Slip don giyen erkekler, onlar ölmediler!

Φ delifırtına · 19 Haziran , 2010

Biz kadınlar detayları görmek için yaratılmışız. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar incelemek, üzerine yorum yapmak, bildiğimiz/gördüğümüz her şeyi paylaşmak için var olmuşuz. Erkekler bu huyumuzdan nefret etse de bizi biz yapan özelliklerden birisidir detaycılık...

Eğer kadın detaycı olmasaydı, dünyanın halini hadi dünyayı geçtim evlerin halini bir düşünsenize? Ütüsüz pantolonlar, yamuk kravatlar, kolasız gömlekler, yıkanmamış çamaşırlar, sümüklü çocuklar, düzensiz bir yaşam, yemeksiz sofralar...

İşte her ne kadar erkekler bu halimizden nefret etse de erkeği erkek yapan kadındır. Erkekler de bunun farkında! Mesela bir erkek hoşlandığı kadınla buluşacak; ilk randevu. Tanrım, bir hazırlıktır sorma gitsin, ne giysem, saçımı sağa mı atsam sola mı tarasam, sakal tıraşı olayım paniği, sahneye çıkarcasına paçalara kadar sıkılan parfümler! İlişki rayına oturdu zaman da sal kendini gitsin… İşte kadın, detaycılığını bu trajikomik sayılacak zamanlarda ortaya koyar. Sami dişlerini fırçaladın mı bugün? Cık... Sami, banyo yapsana göbeğini kaşıyacağına! Cık... Sami, bir berbere gitsen artık yelelerin rüzgârda savruluyor! Cık... Sonra bu Sami gece sırnaşır, kadın da başım ağrıyor dediğinde; suçlu olur!

Bir de bu kadar hazırlık yapsa da bazı detayları atlayan erkekler vardır. Düşünsenize dişlerini fırçalamayan ya da dişçi fobisi olduğu için iki asırdır doktora gitmeyen bir adamla öpüştüğünüzü! Kaç, meydanı terk et! Cadı Sila’nın amcaoğlu tescilini alacak kadar uzun ve bakımsız tırnaklara sahip bir adam, aman Tanrım...

Ya ayakları kokan erkekler, onları nasıl ıslah edeceğiz? Ucuz parfüm kullananlar var bir de; oda spreyi tadında keskin bir koku yayıp mekândaki herkesi bayıltabilen türden...

Düşünsenize size sarılmak için yaklaşıyor; bir adım, iki adım, üç adım güm yerdesiniz. Ambulansın gelmesi an meselesi!

A en önemli detay tabii ki de; slip don giyen erkekler! Onlar ölmediler, hala aramızda yaşıyorlar! Hatta ben onların bir örgüt kurduklarını düşünüyorum. Ayda bir buluşup slip donlarını ellerinde sallayarak halay çekiyorlar, deşarj olup aramıza geri dönüyorlar. Kör olasıca dışarıdan anlayabileceğimiz bir detay değil ki, gördün slip donu kaç hadi bakalım! Nereye kaçacaksın? Ocakta yemeğim var deyip gidebileceğin bir an değil ki!

Bir de ilginç yemek yeme stillerine sahip erkekler vardır. Ağzını şapırdata şapırdata tabağındaki her şeyi silip süpürür. Sonra da size gülümser, bir bakarsınız maydanoz kardeş şapırdatıdan kendinden geçmiş ve sindirim sistemine girememiş. Ya ince bir ses tonuyla kesik kesik gülen erkekler! Rezilliğin son perdesi, bütün gece espri yapmamak için kastığınız anlar boşa gider, o adam illa ki gülecek bir sebep bulur. Bugüne kadar kimse ona çok kötü bir gülüşü olduğunu söyleyememiştir, çünkü ilk taksiyle olay mahallini terk ediyordur. İhalenin sizde kaldığını düşünseniz de sakın uyarmayın, suçlu siz olursunuz.

Altı kaval üstü şeşhane giyinenleri ne yapmalı? Kahverengi pantolon üzerine, kırmızı gömlek. Ayrılmaz ikili; beyaz çorap ve siyah ayakkabı... Vazoya zorla sığdırılmış çiçek demeti gibi kotun üstünden fırlayan göbek ve gömlek kombini... Bunlara kim dur diyecek? Nerede bu devlet!

Metroseksüellik çıktı çıkalı fondöten süren, rimelle kirpiklerini belirginleştiren, sürme çeken adamlar türedi. Tamam, bir erkek bakımlı olmalı da bu kadarı da abartı değil mi? Nasıl yani, ben mi yanlış düşünüyorum, bilemedim. Fondöten süren bir adam istemem hayatımda yahu! Ben kullanmıyorum, ona ne oluyor!

Evet, erkek bakımlı olmalıdır. Temiz tırnakları, beyaz dişleri, hoş bir parfümü, uyumlu bir giyimi ve tok bir gülüşe sahip olmalıdır. Ama daha ötesini bünye kabul etmiyor! Bunlar ilk anda aklıma gelen detaylar...

Tuğçe Özel

Φ Dedektif Clouseau · 19 Haziran , 2010

Biz erkekler detayları görmek için yaratılmışız. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar incelemek, üzerine yorum yapmak, bildiğimiz/gördüğümüz her şeyi paylaşmak için var olmuşuz. Kadınlar bu huyumuzdan nefret etse de bizi biz yapan özelliklerden birisidir detaycılık...

