Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EVREN ve BİZ


editor

Önerilen İletiler

EVREN ve BİZ

 

Bu yıl, 2005, Einstein’ın meşhur teoreminin 100. yılıymış. Bu teoremin (ve daha sonra gelenlerin) evrenle ilgili bilgi ve inançlarımızı nasıl etkilediği, Amerika’da birkaç radyo programı ve yayın organlarının konusu olmuştur. National Geographic dergisinin Mayıs sayısı örneğin, fizikçilerin evrenle ilgili düşüncelerinin kısa bir özetini vermiştir. Amerika’nın ulusay radyo şebekesi de Einstein’le ilgili birkaç program yapmıştır.

 

Einstein’in teoremleri, Darwin’in evrim teoremi gibi, evren ve dünya görüşlerimize büyük değişiklikler getirmiştir. Einstein’den önce, evrenin dinlerin (metafiziğin) anlattığı gibi olduğu düşünülmüş ve “gökte” görünen herşeyin belli ve bilinmez (bilinemez) kurallar gereğince sabit kalacağına inanılmıştır. Galileo gibi astronomlar dinsel inançlarına ters düşen (örneğin dünyanın güneş etrafında döndüğü) buluşlar yapmışlarsa da, Einstein’den sonradır ki, evrenle iligili bilgilerimiz radikal bir değişikliğe tanık olmuştur.

 

Esasında Einstein, teoremlerinin popüler dinsel inançlarla çelişkide oluşunu pek sevmez ve inanmak istemezmiş. O kadar ki, kendi teoremine göre evrendeki her kütlenin kütleler arası çekimi (yer çekimi) sonucunda tekrar merkeze çökeceği olasılığı, Einstein’in bir Evrensel Katsayı (Cosmic Constant) yaratmasına neden olmuştur. Bu katsayıyla orantılı olarak çalışacak bir güç merkeze doğru çöküşü önleyecek ve evren, dinde belirtildiği gibi sabit kalacaktır. Astronom Hubble’in 1929’da evrendeki her noktanın, şişirilmekte olan bir balonun üstündeki noktalar gibi, birbirlerinden uzaklaştığını izlemesi, Einstein’in katsayısını, Einstein’e, göre, gereksiz kılmıştır. (Einstein, bu katsayının düşündüğü en saçma bir nesne olduğunu söylemiştir.)

 

Hubble’in buluşundan sonra, fizikçiler yer çekiminin eninde sonunda kütlelerin birbirlerine uzaklaşmasını yavaşlatacağını ve yine yer çekimininin herşeyi merkeze doğru çekcğine inanmaya başlamışlardı. Böylece, fizikçilere göre, yaklaşık 20 milyar yıl sonra evrendeki bütün kütleler, bir çay kaşığı kütlenin triliyonlarca ton ağırlığında olduğu çok küçük bir hacimde toplanacak ve tekrar “büyük bir patlama” olacaktı. Böylece her 30-40 milyar yıl yeni bir evren oluşacaktı.

 

Fiziğin 1990 yılında, evrendeki noktaların bir birilerinden uzaklaşmasının ivme kazandığını saptamaları, yukardaki düşünceleri geçersiz kılmıştır. Fizikçilere göre bu ivmeye, şu ana kadar görülmeyen ve yer çekimin karşıtı olan “kara madde” (dark matter) neden olmaktadır. (Bu kara maddeye fizikçi Michael S. Turner, kara enerji adını vermiştir.) Evrendeki kütlelerin bir birilerinden giderek daha hızla uzaklaşmaları, kara madde kavramını yarattığı gibi, Einsteinin evrensel sabitini de tekrar canlandırdığı düşünülmektedir. Böylece, Einstein kendi diliyle çok aptal olduğunu söylediği fikri yeniden doğacak gibidir. Fizikçilerin evrenle ilgili “modern” görüşleri eninde sonunda (yaklaşık 20 milyar yıl sonra) evrenin öleceği (sona ereceği) doğrultusundadır.

 

Atmışlı yıllarda Amrika’nın meşhur bir filosofu, Eric Hoffer, vardı. Öğrencilere üniversite İngilizc derslerinde Hoffer’in kitapları okutulup raporlar yazdırılırdı. Ben de yazarın bir iki kitabını okumuş, fakat dedikleriyle ilgili hatırladğım az şey kalmıştır. Bunlardan biri, Hoffer’e göre “medeniyetin soru sormakla başladığıdır.” Yazara göre el, kol, ve göz işaretleriyle iletişim kurmak mümkün olsa bile, soru sormak olanaksızdır. Dolayısyla konuşma yeteneğinin insanlığa getirdiği en büyük avantaj soru sorma yeteneğidir.

 

İnsanlık, bu konularda çok yüksek eğitim görenler dışında, evrenin akibeti ve başka bilimsel dallarda soru sorma yeteneğini kaybetmiştir. Değil bu konulardaki sorulara yanıt vermek, soru sormak bile Batı’da “yüksek bilim imamları” (high priests of science) diye adlandırılan kişilerin elindedir. Yaklaşık otuz yıl önce ölen Eric Hoffer’ın buna ne diyeceğini bilemem ama, ben gün geçtikçe bilim adamlarının düşündüklerine ve söylediklerine inanmak zorunda olduğumuza inanıyorum. Bazen bilim adamlarının öne sürdükleri bize saçma gelse bile.

