Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Sayın Ahmet Türk'e Hain Saldırı...


''biji tirkiye''

Önerilen İletiler

"Ne yazık ki insanın eski söylemleri, her zaman için yine kendi üzerine etiket olarak yapışıp kalıyor...

Samsunda'ki saldiriyi kinamalarina inanmak o kadarda kolay degil. Ayni insanlar Izmir'deki fasist ve irkci saldiriya "halk tepkisi" demislerdi, saldiriyi buradan Izmir halkinin kurtulus savasindaki güzel tutumlarindan bahsederek yapilan irkci saldiriyi süslemislerdi.

 

Gerçekten, sen eleştirdiğin tutumla, kendi tutumun arasında herhangi bir fark görüyor musun onu merak ettim ? Yani, Gazi Mahallesi'ndeki linç girişimini, şiddetli bir şekilde "Gazi halkının tepkisidir" diye savunup, sonra başka insanları aynı tutum sergiledikleri için eleştirmek nasıl birşey?

 

Bence sen önce kendi tutumunla hesaplaşmalı, sonra başkalarının tutumunu eleştirmelisin. Zira ikisi arasında hiçbir fark yok.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 122
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

68 yaşındaki bir adamın burnunu kırma kahramanlığını gösteren kişiyi, bazı insanların gönlünde taht kuran, yaşlı bir papazı öldürmek, savunmasız bir gazeteciyi arkadan vurmak, elleri kolları bağlı insanların gırtlağını kesmek gibi büyük fedakarlık, cesaret, erdem gerektiren icraatlara imza atmış kahramanların arasına katılma başarısını gösterdiği için tebrik ediyorum.

 

Ve yeni kahramanınız hayırlı olsun diyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar olan oldu, biten bitti, şimdilik boşverin bunları. Tavsiyedir, önünüze bir duble rakı alın, ışıkları kapatın, artık neyle müzik dinliyorsanız ona Apocalyptica - Pandemonium'u koyun ve dinleyip için :)

Hayır, başka bir şeyler söylemeyi çok istedim, ama en iyisi bu sanırım, için ve dinleyin, aklı korumak lazım :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar olan oldu, biten bitti, şimdilik boşverin bunları. Tavsiyedir, önünüze bir duble rakı alın, ışıkları kapatın, artık neyle müzik dinliyorsanız ona Apocalyptica - Pandemonium'u koyun ve dinleyip için :)

Hayır, başka bir şeyler söylemeyi çok istedim, ama en iyisi bu sanırım, için ve dinleyin, aklı korumak lazım :)

 

Bayırılım Apocalyptica'ya yaa...

Ama Rakı ile hiç denemedim valla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

68 yaşındaki bir adamın burnunu kırma kahramanlığını gösteren kişiyi, bazı insanların gönlünde taht kuran, yaşlı bir papazı öldürmek, savunmasız bir gazeteciyi arkadan vurmak, elleri kolları bağlı insanların gırtlağını kesmek gibi büyük fedakarlık, cesaret, erdem gerektiren icraatlara imza atmış kahramanların arasına katılma başarısını gösterdiği için tebrik ediyorum.

 

Ve yeni kahramanınız hayırlı olsun diyorum.

Sayin CYRANO 18 yasinda siyasetcimi var bu sekilde celiskiye düsüyorsun, BUSH Kac yasindaydi ayakkabi firlatilinca alnin ortasina geliyordu bir cevik hareketle gecistirdi neyse yasamanin yasi yoktur !!!

 

Hatirliyorum ayakkabi firlatana büyük coskuyla katilmistik ne adina katilmistik?

 

Özünde kirli savas.. Dogudan batiya bütün Türkiye´ye savas alanina cevirenler kim, kimin adina Irak savasinin devami degilmi bu savas.

 

 

Bu savasin Türkiye ayaginda kimler var sayabilirmisin göze görülür elle tutulur..

 

Hatirliyorumda Hollan´da da büyük bir siyasetci sokak ortasinda vurulmustu L. baslayan?!!! Bu kadar ilgi cekmemisti bati dünyasinda.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

68 yaşındaki bir adamın burnunu kırma kahramanlığını gösteren kişiyi, bazı insanların gönlünde taht kuran, yaşlı bir papazı öldürmek, savunmasız bir gazeteciyi arkadan vurmak, elleri kolları bağlı insanların gırtlağını kesmek gibi büyük fedakarlık, cesaret, erdem gerektiren icraatlara imza atmış kahramanların arasına katılma başarısını gösterdiği için tebrik ediyorum.

 

Ve yeni kahramanınız hayırlı olsun diyorum.

Sevgili Cyrano Adamın yaşı önemli değil, 17 yaş da ola bilr 68 yaş da olabilir. 68 yaşında olunca adam olamayıncada adam olunmuyor işte !

 

O zaman yaşının adamı olacak.

 

Hoş görülü olacak insanları sevecek,teröre çanak tutmayacak,dünyanın terör örgütü düğe kabul ettiği pkk teröüne terö örgütür diyecek ondan sonra insanlardan saygı bekleyecek.

 

Her fırsatta insanları tahrik ederek terörist başına övgüler yağdırarak,öldürülen teröristlerin ardından ağıtlar yakarak,ekmeğini yediği devlete karsi gelere ve insanları tahrik ederek kimseden saygı bekleyemez adam da olunmaz.

 

Türkiyenin herbir yerinde pkk teröründen canı yanan insanların var olduğu da biliniyor, şimdi yüzbinlerce insanın canını yakan bu insanlarin tahriklerine rağmen böylesi bir olması çokmu ağır sizce.

 

Çok sevdiğim bir söz vardı.

 

''Ya kalıbının yada yaşının adamı ol''diye.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Bakin cok tehlikeli sözler sdarfediyorsunuz;Ahmet Türk bir isaretle 10 binleri harekete gecirebilirdi diyorsunuz.Peki ya Ahmet Türk'ün harekete gecirecegi 10 binlerin karsisina milyonlar ciktiginda ne olacakti.Sanirim ki BDP'liler bu amacla Samsun'a geldiler.Onlar nasil ki provaksyon yapma hakkini kendilerinde buluyorsalar vatandasin birininde tepki koyma hakkinin olmasini kabul etmelisiniz.

 

saygilarla

Demek ki elinin altinda binlerce Irkci var yasli kurt´un öyle ya bunlar kime karsi harekete gececek. Baska partiye mensuplara mi, sade vatandaslara mi, kime karsi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hatirliyorumda Hollan´da da büyük bir siyasetci sokak ortasinda vurulmustu L. baslayan?!!! Bu kadar ilgi cekmemisti bati dünyasinda.

