Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2012 .. Uzaydaki tüm şekiller ve hacimler, bilinmeyen bir enerji yaratmaktadırlar. Bu enerji, pozitif olduğu gibi, zararlı cinsten de olabilir. Bu da, bizi çevreleyen eşyaların haberimiz olmaksızın bizi etkiledikleri anlamına gelir. Neşelenmemize, üzülmemize, sağlığımızın düzgün olmasına ya da hastalanmamıza yardımcı olurlar. Bu esrarengiz güçlerin en azından bir bölümünü kontrol etmek mümkündür. Uygar insanın, içinde yaşamakta olduğu bu eşyalar ormanında "yırtıcı cisimleri" ayırt etmeyi bilmesi, henüz kurbanı olmadan bunları uzaklaştırması ya da yok etmesi için ilk şarttır. Roger de Lafforest, "Şans Kanunları" isimli kitabının "Eşyaların Gücü" başlığı altındaki bölümünde insanın, çevresinde kendisine hizmet etmekte olan eşyaları tanımasının, bunları daha iyi kullanabilmesi için gerekli olduğunu belirtmiştir. Lafforest, ne söylediğini gayet iyi biliyordu; çünki hayatının büyük bölümünde insanı çevreleyen eşyaların gizemli etkilerini ve form dalgalarını incelemişti. Bu konunun, Ravatin, De La Foye ve diğer uzmanları gibi o da, çevremizdeki hacimlerin, bedensel ve ruhsal sağlığımıza faydalı veya zararlı etkilerde bulunduğu sonucunu elde etmişti. Cisimlerin bu etkisi, onlara sonradan sinmiş tesirlerden ya da kendi doğal yapılarından ötürü olmak üzere başlıca iki kaynaklıdır: Birincisinde, cisimler değişik kişilerin ellerinde dolaşmaktan ya da herhangi bir olayda kullanılmış olmaktan dolayı birtakım etkileri biriktirmişlerdir. Ayrıca bir manyetizör ya da büyücü de bunlara olumlu ya da olumsuz amaçlar doğrultusunda bazı tesirler yüklemiş olabilir. Tüm bunlar, eşyaların, sonradan kendilerine yüklenilmiş (isteyerek ve istenmeden) olması nedeniyle yaydıkları tesirler sınıfına girer. İkincisinde ise bu tesir, cismin tabiatında, esasında vardır. Onun kendine has formu ya da yerleştirildiği mekan nedeniyle yaymakta olduğu tesirdir ki, Lafforest'in de söylediği gibi "evrensel ahenk"e ya uygundur ya da tersinedir. Ona göre eşyalar belli bir plana kayıtlıdırlar, genellikle bir sembolü temsil ederler ve fizikçilerin de söyledikleri gibi "güçler alanı"nı yaratırlar. Hiçbir eşya, mobilya, biblo ya da başka herhangi bir şey "etkisiz" değildir. Lafforest ve diğer uzmanlar da bilmektedirler ki, bizi çevreleyen cisimlerin çoğu nötrdürler. Yani ne yararlı ne de zararlı bir etkileri yoktur; en azından böyle yönlendirilmedikçe. Mesela, etajer üstünde duran basit bir vazoyu ele alalım. Üzerinde sembolik bir motif de bulunmasın. Yani alelade, hiçbir özelliği olmayan bir vazo. Pozitif veya negatif yönde bir manyetik etkisi de olmadığını varsayalım.. Tamamen önemsiz bir cisim. Şimdi, yine diyelim ki, günün birinde eve gelen misafirlerden size karşı olumsuz duygular ve düşünceler içinde olan birinin bakışları (kendisi de farkında olmaksızın) bu vazoda sabitleşse ve size olan hırçınlığı bu cisme de sinse.. Bu vazo, odadaki diğer bir cisimle rezonans haline geçebilir ve sizin haberiniz olmadan tehlikeli bir hale gelebilir. Bunun tam tersine, bir eşyayı gayet pozitif tesirlerle yüklemek de mümkündür. Örneğin bu vazonun içine sizi çok seven bir arkadaşınızın hediye ettiği çiçekleri koymuş olabilirsiniz. Sizin için çok iyi dileklere sahip bir dost eli onu çiçeklendirmiş olur. Ya da odadaki diğer bir cisim onunla rezonansa geçerek bir pozitif dalgalar bileşkesi oluşturabilir. İşe önce, çevremizi iyi tanımaktan başlamak gereklidir. Herkes bir form dalgaları uzmanı ya da hassas ve deneyimli bir psi süjesi olamaz. Yapılacak en iyi şey, bu tür okült tehlikelere karşı gayet etkili olan bazı geleneksel korunma yollarını denemektir. Anadolu'nun pek çok yöresinde evlerin duvarlarına mavi boncuk, nazarlık gibi cisimleri asma adeti, tam bilincine vararak yapılmamış dahi olsa bu, korunma yollarından biri olarak kabul edilebilir mi? Hayırlı tesire sahip dalgaları nasıl besleyebiliriz? Bunun için o cisimleri, şayet tecrübemiz varsa kendimiz manyetize edebiliriz veya iyi bir medyomdan bu yardımı talep edebiliriz. Zaten yukarıda bahsettiğimiz korunma metotları da genellikle çevredeki pozitif enerjilerin harekete geçmesine neden olur. Ayrıca topraktan