşüncelerimizi her zaman açıkça ifade ederiz.

 

tarih evvelce bunu yapanları nasıl temize çıkarmışsa bizi de temize çıkaracaktır. buna da inanıyoruz.

 

profesyonel devrimci bugünün türkiye'sinde kendini hayatı boyunca türkiye'nin bağımsızlığına adayan kimsedir.

fikir özgürlüğünü ve anayasayı paravan yapanlar önceleri atatürkçü geçinirken, onun fikir ve şahsiyetini de küçük görmeye başladılar şeklinde ve sadece mustafa kemal tarafını beğeniyorlardı şeklinde bir cümle mevcuttu. bunu kesin olarak reddediyorum, asla kabul etmiyorum. diğer yurtseverler de bunu kabul etmez, bu kasten tahfif edilmek isteniyor, gerçekler örtülmek isteniyor. bu cümle art niyetle hazırlanmıştır. bu memlekette mustafa kemal'e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz.

35 milyon metrekare vatan toprağı işgal altında iken bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür. mustafa kemal sağ olsaydı bugün çok şaşırırdı.hareketimiz tamamen anayasal bir harekettir. anayasanın başlangıç ilkesinde belirtilen ulusun zulme karşı direnme hakkını kullandık. bu sebeple anayasal bir davranışta bulunduk.

 

yaptıklarımızın haklı olduğuna inanıyorum. halen de bu inancı taşıyorum.

türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. bundan dolayı ölümden korkmuyoruz. onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün ve ben 24 yaşındayken kendimi türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum."

 

Bende bu yazıyı sizlerle paylaşmaktan onur duyuyorum.Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...

Sizce Türkiye tam bağımsız bir ülke'mi? 68 kuşağı gençleri,değil dediler,öldüler.

Günümüze gelindiğinde neler değişti?

 

Ogün İnönü Demirel'i ziyaret eder.Bu çocuların hiçbir suçu yok.Bir silah bile çekmemişlerdir der.

Demirel'in cevabı:Biliyorum;hiç suçları yok.Ama 3 bizden gitti.3 de sizden gidecektir.Yorum sizin.

 

**

*

Evet üç bizden üç sizden dendi. Adnan Menderes'lere karşılık Deniz Gezmiş'ler... Eşitlik mi bu ? Adalet bu mu! önemli olan 3e 3 sayıların eşitliği değil, düşüncelerin eşitliğidir.Bu ülkede hep özgür düşünceyi savunanlar idama mı mahkum ya..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

ali elverdi.. denizlerin idamını sigarasını yakıp zevkle izleyen şahıs.. ölmüş! peki nasıl? yemek yerken boğazına nefes borusuna yemek kaçmış boğularak ölmüş. allahın sopası yok!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

12 Eylülde asılan ülkücülerin son mektupları.

 

MUSTAFA PEHLİVANOGLUNUN

İDAM ANINDA ANASINA VE BABASINA YAZDIĞI

SON MEKTUP

Sevgili anneciğim ve babacığım! ...

Sizler beni bu yaşa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz.

Benim sizlere karşı işlemiş olduğum hataları ve suçları affedin...

Hakkınızı helal edin...

Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakkın ve O'nun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım. Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez. milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.

Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, sizde helal edin.

Son olarak, abime, yengeme, yeğenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim.

 

Oğlunuz Mustafa 7 Ekim 1980

 

 

HALİL ESENDAĞ IN MEKTUBU

 

Bismillahirrahmanirrahim

 

Ol deyince bütün alemleri olduran, herşeyin sahibi ve mutlak hakimi Cenab-ı Rabbül alemine sonsuz hamd ve sena olsun.

 

Selatü selam, alemlere rahmet olarak gönderilen Cenab-ı Allah'ın en sevdiği kulu ve Resul u ümmeti olarak şereflendirdiğimiz 'O' en güzele Hz. Muhammed (S.A.V.) efendimize, sevgili ailen, sahasına, Saadet-i Kiram ve gönüller sultanı Seyda (K.S.) Hazretlerine cümle Evliyaya ve mü'minlere olsun inşallah. Esselamün Aleyküm ve Rahmetullahi ve berakatühü. Pek muhterem abi ve dünya ukba kardeşlerimiz, gönüller dolusu sevgi, hürmet ve hasretle kucaklaşır, muhabbetle büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimizin gözlerinden öper, aciz şahsımız ve ehl-i islam hayır dualarınızı Cenab-ı Rabbül Alemin'den niyaz ederim.

