Φ Radya Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2010 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2010 Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır. Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir. Koca Sinan evlidir, ellisi...ndedir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır! Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır. Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir. Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir. Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a. Cami küçücüktür. Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse yüz 61 pencere, camiin iç güzeliğini aydınlatır. İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana. İşte, aşka adanmış iki eser. Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin. Ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür. Göreceğiniz manzaraysa şudur mirim: Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar! Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır .... ALINTI Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ gloria Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2010 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Ağustos , 2010 Bu hikaye Ahmet Ümit'in son kitabı "İstanbul Hatırası"nda da geçiyor Okumuştum, güzel bir hikaye Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 26 Ağustos , 2010 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 26 Ağustos , 2010 Bu hikaye Ahmet Ümit'in son kitabı "İstanbul Hatırası"nda da geçiyor Okumuştum, güzel bir hikaye Hala elimdeki bitmedi... ama az kaldı, bitince ona başlıyayım bari.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İsYaN_HeR_YeRDe Gönderi tarihi: 29 Ağustos , 2010 Paylaş Gönderi tarihi: 29 Ağustos , 2010 Mükemmel bir hikaye ve en ilginci de Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” yin yang a çok benzemesi Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ modernjames Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2010 Paylaş Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2010 bu hikayeyi ilk duyduğumda (daha önce) tepkim "Böyle birşey olur mu ya!.." dı. paylaşımın için tşk Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.