Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

amerika


Türk

amerikaya karşımısınız  

35 üye oy verdi

  1. 1. amerikaya karşımısınız

    • Tamamen karşıyım
      19
    • Karşı değilim
      35
    • Busha karşıyım halkıyla bir sorunum yok
      84


Önerilen İletiler

  • 2 ay sonra...

kanlı hep kanlı ekmek

sofra değil leş başı bu

sofra değil bre yezit

seninki ***** korkusu

 

akrep desem, yılan küser

yılan desem, sırtlan kızar

soyun sopun bre yezit

soyun sopun nerde yazar

 

 

amerika hakkındaki düşüncelerimi anlatan bir türkü.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kimse kimseye kızmasın..her sürüye bir çoban gerekir..

 

Bir yürekli çıktı zamanında(büyük kurtarıcı) sürü olmayalım diye...

 

1950 den sonra sürü olmak isteyenler çıktı..

 

sürü olmak istemeyenleride aldı içinde götürdüler..

 

geldik bu günlere..

 

bu formda bile olayın farkında olamayan o kadar çok kişi varki hala..

 

tabiki sürü olursan çobanın olacaktır..

 

neye kime niçin kızıyorsun.. kendine kız..kendine öfkelen..

 

Söylememişmi zamanın da büyük kurtarıcı..

 

HAYATTA EN HAKİKİ MURŞİT İLİMDİR diye..

 

sen hala KELAM de sonra herkese kız..

 

yapma yaaaa...

abi çok ince yakalamışın işin özünü

 

neredeyse dünyaya karşı şavaş vermişiz bağımsızlık yoluna

gelinen nokta ne kadar tuhaf değil mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bütün forum boyunca Birleşik Devletler hakkında üretilen hoş teorilerin birbiri ardına sıralandığını görerek hayret ettim ve bu teorilerin bu denli rağbet bulması da beni üzdü. Belki de Birleşik Amerika'nın güçlü yanı sizin zayıf yanlarınız. Geniş bir kıta üzerinde konuşlanmış ve okyanuslarla dış dünyadan ayrılmış olan bu büyük ülke üretken ve yaratıcı halkı ve sistemi besleyen beyin gücüyle dünyanın geri kalanı üzerinde politikalar oluşturabilmekte ve başkalarının belini kırabilecek yükleri bir parça can sıkıntısıyla aşabilmektedir. Nitekim Irak'ta (Afganistan sorunu çözüldü) yaşananlar bunun kanıtıdır. Konvansiyonel savaşların dünya tarihinde görülmediği kadar hızlı ve kansız bitirildiği yeni düzende asıl büyük mücadele düzensiz kuvvetlere ve yeraltı örgütlenmelerine karşı yapılmaktadır. Birleşik Devletler'in yeni binyıl stratejisi işte bu anlayış üzerine kuruludur.

 

ABD 19. yüzyıl boyunca izolasyonist bir politika izleyerek kendini dünyanın geri kalanından soyutlamaya çalıştı ve birinci dünya savaşına kadar da küçük ölçekli ihtilaflar dışında dış dünya ile bir sorun yaşamadı. Fakat, imparatorluğunun bir gereği olarak yirminci yüzyılda kendini .dünya meselelerinin tam da ortasında buldu. ancak hiçbir zaman kendinden önceki süper güçlerin yaptığı gibi bir emperyal devlet olma peşinde koşmadı. Bu bağlamda öncülük ettiği Milletler Cemiyeti, Birleşmiş Milletler ve NATO gibi kurumlar, dünya tarihinde daha önce görülmeyen bir ülkeler arası ilşki döneminin başlamasına yardımcı oldu. Bu kurumlar sayesinde büyük çaplı ihtilafların önü alındı ve zayıf devletler sınır ve yaşam güvencesine kavuştu.

 

Birleşik Amerika'nın iç politikası bu forumdaki insanları çok az ilgilendirir. NO'da yaşanan acı olaylar sistemin bir sorunu olarak kendini gösterdi ve bunda birden fazla faktör rol oynadı. Ancak bu faktörler arasında ırkçılık asabiyeti yoktu. Kanıtlar sistemin yerel, eyaletsel ve ulusal boyutlarda hatalı çalıştığını ya da işleyemez duruma geldiğini gösterdi. Fırtınadan sonra, diğer tüm ulusal felaketlerde olduğu gibi, sistem kendini sorgulamaya başladı ve tarihin en büyük fırtınası kaybettirdikleri kadarını, ve belki daha fazlasını, kazandırmış oldu. Bu açıdan sonuç aynı anda hem üzücü hem de sevindirici oldu.