 

 

SELÇUK DURACIK'IN MEKTUBU

 

Muhterem abilerimiz ve gardaşlarımız...

 

Bu aciz satırları yazmamızın gayesi, sizle gönüllerde helalleşmek içindir. Cümleniz hakkınızı helal edin, hayır ve dualarınızı eksik etmeyin. Bizlerin varsa, cümlenize hakkımız helal olsun. Rabbül Alemin takdiri böyleymiş. Elhamdülillah biz acizlere takdir-i ilahisine rıza göstermeyi nasip etsin, Rabb ül Alemin inşallah.

 

Bir hadiste şöyle buyuruluyor: Ölüler için yapılan dualar, nurdan tabakalarla onlara takdim olunur (Hadis-i Şerif) Ölüye, kendisinin üzerine yas tutulması sebebiyle, kabirde azap olunur. (Hadis-i Şerif) iman sahibi, Mevlamıza kavuşuncaya kadar rahata eremez.

Esselamün Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatühü. Haziran 1983

 

 

 

AHMET KERSE

 

(İdam Tarihi: 30.1.1983)

 

 

AHMET KERSE'NİN KENDİ AĞZINDAN

 

'Hakime küfrettim. Hakim put! Vicdanı, adaletin görkemli sarayından, sarayın mücerret bekçisinden, görünmez koruyucularından azade.. Kişiliği silik... Benim böylesi muğlak bir kişilikten ne alıp veremediğim var? Baktı önündeki yazılı müeyyidelere, kırdı kalemi. Küçük dilinin dönmesi ile çıkardığı kahkahayı duydum. Onun haline güldüm. Güya sinsi gülüyor.

 

O kim, bilmem ne maddesi kim? Her şeyin vasıta olduğu bu dünyada, oluşlara basamaklık edenlere kızmaya hiç gerek yok.

 

Doğru olan, gücün ve tedbirin kar etmediği yerde durup tevekkül etmek, her daim ona sığınmaktır. Karanlığı aydınlık bilmek, mutlu olmasını öğrenmektir.

 

Her zaman ve mekanda Yüce Allah'a dayanmak biricik yol. Tabii yol bilene!

 

Allah'a iyi bir kul olmalıyım. Bütün uğraşım, çabam bu yönde olmalı. Şayet nasipse şahadet şerbeti içmek, beni bu mertebeye getiren mazimle övünmeliyim. Şehid olmak her er kişiye nasip değil! Bil kıymetini!

 

Bu büyük mertebeye ulaşmak için, Allah'ın sevgilisinden, Bedir harbine katılmak için izin isteyen sahabenin çırpınışları unutulur mu?

 

Cennet müjdelenmiş. 'Ağaçları altında ırmaklar akan' güzide köşeler...

Hakikat bu!

 

Geçici zevklerin süslediği ve hayal olarak hafızalarda silikleşen, anlık dürtülerin ürünü, anlık süprüntülerin ne ehemmiyeti, ne kıymeti vardır!

 

Mutlak mutluluğa gark olmak varken, izafi saadetin çeşnisine kapılıp, kanmak, kandırılmak ne ayıp bir şey! Çok kötü bir hal.

Hayır! kanmadım, kanmayacağım! ..

O gün yeniden dirilişimdir, pak ve saf halimle. O an ölmek değil, yaşamaktır.

'Allah yolunda ölenleri ölü demeyiniz... Onlar diridirler!

'... Onlara cennet müjdelenmiştir.'

Virajı dönmek ve has bahçesinin güllerini derlemek...

Derleyeceğim renk renk gülleri sonra da koklayacağım doyasıya..

Ben ilk değilim. Uzayan zincirin bir halkası olacağım.

Ardım sıra bu zincirin bir halkası olabilmek için didinenler, çalışanlar çok. Heyecanlı bekleşen kalabalık var.

Allah'ın eli bu davanın üzerinde.

Tökezlemek, sürünmek, yakalanmak yok.

Sinemiz demir, yüreğimiz çelik, kötülükleri boğmak, iyilikleri yaşatmak için hep mücadele, uykusunda kalmak yok.

Gafleti sevmek, şeytanın çelmelerine kanmak ölümdür. Gerçek Ölüm!

Doğruyu insanlara duyurmak için savaşmak lazımdır...

Anam köyde. Son günler sık sık rüyama girer oldu.

