Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

12 EYLÜLDE ÖLDÜRÜLEN SAĞCILAR


kaplan-200

Önerilen İletiler

Aşağıdaki liste, ölümlerde bile ayrım yapanlar için verilmiştir. Ülkemizde çarpık bir anlayış var. Her kesim, kendini mağdur, kendini mazlum sayıyor. Hele 12 Eylül öncesiyle ilgili yazılan kitaplar, çevrilen diziler, filmler... Sanki hep bir taraftan adam öldürülmüş; öbür taraf ise hep öldürmüş. Yeni nesillere insafsızca bu yanlış bilgi öğretiliyor. Binlerce milliyetçi ülkücünün öldürüldüğü unutturuluyor. Son zamanlarda aynı çarpık zihniyetle faili meçhul diye ortalıkta dolaşanların da MHP tarafından niçin kabul edilmediğini anlayamıyorlarmış. Aşağıdaki liste binlerce şehidin sadece küçük bir kısmıdır. Unutulmaması gereken bir husus da ilk öldürülenin Ruhi Kılıçkıran adlı bir milliyetçi olduğudur. İşte bazı şehitlerin isimleri:

Ruhi Kılıçkıran (4.1.l968)

Mustafa Bilgi (1969)

Mustafa Kahraman (1969)

Süleyman Özmen (1970)

Dursun Önkuzu (1970)

Yusuf İmamoğlu (1970)

Ümit Beyazçavdar (1971)

Nihat Tosuner (1972)

Necdet Dumanay (1975)

Alparslan Gümüş (1975)

Hasan Kadıoğlu (1975)

Ekrem Söğüt (1975)

Fevzi Doğan(1975)

Adnan Acarca (1975)

Ali Kaya Alpay (1976)

Ahmet Bahar (1976)

Fahir Doğan (1976)

Faruk Sevinç (1976)

Fatih Koyuncu (1976)

Halil Yavuz (1976)

Bekir Çon (1977)

Bayram Çonoğlu (1977)

Erdem Arabacı (1977)

Adil Koçak (1977)

Adil Karagülle (1977)

Ahmet Tekin (1977)

Gültekin Ertan (1977)

Mehmet Çapar (1977)

MHP Malatya Belediye Başkanı Hamid Fendoğlu, gelini ve iki torunu (17.4.1978)

MHP Patnos İlçe Başkanı Cemal Akbay (30.6.1978)

MHP İstanbul İl Başkanı Recep Haşatlı ve oğlu Mustafa Haşatlı (4.10.1978)

Adana Ülkü-Bir Başkanı Tevfik Pampal (22.10.1978)

Abdullah Gülbahar (1978), Ali Çakıroğlu (1978)

Feridun Baş (1978), MHP Manisa İl Başkanı Cemil Çöllü (24. 6. 1979)

MHP Bingöl Belediye Başkanı Hikmet Tekin (12.8.1979)

MHP Kartal İlçe Başkanı, gazeteci, yazar Erdoğan Hançerlioğlu (12.9.1979)

Toprak Dergisi sahibi, yazar, bir dönem milletvekili İlhan Egemen Darendelioğlu (19.11.1979)

İzmir Türk Ocağı başkanlarından yazar ve şair Kemal Fedai Coşkuner (3.12.1979)

Alper Tunga Uytun (1979)

Adnan Koç (1979)

Ercüment Yahnici (1979)

Fuat Enet (1979)

Yaşar Günaydın (1979)

Abdullah İzci (1979)

Ayşe Çetinkaya (1980)

Ahmet Adil Okur (1980)

Abdurrahman Kılıç (1980)

Adem Tomay (1980)

Bilge Özsoy (1980)

Figen Çöktü (1980)

Mürüvvet Kekilli (1980)

Adem Taştan (1980)

MHP Mersin İl Başkanlarından Ali Nadir Hayta (14.3.1980)

gazeteci, yazar, şair İsmail Gerçeksöz (4.4.1980)

Almanya’daki ülkücülerin önderlerinden, gazeteci yazar Halil Tireli (3.5.1980), MHP Genel Başkan Yardımcısı, Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak (27.5.1980), MHP İstanbul Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Ali Rıza Altınok, eşi Fahriye Altınok, kızı Nilgün Altınok (25.6.1980), MHP Adana İl Yönetim Kurulu üyesi Ahmet Gökoğlu (28.7.1980).

