Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bülent Arınç'ın Türk Silahlı Kuvvetleri'ne Karşı Husumetinin Kökeni ...


GeceKuşu

Önerilen İletiler

Ben tarafsızım demedim ki. Elbette evrensel düşünceye tarafım. İnancı olan insan tabiki evrensel düşüncenin dışındadır. "Senden olmayan baban bile olsa dost edinme" diyen bir kültür elbette evrensel görüş dışında değerlendirilir.

 

Neyse konuya dönelim. Toplumlar ve onun sempatizanları kültürlerini dayatmaya kalkarlarsa, kurumları da karşılarına alırlar halkın bir kısmınıda. Her kes kendi kültürünü kendi inancını kendine saklamalıdır. En yakını dahi olsa dayatma hakkı yoktur.

Herşeyi yanlış anlıyorsunuz. Evet, müslüman olmayanı dost edinemem ama ondan nefret ettiğim anlamına gelmez bu. Benim dostum zina edip, içki içiyorsa ve beni de o yola çekmeye çalışıyorsa benim onunla dost olmam mümkün değil. Ama nefret etmem ondan, yaptığı işi kötü olarak kabul ederim ama onun seçimlerine saygım vardır hep, olmalı da zaten. Çünkü benim inancıma göre; özgür iradeyi ona Allah vermiştir. Allah ona hala müsade ediyorsa bana laf düşmez. Fakat, bana ve inancıma karşı savaşanlara gereken dersi vermesini de bilirim.

İslamda zorlama yoktur. Eğer olsaydı zaten Allah bize bırakmazdı, herkesi müslüman ederdi.:) Son cümlenizi öyle bir bitirmişsiniz ki sanki sizin yakınlarınız size islamı dayatmışlar da kabul etmemişsiniz gibi hissettim. :)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 53
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Popüler İletiler

GeceKuşu

Herşeyi yanlış anlıyorsunuz.

Birilerinin yanlış anladığını vurgulamak, içi boş bir deyim olmaktan öteye gitmez. Ben de kalkıp birilerinin yanlış anladığını söyleyebilirim. Ama hiç bir değer taşımaz. Söylenilecek şeylerin içi dolu olup, yaşama ve doğaya uygun bilgiler ihtiva etmeli. Her farklı kültüre ait insanlar, bir diğer kültürlere ait olanlara "Herşeyi yanlış anlıyorsunuz" derler. Bu bir empati yapamama, objektif olamama kalıbıdır. Kaldı ki o insan gibi düşünen en az on milyonlarca insan vardır.

 

Hiç bir ideoloji ve inanç kişide kalmaz. Toplumsal olmak zorundadır. Zaten kişide kalırsa, ideoloji ve inanç olma özellikleri de kalmaz. Birileri çıkıp kendilerini ideolojiler ve inançlar hakkında misyonerlik yapma zorunluluğu hissederler. Zira onlar toplumların kötü gidişatını kendi ideolojileriyle, kendi inançlarıyla hatta töreleriyle yola getireceklerini sanırlar.

 

Değerler adına önce taraf toplarlar, kural koyarlar, hukukunu yaparlar, sonra da uygularlar, karşı çıkanlar olursa da bir mabud icad ederek bu değerleri ona pas atarlar. Kutsallaştırıp, mecburi itaat edilir kılarlar. Bu yaptırımlar sömürücü uyanıkların kurnazlıklarıdır. Kendilerini sürekli imtiyazlı görmek isterler.

 

Bu tür dayatmacıların amacı, yardımcılarıyla destekçileriyle diğer insanları acımasıszca sömürmektir. Artık onların varlık ve sözüm ona kutsal olan değerleri vardır. Bu değerleriyle amaçlarını kolayca başarabilirler.

