Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

CEMAAT BAŞBAKAN ERDOĞAN'A DARBEYE HAZIRLANIYOR


GeceKuşu

Önerilen İletiler

Ergenekon ve Balyoz davasında yargılanan subayların hepsini süründürmeli... zamana oynuyorlar. Suçsuzluklarının ileride ortaya çıkmasının önemi yok, o zamana kadar yükselen güdümlü kadrolar "malı götürecek"..." (Cumhuriyet/ 20 Mart 2012)

 

Bu satırlar Orhan Bursalı'ya ait. Söz konusu davalar hakkındaki öngörüsünü çarpıcı bir dille anlattı. Yazısının başlığı şuydu: "Erdoğan'a askeri darbe"

 

Bursalı, bu davalarda verilecek hızlı bir mahkumiyetin, sanık subayların tasfiyesini sağlayıp, ordu içindeki cemaatçi kadroların önünü açacağını, bunun da son AKP- Cemaat kavgasından hareketle, Erdoğan'a askeri darbe anlamına geleceğini anlattı yazısında...

 

Bu tespitler doğru olabilir mi? Biz cevap vermeyelim. Aynı gün Başbakan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın, Star gazetesinde yayınlanan, "örgütle savcı- polis, sorunla hükümet mücadele eder" başlıklı yazısının son paragrafına bakalım.

 

Şöyle demiş Yalçın Akdoğan:

"Mesele sadece yanlış yapanların tasfiye edildikten sonra doğru yapacaklara zemin hazırlanması değildir. Doğruyu doğru şekilde yapmak, sivil iradeyi tırpanlamamak, siyasi iktidara dayatmaya gitmemektir.

 

Emniyet ve yargı Türkiye’nin son dönemdeki demokratikleşme süreçlerinde takdir edilmesi gereken önemli roller oynamıştır. Ama bu mücadele hükümetiyle, medyasıyla, sivil toplumuyla, vatandaşıyla bir bütün olarak ortaya konulan sinerjinin bir neticesidir." (Star- 20 Mart 2012)

 

Demek ki; tasfiyeden sonra geleceklere zemin hazırlanması yetmezmiş, iktidara dayatma da yapılmamalıymış. Bu sürecin mimarı sadece polis ve yargı değil, medya ve sivil toplum (kim olduğu belli) birlikte yaratmış.

 

Yani sonuçta çıkacak hasılatı paylaşmak gerekiyor-muş...

Anlaşılan o ki, Orhan Bursalı'nın tespiti, iktidar cephesinde de bazı endişelerin olduğunu doğruluyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Habertürk gazetesinden Kutlu Esendemir, muhafazakar kanadın önemli isimlerinden Mehmet Şevket Eygi ile röportaj yaptı. Eygi, röportajında "sivil darbe yapacaklardı, Başbakan'ın ameliyatına getirdiler" dedi.

 

Mehmet Şevket Eygi'nin konuyla ilgili röportajı:

 

"-28 Şubat tartışmalarının sağlıklı bir zeminde yapıldığını düşünüyor musunuz?

Türkiye’de bütün darbelerin acısını çekmiş biri olarak, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat’ta seçimle gelen iktidarların darbeyle gönderildiği malum ve ben buna karşıyım.

 

-Sivil darbe nasıl yapılır?

Son aylarda Türkiye’de sivil darbe teşebbüsü gibi bir şeyler oldu. Ama başaramadılar.

 

-MİT yöneticilerinin ifade krizini mi kastediyorsunuz?

Evet. Tam da Başbakan’ın ameliyat olacağı saate denk getirdiler. Tutturamadılar.

 

-Kim yapıyor bu darbe girişimini?

Siviller yapıyor. Dünyada sivil darbe olmaz değil. Türkiye’de askeri darbe ihtimali çok azaldı. Hükümet de, sivil darbeyi bir satranç hamlesiyle önledi. Kim seçmiş bu iktidarı? Halk çoğunluğu. O zaman gönderecek olan da halk çoğunluğudur. Bundan sonra bir darbe teşebbüsü olursa iç savaş çıkar.

 

-İleri sürdüğünüz, “sivil darbe girişimi”nde beklenti neydi o halde?

Efendim, şimdi bu, kendine göre bir ideolojidir. Diyorlar ki: “Biz Türkiye’yi idare edersek, Türkiye için çok iyi olur. O halde bu darbeyi yapmak için, her çareye her vasıtaya başvurmak mübahtır.” Makyavelizm de başlıyor. Kendilerine göre ikna edici, kandırıcı gerekçeleri de var. “Biz iyiliği, doğruluğu, güzelliği temsil ediyoruz. Türkiye’yi idare edelim” deniyor.

