Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2011 Paylaş Gönderi tarihi: 29 Eylül , 2011 *** Bir küçücük oğlancık bir gün okula başlamış. Pek mi pek akıllıymış. Okulu da pek büyükmüş. Ama akıllı çocuk sınıfına dışarıdan kestirme bir yol bulmuş. Buna çok sevinmiş. Artık okul ona kocaman görünmüyormuş. Bir zaman sonra bir sabah öğretmen demiş ki: "Bugün resim yapacağız." "Ne güzel" demiş çocuk. Resim yapmasını çok severmiş. Her türlüsünü de yaparmış: Aslanlar, kaplanlar, Tavuklar, inekler, Trenler, gemiler. Mum boyalarını çıkarmış ve çizmeye başlamış. Ama öğretmen "Durun" demiş. "Henüz başlamayın!" ve herkes hazır olana kadar beklemiş... "Şimdi" demiş öğretmen, "çiçek çizmesini öğreneceğiz." "Ne güzel" demiş çocuk. Çiçek çizmeyi çok severmiş. Ve yapmaya başlamış pembe, mavi, portakal mum boyalarıyla. Ama öğretmen "durun" demiş. "Size nasıl yapılacağını göstereceğim." Yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizmiş. "İşte" demiş öğretmen. "Simdi başlayabilirsiniz. " Küçük çocuk bir öğretmeninin resmine bakmış. Bir de kendininkine. Kendininkini daha bir sevmiş. Ama bunu söyleyememiş. Kâğıdını çevirip öğretmenininki gibi yeşil saplı kırmızı bir çiçek çizmiş. Bir başka gün şöyle demiş öğretmen: "Bugün çamurdan bir şey yapacağız." "Ne iyi" demiş çocuk. Çamurla oynamayı çok severmiş. Her şeyi yapabilirmiş onunla: Yılanlar, kardan adamlar, Filler, fareler, Arabalar, kamyonlar. Başlamış çamuru yoğurup sıkıştırmaya. Ama öğretmen “Durun!.. Daha başlamayın!..” demiş ve beklemiş hazır olmasını herkesin... "Şimdi" demiş öğretmen. "Bir çanak yapacağız." "Güzel" demiş çocuk. Çanak yapmasını severmiş. Ve başlamış yapmaya Boy boy, şekil şekil çanakları. Ama öğretmen "durun" demiş: "Size nasıl yapılacağını öğreteceğim." Ve de göstermiş herkese bir büyük çanağın nasıl yapılacağını. "İşte" demiş öğretmen "Artık başlayabilirsiniz." Küçük çocuk bir öğretmenin çanağına bakmış. Bir de kendininkine. Kendininkini daha bir sevmiş Ama bunu söyleyememiş. Toprağını yuvarlayıp yeniden yapmış öğretmeninki gibi Derin bir çanak. Ve çok geçmeden küçük çocuk öğrenmiş beklemeyi izlemeyi ve her şeyi öğretmeni gibi yapmayı. Ve çok geçmeden başlamış kendiliğinden hiçbir şey yapmamaya. Ama bir gün birdenbire taşınıvermişler başka bir eve, başka bir ülkede. Ve çocuk gitmiş başka bir okula. Bu okul daha da büyükmüş öbüründen. Kestirme yolu da yokmuş dışarıdan. Büyük basamakları çıkmak ve uzun koridorlardan geçmek gerekmiş sınıfa kadar. Ve daha ilk gün Demiş ki yeni öğretmen: "Şimdi resim yapacağız." "Güzel" demiş çocuk ve beklemiş öğretmenin ona ne yapacağını söylemesini. Ancak öğretmen bir şey söylemeden başlamış dolaşmaya. Küçük çocuğa gelince durmuş. Sormuş: "Resim yapmak istemiyor musun?" "İstiyorum" demiş çocuk. "Ne yapacağız?" "Ne istersen", demiş öğretmen. "İstediğim renk mi?" diye sormuş çocuk. "İstediğin renk" demiş öğretmen. "Herkes aynı resmi yaparsa ve aynı renkleri kullanırsa kimin neyi yaptığını ve neyin ne olduğunu nasıl anlarım ben?" "Bilmem", demiş çocuk. Ve başlamış çizmeye “Yeşil saplı kırmızı bir çiçeği”... *** Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.