Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRKİYE-İSRAİL GERGİNLİĞİ -II- İSRAİL TÜRKİYE'Yİ VURMAK ZORUNDA


Ahmet AY

Önerilen İletiler

Türkiye ile İsrail arasındaki gerginlik BM’in ikiyüzlü, teslimiyetçi ve Yahudi halkına “hayat öpücüğü” olan son Mavi Marmara Raporu ile artarak devam etmektedir.

BM’in tarihinde buna benzer pek çok kara leke bulunmakla birlikte aslında “Batı” bu hayâsızlıklarını daha önceden de pek çok kez sergilemişti.

En yakın geçmişte Barak OBAMA hiçbir şey yapmadan Nobel Barış ödülü ile ödüllendirilmedi mi?

Yine yıllar önce Deir Yasin katliamının baş sorumlusu M. BEGİN’e Camp David anlaşmasından sonra Nobel Barış Ödülü verilmişti. Biz batının bu çirkefliğine alışkınız da, bunu dostlara anlatmakta zorlanıyoruz.

 

Peşinen belirtelim ki bizi bilen bilse de; asla bir dine, ırka, bölgeye, statüye vs düşmanlığımız söz konusu değildir.

Keza hiçbir şekilde savaş yanlısı da değiliz. Ama yazı okunduktan sonra bazı durumlarda ve iradeniz dışında gelişen olaylara da bigâne kalamayacağımızı fark edersiniz. Söyleyeceklerim, ithamlarım, yergilerim bütün Yahudileri değil, ama büyük bir kısmını kapsamaktadır. Çünkü Yahudilerin ezici çoğunluğu Ard-ı Mev’ud ve Tanrı Krallığı inancı gereği kendileri dışındaki herkesi “kötü ötekiler” olarak görür.

 

Az da olsa okuyucularımız arasında bilmeyenlere yardımcı olmak için öncelikle Ard-ı Mev’ud’un ne olduğunu çok kısa olarak izah edelim.

Yahudilerin kahir ekseriyetinin inancına göre;

Arz-ı Mev'ud, Allah'ın Hz İbrahim ve onun soyundan gelenlere vermeyi vaad ettiği toprakların adıdır. Ve "Ahde riayet etmeyen Arz-ı Mev'uddan mahrum kalacak ve lânetlenecektir " (Yeremya 11/3)

Tevrat'ta, Arz-ı Mev'ud yani 'va’d edilmiş toprak' düşüncesinin dayanağı: "Mısır ırmağından (Nil) Fırat ırmağına kadar uzanan bu toprakları torunlarına veriyorum...” ifadesidir.

 

“Dindar Yahudiler, Nil’den Fırat’a vaat edilmiş kutsal toprakları ‘Tanrı Yehova‘nın kutsal kitap Tora‘da kendilerine vaade ettiği bir hak olarak görüp bu toprakların fethini’ talep ederler ve bu uğurda her türlü yola başvururlar.”

İsrail eski Dışişleri Bakanı M. Dayan dünyaya şöyle seslenmişti; ‘Hiçbir Yahudi Arz’ı Mev’ud’dan (Tanrı’nın va’d ettiği topraklar) taviz veremez.’ Bu arada Hahamlık eğitimi alan Yigal AMİR, barış görüşmelerinde bulunarak Yahudiliğe ihanet ettiği gerekçesiyle başbakan İzak RABİN’i öldürdüğünü de unutmayalım.

Yani,

Yahudilerin kahir ekseriyetinin inancı bu. Ve bu inancın gereğinin yapılmasının zorunluluğu da ortadadır. Şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim;

Yukarıda bahsettiklerimiz dindar Yahudilerin inancıdır. Ancak dindar olmayan seküler, ateistler de Yahudiliğin bu boyutu ile ırkçı, milliyetçi “Siyonist” emellere daha kolay ulaşacaklarını düşündükleri için bu inanca destek vermektedirler.

