Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRBAN VE BAŞÖRTÜSÜ / SIKMABAŞ ARASINDAKİ FARK... (Sevgi Suheda arkadaşımızın sorusuna atfen tartışmaya açılmıştır...)


DİPNOT

Önerilen İletiler

Önce Nur suresi 31. Ayete bakalım..

Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.

Ahzab suresi 59.

Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.

Kimse kendi kafasindan yorum yapmasin.

DIPNOTUN BASÖRTÜSÜNE GETIRDIGI YORUM GIBI

 

DIPNOT: BAŞÖRTÜSÜ; yüz yıllardır Anadolu kadınının, annelerimizin, başlarına koyup fazla sıkmadan çene altında bağlayıp uçlarını sarkıttığı bir alışkanlıktır. Başı güneşten, rüzgârdan korur. Saçları tümü ile kapatmaz, saçların bir kısmı açıkta kalır.

Başörtüsünün sıradan ve sevimli bir örtü olmaktan öteye, siyasal hiçbir amacı, hiçbir yanı yoktur. Bugüne değin bu konuda hiçbir sorun olmamış, başörtüsünden ötürü hiçbir sıkıntı yaşanmamıştır. Başörtüsünün dinsel bir yanı da yoktur.

Simdi siz hangi hakla allahin emirini yerine getirmek icin basörtüsü takan hanimlara yobaz,gerici,kökten dinci diyorsunuz ve yasagi destekliyorsunuz??? Bu aynen namaz kilanlara, KILAMASSIN demek gibi. Yada oruc tutanlara TUTAMASSIN demek gibidir cünkü sonucta farzdir. O binlerce basörtüsü magdurlarinin AHINI alanlarin vay haline.

 

 

yasalarin verdigi yetkiye dayanarak diyorum

kitapta devlet yerlerinde soz haklari olur diyomu demiyooo

ozaman takanlar evlerinde otursun kocalarina yemek yapsinn

kendi rizalarila takanlar bunada kizmazz

devletin hic bir kurumuna onunla giremezlerr

cikarip girsinlerr

yasa belli hukuk belli

artik dunya kitaplara gore donmuyoooo

ona bakarsan kitapta kimse bir canlinin canini alamazda diyo ama aliyolar dinci takimi buna neden yorum yokda bas ortusune gelince ayetler yapistiriliniyoo

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yasalarin verdigi yetkiye dayanarak diyorum

kitapta devlet yerlerinde soz haklari olur diyomu demiyooo

ozaman takanlar evlerinde otursun kocalarina yemek yapsinn

kendi rizalarila takanlar bunada kizmazz

devletin hic bir kurumuna onunla giremezlerr

cikarip girsinlerr

yasa belli hukuk belli

artik dunya kitaplara gore donmuyoooo

ona bakarsan kitapta kimse bir canlinin canini alamazda diyo ama aliyolar dinci takimi buna neden yorum yokda bas ortusune gelince ayetler yapistiriliniyoo

 

peki neden hiçbiryere giremezler neden onları eve hapsediyosunuz?

bu kadınları 2.plana atmak onlara 2.sınıf insan muamelesi yapmak onları eğitimsizliğe itip erkeğe muhtaç bir köle yapmak değilmidir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

başörtüsüne bide cinsiyet yönünden bakın

başı örtülü genç bi kız üniversiteye gidemiyor ama aynı düşüncelere sahip bi erkek gidebiliyor

kadın-erkek ayrımcılığının daniskası

yaa bi insanın başına ne taktığı kimi niye rahatsız eder ki!!??

o zaman üniversitelerede formayla gidilsin

 

 

peki neden hiçbiryere giremezler neden onları eve hapsediyosunuz?

bu kadınları 2.plana atmak onlara 2.sınıf insan muamelesi yapmak onları eğitimsizliğe itip erkeğe muhtaç bir köle yapmak değilmidir?

 

:clover::clover::clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Baş örtüsü ve örtünme Allah(cc) ın kadına verdiği önemi gösterir.

 

Allahın böyle bir bez parçasına ihtiyacı olacağına hic sanmıyorum..

Eğer ihtiyacı olsaydı herşeyi yaratmaya gücü yeten Allahın sanıyorum buna da gücü yeterdir...

Gerçekten düşünebilen biri bunun ne kadar mantıksız, alakasız ve gerçekten uzak olduğunu pek tabiki görür değilmi?...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Baş örtüsü ve örtünme Allah(cc) ın kadına verdiği önemi gösterir.

 

 

Allahın böyle bir bez parçasına ihtiyacı olacağına hic sanmıyorum..

Eğer ihtiyacı olsaydı herşeyi yaratmaya gücü yeten Allahın sanıyorum buna da gücü yeterdir...

Gerçekten düşünebilen biri bunun ne kadar mantıksız, alakasız ve gerçekten uzak olduğunu pek tabiki görür değilmi?...

 

 

Sevgili Dipnot inanıp inanmamak size kalmıs fakat direk başörtüsü değil ama genel anlamda tesettürün gerekliliğini kısaca size söyle izah edebilirim ki, (umarım çarpıtılmaz sözlerim)

 

Başörtüsü kadını cinsel bir meta olmaktan çıkarıp girdigi ortamda kadın kimliğiyle değil sadece bir şahıs olarak ele alınması amacını güder...Ve bu noktada kadını özgür kılar...

