Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Adana Halk Kültüründe Kısmet Açma


Legendary

Önerilen İletiler

Adana Halk Kültüründe Kısmet Açma

 

Okt. Ayşe BAŞÇETİNÇELİK

Çukurova Üniversitesi Türk Dili Okutmanı

 

Adet ve inanışlar halk kültürünün vazgeçilmez unsurlarıdır. İlkel insandan bugüne,

inanışlar insanların yaşamına karışmış, bütün davranışlarına yön vermiştir. Doğa varlıklarının

birer tanrı, yardımcı tanrı olarak nitelendiği dönemlerde onlarla ilgili davranışlar, görevler,

zamanla birer inanış niteliği kazanmıştır. Güneşin, ayın, yıldızların tanrı olarak kabul edildiği

çağlarda onlara saygı göstermek bir din görevi olmuştur. Çağların akışı içerisinde bu görev

davranışlar, birtakım değişikliklerle inanış halini almıştır.

 

Bugün, tüm inanışların kaynağında çok tanrılı dinleri, tek tanrılı dinleri ve günlük yaşam olaylarını görmek mümkündür.

İnanç, felsefede, doğruluğuna ilişkin yeterli bilgi temelleri olmadan bir önermenin

geçerliliğini onaylama, inanma, iç gözleme dayanan bir davranıştır. Bir başka söyleyişle , bir

kimsenin günlük yaşamını, davranışlarını etkileyen, başkalarından öğrenme yoluyla kazanılan

bir düşünce varlığı olan inanışın edinilmesinde, kişinin deneme yoluna sapması, geçerliliğini

kendi yaşamında geçen bir olayla tanıması gerekli değildir. İnanç, denenmeden, akıl

kurallarına, mantık ilkelerine uygulamadan benimsenen, genel geçerliliğini yalnızca

başkalarından aktarılan olaylara, söylentilere borçlu olan bir düşünce ürünüdür. İnançların

yaygın olanları bile deneyle saptanamaz. Bütün inançlar kaynakları dışına çıktıkça, deney

dışı, akıl dışı bir nitelik taşır.

 

Dilimizde bugün, batıl itikad, batıl inanış, boş inanış, hurafe, olarak adlandırılan bir

çok adet ve inanmanın kökeninin çok eski devirlere kadar uzandığını görüyoruz. Her kültürde,

semavi dinlere geçen toplumlar, semavi dinler öncesi inanç sistemlerindeki adet ve

inanmalarını birden bırakamazlar. Yeni dinlerinin özüne ters bile olsa, bunları yeni dinlerinin

rengine ve kalıbına uydurarak, o dinin gereğindenmiş gibi uygularlar.

 

Günümüzde yaşayan pek çok adet ve inanmada İslamiyet öncesi inanç sistemlerinin

izleri görülür. Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra, o güne kadar etkisinde kaldıkları inanç

sistemlerinin kalıntılarını girdikleri bu yeni dine de getirmişlerdir. Orta Asya'daki Türk

kavimleri arasında yaygın olan ve çoğu kez hasta tedavi etmek için bir şaman tarafından özel

ayinlerle yapılan büyülük işlemler, kalıntılarını bugünkü toplumumuzda da sürdürmektedir.

Büyü, üfürük, afsun gibi çeşitli adlarla anılan bu işlemler, kimi zaman tedavide kimi zaman

insanları etki altına alma gibi türlü şekillerde uygulanmaktadır. Anadolu'nun pek çok

yöresinde halk, kısmet açmak, çocuk sahibi olmak vb. çeşitli nedenlerle büyüsel işlemlere

başvurmaktadır.

 

Doğada var olduğuna inanılan gizli güçleri etkilemek, olayların olağan düzenlerini

değiştirmek, iyiliği çekmek kötülüğü kovmak, istenilen sonuca ulaşmak için, halk arasında

"büyü" olarak adlandırılan birtakım işlemler yapılır. Bu işlemlerde dinsel ve büyüsel öğeler

kullanılır. Genellikle büyülerin yapısında etkili madde olarak tanrının güzel adları, dualar,

harfler, remiz veya resimlerin yazıldığı kağıtlar, çeşitli besin maddeleri ve etkilenecek kişinin

giysisinden bir parça bulunur.

 

Toplumumuzda genç kızlar, kısmetlerini öğrenmek ya da kısmetlerini etkilemek ya da

kapalı olan kısmetlerini açmak için çeşitli davranış kalıplarını uygularlar. Bunlardan bazıları

şöyledir. Artvin, Posof, Ardahan, Oltu, Narman, Tortum ve İspir'de gençlerin kısmeti açılsın

diye, tuzlu ekmek veya tuzlu peynir yemeleri, rüyaya yatmaları, niyet namazı kılmaları

istenir. Ardahan'da evlenemeyen kızlar "kıkıl" adı verilen çok tuzlu ekmekleri, bir duvarın

üzerine koyup beklerler. Ekmeği alan karga hangi yöne giderse o yöne doğru gelin

gideceklerine, Şavşat'ta kızlar evlerine gelen misafirin eşeğine binerler, eşek hangi yöne

giderse o yöne evleneceklerine, Koçların yününden diktikleri elbise ile kısmetlerinin

açılacağına inanırlar. Sivas ve çevresinde ise, evlenemeyen kızın kısmetini açmak için, cuma

günü sela verilirken kızın ayağı altına bir anahtar konur ve kızın "bahtım açılsın" demesi

istenir. Kısmeti açılsın diye, gelinin duvağı bekar kızın başında çözülür.

