Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Misafir CYRANO

Önerilen İletiler

Tüm dünyada en popüler ev hayvanıdır kediler. Bu hayvanlarla ilgili insanların inandığı yanlış bilgileri, bunun sonucunda kedi besleyenlerin yaptığı yanlışları belirteyim;

 

En büyük şehir efsanesidir "kedi tüyü ciğerine yapışır kist oluşur". Böyle bir ihtimal, ya da böyle bir sağlık sorunu yoktur.

 

"Kediden bana pire, bit, parazit bulaşır" kedi vücudunda yaşayan parazitler, insan vücudunda yaşamaz.

 

"Kedinin temiz olması için düzenli olarak yıkanması gerekir" Kedileri yıkamak, o yavrucaklara işkence yapmak demektir. Kediler sudan nefret ederler. Şöyleki kedilere günün belli saatlerinde kudur gelir ve aşırı azmaya başlarlar. Bu kudur saatinde çok rahatsız ederse, içine su doldurulmuş camsil şişesiyle birazcık su sıksanız bile kaçıp bir yere saklanırlar. Bu hayvanları suyla yıkamanın temizlik açısından hiçbir faydası yoktur. Sizin, kendi vücut temizliğiniz için kullandığınız hiçbir sabun veya temizlik malzemesi, kedi salyası kadar etkili bir sterilizatör değildir. Kediler hergün saatlerce vücutlarını yalar ve bu sayede vücutları sizin vücudunuzdan çok daha steril hale gelir. Kedileri yıkamak, kendi vücut kokularını bastırır. Bu durum kedilerde stres ve depresyon sebebidir. Özellikle yavru ya da genç kedileri yıkamak, kedinin kalıcı olarak temizlik alışkanlığını bırakması anlamına gelir. Kediler yıkanmaya sadece çırpınarak sizi tırmalayarak tepki vermezler. Şok yüzünden hareketsizleşebilirler de. Bu da sizde kedinizin banyodan keyif aldığı izlenimi uyandırabilir. Oysa o anda kediniz yaşadığı şok yüzünden halsiz düşmüş durumdadur.

 

Veterinerlerde, petshoplarda satılan kedi şampuanları, acil durumlar içindir. Kediniz vücuduna kimyasal olarak zarar verecek, ya da yaladığı zaman zehirlenmesine yol açacak bir maddeye (petrol ürünleri, kimyasal atıklar, ilaç uygulamak için hazırlanmış sıvılar vs) bulandığı zaman kullanmak için vardır.

 

 

"Pireden korumak için kedime pire tasması takmalıyım" Pire tasması takılan bir kedi, sürekli husursuz ve mutsuz olur. Kediler az önce bahsettiğim gibi, vücut bakımlarına çok önem veren canlılardır. Vücutlarında tasma gibi yabancı bir cismin varlığından oldukça rahatsız olurlar. Pire tasmasından çok daha etkili spreyler vardır. Haftada bir ya da iki kez uygulamanız, tasmanın sağladığı korumadan daha fazla koruma sağlar.

 

İnsanların petshop alışverişleri de alışveriş çılgınlığından nasibini almaktadır. petshoplar da birer ticarethanedir. Hangi evcil hayvanı besliyor olursanız olun, bir ürünün petshopta satılıyor olması, beslediğiniz hayvanın illa o ürüne ihtiyacı olduğu anlamına gelmez.

 

Ve unutmayın, kediler sizin kedi besleme zevkinizi tatmin etmek için var olan canlılar değildir. Kendi doğasına sahip, hassas hayvanlardır.

