Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

SEÇİM ÜZERİNE YORUM


Misafir demirefe

Önerilen İletiler

Şu konu hep aklımı karıştırdı, matematiğe dayalı bir sonuç niye bu kadar çarpıtılır anlamak mümkün değil.

Alınan oylar seçmen sayısıyla orantılı değil mi, onlar vatandaş değil mi?

Seçmen sayısı: 50.411080

AKP: 21.442.206

Matematiğin dili tektir oranlarsak %42.5 yapar.

Geçerli oy da 42.969.408 buna göre de %14.75 kullanılmayan veya geçersiz sayılan oy oranı.

İşte %50 diye lanse edilen oyun, gerçek oranı.

 

Sayin Yilmaz

yanlisiniz var hesaplar dogru sizin hesaplama yonteminiz yanlis cunku secmen sayisi 50.339.596 ama oy kullanmaya katilan sadece 43.913.276 ve yine bu oy kullananlarin sadece 42.973.736sinin oyu gecerli 939.540 gecersiz oy kullanmislardir sizin sozunu ettiginiz 6.426.320 kisi oy kullanmaya zahmet edip gitmemislerdi durum boyle oluncada AKP partisinin 49.9% oy orani dogru cikmasiyla sizlerin hazimsizlik yasamaniz normaldir diyorum :)

Not: secmen sayilari hurriyet gazetesinden alintidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğer %10 barajı olmasa, HEPAR belkide %10 u aşardı. Dünkü gazetede bazı yerlerde bu partilere sıfır oy çıkmış, eşleri bile onlara oy vermemiş. Aklın yolu birdi ama egolar gözleri kör etti, Allah akıl vermiş, fikir vermiş insanlar kullansın diye ama gel gör ki bile bile, veya planlı olarak bu partiler kendileri seçime girdiler. Sayın dominik, şaibeli dedikleriniz yargının henüz karar vermediği kişiler. Tamam şaibeli olan girmesin, tertemiz bir meclis olsun ama bu herkes için geçerli olsun, ayrımcılık yapılmasın. Herkesekon, balyoz vs. ile pkk uzantıları, trilyon götürmekten şaibesi olanlar da girmesin.

Asker kafasiyla hareket eden siyaset, politika yapamaz. Siyaset konusmalari, cözüm önerileri aynen asker mantigiylaydi. Dolayisiyla Pamukoglu gibiler asla ülkeyi yönetecek seviyede, sorunlara cözüm üretecek seviyede siyaset adamlari degiller ve olamazlarda. Baraji neye cekerseniz cekin asla meclise giremez, girse bile ülke icin hayirli olmaz.

 

Tabiiki benimde arzum asla bir soyguncu, hirsiz, saibeli,.... insanlarin meclise girmemeleri. Ama birde ülkeye mal olmus, ismi derin devlete karismis ve hala mahkemesi bitmemis insanlari simdiden sucsuz ve temiz ilan edip meclise götürmek var. Bu kendisine sosyal demokrat parti diyen, partiyi yeniledik, partiyi seffahlastirdik diyen, ülke sorunlarina cözüm icin buradayim diyen, demokrasi ve insan haklarindan bahseden bir partiye yakismiyor ve yaptiklariyla söylediklerinin ne kadar farkli oldugunu, güvenilmez oldugunu göstermistir. Bence Ergenekon tutuklularina sahip cikmasaydi, aday göstermeseydi %30 larin üzerinde oy alacagina inaniyorum.

Tabiiki her sanik, tutuklu suclu degildir, mahkeme sonucunu beklemek gerek. Ama düsününki meclise getirilenlerden sadece bir tanesi yargilansin. Bunun siyasi olarak telafisi yoktur ve olamazda. Sucsuz ise gelecek secimlerde aday gösterilir ve devlet olarak sucsuz yatan insanlardan özür dilenilir. Ama ya suclularsa CHP, MHP milletten özürmü diylecek? Yaptiklari yanlisi nasil af ettirecekler?

Türkiye'de derin devlete karsi mücadelenin nasil zor oldugu buradan belli oluyor cünki, devlet icerisinde destekcileri, yandaslari,.... bayagi var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hep demokrasi geldi simdi Ileri Demokrasi diye yaygara yapiyor yandas medya.Ve bu Ileri Demokrasi kavramindan bölücüler müthis etkileniyorlar cünkü aslinda Ileri denilen ama demokrasiyle hicbir alakasi olmayan bu gelismelerin sonunda Güneydogu'nun Kuzey Kürdistan olmasi vardir.Bütün cabalar bunun icindir.Bu nedenle ülkesini bayragini sevenlere fasist derler,bu nedenle bu bölücülere ve bölünmeye karsi olanlara cete yakistirmasi yaparlar.Silivri bu nedenler kurulmustur.Yani kim bölünmeye karsi ise eninde sonunda Silivri'ye gidecektir.Buraya kadar Kürdili- Hicaz-kar makaminda giris yaptik.

 

Demokrasilerde halkin temsili söz konusudur,eger halk kesimlerinin temsili söz konusu degilse bunun adina demokrasi degil otokrasi denir.

 

Anti demokratik bir secim sistemi ile iktidar olanlardan muhakkak ki anti demokratik uygulamalar dogar.Yüzde 42 oy alip oylarin yüzde 50'sini almis sayilmak ancak antidemokrasi ile aciklanabilir.AKP'nin veya herhangi baska bir partinin baraji asamayan partilere verilen oylara konmasi demokrasi degildir,hirsizliktir.Siz ha birisinin malini calmissiniz ha oyunu farketmiyor.Sistem böyle,o zaman bu sistem antidemokratik bir sistemdir.Ne hikmetse,Usta,Kalfa diye diye yagcilarda yag birakmayanlar bu antidemokratik secim sistemine karsi tek kelime sarfetmezler yanindan bucagindan bile gecmezler.Kendisine verilmeyen oylari sistem böyle diyerek sahiplenmek ve sonra da Balkona cikip biz herkesi kucaklayacagiz demenin anlami cok farklidir.O biz herkesi kucaklayacagiz demenin anlami'biz herkesi kucaga alcagiz'demektir.

 

 

saygilarla

Korku senaryolari üreten bu zihniyet var oldugu ve etkisi azalmadigi sürece AKP asla iktidardan indirilemez.

 

Ya artik okumaktran, duymaktan biktik bu yalan korku senaryolarini.

 

Yeni senaryolar üretinki insanlar biraz ilgi göstersin.

 

Ülke bölünecek, vatanini sevene fasist diyorlar gibi yalan yanlis haberlere, söylemlere halk artik yakin bakmiyor, inanmiyor. 90 yila yakin bu korku senaryolarini duydular ama Türkiye bölünmedi.Diger taraftan ise Türkiye'de bu yalanlar sayesinde basiretsiz siyasiler meclise , iktidara geldi, ülke kaynaklarini silaha harcadilar, ülkenin genc insanlarini kendi siysasi cikarlari ugruna ölüme yolladilar,......

