Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bedelli Askerlikle İlgili Ne düşünüyorsunuz?


GeceKuşu

Önerilen İletiler

blank.gif

***

blank.gif

 

Bedelli askerlikle ilgili yeni düzenlemenin detayları belli oldu.

 

Bedelli askerlikten kimler yararlanabilecek? Kimleri kapsıyor? Yaş sınırı kaç olacak?

Kanun yürürlüğe girdiği tarihte 30 yaşından gün almış olanlar uygulamadan faydalanabilecek. Yaş sınırında ilgili kanunun 'Resmi Gazete' de yayımlandığı tarih belirleyici olacak.

 

Kaç gün askerlik yapacaklar?

Bedelli askerlik yapacaklar 21 günlük temel eğitimden muaf olacaklar. Hiç kışlaya gitmeden askerlik görevini yerine getirmiş olacaklar.

 

Kaçıncı kez bedelli askerlik çıkıyor? Kaç kişiyi kapsıyor?

Bedelli askerlik düzenlemesi dördüncü kez çıkıyor. Daha önce 1987, 1992 ve 1999'da da bedelli askerlik uygulaması yapılmıştı. Bedelli askerlik konusunda şimdiye kadar “16 Nisan 1987”, “21 Mayıs 1992” ve “2 Kasım 1999” tarihlerinde düzenleme yapıldı. Uygulamalardan toplam “125 bin 834” kişi yararlandı. 1987'de “18 bin 433”, 1992'de “35 bin 111”, 1999'da ise “72 bin 290” kişi yararlandı. Yeni uygulama yürürlüğe girerse 460 bin kişiyi kapsayabilecek.

 

Yeni düzenlemenin önceki uygulamalardan en önemli farkı 21 gün temel askerlik olmaması ve şimdiye kadarki en pahalı bedelli “ 30 bin TL'lik” yüksek miktar.

 

Genelkurmay Başkanlığı yaş sınırının yüksek tutulmasını istiyordu. Düzenlemenin bu isteği dikkate aldığı zira 30 yaş sınırı ve 30 bin TL'lik bedeli başvuru sayısını sınırlandıracağı tahmin ediliyor. Bedelli askerlikten yararlanmak için bekleyenlerin sayısının 400 bin civarında olduğu ve düzenlemeye göre 100 bin kişinin yararlanması tahmin ediliyordu. Ancak bu rakamlara ulaşılıp ulaşılamayacağı soru işareti.

 

Bedelli niye çıkıyor? Bedellinin tutarı ne kadar? Ödeme nasıl yapılacak?

İki nedeni var. Birincisi bakaya kalanların sayısındaki artış, ikincisi sosyal hizmetler ve destekleri gerçekleştirmek.

Bedelli askerlikten faydalanmak isteyenler 30 bin lira ödeyecekler. 30 bin liranın yarısı peşin, yarısı 6 taksitle ödenebilecek. İkinci taksiti ödemeyen hakkını kaybedecek.

 

Bedellinin parası nereye gidecek?

Bedelli askerlik uygulamasından elde edilecek gelir şehit yakınlarına, gazilere, özürlülere, muhtaç erbaş ve er aileleri ile TSK'ya, Jandarma Genel Komutanlığı'na, Sahil Güvenlik Komutanlığı'na, emniyet hizmetleri sınıfına mensup vazife malullerine yönelik sosyal hizmet ve faaliyetlerinin finansmanına aktarılacak.

 

Vicdani ret de olacak mı?

Hükümetin vicdani retle ilgili bir çalışması yok.

 

Tasarının son durumu ne?

Bedelli askerlikle ilgili kanun tasarısı bugün itibariyle TBMM Başkanlığı'na sunuldu.

 

***

Açıklanan yeni bedelli askerlik uygulamasının geçmişte çıkan düzenlemelerden farklı tarafları bulunuyor.

Bundan önce çıkan bedelli uygulamalarından yararlananlar 21 günlük temel askerlik eğitimlerini aldılar.

 

Hazırlanan düzenlemede diğer askerlik uygulamalarından daha yüksek bir bedel söz konusu. Örneğin, 1999 yılındaki uygulamada bedel 15 bin mark, Türk Lirası karşılığı da 4 bin 500 TL idi. Yeni belirlenen 30 bir TL'lik miktar şimdiye kadar çıkan bedelli askerlik uygulamalarındaki en yüksek rakam.

 

Dövizli askerlikte 38 yaş sınırı da artık kalkıyor. Yurt dışında bulunanlar 10 bin liraya askerlik hizmetinden muaf tutulacak.