 

Arkadaşım lütfen biraz insaf, Hollanda'da o olmuş, Almanya'da bu olmuş, karşılığı bu olmamış, vesaire, bu yanlış bir mantık. Bir kere şunda hemfikir olalım artık, bahsettiğimiz şey matematikte kullanılan rakamlar ve onların birleşiminden oluşmuş bir yapı değil. İnsanlar ve o insanlardan oluşmuş toplumlardan bahsediyoruz. İnsan bir sayı değildir ve sayılarda olduğu gibi farklı yerlerdeki işlemlerinde aynı sonuçları vermez. Sayı olsaydı siz haklıydınız, Almanya'da da ikiyle ikiyi toplarsınız dört eder, 1 çıkarırsınız üç kalır, bu Türkiye'de de değişmez, Çin'de de, Afrika'da da, ama söz konusu olan insan ve aynı olaylar dünyanın her bir toplumunda farklı sonuçlar doğururlar.

Dolayısıyla burada yazabileceğim sayısız cari bileşeni ve tarihsel süreci bizimle aynı olmayan, aynı olması da mümkün olmayan toplumlardaki olaylar ve doğurdukları sonuçlar örnek olarak kabul edilemez. Zaten sorunların en önemli kısmı da buradan çıkmaktadır bizim gibi ülkelerde, yani insanları birer rakam olarak görme temayülündeki üst sınıfların -ben değil, onlar kendilerini öyle görüyorlar- yaklaşımlarından.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bayırılım Apocalyptica'ya yaa...

Ama Rakı ile hiç denemedim valla...

Aslında bahsettiğim ortamın havasına uymayan bir sertliği ve kullanım düzeni olduğunu kabul etmem gerekir, ama alışkanlıklar kolay terk edilemiyor :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yılmaz Özdil'in konu ile ilgili güzel bir yazıdı var:

Umarım tümünü alıntılmam makul görünür...

 

Kimse kimseye vurmasın.

 

Kimsenin burnu kanamasın.

 

Afrika’da açlık olmasın.

Yoksul insan kalmasın.

Nükleer silahlar çöpe atılsın.

*

Uzatabiliriz listeyi...

Söylemesi kolaydır çünkü.

*

Suya sabuna dokunmadan, “sağduyu” çağrısı yapabiliriz mesela... Nasıl olsa, bol keseden yapılan sağduyu çağrıları maaştan kesilmiyor. Veya, saldırgan kahveciymiş diye, ne şekerli ne sade bana müsaade deyip, bu mevzunun kenarından kenarından sıyrılabiliriz yılışıkça...

Ya da, entel dantel barlarında kafası karışmış kızlara şirin görünmek için

“esefle kınıyorum” da diyebiliriz.

*

Ama...

Bu tür köfte lafların, kafası karışmış kızlar dahil, kimseye faydası olmaz.

*

Soralım dolayısıyla... Bu ülkenin çocuklarına ateş edip öldürmek “demokratik hak” kabul ediliyorsa, parti liderine girişmek niye “ırkçılık” oluyor?

*

Mayın demokrasiyse...

Yumruk niye faşizm?

*

Dün seyrediyorum televizyonu, papyonlu bir arkadaş, “İzmir-Bursa hattında, Trabzon-Samsun hattında tehlikeli yapılanmalar var, oralara dikkat” diyordu... “Hakkâri-Diyarbakır hattı”nda olan ne peki? Oraya dikkat çekmeye gerek yok mu, Allah’ın papyonu?

*

Bir tanesi de “İlk kez bir parti liderine saldırılıyor” diyordu...

Mesut Yılmaz’ın burnunu kırmadılar mı?

Demirel’e yumruk atılmadı mı?

Özal’a ateş edilmedi mi?

Ecevit’e İzmir’de kurşun sıkılmadı mı?

*

Normaldir demiyorum...

Niye “ilk” deniyor?

*

Başbakan geçmiş olsun diye aramış Ahmet Türk’ü, ki aramalı... Peki, Deniz Baykal’a niye geçmiş olsun yok? Taş atmak, yumurta fırlatmak şiddete girmiyor mu? Light linç olur mu?

*

Samsun’da polisler açığa alındı, ki derhal alınmalı... Van’dakiler niye yerinde duruyor hâlâ? Kandil’den gelenlerle otobüsün üstüne çıkıp şehir turu atmadığı için mi suçludur Baykal?

*

Bu kadar soru yeter...

Cevaba gelelim.

*

Açın gazetelerin internet sayfalarını, bu haberin altına yapılan yorumları okuyun...Yumruğunu “adaletin tokmağı” yerine koyup, Ahmet Türk’ün burnuna inen kişi, bu ülkede pek çok kişinin duygularına tercüman oldu... Çünkü, teröristi meşru hale getiren “açılım” saçmalığı, sadece bir tarafta değil, öbür tarafta da “eşkıyayı kahraman” yapmaya başladı.

*

Hukuku guguk haline getirirsen...

“Ona göre başka, buna göre başka” işletirsen, olacağı budur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Herkesin zevki ve görüsü ayridir.Herkesin zevki ve görüsü kendini baglar.Bunu baskalarina dayatamaz.Güzel yazilar alkislanir alkislanirken karsiliginda birsey beklenmez.Alkislanan bu alkisi hak etmese bile alkis ona degil yazisinadir. Elestirilmesi gereken yazilar elestirilir.Elestiriler objektiflik cercevesinde olunca elestiri saygi görür.

 

Hrant Dink arkadan vuruldu önden vuruldu önemli degil,önemli olan onun vurulmus olmasiydi yani önden vurulsaydi vurulmus olmayacakmiydi?

 

Hrant Dink vuruldu diye yer yerinden oynadi, ayni Hrant Dink Istiklal Marsina "IRKCI MARS"dediginde,"Türkler Ermenilere soykirim yapti"dediginde ise hepimiz Ermeniyiz diyenlerin hicbirisi ona tepki koymadi.Özgür düsünce kapsamina alindi sözleri.Hrant Dink aklibasinda bir gazeteciydi,akli basinda bir gazeteci 70 milyonun Istiklalk Marsina IRKCI damgasi vurabiliyorsa akli basinda olmayan bir gencin beyni yikanarak onu öldürmesi neden baska siyasi ideolojilere mal ediliyor.Onu öldüreni fasist-irkci diye adlandiranlarin hangisi Hrant Dink icin TÜRK DÜSMANI diyebilmistir.

 

68 yasindaki adam eger kendinde terörü savunma hakki görebiliyorsa bir baskasinin da kendinde onu yumruklama hakki görmesi belki yumruklayani kahraman yapmaz ama en azindan terörü savunanlara bir mesaj verir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Baykal'a yapilan saldiriyi önce AKP sonra BDP "Halkin tepkisi" diye kamuoyuna duyurmaya calistilar sonra anlasildi ki yapanlar AKP'li.Ne Türkiye ayaklandi ne de polis müdürlerine görevden el cektirildi.Oldu bittiye getirildi.Ama Ahmet Türk' "BÜYÜK TÜRK pardon Kürt"nasil yumruklanirmis.Bu cok vahimmis."Barisa yumruk "diye manset atmis MILLIYET gazetesi.Demek ki Kürdistan diyenler baris yanlilariymisda haberimiz yokmus.Bu nedenle Habur'da özel yetkili savcilar görevlendirildi,kahramanlari karsilamak ve affetmek icin.