Yani İsrail’in bu zalimliği Sayın başbakanın ifade ettiği gibi bir “şımarık oğlan”lık durumdan kaynaklı değil, dinlerinin en kutsal istek/emirlerinden biri için asırlarca yıldan beri verdikleri mücadeleden kaynaklanmaktadır. “Şımarık oğlan”lığı var elbette İsrail’in. Başka “oğlan”lıklarını kendileri itiraf etseler de, İsrail Devletinin “imanı” bu süreci gerektiriyor. Şu an yaşamakta olduğumuz gergin süreç yerini yine işbirliği ve güç birliğine bıraksa çok şaşıracağımı söyleyemem. Ama biz ileriki yıllarda hiçbir kriz istemesek de, asla gerginliğe yanaşmasak da yukarıda ifade ettiğim sebeplerden dolayı Türkiye İsrail ile telafisi imkânsız bir mücadele içine girmek zorunda kalacaktır. Zira İsrail’in amacını, hedefini, bu amaca-hedefe ulaşmak için başvuracağı yol ve yöntemlerini çok iyi bilmekteyiz. ama bu bildiklerimizi anlatamama gibi bir sorunla karşı karşıya bulunmaktayız.

 

İ. KARAGÜL’ün de dediği gibi;

“iki ülke arasındaki krizin sebebi sadece Gazze değil, sadece Mavi Marmara ve ONE MINUTE değil. İki ülke, bir süredir farklı hedeflere yelken açmış durumda ve bunlar olmasaydı bile ilişkiler gerilecekti. Bundan sonra yeni krizler çıkmasa bile eskiye dönüş hiçbir şekilde mümkün olmayacak anlamına da geliyor bu.” Ama ben Sayın KARAGÜL’den farklı olarak bu kriz olmasa da “ilişkilerin gerilmesi”ni daha derin sorunlarla izah etmeye çalışıyorum.

İddia ediyorum,

İsrail “imanından-inancında dolayı” Türkiye ile karşı karşıya gelmek zorundadır. İsrail’in iman ettiği ve bütün inanç ve değerlerinden daha üstün tuttuğu TANRI KRALLIĞI-ARD-I MEV’UD’unu kurma inancından dolayı şu an Türkiye’nin Güneydoğusu, bir kısım Akdeniz illerini de kapsayan bölgeyi elde etmek mecburiyetindedir. İmanı bunu emrediyor. Hatta imanında samimi olanlar için “Tanrı Krallığı” ve “ard-ı mev’ud/vaad edilmiş topraklar” Yahudilerin bir nevi “iman testi”dir.

 

Bugünkü İsrail halkı ve yöneticilerinin büyük bir kısmının iman ettiği, bu “emre!” uyulmaması halinde ise lanete uğrayacakları inanç budur.

“Bizim var olma hakkımızı, 4000 yıl önceden bizlere atalarımızın tanrısı verip tanıdı. Bu varoluş hakkımız nesilden nesile Yahudi kanı ile kutsallaştı. Hiçbir ulusun tarihinde, eşi görülmemiş bir bedel ödedik.” (Menahem BEGİN, İsrail eski başbakanı)

 

Yani,

Şimdiki gerilimi-krizi aşsak bile yakın gelecekte daha büyük bir kriz-gerginlik bizi bekliyor. Bu bizden kaynaklı olmayıp, ifade etmeye çalıştığım gibi İsrail/Yahudi’lerin ekseriyetinin inancından kaynaklanmaktadır.