 

Koltuk sallaniyor, yakinda tam olarak kaybedecekler koltuklarini. Bu kadar siddetlenmelerinin nedenide bu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anayasal kurumlar kimsenin değil, Türkiye Cumhuriyetinin kaleleridir. Ele geçirilmişti, el değiştirdi gibi kayıkçı kavgasına konu etmek gerçekten bu ülkenin ayıbı. Kayıkçı kavgası nedir bilir misiniz? Karşıya geçecek yirmi insan ve karşıya geçirecek dört kayık vardır. Kayıklar da beşer kişi alabilir. Mantık, kavgasız dövüşsüz beşer kişinin dört kayığa binip karşıya geçmesidir. Ama her kayıkçı berikinin müşterisini çalıp tıklım tıkış kayığa doldurup fazla kazanmak ister. Müşteriler de acelesinden biraz beklemez, doluşurlar. Hem kendi hayatlarını riske atarlar, hem kayıkçı kavgası hiç bitmez.

 

Bu kayıkçı kavgasına bir son verecek akıllı uslu bir yeni siyasi oluşum özlemi her seferinde gerçekleşmiyor. Bu niye böyle oluyor, çok nedeni olabilir ama, herhalde heyecanlı, dışavurumcu bir halk oluşumuzdan kaynaklı hemen her konuda abartılı tepkilere giriveriyoruz.

 

Bursa Yenişehir olaylarında seçim öncesi HEPAR lı gençlerin kavga ettiği haberi bence seçimde HEPAR'ı bitirdi. Ortalama insanlar şiddetten ürküyorlar. Gerçi bu olayda yaralanan HEPAR'lılar. Yani saldırmamışlar, tersine saldırıya uğramışlar ama, göze batan kavgaya tutuşmuş olmaları. Çocuklarımızı kavgaya mı tutuşturacaklar, yaralanmalarına, ölmelerine mi neden olacaklar kaygısı tüm oyları kaçırdı.

 

Yoksa Pamukoğlu tabii ki askerlik sanatı dünyada neyse onu uygulamıştır, öyle asker mantığını siyasete uygulayan biri filan değildir. Ne yani balıkçı siyaset yapsa milleti oltaya getirecek mi olacak, millete ağ atacak mı olacak? Yok tabii ki öyle şey. Ama bu olaylar, böyle gösterdi ve HEPAR barajı değil geçmek, baraja paçalarını sıvayıp dizlerine kadar bile giremedi! Neyse, söylediğim gibi: İnsanların kendi gelecekleri hakkındaki kararlarına elbette saygı duymak, en gerekli saygı çeşididir.

 

Bir de söylenti var ki, komik! HEPAR'da çok fazla kadın üye olduğu için kadınlar kocalarını kıskanıp oy vermemişler! Bunu duyduğumda doğrusu ne diyeceğimi bilemedim! Yorumsuz!

 

Fakat halkın denediği seçeneği sonuna kadar denemesinin iyi olacağı mantığım çok fazla iyimser gelse de bu düşüncede ısrarcıyım. Her ne kadar bu iktidarın kabul edilmesi olası olmayan, söyleye söyleye kitap oluşturacak kadar çok olan, devenin neresi doğru ki dedirtecek derecede yanlışları var, evet.

 

Ama Cumhuriyet kurulalı beri dın dın dın kafa beyin koymadılar, yok empoze, yok tepeden inme, yok baskı, yok jakoben...

 

Ya bir yetti artık ya, bir ne yapacaklarsa yapsınlar da bir görelim artık. Ellerine geçen imkanı sonuna kadar bir kullansınlar, kimsenin içinde bir ukde kalmasın, kopacaksa da neresinden incelmiş bir görelim artık ya!

 

Referandumda da bunu söyledim, şimdi yetki perçinlendi. Tamam yani neymiş ellerinden gelenin maksimumu, bir görelim artık!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sizin tarafsız olamadığınızı belgeleyen bir yazı, savcıyım diyen yaptırım gücü olan başbakan, avukat olan sözü seçmen tarafından hatta kendi partilileri tarafından bile kale alınmayan Sayın Baykal. Niye sizi taraf olmakla itham ettim çünkü savcılık iddiası daha önce geldi ve avukatlık cevabı ondan sonra ortaya atıldı. Buna rağmen siz yazınıza avukatlıkla başlayıp, savcılığı ikinci olarak ele almışsınız. Zaten bunları sokaktaki vatandaş tartışmıyor, onu bu konular ilgilendirmiyor, çok da önemli değil onun için. Burada önemli olan hukukçuların bu konuda taraf olmaları, hukuk bir bilim olduğuna göre somut verilere dayanmalı, sonuçta kesin olmalı ama taraf olunca herkes hukuğu da kendine uyduruyor.

 

 

 

Sayın yılmaz ''savcılık, avukatlık'' meselesinde bu tabirleri hangi bağlamda hangisinin önce kullandığıyla ilgili bir muamma var bende, sizde bu konuyu netleğe kavuşturacak, yoruma mahal vermeyecek bilginizin kaynağını söyleyebilir misiniz?Ben internette de konuyla alakalı şöyle bir gezdim, gazete yorumlarına baktım ama hiç de durum sizin dediğiniz gibi değil...Aşağıdaki linklerde konunun nasıl geçtiğine dikkat ederseniz mevzunun nasıl geliştiğini ve ne kadar da çarpıtıldığını anlayabilirsiniz.Başbakan'ın mealen ben savcısıyım sözünü, Sayın Deniz Baykal'ın söylediği mealen avukatıyım sözünden önce söylediğine dair kesin kanıtınız ne efendim?

 

-http://www.yeniasya.com.tr/2008/07/08/haber/h1.htm-

 

-http://www.ekonomiservisi.com/politika/baskent-havasi/6289-ergenekon-erdogan.html-

 

-http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=ben%20bu%20davan%C4%B1n%20savc%C4%B1s%C4%B1y%C4%B1m-

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

90 yila yakin bu korku senaryolarini duydular ama Türkiye bölünmedi.

Bahsedilen ne mayoz bölünme, ne mitoz bölünme ki hemencecik bölünüversin! Tabii ki bu uzun bir süreç. Öyle hop diye oluvermiyor. :)

 

Bu süreç işleyecek, neye yol açacağı görülecek. İnsanlar içlerinde ukde kalsın, süreç acaba iyi bir yere gidecek miydi de ıskaladık mı şüphesi içinde yaşamak istemediler. Süreci sonuna kadar sürdürmeyi ve sonucunu görmeyi istediler.

 

Sonuç kötü bir yere giderse durduracak gücün kendilerinde olduğu şeklinde bir özgüvene sahipler mi, yoksa nereye giderse gitsin umursayan yok mu, bu ikisinden de emin değilim. Bunu görmemiz için ne kadar zaman geçer? Bilmiyorum, kestirimde bulunmak zor. Beklenen ucuz petrol üretiminin Basra körfezinde bitmesi olayına bağlı. Bu petrolün hep biteceğinden söz edildi ama Malthus öngörüsü gibi erteleniyor. Kurban olunan allah verdikçe veriyor petrolü! :D

 

ABD stratejistleri bunun hesabını yapıyorlar mutlaka ama çok öyle bugünden yarına acelesi yok.