 

Diyarbakir-Hakkari hatti mi? Ya orasi Kürdistan degilmiydi bize ne ki oradan.Bizi Karadeniz ilgilendirir,sonucta Kürdistandan gelen misafirlere yumruk atilmis. Bu bir diplomatik skandaldir.Bush'a ayakkabi atan gazetecide tutuklandi. Bush, isgal gücü baskani degil misafirdi.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten, sen eleştirdiğin tutumla, kendi tutumun arasında herhangi bir fark görüyor musun onu merak ettim ? Yani, Gazi Mahallesi'ndeki linç girişimini, şiddetli bir şekilde "Gazi halkının tepkisidir" diye savunup, sonra başka insanları aynı tutum sergiledikleri için eleştirmek nasıl birşey?

 

Bence sen önce kendi tutumunla hesaplaşmalı, sonra başkalarının tutumunu eleştirmelisin. Zira ikisi arasında hiçbir fark yok.

Önce yazilan yorumlari iyi inceledikten sonra atiftaa bulunmak gerek. Size tavsiyem tekrar okuyun.

 

Diger tarfatan Izmir'deki saldiri hakkindaki susmakta bir durustur. Herhalde susmanin tek nedeni karsilikli tebrikler yolladigimiz arkadaslarla karsi karsiya gelmeyi önlemek.

 

Sunu iyi bilesinizki hic bir kaba kuvveti dogru bulmadim ve bulmuyorumda. Ama Gazi olayinda oldugu gibi kendi secmen kitlesi tarafindan taslanan bir siyasi parti ile Izmir'deki, Van'daki, Samsun'daki olaylari bir tutamayiz. Ama tabiiki hicbirisi desteklenemez. Izmir'deki olay icinde "halk tepkisi" diyenler tepkiye destek verselerde en azindan yapilan saldirilari dogruymus gibi göstermemeleri gerekli. Aksi taktirde herkes kendi "halk tepkisini" yaratir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Açılım diyerek bu milletin evlatlarını katledenleri düğün, bayram yaparak; ayaklarına mahkeme götürerek, silahlı çatışmaya girmediler diyerek serbest bıraktılar. Bir cinayet işlendiğinde bile tahrik unsuru varsa indirim uygulanır, bu olaylarda hiç mi tahrik yok? Bu yapılanlara rağmen bu millet büyük bir sağduyu örneği vermiştir.

 

saygılarla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Onu öldüreni fasist-irkci diye adlandiranlarin hangisi Hrant Dink icin TÜRK DÜSMANI diyebilmistir.

 

Hirant Dink ne Türkiye düsmaniydi ne de Türk düsmani. Hirant Dink diaspora tarafindanda Ermeni düsmeni ilan edilmisti. Yani her iki taradfin fasistleri ve irkcilari ile Hirant Dink anlasamiyordu. Bosuna buradan söylenmemis sözleri hala inadina söylenid diye göstermekte niyetin ne oldugunu gösterir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Önce yazilan yorumlari iyi inceledikten sonra atiftaa bulunmak gerek. Size tavsiyem tekrar okuyun.

 

Diger tarfatan Izmir'deki saldiri hakkindaki susmakta bir durustur. Herhalde susmanin tek nedeni karsilikli tebrikler yolladigimiz arkadaslarla karsi karsiya gelmeyi önlemek.

 

Sunu iyi bilesinizki hic bir kaba kuvveti dogru bulmadim ve bulmuyorumda. Ama Gazi olayinda oldugu gibi kendi secmen kitlesi tarafindan taslanan bir siyasi parti ile Izmir'deki, Van'daki, Samsun'daki olaylari bir tutamayiz. Ama tabiiki hicbirisi desteklenemez. Izmir'deki olay icinde "halk tepkisi" diyenler tepkiye destek verselerde en azindan yapilan saldirilari dogruymus gibi göstermemeleri gerekli. Aksi taktirde herkes kendi "halk tepkisini" yaratir.

Size sadece, Osman Baydemir'in Ahmet Türk'e yapılan saldırı hakkındaki söylemleri hakkındaki düşüncenizi soruyorum Sayın Dominik...

O söylemlerin neresinde durduğunuzu çok merak ediyorum...

 

Sizce Osman Baydemir çok demokratik ve çok etik bir duruş mu sergiledi?

 

Rica ediyorum, bana bir yorumlar mısınız?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Her kime olursa olsun şiddet kullanılması tabii ki kınanmalıdır, bunu bir geçeceğiz. İyi olmuş, hep böyle yumrukla saldırılmalı diyecek olan yoktur. Mesele bu değil.

 

Mesele, Akepenin ektiği kin ve düşmanlık tohumlarının bu sadece yeşermesi olması. Şeyh Saidlerin ve diğer bilumum fitneci mollaların yıllardır veremedikleri zararı bir çırpıda açılım adı verdikleri nifak tohumu saçılımıyla ülkeye vermiş olması akepenin olağanüstü başarısı!!dır, bu büyük başarıyı!! kutlamak gerek!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ahmet Altan'ın konu ile ilgili güzel bir yazıdı var:

Umarım tümünü alıntılmam makul görünür...

 

 

Ahmet ALTAN -TARAF

 

Sanki birileri Kürtleri çıldırtmak için harekete geçti.

 

Önceki gün sadece Kürtlerin değil bu ülkede yaşayan vicdan sahibi her insanın sevgisini, saygısını kazanmış olan Ahmet Türk kalleş bir saldırıya uğradı.

 

Güvenlik görevlileri Türk"ü korumadılar, yeterli önlemleri almadılar.

 

Samsun"daki devlet memurlarının aldırmazlığıyla gerçekleşen olaya Başbakan"la, İçişleri Bakanı"nın hemen tepki göstermesi, “geçmiş olsun” diye arayıp ziyarete gitmeleri bir nebze rahatlattı insanları.

 

Ama o olayla ilgili “kuşkuları” ortadan kaldırmadı.

 

Üstelik dün Hakkâri"de yaşanan rezillik, “bu devletin içinde bir şeyler oluyor” şüphesini daha da güçlendirdi.

 

Polisler, Ahmet Türk"e yapılan saldırıyı protesto eden çocukların arasından bir tanesini yakalamışlar.

 

Çocuğun babası KCK operasyonları sırasında hapse atılmış bir belediye başkanı.

 

Beş polis, ağzını burnunu kanattıkları on dört yaşındaki çocuğu yerlerde sürüklüyorlar.

 

Annesi, çocuğu kurtarmak istiyor, onu da yere yıkıyorlar.

 

Ne oluyor?

 

Nedir bu vahşet?

 

Ahmet Türk"ü ziyarete gidip, “onun asaletini” öven İçişleri Bakanı"nın duyarlılığı ile o bakana bağlı polislerin saldırganlığı arasındaki çelişkiyi nasıl açıklayacağız?

 

Bir yandan devlet “açılımdan” söz ediyor, bir yandan devletin görevlileri Kürt Türk herkesi öfkelendirecek işler yapıyor.

