Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

İRANDA ZİNA SUÇUNDAN HÜKÜM GİYEN KADINA RECM CEZASI


raif bostan

Önerilen İletiler

Bu konu gerçekten büyük bir karmaşaya sürüklendi. Ben neye yanıt vereceğimi bilmiyorum, çünkü anlaşılmıyor. Kuran'da recm var dediğim iddia ediliyor, nerde dedim diyorum, satır aralarında ima etmişim, kesin yok dememişim, olmadı iyi tamam yok demişim ama, tak sepeti koluna demişim, sepeti koluna takmak o kadar kolay mı... Yani olamaz böyle bir şey. Tüm söylenenler karmakarışık oldu.

 

Kesin söyleyeyim: Hiç bir çağdaş hukuk devletinde, eşinizi zina etti diye taşlatamaz ve sopalatamazsınız. Öyle dört şahit bulup getirme filan, saçmalığın daniskasıdır. Böyle bir 4 şahit önerisinin dile getirilmesi bile abesle iştigaldir, tartışmasız reddedilir.

 

Kesin yani, 4 şahitten, sopadan mopadan söz bile edilemez, bitti!

 

Şeriatın tüm kuralları saçma, abes, insanlık, hukuk ve çağ dışıdır. Üç talakla boşanan kadının geri alınması için başkasının nikahından geçmesi şartı! Böyle bir aşağılama, böyle bir abes, böyle bir saçmalık söz edilebilir bile değildir. Bunlar binlerce sene öncesinin ilkel zihin üretimi ilkelliklerden başka hiç bir şey değildir. Bunların bir an önce çağların karanlıkları içinde kalıp kaybolup gitmemesi, günümüzde hala sözü edilir olmaları bir insanlık ayıbı ve utancıdır!

Israrla yazılarımı okumadan takıldınız kaldınız ve devam ediyorsunuz.Var dediğinizi söylemiyorum, bunu başka mevzuları harmanlayarak yok demek istediğinizi illa yazılarınızdan çıkarmak zorunda oluşumuza dikkat çekiyorum.Var demediniz, ama yok derken araya sokmadığınız konu kalmadı.Niye ısrarla anlamıyorsunuz. Defalarca belirttim, ortada zina aldatmasına maruz kalmış insanın yana döne 4 şahit olması yok, ortada biri zinaya şahit olduysa,kendi gibi 3 şahidin daha ortaya çıkması kavramı var.Çıkmıyorsa, dine göre iddiayı ortaya atan hapı yuttu.Ve ortada iki eşin karşılıklı yemini var.Allah aşkına bi tenezzül edip Nur suresini yeniden okuyun.Ve yazmaktan sıkıldım, olmuyorsa boşanmak ayrıdır,idare etmek,aldatmak ayrıdır.Bu nasıl bir ön yargı ki,einstein bu kadar haklı çıkmak zorunda.""nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir,tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir""Pardonda ben Türk kadınıyım, avrupalı değilim.Biz arada sopanın hikmetini iyi kavrarız.Düşünüyorum da ,bir cüzdanından gizlice para alındı diye sırtlarımızda oklava kıran annem sayesinde bugün 5 kardeşin 5 i de çalıştığı her yerde güvenle anılıyor.Eline koluna sağlık. Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar,harbi bu kadar medeniyet safsatalarında dogmalara, kibre, sözde eğitilmişlik adı altında özden kopmaya ne kadar meyilliymiş bizim millet.Ya arap ya avrupalılık maşallah.Bi türk olan yok meydanda.

 

 

Üç talakla boşanmakmış.Ne kadar basit,Filmlerden mi öğrendiniz?Malum dini filmlerden..Ardı ardına "boş ol boş ol boş ol " der komik artistler. Boşanma boşanmadır.Bir kez boşanınca devamında yaşayacağın süreç vardır.O sürecin sonunda pişman olursan,karın da seni yeniden kabul ederse ,ikisinin yeniden bir araya gelmesi vardır(kadın kabul ettim der,demek zorundadır,ama zorunda derken içinden geldiği için,başına silah dayandığından değil).Ha adam tuttu,zamanla yaşadıklarını unuttu,kadına hayatı çekilmez kıldı,patladı yine boşadı.Artık bulsun bakalım yeniden o hatunu.Kadın birisiyle anlaştı gitti evlendi ki,zaten olay bitmiştir eski eşiyle.Yeni evlendiği adamla bu kutsal anlaşmayı yaptı da(yine gönül rızasıyla yeni eşine kabul ettim dedi de) yatıp eski kocasına döndü.Yok canım.Öyle kolaydı.Ancak ve ancak yeni kocasıyla da bi türlü anlaşamayacakta,en sonunda boşanmaya karar vereceklerde,eski eşi kalkıp bak ben yıllardır pişmanım, gel yeniden evlenelim diyecek...???Ne kadar dini basite indirgemişsiniz dinci geçinenlerin filmlerini izlemekten.Eee,araplar sağolsun, genelev önünde sözde dini nikah yapılırsa olay işte böyle çarparçarpar çarpıtılır.Cidden yine sorayım hazır burada,ayetten mi bu kadar kanıya vardınız, meşhur sevdiğiniz müslümanlardan mı??Siz sadece sözde müslümanlara bakarsınız.Adına müslümanım diyen herkesi değerlendirir,ama ayeti tek başına düşünemezsiniz.Bu yüzden bu dinden bu kadar nefret eder haldesiniz.Ben ve eşim ise tam acınacak haldeyiz,müslümanlara Kuran sunuyorsunuz,hadis kabul etmeyen kafirdir deyip kafirlikle suçlanıyoruz.Dinden nefret edenlere ya Kuran ile müslümanları ayırın diyoruz,siz müslümansınız peh! diye küçümsenme ve dogma saçmalık inançlılığıyla suçlanıyoruz.Ya bu nasıl bir ülke oldu ki,iki ucun aslında aynı olduğunu bir türlü kanıtlayamaz halde didinip duruyoruz.Sizin sözde hadissever şeyhçi tarikatçı müslümanlardan çokta farkınız olduğunu düşünmüyorum.Ezberlenmiş iki onun bunun felsefesi,düşüncesi,miti al birine vur ötekine. Malesef forumun başlarında daha temkinli, daha farklı bir uslüp vardı.Şimdi bakıyorum da,ne çok yol katetmişsiniz.Keşke dini,hayatınız boyunca müslümanlardan anlamaya çalışmasaydınız.Ancak müslümanlardan anlam bekleyen insanlar saçmalık içinde bu drece dinden koparlar.Çünkü yapılan her açıklama saçma ve basit gelir.Bir türlü yüreğinize seslenemez.Halbu ki,elinize Kitabı alıp,onun bunun fikri olmadan üzerine sade düşünseydiniz, o size ,sizin anladığınız dilden konuşurdu.Benim ya da falancanın anladığı dilden değil.eğer bu dünyada bir Tanrı varsa(ki bence koşulsuz şüphesiz var),yapılacak en büyük yanlış başlangıç itibari ile onu dinde aramaktır.O, varsan şunu yap,varsan bunu yap gibi sınanmalara gelmez.. O,gözlem gerektirir.Düşünce,çok çok düşünce gerektirir.Ancak ondan sonra uygun görürse Kitap ilmi verilir.İşte aslında İslam,Tanrı varlığının İbrahim gibi aya güneşe yıldıza bakarak en sonunda idrakine vardığı üstün varlık kavramının ismidir.Siz hayatınızda Tanrıyı hiç bulamamışken neden din üzerine bu kadar gidiyorsunuz ki? Önce O nun gerçekten var olup olmadığını bir oturup düşünün isterseniz.Ondan sonra bu Kitap ondandır ya da değildir tezine Kitapları,yalnızca Kitapları değerlendirerek gidin.Tanrı yoksa ,uğraşıp durduğunuz,bunca müslüman geçinene anlattıklarınız nedir?Bakın keyfinize.. Yoksa bakamıyoranız ki bakamazsınız,yaptığınız bunca tartışmanın,olmayan bişeye karşı verdiğiniz mücadelenin kökenini bir açıklayın.İçinizde bişeyler hep yarım ve siz etrafınızda sizi asıp kesen sopalayan insanlar olmasa da falanca ülkeden falanca uzak müslümanlardan hakaretsiz uzak duramazsınız.Bişeyler izin vermez nedense etrafınızda aslında bu derece sorun olmadığı olgusuna.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şimdi evlilik dediğimiz kavram insanların birlikte yaşama kararıdır bunun bir sözleşmeyle imza altına alınması ise devletin iki kişinin beraber yaşama kararını hukuki sonuçlar doğuracağından bilmesidir mesela çocuk yaptıklarında çocukların velayeti yada aralarında anlaşmazlık çıktığında sorunlar çözümü gibi,eskiden erkek yada kadın beraber yaşamaya karar verdiğinde bu sözleşme şeklinde olmazdı şimdi bu sözleşme şeklini almıştır.evlilikte iki taraf birbirine karşı sorumluluklarını yerine getirdiğinde başkalarıyla cinsel ilişki kurmalarında bir sakınca yoktur mesela sizin bahsettiğiniz hastalıkta ve sağlıkta bir birlerine destek olduklarında birisi düştüğünde diğeri ona yardımcı olduğunda yani bir birlerini düşündüklerinde bu problem ortadan kalkar.evliliği ömür boyu cinsel birliktelik olarak algılamak yanlıştır evlilik bir ortaklıktır ama bu ömür boyu tek eşle cinsel beraberlik gibi insanın özgürlüğünü kısıtlayan zorbalık şeklinde lagılamamak lazımdır ömür boyu bir kişiyle beraber olmak insanın özgürlüğüne bir darbe ve insana işkencedir.

