Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

DANIŞTAY'DA "TÜRBAN" DEHŞETİ... (Danıştay İkinci Dairesi üyelerini 'TÜRBANLI ÖĞRETMENE müdürlük yolunu kapatan karar yüzünden hedef aldığını' söyle..)


DİPNOT

Önerilen İletiler

Arkadaşım kınama yazısı göremedim dediğimyazı süheda ya aitmiş bu yüzden sizden özür dilerim ve eskileri ısıtmak gibi bir derdimde yok böyle şeylerin gereksiz olduğunu düşünüyorum en azından bunu kendime yakıştıramam bunun dışında yazdıklarımında harfi harfine arkasındayım. Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 237
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

***

 

Anlaşılan o ki,

 

Alınganlıklar… Alınganlıklar… Kaygılar… Korkular…

 

Dürüst olmak bir yana Samimi bile durmayan yakınlıklar…

 

Fenerbahçe…Galatasaray.. Beşiktaş… Taraftar yaklaşımlar…

 

Dış güçler… Derin devlet… Laik senaryolar…

 

Ama nerde Cumhuriyet İlkelerini hep birlikte sahip çıkması gereken

 

O görüşten, bu görüşten insanlar….

 

 

Kimse kimsenin yüzüne kınamak zorunda mı?... hayır…

 

Sen benim kini kınadın mı … ? … hayır

 

 

Gecelim bunları isterseniz… Kendi içimizde dürüst olalım…

 

 

***

 

Aslında dezenformasyon (bilgi çarpıtma ), (yanıltma haber ) ler …

 

Bir de aslında kaostan, kargaşa, karışıklıktan nemalananlar var …

 

 

Kendisine saçma denmesinden hoşlanmayıp, saçma lafını kolayca kullananlar..

 

Kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapmamayı bilemeyenler…

 

 

***

 

Bir dakika kınanması gereken bir şey vardı neydi?

 

 

Neydi? Neydi? Neydi? …Hay aksi…

 

Kargaşaya geldi unutuldu?... Neyse nasılsa bir daha olur hatırlarız…Neyse…

 

Hay aksi neydi? … şimdi merakta ederim… neyse bize ne ya boşver…

 

Hokkabazın topu gibi bir şeydi galiba ... Kaybolu verdi ortadan ... unutuldu?

 

*tna

***

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

AKP ve hükümet yöneticilerinin bir saldırı kınama ezberi __________ :excl: "nereden gelirse gelsin, kim tarafından yapılırsa yapılsın" diye başlıyor. AKP sanki saldırı eylemini desteklemesi kuvvetle muhtemel bir tabana konuşuyor ve "Siz bile olsanız, kınamak zorundayız" diyor!

Kim bunlar peki? Kuşkusuz tarikatlar, gerici çeteler…

Daha somut konuşmak için katilin kimliğine dair verilere bakılabilir:

Alparslan Aslan adlı katil üniversite yıllarında azılı bir faşist, bir ülkücü reis.

Sonra namlı bir MHP'li avukatın bürosunda çalışıyor.

Çalışma arkadaşı ve patronu, başka canilerin yanı sıra, 1999 seçimlerinden bir gün önce öldürülen TKP'li Hüseyin Duman'ın katilinin de savunmasını üstleniyor.

Aslan şeriatçı; türban konusundaki alınganlığından, tekbir getirip tetiğe basmasından anlaşılıyor.

AKP'nin karşısında mahcup durduğu kesim işte budur. Tan matbaasından Kanlı Pazar'a, 1 Mayıs ‘77'den Sivas'a kadar memleketin provokasyon, şiddet, terör tarihinde karşımıza en sık bu kesim çıkmıştır. Bu Türkiye'nin karşı-devrimci güruhudur.

AKP'nin de kökleri buradadır. Mahcubiyetin bir kısmı vefadandır.

Karşı-devrimci faşist-şeriatçı güruhun bir özelliği de hep kullanılmaktır. Bunlar yalnız kaldıklarında koskoca bir hiç olurlar. Ne zaman Türkiye'nin eşitliğe, özgürlüğe yürüyüşünün tıkanmasına karar verilse iş başına çağrılırlar. Emperyalizm Türkiye'yi ne zaman daha sıkı kontrol altına almak istese, gün onların günüdür.

Vatan, millet ve din adına yerlerinden fırlamaları kimseyi yanıltmamalıdır. Geçmişte, para babalarının ve emperyalistlerin hesabına çalıştıklarını ilan edemezlerdi. Bugün de, asıl amaç Türkiye'yi emperyalizmin emir komutası altına sokmaktır diyen bir programı açıklayamazlar.

Söylenmeyen ve söylenemeyecek olan budur.

2006'da Türkiye üzerindeki en büyük oyun ülkemizi ABD'nin dümen suyuna boynu bükük sokmaktır. Herhangi bir amaçla Türkiye'yi manipüle etmeye niyetlenenlerin en kolay tutturacakları başlıklardan biri de laik-şeriatçı gerilimidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KINIYORUM!!!!

HEM BU SALDIRIYI YAPANLARI HEM DE BUNU İSLAMA YIKANLARI!!!!

Evet yapılanın çirkinliği su götürmez bir gerçek....

Ama bunun islamla uzaktan yakından alakası yok...

Size bir don biçmişler siz de onu öyle güzel giydiniz ki.....

Bu maksatlı eylem....

Mkasadını da az zaman içinde göreceksiniz....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

KINIYORUM!!!!

HEM BU SALDIRIYI YAPANLARI HEM DE BUNU İSLAMA YIKANLARI!!!!

Evet yapılanın çirkinliği su götürmez bir gerçek....

Ama bunun islamla uzaktan yakından alakası yok...

Size bir don biçmişler siz de onu öyle güzel giydiniz ki.....

Bu maksatlı eylem....

Mkasadını da az zaman içinde göreceksiniz....

Siz böyle düşünmeye iten ne? anlaşılır gibi değil adam Müslümanlık adına ve türban adına bir cinayet işliyor siz müslümanlığa mağletmeyin diyorsunuz...

Biz de mağlediyoruz diyoruz...

Göre göre nabza göre şerbet mi verelim yani.

Bumu sizce düşünsel etik,

Ve inançsal kural...

Olacak iş değil..

Bu olay tamamıyla Aşırı müslüman ile aşırı milliyetçiliğin kıvamında ve iktidarında kucağında şımartılmış zavallı bir cani işi...

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz böyle düşünmeye iten ne? anlaşılır gibi değil adam Müslümanlık adına ve türban adına bir cinayet işliyor siz müslümanlığa mağletmeyin diyorsunuz...

Biz de mağlediyoruz diyoruz...

Göre göre nabza göre şerbet mi verelim yani.

Bumu sizce düşünsel etik,

Ve inançsal kural...

Olacak iş değil..

Bu olay tamamıyla Aşırı müslüman ile aşırı milliyetçiliğin kıvamında ve iktidarında kucağında şımartılmış zavallı bir cani işi...

.

Kafanızın içi ağ bağlamış...

Gözlerinizdeyse şişe dibi ideoloji gözlükleri....

İslamın kuralları vardır...

Bİri de "ÖLDÜRMEYECEKSİN"

İslamın kuralları vardır...

Biri de "HOŞGÖRÜ"

Can almak yasaktır...

İslamı öğrenin sonra yıkabilecek gücünüz varsa yıkın suçlamalarınızı....

Milliyetçiliğe nerden bağladınız....

Bu olayın milliyetçilikle ne alakası var....

Size tavsiyem bir de milliyetçiliği öğrenin...

Sonra gelin tartışalım eğrisini doğrusunu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kafanızın içi ağ bağlamış...

Gözlerinizdeyse şişe dibi ideoloji gözlükleri....

İslamın kuralları vardır...

Bİri de "ÖLDÜRMEYECEKSİN"

İslamın kuralları vardır...

Biri de "HOŞGÖRÜ"

Can almak yasaktır...

İslamı öğrenin sonra yıkabilecek gücünüz varsa yıkın suçlamalarınızı....

Milliyetçiliğe nerden bağladınız....

Bu olayın milliyetçilikle ne alakası var....

Size tavsiyem bir de milliyetçiliği öğrenin...

Sonra gelin tartışalım eğrisini doğrusunu...

 

Bizim için islamın değil bu ülkenin iki ince noktası vardır...

 

1. si Laiklik,

2. si ise bölünmezlik tir.