 

Tam “Anayasa"nın” değişmesi gündemdeyken, 12 Eylül Anayasası"nın “hukuk kurumları” demokratik hale getirilecek, “sistem” önemli ölçüde değiştirilecekken birden “devletin” saldırılara göz yummasıyla ya da bizzat devlet görevlilerinin kendilerinin saldırganlaşmasıyla karşılaşıyoruz.

 

Osmanlı"da oyun çoktur.

 

Ama biz Osmanlı"dan da “oyunundan” da bıktık artık.

 

Halk, doğru dürüst bir ülkede yaşamak istiyor.

 

Devletin sultası altında ezilmemek istiyor.

 

Kendini “elit” sanan ama dünyayı da hayatı da algılayamayan bir grup tarafından aşağılanmamak istiyor.

 

Belli ki halkın “öfkesini” başka kanallara dökmek, Türklerle Kürtleri birbirine karşı kışkırtmak isteyenler var.

 

İstiyorlar ki “sistemi ele geçirmiş” bir gruba yönelik tepki, hedefinden sapsın.

 

Bunu yapamayacaklar.

 

Hiçbir şey, insanların bu sisteme duyduğu öfkeyi saptıramaz.

 

Geçen gün, Yüksek Yargı"nın bir üyesi “Pakistan"daki yüksek yargıçların” istifa etmiş olduğunu hatırlatıp kendilerinin de “istifa edebileceğini” ima etti.

 

Hadi istifa edin.

 

Edin bakalım, ne olacak?

 

“Aman gitmeyin” diyecek kimse çıkacak mı?

 

Pakistan"daki yüksek yargıçlar bir “diktatöre” karşı tavır almışlardı, darbeci bir diktatörün yazdırdığı anayasaya sahip çıkmak için değil.

 

Bu ülkede “Yüksek Yargı"nın” halk desteği, CHP"nin ardındaki destek kadardır.

 

İlkeleri arasında “demokrasi” bulunmayan bir partinin taraftarları destekliyor sadece bu insanları, o taraftarların da hepsi değil üstelik, onların arasında da “darbeden ve darbe anayasasından” hoşlanmayanlar var çünkü.

 

Zaten “yüksek yargıç” da “istifa” sözünü ertesi gün unuttu.

 

Aynen “referanduma gidelim” diyen Deniz Baykal"ın, “olur gidelim” cevabını alınca çark etmesi gibi çark etti.

 

Bu ülkede ne ordu, ne yüksek yargı, ne de CHP artık “halkın” desteğini kazanır.

 

O dönem kapandı.

 

İnsanlar gerçeği gördü.

 

Kendilerine ait olan iktidarı istiyorlar ve alacaklar.

 

Bu halkın içindeki grupları birbirine karşı kışkırtmak da bu sonucu değiştirmez, bu ülkede ne yaşanırsa yaşansın, sonunda bugünkü düzen değişecek.

 

“Ben halka hesap vermem” diyen ordu da, yargı da, halka hesap veren, hukukun denetlediği kurumlar haline dönüşecek.

 

Ahmet Türk"e saldırının kapısını açmak, çocukları yerlerde sürüklemek, öfkeyi arttırır ama Türküyle Kürdüyle bu halkın “değişim isteğini” yolundan saptıramaz.

 

Türkiye"nin kendi vatandaşları arasında “eşitliği” sağlaması, özgür bir ülke olması, barış içinde değişmesi, bugün bu değişimi engellemeye çalışanlar da dahil herkesin yararına.

 

Bu vahşet, bu saldırganlık, değişimi önlemeye yetmez.

 

Boşuna denemeyin bu kışkırtmaları, insanların öfkelerini arttırırsınız ama onlara “aslında kime öfkelendiklerini” unutturamazsınız.

 

Gerçeği içimize öyle derin bir acıyla kazıdınız ki hiçbir şey o acının izini içimizden silemez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Açılım diyerek bu milletin evlatlarını katledenleri düğün, bayram yaparak; ayaklarına mahkeme götürerek, silahlı çatışmaya girmediler diyerek serbest bıraktılar. Bir cinayet işlendiğinde bile tahrik unsuru varsa indirim uygulanır, bu olaylarda hiç mi tahrik yok? Bu yapılanlara rağmen bu millet büyük bir sağduyu örneği vermiştir.

 

saygılarla...

 

Çok haklı bir serzeniş. Bu ülkede ben mağdur henüz hastanede yatarken, silahlı saldırganın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını gördüm. Katliam gibi kaza yapan trafik canavarlarının tutuklanmadığını gördük. Akepe bu ülkenin çivisini öyle çıkardı ki, yaptığı tahribatı onarmak belki de mümkün olmayacak. Polisin işi gücü yok, asker ne yapıyor, nerde sigara içiliyor. Başka sıkıntısı yok. Yargının tek derdi kim darbe yanlısı, darbe istiyor. Başka hiç bir şeyin önemi yok.

 

Askeri kamyonu araç filosu ve eşlik eden medya ordusu ile durduran polis, bir suçlu arabasını durdurmaktan aciz, elinden kaçırıyor.

 

Çivi çıkmaya çıkmış da, nereye atılmış onu bilen de yok üstelik. Yok şimdi, Van'da Baykal polisin sözüne uyup otobüsten inse ne olacaktı? Hani "akepeli şiddete bulaşmaz, iftira edenleri mahkemeye vereceğim" diyen esip gürleyen kişi nerde? İnsan biraz utanır, adamlar açıkça saldıranları ellerinde pankartlar, sloganlarla kışkırtıyor. Fotoğraflar yalan söylemez.

 

Akepenin bu ülkeye verdiği zararı şimdiye kadar kimse verebilmeyi başaramamıştı. Ancak 12 Eylül öncesi ve 27 Mayıs öncesi kin ve nefret ortamı ile kıyaslanabilir bir kamplaşma ve düşmanlık içindeyiz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ahmet Türk'e yapılan bu hareketi kınıyorum...Üzülüyorum ;tahammül edemeyenlerin saldırganlığına ve kendi insanını korumakta aciz olanlara...Umutluyum ; Ahmet Türk'e yapılan bu çirkin saldırı karşısında tek yürek olan Türk ve Kürt halkını yürekten alkışlıyorum...Dink'ten sonra canımızı acıtmanıza izin vermeyeceğiz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konu burada ne Osman baydemir ne de baska bir sahis. Konu sadece isrkci ve fasizan saldirilara karsi kimin nerede oldugu. Ben ne Baydemir'in ne de baskasinin avukatiyim. Ben barisa karsi olan her eyleme sözlü veya kaba kuvvet ile farketmez karsiyim. Baydemir benim icin hic önemli bir sahis degildir ve söylemlerinede asla katilmiyorum. Ben sahislari degil halki önemserim. Ama genede Izmir'deki fasizan ve isrkci eylemleri bizlere mesrulastirmaya calisanlarin burada ne kadar manevra degistirdigini görmek zorunda kaliyoruz. Baydemir'in söylemleri ne kadar hakli ise Izmir'deki fasizan bicakli, sopali saldirida o kadar haklidir. Anlayan anlamistir ama herkes anlayacak kabiliyete sahip degil malesef. Özelestiri baziöarimiz icin tabudur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çok haklı bir serzeniş. Bu ülkede ben mağdur henüz hastanede yatarken, silahlı saldırganın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını gördüm. Katliam gibi kaza yapan trafik canavarlarının tutuklanmadığını gördük. Akepe bu ülkenin çivisini öyle çıkardı ki, yaptığı tahribatı onarmak belki de mümkün olmayacak. Polisin işi gücü yok, asker ne yapıyor, nerde sigara içiliyor. Başka sıkıntısı yok. Yargının tek derdi kim darbe yanlısı, darbe istiyor. Başka hiç bir şeyin önemi yok.

