Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Dersim


politika

Önerilen İletiler

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:

 

AKP, BAYAR-ÇAKMAK-MENDERES VE DEMİREL’İN DEVAMI DEĞİLDİR

 

150 yıllık hürriyet ve istiklâl tarihinin iki karşıt mirası. Hürriyet kahramanı ittihatçılar, İstiklâl Savaşı örgütçüleri ve İstiklâl Mahkemelerini kuranlar devrimci köklerdir. Hürriyet düşmanı müstebitler, İngiliz altınlarıyla Atatürk’ün üzerine sürülen mürteciler ve İstiklâl Mahkemelerinin hükümlüleri ise gerici köklerdir. Peki 1945, 1980 ve 2002 sonrasında kim hangi mirasın takipçisi?

 

Tayyip-Gül ikilisi, Kemalist Devrimi yıkma misyonunun görevlileri olarak, İnönü, Bayar ve Fevzi Çakmak’ı Atatürk’le birlikte “katliamcı” ilan etmiştir. Bu olay, AKP’nin karşıdevrimci karakterini bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur.

 

İSTİKLÂL MAHKEMELERİNİN HÜKÜMLÜLERİ

AKP’nin seçimlerde, kendisini Bayar-Mendereslerin mirasçısı olarak göstermesi, birçoğumuzu yanıltmıştır. Değerli yazarımız Orhan Bursalı, önceki günkü yazısında, Bayar ve Fevzi Çakmak’ın izlerini sürerek Tayyip Erdoğan’lara ulaşıyor. (Cumhuriyet, 28 Kasım 2011)

Asıl büyük yanılgı, Tayyip Erdoğanlar için “1937 yılında orada olsalardı, bu karara ortak olurlardı” varsayımındadır. Tayyip Erdoğanlar, Abdülmecit’ten bugüne kadar her zaman ve her yerde, emperyalizm işbirlikçilerinin ve irticanın merkezinde olmuşlardır. Onların soykütüğünde, Mehmet Akif’in “iblis” dediği Abdülhamit, 31 Mart’ın Ahrar Partisi ve Derviş Vahdeti’leri, İngiliz altınlarıyla Milli Mücadelenin üzerine sürülen Aznavur’lar, İngiliz zırhlısıyla kaçan Vahdettin, Cumhuriyete savaş açan İskilip’li Atıf Hoca’lar, Saidi Nursi’ler, Kubilay’ı katleden Derviş Mehmet’ler vardır. Onların kökleri, kendi beyanlarıyla İstiklâl Mahkemesi hükümlülerindedir.

 

İSTİKLÂL MAHKEMELERİNİ KURANLAR

Celal Bayar ise İttihat Terakki’deki “komitacılığından” başlayarak sultanlığı yıkan hürriyet ve istiklâl mücadelesinin önemli teşkilatçılarından ve önderlerindendir. Savaştan sonrada devrim döneminde hükümetlerin değişmezlerindendir ve Atatürk’ün son başbakanıdır. İstiklâl Mahkemelerini kuranlardan söz ediyoruz.

Bayar ve Mendereslerin Demokrat Partisi, CHP’nin içinden çıkmıştır. Bütün kurucuları ve önde gelen yöneticileri, Devrim döneminin tecrübelerinde kişilik kazanmıştır. Göğüslerinde İstiklal Madalyası vardır.

 

CUMHURİYETİN İLK KIRILMASI:1945

1945 sonrasındaki CHP-DP ayrılığı bir yönüyle de uzlaşıdır. CHP de DP de, Atlantik sistemine bağlanmıştır. “Küçük Amerika olacağız” programını ilk kez İnönü’nün genç bakanı Nihat Erim dile getirmiş, ancak DP bu programı almış götürmüştür.