 

Sevgilerle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahın böyle bir bez parçasına ihtiyacı olacağına hic sanmıyorum..

Eğer ihtiyacı olsaydı herşeyi yaratmaya gücü yeten Allahın sanıyorum buna da gücü yeterdir...

Gerçekten düşünebilen biri bunun ne kadar mantıksız, alakasız ve gerçekten uzak olduğunu pek tabiki görür değilmi?...

 

Dipnot çum Allah(cc) ın değil senin Allah(cc)ındeğil bazılarımızın ihtiyacı var

gerçekten düşünebilen ve müslümanlarla dialog halinde olan birinin bunu anlaması gerekirdi ama ben sana mantıksız demiyeceğim bir anlık gaflert diyeyim

 

doktorun seni arayıp ilaçlarını aldınmı dipnot dese sen ona sanane ne ihtiyacın var benim ilaçlarımamı dersin

eğer dersen o da derki benim değil senin ihtiyacın var

 

ibadete de aynı şey geçerlidir herşey bizim hayrımıza

ALINTI

 

Baş örtüsü ve örtünme Allah(cc) ın kadına verdiği önemi gösterir.

 

bizim altınımız veya çok değerli önemli bir mülkümüz olsa onu saklarız öyle değilmi

 

onun için baş örtüsüde Allah(cc) ın kadınlara verdiği önemi gösterir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahın böyle bir bez parçasına ihtiyacı olacağına hic sanmıyorum..

Eğer ihtiyacı olsaydı herşeyi yaratmaya gücü yeten Allahın sanıyorum buna da gücü yeterdir...

Gerçekten düşünebilen biri bunun ne kadar mantıksız, alakasız ve gerçekten uzak olduğunu pek tabiki görür değilmi?...

Sevgili Dipnot inanıp inanmamak size kalmıs fakat direk başörtüsü değil ama genel anlamda tesettürün gerekliliğini kısaca size söyle izah edebilirim ki, (umarım çarpıtılmaz sözlerim)

 

Başörtüsü kadını cinsel bir meta olmaktan çıkarıp girdigi ortamda kadın kimliğiyle değil sadece bir şahıs olarak ele alınması amacını güder...Ve bu noktada kadını özgür kılar...

Kadını meta olmaktan kurtarır ve kadını özgür kılar ve ona kadın kimliği kazandırır öylemi...

Islam ulkelerinde, kadınların içlerinde bulunduğu durum, çağdaş teknolojinin yardımı ile tüm dünyanın gözleri önüne seriliyor:

 

___VARAN-1 Iran, Suudi Arabistan, Yemen, Sudan, Cezayir, Afganistan, Irak, Kuveyt, basra Korfezi Ülkeleri, Bengladesh, Mısır vb. Islam ülkelerinde, kadınlar, istedikleri gibi giyinemiyorlar. Kısa kollu, çağdaş giysilerle sokakta dolaşmaları bile yasak, çoğu Islam ülkesinde çarşaf giymeye mecburlar. Kadınlar ile erkekler aynı yerlerdebulunamıyorlar, erkeklerle tokalaşmaları yasak, bindiklari toplum ulaşım vasıtalarınba bile ayrılık var. Kadınlar çalışamıyor, yasak.. Kadınlar, erkeklerinin izni olmadan seyahat edemiyorlar.. Yasak!.. Aksi halde kırbaçlanmaktan başlayan çeşitli cezalara çarptırıliyorlar.

___VARAN-2 Suudi Arabistan'da, kadınların araba kullanması yasak.. Arabanın ön koltuğunda bile oturmaları yasak..(Diğer Islam ülkelerinde de benzer durum olabilir). Bir arkadaşım, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai Havaalanı'nın kafesinde "Burada sadece erkekler ve yabancı kadınlar oturabilir" şeklinde bir yazı olduğunu anlatmıştı. Suudi Arabistan'da yeterince bol olmayan çarşaf giyilmesi yasak, hatta bunun gibi çarşaflar dükkanlardan toplatılarak imha ediliyor.

___VARAN-3 Iran'a gidenlerden duymuştuk: Uçak, Iran hava sahasına girince, kadınlar çarşaflarına giriyorlar.. Iran'dan dönerken de uçak Iran hava sahasından çıkınca, kadınlar çarşaflarını çıkarıp istedikleri kıyafete bürünüyorlar. Tabii ki bu özgürlük, tekrar Iran'a dönünceye kadar sürecektir..

Yine, bazı gazete haberleri aklımızda: "Afganistan'da ayak bileği görülen kadın, sokakta dövüldü.., kızların okula gitmesi, kadınların çalışması yasaklandı..", "Iran'da kadınlara kırbaç cezası, saçının teli görünen kadın karakola götürüldü.."

___VARAN-4 Pakistan'da, şeriatçılara taviz vermeye başlayan yönetim, kadınlara yönelik yeni kısıtlamalar koyuyor.

___VARAN-5 Peki, bunlar neden oluyor? Neden, Islam ulkelerinin kadınları, Batı ülkelerindeki hemcinsleri gibi özgürce giyinemiyor, dolaşamıyor, yaşayamıyorlar? Bunun sebebi nedir?