 

Askeri kamyonu araç filosu ve eşlik eden medya ordusu ile durduran polis, bir suçlu arabasını durdurmaktan aciz, elinden kaçırıyor.

 

Çivi çıkmaya çıkmış da, nereye atılmış onu bilen de yok üstelik. Yok şimdi, Van'da Baykal polisin sözüne uyup otobüsten inse ne olacaktı? Hani "akepeli şiddete bulaşmaz, iftira edenleri mahkemeye vereceğim" diyen esip gürleyen kişi nerde? İnsan biraz utanır, adamlar açıkça saldıranları ellerinde pankartlar, sloganlarla kışkırtıyor. Fotoğraflar yalan söylemez.

 

Akepenin bu ülkeye verdiği zararı şimdiye kadar kimse verebilmeyi başaramamıştı. Ancak 12 Eylül öncesi ve 27 Mayıs öncesi kin ve nefret ortamı ile kıyaslanabilir bir kamplaşma ve düşmanlık içindeyiz...

Aslında orada o yumruğu atanında biraz da çaresizliğinden kaynaklanıyor bu...

Ve çözümsüzlüğün inat noktasında olduğunu düşündüğü kişiye yaptı saldırısını...

Olay bu...

 

Yıllardır siyasette olup, bilinç geliştireceğine;

Yıllardır aynı söylemler ile sürü yetiştiren, sürü kültürünü sürdüren kafa karşısındaki yılmışlığın izidir bir anlamda...

 

Aslına bakarsanız bu işin arkasında birileri var mı yok mu?

İş topluca düzenlenmiş mi yoksa bireysel bir eylem mi?

Hiç önemi yok...

Kesinlikle hiç önemi yok...

 

Olay, bir siyasetçi ya da değil;

Birisine yumruk vurulması mı?

I-ıh, o da değil sorun...

 

Emin olun ki burada bu olayı kınayanlar ya da onayanlar olarak hiç kimse Ahmet Türk'ü siyasi ve Kürt kimliğinden ayrı düşünemiyoruz.

Düşünmüyoruz...

Çünkü ayrı değil...

Bugün arkadaşımla konuşuyoruz ve aynen şöyle diyor:

"Valla kişisel olarak daha sağlam bir dayağı hak ediyor ama ne yazık ki demokratça, insanca olmaz!"

 

Ardından "V for Vendetta"daki söz geliyor aklıma:

"Şiddet, iyi amaçlar için kullanılabilir!"

 

Ha tabii ki bu şiddeti kullananın, onu meşrulaştırmak için kendisini ve amaçlarını "İyi" olarak tanımlamasına benzer.

Lost'ta 6ncı sezon 12nci bölüme geldik;

Herkes birilerinin öldürülmesine neden oluyor, öldürüyor...

Herkes kendisini "İyi" olarak tanımlıyor...

Ama hala anlayamadık kim iyi kim kötü gerçekte...

 

Yıllardır yeni bir kuram, başka bir bakış açısı, bir yenilik getirememiş;

Yıllardır sorunun odağında ve tarafında olmasına karşın, sorunun ne olduğunu tespit edememiş;

Hala o ilkel modellere, kültüre inanılmaz bir saplantı ile bağlı zihinlere ne gerekir,

Gerçekten bilmiyorum!

Nush mu?

Tekdir mi?

Kötek mi?

 

Ben açıkçası orada "Ahmet Türk'ün yumruk yemesi"ni kınamıyorum...

Ahmet Türk'ün yediği yumruk da zerre kadar umrumda değil...

Etnik Kökeni mi?

Emin olun ki hiç umrumda değil...

 

Ancak bir insanın, kim olursa olsun başka bir insanı yumruklamasını;

Yumruklamayı çözüm olarak görmesini kınıyorum...

Orada o insana yumruk atan insan "İlkel"dir.

Yumruğu çözüm olarak gördüğü ya da yumruk atarak rahatladığı için "İlkel"dir.

Fakat o yumruğu yiyen de;

Yıllardır aynı sorunun odağında olup, hala gelişemediği, çözümün bir parçası olamadığı

Hala kendi toplumunun gerçekliklerini kabullenemediği

Ve hala aşiret ağası olduğu için "İlkel"dir.

 

O yumruğu atanı kınıyoruz;

Eyvallah...

Yumruğu yiyen de çok farklı değil ki o atandan?

 

Her ikisi de anladıkları dilden konuştular;

O kadar...

 

Hiç bir kavgada, hiçbir taraf masum değildir...

Eğer birileri bir tepki gösteriyorsa,

Bunun dinamikleri mutlaka vardır...

 

Çıkıp yine birileri "ahanda Kürtlerin kimlikleri reddedildi, dilleri yasaklandı" argümanlarını tekrar tekrar sıralayacaklar...

Aman ha! sıkıldım artık bu klişelerden...

Zeki insanlar, güncel argümanlar ile güncel konulara çözüm getirirler...

Geçmiş ile ilgili sadece durum tespiti yaparlar...

Geçmişte yapılan bir yasaklama/uygulama ortadan kaldırıldığında;

Yani o konuda çözüme ulaşıldığında,

O süreci tekrar güncel bir sorun gibi pişirip pişirip önünüze koymazlar...

 

Bakın, iki senedir bu toplum;

"Demokratik Açılım" söylemleri ile Kürt ve Kürt Olmayan çatışmasına sürükleniyor.

Bunun bir patlama noktası elbette olacak.

Dünyanın neresinde görülmüştür ki;

Demokratik yani eşitlik, hürriyet ve özgürlük kapsamındaki bir eğilim

Aynı ülkenin halkını birbirine kanlı bıçaklı düşürsün?

 

Bakın eğer Türkiye'de, bin yıldır yaşayan toplum, bir kaç senedir "Demokratik Açılım" söylemi ile parçalanıyorsa;

Karşıtlaşıyorsa;

Demek ki bunun bir yerinde bir aksaklık, bir eksiklik, bir yanlışlık var...

Yani var kardeşim bu işte bir yanlışlık var işte.

Eğer olmasaydı, ortaya çıkan tepkiler de olmazdı.

 

Ya hu kardeşim, "Demokratik Açılım" dediğiniz süreç;

İnsanları "Etnik Kökenlerine" göre birbirine ötekileştirdi!