Eğer erkek detaycı olmasaydı, dünyanın halini hadi dünyayı geçtim kadınların halini bir düşünsenize? Şişko bacaklarına rağmen giyilen 10 santimlik etekler, günlerde oynayıp göbek attıkça leş gibi kokan naylon çoraplar, ter kokan artık iz yapmış göğüs altları, yıkanmamış yağ bağlamış boya atmaktan fırçaya dönmüş artık taranamaz haldeki saçlar, annelerinin ciyak ciyak bağırmasından ne yapacağını şaşırmış çocuklar, vır vır dolu bir yaşam, berbat yemeklerden oluşan sofralar...

İşte her ne kadar kadınlar bu halimizden nefret etse de kadını kadın yapan erkektir. Kadınlar da bunun farkında! Mesela bir kadın hoşlandığı erkekle buluşacak; ilk randevu. Tanrım, bir hazırlıktır sorma gitsin, ne giysem, saçımı boya mı yapsam fön mü çektirsem, ağda yaptırayım paniği, sahneye çıkarcasına en olmadık yerlerine kadar sıkılan bayıltıcı parfümler! İlişki rayına oturduğu zaman da sal kendini gitsin… İşte erkek, detaycılığını bu trajikomik sayılacak zamanlarda ortaya koyar. Safiye dişlerini fırçaladın mı bugün? Cık... Safiye, banyo yapsana göbeğini kaşıyacağına! Cık... Safiye, bir berbere gitsen artık saçların kargaları kaçırıyor! Cık... Sonra bu Safiye gece sırnaşır, adam da çalıştım yorgunum dediğinde; suçlu olur!

Bir de bu kadar hazırlık yapsa da bazı detayları atlayan kadınlar vardır. Düşünsenize dişlerini fırçalamayan ya da dişçi fobisi olduğu için iki asırdır doktora gitmeyen ve üstelik sigara da içen kültablası gibi bir kadınla öpüştüğünüzü! Kaç, meydanı terk et! Cadı Sila’nın tescilini alacak kadar uzun ve bakımsız tırnaklara sahip bir kadın, aman Tanrım...

Ya koltuk altları kokan kadınlar, onları nasıl ıslah edeceğiz? Ucuz parfüm kullananlar var bir de; oda spreyi tadında keskin bir koku yayıp mekândaki herkesi bayıltabilen türden...

Düşünsenize size sarılmak için yaklaşıyor; bir adım, iki adım, üç adım güm yerdesiniz. Ambulansın gelmesi an meselesi!

A en önemli detay tabii ki de; uzun don giyen kadınlar! Onlar ölmediler, hala aramızda yaşıyorlar! Hatta ben onların bir örgüt kurduklarını düşünüyorum. Ayda bir buluşup uzun donlarını ellerinde sallayarak karşılıklı göbek atıyorlar, deşarj olup aramıza geri dönüyorlar. Kör olasıca dışarıdan anlayabileceğimiz bir detay değil ki, gördün uzun donu kaç hadi bakalım! Nereye kaçacaksın? Televizyonda maç var deyip gidebileceğin bir an değil ki!

Bir de ilginç yemek yeme stillerine sahip kadınlar vardır. Ağzını şapırdata şapırdata tabağındaki her şeyi silip süpürür. Sonra da size gülümser, bir bakarsınız maydanoz kardeş şapırdatıdan kendinden geçmiş ve sindirim sistemine girememiş. Ya ince bir ses tonuyla kesik kesik gülen kadınlar! Rezilliğin son perdesi, bütün gece espri yapmamak için kastığınız anlar boşa gider, o kadın illa ki gülecek bir sebep bulur. Bugüne kadar kimse ona çok kötü bir gülüşü olduğunu söyleyememiştir, çünkü ilk taksiyle olay mahallini terk ediyordur. İhalenin sizde kaldığını düşünseniz de sakın uyarmayın, suçlu siz olursunuz.

Altı kaval üstü şeşhane giyinenleri ne yapmalı? Kahverengi etek üzerine, kırmızı gömlek. Ayrılmaz ikili; kısa çorap ve terlik... Vazoya zorla sığdırılmış çiçek demeti gibi kotun üstünden fırlayan göbek ve gömlek kombini... Bunlara kim dur diyecek? Nerede bu devlet!

Feministlik çıktı çıkalı bıyık bırakan, bacaklarını tıraş makinenizle tıraşlayan, aylarca yıkanmayan kadınlar türedi. Tamam, bir kadın da arada vücudunu dinlendirmeli de bu kadarı da abartı değil mi? Nasıl yani, ben mi yanlış düşünüyorum, bilemedim. Bıyıkları yemeğe giren bir kadın istemem hayatımda yahu! Ben bırakmıyorum, ona ne oluyor!

Evet, kadın bakımlı olmalıdır. Temiz tırnakları, beyaz dişleri, hoş bir parfümü, uyumlu bir giyimi ve zarif bir gülüşe sahip olmalıdır. Ama daha azını bile yapmaktan aciz olanları bünye kabul etmiyor! Bunlar ilk anda aklıma gelen detaylar...

Dedektif Clouseau