Bunun nedeni, o ülkelerdeki kanun koyuculara göre, Islam'dan kaynaklanmaktadır. Islam peygamberi Muhammed ve o'nun kitabı Kuran'dan kaynaklanmaktadır. Şeriattan kaynaklanmaktadır.

 

Sevgilerle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Dipnot inanıp inanmamak size kalmıs fakat direk başörtüsü değil ama genel anlamda tesettürün gerekliliğini kısaca size söyle izah edebilirim ki, (umarım çarpıtılmaz sözlerim)

 

Başörtüsü kadını cinsel bir meta olmaktan çıkarıp girdigi ortamda kadın kimliğiyle değil sadece bir şahıs olarak ele alınması amacını güder...Ve bu noktada kadını özgür kılar...

 

Sevgilerle...

 

Sayın Berceste...

 

Fikrini söylüyorsun, çelişkiler taşıdığı içinde çarpıtılacağından korkuyorsun...

Yazılanlar zaten özünde çarpıtılmış gözüküyor...

 

Kadını, bizce doğa, sizce de tanrı, zaten kadın kimliği ile yaratmış, öyle layık görmüş...

İlk defa sen çarpıtıyorsun kimliği, şahıs diye...

Hayır toplum kadını kadın olarak görmek istiyor, erkeğide erkek...

Cinslerin, karşılıklı istekleri de böyle...

 

Ve ekliyorsun türbanla cinselliğini kaybeder, herhangi bir şahıs olur,

bununla da özgür kalır(!) diye...

 

Ve arkasından da ekliyorsunuz, kadın kimliğini örtüsü ile kazanır...

Bu da bir başka çelişkiniz...

 

Ne kadar çok sırıtıyor çelişkiler...

 

İyi dileklerimle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Dipnot dogrusunu söylemek gerekirse bu sefer yazınızı okumadım bile tenezzül etmedim acıkcası...

 

Çünkü ben bu forumda defalarca söyledim sizin islam ülkesi olarak kabul ettiğiniz ülkeleri ben asla ve asla islam ülkesi olarak kabul etmiyorum ve etmeyeceğim...

 

Oradaki düşünceler tamamen çarpıtılmıs ve islamdan uzaktır...

 

Kadının araba bile kullanması yasak olan ülkelere ne yorum yapılabilir? Ve İslam ülkesi denmez!

 

Onun için lütfen sözde İslam ülkelerinden örnekler getirmeyin...

 

Getirecekseniz kafanıza takılan ayet yada hadis varsa onları paylasın üzerinde mütalaa edelim..

 

Tekrar tekrar söylüyorum İslamın yasandıgı en güzel ülke Türkiyemdir!

 

Sevgilerle....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahın böyle bir bez parçasına ihtiyacı olacağına hic sanmıyorum..

Eğer ihtiyacı olsaydı herşeyi yaratmaya gücü yeten Allahın sanıyorum buna da gücü yeterdir...

Gerçekten düşünebilen biri bunun ne kadar mantıksız, alakasız ve gerçekten uzak olduğunu pek tabiki görür değilmi?...

 

 

 

Allahın(cc) emir ve yasakları vardır. Bez parçası değil, tesettürdür ve Allahın(cc) değil, bizim ona ihtiyacımız vardır. Bu dünya'ya geliş amacımız sınavdır. Bir sınava tabii tutuluyoruz. Yaparsın emir ve yasakları ya da yapmazsın bu senin sorunun ama ihtiyac değildir vs. diye laflar kullanamazsın.

 

Bu emredildiyse, yapılmalı. (nokta)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Berceste...

 

Fikrini söylüyorsun, çelişkiler taşıdığı içinde çarpıtılacağından korkuyorsun...

Yazılanlar zaten özünde çarpıtılmış gözüküyor...

 

Kadını, bizce doğa, sizce de tanrı, zaten kadın kimliği ile yaratmış, öyle layık görmüş...

İlk defa sen çarpıtıyorsun kimliği, şahıs diye...

Hayır toplum kadını kadın olarak görmek istiyor, erkeğide erkek...

Cinslerin, karşılıklı istekleri de böyle...

 

Ve ekliyorsun türbanla cinselliğini kaybeder, herhangi bir şahıs olur,

bununla da özgür kalır(!) diye...

 

Ve arkasından da ekliyorsunuz, kadın kimliğini örtüsü ile kazanır...

Bu da bir başka çelişkiniz...

 

Ne kadar çok sırıtıyor çelişkiler...

 

İyi dileklerimle...

 

Ben yazımın hiç bir çelişki tasıdıgını düşünmüyorum sevgili bilimselci...

 

Benim orada ki çarpıtılmaz umarım deyişimin sebebi tesettür içinde olmayan kişiler tarafından alınganlık haline getirilmesi kaygımdandı...

 

Siz sanırım Türkiyede kadının konumunu bilmiyorsunuz...

 

Objektif bir yaklaşımla okursanız bni anlamanız pekte zor değil..

 

Sevgilerle

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahın(cc) emir ve yasakları vardır. Bez parçası değil, tesettürdür ve Allahın(cc) değil, bizim ona ihtiyacımız vardır. Bu dünya'ya geliş amacımız sınavdır. Bir sınava tabii tutuluyoruz. Yaparsın emir ve yasakları ya da yapmazsın bu senin sorunun ama ihtiyac değildir vs. diye laflar kullanamazsın.

