Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

PKK'NIN SONUNU NEDEN GETIREMIYORUZ?


dominik

Önerilen İletiler

  • Cevaplar 128
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Kaynak olarak vermis oldugunuz yazida terörün neden bitirilemedigine dair ne bir tesbit var ne de aciklama. Verilen bilgiler sadece döneme ait tesbitle, yani nelerin yapildigi, kac tane eylemlerin yasandigi, toplam ölü ve yaralilar vebirde terör örgütünün siyasi cabalarini aciklamis.

Dostum tabiiki terör örgütü hayatta kalabilmek icin bazi calismalar yapacak, bunlar eylemler ve siyasi calismalar olarak önümüze cikar. Armut toplayacak halleri yok herhalde.

 

Bizim icin önemli olan teröre karsi mücadelede nelerin yapilmasi gerektigi, nerede yanlislarin yapildigi ve yeni taktiklerin olusturulmasi.

Terör eylemleri insili cikisli olacaktir, bu doganin geregi olarak böyledir. Ama geldigimiz nokta itibariyle söyledigimiz zaman son 30 yil itibariyla bizleri sevindirecek fazla bir yol alinmamistir.

 

Yanlis tesbitler sayesinde hala basimiz bu beladan kurtulamiyor.

 

terörist eylemlerde hayatını kaybeden vatandaş sayısı yılda 1479’dan 15’e,

- güvenlik güçleri şehit miktarı da yılda 1145’ten 29’a indirilmiştir.

- Toplam yaralı sayısı ise; yılda 4 binlerden 108’lere düşmüştür.

- Bunun anlamı; mevcut şehitlerimize her gün 7, gazilerimize 11 kişinin eklenmesinin önlenmiş olmasıdır.

 

 

Evet haklısınız tesbitler. Alınan tedbirlerle, uygulanan politikalarla olayların, kayıpların bitme noktasına geldiğini tesbit edemediniz mi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet haklısınız tesbitler. Alınan tedbirlerle, uygulanan politikalarla olayların, kayıpların bitme noktasına geldiğini tesbit edemediniz mi?

Lütfen sayin yilmaz. Hangi tedbirler ile, politikalar ile kayiplar bitme noktasina gelmis? Benim icin bir askerin dahi ölmesi yetiyor. Ama herhalde sizin icin bir asker o kadar önemli degil. Her an her yerde Tokat misali saldirilar olabilir, olamayacagini nasil garanti edebiliyorsunuzda kayiplar bitme noktasina gelmistir diyorsunuz?

 

Sizin bu aciklamalariniz önceki yorumuz ile bayagi celisiyor. Öncekinde diyorsunuzki,

 

-http://www.belgenet.com/2000/genkur_0712.html-

 

pkk nın bitirilememesinin nedenini merak edenlere okumalarını öneririm.

 

saygılarla...

 

 

Yukaridaki yazinizdada gene ayni kaynaga dayanarak kayiplarin bitme noktasina geldigini söylüyorsunuz. Yani biz bunu aslinda PKK terörö örgütünün bittigi veya en azindan artik devlet güclerine zarar verebilecek bir gücü kalmadigi olarak anlayabiliriz. Ben öyle anliyorum.

 

Simdi hangisi dogru?

 

önceki iddaanizmi yoksa simdikimi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aynı şeyleri tekrarlamayayım diyorum sayın dominik ama, eh hadi bir kez daha tekrarlayayım:

 

Niye PKK yı bitirmedi dediğiniz Kenan Evren'in misyonu PKK yı bitirmek filan değildi. O zaman PKK Marksist bir örgüttü ve tüm örgütlerle birlikte darbe yeyip sınır dışına çekildi.

 

İlk önemli denebilecek PKK eylemi 15 Ağustos 1984 tarihli Eruh baskını. O zaman da iktidarda Özal vardı... (6 Kasım 1983 seçimi ile iktidar oldu.)

 

Özal yani... Anlatabiliyor muyum, Özal... Bu isim çok şeyi açıklar...

 

O zaman saçılımın ilk denemeleri başlamış, Marksist PKK başka tam tersi odakların güdümüne girmiş ve Kürt raporu şimdiki sözümona prof.a değil başkasına yazdırılmış filan falandı... Uzatmayayım, anladınız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Lütfen sayin yilmaz. Hangi tedbirler ile, politikalar ile kayiplar bitme noktasina gelmis? Benim icin bir askerin dahi ölmesi yetiyor. Ama herhalde sizin icin bir asker o kadar önemli degil. Her an her yerde Tokat misali saldirilar olabilir, olamayacagini nasil garanti edebiliyorsunuzda kayiplar bitme noktasina gelmistir diyorsunuz?

