Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Çok uzaklardan bir konuk: Philip Edwards ile söyleşi


Legendary

Önerilen İletiler

Philip Edwards İle Söyleşi

 

Çok uzaklardan birini size konuk ediyorum. Sene, geçen sene ve ben yemeklerinden hiç hoşnut kalmadığım fakat çanaklarından son derece tatmin olduğum ülke Japonya’daydım. Akıllara “Big in Japan” şarkısı gelebilir. Beni tanıyanlarınız, ufak tefek insanların ülkesinde beni hayal etsin. Katışıksız bir Big in Japan vakası.

 

Derslerini dinlediğim, pek bir bilgilendiğim, ardından Türk hayırseverliğini aratmayacak bir şekilde aylarca sorularımı e-posta yolu ile yanıtlamış bir radyo astronom ile söyleşi yapmak istedim. Kırk yıl düşünse belki Türkiye ile bu kadar haşır neşir olacağını düşünmezdi sevgili Philip fakat 1 senedir onu rahat bırakmıyorum.

 

Söyleşi teklifimi de her zamanki gibi son derece hoşgörü ve sevecenlik abidesi tavrı ile karışladı. Bu köşenin asıl sahibi kadim dostum İpek ile Philip’e yönelteceğimiz soruları belirlerken pek fazla teknik konuya girmemeye karar verdik. İstedik ki biz Türkiye’de radyo astronomik gelişmelere hasretiz, Dünya’da ki gelişmeleri bize bir bilen anlatsın. Sorularımızı bu şekilde belirledik ve cevapları sizinle paylaşmaya karar verdik.

 

Japonya’da Nobeyama Gözlemevinde milyon tane teknik sorumu cevapladığı için bu sefer bende fark yaratmanın haklı gururunu taşıyorum ve sanki bizi Tao’ya ulaştıracak cevapları almışım gibi heyecan yapıyorum yine. Söyleşi kısmına geçmeden öncede az önce, adını andığım canım arkadaşım İpek’in tez teslim dönemi yaklaştı, ona buradan, kendi köşesinden iyi şanslar diliyorum. Fakat kötü şans gelse, kapısında dursa yinede bir şey olmayacak çünkü daha ülkemiz radyo astronomi alanında emekleme dönemini yaşarken kendisi bunları yürümeye geçirecek son derece orijinal, işe yarar, farklı, kararlı, sağlam tezlerden birini hazırladı. Ben ona teşekkür ediyor ve sevgili Philip’i fazla bekletmeden köşemize taşıyorum.

 

(N: Nazlı, P.E: Philip Edwards)

 

N: Sevgili Philip, söyleşi teklifimi kabul ettiğin için Gökbilim Dergisi okurları adına çok teşekkür ediyorum. Nobeyama’da derslerimiz bittiğinden beri yaptığımız sohbetlerde sorduğum sorulardan anlayacağın üzere işin ehli kişilerin söyleyeceği bir kelime bizim için çok değerli oluyor. Sana bu sohbet sırasında sormak istediklerim aslında hep yeni gelişmeler ile ilgili olacak. Ufuklarımızı genişletecek cümlelerin için hazırız.

 

P.E: Elimden geldiğince sorularını yanıtlayayım Nazlı, senin hevesin ve isteğini takdir ediyorum. Derginiz okurlarını da umarım bir şeyler katabilirim. Ülkenizin de en kısa zamanda radyo astronomide yerini alacağına eminim. Sen ve çalışma arkadaşların bayrağı taşıyorsunuz gördüğüm kadarı ile.

 

N: Umarım Phil, gerçekten emek veriliyor. Bu girişimi başlatan cesaretli hocalarımıza da teşekkür borçluyuz. Öncelikle şu sıralar neler yapıyorsun bundan bahset, seni kendim tanıtmak yerine en doğru ve sade şekli istediğin gibi sunman için ilk soruyu buna ayırıyorum.

