Φ tülvent Gönderi tarihi: 28 Şubat , 2010 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Şubat , 2010 KAVRAM KARGAŞASI Son bir kaç yıldır yaşanan olaylara baktığımda, birilerinin güç birliği yaparak ortaya inanılmaz bir bilgi kirliliği yaydığını ve bu kirlilik içinde doğruyla yanlışın birbirine karıştırıldığını görüyorum. Beyin yıkama ve kafa karıştırmanın doğal bir sonucu olan kargaşa ortamı yaratmanın; olayları yönlendirerek, kabul edilemez şeyleri kabul edilir hale getirmede inanılmaz bir yöntem olduğuna da daha çok inanıyorum. Özellikle de ‘’ kavram kargaşası ‘’ ile… Milletçe uygun kavramı bulmaya çalışıyoruz. Kavramlar iyice birbirine girdi, darmadağın, yalan yanlış… Kötüsü, toplumun toplu belleğine de yerleşmeye başladı. Dilimize yerleşen kulaktan dolma yanlışlar gibi... Güzel Türkçe’ mizi yalan yanlış, özensizce kullanan radyo, televizyon ve gazete gibi iletişim sektörü görevlileri ve konuşmacılar yaptıkları yanlışlarla milyonlarca insanın da aynı yanlışları yapmalarına yol açmıyor mu? Yanlış kullanılan bu sözcükler, duyula duyula her gün biraz daha belleklerimize yerleşerek, Türkçe’ mizin gittikçe yozlaşmasına neden olmuyor mu? Son yıllarda toplumumuz üzerinde yapılan da böyle! Ne yazık ki; '' Kavram kargaşası '' yaratma, bunu sürekli ve geçerli kılma, kriz, korku, belirsizlik, kargaşa yolunda güçlü ve bilinçli bir çaba var. Toplum devamlı bir şüphe içinde bırakılıyor. Her ne kadar sağ duyu sahibi olanlar doğruyu bulabiliyor; dikkatli ve birikimli kişiler de, olaylar arasındaki bağlantıları kurup gerçeği yalandan ayırt edebiliyor, asıl darbenin ne olduğunu kavrıyorsa da; ya, her şeyi kulaktan dolma, yarım yamalak, yüzeysel öğrenmek yolunda bir alışkanlığa sahip olanlar? İşte onlar için durum daha da karmaşık! Ekranlara, gazetelere kafası karmakarışık bakıp kalıyorlar çoğu kez. Böylece kolay aldatılan, görmezden gelen insan kümeleriyle de kampanyanın altyapısı oluşturuluyor. Ustalıkla yönetilen bu kavram kargaşası sayesinde yabancı basın ve AB kolayca aldatılıyor, biz de canlı yayın izliyoruz… Aydınlar tarafından, '' Tüm kurumları yönetme '' hırsı ile '' sivil dikta '' noktasına gelindiği dile getirilmeye başlanmış ve '' son atak, yargıyı ele geçirmek! '' denirken, bir bakıyoruz ''yargı darbesi'' kavramı ortalığı kaplamış. Amaç, kavram kargaşası yaratmak! Yine Aydınlar tarafından, ''Yargıya ve devlet kurumlarına sürdürülen baskı'' aylardır gündemdeyken ve verilen gözdağından söz edilirken, bir bakıyoruz ki, bazı basın organları '' yargı gözdağı verdi '' diye bağırıyor. Amaç, yutturmak! Gül' ün '' Acilen yargı reformu gerekli. Bunu yaparken de AB uygulamalarına bakılmalı '' sözü, basında yer alırken, sırf kavramların içi boşalsın, kavramlar birbirine girsin diye, yanı başında da '' Zaten AB raporu 'Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu' nun yapısı değişmelidir diyor '' diye yorumlar yapılmış. İşin aslı bu değil tabii… Amaç, aldatmak! Benzer örnekler o kadar çok ki… AB raporunda '' HSYK' nın başından Adalet Bakanı ve Müsteşarı çekilmesi '' ve '' siyasetten bağımsız hale getirilmesi '' nden söz ediliyorken, gerçekler ustalıkla çarpıtılmaya, aldatmacaya dönüştürülmeye çalışılıyor. Ne güzel! İlkokuldan sonra, aklımızda belki de tek kalan ‘’ yasama-yürütme-yargı’’ sacayağımız, gücü(!) bölmesin diye tek ayak haline dönüştürülecek. Ve bunun adına da yine demokrasi denilecek... Korkunç! '' Seçmen aldatma '' da da yaşandığı gibi, kavram kargaşası yaratarak, beyin yıkayarak, aldatarak, ayrıca manevi duygulara yüklenerek daha nelerin yutturulabileceğini, daha nerelere ulaşılabileceğini düşünmek bile istemiyorum. Yaşananlara bakarak; milletçe çok uyanık, dikkatli, bilgili ve kuvvetli olmamız; '' Çok çalışmamız lazım! '' '' Çoook...'' tülvent Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.