Ne kadar özgür bir bedene sahipsiniz ki, tek eş size işkence gibi geliyor.Oysa özgür olan benim.Beynim sağolsun, tek eş yetiyor.Hiçte özgürlüğüm kısıtlanmış gibi hissetmiyorum.Ne mutlu ki tek eş bana tüm doyumu sağlıyor.Bundan ala özgürlük mü olur?Dünyanın en yakışıklı en kaslı en muhteşem erkeğini de önüme koysanız, benim eşime baktığım gibi ona bakmak asla içimden gelmez.Ne kadarda bedeninizin istekleri yönünde özgürsünüz maşallah.O kadar özgürsünüz ki benim asla işkence diyemeyeceğim olgu sizin hayatınızı işkenceye çeviriyor.Ben evlenmeden önce eşimle en çok değindiğimiz nokta aldatma mevzusuna bakış açımız ve gün geldiğinde başımıza bir olay gelip ağzımız gözümüz yamulsa bile ,dünyanın en çirkin insanına dönüşsek bile birbirimizle ayrılmadan bütün sevgimizi yaşatıp yaşatmayacağımız,birbirimize bakıp bakmayacağımız olgusuydu.Ben zamanında,sırf boşanmış bir kadınım diye hiç bir cesaret vermeksizin gözü oynaşta ne evli erkekler tanıdım.Oysa şimdi seçtiğim eş(daha doğrusu Allahın bana seçtiği eş),gözünün onda bunda olmayışıyla nam salmış ve erkek olarak onu tanıyanların beni tebrik ettiği doymuş,zamanında yaşayacağını yaşamış ve tek eşin değerinin idrakinde olan bir insan gibi insan.Çok gördüm dedem yaşındaki insanın karısının elini tuta tuta bana sunduğu teklifleri.Hakmış,medeniyetmiş.Bedeninin hapsinde beyninin özgürlüğüne erişememiş insanların medeniyet safsataları malesef beni ilgilendirmiyor.Kısacası yaşasın 100 sopa..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın Raif Bostan,bilgisayarımı kapatıp sabah namazımı eda ettikten sonra uyumaya kalksamda ,bunca yazışmadan sonra sizinle ilgili bir dileğimi, bir temennimi açıklamadan yatamadım.Bunca sözünüzden sonra ben şahsen gerek eşiniz olsun, gerek varsa kız kardeşiniz ya da bayan yiğenleriniz olsun ve hatta anneniz olsun, hepsinin işkencesiz ve mutlu bir çevre size sunabilmeleri açısından ,bol bol değişik erkeklerle birlikte olmasını temenni ederim.Etrafınız mutlu insanlarla dolsun İnşallah.Size gelince, sanırım hayatınıza istediğiniz kadar kadın sokun, işkenceden kurtulabileceğinizi düşünmüyorum.Neyse o yaşayamadığınız hani ergenlik dönemizdeki rüya ile yaşanmış doyum, sanırım bunu yaşayabileceğiniz tek kavram bir kadın değil,kendi işinizi kendiniz görmenizdir. Size bu konuda tavsiye edebileceğim bir Kitap var.Wilhelm Reich ten "Bedensel Boşalmanın İşlevi".Biyolojimiz sperm üzerine değil, elektrik üzerine sinirceli kişilikten kurtulabilir.Yani sanırım yanlış şeyi boşalttığınız için hayatınız bir işkenceden öteye geçememektedir. Umarım,yani dilerim ,tenezzül edip kendinizi çözümlemeniz bazında bu Kitabı okursunuz.İşkencesiz yaşam dileğiyle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Böyle takılmış plak tarzı tartışma olmaz! Son kez söylüyorum: Benim burada savunduğum fikrin anası, omurgası, özü "Kuran'da recm olmadığı!!!" Ben daha artık ne diyim ya?

 

Eğer üç kez boşanılan kadın hakkındaki hükmü filmlerden öğrendiğimi söylüyorsan ftoyd, asıl sen dönüp Kuran'ı bir daha baştan oku! Eğer okuduysan olmamış, tekrar oku. Bu kadar da ucuz suçlamalarla ben tartışmam. Şöyle söyleyeyim ki ben bir konu hakkında konuşuyorsam en ince ayrıntısına kadar araştırmışımdır. Kuran'ı ise defalarca ve satır satır okudum. İçinde ne olup ne olmadığını son derece iyi bilirim...

 

Lütfen artık tutarsız bir yığın yanıtlar verme, çünkü okumayacağım ve yanıt da vermeyeceğim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Böyle takılmış plak tarzı tartışma olmaz! Son kez söylüyorum: Benim burada savunduğum fikrin anası, omurgası, özü "Kuran'da recm olmadığı!!!" Ben daha artık ne diyim ya?

 

Eğer üç kez boşanılan kadın hakkındaki hükmü filmlerden öğrendiğimi söylüyorsan ftoyd, asıl sen dönüp Kuran'ı bir daha baştan oku! Eğer okuduysan olmamış, tekrar oku. Bu kadar da ucuz suçlamalarla ben tartışmam. Şöyle söyleyeyim ki ben bir konu hakkında konuşuyorsam en ince ayrıntısına kadar araştırmışımdır. Kuran'ı ise defalarca ve satır satır okudum. İçinde ne olup ne olmadığını son derece iyi bilirim...

 

Lütfen artık tutarsız bir yığın yanıtlar verme, çünkü okumayacağım ve yanıt da vermeyeceğim.

Zaten Kuranda recm olmadığını söylediğinizi söylediğinim halde kimin takılıp kaldığını ben mi çözemiyorum,anlamıyorum.Demekki ifadelerle sürekli bişeyleri harmanlamamız o kadar da hoş olmuyormuş.Ben de açık ve net evet "yok" dediniz deseydim anlayacaktınız.Kuran okumaya gelince, defalarca ve defalarca okuduğumu, okumaya ve araştırmaya devam ettiğimi, bir çok ayette örnek sunabildiğimi.Bazı kulak tırmalayan meaillere karşı durmadan araştırma yapıp çok ilginç anlamlarla karşılaştığımı, onlarca yazımdan sonra siz hala çıkaramadıysanız gerçekten çok üzgünüm.Siz Kuranda Bakara 225-230 arasını okuduğunuzda söyler misiniz,bu tazr olaylar vakit zaman gerektiriyor mu gerektirmiyor mu?Siz imam nikahı dediğimiz olguyu, evliliğe özellikle İncil in bakış açısını sindirememiş anlamamışken,sanki bir iki gün içinde hoppp 3 kere boşadı."Ya şurdan bir adam bulun da kendi aramızda şunları evlendirelim.Sabah evlenip 1 saat sonra boşanan karım, geri bana dönsün.Sanırım yatmaları için 1 saat yeter." Kuranda anlatılan bir olay tek bir ayette sunuluyorsa,sanki 1-2 gün içinde bunlar oluyormuş gibi algılıyorsanız,daha zaten bu Kitabı bi daha okumayın, müslümanları da kırıp durmayın derim.