 

Biz biz yapan bu öğeler için seve seve canını vermek her Türk vatandaşının olmaz sa olmaz koşuludur... Üstelik Müslümanlığı ve Milliyetçiliği tekellerinde görenler her ikisinede en fazla zarar verenlerdir...

Bunu bütün dünya biliyor artık...

Dar kalıpçılık ile,

Dinsel toplum düzeni üzleyenleri bu ülkenin insanı mutlaka bağacaktır...

 

Bizlerin bu düşünceleri ideolajilerden değil yaşam felsefemiz ve yaşam biçimimizden kaynaklanmakadır.

Hayrıca bizim rehberimiz Türkiye ve Onun lideri MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'tür..

Sevgi ve saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ayrıca; Arkadaşlar lütfen yapmayın. dediğinize göre;

 

Nerede ve hangi yaklaşımlarımızla, bireysel olduğunu söylediğiniz bu olayda,

 

bizlerin nasıl hemen kollektif sonuçlar çıkartığımızı anlamamıza yardımcı olmanızı rica ediyorum...

 

Gece kuşu, yukardaki sözlerinize aşağıdaki alıntı sanırım ufak da olsa cevap olur..

ya sen neyi kurtarmanin pesindesin hala,yok efendim olay bireyselmiste falanmista fismanmista.yani hala cikip suralarda birseylerin savunmasini yapmaktasiniz.saldiri bireysel görünümlü olabilir ama o saldirinin arkasinda mecliste yüzde 30 larla cogunluk ikdidari olanlar vardir.o olayin arkasainda Bülent Arinc vardir.Cumhuriyetin bir numarali düsman ismi.o saldirinin ardinda kirli emellerini gerceklestiremeyen tekkeler vardir.O saldirinin arkasinda müslümanim diye Arap milliyetciliginin cigirtkanligini yapanlar vardir.Hangi demokrasi sana uymadi acaba.Sana demokrasi degil Atatürkcülük uymadigi icin sen o saldiriya kiliflar uydurmaya calisiyorsun.Saldiri Türkiyeyedir.Haincedir,bunu müslümanliga mal etmeye kalkismak yalanciliktir münafikliktir.Türklük ve Cumhuriyeet tehlike altindadir,Türkiye icten ve distan tehdit edilmektedir.Cumhuriyetin kurumlarina saldirilar yapilmaktadir,bu saldirilar bölücü örgüt PKK ve bu örgütle isbirligi yapmis olan Cumhuriyet ve Atatürk düsmani yobaz cevrelerden gelmektedir.Türkiye bunlarin üstesinden gelecektir.

Kim ki ben Türkiyede inanclarimi yasyamiyorum diyorsa maksatlidir birilerinin hesabina konusuyordur,onun hem Türklüünden hem inancliligindan süphe edilmesi gerekir.Türkiye bedevi ülkesi degildir,Türk ulusu asirlar boyu tarihe damgasini vurmustur,Alpaslandan Atatürke kadar gelen bu sürec ATATÜRKÜN vefatindan sonra Türkiyeyi icten ve distan yikmak icin firsatlar kollayan kara kalpli ve örümcek beyinlilere firsatlar ddogmustur.Hic kimse böyle ucuz bahaneleerle TÜRKIYE cumhuriyetini yikamaz.Yikmak isteyenlere bu millet sirasi geldiginde gereken tokadi vuracaktir bundan kimseninde süphesi olmasin.Bu ülke cok Tayyipler Arinclar görüp gecirdi.ama cogusuda solugu kendilerini yönlendiren ülkelerde alabildiler.onlarin yigitlikleri ancak okadardir.

 

Bu olaya karşıyım. Hemde şiddetle... Ama yapılan eylemi doğru değerlendirip, bundan hiç suçu olmayan insanların sorumlu tutulmasını da istemiyorum. Türkiye de bazen devlet refleksif tavırlar takınıyor. Bunlar tarihimizde mevcut. İstiklal mahkemelerinin kuruluşu öncesinde yaşananları, Ahmet Emin Yalman'a sıkılan kurşun neticesinde topyekün tutuklamaları biliyoruz.

 

Bazı arkadaşlar biz müslümanların takiyye yaptığını belirtilyorlar.

"bu olayları kınıyorum "diye başlamaları gerekiyordu.Evet söylediğiniz doğru bu insanları benim gözümde suçlu olmaktan çıkarmıyor çünkü bu tip adamlar hangi partiden olursa olsun böyle şeylere çanak tutup

 

Tipik örnek... Buyrun... Yanlış anlamayın, gerçekten sanki müslümanlar bugünlerde bu konuda söyledikleri sözler hakkında sanki samimiyet testine tabi tutuluyor gibiler. Ben gerek insan hayatına verdiğim önem, gerekse dinimin verdiği önem ve gerekse eylemin gerçekleştirildiği kişiler bu ülkenin aydınları olduğu için karşıyım.

 

bütün insani değerleriyle bunun karşısında duranları,

 

aynı anlayışın içinde gösteren ifadeler kulanılması etik bir yaklaşım olmamış..

 

Böyle bir anlam çıkıyorsa sözlerimden gerçekten çok çok özür diliyorum. Samimi bir şekilde (bugünlerde bu kelimeyle başım hiç hoş değil hatta kullanmak dahi istemiyorum) bu eylemi kınayanlar müstesna... Ama bu eylemden dolayı olmayacak sözler söyleyenler, bu eylemden dolayı genel mahiyette karalama kampanyaları başlatanlar bu sözlerimin hedefidir. Yoksa ben yapılan eylemi içlerinde gerçek bir burukluk ve acıyla hissedenleri asla hedef almadım, almam da...Çünkü aynı şekilde biz de üzgünüz.

 

Ama sizce “Yaşama hakkı en temel insan hakkıdır.” düşüncesiyle bu olaya karşı durmamız gereken yerde..

 

“Bugün bu cendere İslamcılar için kurulursa yarın başkaları için de kurulabilir.” ifadesi, yan yana uygun mudur?..

 

Olaya zaten ziyadesiyle karşı duruyorum. Ancak vukuat bellidir cezası bellidir...Evet, bu eylemin psikolojik, sosyolojik arka planı da araştırılmalıdır. Ama bu eylemden sorumluluğu olmayan insanların hedefe alınmalırı üzücüdür. Ben geçmişteki uygulamaları hatırladığım için burada olaya daha dikkatli yaklaşılması gerektiğini belirttim. İstiklal Mahkemesi uygulamalarını hoş bulan arkadaşlar var mı içimizde... 12 Eylül sonrası uygulamalarını esefle karşılamayan var mıdır? (belki de vardır) Zorbaca, müslümanlık olmaz. Cinayetlerle çözüm olmaz. Hele bu yargıya karşı yapılıyorsa çözümsüzlük kangrenleşir. Bunlar bilinen şeylerdir. Ama şu an hiç de yapılmayan şey selim akılla hareket edilmemesidir. Tabi ki eylemi kınayacağız ama eylemi eylemci üzerinden kınamak yerine başka yerlere göndermede bulunmak....

 

Arkadaşlar lütfen yapmayın dediğimde de sanırım forma katılan herkes kastedilmemişti.

 

saldırlarla
Kaç tane saldırı oldu ben merak ettim...
Türkiyeyi yöneten kisilerin Cumhuriyete düsman olduklari bir kez daha ispat edilmis oldu
Bu konuda ne dersek diyelim anlamamakta direnen arkadaşların gözü aydın olsun.Bir Atatürkçü daha katledildi.Çok MUTLU OLMUŞSUNUZDUR HERHALDE
Şimdi yaptırdıklarıyla ulaşmaya çalıştıkları yer de aslında aynı. Farklı olan sadece, Türkiye'yi dönüştürme amacına ulaşmak için kullandıkları piyonlar, maşalar ve uşaklar. Çünkü bunun için Türkiye'nin siyasi iklimi bizzat başbakan Tayyip Erdoğan tarafından uygun hale getirilmiştir.
işte yine aynısı arkadaşlar. hani bu forumda ağzılarını her açtıklarında "türbana özgürlük diyenler" bir tanesi saldırıyı kınamış mı ?

 

bunların özgürlük anlayışları bu kadardır.

 

Sanırım bu kadar yeter...