12 Eylül’den sonra da ülkücü milliyetçiler şehit edildi: Almanya’daki ülkücülerin önderlerinden Necati Uygur (4.12.1980), Veli Can Oduncu (1988), Turgut Demirkaya (1988), Yaşar Yazıcı (1988), Hakan Işık (1993), MHP Bingöl Genç İlçe Başkanı Hadi Arın (Mart 1993), Ferhat Kaya (1995), Ertuğrul Kaya (1995), Murat Aldemir (1995), MHP Kartal İlçe Başkanı Nihat Uygun (30.1.1997), Hulusi Şahin (1997).

12 Eylül mahkemelerinin kararlarıyla idam edilen ülkücüler: Mustafa Pehlivanoğlu (7.10.1980), Cevdet Karakaş (2.6.1981), Fikri Arıkan (27.3.1982), Cengiz Baktemur (2.5.1982), Ali Bülent Orkan (13.8.1982), Ahmet Kerse (30.1.1983), Selçuk Duracık (5.6.1983), Halil Esendağ (5.6.1983).

 

Hikmet Kılıç (1975), Recep Şirvan (1976), Metin Olgaç (1977), Hilmi Sakarya (1978), Ali Aras (1978), Necip Altınok (1978), Hacı Osman Demir (1978), Mehmet Polat (1979), Cemal Gülbay (1979), Ahmet Atıcı (1979), Ali Çelik (1979), Hasan Şahin (1979), Hüseyin Sanioğlu (1979), Şaban Eğilli (1979), Hüseyin Çelik (1979), Hüseyin Güzel (1980), Şahap Esen (1980), Nevzat Karayün (1980), Mahmut Özelkan (3 Mayıs?).

 

 

Ben bu yazıyı bir sen-ben kavgası için yazmadım.

 

Sadece bir haksızlığa, bir tarafgirliğe dikkat çekmek ve yakın tarihi doğru bilmek için yazdım. Milliyetçi ve ülkücülerin hiçbir yabancı lidere, ülkeye bağlı olmadıklarını da özellikle belirttim.

Zaten milliyetçilik, mahiyeti gereği yabancı bir güce bağlı olamaz. Milliyetçilerin, ülkücülerin yabancı bir güce bağlı olduklarını iddia edebilmek için somut deliller göstermek gerekir. Genellikle “sol” olarak etiketlenenlerin mutlaka yabancı bir güce bağlı olduklarını da asla düşünmüyorum. Türkiye’de yabancı ülkelere bağlı olmayan pek çok vatansever sosyalist vardı ve vardır. Hatta yerli Marksistler de vardı ve özellikle Sovyetlerin 1968’de Çekoslovakya’yı işgalinden sonra onların sayısı bir hayli arttı. Ancak Türkiye’de Sovyetler Birliği’ne ve Çin’e bağlı Marksistlerin ve bunların silahlı örgütlerinin bulunduğu da muhakkaktır. 12 Eylül öncesi yapılan yürüyüş ve mitinglerde orak çekiçli ve kızıl yıldızlı, Lenin portreli pankartlar gazete arşivlerinde durmaktadır. Cenk Başlamış ile Vladimir Jarov’un 1992 Martında Milliyet gazetesinde yayımladıkları “Sovyet Komünist Partisi Belgelerinde Türkiye” adlı yazı dizisinde, 17.01.1979 tarihli bir belgede Türkiye Barış Komitesi’ne dört bin ruble propaganda malzemesi verilmesi kararının bulunduğu belirtilmiştir. Yine Cenk Başlamış’ın 15-16.02.1992 tarihli Milliyet’te çıkan “Sovyet Komünist Partisinin yardım eli her yere uzanmış” başlıklı haberinde, Novoye Vremya dergisinin yayımladığı listenin 501 sıra numarasında, Behice Boran’a, 31 Ekim 1985 tarihli bir kararla 22.633 dolar gönderildiği ve aynı belgeye göre Boran’ın da parayı aldığını merkeze bildirdiği yazılmaktadır.