 

Sizin bu aciklamalariniz önceki yorumuz ile bayagi celisiyor. Öncekinde diyorsunuzki,

 

 

 

 

Yukaridaki yazinizdada gene ayni kaynaga dayanarak kayiplarin bitme noktasina geldigini söylüyorsunuz. Yani biz bunu aslinda PKK terörö örgütünün bittigi veya en azindan artik devlet güclerine zarar verebilecek bir gücü kalmadigi olarak anlayabiliriz. Ben öyle anliyorum.

 

Simdi hangisi dogru?

 

önceki iddaanizmi yoksa simdikimi?

 

Sn.Dominik, anlamazdan mı geliyorsunuz yoksa gerçekten anlamıyor musunuz? Bir kez daha anlatayım; 2000 yılında bitme noktasına geldiğini bu verilerle söyleyemez miyiz? Hiç kuşkunuz olmasın en az sizin kadar bir güvenlik gücü elemanının burnunun kanamasını bile istemeyiz. Bu gün buraya niye gelindi?

 

Diğer yandan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yıllardır yaşanan PKK terörünün yarattığı ekonomik ve sosyal tahribat da bilinmektedir.

 

Bunun ortadan kaldırılabilmesi ve bölge vatandaşlarımızın hak ettiği huzur ve mutluluğa kavuşabilmesi için, sosyal ve ekonomik kalkınmayı hedef alan bir eylem planı, hükümet tarafından 2000 yılı Mayıs ayında yürürlüğe konulmuştur.

 

 

 

Demek ki bu eylem planı uygulanmamış.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sn.Dominik, anlamazdan mı geliyorsunuz yoksa gerçekten anlamıyor musunuz? Bir kez daha anlatayım; 2000 yılında bitme noktasına geldiğini bu verilerle söyleyemez miyiz? Hiç kuşkunuz olmasın en az sizin kadar bir güvenlik gücü elemanının burnunun kanamasını bile istemeyiz. Bu gün buraya niye gelindi?

 

 

 

Demek ki bu eylem planı uygulanmamış.

Sizin verilerinize göre 2000 yilinda dogru politika ve askeri planlar ile terör bitecek duruma getirildigine göre neden acaba bu dogru politikalari ve askeri planlari devam ettirmedik dersiniz? Yoksa 2010 daki terör ertisi 2000 den dahami gerilerde?

 

Bizler burada neden bitiremedigimizi tesbit etmeye calisiyoruz. O halde bitirilemeyisinin nedenlerine bakmamiz gerekli. 2000 de söyle azalttik demek günümüzüm sartlarina bir cevap degildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Pkk'nin silahlı militanı 1984'te 3500 kişiydi halen 3500 kişi,Güncel Konular bölümünde yeni açtığım başlığı okursanız sanırım Pkk'nin neden bitmediğini daha iyi anlayacaksınızdır....

Açtığınız başlığa bakacağım..Alıntıladığım sözünüze ithafen ; o zaman silahlı 3500 kişi bu günde 3500 kişi demişsiniz ama bu gün dış yada iç güçlerle desteklenmiş organize bir durum söz konusu o zaman bu durum yoktu bence konuyu açan arkadaş bardağın öbür tarafını görüyor bu kadar destek gören bir oluşum Türkiye'yi yıkamamışsa bu TSK nın savaşması sonucudur..Tsk bütün olan bitene seyirci mi kaldıki hiç yol alınamadı diyorsunuz silahla olan kısmında gereğini yaptı..PKK nın hiçte mert olmayan savaş taktiklerine karşı gereğini yapan silahlı kuvvetler siyasi otoritenin beceriksizliği sonucu bitmeyen pkk olayında başrol değil figüran bile gösterilemez...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

PKK nın hiçte mert olmayan savaş taktiklerine karşı gereğini yapan silahlı kuvvetler siyasi otoritenin beceriksizliği sonucu bitmeyen pkk olayında başrol değil figüran bile gösterilemez...

