Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Karadeniz gezisi


salahana

Önerilen İletiler

Karadeniz gezisi, Karadeniz hakkında

camlihemsin-firtina-vadisi.jpg

 

 

Dağ çileklerinin kokusunu duymadan, yemyeşil yaylalarda kamp yapmadan ya da fazla oksijenin etkisiyle normalden üç kat daha fazla yemeden "Karadeniz'i gördüm," demeyin. İşte bunun için ihtiyacınız olan Karadeniz turu rotası..

 

Rize - Ayder Yaylası

 

Karadeniz için çok az vakit var. Belki meteorolojiyi takip edip, bayram tatilinde havayı kollayıp, ortada kar, tipi, fırtına yoksa, yeşilin her tonuna dalabileceğiniz Karadeniz'in yollarına düşebilirsiniz. Bu yıl için son şansınız. Artvin Şavşat'ın yükseklerinde, Karagöl'ün üzerindeki köylerde domatesler daha yeni olmuş, geçen gün haber geldi. Düşünün yani, mevsimleri biraz geriden takip eden bu yüksek dağları bir kere olsun görmeyecek misiniz? Ufacık dağ çileklerinin kokusunu bir kere olsun duymayacak mısınız? Antalya'nın kalabalık plajlarında yana yana nereye kadar? Kısa bir Karadeniz gezisi için birkaç alternatiften söz edebiliriz. Madem Artvin ve Şavşat'tan söz ettik, önce o tarafa gidelim: Hopa'dan Artvin'e giderken, çok ilginç bir manzarayla karşılaşacaksınız. İleride Artvin, dağların tepesine kurulmuş, dimdik bir şehir olarak karşınıza çıktığında, ona aşağıdan bakıp hayrete gark olursunuz. Ama esas hayret, Şavşat yoluna devam ederken yaşanıyor. Çünkü, az evvel aşağıdan izlediğiniz dimdik Artvin, artık aşağınızda kalmıştır ve siz kendinizi daha yüksek bir dağın tepesine doğru tırmanıyor bulursunuz...

 

PİKNİK İÇİN GEÇ DEĞİL

 

Şavşat'a gelmeden hemen önce, Veliköy yol ayrımından Karagöl'e ulaşabilirsiniz. Yolun bozuk olduğunu söylemeye lüzum yok. Şöyle söyleyeyim, buraya kadar gelmişseniz, artık kalmak zorundasınız. Üstelik orada bir pansiyon var. Ya da kısa zamanda köylülerle sağlam bir iletişim kurup misafir olabilirsiniz... İçinde kırmızı balıklar yüzen gölün güzelliğine hayran olmakta serbestsiniz. Fakat kendinizi gölle sınırlamayın, ormana dalın. Orman tarif edilmeyecek kadar güzel ve ancak masal kitaplarında ya da çizgi filmlerde olduğunu sandığımız kırmızı üzerine beyaz benekli mantarların sahicisiyle karşılaştığınızda gözlerinize inanamayacaksınız... Oralara gitmişseniz, mutlaka altınızda araba vardır. Dolayısıyla kendinizi Karagöl'le sınırlamayıp, daha yukarılara, eski adı Süles, şimdiki adı Yukarı Koyunlu olan köye kadar gidebilirsiniz. Yolun bittiği bu noktada, coşa coşa akan derelerin kenarında piknik yapabilirsiniz. Yolda, Meşeli'den çok ucuza alacağınız alabalıklar oldukça lezzetli; beneklilerinden almalısınız çünkü onlar hakiki dere alabalığı. Bir diğer muhtemel rotaya geçelim. Rize'nin ilçesi Pazar'dan Çamlıhemşin'e doğru gidiliyor. Bir Karadenizli arkadaşın lafını söyleyeyim: Akçaabat'ta köfte yemelisiniz; Pazar'da ne bulursanız yiyebilirsiniz. Evet, Çamlıhemşin'e geldik ve yol ikiye ayrıldı. Sağdaki yoldan gittiğiniz takdirde, Fırtına Vadisi'nden ilerleyip Zilkale'ye kadar gidersiniz. Güzergâhın ve Zilkale'nin güzelliğini anlatmak pek mümkün değil. Aslında burayı görmüş olanların, vadiye bir sürü baraj yapılmasına dair projeye hiç anlam veremediklerini söylemek yeterli. Çamlıhemşin'den sola mı devam ettiniz? Ayder'e varır ve turizmin küçük bir İsviçre köyüne dönüştürdüğü bu yaylada konaklayacak bir sürü yer bulabilirsiniz. Ama yayla gibi yayla istiyorsanız, o zaman Kaçkarlar'a doğru devam edeceksiniz. Yol üzerindeki ilk yaylada küçük bir çadırlokanta var. Muhlama yemeli, yanında sobanın üzerinde pişen çaydan içmelisiniz. Muhlama Karadeniz yemeklerinin en özgünü; mısır unu, tereyağı, tel veren peynir, ılık su ve tuzla hazırlanıyor. Tabii bunu yerken, etrafınıza bakıp hayretler içinde kalıyorsunuz. Büyük kentlerin saçmalığı üzerine yeni tezler geliştirerek, fazla oksijenin etkisiyle normalin üç katı yiyerek, yola koyulmaya hazırlanıyorsunuz. Daha ilerisi Kaçkarlar'ın yaylaları. Gençlik bu işi keşfetmiş, gidip oralarda kamp yapıyorlar ve tabii bir seferden sonra bu işin müptelası oluyorlar. Diğerlerine nazaran daha makul bir rota, Trabzon üzerinden kolayca ulaşabileceğiniz Sümela ve Uzungöl hatları. Uzungöl, mesela bir 15 yıl öncesine göre, Ayder gibi ufak çaplı bir turistik İsviçre dağ köyü havasını almış, her yanda moteller, pansiyonlar, öğrenci kafileleri için çadır alanlarıyla dolu yüksek bir köy. Neyse ki, yapılar ahşaptan; beton döküp ortamı mahvetmemişler. Burada konaklayacaksanız, mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız. Bütün moteller alkolsüz. Bir tek Solaklı adındaki motel-restoran 'mahalle baskısı'na karşı koyup, her gece kemençeli, horonlu canlı müzik eşliğinde içki servisi yapıyor ki, ne yalan söyleyeyim, Karadenizli arkadaşların horon kapasitesine hayran olmamak mümkün değil.