 

Öte yandan, 21 günlük zorunlu eğitimin olmamasının Anayasa'yla çelişebileceğini belirtiliyor.

 

***

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zorunlu askerlik uygulamasında vicdani reddin bir insan hakkı olduğunu düşünen ve kabul eden bir kişi olarak. paraylada olsa birilerinin İnsan öldürme aktivitesine katılmayacak olmalarının desteklenmesi gerektiği düşünülebilir. Ama bu düzenleme hem bunu içermediği ve hemde parası olmayanın bu düzenlemeden yararlanamayacak olması birincil olarak karşı olmama neden...

 

***

Şimdi gelelim eğer askerliğimi yapmamış olsaydım ya da Askerlik çağında bir oğlum olsaydı ve bu yasadan yararlanma koşulu olsaydı ne yapardım...

 

1- Birincisi bu kadar parayı bir araya getirip denkleştirmem yada kalan 15.000 liranın 6 aylık taksitlerini ödeme koşulları oluşamayacağı için öncelikle kişisel olarak ben ve benim gibi yurttaşlara haksızlık yapıldığını düşünerek sıkıntı ve acılar çekeceğim kesin.

 

2- Diyelim ki, en yakın arkadaşım ya da çevremde bildiğim kişiler bu olanaktan yararlandıklarında, diyelim ki ben, ne kadar olgun bir kişilik yapısına sahip olsam da onlarla olan daha sonraki ilişkilerimde ya da bu durumda olanlara bakış açım ne kadar insani değerler çerçevesinde olacak ya da bu durumdakiler diğerlerine hangi olumnlu bakış açısıyla bakmayı becerebilecekler.

 

3- Diyelim ki, her türlü koşul ve şartlar uygun ve ben ya da oğlum bundan yararlandık...O halde yaşanan gerçeklikler ve bir diğerinin haksızlığı uğradığı bir haktan yararlanıyor olmam kişisel ahlak, inanç ve insanlığım üzerine kendime hangi yanıtları verebileceğim...

 

***

Ayrıca; içinde bulunduğumuz koşullar göz önüne alındığında bu yapılan düzenlemenin toplumsal algılama üzerinde olumlu etkiler yapmayacağı da kesin. Var olan iç çatışmada bu güne kadar canını veren ve parası olmadığı için askere giderek canın verecek olanların hesabını kim verecek?

 

Zorunlu askerliğe karşı olsun olmasın ya da gönüllülüğe dayalı askerliğin olmasını düşünen ya da askerliğin zorunlu olmasını gerektiğini düşündüğü halde bu düzenlemeden yararlanarak parasını ödeyip askerlik yapmaktan kurtulanlar, yapılan bu düzenlemenin toplumsal eşitliğe ve hakkaniyete uygun olup olmadığını ne kadar sorgulayacaklar?

Vicdanlar bu konuda ne kadar rahat olacak?

 

Bu soruları kendimize sorup sorgulamasını yaptığımız zaman benim kişisel olarak asla böyle bir düzenlemeyi desteklemem mümkün değil.

 

***

Bu düzenlemenin Askeriye, hükumet ve bir takım açıklanmayan nedenlerle gerekliliği söz konusu olabilir. O taktirde, parasal kazançtan öte yurttaşların eşitliğine dayalı toplumsal değerler göz ardı edilmeden gerekli düzenlemenin yapılması gerekir. Yapılan son tartışmalar dikkate alındığında, toplum katmanlarının siyasi sözcülüğünü yapan odaklar "parası olmayanların kapsam dışında tutulması", "şehit yakınlarını üzmeyecek bir yasa çıkarılması", "zorunlu askerliğin kalkıp vicdani rettin olması" üzerine söylemlerde bulunuyorlar. Her biri kendi içinde tutarlı.

 

Gerçek şu ki, popülist yaklaşımları bir kenara bırakıp yapılacaksa esas bu konu halkın güven oyuna sunulması gereken bir düzenleme ve yasa.

 

***

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Daha dün Kilicdaroglu'nun bedelli askerlik teklifine karsi cikip sözümona milliyetci ayaklarina yatan Erdogan'in bugün bedelli askerligi kabul etmesi gösteriyor ki Türk Ordusu üzerinde operasyon yapilma karari alinmistir.