 

Son olarak dezenformasyon meselesine gelirsek; İşte buna dikkat etmemiz lazım... Kanal7 gitti Sanığın staj yaptığı avukatla görüştü. Adam yanımda içki içtiğini görmedim ama içiyordur herhalde dedi, sokaktan birine soruyorlar o adam ise içki içerdi diyor.Hatta bir kaç kez aynı birahanede bira içtiğini gördüğünden bahsediyor. Kanal7 nedense illaki adamın içki içtiğini kanıtlamaya çalışıyor. Bu islamcı dezenformasyon. İçişleri Bakanı arkasında neler var herkes şaşıracak diyor. Yine aynı avukata soruyorlar nasıldı diye içe kapanıktı diyor adam... Bu kez yine Kanal7 muhabiri devreye giriyor ve agresiflik var mıydı diyor... Kamera suratına doğrultulmuş adam dikkatsizce evet biraz vardı diyor. Kanal 7 Kendince agresif ve içki içen bir kişinin eylemi yaptığını söylüyor. Bir kadın ortaya çıkıyor ve avukatı bir gün evvel üç kişiyle şiddetli şekilde tartışırken gördüğünü söylüyor. Bu arada ben neden bu kadar avukatın içerisinden hiçbirini hatırlamıyorum kadının bu cümlesinden sonra şiddetle merak ediyorum. Tabancada acaba 2 şarjör mü kullanılmış. Bunu da merak ediyorum. Eğer iki şarjör kullanılmışsa (polisiye bir akıl yürütme) adam ya gayet soğukkanlı olmalı veya hayli hızlı... Belki şanstan iki şarjörü kullanabilmiştir. Ve konuda daha önce sorduğum sorularla bunları birleştirmeye çalışıyorum. Mesele siz de tahmin edebilirsiniz ki böyle bir eylem müslümanlara hiçbir şey kazandırmayacaktır. Kazandırmamıştır da... Bu tipten bir eylem hem insanları dinden soğutacak ve hem de dine karşı bir kalkışma,direnme, bastırma eyleminin belki de ateşleyici unsuru olacaktır. Tarihimizde bu böyle olmuştur. Bu kişi bunları tahmin edemeyecek kadar aptal mıydı? Eylemi gerçekleştirdiğine göre evet aptaldı...

 

Sonuçları daha dikkatli değerlendirmek şu bir kaç günlük haberleri yakından incelemekte fayda var. Unuttuğum bir şey daha var. Vakit gazetesiyle ilgili medyanın büyük kısmındaki hasımane tutum. Vakit hedef göstermiş midir yoksa onlar başka bir şeyin derdindemiydiler bilmiyorum. Ama 95 yılındaki bir vakit vakıasının olayın gerçekleştiği günün hemen ertesinde bugünkü haberle aynı anda gündeme sokulması da düşündürücüdür. Bu ve buna benzer değerlendirmeler, Tayyip Erdoğan'ın Danıştay Başkanının konuşmasını yarısında salonu terketmesi, Meclis Başkanının 23 Nisan açıklamaları şu an sanki birer suçmuş gibi değerlendiriliyor... Bu eylemler de gösteriyor ki selim akılla hareket edilmiyorda refleksif bir tavır sergileniyor imajı uyandırıyor.

 

Ben bütün cevapları ve bütün derdimi bu forumda bir yazıyla anlatayım diye genel hatlarıyla herşeye değinmeye çalışmıştım ilk mesajımda o sebeple aynı konu içerisinde gerek üzüntü ve gerekse bundan sonra yapılması gereken ile yapılmaması gereken hakkında birşeyler söylemek istedim.

 

Selam ve saygıyla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşım kınama yazısı göremedim dediğimyazı süheda ya aitmiş bu yüzden sizden özür dilerim ve eskileri ısıtmak gibi bir derdimde yok böyle şeylerin gereksiz olduğunu düşünüyorum en azından bunu kendime yakıştıramam bunun dışında yazdıklarımında harfi harfine arkasındayım. Saygılar

 

 

Kınıyorum savunmasız insanlara kurşun sıkan ve bu eylemi yaparken din için yaptım diyen dini teröre bulaştıran alçak katili tüm kalbimle kınıyorum.

Kınıyorum bu alçakça eyleme işte bakın müslümanlar böyledir diyenleri kınıyorum.

Kınıyorum bir katile siyasi kimlik biçip adaleti saptırmaya kalkanları kınıyorum.

Kınıyorum satılmış bir köpeğin yaptığı eylemi eline koz geçmiş gibi kullanan zihniyetleri kınıyorum.

Kınıyorum milliyetçi zihniyetin şartlar ne olursa olsun ülkesine zarar vermeyeceğini bile bile bu milliyetçi bir kişinin eylemidir diye bir kesimi toptan suçlu ilan eden herkesi kınıyorum.

Kınıyorum bir şahsın eylemini tüm müslümanlara mal edip hepimizi suçlu ilan eden herkesi kınıyorum.

Kınıyorum ülkem üzerinde oyun oymaya devam edenleri görmezden gelip ekmeklerine yağ süren herkesi kınıyorum,kınıyorum kınıyorum hatta dahada ileri gidip bu şahsı onu tetikleyen ve bu eylemin üzerinden rant yapmaya çalışan herkesi kınıyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

gece kuşu tekrar selamlar...

 

2. sayfanın başındaki cevabı verdiğimde sizin birinci sayfadaki yazınız henüz ortada yoktu. Ben cevabı yazarken sanırım siz forma katılıp benden bazı konularda açıklama istetiğiniz mesajı yazmışsınız. Ben ikinci sayfanın başındaki mesajı bitirip de birinci sayfayı açtığımda sizin birinci sayfadaki mesajınızla karşılaştım ona cevap verdim ki bu arada siz ikinci sayfada benim cümlelerimle ilgil yeni bir değerlendirme de bulunmuşsunuz. Bu dördüncü cevabım oluyor bu konuda. Ben bir tanesiyle bırakmak istiyordum ama 4 oldu... Korkuyorum şimdi ben bunları yazarken siz ikinci sayfanın sonunda 1. sayfada sorduğunuz sorulara verilen cevapları değerlendirdiğim konuya cevap vereceksiniz ve işler iyice karışacak.

 

Saçmalamak ve dezenformasyon... Talihsiz sözler olmuş. Kendiminkilerden bahsediyorum. Ama o arada biraz sinirliydim sanırım. Keşke forumda okuduğum cümlelere hemen bir karşılık yazmasam da biraz daha sabretseydim. Sinirle yazılan yazılarda üslup da ziyadesiyle sertleşiyor... Saçmalamakla itham ettiğim kişilerden özür diliyorum. Saçmalamayla ilgili kelimelerimin "yanlış bir değerlendirme olur" ifadesiyle değiştirilmesi uygun olur. Zaten bu tipten değerlendirmelirin hakkaniyete uygun olmadığını belirtmiştim. O yüzden ayrıca bir de saçmalamaktan bahsetmem biraz saçma olmuş...

 

Dezenformasyon meselesi ise beklenilip görülecek bir meseledir. Dediğim gibi ortalıkta puslu bir hava mevcut. Bakın, bir dönem hizbullahçı diye yakalananların 2 ay tutuklu kaldıktan sonra salıverildiklerini gördük. Ladinci diye yakalananların yine aynı şekilde serbest bırakdıklarını gördük. İhaleye fesat karıştırdıkları belgelendikleri söylenenlerin salıverildiklerini gördük. Şimdi Allah-u Ekber diye bağırdığı ve türban için yaptığı söylenen bu adamın eymeninin arkasından başka bir şey çıkar mı onu düşünüyoruz. Biz müslümanların gönlü istiyor ki inşallah türban için yapmamıştır... Ama hem içki içip hem de radikal islamcılık mümkün olan birşey değildir bildiğimiz kadarıyla. Kanal 7'nin ısrarla bunu ispatlamaya çalışması manidar geldi bana bu sebeple...Gerçekten eylemi bunun için mi yapmış bu konuda sanığın kendisinden televizyon ve gazetelere ulaşan bir haber yok. Ancak görgü tanığı olduğu söylenen kişilerden böyle bir açıklama geldi. Şu nu aklımızda tutalım türban için yaptığını sanık kendisi söylemiş. Kime, ne zaman, nerede...Polise mi söylemiş, savcıya mı... Adam henüz konuşamadı bile...Medyamız defaatle dezenformasyona gitmiştir. 28 Şubat sürecini yaşayanlar bunu çok iyi bilirler. Aslı astarı olmayan birçok haberin yayınlandığını hatırlıyoruz. Andıçlama vakıalarını hatırlıyoruz. Böyle bütün medyanın aynı sesten hareket etmesi benim gibi düşünen birçok insanı biraz daha bu konuları teferruatlı incelemeye ve haberleri acaba bir hata bir yanlışlık var mı, bir dezenformasyon var mı tavrıyla incelemeye sevketmektedir.