 

Fakat ülkeler öyle şak vur satırı hop bölündü şeklinde elli altmış yetmiş seksen yılda filan bölünüvermezler. Köklü, tarihten gelen, hele bir imparatorluk varisi bir devletten bahsediyorsak bu iş kapsamlı bir süreç olacaktır.

 

O yüzden elli sene geçti, seksen sene geçti hani niye bölünmedi diye bir söylem çok ama çok anlamsızdır. Bunu siz de iyi biliyorsunuz. Çekoslavakya Çek - Slovak diye bölününceye kadar ne süreçler işledi, Varşova paktının dağılması gerekti, soğuk savaşın bitmesi gerekti, Sovyetlerin ortadan kalkması gerekti... Çok büyük ve kapsamlı süreçler işledi yani... Çekoslavakya gibi yapay, bölünmeye teşne bir ülke bile yarım yüzyılı aşkın (yaklaşık 80 yıl kadar) bir sürede bölündü.

 

Yani "daha karpuz kesecektik?" acelesi anlamsız. Çok kapsamlı bir süreçten bahsediyoruz. Karpuz değil vur bıçağı ayır. Yok yani defalarca bölünme girişimi olmasa, daha son girişim şurda bir kaç senedir, o da taktik gereği bölme amacından vaz geçtik diyor olmasa, ne bölünmesi yahu, ne bölünmez ülkeymiş, böle böle bir türlü bölemediler diye biz de size katılalım ama...

 

Kazın ayağının öyle olmadığını hepimiz ve siz de çok iyi biliyoruz, boşa konuşmayalım. Halk süreç işlesin dedi. İşlesin, görelim...

 

Sonra bakarız halk özgüveninden mi bu kararı almış, umarsızlığından mı, anlarız... Görelim yani, alınan karar da görelim şeklinde. Konuşmanın anlamı yok, süreci izleyeceğiz. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Halkın böyle bir sürecin sonunu görme düşüncesi olmasa, mümkün değil yani, insan doğasına aykırı, bu kadar da uyuşturulmuş olamaz!

 

"Şifre var. - Aslında yok, bu sefer şifre olmaz, cemaatin kulağına geçen seneki sorulara çalışın diyelim!"

 

"Denizde feneri soruşturuyoruz. - Soruşturuyoruz da, yıllardır bir türlü karaya çıkamadık!"

 

"Ergenekonu çözdük az kaldı. - Her şey ergenekonun başının altından çıkıyor, hâla!"

 

"Ülkenin itibarını yükselttik. - Bakın gemide vatandaşlarımız kurbanlık gibi doğranıp gemi mezbaha gibi hortumla yıkanınca itibar tavan yaptı!"

 

"NATO nun ne işi var. - NATO gelsin!"

 

:D Olamaz yani, akıl var, mantık var. Bu devenin boynu da her yeri gibi eğriyse de bari kuyruğu doğru olsun yahu! :)

 

İnsan mantığı bu derece iflas etmez. Bir süreç işletiliyor, bu süreci sonuçlandırmaya toplum kilitlendi. İçimde ukde kalmasın diyor, sonuna kadar deneyeyim diyor. Bu yani...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bahsedilen ne mayoz bölünme, ne mitoz bölünme ki hemencecik bölünüversin! Tabii ki bu uzun bir süreç. Öyle hop diye oluvermiyor. :)

 

Bu süreç işleyecek, neye yol açacağı görülecek. İnsanlar içlerinde ukde kalsın, süreç acaba iyi bir yere gidecek miydi de ıskaladık mı şüphesi içinde yaşamak istemediler. Süreci sonuna kadar sürdürmeyi ve sonucunu görmeyi istediler.

.

.

.

 

Madem ülke söylediginiz gibi kolay bölünmez ve sürec icerisde belli olur ise ne bu 90 yildir bölünüyoruz safsatalari, her agzini acip istekte bulunanlara bölücü damgasini vurmak,...?

Egemen siniflar ve stotükocular asla herhangi bir sürecin baslamamasi icin yillaca bizlere bölünüyoruz krkusu saldilar ve halada yapiyorlar. Bunlarin su an en fazla baslarini ceken ise HEPAR ve genel baskani Pamukoglu.

 

Türkye'yi zorla bölünmeye götürmeye gerek yok. Ayrilmak isteyen her ülkede oldugu gibi Türkiye'de de var ve olacakta ama bunlarin orani aynen HEPAR'in sewcimlerde aldigi oran kadardirki hic te ciddiye alinmasi gerekmez. Ben Pamukoglu'nun cözüm önerilerini ne kadar ciddiye aliyorsam ayri devlet kurmak isteyen Kürt üc bes tane Kürt vatandasida o kadar ciddiye aliyorum.

 

Birakalim korku senaryolarini, ülkemizi demokratlastiralim, esit vatadaslik uygulayalim, anayasayi seffahlastiralim, vatandasligi etnik köken üzerinden tanimlamaya son verelim, ..... sonra zaten tüm iyiler kötüler birer birer ortaya cikacaklar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Uzlaşmadan kastınız ne efendim, cumhurbaşkanı seçeceğiz, hayır seçtirmeyiz, başörtüsü düzenlemesi yapacağız, hayır yaptırmayız, anayasa değişikliği yapacağız, hayır yaptırmayız, bu ülkenin sahibi biziz anlayışı mı?Eğer uzlaşmaz bir tavır sergilediyse iktidar olduğu dönemde sonuç gösteriyor ki uzlaşma yanlısı olan CHP veya MHP'yi halk uzlaşma yanlısı olduğu, demokrasi sevdalısı olduğu için iktidar yapmadı, AKP uzlaşmaz, baskıcı, dediğim dedikçi, halkın isteklerini umursamayan tavrıyla halkın teveccühünü kazandı, demek ki halk uzlaşma diyor AKP'ye bu mantıkla bakarsak, o zaman üstüne düşeni yapsın...

 

Halk başka bir şey daha demiş, git PKK'nın siyasi kanadıyla işbirliği yap ve bu ülkeyi böl, eee halk bunu dediyse yapacak başka bir şey yok, halk bölünmek istiyor demek ki, bu mudur yani AKP'ye verilen desteğin anlamı?

 

Muhabbetle...

Sayin Fuzuli,

 

Sizce bugun Kurt illerinde ve Turk illerinde yasayan insanlara ayri sekilde "Turksuz bir Kurdistan ya da Kurtsuz bir Turkiye'de yasamak istermisiniz?" diye sorulsa kim ne cevap verirdi? Kanimca Turklerin cogunlugu bu soruya "EVET, Kurtsuz bir Turkiye istiyorum" diye cevap verirken, Kurtlerin de yine cogunlugu "HAYIR" diyecektir. Bunu inkar edebilirmisiniz?

 

Konu tahammulse, birlik anlayisiysa, birlikte yasamaya tahammul edemeyen kesim hangisi sizce? Turkler mi yoksa Kurtler mi?