 

Bu emredildiyse, yapılmalı. (nokta)

Ne sınav ama...

Hem kaderimi belirle...

Hemde sınava tabi tut...

Yazan de sen, cezalandıran da...

Olurmu böyle birşey arkadaşlar Olur şey değil...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne sınav ama...

Hem kaderimi belirle...

Hemde sınava tabi tut...

Yazan de sen, cezalandıran da...

Olurmu böyle birşey arkadaşlar Olur şey değil...

 

 

2 Türlü kader vardır;

 

Biri senin isteklerin doğrultusunda ilerleyen, bir diğeri ise Allah'ın(cc) belirlediği.

 

Haşa Allah Teala bir kulunun kötü yola düşmesini ister mi? Hayat kadınlarının kaderini Allah mı yazıyor? O adalet sahibi o affedici böyle bir şey yapabilir mi? SAçma düşüncelerin karışmış birbirine senin. Allah(cc) insana aklı neden verdi? Kullansın diye değil mi? O yola düşmeye de bilir (zor kullanılmak çok ayrı, kendi isteği için yaoanlaradır lafım). Bunu Allah Teala değil, Allah'ın verdiği aklı kullanamayan insan belirler ...

 

Ayrıca; Senin Allah/cc) inancın olduğunu sanmıyorum.. Bu kadar rahat konuşamazsın + şirk koşamazsın!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

2 Türlü kader vardır;

 

Biri senin isteklerin doğrultusunda ilerleyen, bir diğeri ise Allah'ın(cc) belirlediği.

 

Haşa Allah Teala bir kulunun kötü yola düşmesini ister mi? Hayat kadınlarının kaderini Allah mı yazıyor? O adalet sahibi o affedici böyle bir şey yapabilir mi? SAçma düşüncelerin karışmış birbirine senin. Allah(cc) insana aklı neden verdi? Kullansın diye değil mi? O yola düşmeye de bilir (zor kullanılmak çok ayrı, kendi isteği için yaoanlaradır lafım). Bunu Allah Teala değil, Allah'ın verdiği aklı kullanamayan insan belirler ...

 

Ayrıca; Senin Allah/cc) inancın olduğunu sanmıyorum.. Bu kadar rahat konuşamazsın + şirk koşamazsın!

 

 

+10000 ama yine anlamayacaktır sevgili Guestgirl.. ;) Çünkü niyeti anlamak değil..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

2 Türlü kader vardır;

 

Biri senin isteklerin doğrultusunda ilerleyen, bir diğeri ise Allah'ın(cc) belirlediği.

 

Haşa Allah Teala bir kulunun kötü yola düşmesini ister mi? Hayat kadınlarının kaderini Allah mı yazıyor? O adalet sahibi o affedici böyle bir şey yapabilir mi? SAçma düşüncelerin karışmış birbirine senin. Allah(cc) insana aklı neden verdi? Kullansın diye değil mi? O yola düşmeye de bilir (zor kullanılmak çok ayrı, kendi isteği için yaoanlaradır lafım). Bunu Allah Teala değil, Allah'ın verdiği aklı kullanamayan insan belirler ...

 

Ayrıca; Senin Allah/cc) inancın olduğunu sanmıyorum.. Bu kadar rahat konuşamazsın + şirk koşamazsın!

 

İnancımız olmamış olsa,

Dini bilgilerimiz olmamış olsa bunlara bu kadar net ve açık cevap verebilirmiyiz sizce...

Birkere şunu bileceğiz...

Dini kölelikten kurtulmadıkça, dini gerçekçi, mantıklı, anlaşılabilir, kuşkudan ve korkudan uzak bakmadıkça inanın hiçbir ulus ve millet huzur bulmayacaktır..

Dost sevgilerimle...

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnancımız olmamış olsa,

Dini bilgilerimiz olmamış olsa bunlara bu kadar net ve açık cevap verebilirmiyiz sizce...

Birkere şunu bileceğiz...

Dini kölelikten kurtulmadıkça, dini gerçekçi, mantıklı, anlaşılabilir, kuşkudan ve korkudan uzak bakmadıkça inanın hiçbir ulus ve millet huzur bulmayacaktır..

Dost sevgilerimle...

.

 

 

Senin bilgin var İslamdan? Sen mi inançlısın? Yapma Allah aşkına desemde onu da anlamzsın. Armance'nin dediği doğru amacın tartışma, anlamak değil, ya da gerçekten anlayamıyorsun.

 

İslam dini şeffaftır, dıştan nasılsa içten de öyledir. Zormuş gibi gösteren, yol çaptırınlar olacak tabii içlerinde sen de dahil olmak üzere. Ama bir yere kadar. Doğruyu anlayabilmen dileğiyle

 

Saygılar,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Senin bilgin var İslamdan? Sen mi inançlısın? Yapma Allah aşkına desemde onu da anlamzsın.

Saygılar,

 

Sizin gibi inanmamı ve herşeyi olduğu gibimi kabul etmemimi istiyorsunuz yapmayın...

21. yüzyılda aklın ve mantığın egemen olduğu fikirsel rekabetin inanılmaz yaşandığın bir süreç yaşıyoruz... lütfen artık sizlerde bu fikirsel zenginliğin farkına varın, uyanık olun ve araştırın, inceleyin, sorgulayın...