 

Son yıllarda evrenlerle ilgili bir bilim dalı, kozmoloji, çok papüler olmaya başlamıştır. Kozmologlara göre, bizim evren gibi sonsuz sayıda evren vardır, fakat bunları ne görmek ne de varlıklarını kanıtlamak olanağı vardır. Ve geldik mi, insanlığın belki de ilk sorduğu soruya? Ve geldik mi belkide insanlığın ilk verdiği yanıta? Varlığı veya yokluğu ispat edilemez!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

EVRENİN GENİŞLEMESİ

 

20. yüzyıla gelene kadar tek bir bilim adamı dahi evrenin genişlemekte olduğu yönünde bir teori ortaya atmamış, hatta, belki de böyle bir olayı aklından geçiren dahi olmamıştı. Stephan Hawking, evrenin genişlemesinin farkedilmesini 20. yüzyılın en büyük olaylarından biri olarak niteledikten sonra, bu olayın bugüne gizli kalmasından duyduğu şaşkınlığı şöyle dile getirir: 'Evrenin genişlemekte olduğunun ortaya çıkarılışı 20. yüzyılın en büyük düşünsel devrimlerinden biridir. Bu günden geçmişe bakıldığında kimsenin bunu neden daha önce akıl etmediğine şaşmamak elde değil.'

 

Oysa Allah’ın, 600’lü yıllarda vahyettiği kitabında, Allah'ın evreni yarattığını ve de onu "genişlettiği" bildirilmektedir. Konuyla ilgili ayet şöyle demektedir:

 

"Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz. Biz, (onu) genişleticiyiz." (Zariyat Suresi, 47)

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çok zekidir kendisi o açıdan alaylı davranmış...!!

Marcusa bakma sen lena..))

Kendisi büyük aydınlarımızdandır..

 

Konunun dağılmaması açısından..

Kuran'ı Kerimde evrenin genişlemesine dair ayeti tekrar yazıyorum..

 

 

"Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz. Biz, (onu) genişleticiyiz." (Zariyat Suresi, 47)

 

 

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Allahü teâlânın, bazen ben, bazen biz demesi, halkın aşina olduğu sultanlara mahsus bir hitap tarzıdır. O, sultanlar sultanıdır. Yukarıdaki gibi dört tarzla da hitap etmiştir. Kur’an-ı kerimden üçer örnek verelim:

 

1- Ben dediğine örnekler:

 

Yalnız benden korkun. (Bekara 40)

Ben tevbe edenin tevbesini kabul ederim. (Bekara 160)

 

Kullarım beni sorarlarsa, bilsinler ki ben, onlara yakınım. Benden isteyenin, bana dua edenin duasını kabul ederim. (Bekara 186)

 

 

2- Biz dediğine örnekler:

 

Biz şükredenlerin mükafatını vereceğiz. (Al-i İmran 145)

 

Biz kâfirler için perişan edici bir azap hazırladık. (Nisa 37)

 

Biz Cehennemi kâfirler için bir zindan yaptık. (İsra 8)

 

 

3- Kendinden bahsetmeden verdiği emirlere örnekler:

 

Oruç size farz kılındı. (Bekara 183)

 

Evli kadınlarla evlenmeniz de haram kılındı. (Nisa 24)

 

Namaz, müminlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır. (Nisa 103)

 

 

4- Üçüncü şahıs olarak bildirdiğine örnekler:

 

Allah ki sizi yarattı. (Rum 40)

 

O Rab ki, yeri sizin için bir zemin, göğü de bir tavan yaptı. (Bekara 22)

 

O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. (Bekara 29)

 

Allahü teâlânın Ben demesi yüce zatına göre, Biz demesi, isim ve sıfatlarına göredir. İsim ve sıfatlarının çokluğu zatının birliğine zıt değildir. Çünkü isim ve sıfatların hepsi, zata aittir. (yorumsuz)

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Alah evrenin içindemi demek istiyorsun..

Ne alaka..

Evren de yaratılmıştır..

Senin söylediğin herşey yaratılmıştır..

Allahtan gayrı herşey onun yaratmasıyladır..

Bu durumda onu yaratıklarıyla kıyaslayamazsın..

Yarattıklarıyla bir sınır çizemezsin..

Örneği sen kumdan bir kale yaptın, sen kaleye dahil değilsin.

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fakat siz allahı dünyaya kadar indirip kitap yazılarına kadar iniyorsunuz demekki size göre allah evren içinde, dünya gazlardan oluşurken muğazzam sıcaklıktayken o zaman ne oluyordu demekki bir bekleme var işte evrimcilere fırsat verildi bu olay kıralx uzaylı işi yaratılışlar için çok döküment ler var dinlerde biz karıştırırıyoruz evren dışı yaratıcıyla evren içi yaratıcıyı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yani evreni baslatan etkiye Allah demek mi sakincali,Kralx?Burada etkiyi sebeb anlaminda kullaniyorum,dikkatini cekerim.Hani herseyi yaratan Allah`di?

 

Saygilar...

 

Arkadaşım karpuz karpuzdur, kavun kavundur..

Karpuzu murad edip, kavun dersen ben nereden bileyim kavun istediğini dimi...??

 

Bu durumda o kastettiğin cümle şöyle yazılır...

 

 

Evreni Allah yaratmıştır...

Süper novanın başlamasını Allah murad etmiş ve o başlatmıştır...

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.