 

Kısırlaştırma

 

Çok su götüren bir konudur. Ama benim şahsi fikrim. Bir kediyi kısırlaştıracağınıza, sokağa salın. Ona daha büyük iyilik yapmış olursunuz. Hayvanlarda en güçlü güdü, çiftleşip yavru sahibi olmak, genlerini gelecek nesillere aktarma güdüsüdür. Siz bir yandan kedi beslemek istiyorsunuz, öbür yandan yavrularıyla uğraşmak istemiyorsunuz diye, o canlıyı hayattaki en büyük güdüsünden mahrum etme hakkına sahip değilsiniz. Zira kediler, evin bir aksesuarı ya da süsü değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kedileri yıkamak, o yavrucaklara işkence yapmak demektir. Kediler sudan nefret ederler.

 

Bunu kendim bizzat yaşayarak öğrendim... Birgün baktım kızım pencerelere atlıyor dışarı çıkmak için,miyavlaması bile farklı...:D

 

"Allah cezanı vermesin yürü git nereye gideceksen" deyip açtım pencereyi...

 

Bir döndü kapkara olmuş,sanırsın ki bacacaya girmiş,şömine bacasıydı belkide...:D Aldım ben bu haylazı banyoya soktum,çünkü annem temizlemezsem ikimizi de sokağa atardı.

 

Ben yıkamaya uğraştıkça o çırpındı.Sonunda o temizlendi ama ben ve banyo kapkaraydık...:D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...
  • 1 ay sonra...

Kısırlaştırma

 

Çok su götüren bir konudur. Ama benim şahsi fikrim. Bir kediyi kısırlaştıracağınıza, sokağa salın. Ona daha büyük iyilik yapmış olursunuz. Hayvanlarda en güçlü güdü, çiftleşip yavru sahibi olmak, genlerini gelecek nesillere aktarma güdüsüdür. Siz bir yandan kedi beslemek istiyorsunuz, öbür yandan yavrularıyla uğraşmak istemiyorsunuz diye, o canlıyı hayattaki en büyük güdüsünden mahrum etme hakkına sahip değilsiniz. Zira kediler, evin bir aksesuarı ya da süsü değildir.

 

'' Yarım kısırlaştırmak '' sorunu çözüyor dostum. :)

 

Yani, ameliyat sonrası yumurtalıkların biri alınıp diğeri sayesinde çiftleşme güdüsü devam ederken, rahim alındığı için yavrulamanın artık mümkün olmadığı tür.

 

Yoksa, bir iken 1 senede 15'e, iki senede 75'e çıkabiliyor kedi sayısı, tabii iyi bakılıp ölen olmadığında...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

"Pireden korumak için kedime pire tasması takmalıyım" Pire tasması takılan bir kedi, sürekli husursuz ve mutsuz olur. Kediler az önce bahsettiğim gibi, vücut bakımlarına çok önem veren canlılardır. Vücutlarında tasma gibi yabancı bir cismin varlığından oldukça rahatsız olurlar. Pire tasmasından çok daha etkili spreyler vardır. Haftada bir ya da iki kez uygulamanız, tasmanın sağladığı korumadan daha fazla koruma sağlar.

 

İnsanların petshop alışverişleri de alışveriş çılgınlığından nasibini almaktadır. petshoplar da birer ticarethanedir. Hangi evcil hayvanı besliyor olursanız olun, bir ürünün petshopta satılıyor olması, beslediğiniz hayvanın illa o ürüne ihtiyacı olduğu anlamına gelmez.

 

Ve unutmayın, kediler sizin kedi besleme zevkinizi tatmin etmek için var olan canlılar değildir. Kendi doğasına sahip, hassas hayvanlardır.

 

 

 

 

Veteriner pirelerden korunması için benim kızımın ensesine bir damla damlattı...Bu damlanın üç ay koruyuculuğu varmış...:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Derlerki asla bir kediye sahip olamazsınız o sadece sizin yanınızda kalmaya karar vermiştir. Gerçekten de öyle. Çok kedi baktım ve şu anda da iki kedim var. Özgürlüklerine çok düşkün oluyorlar. Bu yüzden devamlı evde kalmaları imkansız. Bahçeye çıkmaları onları neşelendiriyor. Boyunlarına birşey takılmasına asla izin vermezler.