Bütün bunlara rağmen DP-AP çizgisi hiçbir zaman, Atatürk Devrimi’ne karşı cepheden bir savaş içine girmemiştir. İç pazara dayanan ekonomi, ithal ikameciliği, tarımı desteklemek, Kamu İktisadi Teşekkülleri önderliğinde bir kalkınma çizgisi, 1980’e kadar sürmüştür. 27 Mayıs 1960 Devrimi’nin Atatürk Devrimi adına düzeltici müdahalesi de bu süreçte etkili olmuştur. 1960’ların ve 1970’lerin kalkınması bu çizgidedir.

 

12 EYLÜL’ÜN ÇOCUKLARI

Tayyip Erdoğanların yakın tarihteki kökleri, 24 Ocak Ekonomisi ve 12 Eylül rejimindedir. Nitekim “Dünya ekonomisiyle bütünleşme” diye sunulan mafyalaşma sürecinin asıl sahibi Turgut Özal, 1980 Amerikancı darbesinin ekonomi lideri olarak siyaset sahnesine sokulmuştur. ABD’nin Demirel’lere dirsek atması o tarihte başlar. Turgut Özal’ların liderliğinde adım adım kurulan mafya-tarikat rejimi, en sonunda DYP’yi de tavsiye etmiştir. ANAP ise, AKP içinde devam etmiştir.

ABD, 1995’ten sonra Refah Partisi’nin içinden devşirdikleri ve Turgut Özal kalıntılarıyla Tayyip-Gül iktidarının hazırlığına başlamıştır. Bu olay, 1996 Rand Corporation Raporunda tescillidir.

 

MAFYA-TARİKAT REJİMİNİN PARTİSİ

AKP, yeni rejimin, mafya-tarikat rejiminin tepesindeki partidir.

DP-AP-DYP geleneği ise, 1945 sonrasında Atlantik sistemi içinde çözülen Cumhuriyetin partisidir. Bu açıdan DP’nin CHP ile bir rejim farkı yoktur. AKP ise, onların rejimini yıkmıştır.

Sınıfsal olarak, DP-AP-DYP, Batı işbirlikçisi büyük sanayici, tüccar ve büyük toprak sahipleri ile zengin köylülüğün çıkarlarını temsil etmiştir. AKP ise, üretim karşıtı olan sıcak para komisyoncularının, dolar ve borsa vurguncularının, tarikat rantçılarının partisidir. AKP, sanayici ve tüccarı kenarlara sürmüştür.

DP-AP-DYP çizgisi milli devletini adım adım çürütülmesinde CHP ile birlikte sorumluluk taşır ama milli devlet yıkıcısı değildir. Nitekim milli devleti yıkmak için Süleyman Demirel ve Cindoruıkların da siyasetin kenarlarına sürülmesi gerekmiştir.

 

YENİ LİDER TİPİ: SÖZLEŞMELİ PERSONEL

Bayar-Menderes-Demirel çizgisinde, ajan politikacılar yoktur; Batı kapitalizmi ile işbirliği vardır.

AKP yöneticileri ise, “Deliğe süpürülme yetkilerini” en başından ABD’ye teslim ederek iktidar koltuklarına oturtulmuşlardır. ABD devletinin sıradüzeni içinde BOP Eşbaşkanlığıyla iftihar ederler. ABD ile “2 sayfa 9 maddelik gizli anlaşma” yapan sözleşmeli personel karakterindedirler.

 

YERALTINDA ZENGİNLEŞME MODELİ

Bayar-Menderes-Demirel çizgisinde, “Üçe kapatarak” zenginleşme, İsviçre Bankalarında milyar dolarlık gizli hesaplar yoktur. 1945 -80 döneminin zenginleşme modeli, yeraltında değildir; işbirlikçi kapitalizmin içindedir.

 

BİLİM ADAMI-BORSA OYUNCUSU KARŞITLIĞI

İnönü’lerin, Bayar’ların, Menderes’lerin çocuklarına ve torunlarına bakın, onların hayatlarında ihtişam düşkünlüğü, saray eşyalarına göz koymak, markasını benim bilmediğim kol saatleri, 50 milyarlık yüzükler takmak, saray merdivenlerini yüksek topuklu çizmelerle tırmanmak, vücudu saran dar etek-sıkma baş türünden giyimler yoktur; Cumhuriyet adabı ve beğenileri vardır. İnönü ve Bayar ailelerinde bilim adamı yetiştirme eğilimi ağır basar; Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’lerde ise, borsa oyuncusu yönelimi tek eğilimdir. Bunlar da kültürel karşıtlıklar!