 

Hac(*) Sûresinin 47 . Ayetinde

Bir de senden acele azap istiyorlar. Halbuki Allah asla va’dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.

Secde Sûresinin 5 . Ayetinde

Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona yükselir.

Me’âric Sûresinin 4 . Ayetinde

Melekler ve Ruh ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir.

 

İmam nikahının aslında ne demek olduğunu Kitaplardan bilseydiniz, bir kez boşamış olan erkeği kadının bir daha istememe hakkı olduğunu da görürdünüz.Nikah iki taraflıdır.İki tarafından isteği ile yapılır.Gerçekten bazen yorumlarınızdan,aynı kitabı okuyup okumadığımız noktasına hayrette kalıyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Eğer şu an itibariyle,konunun başlığına dönecek olursak, burada bulunan tün müslümanları ve dinsizleri,madem Kuranda recm cezası olmadığını da her iki taraf kabul ediyor,hadisler altında yapılan uygulamaların kökenlerini buyrun tartışalım.Bu hadisler nerden çıkmıştır, bu hadisler eğer gerçekse neden Allah Kuranda farklı bir ceza sunmuştur? eğer farklı bir ceza sunulmuşsa, hala ve hala o günden bu güne kendine müslüman diyen kişilerin hangi cesaretle bir recm cezasını uyguladığını,bu uygulamaya inanan kişi varsa buyrun tartışalım.Kuran ehli ile dinsizler ,bu inanca sahip sözde müslümanlara karşı işte burda beklemekte.Bunu savunacak bir hadis sever varsa,buyrun yorum bekliyoruz.Ben şahsen bu tarz bir müslümana, bütün müslümanlık kimliğimle karşıyım ve anlatsınlar bakalım,bu uygulama cesaretini nerden bulmaktalar?Bir hadis Kuran ile çelişki yaratıyorsa,o hadisin güvenirliğine sözde takılıp Kuranı arka plana atmanın, dinde yeri, dinde karşılığı nedir?Buyrunnnn

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanıt vermeyeceğim derken büyük laf etmişim, yanıt vermek zorunda kaldım.

 

Birkaç günde veya bir kaç yılda, farkeden ne? Benim birkaç gün içinde herşeyin olup bittiğini düşündüğümü nerden çıkarıyorsunuz? Kadın bir boşandı, iki boşandı, üç boşandı. Bitti... İsterse bu on yıl içinde olsun. Kimin ne hakkı var başka biriyle evlenmeden üç kere boşayan kocaya dönemezsin demeye? Kadına bundan büyük saygısızlık olur mu? Bu kadını insan yerine koymamanın daniskası değil midir? İsterse elli kere boşanır, evlenir, kime ne? Kime ne? Niye başka bir adamla evlenme şartına muhatap olsun? Var mı yahu böyle saygısızlık?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nikah iki taraflıdır.İki tarafından isteği ile yapılır.

Yok artık daha neler! Bir de zorla olsaydı bari! İyi ki de böyleymiş, aslında sırtına sopayı vura vura götürülmesi gereken kadına, rızasını sorma lütfunu boncuk bulmuş gibi sevinerek mi karşılamamız, bu engin lütuf nedeniyle şükürler etmemiz mi gerek nedir, anlamadım!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Üç talakla boşanmakmış.Ne kadar basit,Filmlerden mi öğrendiniz?Malum dini filmlerden..Ardı ardına "boş ol boş ol boş ol " der komik artistler.

 

Bu Islam dininden gelen yuz yillardir kullanilan Islami haktir.

 

Asagidaki hadis (Sahih Muslim)bu bosanmanin Muhammed ve digerlerinden tarafindan yapildigini gosterir. Bu talak boşanmasi bazi Musluman ulkelerinde kanuni olarak yasaklanmistir. Ama, bilindigi gibi medeni kanunlara gore yasamiyan, dindar Islami toplumlari bu bosanmayi benimserler.

 

Sahih Muslim: Book 009, Number 3493:

 

Abu al-Sahba' said to Ibn 'Abbas: Enlighten us with your information whether the three divorces (pronounced at one and the same time) were not treated as one during the lifetime of Allah's Messenger (may peace be upon him) and Abu Bakr. He said: It was in fact so, but when during the caliphate of 'Umar (Allah be pleased with him) people began to pronounce divorce frequently, he allowed them to do so (to treat pronouncements of three divorces in a single breath as one).

 

 

Gunumuzde, bazi ulkelerde, ornegin Malezya'da erkekler eslerini bu sekilde (Üç talakla ) boşar. Nitekim, Malezya (ve diger Islami ulkelerde) kanunlarina gore bu boşanma "Text Message" ile bile olabilir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanıt vermeyeceğim derken büyük laf etmişim, yanıt vermek zorunda kaldım.

 

Birkaç günde veya bir kaç yılda, farkeden ne? Benim birkaç gün içinde herşeyin olup bittiğini düşündüğümü nerden çıkarıyorsunuz? Kadın bir boşandı, iki boşandı, üç boşandı. Bitti... İsterse bu on yıl içinde olsun. Kimin ne hakkı var başka biriyle evlenmeden üç kere boşayan kocaya dönemezsin demeye? Kadına bundan büyük saygısızlık olur mu? Bu kadını insan yerine koymamanın daniskası değil midir? İsterse elli kere boşanır, evlenir, kime ne? Kime ne? Niye başka bir adamla evlenme şartına muhatap olsun? Var mı yahu böyle saygısızlık?

İyi, konu sevildi.Yeni başlık Kuranda boşama kavramı...