 

Sudan çok korktukları kesin. Ama benim kedim için bu biraz farklı. Bizzat kendisi suyun içine atlar. Normal tabaktan asla su içmez. Onun için illaki musluğu açmalıymışız, yoksa içmezmiş :)

 

Kediler mükemmeller. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Özellikle dişi kediler kendilerini herdaim yeni yıkanmış gibi tertemiz tutabilme konusunda uzmanken, erkek kedilerin çoğu ise bu konuda pek istekli değildir. Bahçe katında oturan biri olarak, ev kedilerinden ziyade dışarıda sürekli iktidar mücadelesi içerisinde yoğrulan erkek kedilerin "Buradan ben geçtim; erkekler ona göre ayağınızı denk alın, dişiler siz de anlarsınız ya." anlamında, kendilerine has ve etkisi günlerce geçmeyen ağır kokularını bıraktıkları pencerelerimi temizlemeye çalışırken, öte yandan onların bu iktidar mücadelesinin temizlikten daha önce geldiği doğal yaşayışlarına saygı duymaktan başka bir şey geçmez aklımdan.

 

Kısırlaştırma ise gerçek anlamda bir kedinin annelik duygusundan mahrum bırakılması ve bir nevi cinayettir bana göre. En azından bir iki kere anneliği tadamamış bir kedinin hakkı gaspedilmiş demektir. Siz ona kendi yavrunuzmuş gibi bakarken onun için kendi yavrularını büyütmeyi imkansız hale getirmeyi ancak yine kendi zevkiniz için düşünmüşsünüz demektir. Ayrıca bu doğaya saygı duymamak anlamına da gelir. Benim için bir kedinin yavrularını yetiştirmesini izlemek büyülü bir şeydir. Hele belirli bir sürenin sonunda onları horlamaya ve kendinden uzaklaştırmaya başlayarak yaşam mücadelesinin içine yalnız başlarına daha güçlü girmelerini sağlayışı ise gerçekten muhteşem...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Özellikle dişi kediler kendilerini herdaim yeni yıkanmış gibi tertemiz tutabilme konusunda uzmanken, erkek kedilerin çoğu ise bu konuda pek istekli değildir. Bahçe katında oturan biri olarak, ev kedilerinden ziyade dışarıda sürekli iktidar mücadelesi içerisinde yoğrulan erkek kedilerin "Buradan ben geçtim; erkekler ona göre ayağınızı denk alın, dişiler siz de anlarsınız ya." anlamında, kendilerine has ve etkisi günlerce geçmeyen ağır kokularını bıraktıkları pencerelerimi temizlemeye çalışırken, öte yandan onların bu iktidar mücadelesinin temizlikten daha önce geldiği doğal yaşayışlarına saygı duymaktan başka bir şey geçmez aklımdan.

 

Kısırlaştırma ise gerçek anlamda bir kedinin annelik duygusundan mahrum bırakılması ve bir nevi cinayettir bana göre. En azından bir iki kere anneliği tadamamış bir kedinin hakkı gaspedilmiş demektir. Siz ona kendi yavrunuzmuş gibi bakarken onun için kendi yavrularını büyütmeyi imkansız hale getirmeyi ancak yine kendi zevkiniz için düşünmüşsünüz demektir. Ayrıca bu doğaya saygı duymamak anlamına da gelir. Benim için bir kedinin yavrularını yetiştirmesini izlemek büyülü bir şeydir. Hele belirli bir sürenin sonunda onları horlamaya ve kendinden uzaklaştırmaya başlayarak yaşam mücadelesinin içine yalnız başlarına daha güçlü girmelerini sağlayışı ise gerçekten muhteşem...