 

BAYAR’I “KATLİAMCI”

DEMİREL’İ DÜŞMAN İLAN ENDELER ONLAR DEĞİL Mİ

Kuşkusuz Tayyip Erdoğan’lar gökten inmedi. 1945’de başlayan ABD denetimi ve asıl 1980 sonrasındaki dünya ekonomisiyle bütünleşme sürecinin varacağı yer, Cumhuriyetin yıkımıydı.

Ama bugün çok açık görülüyor: Tayyip-Gül ikilisi, yalnız Atatürk’ün devrimci mirasını değil, 1945 ve 1960 sonrasının mirasını da tavsiye misyonuyla iktidar olmuşlardır. Menderes ve Demirel’in açtığı şeker ve çimento fabrikalarını Tayyip Erdoğanlar kapatmıştır.

Bu açıdan AKP’nin kökleri, Turgut Özal’ın temsil ettiği acente takımı ve Fethullah Gülen gibi ABD’nin dünya ölçeğinde görevler verdiği cemaat ve tarikat zümresidir.

AKP’nin iktidar olduğu ortamı 66 yıldır hazırlayan DP-AP ve CHP ile AKP’nin kendisini birbirinden ayırmak gerekir.

Zaten AKP, Celal Bayar’ı katliamcı, Demirel’i düşman ilan ederek kendi konumunu açığa vurmadı mı?

 

 

--

Sevgi ve saygı ile.

 

Dr. Ahmet SALTIK

Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı

Ankara Üniv. Tıp Fak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:

 

AKP, BAYAR-ÇAKMAK-MENDERES VE DEMİREL’İN DEVAMI DEĞİLDİR

.

.

.

AKP’nin iktidar olduğu ortamı 66 yıldır hazırlayan DP-AP ve CHP ile AKP’nin kendisini birbirinden ayırmak gerekir.

Zaten AKP, Celal Bayar’ı katliamcı, Demirel’i düşman ilan ederek kendi konumunu açığa vurmadı mı?

 

 

--

Sevgi ve saygı ile.

 

Dr. Ahmet SALTIK

Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı

Ankara Üniv. Tıp Fak.

 

Prof.Dr.Ahmet Saltik'in bu tespiti bize,Basbakan Erdogan'in baslattigi ve malum kesiminde ona koro halinde eslik ettigi Dersim TUNCELI isyanini neden katliam olarak gösterip Atatürk ve cumhuriyete saldirdiginin ipuclarini vermektedir.

Hala uykuda olan ve uyanacaga da pek benzemeyen Atatürkcüler ve cumhuriyetciler umariz ki hersey bitmeden uykularindan uyanirlar.

 

Erdogan bu acilimla Ermeni davasini ve tüm diger iddialari kabul edecektir.Cünkü bunu yapmasi icin kendisine dis ve ic düsmanlar tarafindan talimat ve görev verilmistir.Erdogan'in Ermeni davasi ile ilgili gösterdigi tepkiler yanilticidir,onun koymu oldugu bu tepki Ermeni iddialarina karsi degil bu iddialarin zamansiz kabul edilmesidir cünkü Erdogan kadayifin altini yakmadan kizartmaya calismaktadir.PKK'ya,BDP'ye karsi tepkilerinde onlarin zamansiz isteklerine koyulan tepkiler vardir yoksa bu Erdogan'in vatanseverligi.milliyetciliginin sonucu degildir.Bu tepkilerle Erdogan onlara "BEKLEYIN ACELENIZ DE "demektedir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Ben hakliyim cünkü tarihi carpitmadan okuyorum,birtakim cikar odaklarinin hesabina calisanlara sorulmasi gereken hesap o cikar odaklarinin karsisinda olanlara sorulursa iste böyle eskiyayi savunmak,terörü mesrulastirmak gibi traji komik sonuclara varilir.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben hakliyim cünkü tarihi carpitmadan okuyorum,birtakim cikar odaklarinin hesabina calisanlara sorulmasi gereken hesap o cikar odaklarinin karsisinda olanlara sorulursa iste böyle eskiyayi savunmak,terörü mesrulastirmak gibi traji komik sonuclara varilir.