gelen (telürik) akımlara da dikkat etmek gerekir. Bunlar da bulunduğumuz noktaya göre nötr, faydalı veya zararlı etkiye sahiptirler. Hatta bir yatağın, bir büronun ve basit bir koltuğun bile dört ana yöne göre olan pozisyonları çok önemlidir. Bu arada, kelepir olarak alınan eşyaların da eski sahipleri hakkında titiz bir şekilde bilgi edinmek yerinde bir tedbir olur. Eski devirlerde, mimarî de bu tedbirlerle yürütülürdü. O devrin inisiyeleri jeomantik (bir tür fal; toprakta kehanet) önlemler almadan hiçbir bina inşa etmezlerdi. Günümüzde bu hususlar tamamen unutulmuştur. Son araştırmalar da göstermektedir ki, şekillerin (formlar) ve hacimlerin gizli kalmış bir gücü vardır ve talihsizliklere, açıklanamaz hastalıklara neden olabilmektedirler. Tabii ki bu tesirleri bizlere yararlı hale dönüştürmek veya en azından zararsız hale getirmek de kendi elimizdedir. Gerçek anlamda bir "yaşam kalitesi"ne ulaşmada bu, ilk ve önemli bir adım olacaktır diyebiliriz. Jean Drouin İRAD .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2012 Bu konuda hiç bilgi sahibi değildim fakat bugüne kadar hislerim beni bu yönde hareket ettirmiş.. Antika merakım olmasına rağmen antikacıların sadece vitrinlerine hayran hayran bakmakla yetinirim. Çok eski bir porselen fincan takımını içeri girip almak için çok durdurduğum olmuştur kendimi. O eşyaları kullanan insanların yaşadıklarının, (belki acı hatıralar) o eşyaya sinmiş olabileceğini düşünüp kendi evime taşımak istemem. Bu yüzden evimde sadece kendi yakınlarımın eski eşyaları vardır.. Bir de eski kitap satan dükkanlardan okunmuş kitapta almam, o kitabı okuyan insanın enerjisi eğer kötü ise bana geçmesinden endişe ederim.. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ dennise Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 3 Ağustos , 2012 bence de esyalarin enerjileri vardir , mesela haram para .. hasretinden kor olmus bir babaya oglu gomlegini gondertiyor ve babasi o gomlegi eline aldigi gibi duzeliyor ... esyalarin enerjisi eski devirlerde de kullanilmistir .. hem karabuyu yapmak icin biribirdir esyalara enerji yuklemek soyle ki ; annemin buyucu arkadaslari vardi hem de milyonlarca lira harcamaktaydilar zamaninda ... demek ki var bi tesiri . sahsen hic kanahatimin gelesi gelmiyor .. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2012 .. konu ile ilgili araştırıp-gezinirken.. aşağıda linkini verdiğim kaynak ile.. karşılaştım.. ilginizi çeker mi bilmiyorum.. http://www.uzmantv.c...nasil-anlasilir .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2012 Videoyu izledim.. Şimdi ben kendi gözlerimle şöyle bişeye şahit oldum: Salonumun epey yer kaplayan bir gümüşlük vardı..Her bir rafı kalın cam..Her bir rafın üzerinde kristal bardaklar, kadehler vs. Birgün öylesine otururken, karşımda o raflar kademe kademe aşağı indi kırılarak.Kova kova attık hepsini.. Başkasının nazarı olduğunu sanmıyorum ama benim düşünce gücümle kırılmış olabileceğine inanırım.. Çünkü o vitrin ve içindekileri her zaman eşya kalabalığı olarak görür ve söylenirdim.. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 4 Ağustos , 2012 .. başınızdan geçen olayı doğrulayan bazı bilgiler buldum.. nazar ile ilgili.. paylaşayım: Ruhsal tesir: Nazar Değmek Hakkında Bir Risale adlı yazısında Prof. Dr. Süheyl Ünver, şöyle demekte: "Bugün nazar değmesinin ruhsal mekanizmasının vücudumuzdaki atomun enerjiye dönüşmesiyle ilgili olacağını düşünmek zamanı gelmiştir. Bizde bir ruhsal tesir olduğuna göre vücudumuzdaki bazı maddelerin enerjiye dönüşmesi söz konusudur. Eski tecrübelere ve geleneklere dayanan ilham ve telkinlerden gelen böyle bir hususun olabileceği düşüncesindeki fikirlerimizin bir gün yeni atom enerjisinin keşifleriyle ispatlanacağı inkâr edilemez. İnsan bir maddedir ve onun da ruh diyeceğimiz bir enerjisi vardır." ** Düşüncenin şekillenmesi: Düşünce özel şekillere bürünmüş olan maddeden meydana gelir Bu şekiller gerçekten canlıdırlar, hassas ve durugörü yeteneği taşıyan kişiler tarafından görülebilirler. Düşünce şekilleri konusu, uzaktan tesir ve telkin konusunun teknik temelini oluştururlar. Nazar olayında da, söylenen sözün ya da düşüncenin