Artık her şey meydandadır. 1990’dan sonra doğrudan doğruya Marksistler Türkiye Komünist Partisi’ne dair pek çok araştırma ve hatıra yayımlamışlar ve Sovyetlerle ilişkileri, hatta kendi aralarındaki iç çekişmeleri yazmışlardır.

Milliyetçilere gelince. Birkaç kitap ve hatıra ile genel ağda yer alan şehit listeleri dışında bir şey yok. Ne roman, ne dizi, ne film... Varsa da bunları duyuran basın yayın organlarımız, televizyonlarımız yok. Sanki tarihe, sanata ve televizyonculuğa düşmanız.

Zararın neresinden dönülse kârdır. Şu anda milliyetçi ve ülkücü mirası siyaset sahnesinde temsil ettiği düşünülen Milliyetçi Hareket Partisi, milliyetçi-ülkücü şehitler için büyük bir anma toplantısı yapabilir. Toplantı, sadece şehitleri anmakla bitirilmez. “Konu niçin ihmal edilmiştir ve bundan sonra nasıl telafi edilebilir?” sorularına da cevap aranır. Düşünülen tedbirler de uygulanmaya başlanır.

Unutmayalım ki kendi tarihinizi siz yazmazsanız başkaları yazar; kendi hikâyenizi siz anlatmazsanız başkaları anlatır ve elbette bildikleri gibi yazarlar; diledikleri gibi anlatırlar.

 

Yukarıdaki şehitler arasında benim de çok yakından tanıdıklarım var. Her birinin şehadetinde içimiz kan ağladı. Ama biz tek taraflı bir tutumla ve çığırtkan tavırlarla şehitlerimizi vesile ederek devletimize meydan okumuyoruz. Üstelik ülkücüler, hiçbir yabancı liderin portresini, hiçbir yabancı ülkenin bayrak veya sembolünü taşımadılar.  “Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin / Her şey Türklük için”  diyerek can verdiler. Ruhları şad olsun!

 

Ahmet B. ERCİLASUN

 

YENİÇAĞ

 

 

Bende mhp li olduğumdan paylaşmadım ,yanlız bu gerçeği herkesin bilmesi gerektiğini düşündüğümden paylaşıyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bende mhp li olduğumdan paylaşmadım ,yanlız bu gerçeği herkesin bilmesi gerektiğini düşündüğümden paylaşıyorum.

 

Sayin Kaplan,12 Eylül'den sonra sagcisi ve solcusu oturup nasil yanlislar yaptiklarini birbiriyle paylastilar.Ölenler öldügüyle kaldi.Ama ölmeyenler nasil bir tuzaga düsürülüp biribirine kirdirilmak istediklerini itiraf ettiler.Bugün bakiyoruz hala yumruklar havada. Demekki asil kavgayi cikaranlar bugün yumruk sallayanlardi dün de ve bugün de...

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Kaplan,12 Eylül'den sonra sagcisi ve solcusu oturup nasil yanlislar yaptiklarini birbiriyle paylastilar.Ölenler öldügüyle kaldi.Ama ölmeyenler nasil bir tuzaga düsürülüp biribirine kirdirilmak istediklerini itiraf ettiler.Bugün bakiyoruz hala yumruklar havada. Demekki asil kavgayi cikaranlar bugün yumruk sallayanlardi dün de ve bugün de...

 

 

saygilarla

haklısınız Sevgili Politika .