 

saygilarla

Artik her türlü katliami mesrulastirmanin adi "Ben hakliyim cünkü tarihi carpitmadan okuyorum,...." oluyor galiba. Türkiye ve toplumu tarihiyle yüzlesemedigi icin, inadina inkar politikalari güttükleri icin yasananlar her dönem suratlarina carpiliyor. Nereye kadar bu inkar?
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Basbakan Erdogan'in Tunceli cikisini sadece CHP üzerinden Atatürk'e saldiri olarak görmek yanlistir.Bu saldirinin vermek istedigi mesaj Kürt fasistlerin 100 yildir kurmaya calistiklari ve birtürlü basaramadiklari Kürdistan kurma cabalarina gönderilmis olan bir mesajdir.

 

Arinc'in gecenlerde söyledigi "Kürtlere tüm haklarini verecegiz"aciklamasi öylesine yapilmis bir aciklama degildi.Basbakanin Kürt fasistlere verdigi mesaj ile Arinc'in aciklamasi zamanlama olarak birbirine cok yakin zamanlarda gerceklesmistir.Dikkat edilirse basbakan aslinda cumhurbaskani'nin görevini üstlenerek devlet adina özür dilemis,Arinc bu özürden sonra Kürtler'e haklarinin verilecegini belirtmistir.

 

AKP'nin ikitdara getirilisi bir halk hareketi degildi ama halka mal edildi.Cünkü sandiktan AKP cikmisti.Sandik demokrasi demek olduguna göre kimsenin birsey deme hakki da olmuyordu.Ancak,AKP ve onun iktidar olmasinda pay sahibi olan dis ve ic isbirlikciler iktidar ve yandaslari olma imkanlarini kullanarak ülkede tam bir hegemonya olusturdular.Medya patronlarina ihaleler vererek onlari kendi safina ceken Erdogan,kendi safina cekemediklerinide ele gecirdigi yargi yoluyla tutuklatarak etkisiz hale getirdi.Türkiye de artik medya,yargi,üniversiteler,ordu,emniyet,jandarma,devlet kurumlari,vali ve kaymakamlarin hemen hepsi AKP zihniyetinde olanlarin eline gecti yani ülke icten isgal edildi.Günde 70 bin kisi Erdogan'in dinleme servisleri tarafindan dinlenmeye baslandi,kim iktidar aleyhinde telefonda bir arkadasina birseyler söylediyse ertesi günü sabahin köründe polisler kapisina dayanarak terör örgüt üyesi suclamasi ile gözaltina alinip tutuklandi.Toplum tam bir baski altina alindi.

 

Iktidarin televizyon kanallari ve gazeteleri bunlari topluma farkli bir sekilde yansitarak beyin yikama operasyonlarina devam ettikce toplumda bir aymazlik bir umursamazlik olustu.

 

Türkiye'nin Fransa'ya karsi koydugu tepkiler tamamen göstermelik tepkilerdi aslinda bu bir danisikli dögüstü.Bunun danisikli dögüs oldugu suradan belliydi ki:Sanayi Bakani kalkti;Türkiye'de ki Fransiz Sirketleri icin "ONLAR ARTIK TÜRK SIRKETI OLDU BU NEDENLE YAPTIRIMA DAHIL DEGILLERDIR"dedi,bu aslinda tükürdügünü yalamanin Türkcesiydi.Birkac gün sonra da elciyi tekrar geri gönderecekler.