 

 

SÜMELA'YA ÇIKMADAN OLMAZ

 

Sümela Manastırı hattı ise Trabzon'dan girilen ve Maçka üzerinden dağlara doğru giden bir yol. Manastır, kayalara oyulmuş bir girintide inşa edilmiş; rivayete göre, burayı inşa eden papaz, o yeri zaten rüyasında görmüş. Manastır, restore adı altında yeniden inşa edilmiş vaziyette. Ama yurdumuzun dört tarafında gördüğümüz saçma restorasyon örneklerinden sonra, hiç de fena sayılamayacak bir çalışma olduğunu söylemeliyim. Eskiden manastıra son derece dik ve tehlikeli bir güzergâh tırmanılarak gidiliyordu. Şimdi çok yakınına kadar otomobille çıkmak mümkün. "Sümela'ya kadar gittim, artık dönmem," diyenler için, manastırın bulunduğu tepenin dibinde konaklama tesisleri de var... Efendim, kısa bir tatil için Karadeniz'deki üç ayrı güzergahtan söz ettim. Farkındaysanız, sahilden içerilere girilen güzergahlar bunlar. Sahil mi? Vallahi Karadeniz Otoyolu sahil falan bırakmamış vaziyette. Ama sahilde konaklamak isteyenler için de pek çok seçenek var. Unutmadan söyleyeyim, Trabzon Aya Sofya'sını görmeden dönmeyin oralardan...

 

Rize yaylaları

 

Rize İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Hocaoğlu, kentte pek çok yaylanın tanındığını ve bu yaylaların yapılan şenliklerle her geçen gün daha fazla bilindiğini ifade ederek, ''Ancak doğa olarak oldukça güzel olmalarına rağmen henüz fazla tanınmamış yerler de var. Bunun en önemli nedeni bu yerlerin bilinen yerlerden daha yüksek kesimde bulunması ve ulaşım imkanının fazla olmamasıdır'' dedi.

 

Özellikle Çamlıhemşin ilçesinin Marselabat Tepesi, Ardeşen ilçesinin Kolezana ve Sırt yaylalarının diğerleri kadar bilinmediğini belirten Hocaoğlu, ''Ayrıca Sivrikaya Yaylası Ovit bölgesi de görülmeye değer yerlerden. Bu bölgede kayak turizmi konusunda çalışma yapılıyor. Eğer bu konuda gelişme sağlanabilirse Ovit, kış sporları turizm merkezi olacak. Böylece bu bölge de cazibe merkezi haline gelebilecek'' diye konuştu.

 

Hocaoğlu, 51 bin 500 hektar alanı kapsayan Kaçkar Dağları Milli Parkı'nın da henüz istenilen seviyede olmadığını kaydederek, ''Planın tamamlanmasının ardından milli parkta sonra daha rahat planlama yapılabilecek. Gezilebilecek yerleri belirleyip turistlere daha iyi bir şekilde anlatabileceğiz'' dedi.