 

PKK'nin siyasi kanadiyla tabii ki oturulup konusulacak? Baska oneriniz var mi? Iki tarafi olan bir sorunda iki taraf oturup konusur, sorunu kalkip ucuncu bir tarafla konusmazsiniz... Degil mi? Begenirsiniz, begenmezsiniz o ayri bir olay. Kibiri ve gururu bir yana birakip yapilabilmeli bu Turkiye'de.

 

Bugun BDP bloku, milletvekili sayisini 20'den 35'e cikariyorsa bunun anlami nedir sizce? Sakin cidden Kurtlere yer yer dehset verici haksizliklar yapilmis olmasin? Zira bu iddialar da surekli gundemlerimizde degil mi?

 

Bakiniz, bir sorunu cozebilmek icin dogru teshis gerekir. 80'den sonra cikan bir PKK'yi 100 yildir var olan bir Kurt Sorunu'yla ozdeslestirirseniz, o zaman sizin teshisiniz yanlis olur. Kalp hastasina bobrek nakli olmaz kardesim... Birakin su bayatlasmis 'terorist" ve 'bolucu" laflarini. Cozume katkisi hic olmuyor. Bu PKK tepkisini yaratan eydi onu sorgulayin lutfen.

 

Yorumumun ozeti: Kurtlerin istedigi bugun Turkiye topraklarini bolmek degil, Turkiye'de mevcut olan milliyetci ve Kurtleri inkar eden sistemi delip bolmektir. Turkiye'yi bolmek isteyenler daha dune kadar Barzani ve Talabani'yi sirf Kurt olduklari icin dislayip ABD'nun kucaklarina itenlerdir. Bu ulkeyi bolmek isteyenler Kurtlerin hakli taleplerine kulak vermeyenlerdir. Daha once sordugum soruya "EVET Kurtsuz bir Turkiye istiyorum" cevabi verenlerdir. Ki bu secim esnasinda Balikesir'de de yapildi, Osmaniye'de de. Buna ne diyeceksiniz?

 

Guclu bir Turkiye olabilmek icin ozelestiride bulunabilmemiz bir sart!

 

Saygilar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Madem ülke söylediginiz gibi kolay bölünmez ve sürec icerisde belli olur ise ne bu 90 yildir bölünüyoruz safsatalari, her agzini acip istekte bulunanlara bölücü damgasini vurmak,...?

Egemen siniflar ve stotükocular asla herhangi bir sürecin baslamamasi icin yillaca bizlere bölünüyoruz krkusu saldilar ve halada yapiyorlar. Bunlarin su an en fazla baslarini ceken ise HEPAR ve genel baskani Pamukoglu.

 

Türkye'yi zorla bölünmeye götürmeye gerek yok. Ayrilmak isteyen her ülkede oldugu gibi Türkiye'de de var ve olacakta ama bunlarin orani aynen HEPAR'in sewcimlerde aldigi oran kadardirki hic te ciddiye alinmasi gerekmez. Ben Pamukoglu'nun cözüm önerilerini ne kadar ciddiye aliyorsam ayri devlet kurmak isteyen Kürt üc bes tane Kürt vatandasida o kadar ciddiye aliyorum.

 

Birakalim korku senaryolarini, ülkemizi demokratlastiralim, esit vatadaslik uygulayalim, anayasayi seffahlastiralim, vatandasligi etnik köken üzerinden tanimlamaya son verelim, ..... sonra zaten tüm iyiler kötüler birer birer ortaya cikacaklar.

 

Ya su bolunme safsatasi zaten bizleri bolunmenin esigine getirmedi mi? Artik bir secim adayi bile rahatca "Balikesir'i Kurtler'den temizleyecegim" diyebiliyor bu ulkede. Dindar biri degilim ama Cumhuriyet kuruldu kurulali Kurtlerin uzerine hatali sekilde gidildi ve Kurtler neredeyse kaybedilmek uzereler. Irak Kurtleri'ne yaptigimiz gibi Turkiye Kurtleri'ni de Bati'nin kollarina ittiklerinin farkinda degil su boluculuk safsatacilari.

 

Ben bir Kurt'um ve... Turksuz bir Kurdistan ya da Kurtsuz bir Turkiye'de yasamak istemiyorum. Sezen Aksu'suz bir Kurdistan ya da halaysiz bir Turkiye dusunebiliyormusunuz? Bunu sormak lazim su safsatacilara.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tabiiki kimi dersine iyi calisir kimi calismaz bu biliniyor,calisan kazanir calismayan kazanamaz az calisan az kazanir.Cok calisan cok kazanir.Hayir olay bu kadar basite indirgenemez.AKP iyi calisti CHP calismadi diyebilmek icin önce

.

.

.

saygilarla

 

Kardesim Dogu'daki vatandaslarini isteklerini o kadar onemsiyorsaniz o zaman 20'den 35-36 vekile cikma durumunu da onemeseyin ve o vatandaslar ne istiyor bir kulak verin!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ÖSYM'yi,Anayasa Mahkemesi'ni,Cumhurbaşkanlığı makamını kale olarak gören ben değilim, buraları kale gibi görüp, kaybedilmesinden rahatsız olanlar istediği kadar ah vah edebilir, haklarıdır.

 

Ergenekon davasıyla ilgili olarak Başbakan'ın davanın savcısı, muhalefet liderinin de davanın avukatı olması ülkemizde hukuk anlayışının nerede olduğunun aşikar örneği.Kimse kimseyi boşuna kandırmaya çalışmasın CHP de AKP de ve bütün millet de bu davanın bir tarafında taraf tutmuştur.Hukuğun üstünlüğüne dayalı bir devlet ve buna inanan, ülkemizdeki hukuğa inanan bir kültürümüz olsaydı bu dava bu kadar saçma sapan bir zaminde tartışılmaz, bu kadar da hukuksuzluk yaşanmaz ve taraflara ayrılıp tartışılmazdı.Kimse güvenmiyor ki hukuğa bu ülkede,dolayısıyla benim açımdan ha Başbakan kalkmış savcı olmuş ha muhalefet lideri kalkmış avukat olmuş hangisi suçludur konusuna takılmak denizi geçip derede boğulmaktır ve resmin büyüğüne baktığımda tartışılan anlamsızlaşmaktadır.Birileri bu ülkeyi siz bizim adımıza yöneteceksiniz denilen kişilerin arkasında durmaktan vazgeçmiş, desteğini çekmiş tasviye işlemini başlatmıştır.Kim bunlara oyun kurduruyorsa şimdi de oyundan çıkarmıştır.Bu dava, AKP'nin ya da başka bir partinin iktidar gücüyle götürebileceği bir dava değildir, o güç isteseydi bir darbe daha görmüştük biz ve AKP'nin de esamesi okunmazdı şimdi tablodan anladığım bu.Davada öne sürülen suçların ne kadarı gerçektir ne kadarı doğrudur bilmiyorum, ama şundan eminim bu ülkede arka palanda birilerinin istemediği hiçbir şey olmuyordu, o kadar darbenin, muhtıranın, karışıklık çıkarma çabalarının arkasında derin devlet dediğimiz, devletin gerçek sahipleri var,artık bunlarla kimlerin çıkarı örtüştü onu da bilmiyorum, bugün de AKP'ye destek veriyorlar galiba...