Ağlamaz anam, hep güler, Bir şehit anası olacak, keyfi bu yüzden. Heyecanı, gönlündeki hazılıklığı bu sebepten..

Titrer anam, elleri ile bazı kereler yüzünü örter. Ben idam sehpasına yürürken, anam karalar bağlamaz. Bilir, inanır ki; oğul ölmedi, yaşıyor. Bu dünya hancıların konakladığı bir misafirhane.

Buradan göç eden bir başka alemde, ebedi yurt evinde yaşar.

Anam yeşil yemenisini hiç başından eksik etmez. Allah örtünün dediği için örtünür. Anam, ülkü sahibi yiğitleri över.

Babam da öyle. Babam süslü hayat yaşamak uğruna zillet, illete boyun eğen, bel kıvıran, yılanlaşan insanları sevmez.

Kötülerin baş düşmanıdır.

İnsan Allah'a inanmadıkça, yüce ülküleri yakalamak için cehd ve gayret sarf etmedikçe, o adama insan denmez.

Hele halife hiç denmez. Her adam insan değil, her insan da halife değil! Bu biline!

Sabırsızım, içimde sevinç coşkusu, kulaklarımda Kur'an kıratı... Ben uçmak istiyorum, uzaklara, pak mekanlara, gül ekenlere, çiçek dikenlere uçmak...

Bükülmeyeceğim, kırılmayacağım. Bu emanet olan 'ben'i yüce yaradanıma helali ile teslim edeceğim.

Ölsem bile ölmeyeceğim. Varın siz anlayın! Ben insanlara dayanmadım ki, yıkılayım, insancıklardan medet ummadım ki, zarara ziyana gireyim.

Ezel ve ebed olan Yüce Mevla'ya gönül verdik. Onun içindir ki, bu dava sözmez, bitmez, çapulcuların çökmesinden, kaçmasından etkilenmez...

İlah-ı kelimetullah! diyen diller lal olmaz.

'Allah' diye inleyen güller solmaz. Tekbir getiren, teşbih eden güller solmaz.

Susmayacak Hakk'ın dili! '

 

Ahmet KERSE

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

DAHA ÖNCE BU KONUYU YAZMIŞTIK TEKRAR HATIRLATMAKTA FAYDA VAR.

 

DENİZ GEZMİŞ NEDİR NE DEĞİLDİR?

 

Dikkatinizi çekmiştir sayın okurlar, son günlerde neredeyse kahraman ilan edilen idam edilmiş bir şahıs hakkında konuşmayan kalmadı.

 

Deniz gezmiş.

 

Bir dönem sol hareketlerin Türkiye’de yarattığı bir gençlik önderimi?

 

Bir kahraman mı?

 

Yoksa asılarak ölümü sonuna kadar hak etmiş birimi?

 

Hassas bir konuya girmek üzere olduğumun farkında olarak , bu ismi tabulaştırıp çocuklarına bu ismi veren ciddi sayıda bir kitle olduğunun bilincinde olarak konuyu ‘tamamiyle kişisel’ düşüncelerimle açmaya çalışacağım.

 

Nasılsa yeterince övüldü, farklı bir açı da gerekli.

 

Bu konuya girmek zorunda olduğumu hissettiren en önemli olgu, bir dizi ile başlayan tamamen yanlı ve mutlak kabullerle doğruluğu yada yanlışlığı tartışılamayan bir ortama sürüklenmiş olmamızdır.

 

Çünkü idam edilerek cezalandırılan şahıs kimi çevrelerce bilinçli olarak yüceltildikçe , dönemin bu şahıs ve onun içinde bulunduğu siyasi ideolojik alana karşıt duran siyasal düşünceleri de alabildiğince aşağılanmaya çalışılmaktadır.

 

Deniz gezmiş için yaratılmaya çalışılan mağduriyet denizinde o dönem ülkücü hareketi de boğdurulmaya çalışılmaktadır.

 

Bu ülke kendi Başbakanı’nı bile idam sehpasına götürmüştür.

 

Bu idam sehbaları yanlız bu 3 kişiden ibaret değildir.

 

Sanki Sağ hareketin hiçbir ferdi darağacına gönderilmemiş gibi!!!!