 

İsrail ‘direkt Türkiye’yi hedef almayı göze almadığından dolayı’ önce diplomatik, stratejik ve askeri anlaşmalarla Türkiye’yi kuşatma altına almayı hedefliyor. Bunu anlamayacak, bilmeyecek bir Türk dış politikası olamaz. İşte yaşadığımız sorun “hükümet İsrail ile ilgili bildiklerinin” önlemini almakla alakalıdır. İsrail’in Rumlardan tutun Azerbaycan’a kadar, Balkan, Kafkasya ve Orta Avrupa’da pek çok ülke ile (bu ülkelerin bize komşuluklarına ve sıcak ilişkilerine dikkatinizi çekmek istiyorum) savunma, istihbarat, ekonomik, anlaşmaları boşuna değildi®.

 

Anlayacağımız;

Mavi Marmara baskını İsrail’in Gazze ablukası, tehdit vs. gibi kaygılarından ziyade, Türkiye’ye ve anlaşmalarla yakınlık kurmak istediği ülkelere “Ey Türkiye, ben senden daha güçlüyüm, Ortadoğu’da ağabeylik falan taslama” diye yapıldı.

 

Bir de hatırlayın,

Yalçın KÜÇÜK;

“İsrail Türkiye’de İsrail’de olduğundan daha güçlüdür.” demişti.

Doğrusu da bu… İsrail İsrail’de olmadığı kadar Türkiye’de güçlüydü. Özellikle son 3 yılda hükümet Türkiye’deki, MOSSAD’ı ve İsrail lobisini dağıtmaya başlayınca –her zaman söylediğim gibi- İsrail bunu “savaş sebebi” saydı ve ONE MINUTE ile zirve yapan bir sürtüşme Mavi Marmara ile Türkiye içinde “savaş/ma sebebi/gerekçesini” hazırlamış oldu.

 

Ancak Türkiye “yerli işbirlikçilerle” mücadeleyi kazanmadan İsrail ile istediği kavgaya (yoksa savaşa mı demeliydim) girişemezdi. Ne de olsa İsrail ülkenin stratejik yerlerini ahtapot gibi sarmıştı.

 

Tekrar söylüyorum;

Sorun sadece Mavi Marmara baskınından ibaret değil, Mavi Marmara İsrail’in Türkiye’ye cevabıdır.

Hükümet İsrail’e “MOOSAD’ı ülkemizde bugünkü gücüyle, hatta bunun % 5’ine bile razı olamam, MOSSAD’ı istemiyoruz, kirli ilişkilerini bitirmek zorundayız” dediği için İsrail Mavi Marmara kanlı baskını ile Türkiye’ye;

“Ben bunun için savaşa varım” dedi.

 

Mavi Marmara ve özür dilememeyi hükümet çok iyi anlamış bulunuyor. Ve alınmakta olan tedbirler de ileriye dönük hazırlıklardır.

Son söz;

İsrail çark edecek ve normalleşme sürecine girilecek. Ancak yukarıda zikrettiğim korkunç gün mutlaka gelecek.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayalperestlik karni acliktan guruldayan bir fakirin kendini lüks bir restaurantta oldugunu sandiracak kadar bir özelliktir,özellikle hicbirsey olamayanlarin olmayi arzuladiklari seyleri hayal etmeleridir.

 

Islamin icinde klasik Yahudi düsmanliginin oldugu bir gercek olarak dururken hala Israil'le olan gerginligin nedenini farkli amaclara cekerek gercek düsmanligi yok saymak medeni cesareti olanlarin basvuracagi yollar degildir.

 

Klasik Yahudi düsmanligi öyle Tevrat'a vaadedilen topraklara Yahudilerin sahip cikacagi korkusuna dayandirilarak örtbas edilemez.Yahudi kendi siyasetini uyguluyor sizde uygulayin efendim.Kibris'i Rum'a peskes cekenlerin Yahudilerin tevratiyla ugrasma haklari yoktur.Ülkesini bölmek isteyenlerin, YAHUDI yayilmaciligina karsi olmalari sadece bir hikayedir.Israil'e karsi olup Israil yandasi BARZANI'yi kardes ilan etmek dürüst bir tavır değildir.