Şimdi bir erkeğin, karısını üç kere boşaması,kadın için saygısılıklık olmuyor.Ama Allah bu konuda artık birbirlerine dönmelerinden men ediyorsa bu kadına haksızlık oluyor öyle mi? Kadın yapısını şu laik ülkede incelemeyen, her evliliğe dair etrafından gözlemler yapmayan bireylerde ,ondan sonra kalkmış Allaha veryansın ediyor.Evliliği büyük sıkıntıda olduğu halde, eşi tarafından sürekli kendi haksızmış gibi gösterile gösterile, sürekli hakarete,aldatılmaya,yeri geldiğinde eşi tarafından şiddete maruz kalmasına karşın,boşanmayı istemeyen kadınlar biliyorum.Üstelik çalışmışlık, okumuşluk bile kadınla erkek arasında ki evliliğe bakışı,yuva kavramına çocuk kavramına bakış farklılıklarını değiştirmiyor.Şimdi, siz kendinize güvenen,her alanda kendinizi yetiştirmeye çalışan ve çalışan bir kadın olduğunuzda bile sizin yuva kavramınız ile erkeğin bu yuvaya bakış açısı bir olmuyor.Ha bu tarz bir kadın, kendine en ufak bir hakarette bulunmuş kocasının azının payını verebilir.Sevgi kavramının bittiği eşi ile zorlamayıp birbirimizi daha fazla kırmadan ayrılalım diyebilir.Ancak dediğim gibi, psikolojik olarak tamamen aslından çıkmış, eşi tarafından kafası tamamen alabora edilmiş, sürekli ezik hisseden, hani şu saçını süpürge eden, sürekli kendinden verdiğini sanan ama böyle yaptıkça kocası tarafından daha da aşağılanan kadınlar vardır.Ve ilginçtir bir şekilde bu tarz evlilikler daha uzun sürmektedir.Bizzat burada, evli ve yeni çocuk sahibi olmuş bir arkadaşımız,kocası tarafından aldatıldı(bana göre evlilik bitmiştir).Bu ortaya çıktıktan sonra kadın kocasıyla konuşmaya kalktığında "sen mükemmel bir eşsin, evliliğimizde hiç bir sorun yok ama yaptım işte" demiş adamcağız.Kadıncağızda ruhunu sözde okşayan kocasıyla ayrılmadan devam etmekte.Ama bu devam kararı, onu her gün kocası hakkında paranoyalı gibi yaşamaktan, sürekli şüphe halinde oluşundan, sürekli rahatsızlık ve güvensizlik içinde bulunuşundan alıkoymuyor.Kısacası çok enterasan ki, kadın erkek gibi olmuyor. Kadın, çok tuhaf şeyleri,yuvası çocuk derdine idare etmeye devam edebiliyor.Yuvasının korunmasını,mutluluğundan üstün tutabiliyor. erkeğin ise kendini mutlu hissetme egosu,hazzını alma egosu çok farklı olabiliyor.Yuva kavramı direk ikinci plana düşebiliyor.Bu verdiğim örnek aslında dayak yemeyen, aşağılanmadığını sanan bir kadın örneği.Bunun çok çok beterini yaşayan nice kadın var.İşte bu tarz, özellikle çocuk kavramı ile sanki kendini yuvaya zorla bağlayan varmış gibi ruh halinde dolanan nice kadın için, en azından Allah korkusu bazında üç kere kocasının boşama alçaltılığına hakaretine uğradıktan sonra,Allahın onların yolunu ayırması,kadın için gerçekten bir lütuftur.Bir çocukluk arkadaşım,öyle şeyler yaşıyor ki, sürekli yurtdışında olan kocasının hakaretleri telefonla bile öyle bir canını sıkıyor ki,benim gibi müslüman bir kadının böyle bir eşi çekme olasılığı hiç yok.Ama yok o zamanında böyle değildi, yok onu şöyle seviyorum diye diye hala kocasının o eski kocası olmadığını idrak edemeyen bu arkadaşım, kocası en son geldiğinde çocuklarını bile umursamadan intihar boyutlarına ulaştı.Oysa dinim çerçevesinde, kendisiyle sorununun ne olduğunu hep yüzüne haykırdığım bu kişinin ruh halini, içlerinde biraz yaşamadan anlamak imkansız.Karşısında sinir krizleri geçiren karısına, eline geçen eşyaları kırıp saçını yolan,kendini çizen karısına,o koşulda "gerizekalı geri zekalı"diye hitap eden kocalar var.Boşanıyorlar mı?Boşanmıyorlar.Çok enrerasan ki boşanmıyorlar.Böyle sağlıksız yuvalarda, sağlıksız bireylerin ancak yetişebileceği bir kavramda, Allahın bunları demvam etmekten men etmesi,üzerine düşünülmesi gereken bir kavramdır. Arkadaşımız yukarıda iki tarafın isteğiyle olan evlilik anlaşmasına bile ön yargılarla saldırmış durumda. Yok artık bir de zorla olsaymış falan. Zorla olmadığına göre dikkat çektiğim bişeyle neden bu tarz bir dalga geçme yöntemi kullanılır çözemedim. Sadece olan birşeye dikkat çektim.Bundan kadının sırtına vurula vurula nikahlandırılmasını tavsiye edecek bir Tanrı hiç olmadı.Ama bunu yapan insanlar oldu.Benim annem bunlardan biri. Çocuk yaşta ortaokuldan alınıp 2 sene boyunca,istemediği bir adamla evlenmesi için dayak yiyen annem, en sonunda çocuk denilebilecek yaşta o adamla evlendirilmiştir.Kocasının dillere destan, saf iyi biri olduğu gerçeği bile bir damla olsun annemin o adamı sevmesini sağlayamamıştır.Soruyorum şimdi, eğer dedem Kuran bilgisinde, imam nikahının bilgisinde bir adam olsaydı, kızına bunu yapabilir miydi? Bu anlamda Allahın bu noktaya işaret etmesi lütuftan öte bir gerekliliktir.İnsanlar malesef ne kadar kötüleşebiliyor.Bu yüzden Kuran her konuya cevap verme noktasında kusursuzdur.Herkes siz gibi yetişmiyor, herkes siz gibi düşünmüyor kısacası.

 

Son olarak, başka bir evlilik yapma zorunluluğu ile(yineliyorum,kadın isterse yapar),o evliliğinde yürümemesi zorunluluğu ile(belki bu boşandığı eşi de kendini yeniden isteyecek-demek ki tek boşanma da yetmekte ve seçim kadına bırakılmakta),kadın eski kocasını yeniden isteyecekte,onu zaten isteyen eşi ile tekrar evlenecekler!Bu olsa olsa erkeğe güzel bir hakarettir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu Islam dininden gelen yuz yillardir kullanilan Islami haktir.

 

Asagidaki hadis (Sahih Muslim)bu bosanmanin Muhammed ve digerlerinden tarafindan yapildigini gosterir. Bu talak boşanmasi bazi Musluman ulkelerinde kanuni olarak yasaklanmistir. Ama, bilindigi gibi medeni kanunlara gore yasamiyan, dindar Islami toplumlari bu bosanmayi benimserler.

 

Sahih Muslim: Book 009, Number 3493:

 

Abu al-Sahba' said to Ibn 'Abbas: Enlighten us with your information whether the three divorces (pronounced at one and the same time) were not treated as one during the lifetime of Allah's Messenger (may peace be upon him) and Abu Bakr. He said: It was in fact so, but when during the caliphate of 'Umar (Allah be pleased with him) people began to pronounce divorce frequently, he allowed them to do so (to treat pronouncements of three divorces in a single breath as one).

 

 

Gunumuzde, bazi ulkelerde, ornegin Malezya'da erkekler eslerini bu sekilde (Üç talakla ) boşar. Nitekim, Malezya (ve diger Islami ulkelerde) kanunlarina gore bu boşanma "Text Message" ile bile olabilir.

Hadis hadis hadis... sıkıntımız bu değil mi zaten?birde malezya ya bakın..Biraya kırbaç cezası??kim verdi bu cezayı,Allah mı? Asla.. Uyduruk din, uyduruk uygulamalar.Birilerinin güç göstermede bişeyleri yarıştırdığı ülkeler gurubu.Şimdi bazı müslüman ülkelerde yasaklanmış, bazılarında yasaklanmamış.Bazıları bu hadisi değerlendirmiş, bazıları değerlendirmiş,bazıları değerlendirenlerin mezhebinde, bazıları değerlendirmeyenlerin mezhebinde. Din,Kuran, Kitap indikten sonra hiç bir konuda üzerinde ayrıma düşülünen bir mezhepler dizgesini kabul etmemiştir. Yani din, hadis adı altında, ortaya çıkarılıp çıkarılıp müslümanlar arasında ayrılıklara bölünmelere sebep olabilecek hiç bir kavrama izin vermemiştir. Pantolon giydin(Muhammed döneminde kadınlar giyerdi,hadis aktarıyorlar),kırbaç.Kim verdi sana bu hakkı,Hadis.. Kuran noldu, aman boşver Kuranı.kimi dinlersin sen, ülkede çoğunluk olup seni güdeni. Hadis, yine hadis demekten öteye geçemediğinizin İnşallah farkındasınızdır.
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu olsa olsa erkeğe güzel bir hakarettir.

Tabii, hepsine... Kadına da, erkeğe de, akla da, mantığa da, insanlığa ve onun geliştirdiği tüm kültürel değerlere de...

 

Ben önceki kararıma dönüp bu konuyu bu kez her ne yanıt gelirse gelsin kesinlikle tartışmayacağım. Tartışmaya devam etmek isteyenlere iyi muhabbetler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne kadar özgür bir bedene sahipsiniz ki, tek eş size işkence gibi geliyor.Oysa özgür olan benim.Beynim sağolsun, tek eş yetiyor.Hiçte özgürlüğüm kısıtlanmış gibi hissetmiyorum.Ne mutlu ki tek eş bana tüm doyumu sağlıyor.Bundan ala özgürlük mü olur?Dünyanın en yakışıklı en kaslı en muhteşem erkeğini de önüme koysanız, benim eşime baktığım gibi ona bakmak asla içimden gelmez.Ne kadarda bedeninizin istekleri yönünde özgürsünüz maşallah.O kadar özgürsünüz ki benim asla işkence diyemeyeceğim olgu sizin hayatınızı işkenceye çeviriyor.Ben evlenmeden önce eşimle en çok değindiğimiz nokta aldatma mevzusuna bakış açımız ve gün geldiğinde başımıza bir olay gelip ağzımız gözümüz yamulsa bile ,dünyanın en çirkin insanına dönüşsek bile birbirimizle ayrılmadan bütün sevgimizi yaşatıp yaşatmayacağımız,birbirimize bakıp bakmayacağımız olgusuydu.Ben zamanında,sırf boşanmış bir kadınım diye hiç bir cesaret vermeksizin gözü oynaşta ne evli erkekler tanıdım.Oysa şimdi seçtiğim eş(daha doğrusu Allahın bana seçtiği eş),gözünün onda bunda olmayışıyla nam salmış ve erkek olarak onu tanıyanların beni tebrik ettiği doymuş,zamanında yaşayacağını yaşamış ve tek eşin değerinin idrakinde olan bir insan gibi insan.Çok gördüm dedem yaşındaki insanın karısının elini tuta tuta bana sunduğu teklifleri.Hakmış,medeniyetmiş.Bedeninin hapsinde beyninin özgürlüğüne erişememiş insanların medeniyet safsataları malesef beni ilgilendirmiyor.Kısacası yaşasın 100 sopa..