 

Ne kadar bağımsızsak o çerçevede de iç dinamiklerimiz işliyor artık ne kadar iç dinamiklerimiz etkili ülke yönetimimizde çok da belirgin değil...

 

Muhabbetle...

 

Bu yazıyı yazan birinin bazı yazıları nasıl AKP militanı gibi oluyor anlamıyorum. Şu savcı kısmı hariç, yazının tamamına katılıyorum. Sayın Fuzuli siz ne kadar eşit de görseniz icra makamında olan biri ile muhalefet olan birinin taraf olması aynı değildir, biri sahada oyuncudur, öbürü yedek bile değil, seyircidir, sadece bağırır çağırır ama elinden bir şey gelmez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Yilmaz

yanlisiniz var hesaplar dogru sizin hesaplama yonteminiz yanlis cunku secmen sayisi 50.339.596 ama oy kullanmaya katilan sadece 43.913.276 ve yine bu oy kullananlarin sadece 42.973.736sinin oyu gecerli 939.540 gecersiz oy kullanmislardir sizin sozunu ettiginiz 6.426.320 kisi oy kullanmaya zahmet edip gitmemislerdi durum boyle oluncada AKP partisinin 49.9% oy orani dogru cikmasiyla sizlerin hazimsizlik yasamaniz normaldir diyorum :)

Not: secmen sayilari hurriyet gazetesinden alintidir.

 

Oy kullanmamakta insanların demokratik hakkıdır ve onlar da seçmendir, geçersiz oy kullananlar da seçmen olduğuna göre, oranlama toplam seçmen sayısına göre yapılmalıdır. O zaman geçerli oyların %50 demek gerekir, toplam oyların değil. Böylece sizin de renginizi öğrenmiş olduk.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Asker kafasiyla hareket eden siyaset, politika yapamaz. Siyaset konusmalari, cözüm önerileri aynen asker mantigiylaydi. Dolayisiyla Pamukoglu gibiler asla ülkeyi yönetecek seviyede, sorunlara cözüm üretecek seviyede siyaset adamlari degiller ve olamazlarda. Baraji neye cekerseniz cekin asla meclise giremez, girse bile ülke icin hayirli olmaz.

 

Tabiiki benimde arzum asla bir soyguncu, hirsiz, saibeli,.... insanlarin meclise girmemeleri. Ama birde ülkeye mal olmus, ismi derin devlete karismis ve hala mahkemesi bitmemis insanlari simdiden sucsuz ve temiz ilan edip meclise götürmek var. Bu kendisine sosyal demokrat parti diyen, partiyi yeniledik, partiyi seffahlastirdik diyen, ülke sorunlarina cözüm icin buradayim diyen, demokrasi ve insan haklarindan bahseden bir partiye yakismiyor ve yaptiklariyla söylediklerinin ne kadar farkli oldugunu, güvenilmez oldugunu göstermistir. Bence Ergenekon tutuklularina sahip cikmasaydi, aday göstermeseydi %30 larin üzerinde oy alacagina inaniyorum.

Tabiiki her sanik, tutuklu suclu degildir, mahkeme sonucunu beklemek gerek. Ama düsününki meclise getirilenlerden sadece bir tanesi yargilansin. Bunun siyasi olarak telafisi yoktur ve olamazda. Sucsuz ise gelecek secimlerde aday gösterilir ve devlet olarak sucsuz yatan insanlardan özür dilenilir. Ama ya suclularsa CHP, MHP milletten özürmü diylecek? Yaptiklari yanlisi nasil af ettirecekler?

Türkiye'de derin devlete karsi mücadelenin nasil zor oldugu buradan belli oluyor cünki, devlet icerisinde destekcileri, yandaslari,.... bayagi var.

 

sayın dominik, siz CHP li değilsiniz ki nereden biliyorsunuz CHP linin nasıl düşündüğünü? Biz diğer Silivri Sakinlerini niye almadılar, oylar bölündü diye eleştirirken, siz niye aldılar diye eleştiriyorsunuz. Adamlar kimi dinlesin, ne yapsın?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Korku senaryolari üreten bu zihniyet var oldugu ve etkisi azalmadigi sürece AKP asla iktidardan indirilemez.

 

Ya artik okumaktran, duymaktan biktik bu yalan korku senaryolarini.

 

Yeni senaryolar üretinki insanlar biraz ilgi göstersin.

 

Ülke bölünecek, vatanini sevene fasist diyorlar gibi yalan yanlis haberlere, söylemlere halk artik yakin bakmiyor, inanmiyor. 90 yila yakin bu korku senaryolarini duydular ama Türkiye bölünmedi.Diger taraftan ise Türkiye'de bu yalanlar sayesinde basiretsiz siyasiler meclise , iktidara geldi, ülke kaynaklarini silaha harcadilar, ülkenin genc insanlarini kendi siysasi cikarlari ugruna ölüme yolladilar,......

 

Koltuk sallaniyor, yakinda tam olarak kaybedecekler koltuklarini. Bu kadar siddetlenmelerinin nedenide bu.

 

Rusya nın, Yugoslavya nın, şu an belki de Kuzey Afrika nın parçalanacağına da kimse inanmıyordu. Siz gerçekten Türkiye de olanları takip ediyor musunuz, Silivri de olan bu insanların hepsinin ABD karşıtı olması tesadüf mü? Daha bugün İmralı dan mesaj geldi, TBMM toplansın bana görev verilsin diye. Sayın dominik, çok fazla beklemeyeceğiz, TBMM açılsın gerçekler su üstüne çıkacak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kardesim Dogu'daki vatandaslarini isteklerini o kadar onemsiyorsaniz o zaman 20'den 35-36 vekile cikma durumunu da onemeseyin ve o vatandaslar ne istiyor bir kulak verin!

 

Kendiniz çalmışsınız, kendiniz oynamışsınız. Biz zaten Kürt kökenli vatandaşlarımızla bir arada yaşıyoruz, bunu sormak bile abes, biz ispat etmişiz. Kız almışız, kız vermişiz, Türk- Kürt diye bu ülkeyi sadece iki halktan oluştuğu fikrine nereden varıyorsunuz? Onlarda olup da sizde olmayan hak nedir, sizin kendinize özel vekilleriniz bile var, siz eşitlik değil ayrıcalık istiyorsunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın yılmaz ''savcılık, avukatlık'' meselesinde bu tabirleri hangi bağlamda hangisinin önce kullandığıyla ilgili bir muamma var bende, sizde bu konuyu netleğe kavuşturacak, yoruma mahal vermeyecek bilginizin kaynağını söyleyebilir misiniz?Ben internette de konuyla alakalı şöyle bir gezdim, gazete yorumlarına baktım ama hiç de durum sizin dediğiniz gibi değil...Aşağıdaki linklerde konunun nasıl geçtiğine dikkat ederseniz mevzunun nasıl geliştiğini ve ne kadar da çarpıtıldığını anlayabilirsiniz.Başbakan'ın mealen ben savcısıyım sözünü, Sayın Deniz Baykal'ın söylediği mealen avukatıyım sözünden önce söylediğine dair kesin kanıtınız ne efendim?