 

Sn.Dominik, siz ön şartlı bakıyorsunuz; niye bitirilemediğini yazdığım halde tekrar sormanıza anlam veremiyorum. İlla sizin beklediğiniz cevabı vermek zorunda değilim; ben bir mantık yürütüyorum. 2000 de azalmış mı Genelkurmay ın verilerine göre azalmış, biz de o tarihlerde haber kaynakları yalan söylemiyorsa terör olaylarının azaldığını hatırlıyoruz. Azaldığına göre uygulanan politikalar doğruymuş. O zaman tekrar niye arttı? El cevap, o politikalar devam ettirilmediği için.

Genelkurmay ın bu raporunda da yapılması gerekenler bence belirtilmiş. Bu tesbitlere göre yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler açıkça ifade edilmiş.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

El cevap, o politikalar devam ettirilmediği için.

Genelkurmay ın bu raporunda da yapılması gerekenler bence belirtilmiş. Bu tesbitlere göre yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler açıkça ifade edilmiş.

Bakin dostum cok güzel bir aciklama yapmissiniz. Bende bu yaklasima katiliyorum. Ama kafami karistiran tabiiki o dönemki politikalar neden uygulanmadi devaminda veya o dönemki politikalar ile sonrakiler arasinda hangi farkliliklar olduda terörö tekrar cogaldi? Askeri kanata 2000 den sonraki siyasi irade terörü bitirmesinde hangi engelleri koydu?

 

Neden bitirilemedigi sorusunu sadece siyasilere yüklenerek tesbit etmek ne kadar dogru olabilir?

 

Okuyucunun tebitlerime inanabilmesi veya ikna olmasi icin en azindan belirli aciklamalar yapmam gerek. O yüzden bende tam olarak anlayabilmem icin yukaridaki sorulari ysize yöneltiyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kenan Evren'in gercek misyonunu bildiginize göre bizimle burada paylasmanizi beklerim.

E, belli işte, alıntıladığınız cümlenin sonrasında söylediğim gibi, dış güdümle Türkiye'yi iç savaşa sürüklemeye çalışan örgütlere dur demek... Kenan Evren'i ne ilk kez tartışıyoruz, ne de ilk kez savunuyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

E, belli işte, alıntıladığınız cümlenin sonrasında söylediğim gibi, dış güdümle Türkiye'yi iç savaşa sürüklemeye çalışan örgütlere dur demek... Kenan Evren'i ne ilk kez tartışıyoruz, ne de ilk kez savunuyorum...

Ne güzel bir tesbit yaaa. Bu zihniyet ile daha basimiza cok Evren'ler gelir ve onlari saksaklariz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne güzel bir tesbit yaaa. Bu zihniyet ile daha basimiza cok Evren'ler gelir ve onlari saksaklariz.

Sayın üstadım araya girmiş olacağım ama...

 

Darbeleri savunmak sanırım hiç bir kimsenin isteyeceği birşey değildir..Darbeler yapıldığında darbeyi yapanlar bile bir zarurilikten bahsetmiştir..Darbe yapmanın altında ezilen Evren'i görüyoruz adam kılı kırk yarmış halka niçin darbe yapıldığını anlatmaya çalışmış..Darbelerin bir ülkeye itibarından tutun yönetimsel işlevine kadar bir çok konuda zarar verdiğini herkes bilir..Şunu söyleyebilirim nasılki arkadaşımız pkk nın bitirilmesi konusunda politik yaklaşımlardan dem vurmuş keza bir ülkeyi darbeye götüren süreçleri de politikacıların çok iyi biliyor olması lazım..Eğer cidden demokratikleşmeden sözetmek istiyorsak ve darbesever bir TSK mız olduğunu söylüyorsak ne yapıp edip darbeseverlerin önünü tıkamalıyız..Bu nasıl olacak ; "dolmuşa binmeyeceğiz!"..Artık darbeleri haketmediğimiz bir toplum olduğumuzu iddia ediyorsak kömür,beyaz eşya karşılığı oyunu satan bilinçsiz insanlarımızda durup düşünmeli...90 lik darbecileri yargılamak için anayasa değişikliği çabaları yada gölgesinden korkan bir hükümetin,göreve giden marangoz ve ahçı erleri darbe yapmaya gidiyor diye yolda çevirmesini geride bırakmalıyız..