 

Hiç bir otoritenin, hiç bir toplumun kuralı insanlara şablon olarak giydirilemez. İnsanlar tüm insanların ortaklaşa belirlediği değerlerle yaşamlarını sürdürmelidirler. Buna evrensel değerler denir. Evrensel insan hakları kuralları buna bir örnektir. "Sana dayatılmasını istemediğini başkasına dayatma" gerçeğinden kaynaklıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten vahim bir yazı Hakan Ataman'ın yazısı. Kim olursa olsun, siyasi tutumunu, ideolojisini, görüşlerini dedesiyle "anlamlandırmak" ve açıklamak kabul edilebilir bir yöntem değil.

 

"Peki Bülent Arınç'ın Menemen Vahşetiyle İlgisi Neydi ?"

 

Böyle bir başlık olmaz.

 

Dedesinin eli kanlı bir Cumhuriyet düşmanı olması Bülent Arınç’ın içinde bulunduğu zihniyeti de gösteriyor… Öyle olmasaydı bugün Cumhuriyet Rejimine,TSK'ya karşı bu söylemlerde bulunur muydu? Düşünebiliyor musunuz böyle eli kanlı bir vatan haininin torunu Türkiye’de en yüksek makamlara gelebiliyor ve Türkiye Cumhuriyetini kuran,koruyup,kolluyan Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine konuşma cesaretini kendinde bulabiliyor.

 

Hakan Ataman kimdir, necidir bilmem, eğer bir gazeteciyse hiçbir gazeteci böyle şeyler yazmaz.

 

Bu uslup ve yöntem, lanetlediğimiz cenahın en çirkin kalemlerinin yöntemidir. Bülent Arınç, mensubu olduğu ideolojinin ve siyasi geleneğin standart bir temsilcisidir. Bülent Arınç'ın söylemleri, görüşleri, tutumu ile mensubu olduğu ideolojinin ve siyasi geleneğin diğer aktörlerinin söylemleri, görüşleri arasında bir fark yoktur. Arınç'ın onlardan farkı daha pervasız olmasıdır. Arınç'ın söylemleri, tutumunun kaynağı mensubu olduğu ideolojidir. Arınç'ın gericiliğinin sebebi, gerici bir ideolojiye ve siyasi geleneğe mensup olmasıdır.

 

Ancak, bakın dedesi katilmiş, vatan hainiymiş, Kubilay'ı şehit eden adammış, o yüzden böyle konuşuyor tarzında bir söylem ancak Vakit gazetesinin bir yazarına yakışır.

 

Bu son derece çirkin bir yöntemdir. Aydın çağdaş insanlarla, karanlık beyinli yobazlar arasında her zaman bir fark olmuştur. Olmalıdır da. Çağdaş, aydın insanlar, karanlık beyinlilerle aynı seviyeye inmezler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Herşeyi yanlış anlıyorsunuz. Evet, müslüman olmayanı dost edinemem ama ondan nefret ettiğim anlamına gelmez bu. Benim dostum zina edip, içki içiyorsa ve beni de o yola çekmeye çalışıyorsa benim onunla dost olmam mümkün değil. Ama nefret etmem ondan, yaptığı işi kötü olarak kabul ederim ama onun seçimlerine saygım vardır hep, olmalı da zaten. Çünkü benim inancıma göre; özgür iradeyi ona Allah vermiştir. Allah ona hala müsade ediyorsa bana laf düşmez. Fakat, bana ve inancıma karşı savaşanlara gereken dersi vermesini de bilirim.

İslamda zorlama yoktur. Eğer olsaydı zaten Allah bize bırakmazdı, herkesi müslüman ederdi.:) Son cümlenizi öyle bir bitirmişsiniz ki sanki sizin yakınlarınız size islamı dayatmışlar da kabul etmemişsiniz gibi hissettim. :)

Amerikanin Irakta ki secimlerine ne kadar saygi duyorsunuz! AKP biliyorsunuz sonuna kadar bunun yaninda.. AKP disinda ki herkes ülkemizde ickiyle bir sorunu yok ayda bir tadina bakar veya bakmaz..Fakat Irak taki gelismelerden rahatsizlik duyar.. burda bir celiski var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Birilerinin yanlış anladığını vurgulamak, içi boş bir deyim olmaktan öteye gitmez. Ben de kalkıp birilerinin yanlış anladığını söyleyebilirim. Ama hiç bir değer taşımaz. Söylenilecek şeylerin içi dolu olup, yaşama ve doğaya uygun bilgiler ihtiva etmeli. Her farklı kültüre ait insanlar, bir diğer kültürlere ait olanlara "Herşeyi yanlış anlıyorsunuz" derler. Bu bir empati yapamama, objektif olamama kalıbıdır. Kaldı ki o insan gibi düşünen en az on milyonlarca insan vardır.