 

-http://www.yeniasya.com.tr/2008/07/08/haber/h1.htm-

 

-http://www.ekonomiservisi.com/politika/baskent-havasi/6289-ergenekon-erdogan.html-

 

-http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=ben%20bu%20davan%C4%B1n%20savc%C4%B1s%C4%B1y%C4%B1m-

 

Muhabbetle...

 

Sayın Fuzuli, verdiğiniz linkte yeniasya gazetesi grup konuşmasından 10 gün önce, yani Baykal a cevap olarak verilmesi için 10 gün geçmiş, sizce Başbakan bu kadar bekler mi? Bizim bahsettiğimiz aynı gün grup toplantılarında yapılan konuşmalar, AKP nin grup toplantısı CHP den önceydi, 12.00 de AKP, 14.00 gibi de CHP toplanıyordu. Hem kim önce söylemiş bunun önemi yok, burada önemli olan Başbakan ın böyle bir şey söylemesi. Tüm yandaşlar bunu nasıl savuştururuz telaşına düşerek önce Baykal dedi de Başbakan da cevap verdi gibi sulandırma telaşına düştüler, galiba başardılar. Başbakanın konuşması da hiç öyle cevap veriyormuş gibi değil. Genel olarak davayla ilgili CHP nin tutumunu eleştiriyor, avukatlığa soyunduğunu söylüyor.

 

CHP lideri Baykal, Başbakan Erdoğan'ın 'Milletin savcısıyız' sözüne yanıt verdi: Cumhuriyetin savcısı, milletin avukatı olur
15.07.2008 / Radikal

 

Yanıt veren Baykal, konuşmuş olan Başbakan.

 

-http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=HaberYazdir&ArticleID=888593-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ayri devlet kurmak isteyen Kürt üc bes tane Kürt vatandas

Zaten tabandan, halktan gelen bir ayrı devlet talebinin önemsenir düzeyde olduğunu söyleyen yok. Bizim bahsettiğimizin manipülasyon olduğunu, yani bu işlerin tetiklenmesi tezgahlarının olduğunu söylüyoruz. Manipüle ile de pekala ayrı devlet talebi olmayan insanlar oldu bittiye getirilebilir. Eh, madem olmuş, iyi olmuş dedirtilebilir. Çocuk oldu, sokağa mı atacaksınız, evlatlık mı vereceksiniz?

 

Bazı süreçler böyledir. Bu sürecin uzun bir süreç oluşu, hiç gerçekleşmeyeceği anlamına gelmez. Soğuk savaşın bitişi ve Sovyetlerin yıkılışı sonrası dünyanın dizayn edilebilir bir tek kutuplu sürece gittiğini görmeyen yok. Süreç uzun olsa da sonu yaklaştı.

 

Yani dediğim gibi: Sözün anlamı kalmadı, süreç onaylandı. Ne olacağını ömrü olan görecek, görürüz yani, süreç durmaz, işler.

 

Ha, bu halkın her istediğinde sürece dur deme özgücü olduğuna dair bir özgüveni varsa amenna, verdiği karar bu durumda doğru da olabilir yani, bir şey demiyorum. Halk bilecek bu işi, ben bilemem tek başıma...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın dominik, siz CHP li değilsiniz ki nereden biliyorsunuz CHP linin nasıl düşündüğünü? Biz diğer Silivri Sakinlerini niye almadılar, oylar bölündü diye eleştirirken, siz niye aldılar diye eleştiriyorsunuz. Adamlar kimi dinlesin, ne yapsın?

CHP'li secmenin nasil düsündügünü bilmek icin illada CHP'limi olmak gerekli? Nasil bir mantik bu? Sayisiz parti analizi yapanlar, partilerin secmenlerinin analizini yapanlar nasil yapiyorla dersiniz sayin yilmaz?

Ben CHP'lileri de iyi taniyorum digerlerinide. Siz belki kaat getirebilmeniz icin illada o partiden olaniz gereklidir ama herkes icin gecerli degil bu tür bir yaklasim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Rusya nın, Yugoslavya nın, şu an belki de Kuzey Afrika nın parçalanacağına da kimse inanmıyordu. Siz gerçekten Türkiye de olanları takip ediyor musunuz, Silivri de olan bu insanların hepsinin ABD karşıtı olması tesadüf mü? Daha bugün İmralı dan mesaj geldi, TBMM toplansın bana görev verilsin diye. Sayın dominik, çok fazla beklemeyeceğiz, TBMM açılsın gerçekler su üstüne çıkacak.

Birakin su devleti bu devleti kendimize bakalim. Illada parcalanmayacagiz diyede insanlarin haklarini gasp edecek degiliz. Bizlere kim bu hakki veriyor? Her sey biz Türk'leremi hak? Yapmayin, birakin bu "parcalanma" argümanlariyla diger uluslarin haklarini gasp etmeyi.

Bizler hala son 90 yildaki politikayi uygulamaya devam edersek haklisiniz, sonu parcalanmaya gider. Ama istemiyorsak biraz aklimizi basimiza almamiz gerekli ve ezberimizi bozmamiz gerekli.

 

Ne bu ya, yillardan beri duydugumuz hikayeler, 1980 lere kadar grev yapan isciler, haklarini arayan ögrenciler,..... vatanhainiydi, devlet düsmaniydi, simdi haklarini arayan kürt'ler bölücü oldu, yarin Alevi vatandaslarda artik yeter bizi oyaladiginiz, ya haklarimizi veririsiniz ya da bizde gerekeni yapariz deseler onlarada bölücü diyecegiz. Ben diyorumki vatandaslarimizi oyalayipta bu hallere getirenler gercek devlet düsmanidir. Hakkini arayan vatandas asla bölücü, vatan haini olamaz. Bu söylemler sadece kendi hattalarini saklayan, koltuklarini yitirmek istemeyen,.... devlet adamlarini sacma iddialaridir. Dah dün vatan haini dediklerine bu gün sahip cikmiyorlarmi? Deniz Gezmis ve arkadaslari, Nazim Hikmet, Adnan Menderes,...... Bunlarin hepsi bir dönem siyasi iktidarin isine gelmedigi icin halka bölücü, vatanhaini olarak lanse ediliyordu, ama bu gün?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Oy kullanmamakta insanların demokratik hakkıdır ve onlar da seçmendir, geçersiz oy kullananlar da seçmen olduğuna göre, oranlama toplam seçmen sayısına göre yapılmalıdır. O zaman geçerli oyların %50 demek gerekir, toplam oyların değil. Böylece sizin de renginizi öğrenmiş olduk.