Böyle Demokrasi mi olur?

Demokratik atılımlar sonucunda insanlar birbirlerine etnik kaygılarla mı yaklaşırlar?

Zaten Aşiretçiliğin o Etnik bağlara dayalı saplantılı dünya algısı ve kültürü yetiyordu!

 

Habire "yok efendim gizli güçler yapıyor; aman canım şer odakları yapıyor" deyip duruyoruz.

Yok efendim; öyle değil!

Burada ya da diğer tüm forumlarda bu yazıları şer odakları yazdırmıyor değil mi?

Biz yazıyoruz!

"Demokratik Açılım" ile hangi Kürt, bu ülkeye daha da çok bağlandı?

Hangi söylem ile bağlılığı arttı söyler misiniz?

Hangi Kürt Olmayan, Kürtleri daha çok sevdi?

 

Ahmet Türk tokatlanmış olayı değil bu!

Hadi o kurban diyelim;

Osman Baydemir ne?

Onunla her adımını birlikte atan o belediyeler birliği nedir?

Arkalarından sürüdükleri, ağızlarından çıkan kavramların bile anlamını bilmeyen sürü nedir?

30 yıldır, Apo olmadan, silah olmadan çözüm olamayacağına koşullanan statükocu kafa yapısı nedir?

 

Ya hu demokrasiden söz ediyorsunuz;

Silahları taraf ediniyorsunuz...

Bir taraf elinde silah olan askeri taraf edinmeye çalışıyor;

Öteki taraf PKK'ya, Öcalan'a yaslanıyor...

Bu nasıl çözüm yaa!

Diğeri de Ordu'yu yok etmeye, pasifize etmeye kalkıyor...

Buyur burdan yak!

 

Toplumsal olaylara Ordu'yu ya da Silahlı bir örgütü birebir taraf etme heveslisi olan

Kurşunların düşünebileceğine inanan zihniyettedir...

 

Burada sorun, yıllardır Öcalan'sız, Silahsız, PKK'sız çözüm modelleri geliştiremeyen Kürtçü kesimdedir, Kürtçü siyasetçilerdedir...

Burada sorun, Kürt'ün "Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı" olduğunun ne demek olduğunu, kavramsal karşılığını hala kavrayamayan kafa yapısındadır...

Türkiye'de Saf-Kan Türk ırkından kimse olmadığı halde, Türklüğü hala ırkçılık olarak algılayabilen kafa yapısındadır;

Ya hu Irkın kendisi öyle bir topyekün bilince sahip değilken,

Irkçılığını nasıl yapacaksın be muhterem!

 

Kürtlüğün ırkçılığı yapılabilir;

Ki şu an Türkiye'de ırkçılığı yapılan tek kesim de Kürtlüktür...

Türklüğün ırkçılığı yapılamaz...

Çünkü Kürtler hala Etnisite, hala Irk özelliğini korurlar...

Ama Türkiye'de artık "Türk" adı ile kestirilebilecek, tanımlanabilecek bir "Irk" yoktur.

Yani öyle bir toplumsal yapı yoktur.

Kaynaşmıştırlar.

Bir bütün olmuşturlar.

Kürtlerin en azından yarısı olamamıştır;

Hala ırkçılık yapmaya müsaittirler ve yaparlar...

 

Ya kurtulamıyoruz şu geçmiş fetişizminden.

Tayyip Erdoğan tutturmuş, diyor ki;

"İran, bu devletin 300 yıllık stratejik ortağıdır!"

Hayırdır!?

Türkiye nasıl oluyor da 1700lerde kuruluyor!?

Ne 300 yılı yaaa?

Osmanlı mıyız kardeşim biz?

Bırakın artık bu saplantıyı yaa; Osmanlı bitti, gitti...

"Ben Türküm" diyen kimi insanların bu tarih fetişizminden de kaynaklanıyor bu!

Bitti, onlar Orta Asya'da kaldı, geçti gitti yaa...

Sen burada bir Ulus'un parçasısın artık!

Hangi ırktan olduğun değil önemli olan...

 

Kim ne derse desin;

Ahmet Türk o yumruğu yedi...

Bir insanın yumruk yemesine karşıyım bu biçimde;

Fakat Ahmet Türk öyle kutsallaştırılacak birisi de değildir...

 

Ahmet Türk;

Çözüm üretemeyen, toplumun sorunlarına gerçekçi bir biçimde yaklaşamayan,

Toplumun tüm etnik unsurlarının tüm kaygılarını kucaklamaktan uzak olan,

Hala arkasında PKK'yı ve Öcalan'ı hissetmekten haz alan,

Hala silahsız çözüm olabileceğine yürekten inanamayan,

Hala Öcalan'sız çözüm olabileceğine inanamayan,

Hala dağdaki silahlı örgütü, bir denge unsuru, bir koz, bir araç olarak gören,

Bütün varlığı ile çözümsüzlüğün odağındaki kimselerden sadece birisidir...

 

Bugün yolda kavga eden iki çocuğun yumruklaşmasını ne kadar kınıyorsam;

Ahmet Türk'ün yumruklanmasını da o kadar kınıyorum.

Benim için davası güdülecek, kutsallaştırılacak;

Hatta halkı öyle birbirine kenetleyebilecek bir noktada değildir.

 

Ama söylüyorum;

Bu ona atılan yumruğu kınamıyorum anlamına gelmiyor.

Ben sadece Kürtlüğü ve Siyasi kimliği ile özdeşleştirmek gereği görmeden,

Bir insanın durup dururken birisinden yumruk yemesindeki haksızlık ve düşüklük, ilkellik açısından kınıyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu güne kadar pkk ve apo vahşetinden dem vurmayan bir zihniyet kendisine uygulanan şiddeti faşizan unsurlara dayandıramaz..Etki tepki var diyorsak buyrun ; tepki..O zamanlarda daha bu günün pkk zemininin dayandırılmadığı dönemde askerlik görevini yapanıydı,öğretmeniydi,mühendisiydi,vatandaşıydı binlerce insanı katleden bir cani şimdi en başta Ahmet Türk tarafından ilahlaştırılıp Kürt sorununda başka alternatif tanınmayacak duruma getirilecek sonrada faşizanlıktan bahsedilecek..

 

 

Baykal'a Van'da saldırı yapılmıştı niçin tepki gösterilmedi bu kadar?..

 

 

İlk defa bir siyasetçiye saldırıda bulunulmuş..Özal'a su tabancasıyla ateş edilmişti..Demirel'e atılan yumruk aslında kankasının enseye tokatıydı..Ecevit'e keza öyle..Nihat Erim?..Ölmedi aslında kamera şakası...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

‘KARADENİZ PLANI’ TUTMADI

 

Kapatılan DTP'nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk'e Samsun'da yapılan yumruklu saldırının ardından Hakkâri'de olaylar çıktı. Doğu ve Güneydoğu'daki protesto gösterileri İstanbul'a kadar uzandı. Taksim'de yüzlerce kişi Ahmet Türk'e yumruklu saldırıyı kınamak için oturma eylemi yaptı.