 

Kuzey Irak'ta Bögesel Kürt yönetimini tanimis olmak Israil'in toprak kazaninimlari tanimak anlamina gelir.Güneydogu'da Israil kuruluslarina toprak satmakta Israil yayilmaciligini tesvik etmek demektir.Mayinli Arazileri Israil'e vermek icin muhalefetle kavga eden iktidar Israil yandasi bir iktidardir,gerisi ise fasa fisodur.

 

Bir taraftan One Minit senaryosu oynayacaksiniz diger taraftan arabulucular sayesinde Israil ile iliskileri canli tutmaya calisacaksiniz ve de Siyonistlerin verdigi cesaret madalyasini boynunuzda tasiyacaksiniz,bunlari ancak saflar yer.

 

Surasi bir gerdcektir ki;bugün Israil'i bukadar cüretlendiren güc ABD'dir ve de AB'dir.Bunu hala anlamayanlar oldugu görülüyor.Türkiye Israil'in bodyguardi olarak görevlendirilmis ve Israil'e karsi yapilacak olan bir saldiriya karsi da Türkiye'ye kalkanlar yerlestirilmistir.Türkiye dogusuyla batisiyla su anda Nato'nun eylem alani olmustur.

 

Libya operasyonu Izmir'den yönetildi,Nato'nun arazi satin almasina karsi cikan Ege SAHASI Ordu komutani Amiral ahlaksiz bir suclamayla tutuklandi,siz önce evinizi talan edenler ile mücadele edin sonrada Israil'e kabadayilik yapmaya kalkin.Kendi Silahli Kuvvetlerini saf disi birakmak icin hertürlü melaneti mübah sayanlarin kimlerin dostu oldugu ise son 9 yilda ayyuka cikmistir.

 

 

saygilarl

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye ile İsrail arasındaki gerginlik BM’in ikiyüzlü, teslimiyetçi ve Yahudi halkına “hayat öpücüğü” olan son Mavi Marmara Raporu ile artarak devam etmektedir.

 

Sayın Ay, Türkiye ye füze kalkanı projesi uygulanıyor mu, buna onay verenler kim?

Bir sorum daha var, bu kalkan kime karşı, kimleri korumak adına konuşlandırılıyor?

Yukarıdaki yazıyla ilgili bir soru daha sorayım. Tüm bunları bilen hükumet Mavi Marmara nın gitmesine izin vererek bunlara zemin hazırlamış olmuyor mu?

Şimdi krize ABD el koydu, Ağabeyler barışın derse tüm bu olaylara rağmen nasıl geri adım atılacak yani tükürülen nasıl yalanacak? Olmaz demiyorum çünkü çok güzel olur, Nasıl ki NATO nun Libya da ne işi vardan İzmir in karargah olarak kullanılarak Libya nın bombalanmasına, halk ne isterse o olurdan NATO ne derse o olura gelindiyse bu da olur ve kimsenin aklına da sorgulamak gelmez, sorgulamaya kalkanın da başına olmadık işler gelebilir. Biz bu filmi defalarca seyrettik. Allah izin verirse çok bekleyeceğimizi de sanmıyorum yine göreceğiz. Aynı lafı NATO nun ne işi var dedikleri zaman da söylemiştim ve 15 gün sonra gördük.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Erdogan savas degil ancak shov yapabilir.Savas öyle herkesin harci degildir hele de talimatlari emperyalist güclerden alan bir basbakanin hic degildir.

 

"Nato'nun ne isi var Libya'da" dendi,kulagi cekilince Izmir Nato saldiri merkezi oldu.

 

"Peygamberin karikatürleri icin ve Roj tv icin Danimarka'ya hava atildi"kulagi cekilince,Danimarka Basbakani Rasmussen Nato Genel Sekreteri oldu hemde Tayyib'in imzasiyla.

 

"Davos'da,One Minit gazeli cekildi"kulagi cekilince Hariciye Nazirini Israil'le gizli gizli görüsmeye yolladi.