Sevgi ve saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sizin gibi inanmamı ve herşeyi olduğu gibimi kabul etmemimi istiyorsunuz yapmayın...

21. yüzyılda aklın ve mantığın egemen olduğu fikirsel rekabetin inanılmaz yaşandığın bir süreç yaşıyoruz... lütfen artık sizlerde bu fikirsel zenginliğin farkına varın, uyanık olun ve araştırın, inceleyin, sorgulayın...

Sevgi ve saygılar...

 

 

Kuran-ı Kerim Tek değiştirilmeden bugüne gelen Kitabımızdır değil mi? Diğerleri değiştirilmiştir. Sen de İslamı olduğu gibi değil, kendi kafanca mı değiştirmek istiyorsun? İslamı ya olduğu gibi kabul edersin, ya olduğu gibi. Ama değiştiremezsin.

 

Ek olarak; 21. Yüzyılda yaşamamız Allahın(cc) emir ve yasaklarını yıkıp, kendi kafamızca düzenlemeler yapıp birşeyler yapmak değildir. Mesela madem çok çağdaşsın, 21.Yüzyılda yaşıyorsun ya, Bugün

deniyor ki, "Abdestsiz namaz kılınır". Bu mu çağdaşlık, mantık egemenliği? Nasıl emredildiyse öyle çapacaksın, yapmazsan da işine geldiği gibi değiştiremezsin.

 

 

Saygılar,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kuran-ı Kerim Tek değiştirilmeden bugüne gelen Kitabımızdır değil mi? Diğerleri değiştirilmiştir. Sen de İslamı olduğu gibi değil, kendi kafanca mı değiştirmek istiyorsun? İslamı ya olduğu gibi kabul edersin, ya olduğu gibi. Ama değiştiremezsin.

Saygılar,

 

Lütfedip okumunızı rica ediyorum...

 

Kuran nasıl derlendi?

Kuran ayetleri bugünkü biçimi ile yazılıp bir araya getirilmiş değildi. Hadislerde peygambere vahiy olan ayetler çeşitli nesneler üzerine yazılıydı; hepsi de dağınık durumdaydı. Ayetler "Lihaf" (küçük taşlar), "Rıka" (deri ağaç yaprağı, bir çeşit kâğıt), "Ektaf" (deve ve koyun kemikleri), "Usub" (agaç parçası" gibi nesnelere yazılmıştı.

Buhari'nin yer verdiği bir hadise göre; "dinden dönüş" (ridde) olayları ve bu olaylar nedeniyle savaş hali vardı. Kuran'ı ezber etmiş kişilerin bir bölüğü ölmüştü. Ölenlerin sayısı artabilirdi, bunların tümü ölüp gitmeden Kuran'ın orada burada yazılı ayetleri derlenmeli, tümü bir kitap haline getirilmeliydi. Hattaboğlu Ömer durumu ve konunun önemini Halife Ebubekir'e anlattı. Ayetlerin derlenmesini önerdi. Halife başlangıçta pek doğru bulmamıştı bu görüşü.

___Birinci hadis: Amr Ibnu'l-*** anlatıyor: Peygamberin "Kuran'ı dört kişiden alın, Abdullah Ibn Mes'ud'dan, Salim'den, Muaz'dan ve Übeyy Ibn Ka'b'den" dedigini işittim. (Buhari, Fadailu'l-Kuran 8.)

___İkinci hadis: Enes anlatıyor: "Peygamber öldüğünde, dört kişiden başka Kuran'ı tümüyle ezberlemiş olan yoktu. Ebu'd-Derda, Muaz Ibn Cebel, Zeyd Ibn Sabit ve Ebu Zeyd." (Buhari.)

Kuran ikinci kez derleniyor:

Buhari'de yer alan bir hadis şöyle: Ermeniyye ve Azerbaycan'ı ele geçirmek için savaşılıyordu. Huzeyfe, Ibnu'l-Yeman, Halife Osman'a geldi. Müslümanların okudukları Kuran'lardaki birbirini tutmazlıktan yakındı, "Emire'l-Mü'minin! Bu ümmet, kendisinden önceki Yahudiler ve Hıristiyanların içine düştükleri birbirini tutmazlılıklar gibi bir duruma düştü!" Bunun üzerine Osman, Hafsa'ya adam gönderdi, başka Kuran nüshaları yazıp almak için kendisinde bulunan sayfaları (yani Ebubekir döneminde yazılan kitabı) göndermesini istedi. "İş bitince sana geri gönderirim" dedi. Hafsa da gönderdi o sayfaları Osman'a. Osman, hemen Zeyd Ibn Sabit'e, Abdullah Ibn Züyebr'e, Sa'd Ibnu'l-As'a ve Hişam oglu Haris oğlu Abdurrahman'a buyruğunu verdi. Onlar da Hafsa'dan getirilenden alıp Kuran nüshalarını oluşturdular. Osman, kuruldaki üç kişiye şunları söyledi: "(Medine'li) olan Zeyd ile, Kuran'dan herhangi bir kesimde ters düştüğünüz zaman, tartışma konusu olan parçayı Kureyş dili ile yazın. Çünkü Kuran sadece Kureyş dili ile inmiştir."