bir şekil alması söz konusudur. Bu olguda aşırı beğenme, kıskançlık, aşırı heyecansal bir duygu, çekememezlik gibi durumlar söz konusuysa, elemantallerin de etkisiyle, düşünülen şey daha da etkili olarak hedefe gösterdikleri ve ayrıca, fazla öfkelenmenin mavi-beyaz koronanın içine karışarak onu tamamen bozan bir kırmızı "leke" alanı yarattığı keşfedilmiştir. ** Psikokinezi enerjisi: Parapsikolojik bir başka etki alanı olarak psi-kokineziyi gösterebiliriz. Sosyal Bilimler Akademisi'nden Dr. Sitkovsky şöyle demektedir: "PK gücünün mistisizmle hiçbir ilgisi yoktur. Bir insan düşündüğü zaman enerji yayar ve hu enerji bazı kişilerde daha güçlüdür. PK fiziksel ve fizyolojik bir gerçektir." PK gücünü çok iyi kullanmasıyla tanınan Bayan Mikhailova, kendi derisinde ve odadaki bir başka kişinin derisinde fiziki yanıklar oluşturabilmekte ve sonradan bunları ortadan kaldırabilmektedir. ** Hz. Muhammed bir hadisinde şöyle diyor: "Kötü göz sahibinin gözünden zehir gibi bir esir/eter çıkar ve herhangi bir şeye ulaşırsa, kişiyi bitkin bir duruma sokar, zarar verir." İbn-i Siyamet ise şöyle anlatmaktadır: "Bir gün peygamberimizi ziyarete gittim, keyifsiz ve hasta idi. Akşam tekrar gittiğimde iyi olduğunu gördüm. Peygamberimiz: "Bana kötü göz nazarı dokundu, Cebrail gelerek üzerime 'De ki: Sığınırım ben, tanyerini ağartan Tanrı ya yarattığı şeylerin şerrinden ve ortalığı basan karanlığın şerrinden ve düğümlere üfleyen nefeslerin ve haset eden hasetçilerin şerrinden' (Felâk Suresi: 113/1-5) ayetini okudu şifa buldum' "dedi. Peygamberimiz şöyle der: "Kötü nazar adamı öldürür, kabre kor ve deveyi hasta eder." Bilinmeyen 6. .. 3 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 .. Bitkiler Form Dalgalarından Çok Etkilenirler: Günümüzde yaşamakta olan her varlığın esrarengiz form dalgalarından etkilendiği deneysel olarak kanıtlanmıştır. İnsanlar ve hayvanlar gibi bitkiler de duruma göre yararlı veya zararlı olabilen bu form dalgalarından etkilenirler. Ukla, Kaliforniya'daki Stanford ve diğer pek çok Amerikan üniversitelerinde piramidin (Bir tür form dalgaları üreten cihaz; Luxor Formu) bitkiler üzerindeki tesiri araştırılmıştır. Hatta isteyen herkes, çok az bir malzeme ile bu deneyi evinde de gerçekleştirebilir. Aynı toprakla doldurulmuş iki büyük tahta saksı, aynı ısıya ve mekâna yerleştirilir. İkisine de aynı tohumdan (aynı torbadan alınmış) ekilir. Bir tanesi öylece bırakılır. Diğerinin üstüne Keops Piramidi oranlarında madeni bir piramit çatısı yerleştirilir. Çatıların arası (Yani dört yüz) yün iplikle, tahta veya plâstik ile kaplı olabilir. Burada önemli olan şey, ekinin çevresindeki uzayda yaratılmış olan formdur. Bunun İçinde ekili olan bitkinin, diğerine nazaran daha çabuk filizlendiği görülür. Ayrıca, bu eski ve verimsiz bir tohum dahi olsa daha çok filiz vermektedir. Bu bitkiler daha kuvvetli ve çabuk çıkacaktır. Standford Üniversitesi'nde yapılan tecrübede bu bitkinin hastalık ve parazitlere yakalanma ihtimalinin diğer bitkiye göre çok düşük olduğu saptanmıştır. Alma Ata Üniversitesindeki bu tip araştırmalarda aynı sonucu vermiştir. Özellikle Kaliforniya'da bazı evlerin bhaçelerinde bu tip piramit yapılara sıkça rastlanmaktadır. İstenilen yükseklikte bir direk ve buna piramit biçiminde çatılmış demir teller.. Ve sebzeler çok daha verimli olmaktadır. Tüm bunların sebebi bilinmiyorsa dahi, sonucun mükemmeliği nedeniyle uygulanmaktadır. ABD'de pek çok ticari kuruluş, çiftçiler için, kullanım amaçlarına göre değişik yapılarda form dalgası cihazları üretmektedirler.. İyi hesaplanmış startejik bir bölgeye yerleştirilmiş olan yukarıda belirttiğimiz yapıda bir piramit esası, özellikle filizlendirilme işlemi bağlamında kullanılmaktadır. Üst üster konmuş konilerle, dalların iyi uzaması sağlanmakta, diğer bazı formlarla da hem böcekler ve hem de hastalıklarla mücadele edilmektedir. Sonuçlar gayet olumludur, zira bu kuruluşların işleri iyi gitmektedir. Ve hatta tarım sanayiî dahi bunlardan yardım istemeye başlamıştır. Form Dalgaları ve bazı madenlerin yararlı etkileri kullanılmaktadır. Uygun ağaç gövdeleri veya saplarının çevresine madeni halkalar geçirlmektedir. Daire