şimdi bir kişi size hayatın boyunca benimle ilişkiye gireceksin dese sizce bu size zorbalık olmazmı.insanın istediğiyle cinsel ilişkiye girme hakkı vardır kimse bu konuda ona karışamaz ama insanın başkalarını maduretme hakkı yoktur evliyse eşini maduretme ortaklığın gereklerini yerine getirmeme gibi hakkı yoktur.size sorarım ben başka kişilerle ve eşimde başka kişilerle beraber olsa ama yine beraber yaşasak ve berber yaşamanın getirdiği sorumlulukları yani evliliğin sorumluluklarını yerine getirsek sizce bir problem olurmu.bakın önemli olan insanların bir biri haklarına saygı göstermesi ve birlerine sevgiyle bakmalarıdır şayet insanlar birbirlerinin hakkını gözetir ve bir birlerine sevgiyle bakarsalar cinselliğin yada ben evliyken başkasıyla beraber olumuşum eşimde beraber olmuş saçmalıklarına uğraşmaya gerek kalmaz.

 

sayın Raif Bostan,bilgisayarımı kapatıp sabah namazımı eda ettikten sonra uyumaya kalksamda ,bunca yazışmadan sonra sizinle ilgili bir dileğimi, bir temennimi açıklamadan yatamadım.Bunca sözünüzden sonra ben şahsen gerek eşiniz olsun, gerek varsa kız kardeşiniz ya da bayan yiğenleriniz olsun ve hatta anneniz olsun, hepsinin işkencesiz ve mutlu bir çevre size sunabilmeleri açısından ,bol bol değişik erkeklerle birlikte olmasını temenni ederim.Etrafınız mutlu insanlarla dolsun İnşallah.Size gelince, sanırım hayatınıza istediğiniz kadar kadın sokun, işkenceden kurtulabileceğinizi düşünmüyorum.Neyse o yaşayamadığınız hani ergenlik dönemizdeki rüya ile yaşanmış doyum, sanırım bunu yaşayabileceğiniz tek kavram bir kadın değil,kendi işinizi kendiniz görmenizdir. Size bu konuda tavsiye edebileceğim bir Kitap var.Wilhelm Reich ten "Bedensel Boşalmanın İşlevi".Biyolojimiz sperm üzerine değil, elektrik üzerine sinirceli kişilikten kurtulabilir.Yani sanırım yanlış şeyi boşalttığınız için hayatınız bir işkenceden öteye geçememektedir. Umarım,yani dilerim ,tenezzül edip kendinizi çözümlemeniz bazında bu Kitabı okursunuz.İşkencesiz yaşam dileğiyle.

yukardada bahsettiğim gibi sevginin temel alındığı bir dünyada cinselliğin bir önemi yoktur herkes herkesle beraber olabilir ama insanlar bir birlerine sevgi besler ve kimse kimseyi üzmez herkes birbirine hoşgörü gösterir çünkü ben eşimin başkasıyla beraber olmasını istememem aslında benim hakkımın zayi olacağını düşünmemden kaynaklanır ama sevgi dolu bir toplumda kimse kimseyi üzmaz ve kimsenin hakkı yenmez herkes birbirne hoşgörü gösterir siz böyle bir dünya düşünün herkesin sevgi dolu olduğu bir dünya sizce ozaman eşinizin başkasıyla birlikte oması sizin için önemli olurmu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hadis hadis hadis... sıkıntımız bu değil mi zaten?birde malezya ya bakın..Biraya kırbaç cezası??kim verdi bu cezayı,Allah mı? Asla.. Uyduruk din, uyduruk uygulamalar.Birilerinin güç göstermede bişeyleri yarıştırdığı ülkeler gurubu.Şimdi bazı müslüman ülkelerde yasaklanmış, bazılarında yasaklanmamış.Bazıları bu hadisi değerlendirmiş, bazıları değerlendirmiş,bazıları değerlendirenlerin mezhebinde, bazıları değerlendirmeyenlerin mezhebinde. Din,Kuran, Kitap indikten sonra hiç bir konuda üzerinde ayrıma düşülünen bir mezhepler dizgesini kabul etmemiştir. Yani din, hadis adı altında, ortaya çıkarılıp çıkarılıp müslümanlar arasında ayrılıklara bölünmelere sebep olabilecek hiç bir kavrama izin vermemiştir. Pantolon giydin(Muhammed döneminde kadınlar giyerdi,hadis aktarıyorlar),kırbaç.Kim verdi sana bu hakkı,Hadis.. Kuran noldu, aman boşver Kuranı.kimi dinlersin sen, ülkede çoğunluk olup seni güdeni. Hadis, yine hadis demekten öteye geçemediğinizin İnşallah farkındasınızdır.

 

Hayır kardeşim. Hadis sıkıntınız değildir. Hadis Sunnetinizdir. Sunni Islam, arapçada dedikleri gibi "Ahl as-Sunnah wa’l-Jamā‘ah" - Muhammmedin sünnetini takip edenler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayır kardeşim. Hadis sıkıntınız değildir. Hadis Sunnetinizdir. Sunni Islam, arapçada dedikleri gibi "Ahl as-Sunnah wa’l-Jamā‘ah" - Muhammmedin sünnetini takip edenler.

Pardon ama sünnilik ne demektir?Hadislerin hepsi sünnet ise niye bazıları uygun bulunmayıp kalkabiliyor, bazıları sonradan uygun bulunup eklenebiliyor.Diyanet 1500 senedir "sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" hadisini bu millete ezberletiyorda, kimin fikri kimin algısıyla son 10 yılda bu hadis gerçekliğini yitiriveriyor.Yani bu adamlar bi 1500 senede sahabenin aktarımını oturtamadı da,şimdi kim beni bunlara inanmaya zorlayacak anlamıyorum.Hele hele inanmam beklenen şey Kuran ile ve diğer Kitaplarla çelişki yaratıyorsa,buna rağmen Ana Kitaplar göz ardı edilip insanlara hadisler ısrarla öğretiliyorsa, söyler misiniz bunun inandırıcılığı nerde?

 

Söze bakın şimdi; "Üç Talak:

 

Şeriat, hadis ve sünnet üzerine kuruludur. Kur’an’ın yetersiz kaldığı, herşeyi açıklamadığı

düşüncesiyle hadislere başvurulur."