 

Böyle bir başkanın birakin savas yapmasini bir özür diletecek kadar bile basireti yoktur.O ancak gider para ile satin aldigi halktan alkis alir,yine para ile ayaklandirdigi arap'a alnini öptürür.

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İsrail Türkiye'yi vurmak mı zorunda? :lol:

 

Daha nasıl vuracak, anlamadım ki? Dayağa doymayanını da ilk defa görüyorum! Adam dokuz vatandaşını doğramış, kana bulanan gemiyi mezbaha yıkar gibi itfaiye hortumuyla yıkamış. "Alın geminizi de bir daha gönderin, Türk öldürmesi Arap öldürmekten bile bayağı iyi oluyor, askerlere talim oluyor, giden canlar mı, Türk değil mi, müslüman değil mi nasılsa no'olacak yaav!" diye dalga geçer gibi gemini geri yollamış, sen de burda utancından yerin dibine geçeceğine rezalet gemisini karşılamak için tören düzenlemiş, karşılama törenlerini naklen vermişsin!

 

Daha senin dayak yiyecek neren kalmış?

 

Şimdi zaten habire dayak yiyorsun. İsrail Rumlarla anlaştı, Doğu Akdeniz'de petrol arıyor. Amerika'dan koca petrol platformu geldi oturdu burnunun dibine. Herhalde bu platformu denize nazır viski içmek için getirmediler taaa Amerikalardan!

 

Vammünütle peynir gemisi yürümez, mavi marmara gemisi de yürümez. Çek bakalım vammünütünü şimdi nasıl çekeceksen? yalnız telefon gelince eli ayağı tutuşup "yok ben size değil moderatöre diyesi olduydum" diye kazı yanmasın diye çevirmek yok yalnız!

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Simdi bu aksam oturacak Obama'nin karsisina,aldigi talimat geregi büyük olasilikla da bacak bacak üstüne atacak ki birileri sevinsin mansetlere yazacak bir konu olsun.Malum bacak bacak üstüne atmak bircok anlama gelir.Artik hangi anlama alirsiniz o sizin bileceginiz bir is.Rahmetli Karaoglan,bacak bacak üstüne atmamisti ama kuyruguda sikistirmamisti.Korkudan degil saygidan cünkü onun yapisinda nezaket vardi iyi aile terbiyesi almislik vardi.Sokakta büyümemis kim oldugu biliniyordu.

 

Obama'ya asla gazetelere yanismayacak sekilde boyun kiracak,aman siz bilirsiniz,bizim Israil'le kapismamiza önlem alin,araya girin yoksa iki paralik olacagiz diyecegi kesindir.Hangi generalle ne savasi verecek.Necdet Özel'le mi?

 

Israil boyuna bakmadan boyundan daha büyük bir eylem gerceklestirdi.Ülkesinin cikarlari icin babasina bile mihnet etmeyecegini ispat etti.Araplar gibi biribirne ihanet etmediler.Israil'in düsmanlarini nerede olurlarsa olsunlar arayip buldu ve cezasini verdiler.Bizimkiler gibi katillerle pazarliga oturmadilar.Katillerle pazarlik acizlikten kaynaklanir.Eger acizlik degilse,ya talimatlardan ya da ihanetten kaynaklanir,bence bu üc secenek dahilinde katillerle isbirligi yapmaya calisiyorlar.

 

Israil özür dilemedi,yani öyle afralara tafralara kulak asmadi,eger simdi Israil ABD'nin stratejik nedenlerle Israil ve Türk kapismasina karsi olup Israil'e ya özür dilede olsun bitsin,diye bir öneride bulunup Israil'de tamam dostum zaten onlar alacaklarini aldilar bu kadari yeter diyerek bir özür sallarsa,sen dinle yandaslarin atacaklari gazelleri;Aslan Erdogan Israil'i dize getirdi diye Kizilayda göbek atmaya baslarlar.