formundaki yapı, bitkiye asla değmemekte ve insanların kullandığı bakır bileziklerdeki gibi, iki üç ayrık olarak durmaktadır. Bunlar açık tarafı biraz yatık duracak şekilde, tahta veya başka cinsten bir ayak üzerine monte edilmektedir. Evinizdeki bir bitkiye, sert bakırdan bir tel ile bu yöntemi uygulayın. Birkaç hafta içinde çok daha güzel ve serpilmiş olduğunu göreceksiniz. Yalnız dikkat! Bakır tel bitkiye temas etmemelidir. Bu maden, Japon bahçevanları tarafından o meşhur cüce ağaçları elde etmede kullanılır. Sapı bu telle sıkıca bağlarlar ve sonunda hepimizin bildiği, o koca ağacın minicik ve kavruk modeli saksı içinde hayret uyandırır durur. Temas olduğu zaman sonuç tam tersinedir. Her iki durumda da süreç esrarengizdir. Piramitler, bilezikler, değişik yapılar, canlının gelişimini etkileyen pek çok formlar.. Tüm bunların üzerinde durmak lazım. Bazı olumsuz tesirli formlar vardır ki, hiç şüphe bile uyandırmazlar. Bunlar belkide pek çok sıkıntı ve hastalıklarımızın nedenini oluşturur. Jacques Degas Nostra - 1988 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ dennise Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 ...Tüm bunların sebebi bilinmiyorsadahi, sonucun mükemmeliği nedeniyle uygulanmaktadır... bayildim bu izaha sebebi bilinmiyorsa dahi, sonucunun mukemmelligi nedeni ile, uygulanmaktadir ... ne guzelll ne guzelll bu bir ilm-i ledun ki, kalbe ilham olmakta aciklamasini yapmaya cabaladikca kaybolmakta sevincten siir yaziverdim 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ dennise Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 simdi tek bi ciddi is kaliyor ; bu konu hakkinda detayli bilgiye nasil ulasabilirz ya da ulasabilir miyiz .. bi turliyim ben : P 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 pek fazla da turlama dennise.. sebebi bu işin sonu nereye varacak belli değil.. maharaj'ın bi sözü var: "Nesnel evren (malıadakash) sayısız formlar projekte ederek ve onları çözüp dağıtarak sürekli hareket halindedir. Her ne zaman bir form, hayat (prana) ile dolarsa, farkındalığın maddede yansıması ile bilinç (chetana) tezahür eder.." peki, form'u prana ile dolduran ya da şarj eden kimdir? Ve bu yol ile bilinci kontrol altında tutabilen.. Kader'i denetleyebilen.. Pek alâ bunu işi bilen bi ustanın kotardığını biliyoruz.. Ve onlara çeşitli adlar da veriyoruz.. Kategorize de ediyoruz.. Sende bazı özellikler var.. Onun için dikkatli ol diye söyledim.. Sen bilirsin kardeşim.. dennise.. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 bu arada.. ilm-i ledunn.. yani hızır-bilgi programından bahs etmişsin.. bu program daha fazla sosyal yaşam seviyesinde.. ilm-i ahkâm ilm-i adab ile ilgili.. bir yerden ya da bir olaydan belli bir bilgiyi kazandığında.. edindiğin ve deneyimlediğin bu bilgiyi.. bir başkasına nakil yapmak.. gibi bi şey o.. bi doktor.. bi elektrikçi.. ya da senin ilk defa gideceğin bi memleketi.. iyi bilen biri.. sana yol gösterebilen biri gibi.. Said Hoca'nın ifadesi ile, hayat mertebelerinin 2. basamağı.. Ve aramızda o varlıklardan gezinip-duranlar var da.. gözlerimiz köreldiğinden farketmiyoruz onları.. neyse.. ilm-i ledunn konusu üzerinde söyliyeceklerin varsa.. beklerim.. sevgiler.. 2 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ dennise Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 ilm-i ledunn konusu üzerinde söyliyeceklerin varsa..beklerim.. Ledun ilmi, yani gizli ilim, yani gizli bilgi, yani gizli bakis acisi, yani cogu zaman sana ozel bir koz ; ) hz, suleyman icin savas hamlesi misal ; ) elbette ki basiret ve feraset sahibi olabilmeye bakar bu is ki ; bizim emrolundugumuz bir isin dogal getirisi hukmundedir .. hz, ibrahim genis put arenasindaki putlari gizlice parcalamak istiyor ilk basta ama bakiyor ki surekli ziyaretciler girip cikiyor , bekliyor bekliyor ; bekledigi firsat eline gecmeyince ; kendine hasta gorunumu verip ; put arenasinin icine daliyor ve butun dikkatleri ustaca cekiyor uzerine ; ve yildizlara bakarak ; burc yorumu niteliginde hasta oldugunu soluyor ; yani veba hastaligina yakalandigini soluyor ; burada yildizlara bakarak konusmasi ; yildizlara tapan musriklerin