 

 

Birşeyi eksik bırakmışım... Düzeltmek zorunda kaldım... Bu kişi gerçekten radikal islamcı olabilir. İçki içip içmemesi mesele değil. Bu cinayet ve yaralamaları gerçekleştirmiştir. Yine biz müslümanların gönlü istiyor ki keşke başka bir mesele, başka bir saikle bu eylemi gerçekleştirmiş olsun. Çünkü bu vakıadan bu insanların kendi ve ailelerinden sonra en fazla zarar görecek olan islam ve müslümanlar olacak gibi görünüyor. Bugün yapılacak bir türban anketiyle 1 hafta yapılacak türban anketi arasında sanıyorum ki müslümanlar açısından nefatif olacak sonuçlar çıkacaktır. İslam korkusunu törpülemiştir bu eylem...Bu eylemi devletimiz bir kişinin yaptığı bir eylem olarak değil de terör faaliyeti olarak değerlendiriyor. Bahsedilen görgü tanığı kadının da neden 2 veya dört kişi değil de üç kişiden bahsetmesi terör (organize suçla mücadelede eyleme katılan kişilerin en az üç kişi olması gerektiğini burada hatırlatayım) değerlendirmesine ne kadar kolay sebep olmuştur. Artık göz altı ve soruşturma şekli değişik olabilir. Tutuklanacağı kesin olan birinin gözaltı süresi uzasa ne olur uzamasa ne denebilir ama gözaltı süresi açıklama yapamayacağı bir süredir. Sanık hele bir mahkemeye çıksın ondan sonra türban, radikal islam, şeriatçilik gibi konular ancak o zaman sarahate kavuşacaktır. En azından ben öyle sanıyorum. Biz bu eylemden hem insanlık adına ve hem de zararının bize dokunma ihtimali olduğu için üzgünüz.

 

Hz. Ömer hani diyordu ya "Dicle kenarında bir kurt bir kuzuyu yese bundan ben sorumluyum"... İşte bu eylemin (eylem deyip duruyorum ama cinayet ve yaralama uzun olduğu için bunu kullanıyorum yoksa eylem tabiri böyle bir vakıa için pek uygun değil) AKP'ye ve birtakım müslümanlara (Kendilerine islamcı diyen) mal edilmesi de aynısı bir durumun vaki olduğunu gösteriyor. Adamın biri laiklikten haz almıyor, AKP'nin suçu, adamın biri dini saikle yargı mensuplarını öldürüyor AKP'nin suçu ve hatta neredeyse türbanı savunanların suçu...Yine sinirleniyorum galiba....

 

Selam ve tekrar saygıyla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gece kuşu, yukardaki sözlerinize aşağıdaki alıntı sanırım ufak da olsa cevap olur..

Bu olaya karşıyım. Hemde şiddetle... Ama yapılan eylemi doğru değerlendirip, bundan hiç suçu olmayan insanların sorumlu tutulmasını da istemiyorum. Türkiye de bazen devlet refleksif tavırlar takınıyor. Bunlar tarihimizde mevcut. İstiklal mahkemelerinin kuruluşu öncesinde yaşananları, Ahmet Emin Yalman'a sıkılan kurşun neticesinde topyekün tutuklamaları biliyoruz.

 

Bazı arkadaşlar biz müslümanların takiyye yaptığını belirtilyorlar.

 

 

Tipik örnek... Buyrun... Yanlış anlamayın, gerçekten sanki müslümanlar bugünlerde bu konuda söyledikleri sözler hakkında sanki samimiyet testine tabi tutuluyor gibiler. Ben gerek insan hayatına verdiğim önem, gerekse dinimin verdiği önem ve gerekse eylemin gerçekleştirildiği kişiler bu ülkenin aydınları olduğu için karşıyım.

Böyle bir anlam çıkıyorsa sözlerimden gerçekten çok çok özür diliyorum. Samimi bir şekilde (bugünlerde bu kelimeyle başım hiç hoş değil hatta kullanmak dahi istemiyorum) bu eylemi kınayanlar müstesna... Ama bu eylemden dolayı olmayacak sözler söyleyenler, bu eylemden dolayı genel mahiyette karalama kampanyaları başlatanlar bu sözlerimin hedefidir. Yoksa ben yapılan eylemi içlerinde gerçek bir burukluk ve acıyla hissedenleri asla hedef almadım, almam da...Çünkü aynı şekilde biz de üzgünüz.

 

 

 

Olaya zaten ziyadesiyle karşı duruyorum. Ancak vukuat bellidir cezası bellidir...Evet, bu eylemin psikolojik, sosyolojik arka planı da araştırılmalıdır. Ama bu eylemden sorumluluğu olmayan insanların hedefe alınmalırı üzücüdür. Ben geçmişteki uygulamaları hatırladığım için burada olaya daha dikkatli yaklaşılması gerektiğini belirttim. İstiklal Mahkemesi uygulamalarını hoş bulan arkadaşlar var mı içimizde... 12 Eylül sonrası uygulamalarını esefle karşılamayan var mıdır? (belki de vardır) Zorbaca, müslümanlık olmaz. Cinayetlerle çözüm olmaz. Hele bu yargıya karşı yapılıyorsa çözümsüzlük kangrenleşir. Bunlar bilinen şeylerdir. Ama şu an hiç de yapılmayan şey selim akılla hareket edilmemesidir. Tabi ki eylemi kınayacağız ama eylemi eylemci üzerinden kınamak yerine başka yerlere göndermede bulunmak....

 

Arkadaşlar lütfen yapmayın dediğimde de sanırım forma katılan herkes kastedilmemişti.

 

Kaç tane saldırı oldu ben merak ettim...

 

 

 

 

Sanırım bu kadar yeter...

 

Son olarak dezenformasyon meselesine gelirsek; İşte buna dikkat etmemiz lazım... Kanal7 gitti Sanığın staj yaptığı avukatla görüştü. Adam yanımda içki içtiğini görmedim ama içiyordur herhalde dedi, sokaktan birine soruyorlar o adam ise içki içerdi diyor.Hatta bir kaç kez aynı birahanede bira içtiğini gördüğünden bahsediyor. Kanal7 nedense illaki adamın içki içtiğini kanıtlamaya çalışıyor. Bu islamcı dezenformasyon. İçişleri Bakanı arkasında neler var herkes şaşıracak diyor. Yine aynı avukata soruyorlar nasıldı diye içe kapanıktı diyor adam... Bu kez yine Kanal7 muhabiri devreye giriyor ve agresiflik var mıydı diyor... Kamera suratına doğrultulmuş adam dikkatsizce evet biraz vardı diyor. Kanal 7 Kendince agresif ve içki içen bir kişinin eylemi yaptığını söylüyor. Bir kadın ortaya çıkıyor ve avukatı bir gün evvel üç kişiyle şiddetli şekilde tartışırken gördüğünü söylüyor. Bu arada ben neden bu kadar avukatın içerisinden hiçbirini hatırlamıyorum kadının bu cümlesinden sonra şiddetle merak ediyorum. Tabancada acaba 2 şarjör mü kullanılmış. Bunu da merak ediyorum. Eğer iki şarjör kullanılmışsa (polisiye bir akıl yürütme) adam ya gayet soğukkanlı olmalı veya hayli hızlı... Belki şanstan iki şarjörü kullanabilmiştir. Ve konuda daha önce sorduğum sorularla bunları birleştirmeye çalışıyorum. Mesele siz de tahmin edebilirsiniz ki böyle bir eylem müslümanlara hiçbir şey kazandırmayacaktır. Kazandırmamıştır da... Bu tipten bir eylem hem insanları dinden soğutacak ve hem de dine karşı bir kalkışma,direnme, bastırma eyleminin belki de ateşleyici unsuru olacaktır. Tarihimizde bu böyle olmuştur. Bu kişi bunları tahmin edemeyecek kadar aptal mıydı? Eylemi gerçekleştirdiğine göre evet aptaldı...