 

Hiç bir ideoloji ve inanç kişide kalmaz. Toplumsal olmak zorundadır. Zaten kişide kalırsa, ideoloji ve inanç olma özellikleri de kalmaz. Birileri çıkıp kendilerini ideolojiler ve inançlar hakkında misyonerlik yapma zorunluluğu hissederler. Zira onlar toplumların kötü gidişatını kendi ideolojileriyle, kendi inançlarıyla hatta töreleriyle yola getireceklerini sanırlar.

 

Değerler adına önce taraf toplarlar, kural koyarlar, hukukunu yaparlar, sonra da uygularlar, karşı çıkanlar olursa da bir mabud icad ederek bu değerleri ona pas atarlar. Kutsallaştırıp, mecburi itaat edilir kılarlar. Bu yaptırımlar sömürücü uyanıkların kurnazlıklarıdır. Kendilerini sürekli imtiyazlı görmek isterler.

 

Bu tür dayatmacıların amacı, yardımcılarıyla destekçileriyle diğer insanları acımasıszca sömürmektir. Artık onların varlık ve sözüm ona kutsal olan değerleri vardır. Bu değerleriyle amaçlarını kolayca başarabilirler.

 

Hiç bir otoritenin, hiç bir toplumun kuralı insanlara şablon olarak giydirilemez. İnsanlar tüm insanların ortaklaşa belirlediği değerlerle yaşamlarını sürdürmelidirler. Buna evrensel değerler denir. Evrensel insan hakları kuralları buna bir örnektir. "Sana dayatılmasını istemediğini başkasına dayatma" gerçeğinden kaynaklıdır.

"Sana dayatılmasını istemediğini başkasına dayatma" gerçeğinden kaynaklıdır.'' kesinlikle katılıyorum. Bazı noktalar hariç, çok farklı şeylerden bahsetmiyoruz. Birilerinin ''irşad ve tebliğ''i kendilerine görev sayması; inançlarını dayattıkları anlamına gelmez. İslamın özünde bu yoktur. Ama insanlar nedense Kuran'a ve hadislere bakmak yerine, dinini yaşamaya çalışan ve hata yapan insanlara bakmayı tercih ediyorlar. Şu dünya hayatında Allahın var olduğunun yada olmadığının, herkesin kabul edeceği şekilde kesin bir kanıtı yok. Kesin kanıtı görmek için inanmak lazım. Allahın varlığını, birliğini kabul etmeyen bir insana ne kadar delil gösterirseniz gösterin göremez. Eninde sonunda bütün delillerin varlığı tek ve son nokta olan Allah inancına dayanacaktır. Kabul ederse görür, kabul etmezse görmez. Hatta diğer insanların kandırıldığını ve sömürüldüğünü düşünür. Mantıken düşünüldüğünde, eğer din (haşa) insanı aptallaştırıp sömürülmesine neden oluyorsa, inancından vazgeçebilecek kadar iradesi yerinde olan insan, mutlaka onu sömürenlere karşı inancından vazgeçmeden bu irade ile karşı koyabilecektir. Yok daha önceden bir inanca sahip değilse zaten inancın bir insanı aptallaştırıp, aptallaştırmadığını bilemez, bilmesi için inanması lazımdır. İnanmadan karşısındaki insanlar hakkında fikir yürütüyorsa zaten sizin söylediğiniz hataya düşmüştür kendisi;OBJEKTİF OLAMAMAK, EMPATİ KURAMAMAK!!! Konu AKP idi ama tam nerelere geldi. Ben AKP fanatiği değilim, eleştirdiğim yönleri de var sevdiğim yönleri de var. Sadece yapılan bazı şeylerin haksızlık olduğunu dile getirdim ve hala sözümün arkasındayım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Amerikanin Irakta ki secimlerine ne kadar saygi duyorsunuz! AKP biliyorsunuz sonuna kadar bunun yaninda.. AKP disinda ki herkes ülkemizde ickiyle bir sorunu yok ayda bir tadina bakar veya bakmaz..Fakat Irak taki gelismelerden rahatsizlik duyar.. burda bir celiski var.