zihinlerine ulasabildigini ve onlari etki altina alabildigini gosteriyor .. yoksa kimse onu dikkate almayabilirdi .. ayriyetten veba hastaliginin sakasinin olmadigini herkes tarihte tecrube etmistir ilk is o arenayi komple bosaltiyorlar can havliyle iste bu ledun ilmi .. sonra baltasiyla butun putlari paramparca ediyor ama en buyugune dokunmuyor ve baltayi en buyuk putun boynuna asiyor deha deha ! musrikler bi sure sonra geri geldiklerinde arenanin halini goruyorlar ve soka ugruyorlar .. hz. ibrahimden supelendikleri icin de ilk onu sorguya cekiyorlar sen mi yaptin ? ben yapmadim buyuk put yapti ; balta onda durmaktadir ; sizinle konusuyorlardi ve sizi isitmektelerdi ya hani ; ona bi soruverin belki kimin yaptigini o size soler ; belki kendinden baska bir ilah olmadigini size haber verdi ; hz, ibrahim sadece hanifti ... bunu da putlar uzerinden zihinlerine kavratti .. zihin kontrol de cok keskin bir ledun ilmidir kanimca .. ledun ilmi ucsuz bucaksiz bi yelpazedir ki ; ben siirime patenti alicam galiba bu bir ilmi ledun ki kalbe ilham olmakta aciklamaya calistikca kaybolmakta .. teslimiyet halinde insanin aklina cok sey gelir .. ama nefsani cabaya vurursa kilitlenir .. benim teorim bu yonde .. 2 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 teslimiyet halinde insanin aklina cok sey gelir .. ama nefsani cabaya vurursa kilitlenir .. benim teorim bu yonde .. bak bu bencede doğru, hatta tecrübe ile sabittir diyebilirim.. ama yine de en doğrusunu hocamız bilir.. 2 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 bir de şunu çok iyi bilmek gerekir ki.. İbrahim ya da Brahma.. dedelerinden tevarüs eden bi yıldız bilimci.. Kildânî idi.. Hani.. İsa'nın doğduğunu yıldızların pozisyonlarından.. anlayan.. ve o'nu bulmaya gelen üç Rahip.. gibi.. bunu bi not olarak düşelim.. ayrıca.. "insanın aklına çok şey gelir.." tarifi.. akıl programlarını kullanan ve figürlere/formlar takılı kalmış.. taklitçi bi cyborg için geçerli olabilir.. genelde bu noktadan sonra.. o makine devre dışı bırakılır.. ve fakat bunun kendisi dahi farkına varmaz.. ilm-i ledünn; Adetullah ya da Sünnetullah programıdır.. ve o programlardan çok daha yüksek programları.. insan beyni içermektedir.. ve sevgili efendim.. işin bu evresinde "tecrübî" edinimlar.. ya da "innî" çıkarsamalar hiç bi anlam ifade etmez.. evet.. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ dennise Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 bir de şunu çok iyi bilmek gerekir ki.. İbrahim ya da Brahma.. dedelerinden tevarüs eden bi yıldız bilimci.. Kildânî idi.. Hani.. İsa'nın doğduğunu yıldızların pozisyonlarından.. anlayan.. ve o'nu bulmaya gelen üç Rahip.. gibi.. bunu bi not olarak düşelim.. iste bu cokk guzel 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2012 .. 11.7.2012 de.. ikon'un sahifesine şöyle bi not düşmüşüz; ABRAM'S FAMILY / İBRAHİM AİLESİ.. Tekvin/Genesis- 11: 31 Terah took his son Abram, his grandson Lot son of Haran, and his daughter-in-law Sarai, the wife of his son Abram, and together they set out from Ur of the Chaldeans to go to Canaan. But when they came to Harran, they settled there. Torah New International Version ** ** Terah/Hintli Bilge/Sage/Guru, oğlu Abram'ı ve Haran'ın oğlu ve torunu Lût'u, ve gelini Saray'ı; Abram'ın karısını beraber aldı; Kenan Diyarına/Canaan/Levant'a gitmek üzere, Kildanilerin Ur şehrinden ve onlarla birlikte; Ur of the Chaldeans/Indian Chaldeans/Hind Müneccimleri ile yola çıktı. Ancak, ne zaman ki Harran'a /Other Estate; To chosen heaven land geldiler, o zaman durdular ve o topraklara yerleştiler. ** ** Canaan: Levant: -Orta-Doğuda bir antik bölge: -Suriye, Lübnan, İsrail ve Türkiye'nin bazı kesimleri de dahil olmak üzere ve Akdeniz'in doğusunu da içine alan arazi alanı için verilmiş eski bir isim. .