 

İşkencede ölenler haricinde AHMET KERSE, ALİ BÜLENT ORKAN, CENGİZ BAKTEMUR, CEVDET KARAKAŞ, FİKRİ ARIKAN, HALİL ESENDAĞ, İSMET ŞAHİN, MUSTAFA PEHLİVANOĞLU, SELÇUK DURACIK, ŞEHABETTİN OVALI da idam edilenler içerisindedir.

 

İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesi yıllarında (1968) okuduğu okulu işgal etmiştir.İşgal edilen okulun içi orak çekiçli kızıl bayraklarla donatılmış işgal günlerce sürdürülmüştür.

Bu gün neredeyse anti emperyalist vatansever bir kahraman muamelesi gören Deniz Gezmiş’in işgal ettiği okulun hiçbir koridorunda nedense Orak çekiçli rus bayrağı varken, Türk bayrağı hiç yoktu.

 

6. Filo gösterilerinde ABD yi protesto edenler ne hikmetse dönemin Sovyetler Birliğine laf söyletmemekte idiler.

 

Atatürk’ün yolundan gittiklerini söyleyenler çok önemli bir ayrıntıyı hala bu gün bile anlayamamaktalar.

 

Atatürk Marksist veya Leninist değildi.

 

Bu fikirlerede olabildiğince karşı idi.

 

Komünizm, Türk Dünyası'nın en büyük tehlikesidir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir." Demiştir.(Faruk Şükrü Yersel, Eskişehir Gazetesi, 1926).

 

Ancak en büyük Atatürkçü dedikleri Deniz’in son sözleri ‘yaşasın Marksizm ,Leninizm olmuştur’.

 

Onun inandığı Marksist ve Leninist ideoloji Atatürk’ün kurduğu üniter Türkiye Cumhuriyetini bir devrimle yıkıp yerine sosyalist Rus uydusu çok etnikli bir devleti hedefliyordu.

 

Yada birileri Denizleri fena halde kandırmışlardı!!!!!

 

Okul işgali sonrasında üniversitenin kapatılıp polise teslim edilmesi sırasında çıkan olaylarda yaralanıp tedavi için getirildiği hastaneden kaçan Gezmiş soluğu nerede aldı biliyormusunuz?

 

Filistinde….

 

Filistinde kim tarafından , hangi amaçlarla eğitildiğine burada değinmeyeceğim.

Ama şu bir gerçektir ki Filistin dönüşü Deniz Gezmiş asla eskisi gibi değildi.

 

Filistindeki kamplarda ideolojik ve askeri eğitimini tamamlayan şahıs ,artık ,önceleri gibi tamamıyle romantik bir sosyalizm özlemi ile yanıp tutuşan üniversiteli şahıs değildi.

 

Artık banka soyan , adam kaçıran biri idi ,yani tamamı ile militarize olmuştu.

 

Uyduruk bir ABD li askerlerin kaçırılması olayı ve bir müddet sonra serbest bırakılmaları???

 

Eminim zaman bu soruları cevaplayacaktır.

Neden bu askerler kaçırılmış, ve neden bir müddet sonra kendilerine çok iyi bakıldıktan sonra tek bir fiske bile vurmadan serbest bırakılmışlardı.

Bunun Filistindeki kamplarda tanıştıkları başkaca gizli servislerle bir alakası varmıydı?

Kendi kaynaklarına bakarsanız Deniz Gezmiş hayatını anlatırken jandarma ile girdiği silahlı çatışmayı anlatıyor:

 

Yalnızsın. Gemerek’in dışında bir benzin istasyonunun arkası. Yerler ıslak. Çamur. Zifiri bir karanlık. Bir yamaçtasın orada. Yalnızca jandarmaların attıkları mermilerin alevlerini görüyorsun. Ateş etsen yerin belli olacak; ateş edemiyorsun.

O anda bombayı atmak aklıma geldi. Kafan çalışıyor. Mantığın tıkır tıkır işliyor. Soğukkanlısın. Pimini çekip bombayı elinde tutuyorsun bir iki saniye. Pimi çektikten dört saniye sonra bombanın patlaması gerek. Vakit geçirmemek gerek. Bomba elinde patlayabilir; bunun korkusu var içinde; elinde patlarsa diye.

Fırlatıyorsun bombayı. Sinip bekliyorsun. O andaki bekleme müthiş işte. Müthiş uzun geliyor o süre; zaman bir türlü geçmiyor; saniyeler dolmuyor bir türlü. Bomba, savunma bombası. Patlayınca bayağı etkili patlar. Havada birtakım kollar bacaklar göreceğini sanıp bekliyorsun.Diyor ve devam ediyor .