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde fırın ve nöbetçi eczane dışında tüm işyerleri kepenklerini kapatırken, gösteri yapan bir grup ile polis arasında çatışma çıktı. Protestocu grup, önce Yüksekova'daki Cengiz Topel Caddesi'nde toplandı. Slogan atarak, yola barikat kuran gruba polis ekipleri, biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti. Grup, müdahalenin ardından ara sokaklara dağıldı.

Daha sonra Cumhuriyet Caddesi'ndeki BDP İl binası önünde yeniden toplanan ve slogan atarak Belediye binası önüne kadar yürüyen grup, burada yapılan basın açıklamasının ardından dağılmaya başladı. Bu sırada bazı kişiler, polise taş attı. Polis, gruba yeniden biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etti.

BAYDEMİR: Ş...SİZ

Saldırıya tepki gösteren Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir de ''Hiçbir alçak ve ş...siz benim halkımın sağduyusu ile oynayamaz'' dedi. Baydemir, "Bu saldırı 7'den 70'e Kürt halkına yönelik bir saldırıdır. Kürt halkının onuru, gururu ve haysiyeti hedeflendi. Affınıza sığınarak, hiçbir alçak ve şe...siz benim halkımın sağduyusu ile oynayamaz. Alçak ve şe...sizlere bakmıyorum, arkasındaki köklerine bakıyorum. Türkiye'deki meczup ortalaması dünya oranın üstündedir ama sadece Samsun'da deli yoktur. Diyarbakır ve Van'da da vardır ve bu oran Türkiye ortalamasının üstündedir. Gerekirse yaramıza tuz basarız aklı ve metaneti elden bırakmayacağız" şeklinde konuştu.

AYDIN'DA 13 GÖZALTI

Aydın'ın Didim ilçesinde de saldırıyı protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenleyen gruba polis müdahale etti. Müdahale sırasında 13 kişi gözaltına alındı. Grup önce BDP Didim ilçe binası önünde toplandı. Buradan yürüyüşe geçen ve PKK lehine sloganlar atan gruba polis müdahale etti. Gözaltına alınarak Altınkum Polis Karakoluna getirilen 13 kişi arasında adliyeye sevk edildi. Gözaltına alınanlar arasında küçük yaştaki çocukların da olduğu görüldü. Ahmet Türk saldırıdan hemen sonra yaptığı açıklamada sağduyu çağrısı yapmıştı.

Zanlı plan yapmamış!

AHMET Türk'e yumruklu saldırıda bulunan İsmail Çelik’in, polisteki ifadesinde, “yaptığı eylemden dolayı pişman olduğunu ve Türk halkından özür dilediğini” söylediği iddia edildi.

İsmail Çelik (27) ile Ahmet Türk'ün içinde bulunduğu araca bir cisim attığı gerekçesiyle gözaltına alınan Uğur K. emniyette sorgulandı. Çelik sorgusunda, askerliğini 6 yıl önce Kuzey Kıbrıs'ta yaptığını, ruhsatsız silah bulundurmaktan hakkında işlem yapıldığını ve 18 gün tutuklu kaldığını belirterek, herhangi bir siyasi parti ve dernekle ilişkisi olmadığını öne sürdü.

İsmail Çelik, kalabalığı görünce merak üzerine adliye önüne geldiğini, Ahmet Türk'ün basın açıklaması yaptığını anlayınca dinlemeye başladığını, açıklaması bitip aracına yöneldiği sırada, yanına gelince “şehitlerden dolayı terör örgütünün basın sözcülüğünü yaptığını düşündüğü için bir anda gözünün karardığını, bir anlık hırsına yenik düşerek eylemi gerçekleştirdiğini” söylediği öğrenildi. Çelik, “Ahmet Türk'ün Samsun'a geleceği konusunda daha önceden bilgisi olmadığını ve bir plan kurmadığını” ileri sürdü.

Saldırganın patronu

gurur duyuyormuş

SAMSUN'da Ahmet Türk'e yapılan yumruklu saldırıya tüm siyasi parti ve kentin idari yetkililerden tepki gelirken bir kişi o saldırganı destekledi. Saldırgan İsmail Çelik'in çalıştığı işyerinin sahibi Kazım Topaloğlu, çalışanıyla gurur duyduğunu söyledi. Çelik’in 3 yıldır çalıştığı kahvenin sahibi olan Topaloğlu, “3 yıldır benimle çalışıyor. Sırrı Sakık ve Ahmet Türk’ün geldiğini duydu. Kendisi Mardin’de askerlik yaptı. Orada halkın askere davranış biçimi psikolojisini bozdu. Askerlikte birşeyler yaşamış ki kafasına yer etmiş. Sigara bile içmez. Alkol bile almaz. Her Türk vatandaşının yapabileceği bir şey yaptı. Ben de onunla gurur duyuyorum. Adam gibi adam. Yaptığıyla gurur duyuyorum” dedi.

 

Dink’i ve linç girişimlerini hatırlattı

Kapatılan DTP'nin Genel Başkanı Ahmet Türk'e Samsun'da yapılan saldırı daha önce Karadeniz illerinde demokratik eylemlerde bulunanlara yapılan linç girişimleri ile Hrant Dink suikastını yeniden akıllara getirdi. Hrant Dink'i vuran Ogün Samast, cinayetten sonra Samsun Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmüş ve oradaki polisler Samast ile hatıra fotoğrafı çektirmişti. Dink suikastından yargılanan Ogün Samast, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'ler de Trabzon'u mesken edinmişti. Dink vurulmadan önce Trabzon'daki Sancta Maria Kilisesi Rahibi Andrea Santaro öldürülmüştü. Yine Trabzon'da görülmesine karar verilen Gazi davasını takip eden TAYAD'lı ailelerere linç girişiminde bulunulmuştu. Bildiri dağıtan gençler, basın toplantısı yapmak isteyen barış savunucuları, imza toplayan gençler çeşitli saldırılara maruz kalmıştı.

Gönüllü köy korucusu Turan Bilen'in DTP'nin kapatılmasını protesto eden kitleye kalaşnikofla ateş ederek 2 kişiyi öldürüp, 8 kişiyi de yaralamasının ardından açılan davanın "güvenlik" gerekçesiyle Samsun'a alınması ve Samsun'da Ahmet Türk'e yumruklu saldırıda bulunulması Karadeniz'in bu 'sabıkalı geçmişini bildiği halde gerekli tedbirleri almayan hükümetin sorumluluğunu gündeme getirdi. BDP’li yetkilerde de olayın bu boyutuna dikkat çekti.