 

Buradaki insanların Amerikan toplumundaki fakirler adına üzüldüğünü sanmıyorum. En fazla genetik bir "oh olsun" duygusu olmalı onları fakirliğin sözcüsü olmaya iten. Bu asla insani bir yaklaşım değildir. İnsani olan Birleşik Devletler'in de yapabileceklerinin bir sınırı olduğunu ve fırtına sonrası ülkeye akan dış yardımların Amerikan halkında bir küçüklük duygusu değil ama bir çeşit şükran duygusu yarattığını bilmektir. İstatistikler Amerikan halkının dünyanın en cömert ve en çok bağışta bulunan halkı olduğunu senelerdir kanıtlayıp durmakta. Bu bakımdan, münferit olayların ele alınıp forumlarda malzeme olarak kullanılması insanlık adına doğru bir davranış sayılmaz.

 

İnsanlar geleneksel olarak Amerikan şirketleri ve İsrail'in Amerikan dış politikası üzerindeki göreceli etkisi hakkında konuşmaktan haz duyarlar. Onların hatırlamaları gereken birinci husus söz konusu şirketlerin dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan sıkı bir denetim mekanizmasına tabi oldukları ve "Corporate Citizenship" denilen halkla ilşkiler yönteminin en canlı şekilde bu şirketler tarafından uygulandığı gerçeğidir. Aslında dünyada çok az ülke dev trostlerini Amerika kadar acımasız bir şekilde onlarca parçaya bölmüştür. Bu bakımdan, şirketlerin yönetimi yönlendirdiği bir tatlı masaldır ama masaldan fazla birşey değildir. Kastedilen silah şirketleri ise, bu şirketlerin Amerikan sanayiinde küçük bir oranı temsil ettiklerini ve mesela Amerikanın ve dünyanın en büyük şirketi olan Wal Mart'ın gelirinin tüm Amerikan silah sektörünün gelirlerinin toplamından fazla olduğunu bilmek gereklidir. Aynı şekilde, ilaç şirketleri de, dünyanın tüm ilaç şirketleri gibi, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin belirlediği kurallar altında çalışır ve aslında demoklesin en keskin kılıcı da onların üzerinde sallanmaktadır.

 

İsrail ABD'nin ortadoğu hesapları için önemli bir kartıdır ama tek kartı değildir. Üstelik, İsrail halkının büyük çoğunluğu devletlerini Amerikan çıkarlarının bekçisi olmak ve onlar adına sürekli savaş durumunda yaşamak zorunda bırakılmakla suçlamaktadır. İsrail Amerikan dış politkasının tek elemanı değildir. Aslında bu dış politika sayıları binleri bulan think-tank ve lobi kuruluşları tarafından, tamamen Amerikan devletinin rızası ile, yönlendirilmektedir. Özellikle lobi kuruluşları Amerikan yürütme organının önemli bir elemanıdır. Bu kuruluşlar sayesinde Amerika, mesela Arap-Israil sorunu gibi karmaşık konularda, inanılmaz sayıda belge ve dökümana sahip olmakta ve meselenin özüne başka ülkelerden çok daha çabuk inebilmektedir. Asıl sorun, müslümanların da, Amerikan düşmalığı yaparak vakit kaybetmek yerine, benzer kurumlar ile, Amerikan idaresine sorunlarını anlatmaları ve onalrı daha tarafsız bir yörüngeye sokmaları sorunudur. Şurası kesin ki, Amerika devlet olarak hiçbir ülkeye ya da dine özel bir kin beslemez; bu onun sosyal dokusuna ve imparatorluk geleneklerine aykırıdır. Amerikanın bir İslam dini sorunu yoktur, bir arap ırkı sorunu yoktur. Amerikanın güvenlik ve istikrar sorunu vardır. Bunu da doğru olarak belirlediği metodlarla başarıyla yürütmektedir. Ne yazık ki uygulanan politika müslümanların lehine gelişmemektedir.