 

 

Birde devamı vuku bulan bir Cumhuriyet sürecinde o cumhuriyetin dayandığı temel ilke ve niteliklerin bozulma tehdidine karşı koyacak kurumlar kimlerdir?..Mesela buna cevap verirseniz fikir alışverişimizi konu başlığınıza çevirebiliriz..Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakin dostum cok güzel bir aciklama yapmissiniz. Bende bu yaklasima katiliyorum. Ama kafami karistiran tabiiki o dönemki politikalar neden uygulanmadi devaminda veya o dönemki politikalar ile sonrakiler arasinda hangi farkliliklar olduda terörö tekrar cogaldi? Askeri kanata 2000 den sonraki siyasi irade terörü bitirmesinde hangi engelleri koydu?

 

Neden bitirilemedigi sorusunu sadece siyasilere yüklenerek tesbit etmek ne kadar dogru olabilir?

 

Okuyucunun tebitlerime inanabilmesi veya ikna olmasi icin en azindan belirli aciklamalar yapmam gerek. O yüzden bende tam olarak anlayabilmem icin yukaridaki sorulari ysize yöneltiyorum.

 

Sn.Dominik, Genelkurmay Başkanı sınır ötesi harekat için TBMM den yetki istediğinde ne kadar süre sonra bu yetki alındı ve ne zaman Genelkurmay a verildi? ABD Kandil e operasyon yapılmasına niye izin vermedi, hala vermiyor? Bir operasyon yapmaya kalktık üç günde çıkardılar. Netice de TSK ni de yönetenler siyasiler; bitirmek isteseler bitirirler. Kararlı olduğunuzu herkese göstermeniz gerekir. Maddi kaynaklar kesilse bir örgüt varlığını sürdüremez, bunu biz bile bildiğimize göre yetkililer bilmiyor mu? Bu konuda adım atıldığını ben hatırlamıyorum. Barzani bile bize kafa tuttu, adamın 100 e yakın şirketi Türkiye deymiş; ne yapıldı? Bu örgütü destekleyenler belli; onlara bir yaptırım uygulandı mı? Askeri tedbirlerden önce siyasi olanaklar kullanılmalı. Geçenlerde TV de emekli bir büyükelçimiz anlatmıştı. Fransa Ermeni konusu muydu, yoksa pkk yı destekleme konusu mu hatırlayamıyorum bu konuda parlemento kararı çıkartmış. O sıralar da baraj ihalesi varmış. Fransızlara ihaleden çıkarıldıkları söylenince Fransızlar geri adım atmış. Bu yapmamız gerekenleri bize gösteriyor sanırım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yeni bir üyeniz olarak haddimi aşmayı istemem, ama soruya bir soruyla karşılık vermeyi isterim.

Bir milyon kişilik bir ordu, tankı, topu, uçağı, helikopteri, sayısız teçhizatı, karşısındaki örgüte göre korkunç denebilecek bir lojistik desteği. Karşısında militan kadrosu bazı söylentilere göre üç dört bin, bazı söylentilere göre yedi bin olan bir örgüt. Mücadele 30 yıl sürüyor ve burada benim sorum geliyor. Bu 30 yıl boyunca bir milyon kişilik ordunun üst kademe kadrosundan, gerek bölgede görev yapan, gerekse ana merkezde görev yapan üst kademe subaylardan açık başarısızlık dolayısıyla cezalandırılan kaç subayımız vardır? İkinci soru lokal başarılardan dolayı ödüllendirilmiş kaç subayımız vardır?

Not, bu sorunun cevabı tam olarak başarısızlığa dair bir cevap olamasa da bir bakış açısı getirecektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yeni bir üyeniz olarak haddimi aşmayı istemem, ama soruya bir soruyla karşılık vermeyi isterim.

Bir milyon kişilik bir ordu, tankı, topu, uçağı, helikopteri, sayısız teçhizatı, karşısındaki örgüte göre korkunç denebilecek bir lojistik desteği. Karşısında militan kadrosu bazı söylentilere göre üç dört bin, bazı söylentilere göre yedi bin olan bir örgüt. Mücadele 30 yıl sürüyor ve burada benim sorum geliyor. Bu 30 yıl boyunca bir milyon kişilik ordunun üst kademe kadrosundan, gerek bölgede görev yapan, gerekse ana merkezde görev yapan üst kademe subaylardan açık başarısızlık dolayısıyla cezalandırılan kaç subayımız vardır? İkinci soru lokal başarılardan dolayı ödüllendirilmiş kaç subayımız vardır?

Not, bu sorunun cevabı tam olarak başarısızlığa dair bir cevap olamasa da bir bakış açısı getirecektir.