 

Milletimiz ona da inanir.Dogasinda var her gür konusana inanmak.Adamlar ülkede ne var ne yok satip duble yollara yatirdilar,milleti yol yaptik diye kandirdilar simdide yaptiklari yollari satisa cikariyorlar.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu akşam Başkent TV de çok güzel bir analiz izledim. Davos olayı tam anlamıyla BOP projesini Türk Halkına benimsetmek için İsraille birlikte tezgahlanmış bir senaryo. Bize eski Osmanlı Toprakları dedin mi akan sular durur, haritalar çizildi, nutuklar atıldı ve sindire sindire Libya bombalandı, Mübarek mübareklendi, Esad da kötü adam olarak bellettirildi. Peki sonuç ne oldu? Libya da yine emperyalistlerin belirlediği birileri iş başına geldi, Mısır ha keza, sırada Suriye var. Esad çekilmiyor, çekilmezse Bileşmiş Milletler müdahale edebilir mi, Çin ve Rusya ya rağmen? Bu mümkün görünmüyor, peki NATO, Daha Libyayı halledemedi, bir maceraya daha girebilir mi? Son bir çare bir taşeron bulunabilir mi?

Şimdi gelelim Davos da oynanan tiyatroya. Sen orada esip gürleyeceksin ondan sonra füze kalkanını Malatya ya konuşlandıracaksın. Aslında çok basit, Bu kalkan İran a karşı kondu herhalde buna AKP ye oy verenler de hayır demez. Peki İran kime füze atabilir, bize mi, niye bize atsın? Olay bu kadar basit...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Rumlar petrol aramaya 2006 da başladı. Türkiye komşularla sıfır sorun afyonuyla uyutulmakta ve uydurma delillerle yaratılan hayali örgütler, hiç olmayacak darbe ve hiç yapılmayacak suikast planları öne sürülerek askerleri tutuklamakla meşguldü.

 

Rumlar petrol bölgelerini belirlediler, İsrail ve ABD ile anlaşıp sondaja başladılar. Erdoğan Obama'ya gidip Rumlarla çatışmayacağına söz verdi ve Obama çok memnun oldu.

 

Atı alan Üsküdarı geçti, sınır dışına bile çıktı. Geçmiş ola, Türkiye Filistinliler nezdinde itibar ararken düşmanla çevrili bir ada haline geldi. Ermenistan, İran, Yunanistan, İsrail, Kıbrıs Rum yönetimi Türkiye'ye karşı ortak anlaşmalar imzalamışlardır. Araplardan ise dost kazanmak şöyle dursun, Libya'da uçaklarımıza ateş açılıyor, Suriye ile ipler koparılıyor, (dün vizeleri kaldırdık diye övünülüyordu) İran'a karşı füze kalkanı davul sırtında, tokmak başkasında olmak üzere kuruluyor.

 

Ekonomik sıkıntıdan bunalan Yunanistan'ın adaları silahlandırmaya hız vermesi, Ermeni tezlerine desteğin güçlenmesi de tuzu biberi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

“Yenilik” ve “değişim”in farkına varamıyorum

 

Açık bir gerçek ki, Başbakan Erdoğan’ı izlemek bile baş döndürüyor. İnsanüstü bir gayretle oradan oraya koşturuyor, sürekli görüşmeler yapıyor, konuşuyor, anlatıyor.

 

Ancak söylediklerinin pek çoğunun doğru olmadığı ya sonradan ortaya çıkıyor ya da bizzat kendisi düzeltme gereği hissediyor.

 

Çok geriye gitmeden, Libya’ya Batı’nın müdahale etme kararı verdiği günlere gidelim. NATO müdahale edeceğini söylediğinde Başbakan “NATO’nun orada ne iş var ya, böyle saçmalık mı olur?” demişti. Birkaç gün sonra sözlerini düzeltti, operasyonu NATO’nun yapması gerektiğini söyledi, daha da ileri giderek “Harekâtın merkez üssünün Türkiye olması” konusunda çaba harcadı, sonunda başardı da, İzmir Libya operasyonunun merkezi oldu.