 

P.E: Tamam, haydi başlayalım! Sen belirtmişsindir ama adım Philip Edwards. Güney Avustralya’da doğdum ve Adelaide Üniversitesine gittim. Doğduktan hemen sonra değil elbette Adelaide, Güney Avustralya’nın başkentidir. Astronomiye her zaman ilgim olmuştu, burada onur ödülü ile Fizik bölümünü bitirdim ve yüksek enerji astrofiziği alanında doktora yaptım. Çalışma konum çok yüksek enerjili gama ışınları idi. Doktora sonrasında ilk çalıştığım yer ise Japonya’da Kozmik Işın Araştırma Enstitüsü (Institute for Cosmic Ray Research) oldu.

 

Daha sonra Adelaide’ye dönerek doktora sonrası pozisyonda çalışmaya devam ettim. Kendi işim olmasa da bazı VLBI (Very Long Baseline Interferometry) gözlemlerine yardım ettim. Daha sonra kopamadım ve çalışma alanımı radyo astronomi olarak değiştirdim. Japonya’ya tekrar gidip Institute of Space and Astronautical Science ile VSOP üzerine çalıştım. VSOP, VLBI’ın uzay gözlem programıdır daha sonra bahsederiz dilersen. Japonya’da 12 yılımı geçirdikten sonra Avustralya’ya geri döndüm ve şuan ki pozisyonum olan CSIRO (Commonwealth Scientific and Industrial Research Organisation) destekli, Avustralya Ulusal Teleskop Çalışmasına bağlı Narrabri Gözlemevinde çalışıyorum. ATCA yani (Australia Telescope Compact Array) de altı tane 22m. lik teleskoptan oluşan ağ ve Mopra yani 22m. Lik tek çanak ile gözlemlerime devam etmekteyim.

 

N: Phil, beni kıskandırıyorsun bunu biliyorsun değil mi? Çok güzel bir kariyer çizgisi. VLBI gibi VSOP gibi gelinmiş son noktada çalışıyor olmak süper. Ama ben çok şanslıyım ki senden VLBI gözlemleri ile ilgili dersler aldım. Az öncede söylediğim gibi seninle, halen devam etmekte olan büyük, dev projeler hakkında konuşalım istiyorum. Aklıma ilk olarak SKA ve VSOP geliyor. Hatta VSOP öyle gelişti ki VSOP–2 çalışmaları yürüyor. Bu cümleleri okuyanlar nedir bu SKA ve VSOP demeye başladı bile. Aslında bir soru ile Pandora’nın kutusunu açmış olduk değil mi?

 

P.E: Söylediğin gibi VSOP–2, VSOP’un devamı olacağı için önce VSOP hakkında konuşmaya başlasam daha iyi olacak. Değişmeyen bir dalga boyu için teleskopun açısal çözünürlüğü teleskopun çapı ile ters orantılıdır yani büyük teleskop daha iyi ayrıntı gözler. Ne kadar büyük bir teleskop yapabileceğimizin bir limiti vardır ve şuan ki en büyüğü 300 m. ile Arecibo teleskopudur. Açısal çözünürlükte daha fazla kazancı interferometre ağı yaparak sağlayabiliriz. Avustralya’da ATCA, ABD’de VLA ve Hollanda’da WSRT bunlara örnek olabilir. Birleşik Krallıktaki MERLIN ağı şu sıralar fiber optik ile birbirine bağlanıyor ve 100 km. lik bir ölçüye sahip hale geliyor.

 

VLBI ağı birbirine direk bağlı teleskoplardan oluşmuyor. Farklı yerlerdeki teleskoplar tek çanak gözlemi gibi gözlemlerini yapıp daha sonra gözlemler birleştiriliyor. Bu şekilde açısal çözünürlük mili ark saniyeye kadar varıyor. Fakat Yer’in çapı yaklaşık 13,000 km. ve yapılacak en büyük ağ için bile bir limitimiz var. Bu limit ancak yörüngeye bir uydu teleskop koyarak kırılabilir öyle değimli. Japonya bunu 1997’de yaptı ve HALCA uydusu Yer yörüngesine fırlatıldı. Uydu 8 m. çapındaydı ve fazla büyük değildi fakat Yer yüzeyinden 500 ile 21,000 km. arasında değişen yükseklikte eliptik bir yörüngeye sahipti. Yer’deki teleskoplar ve HALCA ile sinyalleri kombine ederek daha büyük bir teleskop elde edildi. VLBI ve VSOP çok daha fazla açısal çözünürlük sunuyor fakat diğerlerine nazaran düşük hassasiyete sahip. Böylece daha zayıf, sönük veya dağınık cisimleri iyi göremiyor.