 

Sonuçları daha dikkatli değerlendirmek şu bir kaç günlük haberleri yakından incelemekte fayda var. Unuttuğum bir şey daha var. Vakit gazetesiyle ilgili medyanın büyük kısmındaki hasımane tutum. Vakit hedef göstermiş midir yoksa onlar başka bir şeyin derdindemiydiler bilmiyorum. Ama 95 yılındaki bir vakit vakıasının olayın gerçekleştiği günün hemen ertesinde bugünkü haberle aynı anda gündeme sokulması da düşündürücüdür. Bu ve buna benzer değerlendirmeler, Tayyip Erdoğan'ın Danıştay Başkanının konuşmasını yarısında salonu terketmesi, Meclis Başkanının 23 Nisan açıklamaları şu an sanki birer suçmuş gibi değerlendiriliyor... Bu eylemler de gösteriyor ki selim akılla hareket edilmiyorda refleksif bir tavır sergileniyor imajı uyandırıyor.

 

Ben bütün cevapları ve bütün derdimi bu forumda bir yazıyla anlatayım diye genel hatlarıyla herşeye değinmeye çalışmıştım ilk mesajımda o sebeple aynı konu içerisinde gerek üzüntü ve gerekse bundan sonra yapılması gereken ile yapılmaması gereken hakkında birşeyler söylemek istedim.

 

Selam ve saygıyla...

 

Gercek müslümanlara herzaman saygimiz vardir bende müslümanim ama ben oturup kalkip Türban savasi vermiyorum cünkü Türban savasi verenler bu savasi müslümanlik adina vermiyorlar bu savas Cumhuriyetci Laik düzene yani AAtatürkcülüge karsi verilen bir savastir.bu savas Türkiyeye karsi verilen bir savastir.Piyonlar hep vardi ve hep olacaktir,ne varki eger bir ülkeyi yöneten kadrolar Cumhuiyetci Laik düzene karsi iseler bunun anlami o ülkeyi büyük tehlikelerin bekledigidir.Insanlarin ayni seylere inanmasi ayni seyleri kabul etmesi zaten olanaksizdir,lakin eger bu kabul etmeme olayi eyleme dönüsüp ülke güvenligini rejimi tehlikeye sokar hale gelmis veya geliyorsa Demokratk güclerin harekete gecmeleride önlenemez.

Kimse müslümanlari hedef almiyor buraya yazi yazanlardan eminimki hic birtanesi gercek müslümanlara karsi tavir takinmayacak kisilerdir.Gercek müslüman ülkesinin huzurunu ister,gercek müslüman kanunlara uyar gercek müslüman devletine karsi calismaz siyaset gütmez.Müminle Münafiki birbirinden ayiracak mantiga buradaki herkesin sahip oldugu kanisindayim.

Baska bir Türkiye yok dünya üzerinde,o zaman ülkemize sahip cikmaliyiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gercek müslümanlara herzaman saygimiz vardir bende müslümanim ama ben oturup kalkip Türban savasi vermiyorum cünkü Türban savasi verenler bu savasi müslümanlik adina vermiyorlar bu savas Cumhuriyetci Laik düzene yani Atatürkcülüge karsi verilen bir savastir.bu savas Türkiyeye karsi verilen bir savastir.Piyonlar hep vardi ve hep olacaktir,ne varki eger bir ülkeyi yöneten kadrolar Cumhuiyetci Laik düzene karsi iseler bunun anlami o ülkeyi büyük tehlikelerin bekledigidir.Insanlarin ayni seylere inanmasi ayni seyleri kabul etmesi zaten olanaksizdir,lakin eger bu kabul etmeme olayi eyleme dönüsüp ülke güvenligini rejimi tehlikeye sokar hale gelmis veya geliyorsa Demokratk güclerin harekete gecmeleride önlenemez.

Kimse müslümanlari hedef almiyor buraya yazi yazanlardan eminimki hic birtanesi gercek müslümanlara karsi tavir takinmayacak kisilerdir.Gercek müslüman ülkesinin huzurunu ister,gercek müslüman kanunlara uyar gercek müslüman devletine karsi calismaz siyaset gütmez.Müminle Münafiki birbirinden ayiracak mantiga buradaki herkesin sahip oldugu kanisindayim.

Baska bir Türkiye yok dünya üzerinde,o zaman ülkemize sahip cikmaliyiz.

 

Kardeşim en azından böyle vahim bir olaydan sonra gerek türban gerek demokratik güclerin harekete geçmeleri gibi konulara değinmeyelim... İstersen ben bir topik vereyim ve türbanın, demokrasinin, demokratik güç ( bu da ne demekse, inşallah halktan bahsediliyordur), mahiyetlerini oradan bir incele...Zaten bütün konu benim yazımla doldu bir de oradan alıntı yapmayalım. İddialı bir cümleniz daha var müminle münafığı ayırt etmekle ilgili. Neyse buraya deşelemek istemiyorum. Topyekün bir eylemin adıdır savaş. Yoksa bir kişinin savaşı ancak yeldeğirmenlerine karşı olur. Topyekün bir eylemden bahsediyorsak o halde bir düşünce bir ülkü birliğine sahip kişilerin birleşip Cumhuriyete karşı Atatürkçülüğü karşı bir eyleme katılmaları lazım. (ben acaba cümlelerinizi zorla mı böyle yorumluyorum!?) eee o halde bu eylemin içerisinde bir çok müslüman da vardı öyleyse.. Saçmalıyor muyum acaba.... Kardeşim biz müslümanlar devlet katında ancak seçimle söz sahibi olabileceğimizin ayırdına 1946 da vardık. Aslında bu daha erken olmuştu ama seçimin nelere kadir olduğu o zaman farkedildi. Bu hakkın elden alındığı bir şeriat devletini müslümanların istemesi mümkün değil. Hep beraber bir arada yaşayacağımız devlet ancak demokrasi ve cumhuriyetle yönetilen bir devlettir. 28 Şubat sürecini yaşayan bu süreçte takibe uğramış birçok müslüman demokrasinin bu ülkeye ne kadar gerekli olduğunu en fazla ayırdına varmışlardır. Biz bu ülkede haklarımızın teminatı için demokrasinin vazgeçilemez bir unsur-değer olduğunu biliyoruz. Bu noktada ne bir istibdatın ne teokratik bir devletin peşinde değiliz. Ve ben sanmıyorum ki böyle bir şeyin peşine düşen müslümanlar olsun...Şeriat devleti denilip duruyor ama bu ülkede böyle bir devletin hayata geçmesi imkansız. Bunun derdine düşülmesi de mümkün değil. Ne osmanlı bir islam devletiydi ve ne de Medine islam devletinin haricinde bugüne kadar bir islam devleti kurulabilmiş değildir. Bunun bugün olması ise imkansız.

Bunların da dikkate alınması lazım.

 

Verdiğin cevabı verdiğim cevapla biraz dağıttım galiba. Toparlamaya çalışayım. Bu ülkede fark edilmesi gereken mesele bir islam devleti peşinde koşan müslümanların olmamasıdır. Ne teokratik bir devlet peşinde koşanlar ve ne de ibtibdat isteniyor. Biz Cumhuriyet ve Demokrasiyi fazlasıyla benimsedik. Bu sebeple sürekli bir irtica yaygarası koparmak ancak ve ancak seçimle gelinemeyen yerleri darbe veya demokrasi dışı hamlelerle elde etmeye çabalamaktan başka birşey değildir. Veya müslüman halkın seçtiği (böyle demiştim ama cümlemin anlamı diğer partilere oy verenlerin müslüman olmadığı anlamı çıkıyor o yüzden düzeltiyorum halkın bir kısmının seçtiği) kişilerin köşeye kıstırılmaya çalışılmasından öte sanırımki bir anlamı yoktur. İşte bu sebeple tarihimizde halka rağmen halka karşı demokrasi, militan demokrasi gibi kavramlar yer etmiş. Hatta son seçimlerde halkın %34 ünce meclise bir parti taşındığında halkın cahil olduğundan bahisle bu partiye oy verdiği bile söylenmiştir.

 

Uzattıkça uzattım ben de...Türkiye de eğer gerçekten demokrasi ve cumhuriyete karşı bir eylem güden ve kendisini müslüman olarak tanımlayan birileri varsa onun idrakinde olmadığı ya birşeyler vardır veya .... (burayı sizler de doldurabilirsiniz.)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

gece kuşu tekrar selamlar...