Vukuatları yalnız bunlarla sınırlıda değil.

— üniversitede yapılan bir aramada dürbünlü tüfekle (suikast tüfeği, bu tüfek türü kesinlikle savunma amaçlı kullanılamaz.) yakalandı.

-31 ağustos 1966'da İstanbul - taksim'de, çorum'dan İstanbul'a kadar yürüyen adamlarıyla birlikte ayaklanma başlattı ve ortalığı birbirine kattı. bu kargaşada çok vatandaş yaralandı.

 

- 19 ocak 1967'de o zamanki bir öğrenci yurdunun devir edilmesi sırasında adamlarıyla birlikte ayaklanma yaptı ve yine çok sayıda vatandaş yaralandı.

 

- 12 haziran 1968'de İstanbul üniversitesini adamlarıyla birlikte işgal edip pek çok öğrenciyi öldürdü.

 

- 7 mart 1968'de İstanbul üniversitesi'nde yapılan aiesec genel kurul toplantısında adamlarıyla birlikte salonu savaş alanına çevirdi.

 

- 16 mart 1969'da karşıt görüşlü bir öğrenci hareketinin İstanbul'da bir miting yapması üzerine adamlarıyla birlikte bu miting yapan öğrencilere saldırdı...

 

- 31 mayıs 1969'da İstanbul üniversitesi'ni adamlarıyla birlikte işgal etti. bu işgal sırasında polisle girdikleri çatışmada yaralandı.

 

- 11 ocak 1971'de adamlarıyla birlikte İş bankası, Ankara - emek şubesini soydu.

Sivas’ta yakalanıp tutuklandıktan sonra mahkeme süreci ve idam.

 

İdama giderken Deniz Gezmiş imam istemediğini ifade etmiştir.

Çünkü onun uğruna ömrünü adadığı ideolojisinde Allah’a yer yoktu.Onun imamına ise hiç gerek yoktu.

 

Ancak darağacında söylediği son sözler bir gencin hangi noktalara geldiğinin bir özeti idi.Yitik bir hayatın özeti.

 

‘Yaşasın Marksizm-Leninizmin ‘yüce’ ideolojisi, yaşasın Kürt ve Türk halklarının Bağımsızlığıi, kahrolsun emperyalizm.’(Şimdilerde ise bu sözleri yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği ‘’ diğe yumuşatıp yutturulmaya çalışılıyor.

 

Ona göre Marksizm uğruna kolayca hayatın feda edilebileceği yüce bir ideoloji idi.

Bu ideolojiyi bir Türk gencinin gözünde bu kadar yüce kılan ne idi?

Karl Marks isimli bir yahudiyi Atatürk’ten Türk devletinden ve onun ilkelerinden daha yüce kılan her ne idiyse kahrolsun diyorum.

 

Elbette şahsen tek bir Türk gencinin bile öldürülmesinden yana olabilmem mümkün değildir.

Ancak Deniz Gezmiş’in kurduğu THKO terör örgütünün uzantısı bu günkü TİKKO - DHKPC dir,bu terör örgütlerinin ne kadar kan akıttığını da kimsenin unutmaması gerekmektedir.

Bu gün hala Tokat yaylalarında, yada Tunceli kırsalında kimi zaman askerle kimi zaman polisle çatışan ve kimi zamanda devlet yanlısı olmakla suçladıkları vatandaşları öldürmekten çekinmeyen bu örgütlerin temelleri ne yazık ki bu şahısın zamanında atılmıştır.

 

Deniz PKK için de ,TİKKO için de,DHKPC için de bir kahramandır.

 

Çünkü Deniz son sözlerinde de ifade ettiği gibi tüm yaşamı boyunca tek milletli bir ulus devlete inanmamıştır.

Bunu etkin bir dille Kürt ve Türk halklarının kardeşliği olarak ifade ederken aslında geliştirdiği retorik Türk milletini ayrıştıran ilk çalışmaları oluşturmuştur.

 

Nitekim PKK da ilk kuruluş yıllarında Marksist ve Leninist bir parti olduğunu deklare etmiştir.Deniz de bu ülkenin belkide ilk Marksist-Leninist idolu olmuştur.

 

Emperyalizme karşı duruş salt ABD emperyalizmi mi olmalıydı?Yoksa SSCB iyi emperyalist, ABD kötü emperyalist mi idi?