 

Yani direk,Kuran yetersizdir denmektedir.Kuran ise bırakın Kuranı herşeye Allahın yettiğini defalarca vurgulamıştır.Referans olarakta her daim Allah kendi kitaplarından bahsetmiş, onları birer rahmet,rehber, yol gösterici olarak açıklamıştır.Ama Allahın, sürekli birilerinin üzerinde oynadığı değiştirdiği cümlelerle ilgili ayetleri okunmuyorsa, bu insanlar Allahın Kitabını yetersiz görmeye devam edeceklerdir şüphesiz.Anlamaları için Allah hariç herkesin fikri yeter onlara..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dinde kurana bakılır,kurandan sonra hadislere bakılır ve yorum yapılır yani islamda kurallar insan haklarına göre ve insan haklarını korumak için çıkmaz orada insan hakkı önemli değildir kurandan yorum yapılarak çıkacak kural insan haklarına aykırı olsada o uygulanmak zorundadır yada hadislerde insan haklarına aykırı bir kural yorumla çıkarılmışsa ona uyulmak zorundadır yani bu din saçmalığın ta kendisidir başka bişiy değildir islam dininde bir sürü insan haklarına aykır kural vardır bunların en başında kadının başını örtmesidir oysaki insanın istediği elbiseyi giyme hakkı vardır kimse insanın giyinişine karışamaz ve hatta insan çıplak bile dolaşma hakkına sahiptir çünkü bu beden onun bedenidir ve hayatta onun hayatıdır bedenini isterse örter isterse çıplak gezer yani hayatını istediği gibi yaşar kimse ona karışamaz karışma hakkı yoktur ama kadına baörtüsü zorunluluğu getilirek onun hayatını istediği gibi yaşama hakkı elinden alınmaktadır ve buda insan haklarına aykırıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

dinde kurana bakılır,kurandan sonra hadislere bakılır ve yorum yapılır yani islamda kurallar insan haklarına göre ve insan haklarını korumak için çıkmaz orada insan hakkı önemli değildir kurandan yorum yapılarak çıkacak kural insan haklarına aykırı olsada o uygulanmak zorundadır yada hadislerde insan haklarına aykırı bir kural yorumla çıkarılmışsa ona uyulmak zorundadır yani bu din saçmalığın ta kendisidir başka bişiy değildir islam dininde bir sürü insan haklarına aykır kural vardır bunların en başında kadının başını örtmesidir oysaki insanın istediği elbiseyi giyme hakkı vardır kimse insanın giyinişine karışamaz ve hatta insan çıplak bile dolaşma hakkına sahiptir çünkü bu beden onun bedenidir ve hayatta onun hayatıdır bedenini isterse örter isterse çıplak gezer yani hayatını istediği gibi yaşar kimse ona karışamaz karışma hakkı yoktur ama kadına baörtüsü zorunluluğu getilirek onun hayatını istediği gibi yaşama hakkı elinden alınmaktadır ve buda insan haklarına aykırıdır.

İnsan hakkı deyip durduğunuzu üretende yine bizzat insanlardır.Bana göre de Kuran ve Kutsal Kitap insan haklarına uygundur ve senin insan hakkı dediklerin benim insan haklarıma sıkıntıdır.Din saçmalık değil, ateistlik bir saçmalıktır.Bilim bilim deyip, başı olmayan bir varlığı kabul etmemek sıkıntıdır.Bilim bilim deyip, metafiziksel her olguya yok deyip kestirip atmak kısaca olmayan yok kavramına sürekli yok demek saçmalıktır.Ben var isen yok un asla olamayacağını kavrayamayan bir algılayışın bir türlü anlamlı yaşamak istemeyişi saçmalıktır.Kadın başını ibadet esnasında,erkek için değil Allah için kapatır.İncil okursanız bunda erkeği ilgilendiren bişey olmadığını kavrarsınız.Erkek din çerçevesinde tavsiyede bulunabilir, tutup kimse kimseyi zorla kapatamaz.Bunu bekleyemez, bundan dolayı kınayıcılıkta yapamaz.İnsan beyni ile anılan ve değişim doğasında olan bir varlıksa, çıplakta dolaşamaz. Kabilelerde olduğu gibi huh hah tepinip, göğüsleri sallayıp sallayıp dolaşan kadınlar ile, düşünen üreten değişik giyinmekten zevk alan ve her alanda sektör oluşturabilen insan,pardon ama sıradan hayvanlar gibi doğada yerini alamaz. Kabilelerde bile kadınlar başını kazır, orasını burasını deler,dudağına plaka koyar, tüllü şeylerle cinsel organını kapatır ki,kısacası insan tabiatında çırıl çıplak gezme iç güdüsü yoktur ve doğal değildir.Karşımda yumurtalıkları buruş buruş sarkmış organı pörsümüş yaşlı bir erkeği, göğüsleri karnını geçmiş büklüm büklüm kırış kırış sarkmış bir yaşlı kadını ben görmek istemiyorsam, bu benim en doğal insanlık hakkım.Herkes medya dergilerinden fırlamış gibi değil malum.Bir kedinin, bir tavşanın bile ıslanınca oluşturduğu sırf deriden ibaret o zayıf hali yerine, pofidik pofidik tüylü halini görmek istemek benim en doğal hakkım.Bana kalsa bir maymun türünün kırmızı poposunu bile giysi ile kapatırım.Oldu mu??
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

arkadaşım bir insanın başkalarına zarar vermeden hayatını istediği gibi yaşama hakkı vardır yani biz o kişinin nasıl yaşıyacağını o insana söyleyemeyiz buna hakkımız yoktur yani o kişinin nasıl giyineceğine ve hayatını nasıl yaşayacağına karışamayız dolayısıyla insan çıplak gezmek istiyorsa ona engel olamayız çünkü ne giyeceğine karışamayız çünkü beden onun bedenidir onun bedenine karışma hakkımız yoktur ve hayatta onun hayatıdır hayatına karışamayız.sen maruk bierkek görmek istemiyorsun diye adamın hayatına ve bedenine karışamayız o hayat on un hayatı ve bedende onun bedenidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kabilelerde bile kadınlar başını kazır, orasını burasını deler,dudağına plaka koyar, tüllü şeylerle cinsel organını kapatır ki,kısacası insan tabiatında çırıl çıplak gezme iç güdüsü yoktur ve doğal değildir.Karşımda yumurtalıkları buruş buruş sarkmış organı pörsümüş yaşlı bir erkeği, göğüsleri karnını geçmiş büklüm büklüm kırış kırış sarkmış bir yaşlı kadını ben görmek istemiyorsam, bu benim en doğal insanlık hakkım.Herkes medya dergilerinden fırlamış gibi değil malum.Bir kedinin, bir tavşanın bile ıslanınca oluşturduğu sırf deriden ibaret o zayıf hali yerine, pofidik pofidik tüylü halini görmek istemek benim en doğal hakkım.Bana kalsa bir maymun türünün kırmızı poposunu bile giysi ile kapatırım.Oldu mu??

 

Bu "ben"ci zihniyeti ne zaman gözden geçireceksin ftoyd? Yukardaki talepler dikkat edersen hep kendi zevkine göre. O bahsettiğin kabile insanlarının kendilerine verdiği şekiller, zevkleri ve görmek istedikleridir. Onlara sorarsan eğer, onlar da senin giyiniş tarzını anormal bulurlar. Senin doğrularının olduğu gibi onların da doğruları vardır.

 

"En büyük doğru benim doğrum, başka doğru yok" kabulü yanlıştır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu "ben"ci zihniyeti ne zaman gözden geçireceksin ftoyd? Yukardaki talepler dikkat edersen hep kendi zevkine göre. O bahsettiğin kabile insanlarının kendilerine verdiği şekiller, zevkleri ve görmek istedikleridir. Onlara sorarsan eğer, onlar da senin giyiniş tarzını anormal bulurlar. Senin doğrularının olduğu gibi onların da doğruları vardır.

 

"En büyük doğru benim doğrum, başka doğru yok" kabulü yanlıştır.