 

efendim öncelikle kentlerde yaşıyoruz ve kentler doğal ortam değildir doğada kedilere arabalar çarpmaz doğada kediler esnafın temizlik sırasında kullandığı sokaklarda birikmiş deterjanlı suları içmez doğada kedilere tekme atan insanlar yoktur doğada kediler beşinci kattan düşüp kalça kemiğini kırmaz doğada uyudukları sırada azgın pitbullar tarafından parçalanan veya psikopat sahipleri tarafından pitbullara parçalatılan kediler yoktur doğada ısınmak için araba motoruna girip araba çalışınca ölen yavru kediler yoktur siz doğada pırıl pırıl gezen bir vaşakla akşam kömürlükte veya rutubetli balkon altlarında yatmaktan kapkara olmuş bir kediyi kıyaslayamazsınız onun için kentlerde kediler diğer sokak hayvanları gibi doğadan daha çetin bir ortamda yaşam savaşı veriyorlar

 

bunun dışında eğer bir kediyi sahiplenirseniz onu insanlaştırırsınız ister istemez onun parazitsiz hastalıksız karnı tok rahat bir hayat sürmesini istersiniz o nedenle kediniz dişi ise yukarıda değinilmiş yılda üç defadan beşer yavru onbeş yavru doğurur bunlara bakmam doğaya saygı falan derseniz zaten en çok biri yaşıyor normal şartlarda ve oda en fazla iki sene yaşar bakabilirim dersenizki bu biraz imkan ve yer meselesi ona bir şey demem ama bir kedinin yavrularını yetiştirmesini izlemek büyülü bir şey deyipte onu kısırlaştırmayı kendi zevkiniz için düşünmüşsünüz demek çelişkidir ve asıl büyümeden ölecek yavrular bakımından kısırlaştırmamak cinayettir nasılki insanların bilinçli uyguladığı doğum kontrol yöntemleri cinayet değilse bilinçli doğum kontrol uygulayamayacağı açık olan hayvanıda kısırlaştırmak normaldir yine yukarıda değinilmiş tek ovaryumunun ve rahminin alınması dişi kedinin cinselliğinin devamı anlamına geleceğinden imkanı olanlar için annelik duygusunu bir kere tattıktan sonra ve elbetteki doğan yavrularına aynı şekilde bakmak koşuluyla yarım kısırlaştırmak insani bir çözümdür bana göre erkek kediler için sorun yok zaten saygılar sunarım

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

merhaba ek bişey sormak istiyorum arkadaşalar.. kendinin kuyruk sıkımında ani atma refleks şekilde bir harek oluyor bunun nedeni ve çözümü konusunda bilgi verebilcek birisi var mı. Veteriner fazla önemsemedi ama benim aklıma takılıyor bu durum

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

merhaba ek bişey sormak istiyorum arkadaşalar.. kendinin kuyruk sıkımında ani atma refleks şekilde bir harek oluyor bunun nedeni ve çözümü konusunda bilgi verebilcek birisi var mı. Veteriner fazla önemsemedi ama benim aklıma takılıyor bu durum

 

Merhabalar efendim. Onun sebebi pisiciğin biraz tedirgin yetişmiş olması olabilir. Onun için, onu rahatlatmak lazım mümkün mertebe, güvenini kazanmak lazım. Kızgın, sinirli olunan zamanlarda bile onu şevkatten, merhametten, sevgiden mahrum bırakmamak lazım. Özellikle, ani ve korkutucu hareketlerden, seslerden de kaçınılmalı, nazik davranmalı. Bir deneyin belki işe yarayabilir. :)

 

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

efendim öncelikle kentlerde yaşıyoruz ve kentler doğal ortam değildir doğada kedilere arabalar çarpmaz doğada kediler esnafın temizlik sırasında kullandığı sokaklarda birikmiş deterjanlı suları içmez doğada kedilere tekme atan .

.

.