Iraktaki gelişmelerden ben de rahatsızlık duyuyorum ama elden gelecek birşey yok. Öncelikle Türkiyenin menfaatleri önemlidir. Uluslararası bir kriz, gelişmekte olan ülkemiz için şu sıralar pek iç açıcı görünmüyor. Resmin tamamını görmeden birşey söylememiz doğru olmaz. Ona bakarsanız AKP, İsrail'in Filistin'e yönelik politikasının tam karşısında duruyor. Bunda da bir tezat var. Kaç ülkenin yöneticisi İsrail'e kafa tutabilmiştir? İşte bu, ölen çocukların ahının biriktirdiği vicdanın sesidir. İsrail hatalı olduğunu bildiğinden dolayı sesini çıkaramamıştır, rezilliğin ve yüzsüzlüğün en adi biçimi olan, ''yaptığını inkar etme'' yolunu seçmiştir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Sana dayatılmasını istemediğini başkasına dayatma" gerçeğinden kaynaklıdır.'' kesinlikle katılıyorum.

.

.

Konu AKP idi ama tam nerelere geldi.

-"Sana dayatılmasını istemediğini başkasına dayatma" gerçeğinden kaynaklıdır.'' kesinlikle katılıyorum.-

 

Bu fikre kesinlikle katılıp ta;

 

"inanç ve ideolojilerin amacı topluma bir yol çizmektir" vurgusunu es geçmek, bu konuda çelişkiler taşımak demektir. Değil mi? Zira topluma yol çizmek, topluma kuralları dayatmak anlamına gelmez mi? Hele de bu konuda "dayatmacı" hukuki yaptırımlar hazırlanmışsa...

 

Çelişkiler taşımamızın nedeni, olgulara yüzeysel bakmamızdandır. (Empati kuramamak, objektif olamamak)

 

Aslında konu dışına da pek çıkmıyoruz. "Husumet"in ayrıntılarını değil öz nedenini konuşuyoruz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iraktaki gelişmelerden ben de rahatsızlık duyuyorum ama elden gelecek birşey yok. Öncelikle Türkiyenin menfaatleri önemlidir. Uluslararası bir kriz, gelişmekte olan ülkemiz için şu sıralar pek iç açıcı görünmüyor. Resmin tamamını görmeden birşey söylememiz doğru olmaz. Ona bakarsanız AKP, İsrail'in Filistin'e yönelik politikasının tam karşısında duruyor. Bunda da bir tezat var. Kaç ülkenin yöneticisi İsrail'e kafa tutabilmiştir? İşte bu, ölen çocukların ahının biriktirdiği vicdanın sesidir. İsrail hatalı olduğunu bildiğinden dolayı sesini çıkaramamıştır, rezilliğin ve yüzsüzlüğün en adi biçimi olan, ''yaptığını inkar etme'' yolunu seçmiştir.

Hangi menfaat Türkiye ye ortadogu da bizim bilmedigimiz bir pay mi veriliyor. Yoksa bizim milli kurtulusumuzun özünü olusturan Misak-i Milli esaslarina göre Kuzey Irak, Anadolu topraklarinin icinde yer alirken, yoksa AKP icin geri mi iade ediliyor!