 

Haklısınız , biraz ben merkezli bir insanım.Ama bir o kadar da çevresini gözlemleyen ve çevre için eş dost için kendini paralayan bir yaşamım var.Kimsenin ekip biçmediği bahçeyi alır,beller,çimenler çiçekler bitkiler eker yeşertirim.Sonra eşimle bir iş gezisine çıkarız,bir döneriz bir Allahın kulu sulamadı diye bütün emğiniz kurumak üzere hemde çöplük içinde.O kadar ben merkezliyiz ki eşimde bende, etrafında bizim kadar yardıma hazır birini göremez komşularımız.Ama gerçekten bunu ben merkezli yaparız ya da Allah için demek daha doğrusu.Gelgelim,bazı noktalarda evrensel bir doğruluk olmalı.Mutlak doğru dediğimiz özümüzün bir kabulü olmalı.Ben kabile insanlarının bile yapılarında olandan bahsettim,onların yanlış olduklarından değil.Bana yanlış gelen, insanların etrafta anadan doğma dolaşması düşüncesi idi.Bunu insan hakkı gibi algılamak ve savunmak, evlilik kurumunda eşlerin birbirine bağlılığını bir işkence gibi göstermek,şahsıma ters gelen kavramlar.Bayanlar,söyler misiniz bayanlar neden makyaj yapar, neden vücuduna güveniyorsa biraz daha cüretkar giyinir, neden saçlar boyanır moda takip edilir.İnsanın, arkadaş ne derse desin güzele karşı , daha daha üstününe karşı bir zaafı vardır.Yani bir plakçalar yerine neden şimdi mp3 ler 4 ler var.Hep daha iyisini hep daha gelişmişini hedefler insan.Giyimde böyledir insanın içinde.Neden belki daha rahat olmasına karşın şimdi bizler çiçekli çiçekli şalvarlarla dolaşmıyoruz(ki hala ülkemizde çok yaygın kullanılıyor aslında), neden ben bir kotu hiç birşeye değişemiyorum.Her kişi kendi ortamında bir değişimden illaki geçiyor.Hep ileriye hedef varken yapımızda,neden çıplak dolaşıp kadınlığımın bütün çekiciliğinden yoksun sıradan bir beden olup eski çağlarda ki gibi sıradan bir hayvansıya dönüşeyim.Neden sadece erkeğin şehvetle merakla değil, öylesine baktığı sıradan bir kadın olayım.Hangisi benim insan hakkıma daha yakın bir inanış.Tepki verdiğim arkadaşın nice düşüncesinde bana mantıklı gelen bir kavram göremiyorum.Bu forumda nice arkadaşımızın dinimi eleştirişini,kadın hakları üzerine demeçlerini, şiddete yanmaya şuna buna karşı tepkisini onların doğruları çerçevesinde anlar ve mantığında tartışmaya çalışırım.Ama Raif Bostan arkadaşımızda bunu bir türlü yakalayamıyorum.Doğaya aykırı yapımıza aykırı geliyor örnekleri.Ya da bunları ne anlamda söylediğini mi yeterince anlamıyorum ya da gerçekten dilediği ortam oluştuğunda yaşanabilecek dünya kavramını mı ben ondan farklı görüyorum?Yok, istediği ,örnek gösterdiği hallerin faydasını zerre kadar göremiyorum, gördüğüm beter bir dünya kavramı oluyor.Sanki doğadaki her hangi bir maymun türüymüşüz gibi hissediveriyorum kendimi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şimdi ben insanın hayatına karışma hakkımızın olmadığını söylüyorum bir insan çıplak dolaşmak isterse ona karışamayız çünkü insanın başkalarına zara vermeden hayatını istediği gibi yaşama hakkı vardır ve bu yüzden çıplak dolaşmak istiyorsa ona engel olamayız zorlan onu örtemeyiz benim anlatmak istediğim bu bunumu anlamadınız lütfen daha nasıl anlatayım.şimdi siz elbiseyle dolaşmak ve oranı buranı hafif göstererek insanlarda şehvet duygusu uyandırmak isteyebilir ve başkalarının şehvetle baktığı bir kişi olmak isteyebilirsiniz ama bir kişide çıplak dolaşmak isteyebilir işte o kişiye siz sen böyle dolaşamazsın diyemezsin durum bu kadar basit.ayrıca evlilik konusunda benim sevdiğim ve evlendiğim kişiye ben zorla benimle olmak zorundasın diyemem bu insan haklarına aykırı olur zorla bir kişiyi yanında tutamazsın bu mümkün değildir şayet yaparsan zorbalık yaparsın işte bu yüzden insanlar istedikleriyle beraber olabilirler bu yasa yüzünden istedikleriyle beraber olma hakları vardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şimdi ben insanın hayatına karışma hakkımızın olmadığını söylüyorum bir insan çıplak dolaşmak isterse ona karışamayız çünkü insanın başkalarına zara vermeden hayatını istediği gibi yaşama hakkı vardır ve bu yüzden çıplak dolaşmak istiyorsa ona engel olamayız zorlan onu örtemeyiz benim anlatmak istediğim bu bunumu anlamadınız lütfen daha nasıl anlatayım.şimdi siz elbiseyle dolaşmak ve oranı buranı hafif göstererek insanlarda şehvet duygusu uyandırmak isteyebilir ve başkalarının şehvetle baktığı bir kişi olmak isteyebilirsiniz ama bir kişide çıplak dolaşmak isteyebilir işte o kişiye siz sen böyle dolaşamazsın diyemezsin durum bu kadar basit.ayrıca evlilik konusunda benim sevdiğim ve evlendiğim kişiye ben zorla benimle olmak zorundasın diyemem bu insan haklarına aykırı olur zorla bir kişiyi yanında tutamazsın bu mümkün değildir şayet yaparsan zorbalık yaparsın işte bu yüzden insanlar istedikleriyle beraber olabilirler bu yasa yüzünden istedikleriyle beraber olma hakları vardır.

"insanların başkalarına zarar vermeden".Söyler misiniz zarardan ne anlıyorsunuz? Şimdi Lut kavmini örnek verelim.O kavimde bütün erkekler erkekleri istiyordu.Kadınlar bir hiç gibiydi yani. Yani büyük bir çoğunluk erkek olarak erkeklere zarar vermeden(!) erkeklerle cinsel ilişkiye girmek istiyordu. O kavim sonunda öyle bir hal aldı ki hatta, Lut un kızları babalarını sarhoş edip onunla birlikte oldu.Öyle ya, o toplumda diğer erkeklerden bir çocuk sahibi olamayacaklardı ama onlarda kadınsı bütün hakları çerçevesinde bebek sahibi olmak istiyorlardı.Sizce, erkeğin erkekle birlikte olması hak olarak düşünülebilirken, o hakkı bütün erkeklerin kendinde görmesi çoğunluğu sağlanırken, toplumun zarar görüp görmediği ileri düşüncesine sahip misiniz değil misiniz?Bahsettiğiniz çıplaklık olayı da aynı şey.Çıplaklar kampına takılın, şu bu ... Peki toplumun genelinde neredeyse hepsinde aynı durum meydana geldiğinde, o toplumun erkekğe ve kadına bakış açısında zarar var mıdır yok mudur? Aşık olma hakkını insandan almak istiyorsunuz, şehvetle tutkuyla öpüşebilme sevişebilme hakkını insandan almak istiyorsunuz.Tamamen sıradan hayvanlar gibi, vakti geldiğinde öylesine çiftleşen varlıklar gibi birbirimizi algılamızı istiyorsunuz.İnsan olma hakkı nedir sizce? insan olmak mı, iki bacaklı memeli olmak mı?Neden isteklerinizi bütünde çoğulda değerlendirmiyorsunuz?

 

Kısacası, biri ortada çıplak dolaşıyorsa, onu giydirmeye çalışmak, hatta ters bir gömlekle giydirmeye çalışmak en doğal hakkımız olmalı.Eğer toplumda güzel bir düzen, güzel bir aile kavramı, güzel bir bakış açısı ve döngü istiyorsak...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bizim başkalarına karışma hakkımız yok tamammı öyle olsa ne olur biliyormusun demokrasi olmaz yani hiç kimse özgürce düşüncesini açıklayamaz ve insanlar hayatlarını özgürce yaşayamaz kızım sence özgürlük nedir yada insan hakkı nedir.insan hakkı insanın hayatını başkalarına zarar vermeden istediği gibi yaşamasıdır bu aynı zamanda özgürlüğün tanımıdır.şimdi laik bir devlette yaşıyorsun sen inançlı bir kişisin devletsana dinini yaşamaman için baskı yapsa sence doğru olurmu hani insan hakkı hani demokrasi yada iran gibi şeriat devletinde yaşıyorsun ve bende inanmayan bir kişiyim bu devlet zorlan bana dine göre yaşaşamı istese doğru olurmu.insanların hayatlarını istedikleri gibi yaşama hakları vardır bu özgürlüğün ve insan haklarının temelidir.

sen benim doğrularım doğrudur diyorsun çıplaklık neden yanlış olsun yada eşcinsellik neden yanlıştır öğrenebilirmiyim bunlar kötü şeyler değillerdir bunlar kişileri ilgilendiren kendi tercihlerine kalmış şeylerdir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bizim başkalarına karışma hakkımız yok tamammı öyle olsa ne olur biliyormusun demokrasi olmaz yani hiç kimse özgürce düşüncesini açıklayamaz ve insanlar hayatlarını özgürce yaşayamaz kızım sence özgürlük nedir yada insan hakkı nedir.insan hakkı insanın hayatını başkalarına zarar vermeden istediği gibi yaşamasıdır bu aynı zamanda özgürlüğün tanımıdır.şimdi laik bir devlette yaşıyorsun sen inançlı bir kişisin devletsana dinini yaşamaman için baskı yapsa sence doğru olurmu hani insan hakkı hani demokrasi yada iran gibi şeriat devletinde yaşıyorsun ve bende inanmayan bir kişiyim bu devlet zorlan bana dine göre yaşaşamı istese doğru olurmu.insanların hayatlarını istedikleri gibi yaşama hakları vardır bu özgürlüğün ve insan haklarının temelidir.

sen benim doğrularım doğrudur diyorsun çıplaklık neden yanlış olsun yada eşcinsellik neden yanlıştır öğrenebilirmiyim bunlar kötü şeyler değillerdir bunlar kişileri ilgilendiren kendi tercihlerine kalmış şeylerdir.