Hemen cevaplıyayım :)TSK kademesinde başarı yada başarısızlık iki türden değerlendirilir..Adli soruşturmayı gerektirecek durumlar yada başarısızılığın menfi yaklaşımda görüldüğü hizmet türünün yerinin değiştirilmesi olarak...Yani başarısız bir subay görev yeri değiştirilerek cezası infaz edilmiş olur aslında...Kısaca sürgün yani ;) ...Bir subayın yetiştirilmesi uzun ve zahmetli bir süreçtir..Tsk daki hiç bir subay isteyerek başarısızlığa giden bir yolda yürümez..Tsk da elde olmayan sebeplerle gerçekleşmiş olaylar için subayını gözden çıkarmaz..Ordudan ihraç edilen subaylar zaten her YAŞ döneminde açıklanıyor ..

 

Top tüfek tankla savaş kazanılması dönemi sona erdi..Ülkeler politik anlamda caydırıcı unsur olarak orduları gösterirken bir yandan da tehdit olarak gördükleri ülkeye her türlü siyasi,illegal yada üstlenmedikleri üçüncü türden yaklaşımları gösterebiliyorlar..Örnek ; ülkemiz..Kazanamadığımız savaş 6 bin kişilik pkk terörist yapılanması değil bu 6 bin kişinin arkasındaki binlerce bürokrat ve milyon dolar ve eurolar...Tsk savunma durumunda göstereceği davranış bellidir..Pkk tehditi olarak gördüğü bir bölgenin güvenliği sözkonusu olduğunda birileri hopluyor köy yakıldı insanlar sürüldü diye..İşte bilmem ne kriterleri bilmem ne anlaşmaları bilmem ne evrensel beyannamesi gibi...Eyvallah..Peki bize aslında barış istediği söylenilen (! :) ) pkk nın döşediği mayınlara basarak şehit olan insanlarımız olduğunda hangi kritere giriyor pkk?..Mert ve namert kavramları sanırım hiç bu kadar anlam bulmamıştır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Çıkarılan engelleri açık açık yazmamıza rağmen hala anlamazdan gelip örgütün yok edilememesinin suçlusu olarak TSK gösterilmek isteniyor. Bunları anlayabilmek mümkün değil. Bir ard niyet yoksa herkesin bildiği şeyleri birkez daha, birkez daha dile getiriyoruz. Bence görmek isteyene herşey ortada.

saygılarla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanların zihniyetleri ve dolayısıyla da yönetime dair yaklaşımları farklıdır. Ben başarısızlık durumunda başka bir suçlu ya da hedef bulmayı alışkanlık haline getirmiş hiçbir yaklaşımı hoşgöremem. Bir yerde ben-biz bir şeyler yapıyorsam ve başarısızlığa uğruyorsam tek suçlu benimdir. Başarının nasıl ki ödülü varsa başarısızlığın da cezasının olması doğaldır ve eline verilen sayısız imkanlara rağmen başarısız olmuş bir yöneticiyi elindeki hiçbir imkanı kaybetmeyeceği bir şekilde sözde sürgüne yollamak ceza değil, ödüldür. Bazı mevki ve makamlara ulaşmış, bazı sıfatları takınmış insanların hata yapma hakkı yoktur, ulaşılan mevki, makam bunu zorunlu kılar.

 

Biz suçlarımızı, hatalarımızı görebildiğimiz, cezalandırabildiğimiz veya düzeltebildiğimiz günlere ulaştığımızda başarılı olmaya yaklaşmış olacağız.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İnsanların zihniyetleri ve dolayısıyla da yönetime dair yaklaşımları farklıdır. Ben başarısızlık durumunda başka bir suçlu ya da hedef bulmayı alışkanlık haline getirmiş hiçbir yaklaşımı hoşgöremem. Bir yerde ben-biz bir şeyler yapıyorsam ve başarısızlığa uğruyorsam tek suçlu benimdir. Başarının nasıl ki ödülü varsa başarısızlığın da cezasının olması doğaldır ve eline verilen sayısız imkanlara rağmen başarısız olmuş bir yöneticiyi elindeki hiçbir imkanı kaybetmeyeceği bir şekilde sözde sürgüne yollamak ceza değil, ödüldür. Bazı mevki ve makamlara ulaşmış, bazı sıfatları takınmış insanların hata yapma hakkı yoktur, ulaşılan mevki, makam bunu zorunlu kılar.