 

Eski koye yeni adet getirmek demek bu olsa gerek oy kullanmamak demoktratik hak olabilir kimse bunun aksini iddia etmiyor zaten yanliz oran hesaplanirken bu oran hesaplamaya dahil olmaz bu yillardir boyledir dunde boyleydi bugunde boyle o halde yillardir insanlari hesaplarinizla kandirdiniz dun neden ses cikarmiyordunuz bu hesaplarada bugun 50% ye itiraz ediyorsunuz bakiniz 1999'daki secim oranlarina

Yil 1999 Secmen sayisi 37.429 120

Kullanılan Oy: 32.589.973

Geçerli Oy: 31.119.242

Katılım oranı: % 87.07

Meclise giren Partilere gore oy dagilimi

DSP: %22.17 - 6.900.322 136

MHP: %17.98 - 5.594.375 129

FP: %15.39 - 4.790.430 111

ANAP: %13.22 - 4.114.705 86

DYP: %12.03 - 3.742.317 85

CHP: %8.72 - 2.712.051 -

 

Ozaman sizin hesablariniz gore o yil

 

DSP :18,44%

MHP: 14,95

FP: 12,8%

ANAP: 10,99%

DYP:9,99%

CHP:7,2%

orani almaslar ve budurumda DYP aslinda meclise hic girememis olmasi gerekirdi

 

Ayni Sekilde 1994 secimlerine bakalim

 

Sandık Sayısı : 127.516

Seçmen Sayısı : 32.073.555

Açılan Sandık : 127.516

Kullanılan Oy : 29.441.768

Geçerli Oy : 28.200.377

 

DYP : 6.027.095 - 21,37%

ANAP : 5.935.967 - 21,05%

RP : 5.388.195 - 19,11%

SHP : 3.807.921 - 13,50%

 

Buna gore aslinda

DYPnin aldigi oy :18,79%

ANAP : 18,50%

RP:16,79%

SHP: 11,87%

 

Goruldugu gibi gecmis yillarda oldugu gibi bugunde ayni yontemlerle hesaplanmistir. Kalkipta evde oturup oy kullanmayan oylarini baska yonlere cekip yorum yapmak biraz sacma ozaman onlara sormaniz gerek neden oy kullanmadiniz belki nufus kutukleri baska sehir veyahut ogun is seyahatindelerdi acaba kullansalardi oylarini kime verirlerdi bunlari kimse bilemez direk kalkip bunlar hakkinda yorum yapmak ve onlarida secimi boykot ediyormus gibi gostermek biraz yanlistir. Belkide kullansalardi onlarda AKPye vermeyeceklerini ne biliyordunuz :))ozamanda heralde baska bir bahane arardiniz. Bence oy oranlariyla sizin ilgilendiginiz kadar partilerin pek bir ilgilendigini sanmiyorum ayrica en cok kim oy almis bir onemi yok onemli olan en iyi kim hizmet verecek bence partiler bunu dusunsunler ayni tabloyu yasamak istermiyorlarsa biraz canla basla calisip halka hizmet versinler. Secimde verdikleri vaadler sadece secimlerde kalmasinlar halki biraz inandirsinlar ozaman emin olun bu tablonun tersini goruruz ama neredeeeeeeeeee secim bitti evli evine koylu koyune ...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Fuzuli, verdiğiniz linkte yeniasya gazetesi grup konuşmasından 10 gün önce, yani Baykal a cevap olarak verilmesi için 10 gün geçmiş, sizce Başbakan bu kadar bekler mi? Bizim bahsettiğimiz aynı gün grup toplantılarında yapılan konuşmalar, AKP nin grup toplantısı CHP den önceydi, 12.00 de AKP, 14.00 gibi de CHP toplanıyordu. Hem kim önce söylemiş bunun önemi yok, burada önemli olan Başbakan ın böyle bir şey söylemesi. Tüm yandaşlar bunu nasıl savuştururuz telaşına düşerek önce Baykal dedi de Başbakan da cevap verdi gibi sulandırma telaşına düştüler, galiba başardılar. Başbakanın konuşması da hiç öyle cevap veriyormuş gibi değil. Genel olarak davayla ilgili CHP nin tutumunu eleştiriyor, avukatlığa soyunduğunu söylüyor.

 

15.07.2008 / Radikal

 

Yanıt veren Baykal, konuşmuş olan Başbakan.

 

-http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=HaberYazdir&ArticleID=888593-

 

Sayın yılmaz

 

-http://www.porttakal.com/haberler/politika/ergenekon-un-avukatiyim-18407.html- linkinde Sayın Deniz Baykal'ın NTV'deki konuyla ilgili açıklamasını dikkaitlice okuyun ve tarihinin 05 Temmuz 2008 olduğunu gözünüzden kaçırmayın.-http://www.haberinyeri.net/ergenekonun-savcisiyim-24286h.htm- Bu linktede Başbakan'ın bu tarihten sonra yaptığı sizin de değindiğiniz grup toplanyısında verdiği cevap var.Bu kısmı da iyi okuyun efendim, savcılık görevini kim kime vermiş anlarsınız, Başbakan kendine yakıştırılan savcılık görevini kabul etmiş ve yine mealen grup toplantısında ''... milletin savcısıyım...'' demiş.Sizin verdiğiniz linktede Deniz Baykal Başbakan'a yakıştırdığı ''Savcılık'' sıfatına karşı Başbakan2ın söylediği ''... milletin savcısıyız...'' açıklamasına verdiği yanıt var.

 

 

 

Sayın yılmaz bu bilgiler ışığında Sayın Deniz Baykal Başbakan'a Ergenekon'un savcısı sıfatını yakıştırıyor, kendi için de avukatlık sıfatını, yani daha başbakan ''savcı'' açıklması yapmadan oluyor bunlar.Sonrasında grup toplantılarında Başbakan, Deniz Baykal'ın ''Ergenekonun savcısı'' açıklamasına karşılık ''...milletin savcısıyım...'' açıklamsını yapıyor, sonrasında da yine Deniz Baykal :''Cumhuriyet'in savcısı , milletin avukatı olur.'' diyerek savcılık sıfatıyla nitelendirdiği Başbakan'ın buna karşılık yaptığı açıklmaya yanıt veriyor?Kim başlatmış tartışmayı iyi irdeleyin efendim, kim kendine avukat demiş, kim kendine avukat derken başbakan için savcı sıfatını yakıştırmış, daha sonra hangi açıklamalar yapılmış ortada.

 

 

 

Bu durumda daha önceki yazımda avukatlık açıklamasının önce, savcılık açıklamasnı bundan sonra olarak kullanmış olduğum ifademin yanlışlığını öne sürerek yanlı davrandığımı ifade etmiştiniz.Konuyla ilgili yanlış bilgilerinize dayanarak ''taraflı'' sıfatıyla nitelendirdiniz beni.Ben tarafım efendim, siz de tarafsınız, ben taraf olduğumun bilincindeyim, siz tarafsız olduğunuzu zannediyorsunuz ve bunun farkında değilsiniz.