 

"özgürce yaşayamaz kızım sence özgürlük nedir" en azından kızım diyerek kullandığınız uslüp, insanlara bakış açınızı ve düşüncenin özgürce dile getirilmesini kavramını çok güzel ortaya koymuş.Yazdıklarımdan ve verdiğim örneklerden neyi kasdettiğimi anlamadığınız da malesef ortada.Bana bir dindar olduğum için tepki vermektesiniz ancak benim sizin asla bana konduramayacağınız eşcinsel tanıdıklarım, kendini kadın gibi hisseden ve çooook derin aşık olabilen erkek görünümlü arkadaşlarım da oldu.Siz ,onların nasıl aşık olduklarını hevesle anlattıkları benim gibi tabusuz birini bulamazsınız.Daha önce, diniminde hormonel bozuklukları olan kişilerle sıkıntısı olmadığını, psikolojik olarak gerçekten erkek olup erkek olanı isteyenlere tepkisini ortaya koymuştum.

 

Devlet örneğinize gelince, bu forumda çoğu arkadaş bilir ki, en büyük mücadelem hurafeler, tarikatlar, şeyhler, mezhepler şu bu dur. Türkiyede şu anda öyle tehlikeli bir dini oluşum var ki,bir Kuran imanlısı olarak bu hurafe dinlere karşı benden iyi tavır koyabilen birini göremezsiniz.Kısacası böyle bir uyduruk dinler kavramına karşı benden iyi laikliğe tutunmuş birini bulamazsınız.Çünkü adına müslüman diyenlerin, bir çoğunun, malesef bir çoğunun hadisleri Kurandan üstün tutması,büyük bir kaos,çirkin bir ton uygulamayı yaratmaktadır.Mesela başka bir yerde recm olayını tartıştık ki, bunun dinime aykırılığını bir inanır olarak, uygulamaya kalkan sözde müslümanlarla tartışmam,elbet bu insanlara Kuran saçmadır diyen bir dinsizden daha etkili olmaktadır. Siz düşünceler özgürce söylenmesinden yana yakınırken, benim dinim Kuranla ve Peygamberimizle dalga geçilen bir ortamda kalıp kavga etmemize izin vermemiş, o ortamdan hemen çıkıp, konuşmalar bittikten sonra geri dönmemizi emretmiştir.Benim dinim bir dinsizle tartışmamı engellemiş, selam verip bu tarz kişilerden din konusunda konuşmadan uzaklaşmamı istemiştir.Dinimin bir hristiyana, bir yahudiye, bir ateiste müdahale hakkını asla bize vermediğini, sadece ve sadece zülum eziyet karşısında ,elden gelen her türlü sabırlı iyi mücadele yapıldıktan sonra ancak zulmü engellemek için bize müsade ettiği açıktır.Yani siz bir ayetin asın kesin kısmını cımbızla kesemezsiniz, ondan önceki kötülüğü iyilikle savın( ki İncil de sürekli iyilik yaptığımız takdirde karşıdakinin elinde sonunda kötülükten vazgeçeceği anlatılmaktadır),sabredin, gerekirse evlerinizden yurdunuzdan çıkın gidin aşamalarını pat diye atlayamazsınız.Bütün bunları yapmanıza karşın sürekli sizi takip eden ve savaşan birileri varsa, sonuç savaştır.Kısacası siz, insan haklarına dinim kadar İslam kadar uygun alternatif sunan başka bir din göremezsiniz, başka bir yazı da beyannamede göremezsiniz. İslamda cezası kati olan konulara gelince hırsızlık yapmak birine zarar vermektir ve cezası vardır, evlilik kurumu anlaşmasını bozmak eşinize duygusal anlamda zarardır ve cezası vardır(din,asla boşanmayın dememiştir,o halde kandırmanın aldatmacaların anlamı yoktur,bunu görebilirseniz ne mutlu), bir kadına iftira atmak o kadına zarar vermektir cezası vardır, birini öldürmek,yaralamak ,dişini kırmak, gözüne vurmak zarardır kısasa kısas cezası vardır.Kuran gerçektende kişi hakkına zarar veren,kişiye zarar veren konumlarda ceza getirmiş, bunun dışındaki bütün hükümleri bütün cezayı Allaha bırakmıştır.Yani bilin ki, bir adına islam ülkesi diyen bir kot ya da pantolon giydi diye kadına vuruyorsa,Allahçılık oynamış ve Allaha şirk koşmuştur.Bir recm cezası uygulayan Allaha şirk koşmuştur.Sırf hristiyanlığı yaymaya çalışıyor diye bir hristiyan öldüren Allaha şirk koşmuştur.Bu insanlar adeta "biz allahız " diye dolaşmaktadırlar ve dinimce yaptıklarının karşılığı kısasa tabidir çünkü onlar insanlara zulmektedirler.

 

Çıplaklık konusunda artık tartışmayalım lütfen.Benim din olsun olmasın, dinli olayım ya da olmayım, kendi doğrum çıplaklığın topluma zararı olacağı yönündedir.Çıplaklık, eğer benim gibi birinin görüp kendisinde ********* duygular uyandıracağı bir kavramsa(daha önce de dedim size sarkık bedenler görmek istememek, buruş buruş selülitli bedenler görmek istememek benim göz hakkım),insana hava koşullarına göre zarar da verebilecek kavramsa(dikkat edin,toplumda hep kapalılara "bu sıcakta pişmiyorlar mı?" sözlerini duymuşsunuzdur.Oysa bir pardüsenin adeta klima gibi etki yaptığını,bedeni olabildiğince açık insanlar pişerken kapalıların daha serin olduğu gerçeğini ben en azından deneyimlediğim için söyleyebilirim) bu benim doğrum olduğu gibi insan hakları demeçlerini yazan diğer toplumlarında ortak doğrusudur.En azından bir süre yurtdışında bulunmuş ben, bunun batıda da sokaklarda geçerli olamayacağını görüyorum. Deniz ve havuz kenarında rahat dolaşan nice insan, sokaklarda yine giyinme ihtiyacı hissetmektedir.En azından sağlıkları için de çoğu hava koşulunda öyle dolaşamayacakları açıktır.Kısacası bunu boşuna tartışıyoruz, çünkü bu konuda doğrularımızın farklılığını birbirimize dayatamayız.Ben fikrimi söyledim, sizde söylediniz.Sizin beklentinizin bu kuşakta zaten olabilir gözükmeyişi bana yeterli... Batıda bir erkek sokakta çıplak dolaşırsa şu an belki insanların çoğu öylesine kafayı çevirip geçecektir, çoğu ülkede kadın için de geçerli.Ama mutlaka elinde sonunda bir polis müdahalesini göreceksinizdir.O kişi bir eylemde mi, yoksa psikolojik bir bozukluğumu var, hemen araştırmalar başlayacaktır.Bencede doğrusu budur.Bu konuda rahat olmak isterseniz,buyrun güneyde bir yerlere kabilelere gidin.Yine de az biraz giyinmiş insanlar göreceksiniz.Doğamız bu.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.