Bu gün yine sağcıyım solcuyum deyipde eski yaraları kaşıyanların, 12 eylülün kırıntıları olduğunu görmekteyiz.

 

Kendi yaptıkları katliamları başkası yapmış gibi gösterip ortlaığı yağmalayanlarda o zihniyetin birer parçasıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 yıl sonra...
  • 2 yıl sonra...
  • 9 ay sonra...

Bugün yasananlarin,12 Eylül'den tek farki,henüz gencler sokaklara dökülüp biribirini öldürmüyorlar.Ancak ülkede yaratilan iklim her an icin bunun gerceklesme olasiliginin mevcut oldugunu gösteriyor.

Dün "analar aglamasin"diyerek PKK terör örgütüne kucak acanlar,istedikleri olmayinca "analarin aglamasina bile aldirmadilar.700 insanimiz bu "analar aglamasin"tiyatrosuna kurban edildi.Gercekte analar aglamasin tamamen bir düzmeceydi.AB ve ABD'nin vemris oldugu talimatlar dogrultusunda AKP resmen PKK ile pazarliga oturdu.Imralidan gelen mektuplar HDP'li vekiller eliyle AKP'ye veriliyordu,sonunda da Dolbahce'de oturup protokol imzaladilar.Bunlari fazla degil daha birkac yil önce yasadik.HDP ile o kadar kanka olmustular ki;mecliste gözlemici olarak bulunan subaylara HDP'li vekiller resmen hakaret ediyorlar AKP'liler susuyordular.Cünkü hedefte Baskanlik vardi HDP'nin isbirligine ihtiyaclari vardi.

Suriye ile ABD ve Israil istiyor diye düsman olup,kraldan daha kralci olarak bir ESAD düsmanligi baslatildi.Esad ülkesini bölünmekten terörden kurtarmak icin mücadele ederken AKP ABD'nin agzini kullanarak Esad'i halkini öldürmekle sucluyordu.Halbuki Suriye halkinin yüzde 95'i Esad'in arkasindaydi arkasinda olmayan bölücü Kürt guruplara karsi mücadele veriyordu.Ve o gruplar sonunda Türkiyeye kactilar.Tam 3.5 milyon Suriyeli Kürt ülkemize dolustu.Bunlar Türkiyeye geldiler Avrupaya gidebilmek icin Türkiyeyi köprü olarak kullanmaki stediler ama Avrupa karsi cikinca Türkiyede kaldilar,milletin vergileri bunlara akmaya basladi bu seferde AKP Avrupaya bagirmaya para dilenmeye basladi.Avrupayi neden mülteci almiyorsunuz diye suclarken sank Avrupa mecburmus gibi bir durum cikartiyordu ortaya..Esadi yikamadilar ama 3,5 milyon suriye kürdü ülkemizde yerlesmeye basladilar.Öyle bir mültecilik ki,devamli cocuk yapiyorlar,isyeri aciyorlar,sirket kuruyorlar ve AKP tarafindanda destekleniyorlar.Savasa Mehmetcik giderken SURIYELILER YAN GELIP YATTILAR.Neden onlar savasa gitmiyor diye soruldugunda da askeri egitimleri yok yanitini veriyordular.Peki neden onlara askeri egitim degilde meslek kursu veriyorsunuz diye soranlarada kiziyordular.Yani SURIYELEILER hayatlarini yasiyor Mehmetcik onlar icin hayatini veriyordu.

Simdi okuyorumda,neden hep AKP neden CHP degil diye soranlar var.Bir defa sunu tespit edelim:CHP hükümet degildir.Ayrica PKK ve diger terör örgütleriyle pazarliklara girisenler AKP'lilerdir.CHP liler degil.Ülkede Milli oalnne varsa satan AKP'dirCHP degil.Cumhuriyete karsi düsmanlik üretenler AKP'lilerdir CHP liler degil.Atatürke küfrederek hala osmanli rüyalari görenler AKP'lilerdir CHP liler degil.Ayrica koministlikten bahsedilmis.