 

-Başarsalar ne olacaktı?

Belki de iç savaşa gidecekti Türkiye. Kesin bir şey söyleyebilecek durumda değilim."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Son dönemlerde ki demokratiklesme süreci demis Yalcin Akdogan.Hangi demokratiklesme sürecinden bahsettigini anlayamadim,yoksa Yalcin Akdogan:Sendikalara,ögrencilere,basin mensuplarina yapilan zulmü demokratiklesme olarak mi görmektedir?Yoksa Suriye'ye dayilanmayi mi kastediyor,belki de AKP eliyle kurulan KCK'dan bahsediyordur kimbilir...

 

CHP'li Belediyelere polis baskinlarindan bahsediyor olabilir...Türkiye'nin birtakim isbirlikciler tarafindan dinleniyor olmasindan da bahsediyordur cünkü bunlar hep ILERI DEMOKRASI adi altinda yerine getirilen insan haklari ihlalleridir.Karakolda kadini dögen polisleri sucsuz bulanlar da ILERI DEMOKRASI'nin kahramanlaridir.Ve hatta 4+4+4 formülü ile laikligin tekmelendigi ve yobazliga kapinin aralanmaya calisilmasida bir tür ILERI DEMOKRASI'dir.

 

Adam 365 gün sucsuz yere özgürlügünden menedilmis cünkü hükümeti yöneten cemaat öyle emretmistir AKP'nin savcisina.AB bastirdi.Erdogan'a aklievvel birisi demokrasi ödülü vermeye kalkti,sucsuz yere özgürlügü elinden alinmis olan gazeteci tahliye edildi,toplama kampindan cikinca bir aciklama yapti ve dedi ki:Adalet yerini bulmamistir,bu savcilar,bu gazeteciler buraya girecek hesap verecek ancak o zaman adalet yerini bulacak.Yerden göge kadar haklidir.Ancak ILERI DEMOKRASI senaristleri hemen sopayi salladilar ve bu aciklama icin sorusturma baslattilar.

 

Bu Ileri demokrasi öncüleri diyorlar ki:efendim biz sizleri gönlümüz istedigi zaman toplama kampina aliriz,buna kimsenin itiraz hakki olamaz cünkü biz simdi güclüyüz ve gücümüzü ancak bu sekilde ispat ediyoruz.Siz sakin ola toplama kampindan cikinca hakkimizda aciklamalar yapamazsiniz buna hakkiniz yoktur,hak ta hukuk ta biziz cünkü biz IKTIDARIZ.Evet aynen böyle söylüyorlar.

 

Hatirlayin bir sendika baskani tahliye olmus ve aciklamalar yapmisti,ne demisti buna ikinci basbakan Arinc:Sagda solda konusma.tahliyenin tadini cikar.Evet aynen böyle veya buna benzer birseyler söylemisti.Yani benim yukarida dedigim gibi:Biz sizi tahliye de ederiz iceride aliriz sizin konusma hakkiniz yoktur,kontrol bizdedir siz susacaksiniz yoksa aliriz iceri.

 

ISTE YALCIN AKDOGAN'in bahsettigi demokrasi süreci budur.Demokrasinin ne oldugunu bilmeyenler eger iktidar olursa ancak böyle demokrasi olur.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

gulen-konustu-erdogan-yanit-verdi-0204121200_s.jpg

 

Başbakan Erdoğan cemaate yakınlığıyla bilinen Türk İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu’nda (TUSKON) önemli açıklamalar yaptı (31 Mart Cumartesi). Erdoğan’ın konuşmasının bir bölümü cemaate yönelikti.

Başbakan’ın konuşmasına gelmeden önce aynı günkü (31 Mart Cumartesi) Zaman gazetesine dikkat çekelim. Takip edenler bilir; Zaman yazarı Ahmet Kurucan, Fethullah Gülen’in Pensilvanya sohbetlerinde söylediklerini her hafta köşesinde yazıyor.

Zaman yazarı Kurucan, “Hayber’in Kale Kapısı” başlıklı yazısında yine Fethullah Gülen’in açıklamalarına yer verdi.