 

Biz suçlarımızı, hatalarımızı görebildiğimiz, cezalandırabildiğimiz veya düzeltebildiğimiz günlere ulaştığımızda başarılı olmaya yaklaşmış olacağız.

Düşüncelerinize saygı duymak tabiki borcumuz lakin sorun şu ki bu konuda ben açık bir şekilde başarısızlık filan görmüyorum..Ben TSK nın başarı başarısızlık anlayışını genel geçer kural olarak ifade ettim..Tersini düşündüğünüze göre farklı şeylerden bahsediyoruz..Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Saygılar bizden efendim :)

Benim başarı anlayışım tektir, doğru siyasetle ki tercih ilk planda ve hatta devamında bile belki kesin olarak budur ya da olmuyorsa şiddetle çözüm. Bu yapılamıyorsa 30 senede bence kesin olarak bir başarısızlık vardır, TSK'nın genel geçer olan başarı başarısızlık kriterlerinin dışında bir kriter belirleme gibi bir hakkı olduğunu sanmıyorum.

Bir kurumu kendimize ait görmek ayrı bir şeydir, onu tüm eleştirilerden ayırıp, kutsayarak gerilemesine neden olmak ayrıdır. İyi ve başarılı bir toplumun temel özelliği dışında olanı değil, içinde ve kendinden olanı eleştirip iyileşmesine, gelişmesine yardımcı olmaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Saygılar bizden efendim :)

Benim başarı anlayışım tektir, doğru siyasetle ki tercih ilk planda ve hatta devamında bile belki kesin olarak budur ya da olmuyorsa şiddetle çözüm. Bu yapılamıyorsa 30 senede bence kesin olarak bir başarısızlık vardır, TSK'nın genel geçer olan başarı başarısızlık kriterlerinin dışında bir kriter belirleme gibi bir hakkı olduğunu sanmıyorum.

Bir kurumu kendimize ait görmek ayrı bir şeydir, onu tüm eleştirilerden ayırıp, kutsayarak gerilemesine neden olmak ayrıdır. İyi ve başarılı bir toplumun temel özelliği dışında olanı değil, içinde ve kendinden olanı eleştirip iyileşmesine, gelişmesine yardımcı olmaktır.

Bir anlam ifadesine tespitte bulunmak adına söylemlerimiz dışında işte o sizin başarısızlık anlayışınızın dayanağına karşılık gelen fikirleri de siz söylerseniz fikir alışverişine devam edebiliriz..Sanırım burda yapmamız gereken bu ; nasıl çözülür?..Madem bir başarısızlıktan söz ediyorsunuz ne yapılmalı bundan sonra?..Şiddetle çözüm sözünüzü biraz daha açar mısınız?..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili arkadaşlar bizim hallettiğimiz bir sorun var mı, önce çözdüğümüz sorunlara bir bakalım sonra niçin PKK sorununu halledemediğimizin üstündeki sis aralanır, sorun da çözüm de masalımsı bir havadan kurtularak en azından hikaye kadar gerçekçi olur...

 

Biz hala yarım asrı geçen bir süre zarfında şeriat gelecek, buna mukabil rejim dini bitirecek kavgasını yapıyoruz.Bu kavgada harcadığımız enerjiden ordaki sorunu görecek gözümüzde fer, bünyemizde takat mı kalıyor ki iktidarıyla, ordusuyla, milletiyle beraber bu sorunu düşünelim, çözümünü üretelim.Havale ediyoruz bir yerlere işte...

 

Muhabbetle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir anlam ifadesine tespitte bulunmak adına söylemlerimiz dışında işte o sizin başarısızlık anlayışınızın dayanağına karşılık gelen fikirleri de siz söylerseniz fikir alışverişine devam edebiliriz..Sanırım burda yapmamız gereken bu ; nasıl çözülür?..Madem bir başarısızlıktan söz ediyorsunuz ne yapılmalı bundan sonra?..Şiddetle çözüm sözünüzü biraz daha açar mısınız?..

 

Başarısızlık anlayışımın karşılığına gelen şey fikirden ziyade somut gerçekliktir. Aslında bu tüm insanlarda böyledir. İlgili duruma dair sayısız tespit yapılabilir, sayısız neden söylenebilir, bunlar beni ilgilendirebilen veriler olabilirdi elbette ortada taraflar arasında daha önceki mesajlarımda da belirttiğim gibi güç bağlamında üst düzeyde bir dengesizlik olmasaydı şayet.