 

Saddam zamanin da Irak´ta kisi basina düsen milli geliri 7500 dolar iken ve gelisme yolunda ülkeler arasinda ön siralarda yer alirken. Ayrica Irak, Türkiye´nin ticaret alanindaki ikinci partner iken. Bugün Irak’ta kisi basina düsen milli gelir 500 dolara düsmüstür.

 

Bundan dolayi BOP planin da varligimiz söz konusu oldugundan birinci siraya mi gecirdiler..bizleri.. yoksa petrolu mu paylasiyoruz biliyorsunuz bilmiyorsunuz ABD´de petrolun litresi 1.ytl nin yarisi, yoksa bizde sifirlandi haberimiz mi yok..

 

Hangi kriz hangi gelismekte olan ülke? Yoksa Cumhuriyet döneminde ki birikimlerin satilmasi global kriz nedeniyle mi satildi? bizi gelistiren yoksa topraklarin paylastirilmaya acilmasi mi oluyor.. Yoksa bizlerin gördügü kendi milislerini olusturan yandascilikla Feodalizm kayan etniksel bölünmelerin isiginda yol almaya calisan bir Türkiye konumuna sokulan Türkiye ile mi...Sonra siyasetin dinsellestirilmesi, dinin siyasallastirilmasi ön plana ciktigi bir dönemde nereye kadar gidebilirsin bu soruyu kendine hic sordun mu?

 

Yoksa bizim bilmedigimiz birseyler mi var örnegin Ailelerin sabah kahvaltisin da önüne konan kahvalti da bir gram artis oldu da bizler mi görmedik.. sucugun pastirmanin yanina havyar kondu da bizmi görmedik..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkiye'bazi kesimlerin Araplarla bukadar yakin isbirligi rüyalari bugünkü Disisleri Bakani olan Ahmet Davutoglu'nun kitabinda mevcuttur.Ahmet Davutoglu kendi siyasi ideolojilerini gerceklestirmeye calismaktadir.Bildigimiz gibi Basbakanada danismanlik yapmistir.Tamamen dinsel olmak disinda Araplardan Türkiye'nin hicbir cikari yoktur.AKP ve onun disisleri bakani,ABD'nin Iran müstesarligi görevini yapmakta ve bölgede Türkiye'nin ilerde Nato ittifaki icinde Iran'a karsi alacagi cephenin ön yatirimlarini yapmaktadir.Yillar boyu biz Araplarla düsman degildik tam aksine onlar bize düsmandi,terörist basini onlar himaye edip sakladilar.O günlerde bizim onlarla simdiki gibi icli disli olmadigimizin Türkiye'ye ne kaybi olduki simdi onlarla bu senli benlilikten Türkiye'nin cikari olsun.Bunlar tamamen ABD sempatizani dinci cevrelerin yani insanlara cennette arsa verenlerin iddialaridir. Türkiye'nin üstlenmis oldugu bu rolü Araplar bundan hoslaniyor diye yanlis empoze ederek aslinda ciddi bir bilgi kirliligi yapilmaktadir.Arap ülkeleri Türkiye'nin AB-ABD himayesinde üstlenmis oldugu bu rolden memnun degillerdir.Zamani geldiginde bunu hep birlikte görecegiz.

 

Yandas medyanin yalan yanlis verdigi haberlerle okuyucuyu yaniltarak kuyrugunda gezindikleri AKP'ye secmen kazandirma cabalarini görüyoruz.Bugüne kadar ister begenin ister begenmeyin,Türkiye Türk Silahli Kuvvetleri'nin varligiyla ileriye güvenle bakiyordu.Günümüzde,Türkiye isgal edilmistir.Isgalcilerin hedeflerine büyük cogunlukla ulastiklari bir gercektir.Üniversiteler,Cagdas kuruluslar,Atatürk'cü aydinlar,komutanlar,meclis,Sayistay artik onlarin ellerindedir.Cumhuriyet ve Bagimsizligimizin son kaleleri olan;Danistay,Anayasa Mahkemesi,HSYK bu savasa hukuk yoluyla direniyorlar.Türk Silahli Kuvvetleri,"HERSEY HUKUKA UYGUN"diyerek aslinda teslim oldugunu beyaz bayrak göstermeden hukukun arkasina siginarak ifade ediyor.