 

Van minit nasil bir senaryo idiyse Fransa'ya karis konulan tepkilerde tamamen senaryoydu.Amac Ermeni iddialarinin kabülüdür ve Türkiye Erdogan döneminde bu iddialari hem kabul edecektir hemde Ermenilere tazminat ödeyecektir.

 

Türkiye'de artik bir savas vardir bu savas gizli bir savas olmaktan cikmis Türk ulusunun birlik ve bütünlügüne,üniter yapisina,rejimine karsi acik bir savas haline gelmistir.Tunceli acilimi,Ermeni acilimi,Bedelli askerlik acilimi,vicdani retcilik acilimi tüm bunlar Türkiye'nin önümüzdeki yakin gelecekte cok farkli ve vahim bir konuma düseceginin sinyalleridir.

 

Bekleyip görecegiz.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Türkiye'de belirli isim ve kesimler son zamanlarda hep ayni söylemle kitaplarda veya kameralar karsisindadirlar.Bu söylem:Türkiye Cumhuriyeti'nin "GAYRI MESRU"bir devlet oldugudur.Bu sözleri ilk söyleyenlerden birisi Alman Prof.Udo Steinbach'tir.Alman bunu söylerde icimizdeki durur mu onlarda ayni sözleri konusurlar.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulus günlerinde neler oldugunu hatirlayalim.Vahdettin'in bir numarali adamlarindan olan Enver Osmanli'nin Almanlarin yaninda savasa girmesini organize ediyor.Iki Alman zirhlisinin Karadenize acilmasi ile o günün savas sartlarinda Türkiye savas ortagi oluyor.Bu savas Almanlarin yenilmesi ve savas ortagi olmamiz nedeniyle Osmanli'nin da magluplar safina gecmesiyle sonuclaniyor.Savasin galipleri Türkiye'yi paylasiyorlar,cünkü Osmanli'nin elinde birtek Türkiye kalmistir.

 

Fransiz;ingiliz,Rus,Italyan,Yunan birlikleri bakir Anadolu'nun namusunu cigneyerek Türkiye'yi isgal ediyorlar.Vahdettin Ingiliz dostlarinin elinde kipirdayamaz bir haldedir.Iste böyle bir ortamda Mustafa Kemal devreye giriyor,bir avuc vatanperver subay ve sivilin fedakarliklari ile isgale karsi ilk kipirdanislar basliyor ve Milli Kuvvetler dedigimiz Kuva-yi Milliye kuruluyor.Kuva-i Milliye'nin icinde her siniftan vatanperver vardir,amac ise namusumuzun kurtulmasidir.

 

Verilen topyekün bir kurtulus savasi sonunda bugünkü vatanimizi isgalcilerden temizliyor ve bagimsiz Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuruyoruz.Su uyur düsman uyumazmis.Evet bizi savas alaninda yenemeyen isgalciler icimizdeki hainlerle isbirligi yaparak emellerine ulasmaya calisiyorlar.Yenemedikleri Türk ulusunun kurmus oldugu devleti "GAYRI MESRU DEVLET"diyerek gecersiz sayma cabalari ta o günlerden baslamistir.

 

Dersim acilimi,aslinda Türkiye'nin "GAYRI MESRU DEVLET"oldugunu iddia edenlerin acilimlaridir.Bu devlete karsi ayaklanan,bu topraklari isgalcilerle isbirligi yaparak bölmeye calisanlari magdur göstererek o ayaklanmalari bastiranlari insanlik sucu islediler diye karalamak ancak isgalcilerin isbirlikcilerinin hezeyanlaridir.

 

AKP bu nedenle iktidardan uzaklastirilmalidir.AKP iktidarda kaldigi sürece Türkiye'nin bölünmesi kacinilmaz olacaktir.

 

Bugünkü ordu ve ordunun basindaki isimler secilmis isimlerdir daha dogrusu kendi adamlaridir.Yani ordu Türkiye'nin bölünmesine karsi mücadele verecek gücten uzaklastirilmistir.Ordu Türk milletinin degil AKP'nin ordusudur.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.