Sayın Bekir; Her iki yazınızı da okudum..

 

Hemen cevaplamak, konusundaki yaklaşımınız ve bütünlüğünüz dikkat çekici...

 

Ama bu sefer ben yeterli yanıtları veremiyeceğim sanırım...Biliyormusun beynim çok yorgun...

 

Şaşkına uğradım desem yanlış olmaz...

 

İnsanı beden yorgunluklardan daha çok hayal kırıklıklarının getirdiği sonuçlar daha çok yoruyor...

 

İnsanların aynı çelişkinin içinde nasıl böyle ayrı kavaramlar üretebildiklerini bir kez daha şaşkınlıkla izledim...

 

Derdim bu günkü halimle kimseye cevap yazmak bir şeyler anlatmak değil...

Hoş görürüseniz kendi aramızda ufak bir sohbet diyelim...

Sizin isminizin olduğu ileti dışında sizi kasdederek başka bir ileti yazmadım aslında...

Ama siz hassasiyet gösterip diğer arkadaşın yerine incelik göstermişsiniz.Teşekkür ederim...

İsmini hatırlamıyorum dönüp bakmak ta çok zor geliyor şu anda..O aynı inceliği gösterirmiydi bilemiyorum...

 

Sayın bekir sizi yordum ve cevaplarım kısıtlı beni hoş görün uygun bir zamanımda

bu sayfaları tekrar gözden geçirip eksik kaldığını düşündüğüm yerler olursa tekrar cevaplamayı düşünüyorum...

Yada bu konu devam ederse gelişen sonuçlara göre yeni görüşlerle yeni yorumlara gidebiliriz...

Sizin hassasiyetinize geç yanıt vermemek kaygısıyla birşeyler yazmam gerektiğini düşündüm...

 

Selamlar...sevgiler..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ya tamam da bunun eliştrirken neden ulasalcıları eleştiriyoruz neden milliyetçiliğin tüm kesiiimine yayıyoruz Burası Türkiye Cumhuriyeti Buranın İlkelerinden biride milliyetçilik bunun yükselmesinden neden rahatsız oluyoruz ki ( bazı haber kanalları böyle eleştiri yapıyor) ne kadar ayıp aaaaa

 

 

:devil:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dine saldırı başladı.Danıştaya yapılan saldırı İrtica adı altında dine saldırıya dönüşmeye başladı.Bravo.Tebrikler.Eskinin moskova uşakları şimdi kendilerine demokrat diyor.maşallah.demokrasi=bizim dediğimiz.öylemi.tabiki değil.demokrasiye adalete sıkılmış kurşunların kovanlarını bulup dine saldırı amacı güden çevreler bilsin ki.sırıtıyorsunuz.sorsalar bizde müslümanız diyecek kadar yüzsüzler aynı zamanda.bir kendini bilmezin gemilerini yakıp akıl almaz ve hiç bir şeye çözüm olmayacak bir olaya kalkışması birilerinin ekmeğine yağ yapılmak isteniyor.Başta muhalefetin yitik lideri baykal ve yağcı yalaka basın rüzgar nereye dönerse rota orası mantığıyla vurguna satırlar arası kurşunlamaya başladılar.Yanlış.Ters.Bu ülkede özgürlük isteyenler öncelikle göz zevkleri dışında hiç bir zarar görmedikleri türbanın önünün açılması için seferber olması için uğraşsında görelim.Bu ülkede temel sorun terör.ve demokratik hakların gerektiği ölçüde verilememesidir.Gereği yapılmadıkça sorunlar çözülemez.Menfur saldırıyı kınar ölen danıştay üyesine yine ALLAH tan rahmet dilerim.Dine saldıranlara şehit sözcüğünün de dini bir kavram olduğunu hatırlatırım.

Eskiden moskova uşakları olarak değerendirmeleriniz karşısında sizi şiddetle kınıyorum...

Fakat size şunu söyleyebilirim artık çok iyi biliyorum ki dini anlamda attığınız çamurlar sayesinde nerelerde barındığınızı tahmin etmek hiçte zor değil aslında... Aşağıda ki yazı yı da belki faydası olur diye size atfediyorum

Sevgiyle kalın...

 

Türkiye'deki siyasal İslamcılar ''takıyye'' yöntemiyle demokrasiyi kullanarak her alanda palazlanıyorlar, büyüyorlar...

Artık eskisi gibi bedel de ödemiyorlar; radikal çıkışlarıyla tabanlarını yüreklendiren öncü kadroları sıkışınca soluğu Avrupa ülkelerinde alıp krallar gibi yaşatılıyorlar...

 

VARAN 1-

İşte, 2 Temmuz 1993 Sıvas cankırımının kışkırtıcı ve yönlendirici başaktörlerinden Refah Partili Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak... Bugün altıncı yılında, sevgili Aziz Nesin' in deyişiyle, ''o ........., hâlâ kaçak!..''

 

VARAN 2-

İşte, Hicaz'da, Kemalist devletin yıkılması için ant içirten, ''O pezevenklerden oluşan Türk parlamentosu'' diyerek hakaret ettiği o parlamentoya milletvekili olarak giren, maaş alan; o haldeyken ''Çatlasanız da, patlasanız da ben Hizbullahım!'' söylemiyle İslami terör örgütü Hizbullah'ı sahiplenen Refah Partili Rize Milletvekili Şevki Yılmaz... Kaçak... Hem de milletvekili emekli maaşı alarak yurtdışında sefa sürüyor!.. Oğlunun deyişiyle, ''O hicret etti, bir gün geri dönecek; dönüşü muhteşem olacak'' mış!

 

VARAN 3 -

Şeriat devleti için ''Kan akacak, fıstık gibi olacak'' diyen Refah Partili Urfa Milletvekili Halil İbrahim Çelik... O da milletvekili emekli maaşını alarak yurtdışında sefa süren kaçak...

 

VARAN 4-

Ve Amerikan dizinde palazlanıp büyütülen Fethullah Gülen gerçeği...

 

Listeyi uzatabiliriz... Ve niçin bunlardan söz ediyoruz?

 

Demokrasi adına ''masum'' istekler olarak sunulan ve eylemleriyle büyüyen Siyasal İslam'ın nasıl bir ''irticai tehdit'' oluşturduğunu göstermek için! 1968'e dek, bırakın normal üniversiteleri, ilahiyat fakültelerinde bile türban takan kız öğrenci yoktu. Bu tarihten sonra 2 kız öğrencinin başlattığı türban eylemi, demokrasi adına hoşgörü temelinde gelişti, siyasilerin ödünleriyle büyüdü ve Türkiye Cumhuriyeti'ni dinamitleme noktasına geldi.

 

Son söz: Ey siyasal İslamcılar! Dininize takkenizle, türbanınızla, şekilciliğinizle, takıyyeciliğinizle değil; özünüzle, içtenliğinizle bağlanın!...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yazdıkların için katılıyorum ve ellerine sağlık diyerek teşekkür etmeyi bir borç biliyorum sevgili DİPNOT.

EN İÇTEN DİLEKLERİMLE SAYGI VE SEVGİLERİMİ SUNUYORUM :clover:

 

televizyonlarda dikkatinizi çektiyse erdoğan ve diğerleri katil diye nitelendirilip istifaya çağırılırken Ahmet Necdet Sezer alkışlarla karşılanıyor.Ayrıca bu lişiler fiilen gidemiyor ancak sadece "yüreğimle acınızı paylaşıyorum" ya da "yüreğimle yanınızdayım" gibi bir şeyler söylüyor "yazılı olarak".

Şunu da eklemek isterim ki tamam düşüncelerinizi ifade etmek amacıyla kınamak çok mantıklı ve takdir edilmesi gereken bir davranış (aslında yapılması bir zorunluluk -en azından vicdanen yapılması gerekli diye düşünüyorum-) ama faaliyet olmadığı sürece sözlerimiz ve düşüncelerimiz hep anlamsız kalacak mağalesef diye düşünmekten kendimi alamıyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dipnot

 

Mustafa Yücel Özbilgin'in vefatı bir miladtır. Artık bu ülkede hiç bir şey eskisi gibi olmayacak... Laiklikle sorunu olanlara karşı biz bu ülkenin sahipsiz olmadığını göstereceğiz. Eli kanlı insanların ne demokrasiden, ne insanlıktan ne de dinden söz etme hakları yoktur. Bu olay çok önemli bir olaydır. Herhangi bir cinayet vakası değildir. Bunu yapan ve yaptıranların hesap verme günüde gelecektir...