 

Zorunlu askerlik ilk bakista bize biraz insan haklarina aykiri gibi geliyor.Öyledir de!Eger Türkiye'nin stratejik konumu,Türkiye üzerinde 90 yildir oynanan,son 30 yilda catismaya dönen ve son 5-6 yildir da Türkiye'nin fiilen bölünmesine önayak olma yolundaki uygulama ve politikalari irdeledigimizde bedelli askerligin nasil bir tuzak oldugu ortaya cikar.Özellikle bu bedelli askerligi kimlerin daha cok istedigini incelemekte yarar vardir.Bir rastlantimidir acaba bedelli askerligi isteyenlerin, sömürü düzeninin savunuculari olan dünkü solcu bugünkü erdogancilarla Türk ordusuna karsi isbirligi etmis olan gerici ve dinci cevrelerin olmasi?Ben sanmiyorum.

 

1996 yilinda CIA'nin yan kurulusu RANA CORPORATION'un yayin organlarinda söyle yaziliyordu:"ABD artik ANAP VE DYP gibi partilerle Türkiye'yi kontrol edemez.Fazilet Partisi'nin basina yenilikci kanadin gecmesi,Tayyib Erdogan'in Basbakan,Abdullah Gül'ün de Disisleri Bakani olmasi halinde ABD Türkiye'yi kontrol altinda tutmaya devam edebilir."

 

1996 yilinda henüz AKP yoktu fakat RANA CORPORATION'un yayin organlarinin yazmis olduklarinin hepsi 2002 yilindan itibaren gerceklesti.Gül Disleri Bakani oldu,Erdogan basbakan oldu,Gül'ün cumhurbaskani sectirilmesiylede formül tamamlandi.Gül cumhurbaskani degil Erdogan'in noteri olarak Cankaya'ya oturtuldu.

 

Sürecin tamamlanmasi icin DSP'yi üce bölen Kemal Dervis'e ülkeyi erken secime götürme görevi verilirken,CHP'nin durup dururken Kemal Dervis ve Tayyib Erdogan'in Meclise girmesine yardimci olmasinin nedenleri halen anlasilmis degildir.

 

Arslan Bulut bu konuda yazdigi yazi bizi Silivri tertibine götürüyor:

 

"1998 yilinda Genelkurmay Baskani olan Kivrikoglu,ABD'nin bölge ülkeleri icin tehdit olusturdugunu acik bir dille belirtti.Kivrikoglu NATO döneminde ABD'yi ziyaret etmeyen ilk Genelkurmay Baskani olarak tarihe gecti.ABD'nin hazirladigi sivil darbe ile iktidara gelen AKP, Büyük Ortadogu Projesi kapsaminda ABD'ye sorunsuz olarak es baskanlik yapabilmek icin milli kuvvetleri saf disi etmeliydi.Plana göre,bu sürecte komutanlar yildirilacak ve 1991 öncesinde oldugu gibi ABD ile uyumlu olarak görev yapmalari saglanacakti.ABD,24 Temmuz 2002'de Nevada cölü'nde "Bin Yilin mEydan Okumasi"adi altinda Türkiye'yi isgal tatbikati yapti.Abdullah Gül Disisleri Bakani iken,2 Nisan 2003 günü ABD Disisleri Bakani Powell ile Ankara'da 2 sayfa 9 maddelik bir gizli anlasma yapti.Bu gizli anlasmadan sonra ABD ordusu,Türk askerinin basina cuval gecirdi.Cuval gecirme eylemi,gizli anlasmanin uygulanmasi icin bir ihtardi.Ardindan sinir ötesi harekatta israr eden ve ABD'ye direnen 5 Genelkurmay Baskani ve milli kuvvetler "ERGENEKON CETESI"olarak suclandi.

 

Basliktan uzaklasmis gibi geliyor bu yazdiklarim fakat aslinda tam da basliktaki amacin hangi anlamda gündeme getirilmis olduguyla ilgilidir bu yazdiklarim.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Deprem için toplanan zorunlu vergiler duble yola gitti. Bu konuda toplanan paraların asıl amacına uygulanacağı konusunda beni ikna edebilecek bir durum yok bu ülkede.

 

Ayrıca bu ülkenin koşulları düşünüldüğünde ölenlerin yine parası olmayan yoksul kesim olacağını söylemek hiç te abes olmayacaktır. Sadece parası olanlara bu imkanın tanınması anayasadaki eşitlik ilkesine de aykırıdır.

Parası olmayanlar için , belli bir süre zorunlu kamu hizmeti getirilebilirdi. En azından vicdanları daha az yaralardı.

 

Bu konunun dışında söyleyebileceğim bir sürü şey var aslında.