Onlar da bu buyruğu yerine getirdiler. Sonunda (esas) sayfalardan Kuran nüshaları oluşturup işi bitince, Osman, söz konusu sayfaları (Hafsa'dan getirilenler) geri gönderdi. Alınan nüshaların da her bir kesime gönderilmesini buyurdu. Ve bunların dışında kalan her bir Kuran sayfasını ya da Mushafı buyurup yaktırdı.(Bkz. Buhari, e's- Sahih, Kitabu Fedaili'l-Kuran/3.)

Birinci derlemenin yakılmasındaki amaç:

Ölümüne değin sandığında saklayan ve alınıp yakılmasını önleyen Hafsa idi. Bu koruyucu ölünce, Kuran'ın Tanrısı "Kuşkusuz Zikr'ı (Kuran'ı) biz indirdik; kuşkusuz koruyucuları da yine biziz" (Hicr, ayet:9) dese de koruyucusu kalmamıştı. Mervan Ibn Hakem, "sandıktan" aldırtıp getirmiş ve yaktırmıştı. Mervan'ın bu ilk derlemeyi yaktırmasındaki gerekçesini, kendisi şöyle açıklıyor: "Bunu yaptım, çünkü, Onda yazılı olanlar, resmi (imam) Mushaf'a yazılıp geçirilmiş ve korunmuştur. Korktum ki aradan uzun zaman geçtiğinde kuşkucu kimseler bu (resmi) Mushaf hakkında kuşkuya düşerler." (Bkz. Dr. Subhi e's-Salih, Mebahis fi Ulumi'l-Kuran, s.83. Dayandığı kaynak: Ibn Ebi Davud, Kitabu'l-Mesahif, s.24.) Oysa, asıl kuşkulara yol açan, esas alınmış olduğu belirtilen ilk derlemenin yakılması olmuştur. Çünkü, ilk derleme ile, sonraki (Osman döneminde oluşturulan ve imam adı verilen) "Mushaf" arasında fark olmasa idi, ilkini yakma yoluna gidilir miydi? İlk derlemede bulunmayan eklemeler ya da Kuran'dan çıkarmalar yapılmamış olsaydı, neden korkulmuştu?

 

Muhammed Döneminin Kuran'ı ile Bugünkü Kuran Aynı Değil:

Burada çok önemli bir tanıklığa başvuralım: Ibn Ömer diyor ki: "Hiçbiriniz, Kuran'ın tümünü aldım (elimde bulunduruyorum) demesin. Bilemez ki, Kuran'ın çoğu yok olup gitmiştir. 'Ne kadar ortada varsa o kadarını elimde tutuyorum' desin yalnızca." (Bkz.Suyuti, el İtkan, 2/32.)

 

Hayrıca...

Müslümanların kutsal kitabının resmi nüshasının her yerde aynı olduğu doğrudur. Ancak, bugün İslam dünyasında bilinen ve elde bulunan Kuran, Peygamberin "vahiy katiplerine yazdırdığı" söylenen Kuran'ın aynı değil. Kaynaklar, bunu ortaya koyuyor. Mehmet Akif'in yapmış olduğu Türkçe Kuran tercümesi de yakılmıştır...

 

Saygılarımla...

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yasalarla yasaklandığı halde, israrla bunu yapması,

yasaları hiçe saydığını gösteriyor...

Bu demektir ki, bu güne kadar geçerli olan yasaları kabullenemiyor...

Örtüyü bahane ederek anarşi yaratıyor...

 

Bu siyaset değilde nedir ?.

 

Sayın bilimselci, konu dört sayfa yazıyla dolmuş ama ben ilk cümlelerinizden hareketle bazı şeyler yazıyorum...

 

Yukardaki sözlerinizin hukuki bir gerçekliği var mı? Soru: Türbanı, başörtüsünü yasaklayan hangi kanun metni vardır? Bu güne kadar çıkartılan hangi yasa vardır ki başörtüsünü yasaklıyor... Nihayetinde Anayasa Mahkemesinin verdiği karardır yasa metni değil. Danıştayın verdiği karardır yasa metni değil. İçtihattır yani anlayacağınız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dipnot;

Gel vazgeç bu sevdadan uğraşma boşuna çırpındıkça batıyorsun görmüyormusun? güncel konularda TÜRBANIN DİLİ VARDIR başlığı altındaki topicde bu yazıyı sen yazmadınmı?

 

 

ALINTI(DİPNOT @ May 11 2006, 01:23 AM)

 

Ben de Atatürk'ümüzün ümmetiyim sevgili abendstern...

Çünkü Mustafa Kemal ATATÜRK'ümüzde bana göre bir peygamber, Elektriği bulan edisonda ve sosyolak Maks Weber gibi yani...

Sen Arabın peygamberine, ben ise Türk'ün peygamberine inanıyorum...

Ben Mustafa Kemal ATATÜRK'E inanıyorum...

Bu ülke değerlerine sahip çıkılmadığı ölçüde yabancıların boyunduruluğundan kurtulumayacaktır ve onların oyunlarına alet olmaya devam edecektir...

Lütfen bu Ülkenin liderine sahip çıkın...

Arap milliyetçiliğinin ve bize düşman Arabın, Suudinin vb. nin değil...