Komünist diye birsey yok artik varsa bile kayda deger degildir.Ama bir gercek var ki bu tam bir ihanettir.DP'nin iktidara geldigi günlerde.Amerikanin cikarlari icin Kore'ye asker göndertip ypzlerce mehmetcigin sehit olmasina neden olan Menderes'in agzinda hep bir slogan vardi:Rusya Türkiye'ye saldiracak.diyerek Amerikanin kucagina oturttular Türkiyeyi ,Atatürk'ün baslatmis oldugu sanayi atilimlarinin kapisina tek tek kilit vurarak ABD'ye bagimsizligimizi satan Menderes darbe ile devrildi.Demem o ki Türkiye hicbir zaman bir Komünist tehlikesi yasamadi.Ama bunu bilen bilmeyen veyaagzi olan konusur hesabi Komünistler diyerek yorumlar yapanlar var.Komünist yokartik ve inanin ki AKP Komünizmden daha tehlikelidir

 

saygilarla.

'.

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde her görüste insanlarin olmasi bir cesitliliktir,radikallerin ülke cikarlarina fiili olarak zarar vermeye baslamadiklari sürece bu cesitlilik demokrasinin güzelliklerindendir.

12 Eylül öncesi yaratilan iklimde,sözde Komünist denilenler yani SOLCULAR ve bunlarin karsisinda da sözde milliyetciler yani SAGCILAR vardi.Bu iklimi yaratanlar,ayni zamanda kiskirtmalari ile bir savas ortamini hazirliyordular.

Bir yanda özgürlük ve tam bagimsizlik isteyen bir cephe,cephe diyorum cünkü durum öyleydi.Diger tarafta ise emperyalizmin bekciligine soyunmus sözde vatansever milliyetci cephe.

Bu milliyetci cephe genelde milliyetcilikten cok Islamci cepheydi.Karsi cephede ise tabiiki cürük elmalar vardi.Ancak bu cürük elmalar tam bagimsizlik isteyen emperyalizm karsitlarinin arasinda kayboluyorlardi.Yani bir sey ifade etmiyordular.Emperyalizmin karsisinda olanlarin hedefinde Amerika vardi cünkü bas emperyalist Amerikaydi Emperyalizmin karsisinda olanlarin karsisindaki sözde milliyetci cephe ise Amerikan yanlisiydi yani emperyalizmin hizmetindeydiler.

Iste damla damla baslayan yagmurun ahmak islatan hale dönüsmesi ve sonra da saganak haline gelmesi gibi ülkede bir cinayetler katliamlar dönemini baslatmisti.Sagci-Solcu savas veriyordu ülkede,birbirlerini öldürüyordular.Bir taraf yani sözde milliyetci taraf KOMÜNIZME ÖLÜM sloganlari esliginde SOLCU avina cikarken karsi taraf kendini savunmak icin ayni yöntemlere basvuruyordular.Bu ortami yaratanlar ise ellerini ogusturup fasist bir darbenin cigirtkanligini yapiyordular.Olaylar cigirindan cikmis birseylerden habersiz ama huzursuz olan halk buna bir son verilmesini istiyordu bu son da ancak askeri bir müdahale ile olabilirdi nitekim de öyle oldu.

Günde 20-30 insanin öldürüldügü ülkede bir anda cinayetler durdu ve millet derin bir oh cekti.

Millet genelde fazla irdeleme gibi bir kapasiteye sahip olmadigi icin askeri darbenin yapilmasini alkisliyor ve darbeyi yapanlara dua ediyordular.Darbeyi cagristirip hazirlayanlar ise perde arkasinda verdikleri talimatlarla sonuca ulasmayi bekliyordular.O günlerde yasananlari anlatan bircok kitap vardir.Insanlik disi uygulamalarin,yasandigi yasatildigi bir dönemden bahsediyorum.DEMOKRASI'nin yamuk tekerlegini yok eden bir darbenin ülkeyi ne duruma getirdigini,o günleri yasayanlar ve o günlerle ilgili yazilan kitaplari okuyanlar cok iyi bilmektedir.