 

Füze Kalkanı olayı başlı başına incelenmesi gereken bir durum.

 

Başbakan önce bu kalkana pek sıcak bakmıyormuş gibi davrandı. Ardından “Bu NATO’nun kararıdır, uyacağız” dedi. Ama şartı vardı; “Füze Kalkanı İran’a karşı kullanılmayacak, bu kalkan İsrail’e korumalık yapmayacak.”

 

Bu kararla gitti Erdoğan NATO toplantısına ve yandaş medyadan Başbakan Erdoğan’ın NATO toplantısında büyük zafer kazandığını öğrendik. Erdoğan bastırmıştı ve NATO anlaşmaya füze kalkanının İran’a karşı kullanılacağını ve İsrail’i de koruyacağını koyamamıştı. Hepimiz sevindik. Başbakan masaya yumruğunu vurmuştu ve NATO ülkeleri korkup gerilemişti.

 

Ama bu da çok sürmedi. Amerika, Erdoğan’ın Obama ile (nedense) “tarihi ve kritik” görüşmesinden hemen iki gün önce bir açıklama yaptı. Üç noktayı kesin dille belirtti;

 

1- Türkiye’ye kurulacak füze kalkanı radarı Amerikan malıdır. Yani Amerika’nındır.

 

2- Bu radar sadece İran’dan kalkacak balistik füzeleri izleyecektir.

 

3- Bu sistemin asıl amacı İsrail’i korumaktır.

 

Amerikalılar İsrail konusunun üzerine basarak “Kimse Amerika’nın İsrail’i korumak konusundaki çabasına karşı çıkamaz” da dedi.

 

Ne olacak şimdi?

 

Başbakan ne söylediyse tam tersi uygulanacak. Nerede kaldı NATO’da kazandığımız zafer. Ya doğruların halktan gizlenmesi?

 

Buna karşı, kamuoyu araştırmalarına bakıyoruz AKP’nin oyu sürekli artıyor. Seçimden yüzde 49,5’la çıkan AKP bugün seçim olsa yüzde 55 oy alacak duruma gelmiş.

 

Evet, yandaş medya çok haklı. Sadece kendimi ortaya koyuyorum; ben gerçekten bu halkı okuyamıyorum, “yenilik” ve “değişimin” farkında değilim.

 

Demek ki Türkiye’nin yarıdan fazlası, söylenenlerin doğru olmamasını daha fazla tercih ediyor. Doğru söylenmedikçe lidere olan sevgi, bağlılık ve hatta sadakat artıyor.

 

Doğru, ben halkı anlamıyorum, sırça köşkte oturuyorum, değişim ve yeniliği algılayamıyorum. İtiraf etmeliyim...

.

.

Can Ataklı - gazetevatan.com

 

Tüm bunlara rağmen yandaş medya yine zafer kazanıldı, dünyayı dize getirdik, İsrail i titrettik naraları atmaya, sanal %50 de inanmaya devam edecektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Horoz dögüsü yaptiranlar hep benim horozum en iyi,en dögüsken diye böbürlenirler,dögüstürdükleri horoz güclü ciktikca gücten düsen horozun sahibi siz bakmayin onun öyle görünmesine o onun taktigidir simdi bakin birazdan neler olacak der.Horoz habire gagalanir,kafasina kafasina darbeler yer ama bizim ki bakmayin siz o taktikdir der,ne zaman ki horoz yere yigilir iste o zaman sahibinin akli basina gelir ama sonucta onun horozuydu savunmasi gerekiyordu bu sefer de taktik uyguladi ama biraz gec kaldi ama baya da iyi dögüstü yani der.