Ülkemizi ziyaret eden müslüman liderlerin eşleri bile başları açık ve alınları dik bir şekilde gelirken... Bizim dini politikaya alet eden allahın zebanileri başlarını bağlamaktan büyük zevk almaktadırlar...

Ne için?

Tabiki dini sömürmek,

Tabiki dini politikalarına alet etmek,

Tabiki eğitim düzeyi bul halkı etkilemek ve oylarını almak için...

Ah benim halkım..

Zavallık halkım...

Ne tür oyunlara geldiğini bir bilebilse.

Bir bilebilse dinin dolar ve euro ettiğini...

Bir bilebilse gerçek, ulusalcı ve vatansever kimliği ile vatandaş olabilmenin onuru ve erdemini...

Bir bilebilse...

Saygılarımla...

 

Bizim bu yazıdan sonra seni ciddiye almamızı nasıl beklersin? şöyle foruma bir dön ve bak açtığın bütün topiclere içlerini okumaya gerek yok sadece başlıklarına bak ve sizlerde bakın arkadaşlar....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Selamlar.... Gönül istiyor ki bu kadar uzun olmasın ama insan söylediği her sözden sonra sanki birşeyleri eksik bıraktığını sanıyor...

 

"TÜRBANINI ÇIKARTANLAR BAŞÖRTÜSÜYLE GİREBİLECEKLER MİDİR GİRMEK İSTEDİKLERİ YERE"

Siyasi simge türbanı çıkarıp siyasi olmayan başörtüsüyle üniversiteye giriş serbest mi?

 

Bu başlıkta bir konu açmıştım... Sanırım bir de buraya bazı cümleleri alıntılamak lazım....Özellikle Türbanın kanuna aykırılığından bahseden arkadaşlar dikkat etsinler... İsteyenler yukardaki başlıktan konuya dahil olabilirler, konuya daha önce dahil olan arkadaşların aynı metinle burada karşılaşmalarından dolayı özür diliyorum...Haberdar olmayanlara kendi yazımdan alıntıdır.

 

Bir sorumuz vardı: Türban takan kızlar bu türbanı çıkartıp, başörtüsü taksalar bugün giremedikleri yer/ler/e girebilecekler midir? El cevap: HAYIR. Koskoca bir HAYIR... O halde mesele nedir? Mesele siyasi simge meselesi değildir. Eğer öyle olsa siyasi simge türbanın şekli tanımlanır ve bu tanımla giyinenler okula alınmazdı ve haddi zatında türban üniversitete serbest olurdu. Bu durumda "köylü işi başörtüsü" (bu tabiri ben bir ateistin bazı cümleleri üzerine sanırım ben uydurdum) ile kızlar tesettüre riayet ederek girecekleri yere girerlerdi. O halde ve tekrarla mesele simge meselesi değildir...Öyleyse, bağcıya karşı girişilen bu müdahale ne anlama geliyor?

 

Laikliğin öz vatanında haç (takılması bu dine göre zorunlu değildir o halde en önemli hristiyan simgesidir) takılması yasak mıdır? Türkiye de yasak mıdır? Soru aklımızda kalsın ve biz dönelim laiklik meselesine... (Dikkat ediyorsunuz değil mi mesele diyorum)

 

Yasağın kalmasını kim istiyor, kim nemalanıyor bu yasaktan, kim muzdarip neler yapılabilir çözüm için...

 

Terör mantığıyla tespit ettiğimiz kişilere karşı yapılabilecek herhangi bir şey... Ancak gerek bürokratik oligarşi ve gerekse dikastokrasi (yani yangıçlar hükümeti) anlayışı ne olaki?

 

Türkiye de gerçekten bir yargıçlar hükümeti var mıdır? Türkiye de kaç tane hükümet vardır? Bunlar aslında alalade gibi durupda önemli olan sorular...

 

Türkiye de bir kısım elit ve dışardan bazı mahfiller dinin (tekrar islamdan bahsediyorum diyeyim) bu devletin her kademesinden uzaklaştırılmasını ve dahası üniversitelerden uzaklaştırılmasını şiddetle arzı ediyorlar. Türkiye de laiklik; dinin halka açık her alandan el çektirilmesi anlamında kullanılıyor.. (Çok fazla üzerinde durmadan bayağı iddialı bir cümle sarf ettim galiba)...

 

Gelelim dediğimiz meseleye geldik... "Evrime inanmayan ateist var mıdır" konulu başlık altında Avrupa Yaşantısı üzerindeki skolastik din anlayışının hegemonyasından bahsettim. Bu etki ancak dinin devletten uzaklaştırılmasıyla mümkündü. Bu sebeple laiklik Avrupa da peydah olmuştur. Oradaki laiklik anlayışı bizzat dine karşı ortaya konulmuş değildi Hristiyan ruhban sınıfına karşı girişilmiş bir vakıaydı. Ama orada demokrasinin teminatlarından biri olarak lanse edildi. Zira siyaset hiçbir vesayet kabul etmiyordu. Yürütme vesayetten uzak bir yönetim istiyordu ve bu yüzden kilisenin olası etkilerini laiklikle bertaraf etti. Pekiyi soralım Türkiye de bir ruhban sınıfı var mıydı? Yani Hıristiyanlık ta olduğu gibi bir örgütlenmeden bahsediyorum.Türkiyede ruhbanlardan oluşan yüksek bir vesayet zümresi asla olmadı. Evet padişahlarımız fetva almanın derdinde oldular bazı dönemler ama bu bir vesayet değildi sadece yaptıklarına kılıf uydurma derdiydi. İşte bu sebeple laiklik bu ülkeye getirilirken bunlar dikkate alınmadığı için büyük bir yanlışlık yapıldı. İkincisi bu ülke halkının islama tabiyetleri ve islamın hıristiyanlık gibi sadece öteki dünyayı düzenleyen bir din olmadığı unutuldu. Daha da felaket olan laikliğin bu ülkeye demokrasi temelinde getirilmesi oldu...Nasıl bir felaketten bahsediyoruz...