 

Ülkenin başına musallat olan terör belası ile 20 yaşına kadar ya da üniversite eğitimi almışlarsa 23-24 yaşına kadar eline silah almamış gencecik insanlarla mücadele edilmesini de vicdanım kaldırmıyor. Hele ölenlerin arasında akademik eğitim almış ve bu ülkeyi ileri götürmeleri gereken beyinlerin , bilim insanlarının bulunmasını hiç kaldırmıyor.

 

Vicdani ret konusunda ise bu ülkede o bilincin oluştuğunu düşünmüyorum. Bzim insanımız her zaman olduğu gibi bu konuda da şark kurnazlığını kullanacaktır.

 

Benim askerlik yaşında bir oğlum var. Seneye üniversiteyi bitirip o sınıfa girecek. Bu ülke koşullarında onun için ne yapabilirim bilmiyorum.

 

Ama mümkün olduğu kadar yüksek lisans , master gibi şeylerle geciktirmeye çalıştırmak.

 

AB-D nin emelleri doğrultusunda şekillenen bir orduya hizmet edecek olması da beni düşündüren başka bir neden.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Günümüzün konusu, bedelli askerlik. Tüm dertlerimizi unuttuk, bu konuyu tartışıyoruz. Parasını verip, vatandaşlık görevinden, sorumluluğundan kurtulmanın adaletsizliğini, adaletli göstermenin çabasını üzülerek yanlı, taraflı basında izlemekteyiz.

 

Aynı ülkede yaşayan vatandaşların, eğer eşit haklara sahip olduğunu söylüyor ve bu adaleti savunuyorsak, bu görev ve sorumlulukların bir kısmını para karşılığı yapmaktan kurtulamayız. Tabi eşit haklardan bahseden devleti yönetenler, bu sözlerinde samimi ise, vatandaşları arasında ayrım asla yapmayacaklardır. Ayrım yapanlar eğer zerre kadar inançlı ise, bunun kul hakkına girdiğini bilmelidirler.

 

Elbette bu satırları okuduğunuzda, nefsinizdeki isyanı duyar gibiyim. Eşitsizlik adaletsizliklerle dolu, yaşamınızdaki örnekler geldi aklınıza. Çok haklısınız. Peki, tüm bunların suçunu kimin üzerine atmalıyız diye, bir soru sorduk mu kendimize? Hiç sanmıyorum, çünkü kabahati hiç kendimizde aramayız. Allah sizleri yönetecek insanları, ehil insanlardan seçin diye uyardığı halde, hatırlayalım isterseniz, bizler bu kriteri göz önünde tuttuk mu hiç?

 

Babadan oğula geçen parti liderlerini, bol kepçe dağıtıp devletin kasasını boşaltanları, parti yönetiminde kendilerini öne çıkaran, ben olmazsam bu iş olmaz zihniyetini yaratan liderleri, bu dindar adamdır diyerek, bizleri Allah ile aldatanları seçmedik mi bugüne kadar?

 

Bizlerin yöneticilerimizi seçerken ölçümüz eğer, karizma(büyüleyici özellik) sahibi ağzı laf yapan, güzeli çirkin, çirkini güzel gösterecek kadar beceri sahibi olan insanlar ise, Kusura bakmayın ama, bu hataları yapıyorsak, bunların sunacağı adaletinde, eşit olmasını beklemeyelim lütfen.

 

Daha dün bizleri yönetenler, ben halkıma nasıl anlatırım bedelli askerliği, bu ortamda böyle bir konu gündeme gelmez, diyerek muhalefet partinin önerisine, cevap vermemiş miydi? Dün dündür, bugün bugündür zihniyetine bizler, sanırım çok alıştırılmışız ki, hiç yadırgamıyoruz söylenenleri. İşte muhalefetiyle, hükümetiyle, al birinden vur ötekine. Hiç farkları yok birbirinden. Hiç sızlanmayalım, onları bu koltuklara bizler getirdik. Sonucuna da katlanacağız. Ektiğimizi biçiyoruz.

 

Askerlik toplumun ortak sorumluluğudur. Çünkü birlikte yaşadıkları bir ülkenin korunması, savunulması konusunda ayrıcalık yapılamaz. Ben bu görevi yapmak istemiyorum, ya da benim param var, paramı vereyim, ben yapmayayım siz yapın diyemez. Hak eşitse, sorumluluklarda eşittir. Neyse parası verelim zihniyetine hiçbir düşünce izin vermeyeceği gibi, toplum kurallarına, adalet anlayışına da aykırıdır. İşte bizleri yönetenlerin ısrarla bu yola başvurmaları, onların adaletten, toplum değer yargılarından ne kadar uzak, hakkın adaleti yerine, beşerin adaletini seçerek yaşadıklarını göstermektedir.