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2012 .. Günümüzde yazının kutsal anlamı yitirilmiştir. Eski İskandinav ve Cermen Alfabeleri, Hiyeroglifler, Çin Yazısı/ İdeogram, İbranî Alfabesi.. Tüm bunlar gayet güçlü majik titreşimlere sahip sembollerle doludur. Hatta bunlar bizim Batı Alfabelerinde de epeyce vardır ve pozitif ya da negatif etkilerden haberimiz dahi olmaksızın, hiç bir tedbir almadan bunları kullanırız. Bu, bazı bilimsel çevrelerce de, günümüz modern dünyasındaki mental dengesizliğin kısmen sebebi olarak gösterilen yanlış bir tavırdır. "..Günümüz alfabeleri karşılıklı anlaşmayı sağlayan birtakım işaretler bütünü olmasına karşın, kadim devirlerdeki alfabeler çok farklıydı. Bunlardaki her işaret, değişik kozmik görünümlerle ilişkide olan bazı gizli güçlerin taşıyıcısı idi ve yazı da bu etkileri yansıtır, tesir ederdi.." ".. Her bir işaretin taşıdığı güç büyütülmeye, genişletilmeye ve etkili hale getirilmeye elverişliydi ve bu sayede hiyeroglifleri, kutsal yazıların alfabesini ve kutsal kelimeleri, gerçeğin gizli anlamlarına nüfuz edebilmek ve böylece yüksek şuur hallerine varabilmek amacıyla kullanmak mümkün oluyordu. Araştırmalar sırasında zaten çok dikkatlice kullanılması gereken sembollerin gücünü ve tesir kaabiliyetini, her gün daha açık ve seçik şekilde doğruluyoruz.." Yukarıdaki sözler ve tesbitler, matematikçi ve Form Etkileri konusunda uzman olan Jacques Ravatin'e aittir. İletişim kurmaya yarayan bir işaret, esasında sembolik bir güçle yüklüdür. Genel Form Dalgaları olgusuna bağlayabileceğimiz bir enerji neşretmektedir. Bu enerji, sembolü kullanana bağlı olarak pozitif ya da negatif olabilir. Nitekim Mısırlılar bazı kişilere ve hatta ölülere de büyü yapmak maksadıyla bazı hiyeroglifleri kasten bozarlardı. Kabalistler, tılsımlarını/talisman amaçlarına uygun İbranî harfleri ile doldururlardı. Kelt ve İskandinav majileri, telürik/topraktan gelen etkiler verileri de göz önünde bulundurmak kaydıyla kendi alfabelerini kullanırlardı. Bu bilim unutulmuş ve inisiyelerce de gizli tutulmuştur; çünki menfî amaçlarla kullanıldığında felâketler doğurabilir. Nitekim ünlü medyum Edgar Cayce (1877-1945) vizyonlarında, Atlantis'i majik semboller ve seslerin yok ettiğini gördüğünü belirtmiştir. Ravatin'in belirttiklerine bakılırsa ikinci bir husus daha vardır. Ona göre, semboller ve hatta alfabenin basit harfleri dahi, belirli çalışmalardan sonra uygun şekilde kullanılabilirse, formlardan yayılan enerjiler dolayısıyla değişik boyutlara nüfuz etme imkânı sağlayabilirler. Nitekim İbranî alfabesi üzerine ya da bazı mantralarla tefekkür yapmanınşuur alanlarında şaşırtıcı bazı değişiklikler yaptığı da bir gerçektir. Burada etkili olan nedir? Formların ya da gizli ses titreşimlerinin etki özellikleri mi? Şüphesiz her ikisi de aynı saklı bilginin birer parçasıdır. Bu eski semboller kadar günümüz yazısı da bizleri etkilemektedir. Ravatin ve diğer pek çok araştırıcının da doğruladıkları bu husus, bu konuya önem vermeyişimizin bizler için hayli sakıncalı olduğu hususudur. Ve bu yayılan güçler başıboş tarzda, genellikle de negatif yönde etki ederler. İleri matematikler bu sorunu ayırd etmeye başlamışlardır. Asırlar boyu bütünüyle bilinmeyen birtakım güçler âleminde yaşamış olduğumuz bir gerçektir. Günlük yaşantımızda tesirlerini aldığımız binlerce kıyafet, eşya, yazı, resim, reklâm panoları, amblemler, televizyon görüntüleri ve müzik pasrçalarının hiç de bu bilgi doğrultusunda yaratılmamış olduklarını göz önünde tutarsak, günümüz Batı uygarlığının giderek içine saplanmakta olduğu balçığın sebeblerinden biri daha gün ışığına çıkmış olabilir. Jacques Degas .. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ simin Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2012 .. başınızdan geçen olayı doğrulayan bazı bilgiler buldum.. nazar ile ilgili.. paylaşayım: Ruhsal tesir: Nazar Değmek Hakkında Bir Risale adlı yazısında Prof. Dr. Süheyl Ünver, şöyle demekte: "Bugün nazar değmesinin ruhsal mekanizmasının vücudumuzdaki atomun enerjiye dönüşmesiyle ilgili olacağını düşünmek zamanı gelmiştir. Bizde bir ruhsal tesir olduğuna göre vücudumuzdaki bazı maddelerin enerjiye dönüşmesi söz konusudur. Eski tecrübelere ve geleneklere dayanan ilham ve telkinlerden gelen böyle bir hususun olabileceği düşüncesindeki fikirlerimizin bir gün yeni atom enerjisinin keşifleriyle ispatlanacağı inkâr edilemez. İnsan bir maddedir ve onun da ruh diyeceğimiz bir enerjisi vardır." ** Düşüncenin şekillenmesi: Düşünce özel