Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bu kitap, bir vejetaryenlik çağrısı değil, bir uyanış çağrısı...


Radya

Önerilen İletiler

Siz hangi hayvanları yiyorsunuz?

 

Yemek yerken aldığımız kararları, neye dayanarak alıyoruz? Neden kuzu eti yiyoruz ama köpek eti yemiyoruz? Çağdaş Amerikan edebiyatının zeki ve oyunbaz yazarı Jonathan Safran Foer’den algıları açacak, sarsıcı bir kitap:

 

Hayvan Yemek.

120702-HAYVANYEMEK.standard.jpg

 

 

Bir öykü anlatmak için nereden başlamak gerekir? Peki ya anlatılacak öykü, yemek gibi gündelik yaşantının bir parçası olagelmiş, fazla irdelenmeyen bir şeye dairse? Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın ile Her Şey Aydınlandı’nın parlak yazarı Jonathan Safran Foer, Hayvan Yemek’te tabaklarımızdaki yemeklerin öykülerini kendine özgü oyunlarıyla anlatıyor. Mağara adamlarının beslenme biçimlerinden bir Filipinler spesiyali olan Köpek Kapama’ya, vejetaryen olduğu gün akvaryumdaki balıkların karşısına geçip onlara artık utanç duymaksızın bakabileceğini söyleyen Franz Kafka’dan günümüzün mezbahalarına uzanıyor ve öyküler içinde öyküler anlatarak kendi öyküsünü, bizim öykümüzü tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Mezbahalar kuran veganlardan bir gece vakti kendini tanımadığı birinin çiftliğinde bulanlara, somon çiftliklerinden rüya çiftliklerine, kanıksadığımız tanımların altında yatan gerçeklerden yokluk ve yoksunluk hikayelerine varan Jonathan Safran Foer, insanlığın çelişkilerini sorguluyor, unutuşun koynunda kaybolup gidenleri bir bir anıyor. Romanlarıyla tanınan Foer, Hayvan Yemek’te kurgulanamayacak denli dehşetli birtakım gerçeklerden yola çıkıyor ve bu defa bizleri tabaklarımızdakilerle baş başa bırakıyor.

Bu kitap, bir vejetaryenlik çağrısı değil, bir uyanış çağrısı... Gerçekleri hazmedebileceğini düşünenlere, çatallarını sapladıkları “şey”in öyküsünü öğrenmekten çekinmeyenlere açık ve pervasız bir davet.

''Gecenin bir yarısı, bilinmezin ortasında bir yerlerde siyahlar içindeyim. Giydiğim kullan-at ayakkabıların üzerinde galoşlar, titreyen ellerimde lateks eldivenler var. Üstümü baştan aşağı yokluyorum, beş kez, her şeyi yanıma aldığıma emin olmak için: Kırmızı filtreli fener, kimlik, 40 dolar nakit, video kamera, Kaliforniya ceza kanunun 597. maddesinin “e” bendinin fotokopisi, bir şişe su (kendime değil,) sessize alınmış cep telefonu, borazan. Son otuz metrede motoru kapatıp günün erken saatlerinde yanından altı kez geçip birinde de keşif yaptığımız noktaya arabayı iterek yaklaşıyoruz. Henüz işin korkunç kısımları başlamış değil.

 

 

 

Bu gece bana, hayvan hakları aktivisti “C” eşlik ediyor. Zihnimde güven uyandıran birini canlandırdığımı, onu evinden arabayla aldığım ana kadar fark etmemiştim. C, kısa boylu ve incecik bir kadın. Pilot gözlüğü takıyor, parmak arası terlik giyiyor ve dişlerinde tel var. “Bir sürü arabanız varmış,” dedim, evinden uzaklaşırken. “Annemlerle oturuyorum şimdilik.” Kazaların ve hayvanları mezbahaya taşıyan kamyonların sıklığından dolayı bölge halkının Kanlı Yol olarak adlandırdığı otobanda ilerlerken C, “girişin” bazen açık kapıdan geçmek kadar basit olduğunu ama biyogüvenlik ve “baş belaları” için alınan önlemlerden sonra giderek zorlaştığını anlattı. Bu aralar içeri girmek için çitleri aşmak gerekiyormuş. Ara sıra ışıklar yanıyor ve alarmlar çalmaya başlıyormuş. Arada bir köpekler peydahlanıyormuş, bazıları tasmasız. C bir keresinde, işlerine burunlarını sokacak vejetaryenlere boynuz taksın diye barakaların arasına salınmış bir boğayla karşılaşmış.

“Boğa,” diye soru sorarcasına tekrarladım, ne dediğimi bilmez halde. “Erkek sığır,” dedi haşin bir biçimde, içinde dişçi araç gereçleri varmış gibi görünen çantayı karıştırırken.

“Peki bu gece bir boğayla karşılaşırsak ne olacak?”

“Karşılaşmayız.” (Kitaptan)

Neden kahvaltıda makarna yemiyoruz? Yemek yerken aldığımız kararları, neye dayanarak alıyoruz? Neden kuzu eti yiyoruz ama köpek eti yemiyoruz?

“Köpeklerini seven Fransızlar, bazen atlarını yer.

Atlarını seven İspanyollar, bazen ineklerini yer.

İneklerini seven Hintliler, bazen köpeklerini yer.”

Peki ya siz hangi hayvanları seviyor, hangilerini yiyorsunuz?

* Jonathan Safran Foer’in ABD ve Avrupa’da olay yaratan kitabı Hayvan Yemek’ten uyarlanan bir belgesel, Natalie Portman’ın prodüksiyonuyla hazırlık sürecindedir.

 

'HAYVAN YEMEK' Garo Kargıcı'nın çevirisiyle Siren Yayınları'ndan çıktı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Insan yemek,

 

Hayvan yemek,

 

Hangisi risk oluşturuyor

 

Özellikle buna dikkat etmek gerekiyor..

 

Kim kime daha cok sehit veriyor bunu biliyormuyuz..

 

Kim kimin canina okuyor.. Ot tikama ot tikiyor,,

 

Hayvan insan haklari..

 

vejetaryen ihaneti mi var

 

Görevimiz geregi..

 

Ne yemeli!

 

Son gelismeler üzerine bir sey eklemek istiyorum?

 

Bu cografyanin yildizi olmuşuz bugünlerde ne yersek yildizimiz sönmez.

 

Bana soracak olursaniz..b...

 

Yesende,,

 

Yemesende.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.