.

yok zaten saygılar sunarım

 

Anneliği bir kere tatsın da sonra kısırlaştırayım, falan bunların hepsi hayvanın doğasına saygısızlıktır. Olaya düz de baksanız takla attırıp da baksanız farketmez. Doğanın dengesi insanı takmaz. Ayrıca kedi hiçbir zaman vahşiliğinden tamamen koparılamaz, köpeğe benzemez. Ben kediyi eve tıkmaya da karşıyım. Kedi zaten bir yönüyle de şehir hayvanıdır merak etmeyin, şehirlere alışıktır, kendi yaşam yolunu bulur. Doğal güdü farklı, doğada yaşamak farklı konular. Kedi herhangi bir şekilde kısırlaştırılıyorsa en hızlı üreyen memelilerden olan fareleri de yakalayıp kısırlaştırırsınız artık, doğaya ayıp olmaması açısından yani. Kolay gelsin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Anneliği bir kere tatsın da sonra kısırlaştırayım, falan bunların hepsi hayvanın doğasına saygısızlıktır. Olaya düz de baksanız takla attırıp da baksanız farketmez. Doğanın dengesi insanı takmaz. Ayrıca kedi hiçbir zaman vahşiliğinden tamamen koparılamaz, köpeğe benzemez. Ben kediyi eve tıkmaya da karşıyım. Kedi zaten bir yönüyle de şehir hayvanıdır merak etmeyin, şehirlere alışıktır, kendi yaşam yolunu bulur. Doğal güdü farklı, doğada yaşamak farklı konular. Kedi herhangi bir şekilde kısırlaştırılıyorsa en hızlı üreyen memelilerden olan fareleri de yakalayıp kısırlaştırırsınız artık, doğaya ayıp olmaması açısından yani. Kolay gelsin.

Efendim, kedi vahşidir bu doğru. Çünkü, kedi köpekten daha geç evcilleştirilmiştir, bu nedenle daha vahşidir, hatta ona '' nankör '' denilmesi de bu vahşi doğasının anlaşılmamasından kaynaklanan bencil subjektif bir yargıdır.

 

Fakat, doğaya saygıdan bahsedip, '' kedi şehir hayvanıdır, yaşam yolunu bulur '' diyerek işin içinden sıyrılmaya kalkmak yanlış olur. Çünkü, daha önce dediğim gibi '' şehir asla doğa değildir ''. Ve '' Doğal güdü '' dediğiniz yaşama dürtüsü bile, insan yapımı tehlikelerle dolu şehir ortamında kedinin gerçek doğadaki gibi davranmasına izin vermez. En basiti bir kuş avlamaya kalktığında, pusuya yatarken, oradan geçen bir araba veya insan, avının kolayca kaçmasına neden olur. Şehirdeki lağım fareleri ise, bir ormandaki veya ovadaki tarla faresine hiç mi hiç benzemez. Yani, çöplükler de olmasa yaşamaları imkansıza yakındır. Hatta, çöpleri kapalı ve kilitli olduğundan ortalıkta hiç kedinin yaşamadığı kent veya semt isimleri de verebilirim.

 

Sizin yaklaşımınız herhangi bir kedi ile duygusal bağ kurmadan adeta bir doğa gözlemcisi veya doğa belgeseli kameramanı gibi doğaya müdahale etmeden tespit yapmaya benziyor fakat yeterince gözlem yapmamış olduğunuz da yazdıklarınızdan çok net anlaşılıyor. Şehir ortamında normalde 14-15 sene yaşayabilen amiyane tabirle en baba kedinin yani genetik açıdan yaşamaya en elverişli olan kedinin bile azami ömrünün 2-3 sene olduğunu dahi bilmemek gibi...

 

Ayrıca, hiç kedi besleme deneyiminizin de olmadığı yada bundan sonra da olamayacağı bakış açınızdan belli. Çünkü, normalde, bir kedi beslemeye başlarsanız aranızda mutlaka duygusal bir bağ oluşur ve onu insanlaştırmaya, ölmemesi için gayret göstermeye, çeşitli iç ve dış parazitlerden arındırmaya çalışırsınız ister istemez.