 

SKA (The Square Kilometer Array) ile planlanan ise hassasiyeti oldukça yükseltmek, sönük ve uzak cisimleri gözlemlemek. SKA ya Avustralya’nın batısına ya da Güney Afrika’ya inşa edilecek. Adından da anlaşılacağı gibi kilometre karelik alan kaplayacak. Sonuç olarak karar verilecek yerde yapım aşaması yıllar sürecek elbette. Bana bahsettiğin Türkiye’deki yer seçim çalışmalarından bu işin ne kadar zor olduğunu biliyorsundur.

 

N: Evet kesinlikle biliyorum. Siz bu işi dünya çapında yapıyorsunuz biz ise sadece kendi ülkemiz içinde uygun yer seçmeye çalışıyoruz. Ekip arkadaşlarımız ile atmosferik, meteorolojik ve radyo sinyali ölçümleri yapıp analizlerini yapıyoruz ve uygun yerleri belirlemek için büyük emekler veriyoruz. Beni SKA çalıştayına davet etmiştin fakat Türkiye şartlarında öğrenci olmaya sen yabancısın Phil, şehirlerarası yolculuk bile zor maddi olarak. Umarım bir başka zaman SKA projesi içinde olabilirim. Projeler böyle, peki ya konular? Yani astrofizik anlamında, bundan sonra, radyo bölgede neler keşfedilerek tam bir “Avreka” anı yaşanabilir? Eminim radyo astronominin de iddialı hedefleri vardır.

 

P.E: Aslında astronomiyi alanlara ayırıp üzerinde konuşursak mesela radyo, optik, x- ışın gibi, hepsi kendi içinde diğerinin yapamadığı şeyleri yapıp tamamlayıcı oluyorlar. Fakat kendi başına son derece önemli ve orijinal sonuçlarda yok değil. Radyo astronomi ile görünmeyen ışıma mekanizmalarının sonuçlarını gördüğümüz için son derece önemli rol oynuyor astronomide. Isıya bağlı olmayan mekanizmalardan bahsedersek bize şuan evrenin yapısı ile ilgili son derece önemli karanlık madde sorunu çözmek için soğuk cisimlerin gözlemlerinde işimize yarıyor. Hala pulsarları çalışmak ve içlerinde oldukları ikili ya da çoklu sistemleri anlamak hem evrimleri hem yapıları açısından önemli. Teorik fizik alanında da radyo astronomiden yararlanılır mesela. Teorik modellerin içinde olan sicim kuramı ya da farklı evrenlerden gelmesi beklen gravitasyonel alanların yaydığı radyo sinyalleri aslına bakarsan şuanda uç gibi görünse de belki bir gün uzun dalga boylarının bize vereceği hediyelerden biri olabilir.

 

N: Ben bulacağım başka evrenleri bu konuda anlaşmıştık lütfen konumu çalma Phil.

 

P.E: Ooppss

 

N: Sana teşekkür ediyorum Philip, gerçekten çok güzel bir sohbetti. Söyleşi anlamında zevk aldığımız kadar yeni şeyler duymakta okuyucularımızı mutlu edecektir. Umarım tekrar bir şeyler dinleyebilirim senden. Sana iyi çalışmalar diliyorum güzel haberlerini bekliyoruz.

 

P.E: Herkese sevgiler. Bende güzel bir söyleşi olmuş olmasını diliyorum. Sana da bu konuda fikir almaya beni layık gördüğün için ayrıca teşekkürler.

 

Nazlı Derya Dağtekin-Radyo Gökbilim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.