 

selamlar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hani derler "GEÇMİŞ GELECEĞİN AYNASIDIR" Bütün soruların cevabı geçmişte vardır.Güzel insanları daha çok kaybedeceğiz Beni asıl dehşete düşüren şey ise mesleki kariyeri olan bir avukatın bu cinayeti işlemesi. Acaba neye güvendi?İntihar etmiş olsa idi farklı bakardım ama akıllı bir kişi böyle bir eylemin geri kalan ömrünü ölümden beter kılacağını bilmez mi?

Orhan veli'nin bahara ilişkin şiirinde harika bir final var

"yok bu işte bir iş var"

Merhuma rahmet ailesine başsağlığı dilerim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eskiden moskova uşakları olarak değerendirmeleriniz karşısında sizi şiddetle kınıyorum...

Fakat size şunu söyleyebilirim artık çok iyi biliyorum ki dini anlamda attığınız çamurlar sayesinde nerelerde barındığınızı tahmin etmek hiçte zor değil aslında... Aşağıda ki yazı yı da belki faydası olur diye size atfediyorum

Sevgiyle kalın...

 

Türkiye'deki siyasal İslamcılar ''takıyye'' yöntemiyle demokrasiyi kullanarak her alanda palazlanıyorlar, büyüyorlar...

Artık eskisi gibi bedel de ödemiyorlar; radikal çıkışlarıyla tabanlarını yüreklendiren öncü kadroları sıkışınca soluğu Avrupa ülkelerinde alıp krallar gibi yaşatılıyorlar...

 

VARAN 1-

İşte, 2 Temmuz 1993 Sıvas cankırımının kışkırtıcı ve yönlendirici başaktörlerinden Refah Partili Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak... Bugün altıncı yılında, sevgili Aziz Nesin' in deyişiyle, ''o ........., hâlâ kaçak!..''

 

VARAN 2-

İşte, Hicaz'da, Kemalist devletin yıkılması için ant içirten, ''O pezevenklerden oluşan Türk parlamentosu'' diyerek hakaret ettiği o parlamentoya milletvekili olarak giren, maaş alan; o haldeyken ''Çatlasanız da, patlasanız da ben Hizbullahım!'' söylemiyle İslami terör örgütü Hizbullah'ı sahiplenen Refah Partili Rize Milletvekili Şevki Yılmaz... Kaçak... Hem de milletvekili emekli maaşı alarak yurtdışında sefa sürüyor!.. Oğlunun deyişiyle, ''O hicret etti, bir gün geri dönecek; dönüşü muhteşem olacak'' mış!

 

VARAN 3 -

Şeriat devleti için ''Kan akacak, fıstık gibi olacak'' diyen Refah Partili Urfa Milletvekili Halil İbrahim Çelik... O da milletvekili emekli maaşını alarak yurtdışında sefa süren kaçak...

 

VARAN 4-

Ve Amerikan dizinde palazlanıp büyütülen Fethullah Gülen gerçeği...

 

Listeyi uzatabiliriz... Ve niçin bunlardan söz ediyoruz?

 

Demokrasi adına ''masum'' istekler olarak sunulan ve eylemleriyle büyüyen Siyasal İslam'ın nasıl bir ''irticai tehdit'' oluşturduğunu göstermek için! 1968'e dek, bırakın normal üniversiteleri, ilahiyat fakültelerinde bile türban takan kız öğrenci yoktu. Bu tarihten sonra 2 kız öğrencinin başlattığı türban eylemi, demokrasi adına hoşgörü temelinde gelişti, siyasilerin ödünleriyle büyüdü ve Türkiye Cumhuriyeti'ni dinamitleme noktasına geldi.

 

Son söz: Ey siyasal İslamcılar! Dininize takkenizle, türbanınızla, şekilciliğinizle, takıyyeciliğinizle değil; özünüzle, içtenliğinizle bağlanın!...

Yazdıkların için katılıyorum ve ellerine sağlık diyerek teşekkür etmeyi bir borç biliyorum sevgili DİPNOT.

EN İÇTEN DİLEKLERİMLE SAYGI VE SEVGİLERİMİ SUNUYORUM :clover:

 

televizyonlarda dikkatinizi çektiyse erdoğan ve diğerleri katil diye nitelendirilip istifaya çağırılırken Ahmet Necdet Sezer alkışlarla karşılanıyor.Ayrıca bu lişiler fiilen gidemiyor ancak sadece "yüreğimle acınızı paylaşıyorum" ya da "yüreğimle yanınızdayım" gibi bir şeyler söylüyor "yazılı olarak".

Şunu da eklemek isterim ki tamam düşüncelerinizi ifade etmek amacıyla kınamak çok mantıklı ve takdir edilmesi gereken bir davranış (aslında yapılması bir zorunluluk -en azından vicdanen yapılması gerekli diye düşünüyorum-) ama faaliyet olmadığı sürece sözlerimiz ve düşüncelerimiz hep anlamsız kalacak mağalesef diye düşünmekten kendimi alamıyorum...

dipnot

 

Mustafa Yücel Özbilgin'in vefatı bir miladtır. Artık bu ülkede hiç bir şey eskisi gibi olmayacak... Laiklikle sorunu olanlara karşı biz bu ülkenin sahipsiz olmadığını göstereceğiz. Eli kanlı insanların ne demokrasiden, ne insanlıktan ne de dinden söz etme hakları yoktur. Bu olay çok önemli bir olaydır. Herhangi bir cinayet vakası değildir. Bunu yapan ve yaptıranların hesap verme günüde gelecektir...

 

selamlar

bunu yapacak kadar yüz buldular ya pes doğrusu :angry:

Hani derler "GEÇMİŞ GELECEĞİN AYNASIDIR" Bütün soruların cevabı geçmişte vardır.Güzel insanları daha çok kaybedeceğiz Beni asıl dehşete düşüren şey ise mesleki kariyeri olan bir avukatın bu cinayeti işlemesi. Acaba neye güvendi?İntihar etmiş olsa idi farklı bakardım ama akıllı bir kişi böyle bir eylemin geri kalan ömrünü ölümden beter kılacağını bilmez mi?

Orhan veli'nin bahara ilişkin şiirinde harika bir final var

"yok bu işte bir iş var"

Merhuma rahmet ailesine başsağlığı dilerim

ok raydan çıkmış baksana...bizim milletimiz bi olay sonrası suçluyu buldu mu tamam der olayı kapatır arkada kimler var önemsizdir.şimdi bu katili içeri atacaklar yakaladılar ya bi kaç gün sonra unutlur gider!!!

:clover:

Duyarlılığınız karşısında bu ülkeye olan bağlılığımız, Atamıza olan inancımız, Aydınlığa olan bağlılığımız, Dini karanlıklara, aşırı müslümana ve yobaza olan bakış açımış hiçbirzaman değişmiyecektir...

Bundan da kimsenin kuşkusu olmasın...

Sevgi ve saygılarımla...

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Danıştay'a yönelik menfur saldırı, bazı çevreler tarafından 28 Şubat havasında istismar edilmeye başlandı.

 

Hain saldırıda vefat eden Mustafa Yücel Özbilgin'in cenazesi, stadyumda maç izlemeye gelmiş insanların slogan seviyesinden bile uzak bir avuç fanatiğin shovuna sahne oldu!!

Cumhuriyet'imizin en önemli kurumuna yapılan bu hain saldırıya sağduyulu tepki göstermeye çalışan Kocatepe'deki vatandaşlarımızıda zor durumda bırakan sloganik bağırtılar törene katılanlarıda rahatsız etti!!

 

Merhum Danıştay üyesinin cenazesi sloganlar, alkışlar, yuhlamalarla zatın şahs-i maneviyesine saygısız bir tutum sergileyenlerle doldu taştı!

 

Bir kısım fanatikler tarafından 'Mollalar İrana', Türkiye Laiktir Laik kalacak', 'Hükümet istifa' 'Yuuuuhhhh' sloganlarıyla bambaşka bir mecraya çekilmeye çalışıldı.

 

 

Aynı senaryo aynı sahneler

 

 

Saldırganın ideolojik kimliği açıklanmasına ve saldırısının asıl maksadı henüz belli olmamasına rağmen, CHP ve bazı çevrelerin olayı istismara çalışması büyük bir tepkiyle karşılandı.