 

Elbette, beslediğimiz kediyi eve tıkalım demiş ve diyor değilim ve bunu nereden çıkardığınızı da anlamadım ? Fakat, bununla birlikte dünyada en çok beslenen evcil hayvan olan kedinin o müthiş uyum yeteneği ile eve de gayet mükemmel uyum sağladığı ve gayet mutlu olduğu da bilinen bir olgudur.

 

Daha önce de dediğim gibi, eğer bolca yavru kedi ölüsü görmek hoşumuza gitmiyorsa, beslediğimiz kediyi yarım kısırlaştırmak onun doğasına saygısızlık falan gibi natüralist kılıf olarak soyut sebepler uydurmak yerine gerçekçi ve insani bir çözümdür.

 

Ve yine daha önce de dediğim gibi '' bir kedinin yavrularını yetiştirmesini izlemek büyülü bir şey '' deyip te aynı zamanda '' onu kısırlaştırmayı kendi zevkiniz için düşünmüşsünüz '' demek, hem çelişkili bir düşünceyi hem de bu sözlerin altında yatan bencil, kaba, yüzeysel, sorumsuz ve kolaycı bakış açısını açığa vuran bir yaklaşımdır. O nedenle, size kolay gelsin de demeyeceğim beyefendi, çünkü anladığım kadarıyla zaten gayet kolay geldiği anlaşılıyor.

 

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sizin yaklaşımınız herhangi bir kedi ile duygusal bağ kurmadan adeta bir doğa gözlemcisi veya doğa belgeseli kameramanı gibi doğaya müdahale etmeden tespit yapmaya benziyor fakat yeterince gözlem yapmamış olduğunuz da yazdıklarınızdan çok net anlaşılıyor. Şehir ortamında normalde 14-15 sene yaşayabilen amiyane tabirle en baba kedinin yani genetik açıdan yaşamaya en elverişli olan kedinin bile azami ömrünün 2-3 sene olduğunu dahi bilmemek gibi...

.

.

.

Saygılar sunarım.

 

Öncelikle kabanın kelime anlamını öğrenmek, sonra bir kediyi kısırlaştırmaya kılıf uydurmak için cümlelere girişmek gerek. Siz bırakın da benim kedi besleyip beslemediğim konusunda ahkam kesmeyi, biraz hayvanların doğal içgüdülerine saygı duyun. Kediyle duygusal bağ kurmaya çalışmakla, en baba kedinin doğaya çıksa 2-3 sene yaşayabileceği gibi pek uzman yorumların konuyla nasıl bir alakası olduğu pek meçhul. Zoraki bağlantılar kurulup da ilginçlik katılmış olaya gerçekten. İnsanlar kendi zevkleri için her şeyi yapabilir, yapmaktadır da, bu zaten tartışılmaz. Kısırlaştırmaya insani çözüm bile diyebilir hatta.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Peki, o zaman kaçak avlanan avcıları da önlemeye çalışmayalım, ormanların insan eliyle yakılmasına da ceza vermeyelim, aşırı CO2 salınımını da önlemeye çalışmayalım. Çünkü nasıl olsa vaşaklar yaşama güdüleri ile bir yolunu bulurlar, olmadı insan eliyle yaşanan bu kısa tahribat döneminde bile evrim geçirip, geçinip giderler. :stuart:

 

Ve hatta, insanlar da doğum kontrol hapı kullanmasın. Bebek ölümlerini de engellemeyelim. Sokaklarda yaşama güdüsü ile '' yolunu bulan '' evsizler ''de devletlerin çözmeye çalıştığı bir sorunu olmasın ve diğer insanlar da onların durumuna duyarlı olmasın.

 

Çünkü, özünde insan da '' doğanın çocuğu '' değil mi ? Nasıl olsa bir şekilde '' yolunu bulur '' değil mi ? :devil:

 

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

.

.

Saygılar sunarım.