 

Simdi bizim yandas medyanin durumuda buna benziyor.Hani su cok meshur halife ve hatta peygamber ve hatta hattaa dokunanin ibadet yapmis sayilacagi bir 'ezber bozan'lari varya,simdi bu ezber bozdugu sanilanin ezberi bozulmaya basladi bu nedenle yandas medya horoz sahibine benziyor aynen.

 

Gercek su ki 10 yillik AKP iktidari sonucu dünyada YAPAYALNIZIZ,basbakan diyar diyar can havliyle geziyor üstelik cemberde daraliyor.

 

Güney Kibris Rum Yönetimi 12.Paralel'e 'afrodit'adli platformu kurdugu gün,biz Güney Deniz Saha Komutani'ni adeta sille tokat hücreye yerlestirmistik bile.

 

Liebermann ABD gezisinde Ermeni lobisinin liderleri ile bulusmak ve Kongre'de antiTürk isbirligi önermek üzereyken biz tüm toplum olarak hafiye kesilmis,Bülent Arinc'a suikast planladigi iddia edilen binbasinin pesine düsmüstük.

 

2006 yilinda MTA(MADEN TEKNIK ARAMA) Rum kesimi petrol platformu kuruyor,acil arama gemisi insac etmemiz lazim diye hükümete rapor sundugu gün,biz Gölcük Donanma Komutanliginda yandas basin esliginde "ANDIC ARAMASI"yapiyorduk.

 

2011 yilinda geldigimiz nokta ortadadir.Savas cigliklari atiyoruz,hergün sehit olan insanlarimizin hesabini sormak yerine düsmüsüz,Arap cöllerine,Gazze'yi kurtarma operasyonlarinin projelerini ciziyoruz.

 

Güclü devlet,sözünü dinletebilen devlettir.Güclü devlet cok konusmaz konusunca son cevabi ilk basta verir.Güclü devlet ancak güclü ve basiretli insanlar tarafindan yönetilen devlettir.Suriye'den Öcalan'i cikarttiran devlet güclü devletti ve o devleti o gün yönetenlerde güclü ve basiretli yöneticilerdi,TSK'nin o gün görev yapanlarida bu basiret konusunda saygi duyulmasi gereken askerlerdi.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şimdi işin garip tarafı, İsrail'le düşman olurken İran'ı mı kazanıyorsun? Hayır. Peki İran'a düşman olurken İsrail'i mi kazanıyorsun? Hayır!

 

İyi de bu nasıl iş böyle? Herkesle düşman, herkesle kavgalı!

 

Şimdi İran'a yönelik füze kalkanı İsrail'i filan korumayacak, işin garip tarafı! İran da aynen bizdeki gibi halkına karşı tribünlere oynamak için İsrail karşıtı söylemler üretiyor. Yoksa ne İsrail'e füze fırlatması?

 

O füzeleri İran, kendisine karşı bir savaş başladığında kendini korumak için ABD donanmasına fırlatacak. Tabii füzeler de ABD donanmasına ulaşmadan füze kalkanı tarafından avlanacak. Kalkan bunun için kuruluyor.

 

Ha, tabii İran savaşta can havliyle İsrail'e de füze fırlatır, yani bununla füzeler İsrail'i koruma amaçlı hiç değil demek istemiyorum. ABD, İsrail, farketmez yani...

 

Diyeceğim, yarın bir ateş çemberinde bulduğumuzda kendimizi, hiç şaşırmayalım.

 

ABD nin planları şaşılacak bir dakiklikle ilerliyor. Hiç aksama yok. "Tikir tikir". Halbuki her adımda deşifre olan, yalanı dökülen bir plan olduğu halde!

 

Neden böyle oluyor? Tek nedeni ABD nin dogmaları ustaca kullanıyor oluşu.

 

Bu dogmatizm böyle devam ettiği sürece bu işi engellemenin bir yolu yok. İnceldiği yerden kopacak...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.