Adana ve çevresinde de ülkemizin pek çok yerinde olduğu gibi kısmet açmak için

çeşitli adet ve inanmalar uygulanmaktadır. Bunlardan bir bölümü, genç kız veya bir yakını

tarafından anahtar veya kilitle cami önünde uygulanan davranış kalıplarıdır.

 

•Perşembe akşamı kilit bir genç tarafından kapatılır. Kız bunu yastığının altına

koyar. Bu kilit cuma günü namazdan ilk çıkana açtırılır. Bu işlem üç cuma

tekrarlanır.

•Cuma günü namaza ilk giren kişiye bir kilit verilir. Bu kişi camiye girerken kilidi

kapatır, çıkışta da dualarla açar.

•Cuma günü namazdan ilk çıkan kişiye kız veya yakını kilit açtırır.

•Dört yol ağzında kilit açılır.

•Kilidin ağzı açık bırakılır, okunur, üflenir.

•Göbek üstünde kilit açtırılır.

•Adana'da bulunan "Bebekli Kilise"nin papazına kilit açtırılır.

•Cuma günü camiden çıkan bir kişiye açtırılan kilit, evin kapısının iç tarafına asılır.

•Dört yol ağzında kız çeyizi açılır.

•Genç kızın kısmetinin açılması için, çeyiz bohçası dualarla üç "cuma" açılır.

•Genç kız üstünde büyük bir anahtar taşır.

•Anahtar dualarla okunur, kıza verilir, kız akarsuya atar.

 

Örneklerimizde de görüldüğü gibi, kapalı olan kısmetin açılabilmesi için "açma"

eylemi yapılmaktadır. Halk kültüründeki inanışlara göre kapatılan veya kapalı duran nesneler

kapalılığı, bağlılığı çağrıştırır. Bu inançla, benzerlik öğesinden yararlanılarak, kapalı olan

nesneler açılmaktadır. Bu pratiklerde, kapalı olan kilit büyüsel obje olarak kullanılmakta,

kilidin kapalılığı ile kısmetin kapalılığı arasında ilişki kurulmakta, kilidin açılmasının,

kısmetin açılmasını çağrıştıracağı düşüncesiyle kilit açılmaktadır. Aynı işlemin kapalı duran

çeyiz bohçasını açma eylemiyle tekrarlandığını görüyoruz. Açma eyleminde dinsel öğeler

kullanılmakta, kilidin açılması veya bohçanın açılması Müslümanlar için kutsal gün olan

cuma günü yapılmakta, eylemi yapan kişi dinsel bir kişi papaz, hoca veya camiden çıkan ilk

kişi olmaktadır. (Bebekli Kilisenin papazına kilit açtırma eylemi, Adana'da bazı çevrelerde,

işleri iyi gitmeyen kişilerin sıkça uyguladığı bir davranış şeklidir.)

 

Açma eyleminin anahtarla yapılıyor olması, anahtarın tek başına kısmet açmada büyüsel obje olarak kullanılmasına da

neden olmaktadır. Yapılan işlemlerde halk kültüründe kutlu sayı olarak kabul edilen üç sayısı

esas alınmaktadır. Halk kültüründe büyüsel bir gücü olduğuna inanılan dört yol ağzı, pek çök

pratiğin uygulandığı yer olmaktadır. Böylece, her yöne açık olan bu yerde yapılan işlemin de

olumlu sonuç vereceğine inanılmaktadır. Büyüsel pratiklerde rastlanan "akarsu" öğesi,

yapılan işlemin tıpkı akan su gibi engel tanımaması, yoluna devam etmesi için

uygulanmaktadır. Halk kültüründe su, pislikleri giderici, arındırıcı özelliğinden dolayı kutlu

varlıklardan kabul edilir, büyüsel işlemlerde iyi sonuç almak için kullanılır.

 

Adana ve çevresinde de, kısmetinin açılmasını isteyen genç kız veya yakını, dileklerin

gerçekleşmesinde ünü duyulan türbelere ve ağaçlara bu amaçla ip ve bez bağlar. Tarsus'ta

bulunan "Arıklı" ziyareti'ne giderek kısmetinin açılması için, cuma gecesi, orada yatar.

Adana'da Zilli Dede ve Çoban Dede diye anılan türbelere gider, mum dikerek, şeker

dağıtarak, Dede'nin türbesine örtü örterek, dilekte bulunur. Adana'da "Yedi Uyuyanlar" diye

bilinen türbeye giderek, orada bulunan türbe ve yedi mezarın etrafını dualarla, dilek dileyerek

birkaç kez döner. Kurban veya horoz keser. Cuma günü ezandan önce "Bulut Dede"ye gider

bir makarayı dualarla çözerek(açarak), dilekte bulunur. Çözülen makarayı dileğinin

gerçekleşmesi için "Taşköprü" den suya atar. Dilek gerçekleştikten sonra, çay, çerez veya

tavuklu pilavı, yatırın bulunduğu yere götürerek, orada bulunanlara dağıtır.

 

Toplumun hemen her kesiminde görülen bekar genç kızların kısmetlerinin açılması

için; nişanda kesilen nişan kurdelesinden ve düğünde, gelinin gelin telinden bir parça alıp

saklamaları, gelinin gelinliğinin içine veya ayakkabısının altına adlarını yazmaları, düğünde

gelinin başına atılan para veya şeker gibi saçılardan kapmaya çalışmaları gibi benzetme

motifli büyüsel davranış şekillerine Adana ve çevresinde de rastlanmaktadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.