 

Sayın Can Raşit, gerçekten yazdıklarınızı okudukça geniş bir hayalgücünüz olduğu kanısına vardım. Kedilerin dışarıdan insan müdahalesiyle annelik içgüdülerinin köreltilmesi hususunun neredeyse dünyayı kurtarabileceği üzerine tez yazabilirsiniz doğrusu. Ama insanların kedisever olmak paydasında buluşabilmesi de kanımca çok saygıdeğer bir olgudur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın Can Raşit, gerçekten yazdıklarınızı okudukça geniş bir hayalgücünüz olduğu kanısına vardım. Kedilerin dışarıdan insan müdahalesiyle annelik içgüdülerinin köreltilmesi hususunun neredeyse dünyayı kurtarabileceği üzerine tez yazabilirsiniz doğrusu. Ama insanların kedisever olmak paydasında buluşabilmesi de kanımca çok saygıdeğer bir olgudur.

Efendim, madem bir kedi seversiniz-ki bundan tabii ki memnunum-, sizden şu kıyaslamayı yapmanızı rica edeceğim :

 

Annelik güdüsü köreltilmiş bir kedi mi görmek daha acı vericidir, o kedinin doğacak yavrularının yaşama güdülerinin köreltilmesi mi, daha doğrusu ölümleri mi ?

 

Gerçek doğada olsak, inanın böyle bir şey yapmak aklımın ucundan geçmez. Ama, 10 dakika önce oynadığınız yavru kedinizin arabanın altında kalıp kafasının ezildiğini görmek inanın çok acı.

 

Dünyada insan elinin değmediği, dolayısıyla tahrip olmamış çok az yer kaldı. Ki bu kedi hayvanını doğadan koparıp şehirlere salan da yine insanoğlu. Mısır'daki kedi soyunun fare mücadelesi için gemilere alınıp bu yolla Avrupa'daki şehirlere taşındığını biliyoruz. Ama, günümüzde özellikle teknolojinin hızla gelişmesi şehirlerin kediler için doğadan çok daha çetin ortamlarda yaşam savaşı verdikleri ortamlar olmasına neden olmuştur.

 

Gönül ister ki, hep ait oldukları ekosistemde kalsınlar. Fakat, görüyoruz ki, doğada bile nesilleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Kaldı ki, ben kedilerin hepsini kısırlaşıralım ve nesilleri kurusun da demiyorum. Yalnızca, sahiplenip benimsediğimiz hayvanların üremesini kontrol altına almaktan bahsediyorum.

 

 

 

Saygılar sunarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben de bir kedi severim. Ne yazık ki birlikte yaşadığım insanlar kedi beslememe izin vermiyorlar. Bu özlemimi sokakta yaşayan kedileri kucağıma alıp severek gideriyorum. Kafi gelmiyor ama ne yapayım..

 

Canraşit ve Artropod arkadaşlarımın kediler hakkındaki tartışmalarını okurken büyük keyif aldım. İki arkadaşımın da haklı yönleri var gibi. İkisinin savunuları da kedilere ve doğaya olan sevgilerinden geliyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...
  • 4 ay sonra...

caddelerde ezilmiş kediler, sokak ortasında taşlanan,tekmelenen zavallı yavrular varken kısırlaştırmak şu durumda en doğru çözümlerden biri maalesef. maalesef diyorum çünkü şiddetle karşı çıktığım olayı yaptırmak zorunda kaldım. oturduğum sitede hayvan sevenlerin yanında pek çok ta sevmeyen kişiler var. biz ne kadar ilgi gösteriyorsak onlar o kadar düşman. mama verdiğim için- ki çöp bidonlarına yakın tutmaya çalışıyorum- beni apartmandan attırmakla tehdit ediyorlar. birileri yavruları doğum yapmış annenin memesinden alıp otoyola atıyor... ve bu kedi/kediler sık sık hamile kalıp 1 batında 5-6 yavru doğuruyor. sonuç aldığım gibi kediyi götürdüm kısırlaştırdım. yavruları alındıkça öldürüldükçe onun o miyavlamasını üzüntüsünü görmemek adına. mutlaka evimin balkonunda bir anne ve yavruları oluyor. ama nereye kadar bakacağım bende. bu acımasız hasta ruhlu insanlar oldukça bizde istemeye istemeye bu doğallığı yok etmeye mecbur kalıyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 yıl sonra...