 

Yoksa Türk Milliyetçilerinin o zamanlar da ve bu günde dediği gibi tamamen ve tam bağımsız Türkiye olması gerekenmidir?

 

Gerçek anti emperyalist duruş bu değilmidir.?

 

O gün Deniz Gezmiş’in arkadaşı ve yoldaşı olanlar bu gün her türlü emperyalizme çanak tutabilmektedir.

O yılların Yoldaşı YAŞAR KAYA(bu günün pkk basını GÜNDEM GAZETESİ’NİN sahibi,Anılarında Seniz gezmişi anlatıyor zaten)Hasan Cemal, Ertuğrul Özkök,Ali Kırca, M.A.Birand vb.

SSCB nin çöküşü ile sallayacak bayrağı kalmayanların bu gün AB ve ABD ci olmaları ne kadar manidardır değilmi?

 

 

Türk milliyetçilerinden hiç idam edilen olmamışmıdır?

 

İmamı reddedip Marksizmin uğruna ölmeye hazırım diyenler, ellerine Rusun orak çekiçli bayrağını alanlarmı mübarektir, yoksa ipe salavat getirerek giden son anlarını abdestli geçirip ‘Bu ezan dinmeyecek, bu bayrak inmeyecek’ diyenlermi????

 

İpte 52 dakika can veremeyenler mi(Deniz Gezmiş’in idamı tam 52 dakika sürmüştür), yoksa bir gül bahçesine

girer gibi şehadete gidenlermi???

 

Halil Esendal mı Selçuk Duracık mı???

 

militan Necdet Adalı asıldıktan sonra sırf denge olsun diye asılan Mustafa Pehlivanlıoğlu mu????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet üç bizden üç sizden dendi. Adnan Menderes'lere karşılık Deniz Gezmiş'ler... Eşitlik mi bu ? Adalet bu mu! önemli olan 3e 3 sayıların eşitliği değil, düşüncelerin eşitliğidir.Bu ülkede hep özgür düşünceyi savunanlar idama mı mahkum ya..

 

Adnan mederes ile deniz gezmişlerin ne alakası var? Yorum yapıyorsanız bildikleriniz uzerine yapın,idam tarihlerine ve olaylara bakın ,kulakdan dolma sözlerle yorum yapmayın.

 

12 Eylül döneminde 40 kadar idam kararı veren eski Sıkıyönetim Mahkemesi Hâkimi Ali Fahir Kayacan, anılarını SABAH'a anlattı.

 

Hâkimi Ali Fahir Kayacan anlatıyor..

.....

............

Adalı, sehpaya çıktı. Cellat ipi boynuna geçirdi. O vaziyette, slogan attı. Cellat sandalyeyi çekince önce ipin ucunda döndü. Boyu uzundu. Ayağı sandalyeden sonra masaya değer gibi oldu. Daha çok acı çekmesin diye masayı da çektiler. 15 dakika beklendi. Doktor saate baktı ve 'Tamam,' dedi.' Kayacan, yasalar uygulansa da katıldığı idam görüntülerinden çok etkilenmiş: "Ne olursa olsun gözünüzün önünde biri ölüyor. Etkilenmemek mümkün değil. İdam kararı vermekle uygulamayı görmek çok farklı.

 

" Solcu gençlerden Adalı'nın infazından sonra denge sağlanmak için idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu'nun ipe gidiş anını da şöyle anlatıyor: "Odadayken, Mustafa Pehlivanoğlu'nu çağırdılar. Onun da son arzusu ailesine mektup yazmak oldu. Dini telkini kabul etti. Ondan sonra ben hükmü okudum. Pehlivanoğlu, savcılıkta itiraflarda bulunmuştu. Ben hükmü okuduktan sonra bana 'Efendim ben o kadar yardımcı da oldum,' dedi. Ona infaz hükmünün değiştirilmesinin mümkün olmadığını anlattım. Pehlivanoğlu da sehpada slogan attı."

 

Sibel HÜRTAŞ/ ANKARA

 

Yani anlayacağın , önce solcu Adalıyı astıktan sonra denge olsun diye Mustafa PEHLİVANOĞLU nu asıyor.

 

Abilerin anlattıkları kör ideoloji ile kalmayalım, lülfen gerçekleri görelim.

Sağ sol fark etmez her iki tarafında kullanıldığını gün gibi ortada,o dönemin orta yolcuları bugün başımızda!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.