 

Cinayet ve kan üzerine siyaset yapılmasının, olayı Cumhuriyete karşı bir Kubilay olayı şeklinde sunmanın peşinden oluşacak havadan siyasi çıkar sağlamaya çalışan çevrelerin bu provakasyonu, demokratik ortamda milletten alamadıkları desteği, iç ve dış güç odaklarından alma çabası olarak yorumlandı.

 

 

 

Bilindiği gibi, 28 Şubat öncesinde de önce Uğur Mumcu'nun katli gibi karanlık siyasi cinayetlerin cenaze törenleri, sonra Susurluk olayına karşı başlatılan '1 dakika karanlık' eylemi, aniden yön ve mahiyet değiştirmiş ve Susurluk çetesi unutularak kitleler zamanın hükümetine karşı yasadışı kalkışma eylemine sevk edilmişti.

 

Bir süredir Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ABD'nin İran'a operasyon hazırlığı ekseninde başlatılan siyasi kargaşa havasının devamı olarak oluşturulan cunta atmosferinin, Anayasal düzene ve demokratik rejime karşı laikçi görünümlü bir yasadışı darbe havasına dönüştürülmesi karşısında başta saldırıya uğrayan bağımsız yargı olmak üzere, tüm yetkililerin harekete geçmesi gerekiyor.

 

Türkiye, ülkesi ve milletiyle, bir avuç azgın azınlığın 'Atatürk ve Laiklik' istismarına bu kez meydan vermemeli..

 

Cumhuriyeti, Atatürk'ü ve Laikliği CHP'nin istismar malzemeleri olmaktan çıkarmak ve sadece milletin koruma ve kollamasına bırakmak, tüm yasa dışı eylemleri cezalandırmak ve her tür iç ve dış provakasyona karşı önlemler almak, bütün anayasal kurumların temel görevidir.

 

Başta TBMM olmak üzere, Anayasal kurumların ve milletin sivil iradelerinin, yaratılan istismar ve suç ortamına müdahale etmeleri gerekmektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Danıştay'a yönelik menfur saldırı, bazı çevreler tarafından 28 Şubat havasında istismar edilmeye başlandı.

 

Hain saldırıda vefat eden Mustafa Yücel Özbilgin'in cenazesi, stadyumda maç izlemeye gelmiş insanların slogan seviyesinden bile uzak bir avuç fanatiğin shovuna sahne oldu!!

Cumhuriyet'imizin en önemli kurumuna yapılan bu hain saldırıya sağduyulu tepki göstermeye çalışan Kocatepe'deki vatandaşlarımızıda zor durumda bırakan sloganik bağırtılar törene katılanlarıda rahatsız etti!!

 

Merhum Danıştay üyesinin cenazesi sloganlar, alkışlar, yuhlamalarla zatın şahs-i maneviyesine saygısız bir tutum sergileyenlerle doldu taştı!

 

Bir kısım fanatikler tarafından 'Mollalar İrana', Türkiye Laiktir Laik kalacak', 'Hükümet istifa' 'Yuuuuhhhh' sloganlarıyla bambaşka bir mecraya çekilmeye çalışıldı.

Aynı senaryo aynı sahneler

Saldırganın ideolojik kimliği açıklanmasına ve saldırısının asıl maksadı henüz belli olmamasına rağmen, CHP ve bazı çevrelerin olayı istismara çalışması büyük bir tepkiyle karşılandı.

 

Cinayet ve kan üzerine siyaset yapılmasının, olayı Cumhuriyete karşı bir Kubilay olayı şeklinde sunmanın peşinden oluşacak havadan siyasi çıkar sağlamaya çalışan çevrelerin bu provakasyonu, demokratik ortamda milletten alamadıkları desteği, iç ve dış güç odaklarından alma çabası olarak yorumlandı.

Bilindiği gibi, 28 Şubat öncesinde de önce Uğur Mumcu'nun katli gibi karanlık siyasi cinayetlerin cenaze törenleri, sonra Susurluk olayına karşı başlatılan '1 dakika karanlık' eylemi, aniden yön ve mahiyet değiştirmiş ve Susurluk çetesi unutularak kitleler zamanın hükümetine karşı yasadışı kalkışma eylemine sevk edilmişti.

 

Bir süredir Cumhurbaşkanlığı seçimi ve ABD'nin İran'a operasyon hazırlığı ekseninde başlatılan siyasi kargaşa havasının devamı olarak oluşturulan cunta atmosferinin, Anayasal düzene ve demokratik rejime karşı laikçi görünümlü bir yasadışı darbe havasına dönüştürülmesi karşısında başta saldırıya uğrayan bağımsız yargı olmak üzere, tüm yetkililerin harekete geçmesi gerekiyor.

 

Türkiye, ülkesi ve milletiyle, bir avuç azgın azınlığın 'Atatürk ve Laiklik' istismarına bu kez meydan vermemeli..

 

Cumhuriyeti, Atatürk'ü ve Laikliği CHP'nin istismar malzemeleri olmaktan çıkarmak ve sadece milletin koruma ve kollamasına bırakmak, tüm yasa dışı eylemleri cezalandırmak ve her tür iç ve dış provakasyona karşı önlemler almak, bütün anayasal kurumların temel görevidir.

 

Başta TBMM olmak üzere, Anayasal kurumların ve milletin sivil iradelerinin, yaratılan istismar ve suç ortamına müdahale etmeleri gerekmektedir.

Sevgili dilku...

Bu ülke 1930 larda yaşaması gereken yobazlığı gecikmeli olarak şimdi yaşamakta ve hepimiz sabır ile beklemekteyiz... Biliyoruz ki doruğa geldiğinizde dip yapacaksınız... Bulanık suların ve karanlık kuytuların farkında değilsiniz...

Bu ülke hiçbir zaman ve hiçbir şekilde yobaza, ticaniye, ulemaya teslim olmayacak kadar büyük ve hazırlıklıdır... Lütfen bunu unutmayın...

Dost sevgilerimle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve

eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine:

 

- "İçinde hangi yiyecek var acaba ?" diye düşündü.

 

Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu

anladığında yıkılmıştı.

 

- "Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye

bağırarak telaşla bahçeye fırladı.

 

Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç

bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı:

 

- "Zavallı farecik...Bu senin sorunun benim değil. Bana bir

zararı olamaz küçücük kapanın" dedi.

 

Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla

domuzun yanına koştu ve,

- "Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye

adeta çırpındı. Domuz anlayışla karşıladı ama,

 

- "Çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka

yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol"

dedi.

 

Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve ,

 

- "Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!" dedi.

 

İnek ;

 

-"Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni

ilgilendirmiyor." dedi.

 

Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve döndü.

Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına karşılaşmak

zorunda olduğunu anladı.

 

O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik

farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapanacaktı

ki birden bir ses duyuldu.

Gecenin sessizliğini bölen gürültü, fare kapanından geliyordu.

 

Çiftçinin karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından

fırladı ve mutfağa koştu.

 

Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını

fark edememişti.

 

Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve aniden

çiftçinin karısını ısırdı.

 

Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü. Doktor,

zehiri temizledi sardı. Çiftçi karısını eve getirdi, yatırdı.

Karısının ateşi yükseldi ve bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız

ateş ve ter içinde kıvranıp duruyordu.

 

Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu

herkes bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu.

 

Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi.

Karısının hastalığını duyan komşular ziyarete geldiler.

 

Onlara ikram etmek için çiftçi domuzunu kesti.

 

Çiftçinin karısı gittikçe kötüye gidiyordu. Yılan, belli ki

çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı iyileşemedi

ve öldü.

 

Cenazesine çok sayıda kişi gelince hepsine yeterli et

sağlamak için çiftçi ineği mezbahaya yolladı.

 

Fare tüm bu olanları büyük üzüntü ile duvardaki deliğinden

izledi.

 

Birisi, sizi ilgilendirmediğini düşündüğünüz bir tehlike ile

karşı karşıya ise hepimizin aynı tehlikede olabileceğini

hatırlayalım.

 

Hepimiz yaşam denilen bu yolculukta yer alıyoruz.

Diğerimiz için bir gözümüzü açık tutmalı ve diğerlerini

cesaretlendirmek için çaba harcamalıyız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.