şekillere bürünmüş olan maddeden meydana gelir Bu şekiller gerçekten canlıdırlar, hassas ve durugörü yeteneği taşıyan kişiler tarafından görülebilirler. Düşünce şekilleri konusu, uzaktan tesir ve telkin konusunun teknik temelini oluştururlar. Nazar olayında da, söylenen sözün ya da düşüncenin bir şekil alması söz konusudur. Bu olguda aşırı beğenme, kıskançlık, aşırı heyecansal bir duygu, çekememezlik gibi durumlar söz konusuysa, elemantallerin de etkisiyle, düşünülen şey daha da etkili olarak hedefe gösterdikleri ve ayrıca, fazla öfkelenmenin mavi-beyaz koronanın içine karışarak onu tamamen bozan bir kırmızı "leke" alanı yarattığı keşfedilmiştir. ** Psikokinezi enerjisi: Parapsikolojik bir başka etki alanı olarak psi-kokineziyi gösterebiliriz. Sosyal Bilimler Akademisi'nden Dr. Sitkovsky şöyle demektedir: "PK gücünün mistisizmle hiçbir ilgisi yoktur. Bir insan düşündüğü zaman enerji yayar ve hu enerji bazı kişilerde daha güçlüdür. PK fiziksel ve fizyolojik bir gerçektir." PK gücünü çok iyi kullanmasıyla tanınan Bayan Mikhailova, kendi derisinde ve odadaki bir başka kişinin derisinde fiziki yanıklar oluşturabilmekte ve sonradan bunları ortadan kaldırabilmektedir. ** Hz. Muhammed bir hadisinde şöyle diyor: "Kötü göz sahibinin gözünden zehir gibi bir esir/eter çıkar ve herhangi bir şeye ulaşırsa, kişiyi bitkin bir duruma sokar, zarar verir." İbn-i Siyamet ise şöyle anlatmaktadır: "Bir gün peygamberimizi ziyarete gittim, keyifsiz ve hasta idi. Akşam tekrar gittiğimde iyi olduğunu gördüm. Peygamberimiz: "Bana kötü göz nazarı dokundu, Cebrail gelerek üzerime 'De ki: Sığınırım ben, tanyerini ağartan Tanrı ya yarattığı şeylerin şerrinden ve ortalığı basan karanlığın şerrinden ve düğümlere üfleyen nefeslerin ve haset eden hasetçilerin şerrinden' (Felâk Suresi: 113/1-5) ayetini okudu şifa buldum' "dedi. Peygamberimiz şöyle der: "Kötü nazar adamı öldürür, kabre kor ve deveyi hasta eder." Bilinmeyen 6. .. Anammm ben çok hastalanırım köyüme gittiğimde başım kalkmaz midem bulanır,istifra edicem edemem suratım sapsarı kesilirmiş (babaannem öyle der) sebebide büyükler tarafından çözüldü bizim köylü aviş inge (havva yenge) koskoca havva yenge aviş inge'ye de dönüşür bizde böyle işte.. bilirimm bilirimmm kötü göz çok kötü eder insanı... hepimizi Allah korusun... çok bismillah amin 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ simin Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2012 Anammm ben çok hastalanırım köyüme gittiğimde başım kalkmaz midem bulanır,istifra edicem edemem suratım sapsarı kesilirmiş (babaannem öyle der) sebebide büyükler tarafından çözüldü bizim köylü aviş inge (havva yenge) koskoca havva yenge aviş inge'ye de dönüşür bizde böyle işte.. bilirimm bilirimmm kötü göz çok kötü eder insanı... hepimizi Allah korusun... çok bismillah amin ha birde yıllardırda o kadınla göz göze gelmeden hatta selam vermemek için yol değiştirerek kaçar dururum köy içinde.. oda kızar bu kız hiç konuşmuyor kimseyle havalıııı diyormuş benim için 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 şimdi.. bide bayramda çok da şık gidicen köye.. simin-simin.. allah seni nazardan-kazadan-belâdan korusun.. dua ederek git.. şükr ederek dön inşaallah.. tamam mı? 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 .. önsezi - premonition: gelecekte meydana çıkacak olay veya olayların imaj veya imajsız tarzda ve kendiliğinden bilinmesi.. bu durum, rüya halinde oluşacağı gibi, uyanık halda da ortaya çıkabilir.. çoğu kez, yakın çevremizde ve birlikte yaşadığımız kişilerden duyarız.. kişisel kanaatim şudur ki, biz dahil ve çevremizde duyularımız ile algıladığımız her türlü "form/motif, nominal değerler olup, bireysel kriterlerimiz oranında değer kazanarak, enerji yayarlar.. bu enerji ortamı, bir yönü ile de, bireysel enerji etkileşiminin toplam değerini de kapsar.. bu ortam içerisinde yaşam sürdüren her birey ve bir şekilde farkına varmadan ortak enerji alanından da tesir alacaktır.. karmaşık alanın- bilgi yetersizliği nedeni ile- uyandırdığı duyumsamaları çözümleyemeyen birey, bu durumda farklı imajlara da muhatap olacaktır ki, çoğu kez ve şahsı adına doğru olmayan vizyonlara, kendisine aitmiş gibi inanarak, o tesir alanının programını vekâleten yaşamak zorunda kalır.. netice olarak, bu durum dikkatle ve ciddi olarak izlenmeli ve bilgisi olan kişilere danışılarak gereksiz yüklenmelerden kaçınılmalıdır.. .