SAKIK: KLASİK SAVUNMA İSTEMİYORUZ

Saldırı sırasında Ahmet Türk’ün yanında bulunan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık "Biz saldırının araştırılmasını istiyoruz. Bunlar devletin derinliklerinde eğitim alan şahıslardır. Demokratik devlet düşünülüyorsa bu katiller, saldırganlar ve arkasındaki güçler açığa çıkarılmalıdır. Biz bunu Hrant Dink olayından da biliyoruz" diye konuştu. Her şeye rağmen sağduyu çağrısı yapan Sakık şunları söyledi:

"Türkiye'de yeniden bir karanlık dönem isteniyor. Biz, sokakta kavgayla bu sorunun çözülmeyeceğini düşünüyoruz. Burada bir tek Kürtlere değil herkese görev düşüyor. Irkçı söylemlerden bütün siyasi partiler vazgeçmelidir. Bunlar ülkeyi kardeş kavgasına götürür. Bunu geçmişten de biliyoruz.”

DEMİRTAŞ: DAVA ANKARA’YA ALINSIN

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da partisinin grup toplantısında saldırıyı değerlendirdi. Demirtaş, "İşin arkasındaki siyasi emellerin peşinde koşanlar ortaya çıkarılmalıdır. Vali hemen görevden alınmalıdır" dedi. Selahattin Demirtaş şunları söyledi:

“Bugüne kadar devlet yetkilileri bu tip olaylarda sıcağı sıcağına olayın özüne yönelik bir açıklama yapıyorsa bu, konunun örtbas edileceğine işaret eder. Sayın Ahmet Türk, korunmuyorsa yüzlerce polis orada ne yapıyor? Vali hemen görevden alınmalıdır. Muş gibi bir şehirde devletin güvenliği sağlayamayacağı bir gerekçeyle dava Samsun’a nakledildi. Davaların oradan oraya gönderilerek örtbas edildiğini çok iyi biliyoruz. Davanın Samsun’a alınmasının nedeni bizzat o korucuları, o katliamı gerçekleştirenleri korumakmış. Kimse bu saldırıyı bireysel bir saldırı olarak değerlendirmemelidir. Bu davanın Ankara’ya alınmasında büyük fayda görüyoruz. BirGün

=

ÖDP: Ahmet Türk’e saldırı hepimizedir

ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Ahmet Türk'e yapılan saldırıyı kınadı. Saldırının kardeşçe birarada yaşamaya yapılan bir saldırı olduğunu belirten Taş şunları söyledi:

"Hayatı boyunca Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için mücadele eden, birarada yaşamın ve kardeşliğin inatçı savunucusu sevgili Ahmet Türk’e yapılan saldırı hepimizedir. Bu saldırı Ahmet Türk’ün şahsında halkların kardeşçe bir arada yaşamasını, barış ve demokrasiyi savunan herkese yapılmıştır. Yapılan bu ırkçı saldırıyı kınıyoruz. Ahmet Türk’e ve BDP camiasına geçmiş olsun diliyoruz."

 

EMEP: Önlem almayan hükümet sorumludur

EMEP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada da DTP'nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk'e Samsun'da gerçekleştirilen saldırının sorumlusunun AKP hükümeti olduğu belirtildi. Açıklamada şunlar kaydedildi:

"Ahmet Türk'ün uğradığı saldırı, valinin söylediği gibi bireysel ve adli bir vaka olarak değerlendirilemez. Bu saldırıyı, hükümetin öfke ve şiddet yüklü politikasından, çözümsüzlükte ısrarından, ısrarla sürdürülen ırkçı ve şoven tutumlardan bağımsız düşünmek mümkün değil. Daha önce Trabzon'da görülen Gazi davasında da bu tür saldırıların yapıldığı akıllardadır. Polis ve jandarma desteğinde birçok provokasyona sahne olan Samsun, Trabzon gibi illerimizde, bildiri dağıtan gençlere, basın toplantısı yapmak isteyen barış savunucularına, imza toplayan gençlere, demokratik hak arayışındaki herkese karşı devlet destekli saldırılar yapılmaktadır. Hükümet hiçbir tedbir almayarak açık hedef haline getirdiği BDP heyetine saldırının koşullarını yaratmış ve adeta Ahmet Türk'ü dövdürmüştür."

=

Saldırıyı kınayan Bahçeli: Suçlu açılım

MHP lideri Bahçeli, Ahmet Türk'e yapılan yumruklu saldırı ile Deniz Baykal'a yapılan yumurtalı saldırıyı kınadı. Partisinin grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli, ''Geçtiğimiz günlerde Van'da ve dün de (önceki gün) Samsun'da meydana gelen endişe ve üzüntü verici saldırıları kınıyorum'' diyen Bahçeli, ''siyaset adamlarına yönelen tacizlerin son aylarda arttığına'' dikkati çekti. Bahçeli, “Bu tür olayların giderek artış eğilimi göstermesinin, özellikle hükümet tarafından kışkırtılan gerilim ortamında bir tesadüf olarak görülmemesi gerektiğini'' savundu.

 

Sendikalar ve sivil toplumdan tepki

SAMSUN’DA, Muş’un Bulanık ilçesinde göstericilerin üzerine ateş eden ve iki kişinin ölümünden sorumlu olan gönüllü köy korucusunun yapılan yargılamasının ilk duruşmasını izlemeye giden kapatılan Demokratik Toplum Partisi Genel Başkanı Ahmet Türk'e yapılan saldırıya sivil toplum kuruluşları ve sendikalardan da tepki geldi.

»İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi tarafından yapılan açıklamada “Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yoldan çözülmesi için çaba sarf eden siyasetçiler üzerindeki baskıların ardından ölümle tehditler gelmiş, son olarak da bu uygulamalar fiziki saldırı ile bir üst seviyeye çıkmıştır” denildi. Açıklamada polis teşkilatı içindeki çetelerle mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekildi.

»KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek ise Ahmet Türk’e yapılan saldırıyı barışa, hoşgörüye ve kardeşliğe yapılmış bir saldırı olarak değerlendirdi. Saldırının gerçekleşmesinde açık bir biçimde ihmal olduğunu söyleyen Şimşek ”Türkiye’deki siyasal iklimin normalleşmesi, sokaktaki linç kültürünün son bulması ve şiddete son verecek uygulamaların devreye sokulması ile mümkündür. Burada da en büyük sorumluluk hükümete ve devlete düşmektedir” dedi.

»Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol da “Bu saldırı bizlere örneklerini daha önce defalarca yaşadığımız, güvenlik gerekçesiyle uzak yerlere sürülen davaları hatırlatmaktadır. Örneğin Gazi Katliamı davasının “güvenlik” gerekçesiyle Trabzon’a sürülmesi, davaya takip edenlere saldırılması ve polisin olayları seyretmesi ve hatta bizzat saldırması hala hafızalarımızdadır” diyerek olayın sıradan bir güvenlik zafiyeti olmadığını söyledi.

»DİSK’e bağlı GENEL-İŞ Sendikası da saldırıyı Kürt sorununda barışçıl adımların atılmamasına bağlarken, AKP hükümetinin işsizlik, adaletsiz gelir dağılımı, yoksulluk gibi sorunlar yerine çatışmalara milyarlarca dolar harcadığına vurgu yaptı.

Kaynak: -http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1271241962&year=2010&month=04&day=14-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.