 

Rize'nin Çamlıhemşin ilçesi ile Ayder Yaylası arasında bulunan Tar Deresi Vadisi'ndeki birçok küçük düşümlü şelalenin yanı sıra, 250 metre yükseklikten akan Bulut Şelalesi'nin, seyir zevkine doyum olmayan bir görüntü sergilediğini anlatan Hocaoğlu, bölgenin doğal süsü olma özelliği taşıyan ve ilçe merkezine yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta olan şelaleye yürüyerek gitmenin mümkün olduğunu söyledi.

 

Çamlışemşin'in Palovit Yaylası'nda bulunan ve yeşillikler arasında 15 metre yükseklikten akan Palovit şelalesi, Kalkandere'deki 16 metrelik Vandri şelalesi, İkizdere'deki 15 metrelik Manle ile 20 metrelik Cimil şelaleleri, Rize'ye gelenlerin mutlaka görmek istediği yerler arasında yer alıyor. Yine Çayeli ilçesindeki Ağaran şelalesi ile İkizdere'deki Gelintülü şelalesi, görülmeye değer şelaleler arasında bulunuyor.

 

GÜMÜŞHANE'DE 18 BİN 500 METREKARE ALANA SAHİP MAĞARA

 

 

Gümüşhane'nin doğusunda ve şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre mesafede bulunan Akçakale Mağarası, yaklaşık 18 bin 500 metrekarelik iç alana sahip. Mağarada sarkıt, dikit, mağara incisi, mağara çiçeği, flama, duvar travertenler gibi eşsiz güzellikte damlataşları bazı kesimlerde önemli yoğunluklara ulaşıyor. Bu nedenle önemli bir turizm potansiyeline sahip. Mağaranın turizme kazandırılma çalışmaları hızla sürdürülüyor.

 

Torul ilçesi Gülaçar köyü sınırları içindeki Artabel Gölleri, gerek jeolojik ve jeomorfolojik gerekse flora ve fauna yönünden oldukça zengin değerlere sahip. Saha içinde yer alan 18 buzul krater gölü yer alıyor.

 

BAYBURT

 

 

Bayburt İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahri Akbulut, merkeze bağlı Çımağıl köyünde bulunan Çımağıl Mağarası'nın bin 100 metre iç alana sahip olduğunu söyledi.

 

Dikit ve sarkıtların bulunduğu mağaranın turizme kazandırılması için çeşitli çalışmalar yapıldığını ifade eden Akbulut, mağaranın yolunda iyileştirme çalışması yapıldığını, iç ve dış mekanda aydınlatma çalışmalarına başlandığını belirtti.

 

Akbuluk, mağara içerisindeki gezi yollarının eylül ayı sonuna kadar tamamlanarak, mağaranın turizmin hizmetine sunulacağına dikkati çekti.

 

Bölgedeki bakir olan yaylaların kaynak ve maden suları ile çadır ve karavan turizminin de ideal özellikler taşıdığını anlatan Akbulut, ''Soğanlı, Dumlu, Cumavank, Kuşmer gibi yaylaların doğal göller ve yeşilin her tonunun bulunduğu görsel güzellikleri barındırıyor'' diye konuştu.

 

 

ARTVİN'DEKİ TİRYAL DAĞI ENDEMİK BİTKİLERİ BARINDIRIYOR

 

Artvin'in Murgul ilçesinde, Tiryal Dağı üzerinde bin 700 rakımda bulunan Karagöl, içerisinde dünyada sadece bir bölgede yetişen ve endemik olarak tanımlanan bitkileri barındırıyor.

 

Artvin Köprübaşı mevkisinde bulunan Artvin (Livane) Kalesi'nin 10. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. İçerisinde su deposu ve küçük kilise bulunan ve daha sonraki dönemde tadilat geçiren kale, kentte görülmeye değer eserler arasında sayılıyor.

 

Artvin sınırları içindeki Karçal Dağları Türkiye ile Gürcistan arasında yer alıyor. Bu dağlar, kuşların göç yollarının üzerinde bulunması, endemik bitki çeşitliliği ve uygun yürüyüş parkurları ile doğaseverlere doyumsuz güzellik sunmaktadır.

 

Artvin-Ardanuç karayolunun 30. kilometresinde yer alan Ardanuç Cehennem Deresi Kanyonu da ilgi çekici doğal yapısı ile görülmeye değer yerler arasında.

 

Kemalpaşa, Murgul, Borçka ve Artvin'in yüksek tepeleri kuşların göç yolları üzerinde bulunmaları nedeni ile mart, kasım ayları arasında kuş ve kelebek meraklıları için uygun gözetleme yerlerine sahip.

 

Kaynak: Karalahana

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.