 

Bazı kelimelerin günümüz Türkçesindeki karşılıklarını parantez içinde belirterek, Fethullah Gülen’in son açıklamalarını okuyalım:

GÜLEN’DEN CEMAATE UYARILAR

“(…) (Fethullah Gülen) Bu sözlerden sonra bir müddet durdu; salonda yerini alanları sağdan sola bakışları ile süzdü. Bir düşünce oluşmuştu zihninde, bu açık ve netti. Fakat ihtimal bunu söyleyip söylememekte tereddüdü vardı ya da dinleyici kitleyi tanıyabildiği ölçüde gözden geçirme ihtiyacı duydu ve söyledi: “Bugün sahip olduğumuz nice imkanlar var; var ama ihtimal usul ve üslup hatası yapıyor ve bu imkanları değerlendirilmesi gerektiği ölçüde değerlendiremiyoruz. Tebşir (müjde) edilecek yerde inzarda (ihtar) bulunuyoruz. Halbuki bakın Allah’ın şu lütfuna. Maddi imkanlar insanların istek, arzu ve heyecanları ile birleşmiş. Geriye bunları rantabl kullanma kalıyor. O da usul ister, üslup ister, metod ister. Hadiseleri iyi okuma önemlidir. Zaten sorumluluklar ona göre belirlenir. Dün yaptıklarınızı bugün hiçbir değişikliğe gitmeden tekrar eder durursanız, onlar bugün için bir şey ifade etmeyebilir. Çağı ve hadiseleri okuma yanında insanı okuma da ihmal edilmemelidir. Doğru üslubu bulma adına gösterdiğiniz bu gayretler aynı zamanda İlahi inayete (yardım) bir çağrıdır. (…)"

 

GÜLEN: BENCİLLİK YAPMAYIN

Fethullah Gülen’in Zaman’da yayınlanan açıklamaları şöyle devam etti:

“(…) Bir yerde yaptığınız bir işten dolayı zaferyab (başarı gösteren) olursunuz. Bir başka yerde aynı şartlar, aynı imkanlarla aynı işte başarılı olmazsınız. Halbuki sebep sonuç ilişkisine göre başarılı olmanız gerekir. İhtimal orada bir iç-beğeni devreye girmiş ve o iç-beğeni size hüsran yaşatır. Halbuki başarılar, zaferler iç-beğeniyi değil, Allah’a hamd ve şükür hissini kamçılamalı. O’nun lütuf ve ihsanları arttıkça bizim de O’nunla irtibatımız artmalı; artmalı ki sonsuz daha iyi görülsün. Sonsuzu sıfır kadar güzel gösteren bir şey yoktur. Sıfır olun ki sonsuzu yakalayın. (…)”

Fethullah Gülen, sözünü altını çizmemiz gereken şu cümleyle sürdürdü:

“Enaniyetin (bencillik/kendini kayırma) mırıltılarını yaptığınız işlerin içine sokmayın.”

 

***

BAŞBAKAN’DAN GÜLEN’E KARŞILIK

Şimdi…

Hiç yorum yapmadan, Başbakan Erdoğan’ın TUSKON konuşmasına gelelim.

 

Evet, Erdoğan Gülen’in bu açıklamalarının yayınlandığı gün bakın neler dedi:

“(…) Bugüne kadar birlikte yürüdüğümüz arkadaşlarımızla, dostlarımızla, kardeşlerimizle ayrılığa düşmeden el ele, omuz omuza beraber yürümeye devam edeceğiz. Bugüne kadar, hiçbir zaman bize ‘ben’ demek yakışmaz. (…)”

Ve…

Bakın Başbakan Erdoğan sözlerine hangi kelimeleri kullanarak devam etti:

“Biz enaniyetten (bencillik/kendini kayırma) uzak duracağız. Bizim kitabımızda ‘ben’ yok, ‘biz’ var. Senlik, benlik kavgasına asla müsaade etmeyeceğiz. Fitneye, nifaka asla prim vermeyeceğiz.”

 

MİT DOSYASI NE OLACAK

Fark ettiniz değil mi?

Fethullah Gülen’in açıklamalarına, aynı gün Başbakan Erdoğan yanıt veriyor. Hem de benzer kelimelerle…

Evet…

Fethullah Gülen’in sözleri kapsamlık bir şekilde, çok yönlü yorumlanabilir.

İlk görünen yönü; Gülen’in cemaat kadrolarına bir uyarısı olduğu…

Bir nevi “abartmayın” diye ihtarda bulunduğu…

Ve…

“Geri adım” atıp, Başbakan Erdoğan’a dolaylı bir “zeytin dalı” uzattığı…

 

Bunlar ilk akla gelenler.

Başbakan Erdoğan’ın aynı gün yaptığı konuşma da Fethullah Gülen’in “barışalım” niyetinin karşılık bulduğunu gösteriyor.

En azından taraflar kamuoyu önünde böyle bir imaj sergilemeye çalışıyor.

Bakalım bu açıklamalar, Başbakan Erdoğan’ın masasının üzerinde duran MİT Dosyası’nın akıbetini hangi yöne çevirecek?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.