Şöyle ifade edeyim, popüler kültürün ürünü gerçi örnekleme metodu, ama bugün ülkemizdeki futbol kulüplerinden birine antrenör ya da yönetici seçtiğinizde o yönetici veya antrenörün başarısızlığını neye göre belirlersiniz? Diyelim ki bu takım Denizlispor, yapısı, kadrosu, gücü, kuvveti bellidir bu takımın ve ilk üçte tamamlayamadığında bu takım veya kupalarda yarı final, vesaire gibi başarılı sayılabilecek kademelere çıkamadığında hiç kimse bu takımın yöneticilerini ya da antrenörünü başarısızlıkla suçlamaz. Ancak söz konusu takım Galatasaray ve Fenerbahçe gibi kulüpler olursa ve bu iki takım son haftalarda düşmeme mücadelesi verirse sizler de takdir edersiniz ki o kolüplerin yöneticilerini ve antrenörünü kimse kurtaramaz.

Yani sözün özü başarıya dair kriterler bellidir ve ister okumuş olsun, ister okumamış olsun tüm insanlar tarafından bilinirler, karşılaşma halinde olan taraflar arasında geniş anlamıyla iktidar karşılaştırması yapar insan evladı ve bu insanda doğal olarak varolan bir özelliktir. Dolayısıyla TSK'nın insanda doğal olanın dışında bir kural getirmesi akla ve mantığa pek de uygun düşmüyor.

 

Ne yapılmalı sorusunun cevabı şu an itibarıyla çok zor, bir kere bu ülke halkının temel özelliği iki açıdan ele alınmalıdır. Birincisi kaybeden ülke olması ve ikincisi de ülke halkının ittifakla biat ettiği bir kültürel, dini, siyasi modelin varolmaması. Sadece kaybeden ülke olsak dahi bu derece sorun çıkmayabilir gerçi, ama hem kaybeden, hem ittifakla biat edilmiş bir forma sahip olmama durumunda işimiz çok zordur. Daha ötesine de gidilebilir buradan, ama örtülü ifade etmeyi tercih edeyim şimdilik, kovulmaktan sıkıldığımdan dolayı bu forumda da ilk zamanlarda kovulmak istemiyorum. İnsan kovulmaktan bile yorulabilen bir varlıkmış, bunu da öğrenmiş oldum bu arada :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Saygılar bizden efendim :)

Benim başarı anlayışım tektir, doğru siyasetle ki tercih ilk planda ve hatta devamında bile belki kesin olarak budur ya da olmuyorsa şiddetle çözüm. Bu yapılamıyorsa 30 senede bence kesin olarak bir başarısızlık vardır, TSK'nın genel geçer olan başarı başarısızlık kriterlerinin dışında bir kriter belirleme gibi bir hakkı olduğunu sanmıyorum.

Bir kurumu kendimize ait görmek ayrı bir şeydir, onu tüm eleştirilerden ayırıp, kutsayarak gerilemesine neden olmak ayrıdır. İyi ve başarılı bir toplumun temel özelliği dışında olanı değil, içinde ve kendinden olanı eleştirip iyileşmesine, gelişmesine yardımcı olmaktır.

 

Yukarıda 2000 yılındaki Genelkurmay raporundan alıntılar vermiştim. Hükümetle uyum içinde yapılan terörle mücadelede neler yapılabildiği açık olarak görülmektedir.

Velev ki TSK başarısız oldu, onun cezasını kim verecek, hükümet. Başarısız bulduğun kişileri alırsın görevden, yerine iş yapabilecekleri getirirsin.

Burada atladığımız birşey var. Karşımızda düzenli bir ordu yok; adamlar vurup sınır ötesine kaçıyorlar. Sabah vatandaş akşam terörist. Peşine düşüyorsun abileri hop buradan öteye geçemezsin diyor. Bir taraftan insan hakları, Bayan Roth bastırıyor. Tüm olanaklar verildiği halde deniyor ama geçmişte verilen olnaklar bile geri alınıyor.

Günümüzde yapılanlar ise tam bir fiyasko. Bir tarftan askere operasyon yapacaksın, Ergenekon du, balyoz du; pkk ile başarı ile mücadele eden komutanları cezalandıracaksın, öbür taraftan teröristleri serbest bırakacaksın. Bu durumda siz olsanız mücadelede istekli olur musunuz. Bana çok normal olmayan bazı şeyler dönüyor gibi geliyor, bunlar size normal mi geliyor?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.