 

Benim taraflılığım körü körüne, herkesçe bilinen, su götürmez gerçekliği olan olayalara, bilgilere ''Hayır bu böyle olamaz, ben inannam, ne yapsalar doğrudur.'' şeklinde değil siyasi fikrimeme yakın bulduğum bir düşüncenin yanlışlarının diğerlerine nazaran daha az olması , doğrularının yanlışlarından daha fazla olmasını isteme düşüncemden kaynaklanan bir taraflılıktır.

 

Her insanın siyasi düşünce bağlamında kendini yakın bulduğu, desteklediği bir siyasi partisi vardır.Yoksa kim neye göre oy veriyor değil mi efendim?Siyasi düşünceler bilimsel kanun değil ki olsaydı oylanmazdı.Bu bağlamda sizin tarafsızlığınızın kanıtı ne olabilir ki siyasi konulu başlıklar altında neler yazdığınızı biliyoruz, yani nasıl tarafsız siyaset yaptğınızı ve içinizden geçenlerin yazınızda kendini nasıl da gösterdiğini, bunu bir siz bilmiyorsunuz Sayın yılmaz...Sizin oy verdiğiniz bir parti vardır büyük ihtimal, hangi tarafsızlığınızla oy verdiniz açıklarsanız siyasi tarafsızlık kavramının ne olduğunu öğrenmiş oluruz...

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Önce Baykal avukatım dedi iddiası ile sandığa gitmeyenler hesaba dahil edilmez iddiasının ikisinin de hiç bir geçerliği yok, bunları iddia etmek hem anlamsız, hem gereksiz. Ayrıca asıl konuyu gözden kaçırmaktan başka işe yaramıyorlar.

 

Bir kere önce Baykal avukatım dese bir şey farketmiyor, çünkü bunu açıkladım. Savcılıkla avukatlık kesinlikle eşit karşıtlar değil. Öyle olsa özel büro açan ve serbest çalışan, tutulan savcılar olurdu. Bunu gözden kaçırıp önce hangisi dedi tartışmasına çevirmek asıl noktayı gözden kaçırmak oluyor. Üstelik de Baykal ergenekonun avukatlığını yapmakla suçlandığı için "evet ben ergenekonun avukatıyım" diyerek bunda sakınca olmadığını, çok normal olduğunu ifade etmiştir. Erdoğan'ın "ben de savcısıyım" tepkisi buna gelmiştir ve son derece yanlış bir söylem, yanlış bir tepkidir. Bir devlet adamının böyle bir söylemi olamaz. Erdoğan'ın içyüzünü ortaya vuran, otokratik zihin yapısını ele veren bir ifadedir. Kesinlikle yanlış ve tehlikeli bir söylemdir, kabul edilmesi olası değildir, önce Baykal söylemiş olsa bile üzeri örtülemez.

 

Sandığa gitmeyenleri hesaba dahil edemeyiz iddiası bundan da anlamsız. Yani sonuç olarak her iki kişiden biri AKP ye oy vermedi denmek isteniyor matematik olarak, bu yani... Gerçek bu iken, oy vermeyen seçmen yok sayılır filan denemez. Varlar ve yaşıyorlar, içimizdeler. Her iki kişiden biri AKP ye oy vermedi yani, budur... Daha azı verdi. Otokrasi ilan etmek için bahane aranmasın, demokratlık iddiası yapılıp "en çok oyu alan asar da keser de" otokrasisine yol açılmasın.

 

Hele her iki kişiden birinin oyunu alan neler yapmaz! :) Hele bir de yarıdan fazla, çoğunluk oyunu alsa biat edilmiş padişah olur değil mi? :) Onu da almış sayarız canım! Kurban olunan allah nasılsa verdikçe veriyor, onu da esirgeyecek değil ya! :D

 

Tehlikeli eğilimler... Tehlikeli söylemler... Demokrasi deyip demokrasinin kanına girerek otokrasiye yönelmeler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakın bir kez daha tekrar ediyorum: Terör kan döke döke bu günlere geldi ve artık teröröün meyvelerinin toplanmasına başlama zamanı, hasat vakti geldiği için İmralı süreci başlatıldı. Kendi teröristlerini yakalamayıp infaz ederek denize atarlarken, bizimkini Şam'daki konumundan hiç de aşağı olmayan, daha rahat olduğu bir konuma yerleştirdiler. İçeri truva atı gibi soktular, "ben görüşmüyorum, devlet görüşüyor" :lol: hezeyanı ile muhattap!! konumuna oturttular.

 

Amaç, PKK nın siyasileşmesi. Terör örgütü olarak görevinin sonuna geldi. Terörün hasat zamanı gelince de siyasi işlemler başladı. Halk bir daha evlatlarını "ne pahasına olursa olsun" isterse bu paha bölünme olsun, bir daha bayraklara sarılı tabutlarda görmek istememe kıvamına getirildi. Ordu terörle mücadele ettiği için suçlu konumuna itildi. "Nefes"teki yüzbaşının dediği gibi. "Bitmeyen savaş yoktur. Bu da bitecek. Beni yargılayacaksınız. Yargılayın. Buraya beni siz gönderdiniz. Şehitler ölmez diye bağırdınız. Amcam bağırdı, teyzem bağırdı, sen bağırdın. Ben de geldim."

 

ABD yürüttüğü bu süreçlerin sonucuna ilerliyor. Adım adım, tıkır tıkır... Bu hengame içinde doğruyu dosdoğruyu söyleyen tek ses, Pamukoğlu'nun sesi doğru dürüst duyulmadı bile... Sürecin sonunu görelim düşüncesiyle görmezden gelindi.

 

Lafı uzatıp önceden söylediklerimin hepsini tekrar etmeyeceğim. Bir tek soru soracağım: K. Irak'taki hazırlanmış, tamamlanmış, her şeyi, altyapısı, parlementosu, yargısı, emniyeti, ordusu ABD de eğitilerek hazır hale getirilen devlet niye ilan edilmiyor?

 

Hangi sürecin son aşamaya gelmesini bekliyor? Hangi armut pişip emperyalizmin ağzına düşecek?

 

Başka sorum yok... Belki de sürecin sonunu illa gözümüzle görmemiz gerekiyordur! :)

 

Umarım halk verdiği kararların sonuna kadar arkasında duracak ve sonuçlarını göğüsleyecek özgüce dayalı bir özgüvene sahiptir...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayır şimdi, birileri "cici Amerika, aslan abimiz ne güzel planlar yapıyormuş" diye keyifle gülümsüyor da, seçim öncesi milliyetçiliği kimselere bırakmayan söylemleri, yapacağını yapıp emziği verip çektikten sonra aynı bağ aynı dağ türkülerini sazan gibi bir lokmada yutanlar ne düşünüyor, daha doğrusu bir şey düşünüyor mu, merak ediyorum.

 

Herhalde kutsanmış üstün ırk olduklarını, bazı hazretlerin koruması altında olduklarını, emperyalizme lokma olan halkların başının kel, bizimkinin şerbetli, okunmuş olduğunu, bize bir şey olmayacağını, olursa da atın ölümünün arpadan olmasını düşünüyorlardır, başka da ne düşünebilirler, pek tasavvur edemiyorum doğrusu!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.