 

Artık ne yazık ki her şey, maddiyata döküldü. Dinden imandan bahsedenler, İslam ın adeta havarileri kesilenler, birilerinin deyimiyle dindarlık önderliğini yapanlar, ortaya çıkmış parayla askerlik yapmanın, doğruluğunu savunmak adına, ne diller döküyorlar. İşin düşündürücü yanı, muhalefetinde aynı yanlışa, çanak tutmasıdır. Yazık çok yazık.

 

Ülkemiz de kan dökülmesi, ne yazık ki durdurulamıyor. Kardeşi kardeşe düşürenler, tüm bu acıları kullanıp rant sağlayanlar, elbette çok memnun görünüyorlar, bizlerin bu halinden.

 

Ülkesinin bölünmemesi adına canlarını çekinmeden verenler, acaba parası olmadığı için mi öldüler? Bundan sonra vatanı için, şehit olacak kardeşlerimizin ailelerine, siz fakir olmasaydınız da, bekleyip evladınızı paranızla askerlik yaptırsaydınız mı diyecek, bizleri yönetenler?

 

Bu yaptıklarından sonra, şehit cenazelerine katılacak bizleri yönetenler, o ana babanın yüzüne nasıl bakacaklar, nasıl vatan sağ olsun, başınız sağ olsun diyeceklerini düşünüyorlar mı? Cevabınız duyar gibiyim, ama utancımdan yazamıyorum.

 

İşte bizim ülkemiz, işte bulduğumuz çareler. Yaşadığımız bugünkü aynı ortamda, asla hiçbir ülkenin devlet yöneticileri, halkına ne böyle bir kanun hazırlığında olur, nede böyle bir konu tartışılır. Bizler artık aklımızı bir kenara koymuşuz, çünkü aklın ve mantığın onay vermediği şeylerin peşine düşüyoruz da ondan. Bizleri oyalamaya çalışanlar, asıl gerçeklerin üstünü örterek, toplumu gereksiz şeylerle meşgul edip, asıl amaçlarına ulaşmanın çabası içindeler.

 

Aklını kullanmadan yaşayan toplumların sonlarının, Yaratan bakın nasıl olacağını söylüyordu, tekrar hatırlayalım.

 

Yunus 100:Allah'ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını güzelce kullanmayanları Allah pislik içinde bırakır.

 

İşte bizlerde aklımızı kullanmadan yaşamaya devam edersek, varacağımız nokta PİSLİKTEN, acıdan, üzüntüden başka ne olabilir?

Rabbim yardımcımız olsun. Dilerim çok geçmeden halkımız, bazı gerçeklerin farkında olur.

 

İşte bizleri yönetenlerin adaleti. Bastır parayı, yapma askerliği. Ya bastıracak parası olmayanlar? Ya parası olmadığından, şehit ya da gazi olanlar? Onlarda elbette susturulacaklar bu adaletsiz düzen içinde. Neyle biliyor musunuz? Yine parayla. Hükümet açıkladı bile, toplanan paraların bir kısmı, şehit ailelerine ve gazilerimize gidecekmiş. Ne güzel adalet (!)

 

Evet, bizlerde yaptıklarımızın karşılığını görüyoruz ve görmeye de devam edeceğiz. Bedelli askere gideceklere müjdeler olsun, beklediklerine değdi doğrusu. Yaşı tutmayanlarda bir dahaki baharı beklesin. Onca parayı rüyasında bile göremeyenlerde, dişini sıksın askerlik yapsın mı demeliyiz? Bu sorunun doğru cevabını, bu akılla gidersek doğru vereceğimizi sanmıyorum.

 

Eeeee bizde bir söz vardır, parası olan düdüğü çalar diye. Yapacak bir şey yok, bu düzeni kuran bizleriz. Böyle atasözleri olan toplumlarda da, ancak böyle kanunlar ve böyle çifte standart yaşam olur.Eğer memnunsak bu adalet anlayışından, bedelli askerlik hepimize hayırlı olsun demekten başka, ne gelir elden.

 

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Bu yaptıklarından sonra, şehit cenazelerine katılacak bizleri yönetenler, o ana babanın yüzüne nasıl bakacaklar, nasıl vatan sağ olsun, başınız sağ olsun diyeceklerini düşünüyorlar mı?