 

Sonuç olarak, bütün dünyanın bir hülasası olarak gördüğüm Amerika Birleşik Devletleri'ni destekliyor; desteklemekle kalmayıp ona hayranlık duyuyorum. Çin ve Hindistan gelecek bilimcilerine de şunu söylemek istiyorum: Süpergüç olmak dünyanın bütün Nike ayakkabılarını ya da bütün İntel çiplerini üretmekten biraz farklı bir durumdur. Çin ve Hindistan süpergüç olabilecek elemanlardan yoksun dünyanın ortalama güçleridir. Aynı söz 1980'lerde Japonya için de söyleniyordu. Ne var ki şu anda dünyanın tüm uzmanları Japonya'nın, bütün Avrupa'yla birlikte, Amerika'nın gücüne erişebilme yeteneğini bütünüyle kaybettiği ve bir sanayi devlet olarak kalacağı konusunda hemfikirdirler. Çin verimli bir atölyedir. Hindistan ise Microsoft'un eleman ihtiyacını karşılayabilecek kadar büyük bir ülkedir. Ne var ki o bile IBM'ın ihtiyacını karşılayamıyor. Bu yüzden IBM, çalışanlarını bir yıllığına ücretli olarak Fen Bilgisi öğretmeni sıkıntısı çekilen eyaletlerdeki devlet okullarına gönderiyor.

 

Viva America!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...
  • 1 yıl sonra...
Bütün forum boyunca Birleşik Devletler hakkında üretilen hoş teorilerin birbiri ardına sıralandığını görerek hayret ettim ve bu teorilerin bu denli rağbet bulması da beni üzdü. Belki de Birleşik Amerika'nın güçlü yanı sizin zayıf yanlarınız. Geniş bir kıta üzerinde konuşlanmış ve okyanuslarla dış dünyadan ayrılmış olan bu büyük ülke üretken ve yaratıcı halkı ve sistemi besleyen beyin gücüyle dünyanın geri kalanı üzerinde politikalar oluşturabilmekte ve başkalarının belini kırabilecek yükleri bir parça can sıkıntısıyla aşabilmektedir. Nitekim Irak'ta (Afganistan sorunu çözüldü) yaşananlar bunun kanıtıdır. Konvansiyonel savaşların dünya tarihinde görülmediği kadar hızlı ve kansız bitirildiği yeni düzende asıl büyük mücadele düzensiz kuvvetlere ve yeraltı örgütlenmelerine karşı yapılmaktadır. Birleşik Devletler'in yeni binyıl stratejisi işte bu anlayış üzerine kuruludur.

.

.

.

Sonuç olarak, bütün dünyanın bir hülasası olarak gördüğüm Amerika Birleşik Devletleri'ni destekliyor; desteklemekle kalmayıp ona hayranlık duyuyorum. Çin ve Hindistan gelecek bilimcilerine de şunu söylemek istiyorum: Süpergüç olmak dünyanın bütün Nike ayakkabılarını ya da bütün İntel çiplerini üretmekten biraz farklı bir durumdur. Çin ve Hindistan süpergüç olabilecek elemanlardan yoksun dünyanın ortalama güçleridir. Aynı söz 1980'lerde Japonya için de söyleniyordu. Ne var ki şu anda dünyanın tüm uzmanları Japonya'nın, bütün Avrupa'yla birlikte, Amerika'nın gücüne erişebilme yeteneğini bütünüyle kaybettiği ve bir sanayi devlet olarak kalacağı konusunda hemfikirdirler. Çin verimli bir atölyedir. Hindistan ise Microsoft'un eleman ihtiyacını karşılayabilecek kadar büyük bir ülkedir. Ne var ki o bile IBM'ın ihtiyacını karşılayamıyor. Bu yüzden IBM, çalışanlarını bir yıllığına ücretli olarak Fen Bilgisi öğretmeni sıkıntısı çekilen eyaletlerdeki devlet okullarına gönderiyor.

 

Viva America!

 

Bu kadar övdüğünüz ABD ve yönetimi kendi elinde tuttuğuna inandığınız ABD;evet sizin ABD'niz...

 

Yahudisiz bir ABD düşünülebilir mi;siz araştırmışsınız belli bu adamların kökeninde var yahudiler;ya şirket olayı, hala düşünebiliyor musunuz ki ABD bir devlet olarak tek süper güç???

 

Sizce de artık siyaset konuşurken "ekonomik" bazı "özel" güçleri hesaba katmak gerekmiyor mu;ABD küresel sermayenin odağı olsa da küresel sermaye kendini istetmesini bilmez mi???

 

:zorro:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Abd arka sokakları perişan yaşayan halka örülü,dengesız bir ekonomık dağılımı olan,hep güzel tarafı gösterılmeye çalışılan şişirilmiş balondur.

Her süper güç çökmeye mahkumdur,bu nedenle etrafa saldırıyor sonu gelmiş ***** gibi.Çökmesini büyük şaşaayla izleyeceğiz. B)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.