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ simin Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 şimdi.. bide bayramda çok da şık gidicen köye.. simin-simin.. allah seni nazardan-kazadan-belâdan korusun.. dua ederek git.. şükr ederek dön inşaallah.. tamam mı? 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 gelecekte meydana çıkacak olay veya olaylarınimaj veya imajsız tarzda ve kendiliğinden bilinmesi.. Aynı gün içinde evimizin önüne belediyecilere ağaç diktirmekten başlar, gündüz marketten alamadığım bir tatlının akşam ayaklanıp eve gelmesi ile uzarrrr gider bende ki hikayeleri... 2 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 .. karmaşık alanın- bilgi yetersizliği nedeni ile- uyandırdığı duyumsamaları çözümleyemeyen birey, bu durumda farklı imajlara da muhatap olacaktır ki, çoğu kez ve şahsı adına doğru olmayan vizyonlara, kendisine aitmiş gibi inanarak, o tesir alanının programını vekâleten yaşamak zorunda kalır.. bu paragrafın içerdiği bilgiyi de özümsemek gerekli oluyor.. çevrenizde.. olmaması gereken varlıklara.. nefsani arzular ile izin vermeniz.. ve onların da enerji alanınıza dahil olması gibi.. karmalarını birlikte getiriyorlar.. sizi de bu sorunlara ortak ediyorlar.. proxy sendrome.. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2012 LUXOR FORMU; Esrarengiz Kökleri Olan Bir Tılsım. Bu, en esrarengiz, en tanınmamış ve şüphesiz en etkili tılsımdır denebilir. Luxor Formu, arkeolog Prof. Carter'ı, Tutankamon'un, mezarına giren diğer arkeologları çarpan lânetinden korumuştu. Yıl 1922. Prof. Carter tarafından yönetilen bir arkeolog ekibi, Tutankamon'un mezarının girişini zorlamaktadır. Ve burada pek çok ve değerli hazineler bulurlar. Gel gelelim takib eden aylar ve yıllarda birbiri ardından açıklasnamayan sebeblerle ölüp giderler. Yalnızca Prof. Carter kurtulur. 1930'lu yıllarda, bir form dalgaları uzmanı olan Fransız A. de Bélizal, Prof. Carter'ın lânetli mezara girdiği esnada parmağında garip bir yüzük taşımakta olduğunu (Şanslı mı, yoksa önceden uyarılmış mı?) fark eder. Carter bu yüzüğü başka bir mezar kazısı esnasında bulmuştur, ve o günden itibaren de bilinmeyen sebeblerden ötürü parmağından hiç çıkarmamıştır. Yüzüğün taşı üzerinde garip bir şekil vardır. Üzerinde paralel yüz biçiminde kabartmalar bulunan ve iki eninde üçgenler bulunan uzun bir dikdörtgen. Bu yüzüğün Luxor Şehrinde bulunmuş olduğu var sayılarak ve üzerindeki geometrik şeklin benzerliğinden ötürü ona da bu isim takılmıştır. Bélizal hadiseyi kısmen aydınlatmayı başardı. Prof. Carter'ın taşıdığı yüzüğün tamamen aynısını yaptı ve parmağında da taşımaya başladı. Bunun, sağlığı ve girişimleri üzerinde çok yararlı etkiler yaptığını fark etmekte gecikmedi. Bunu takib eden dönemlerde, araştırmalarını genel olarak şekillerden ve hacimlerden doğan enerjiler ile ve Luxor Formu üzerinde yoğunlaştırdı. Pek çok sayıda deneyimlerin sonucunda, A. de Bélizal, eski Mısırlılar'ın, bu Luxor Formu yaratıcılarının, bazı cisimlerin hacimsel yeteneklerinin ve bunun yönlendirilmesinin sırrını çok iyi bildikleri bilgisine ulaştı. Bu bilgiler, onlara belki de hayatta kalmış son ahalisi oldukları Atlantis Kıtası'ndan bir miras olamaz mıydı? Neden henüz bilimimizin ilgilenmediği bazı enerjileri, bizden çok farklı bir uygarlık bir zamanlar ynetmiş olmasın? Tutankamon'un mezar odasında ve diğer önemli mezarların pek çoğunda eşyaların seçilişi ve hem de yerleştiriliş düzeni, kudsiyeti bozacak ya da gasp edecek olan yabancılara karşı koruyucu bir vasıftadır. Ve bu kesin lânetten korunmanın tek yolu da bu garip ve basit motifli ufak yüzüktür. Bu motifin boyutları kesindir. Etkisinin boyu ile hiç bir ilgisi yoktur. Çok küçük de olabilir; yeter ki hacim ve boyutlarının oranı tam doğru olsun. Aksi takdirde, bir tesiri olmayacağı gibi, zararlı da olabilir. Jean Drouin Devam edecek.. .. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.