 

Habur rezaletini yaşattıkları halde Şehit Cenazeleri ne nasıl katılıyorlarsa yine öyle yapacaklar. Peki halk ne yapacak, onlar da farklı bir şey yapmayacak, "vatan sağ olsun, bir oğlum daha var onu da gönderirim, olmadı kendim giderim" diyecek.

 

Bu uygulamanın neresinden tutarsak tutalım elimizde kalıyor. Elde edilen gelir şehit ailelerine gidecek demek daha fazla şehit olacak demek midir çünkü şimdiye kadar bu ailelere böyle bir yardım düşünülmedi. Bu, minareye kılıf hazırlamaktan başka bir şey değil, bir iki sene sonra böyle bir şey söylemedik, paraları uçan dairelere harcadık falan derler. Bunlar bütçe açığını kapatmak için sinekten yağ çıkarma taktikleridir. Benim önerim, vatan savunmasını da özelleştirin, ihaleye hiç gerek yok, Çalık a verin olsun bitsin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vicdani red bir insan hakkıdır (çünkü insanlar din, vicdan ve düşünce özgürlüğüne sahiptir ama bizim ülkemizde sadece din özgürlüğü vardır o da her konuda değil sadece müslümanlık konusunda) bedelli askerlik ise zengin olanların askerliği reddidir.

 

Parası olan askerlik yapmaz ve buna kimse birşey demez, kimse onları vatan hainliği ile suçlamaz oysa ideolojisi olanın, vicdani olarak askerlik yapmak istemeyenin askerliği reddi kolaylıkla vatan hainliği olarak değerlendirilebilir. Bu ülkede herşey parayla, paran yoksa hakkın da yoktur.

 

Bu iki yüzlülükten başka birşey değildir.

 

Başbakan Erdoğan'ın vicdani red konusuna açıklık getirmiş,demiş ki;

 

“Vicdani ret olarak adlandırılan bir düzenleme Hükümetimizin gündeminde asla olmamıştır. Bu konuda çıkan haberler spekülasyondan öte bir anlam ifade etmiyor. Askerlik bu milletin, bu topraklar için en kutsal vazifelerden biri olarak kabul edilmiştir. Biz askerimize 'Mehmetçik' derken bunun bir anlamı var; bu “Küçük Muhammed” anlamındadır. Biz askerliği Peygamber Ocağı olarak görmüşüz. Tabii birçok spekülasyonlara neden olmuş şeyler olmuştur, olabilir."

 

Yani Küçük Muhammedler siz askere gideceksiniz, size vicdan micdan yok; Büyük Muhammedler de versin parayı askerlikten muhaf olsunlar işte demiş... Malumunuz onlar 30 yaşından gün aldılar çünkü.. Hem eğer vicdani red serbest olsaydı o zaman büyük Muhammedler de vicdani red yaparlardı, böylece oradan gelecek olan parayı da kaybederdik.. O halde vicdani red namümkün, yaşasın bedelli askerlik!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğer vicdani red diye bir şey mümkün olursa profesyonel askerden başka vatan savunacak kimse bulunmaz. O zaman dünyanın sayılı ordularından olan Türk Ordusu tarihe karışır, birileri gibi emperyalistlere gel beni savun diye mektuplar yazılır ama kim kimden savunacak?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bedelli Askerlik İçin Yaptığı Kredi Başvuruları Reddedilen genç mühendis'in vatanseverliği, Son 30 Yılın En Yüksek Seviyesine Ulaştı...

 

Bedelli askerliğin 30 bin lira olarak açıklanmasının ardından söz konusu parayı temin edebilmek amacıyla kredi arayışına giren genç mühendisin (31), son kredi başvurusunun da reddilmesinin ardından vatanı için silah altına girme opsiyonuna artık daha sıcak bakıyor. Halen özel bir şirkette inşaat mühendisi olarak çalışan genç mühendis, kredi başvurusunun büyük ihtimalle yüksek kredi kartı borcu yüzünden reddildiğini belirterek şöyle devam etti: "Atalarımızın bu toprakları bizlere bırakabilmek için, bu şanlı bayrağımız göklerde ilelebet dalgalansın diye canlarını verdiklerini düşününce benim yapacağım 5 buçuk aylık askerlik nedir ki? Keşke okul da okumamış olaydım da 15 ay gideydim. Vatan borcu kutsaldır..."