 

Demokrasi değil midir ki yönetilenlerin yönetimde söz sahibi olmalırı, yönetimin yönetilenlerin isteklerine göre eylemlerde bulunmasının teminine aracı, azınlığın haklarının da güvenceye alınması da var bunların içerisinde... O halde Türkiye de yönetilen kesimden %kaçı müslüman, %kaçı laikliği istiyor (tabiki yukarda bahsettiğim laiklik tanımlamasından hareketle böyle bir soru soruyorum), %kaçı türbanın yasak edilmesinden yana... Bu halkın %34 dahi bunu istese demokrasinin gereği olarak bunun dikkate alınması kaçınılmaz olmalıdır...O halde ya demokrasi anlayışında veya laiklik anlayışında bir sorun var...

 

İsmet ÖZEL' den irticayla ilgili bir alıntıda bulunalım "İrtica elden gidiyor" kitabından...

 

"Mürteci, hali hazırda olan biteni belli esaslara göre, belli ilkeler doğrultusunda sorgulayan, yapılan faaliyetlerin nereye vardırılmak istendiğini öğrenmek isteyen insandır. "Türk basınının bugünkü hali bizi nereye götürür" diye sorarsanız, irticayı hortlatmış olursunuz. Türkiye de alkolizmi, fuhşu, havadan para kazanma yolunu artırmanınbizi nereye götüreceğini sorarsanız, ilk halledilmesi gereken mürteci olursunuz...

 

"Türkiyede bazı insanların yalnızca hakları vardır, diğer bazı insanların yalnızca vazifeleri. Eğer haklarını kullanan insanlara vazifeleri olduğunu hatırlatırsanız "irtica hortlar". Yine vazifeleri yerine getiren insanların da belli hakları olması gerektiğini öne sürerseniz, olay "mürtecilerin baş göstermesi" olarak yorumlanır. Kısacası, bazılarının hakları olmaksızın vazifeler yerine getirmesini temin etmek, bazılarının da vazife sorumluluğu taşımadan haklarını kullanmasını sağlamak Türkiyeyi dikensiz gül bahçeşine çevirecektir. "İrtica" soru soranları karalamak için kullanılan "malzeme"dir.çİşte ben çok masumane bir soru soruyorum: Türkiye de hiç müslüman kalmasaydı irtica kalmayacaktı değil mi? "

 

Bu alıntıyı niye yaptığımı soracaklar olacaktır elbette? (yani inşallah) Evet, bilindiği üzre 90 lara kadar (1930 lar ve 1950'ye kadar olan sürede baskıları es geçerek söylüyorum ) müslümanların bir başörtüsü sorunu yoktu. Ben hatırlıyorum lise öğretmenimizin başında örtüsü vardı? 10 yıl evvelinden bahsediyorum. 97 de birşeyler değişti. Bir ip koptu veya nerede olmadığını bilmediğimiz meşhur kırmızı düğmeye basıldı...

 

İrtica birden hortladı, başlarını örten ninjalar (pardon şeriat manyağı müslümanlar-sadece espri...Bizim peçeli müslümanlar ve türbanlılara böyle diyorlar) bu devleti ortadan kaldırmanın derdine düştüğü için kendilerine karşı topyekün bir savaş başlatıldı ve bu savaş esnasında 10'dan fazla banka hortumlandı, bazı akım projeleriyle bazıları gönül bağı kurdu ve Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir hükümet yolsuzluktan düştü... Tarihimizde irtica söyleminin gündeme getirilmesi sessizliğin ve tepkisizliğin sağlanması için gündeme getirilmiştir...(Dehşetengiz bir tespit oldu değil mi!?)

 

İşte meşhur türban meselemiz de bir mesele haline böyle geldi... Bütün bunlar tamam ancak hala birleştirilemeyen bir renk var o da Yargı'nın islama karşı tavrı... Bu cümleme ihtimal ki bir takım şerhler gelecek. Ben bu noktada bir cumhuriyet tarihinde yargının islam ve islamcılara kestiği cezalar hakkında teferruatlı bilgiler vermek istemiyorum... Ancak özellikle belirteyim ki Ben yargı derken sadece Danıştay ve Anayasa Mahkemesinden bahsetmiyorum.... İstiklal Mahkemeleri ve diğer ceza mahkelerinin verdiği akıl almaz kararlar da mevcut... Evet Anayasa Mahkemesi ve Danıştay'ın elinde bulduğu tek parti yönetiminden kalma bir laiklik anlayışı mevcut. Adalet Mahkelerinin elinde de acaba istiklal mahkemelerin yorumu mu var...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

016fj.jpg

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.