Merhabalar,

Bütün kediler farkı karaktere sahip fakat baktığım bunca kedi arasından şuan ki kedim Mişka gibisini hiç görmedim. Ben mişkayı aldığımda 3 aylıktı, bir bayanın mahallesindeymiş ve sahip arıyordu ben aldım. Mişka 3 hafta bana alışamadı sürekli en olmayacak yerlere saklanıyordu( buzdolabının motorunun arkası) gibi hergün arıyordum nerede acaba diye. Seslere karşıda çok duyarlıydı en ufak seste panikleyip kaçıyordu. Neyse bana alıştı ve şuanda aramız çok iyi şimdi yaklaşık 1 yaşında, evde benleyken çok normal fakat eve biri geldiğinde toz oluyor veya yatılı bir misafir geldiğinde saklanıyor yemek yemeğe veya tuvalete bile gitmiyor. Zil çalınca bile kaçıyor, hava alsın, alışsın diye çıkarıyorum yine bir faydası olmuyor kaçıp saklanmak için fırsat arıyor kulakları yatırıyor :( Onun için çok üzülüyorum, çok asosyal bir durumda şuanda, kekesten yabancı her şeyden korkuyor merak etmiyor yeni şeyleri. Bir kere erkek bir kediyle tanıştırmak için arkadaşımın evine gittim 2 gün kaldım alışsın diye mobilyanın altından çıkmadı diğer kedi de onla arkadaş olmak istedi ama mişka sadece saklandı yemek bile yemiyordu yanına koyduğumu yedi sadece azıcık bende daha fazla eziyet olmasın diye geri götürdüm çünkü tuvaletini de yapamıyordu :( ne yapmam lazım bilmiyorum, onu bu şekilde rahat mı bırakmalıyım yoksa bir çaresi var mıdır ? önerilerinizi bekliyorum :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 ay sonra...
  • 2 ay sonra...
  • 1 yıl sonra...

mükemmel bir makale. Hiçbir kedinin tüyü insanı öldürmez. mantıken kedi o tüyü yutuyor o zaman dünyada hiç kedi olmaması lazım onların da ciğerlerine yapışıp öldürmesi lazım. kedilerin yıkanma olayı kesinlikle hurafe benim 2 meleğimi 1 kez bile yıkamadım bembeyazlar tertemizler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
  • 3 ay sonra...

bende evde kesi besliyorum aldığımda 3aylık falandı şimdi neredeyse yaşına girecek tam 2 ay aşırı bir kızgınlık dönemine girdi ne bizi neden mahalledeki kimseyi uyutmadı haliyle ağlamaklı günler yaşamaya başladım sonra mecbur olarak kısırlaştırdım oğlumu ilk bir ay yine devam etti şuan yok sokağa kaçtı ö dönem ve sokakta yaşayan diğer kedicikler tarafından dayak yedi içim almadı ve gittim getirdim siyah beyaz kedim beyaz olan tarafları tamamen siyaha dönmüştü özel şampuan ile yıkadım evet kedilerin tükürükleri oldukça antiseptik ama bu tarz durumlarda yıkamaktan başka bir çare bırakmıyorlar. Pire tasması asla kullanmadım boynundan 2 ayda bir damla damlatıyorum normal kuru ve yaş mamanın yanında benim yediğim herşeyden de veriyorum hatta süt bile veriyorum arada 7 yaşında kızım var tüy sorunumuz çok fazla olduğundan aşılarını düzenli yaptırıyorum aşılarını sadece kendi, sağlığı için yaptırıyorum bana bulaşak herhangi bir bit pire yada parazit için degil bilgileriniz çok güzel teşekkür ederim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.