 

Askerlik fikrine artık sıcak bakıyor

Genç mühendis'in bedelli askerliğin açıklanmasının ardından içine girdiği heyecanlı bekleyiş, kredi başvurularının teker teker reddedilmesiyle yerini tekrar vatanseverliğe bıraktı. Son başvurusu ile ilgili olumsuz yanıtı da geçtiğimiz pazartesi alan 31 yaşındaki inşaat mühendisi, bedelliden yararlanamayacağının neredeyse kesinleşmesi üzerine kampa girerek, askerliğin kutsal bir vatan borcu olduğu konusunda kendisini ikna etmeye çalışıyor.

 

Kredi başvurusu için aldığı olumsuz yanıtı bankada İstiklal Marşı okuyarak karşılayan Güzelcebey, ardından girdiği ilk kitapçıdan çeşitli kitap ve dvd'ler alarak vatanseverlik bilincini yükseltme amacıyla kampa girdi. Aradan geçen kısa süreye rağmen askerliğin kutsal bir vatan borcu olduğu konusunda gözle görülür bir bilinç artışı kaydeden genç mühendis Güzelcebey, halen çalışmalarına günde 3 seans "Nefes - Vatan Sağolsun" ile devam ediyor.

 

"Kredi mredi bir şekilde hallederim sanmıştım"

Özel bir üniversitede sürdürdüğü "İşletme yönetimi yüksek lisansı" eğitimi sayesinde askerliğini geçtiğimiz Ağustos ayına kadar ertelemeyi başaran Güzelcebey, bedelli askerlikte yaş sınırının 30 olarak açıklanmasını facebook profilinde yazdığı "Bunca sene iyi kaçtık ama değdi tongue.png" iletisiyle kutlamıştı. Güzelcebey, iyimser havanın da etkisiyle o zamanlar 30 bin tl'lik bedelli askerlik ücretini bir şekilde denkleştiriceğinden emin olduğunu belirtirken, "Yani tabii böyle bir şey beklemediğim için kenara köşeye o kadar para ayırmamıştım ama nasılsa kredi mredi bir şekilde hallederim diye umuyordum, maalesef olmadı. Yaz tatili, ipad, arabanın kredi taksidi bilmemnesi derken fazla açılmışım. Neyse, vatan sağolsun..." sözleriyle silah altına alınmaya sempati duymasının sebeplerini anlattı.

 

"Aslanlar gibi gider askerliğimi yapar gelirim"

Bedelli askerliğe olan sıcak bakışının, kredi umutlarının tükenmesiyle birlikte yerini daha milliyetçi duygulara bıraktığını ifade eden Güzelcebey, "İlk başlarda epey bir üzülmüştüm ama bu kredi meselesi benim damarlarımda akan asil kanın farkına varmam için de bir dönüm noktası oldu bi yandan. Şimdi düşününce diyorum ki kendi kendime, 'İyi oldu be Faruk, başka türlü bu vatanın kıymetini nasıl bilecektin?' Ecdadımıza olan borcu 30 bin tl ile ödemek mümkün mü? 5 buçuk ay bölük yazıcılığı yaparak bu borcu hiç değilse bir nebze olsun kapatabileceğimi tahmin ediyorum." derken, yine de doğuda bir yere düşmemek için torpil arayışlarına girmekten geri durmayacağını da sözlerine ekledi.

 

"Nasıl yüzünüz olacak insan içine çıkmaya?"

Konuşmasına bedelli askerlikten faydalanacaklara seslenerek devam eden Güzelcebey, "Daha geçen gün 24 şehit vermedi mi bu vatan? Utanmıyor musunuz? Bence bu bedelliden yararlanacak arkadaşlar önce gitsin bi şehit ailesine, gözlerinin içine baksın ve 'Ana, ben işte bu elimde gördüğün dekont karşılığı askere gitmeme hakkı elde ettim. Vatan sağolsun ana" desin. Bakalım buna yüreği var mı acaba çok merak ediyorum?" ifadelerini kullandı.

 

Acil bir telefon görüşmesi sebebiyle ara verilen basın toplantısının devamında keyifli olduğu gözlerden kaçmayan Güzelcebey, "Biraz evvel babam aradı, galiba bu bedelli işi için amcamların işyerindeki ortağından borç alabilme durumu olacakmış." diyerek sevincini gazetecilerle paylaşırken, insanın hayatında neyin ne zaman olacağının hiç belli olmadığına ve Allah'ın bir kapı kapatırken başka bir kapı açtığına dikkat çekmeyi ihmal etmedi.