12 Eylül Darbesini yaptiranlar,1977  1 Mayis'inda güle oynaya emekci gününü kutlamak icin Taksim'e yürüyen emekcilere, satin alinmis olan tetikcileri ile yaylim atesi actirip onlarca insani öldürenlerin ta kendileridir.YANI FASIZM'dir YANI ISLAMO FASIZM'dir.

12 Eylül darbesi Türkiyenin demokrasi yolunda ilerlemesine bu ilerleme dönemindeki dogal calkantilara sancilara karsi yapilmis fasist bir darbedir.

Recep Tayyib Erdogan'in  Darbenin komutani KENAN EVREN'e "PASAM BU MILLETIN SIZE IHTIYACI VAR" demesi arsivlerdedir.AKP'nin önünü acan Kenan EVREN'dir.AKP'nin iktidara gelmesinin öncüsü ise MHP'nin baskani DEVLET BAHCELI'dir,Koalisyon hükümetinden ayrilarak erken secimin önünü acip önceden ayarlanmis satin alinmis medya pohpohlamalari isiginda AKP iktidara tasinmistir.Recep Tayyib Erdogan'in bugün arada bir kendini magdur gösterip "siir okudum cezalandirildim"magdur edebiyatina satin alinmis medya destek vererek halkin manipülasyonunu saglayip secimde AKP'nin iktidara getirilmesi mümkün olmustur.

Ve bugün baktigimizda ülkemizdeki siyasi iklim 12 Eylül arefesini aratmayacak kadar belirgindir.12 Eylül arefesinde gencler bölünmüstü ama aileler bölünmemisti yani millet bölünmemisti.Bugün ise bu korkunc manzara ile karsi karsiyayiz.15 yilda milleti böldüler.AKP'li olanlar AKP'li olmayanlar diye günümüzde iki cephe acilmis durumdadir.Ve bu iki cepheden AKP cephesi ki bu cephe bazi kücük gruplar disinda tüm Islami cevreler dis güclerin elindeki kurumlar ve haliyle AKP yanlilari ve medyasi,yargisi ile güclü cephe durumundadir.Muhalif cephe ise simdilik bölük pörcük parcalar halindedir.Ve hergün yapilan kiskirtmalar ile bu güclü cephe daha bir azginlastirilmaya ve karsi cepheye saldirabilmenin talimatini bekler duruma getirilmektedir.Yani uzun lafin kisasi bir IC SAVAS kiskirticiligi yapiliyor.Bu IC SAVAS kiskirticiligi hem AKP genel baskani hem cumhurbaskani olan kisi tarafindan hem onun sözcüleri tarafindan ama hem de satin aldiklari medya tarafindan yürütülmektedir.Düsmanliklarini güclendirmek icin ellerinde kullandiklari koz kendilerine karsi olanlarin VATAN HAINI,PKK yandasi olduklari iftirasidir ki bu iftiralara AKP'ye teslim olmus YARGI kurumlari tarafindan da destek verilmektedir.Yani kim agzini acip elestiri yapiyorsa etiket hazir:VATAN HAINI,PKK'li.Ne olmasi gerekiyor.Fasizme boyun egerek AGAM PASAM demek gerekiyor.

Ancak sunu kesinlikle söylemek gerekirse gercekten eger bir ic savas cikarda bu iki cephe birbirine saldirirsa dökülecek kanin hesabini kimse yapamaz.Güclü kesim, her taraftan destek görmektedir:YARGI;MEDYA ASKER,ÜNIVERSITELER,ISLAMI TARIKAT VE CEMAATLER,ABve ABD karsi cephe ise sadece SAGDUYU ya güvenmektedir.

saygilarla

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.