 

"Zorunlu askerlik çağımızın ayıbıdır"

Son olarak zorla silah altına alınan insanlara üzüldüğünü belirten ve, "Ne yazık ki gencecik çocuklarımızı hayatlarının en verimli çağında askere alıyor, hayatlarının bir bölümüne tabiri caizse ipotek koyuyorlar. Vatanseverliğin illa da kışlalarda rap rap yürümekle, elde silahla olmadığını anlamamız için daha ne söylememiz gerekiyor bilmiyorum maalesef..." diyen genç mühendis, borç işinin detaylarını konuşmak için babasının yanına gitmek üzere toplantıyı noktaladı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

"Nasıl yüzünüz olacak insan içine çıkmaya?"

Konuşmasına bedelli askerlikten faydalanacaklara seslenerek devam eden Güzelcebey, "Daha geçen gün 24 şehit vermedi mi bu vatan? Utanmıyor musunuz? Bence bu bedelliden yararlanacak arkadaşlar önce gitsin bi şehit ailesine, gözlerinin içine baksın ve 'Ana, ben işte bu elimde gördüğün dekont karşılığı askere gitmeme hakkı elde ettim. Vatan sağolsun ana" desin. Bakalım buna yüreği var mı acaba çok merak ediyorum?"

.

.

.

"Biraz evvel babam aradı, galiba bu bedelli işi için amcamların işyerindeki ortağından borç alabilme durumu olacakmış."

.

.

.

"Zorunlu askerlik çağımızın ayıbıdır"

 

Tam bir komedi dizisi, kulakların çınlasın Levent Kırca tam senlik bir parodi.

Bu arada yanılmıyorsam 15 ay askerlik yapmak da Faruk Bey in elinde.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kılıçdaroğlu: Oğlum bedelli yapmayacak

 

CHP lideri Kılıçdaroğlu, 1982 doğumlu olan oğlunun bedelli askerlikten yararlanıp yararlanmayacağının sorulması üzerine, ''Hayır yararlanmayacak. Onun askere gitmesini istiyorum'' dedi

 

fft2mm835334.jpg

 

 

Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin bedelli askerliğin meclis gündeminden geçtiğini, CHP Milletvekili Rıza Türmen'in ise yasayı Anayasa Mahkemesine götürebilecekleri yönünde açıklamaları olduğunu hatırlatması üzerine, ''Daha o konuda bir karar vermiş değiliz. Rıza Bey açıkladı. O konuyu hukukçu arkadaşlarımız inceliyorlar. Anayasaya aykırılık görülürse tabii ki Anayasa Mahkemesine götüreceğiz doğal olarak...'' karşılığını verdi.

 

Kılıçdaroğlu, oğlu Kerem Kılıçdaroğlu'nun 1982 doğumlu olduğu belirtilerek bedelli askerlikten yararlanıp yararlanmayacağının sorulması üzerine, ''Hayır yararlanmayacak. Onun askere gitmesini istiyorum'' dedi. Kılıçdaroğlu, ayrıca bu düşüncesini oğluyla konuştuğunu da ifade etti.

 

(A.A) 01 Aralık 2011 - 13:55
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Bedelli askerliğin haksızlık olduguna dair Akime gonderdiğim mesaja aldığım cvp asagıdadır.Sizlerle Paylaşmak istedim.

Kime:O**** A*** (*********

 

 

 

Sayın O**** A***

AK Parti İletişim Merkezi’ne yapmış olduğunuz 111124-0443 numaralı başvurunuz, Milli Savunma Bakanlığı; 'na iletilmiştir. Bakanlıktan gelen cevaplar aşağıda yer almaktadır.

İlgili Mercilerin Cevabı:

___________________________________________________________________________________________________

01.12.2011

BEDELLİ ASKERLİK DÜZENLEMESİNİ İÇEREN ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI, 22 KASIM 2011 TARİHİNDE TBMM BAŞKANLIĞINA SEVK EDİLMİŞ OLUP; BUNDAN SONRAKİ SÜREÇ VE YAPILABİLECEK DEĞİŞİKLİKLER ANAYASASIN 87 NCİ MADDESİ GEREĞİNCE TBMM TAKDİRİNDEDİR.

Milli Savunma Bakanlığı -

 

___________________________________________________________________________________________________

Bilginize sunar sistemimizi kullandığınız için teşekkür ederiz.

 

 

AK PARTİ GENEL MERKEZ

HALKLA İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI

AKİM

0312 444 25 44

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.