 

Türkiye'nin,Israil'le catismasi göstermeliktir.Kendilerinden cesaret madalyasi alan birinin bu cesaret madalyasi verenlere sirtini dönmesi mümkün degildir.Bu tamamen ic konjuktüre dönük bir refleks hareketidir.Yani oy avciligi.AKP'nin Ortadogu siyaseti Erdogan'a verilmis bir" sus ve rahat dur payi" olan Ortadogu esbaskani sifati geregidir.AKP Araplari bu kadar severken 1 milyon Irak'li müslüman katledilirken neredeydi.Irak'da nutku tutulup citini cikaramayan basbakanin Gazze'de öldürülen cocuklar icin söyledikleri ve döktügü gözyaslari inandirici olamaz.Siyasete göz yasi girdiyse o siyasetin arkasi iyi degildir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben tarafsızım demedim ki. Elbette evrensel düşünceye tarafım. İnancı olan insan tabiki evrensel düşüncenin dışındadır. "Senden olmayan baban bile olsa dost edinme" diyen bir kültür elbette evrensel görüş dışında değerlendirilir.

 

Neyse konuya dönelim. Toplumlar ve onun sempatizanları kültürlerini dayatmaya kalkarlarsa, kurumları da karşılarına alırlar halkın bir kısmınıda. Her kes kendi kültürünü kendi inancını kendine saklamalıdır. En yakını dahi olsa dayatma hakkı yoktur.

bu dayatma olayına başörtülülere yapılan haksızlığıda katıyorsunuz değilmi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakla çıkmış nihayet. Asıl ayrılık, asıl ayrı duruş bu işte. Tüm kurumlardaki ayrı duruşun aslı da bu... Açık olmak gerekir. Herkesin de açık olması gerekir. Lafı dolandırmaya ne gerek var.

 

Sen, belli bir milletin kültürünü savunursun, ithal edersin, şablon çıkarırsın, o guruba aitsin. Ben ise; Evrensel kültürü, evrensel hukuku, genel insan değerini savunurum. Bu şekilde zaten farklı düşünen, farklı görüşlü iki ayrı guruplarız.

 

Bunun adına ATEİZM de istersen farketmez.

 

İnsanlar artık, kim nasıl, niçin, hangi amaç uğruna, hangi gurup adına değerlendirme yapıyor biliniyor.

 

benim anlatmak istediğim olayı evrensel kültürle iişkilendirmişsiniz. halbuki ateizmin evrensellikjle alakası yoktur.

 

bazı kesimler inançsızlıklarını dile getirmek yerine inançlı insanlara laf atar onları dışlamaya çalışır onları dünya dışı varlıklar oalarak görmeye ve göstermeye çalışırlar.

 

bakla çıktı demişsiniz.asıl bakla sizin ağzınızda da çıkarmıyorsunuz kanaatimce .e canım çıkarın neyse konuşalım beraberce tartışalım.

 

belli bir milletin zannettiğiniz kültürün kaç milletin gelenek görenekleriyle asırlarca harmanlandığını siz benden çok iyi biliyorsunuz.

bu kültürü kaç kişinin benimsediğini de sanırım sizin görüşünüzde olanlarda çok iyi biliyor.

 

sizinle aramızdaki fark ve ayrım şu.

 

sizin burdaki fikirlerin farklılığına olan yaklaşımınız ayrım niteliği taşıyor olabilir ama biz buna demokrasi diyoruz.

 

evrenselliğide iyice irdelemek lazım.

saygı ve muhabbetle.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hangi menfaat Türkiye ye ortadogu da bizim bilmedigimiz bir pay mi veriliyor. Yoksa bizim milli kurtulusumuzun özünü olusturan Misak-i Milli esaslarina göre Kuzey Irak, Anadolu topraklarinin icinde yer alirken, yoksa AKP icin geri mi iade ediliyor!

 

Saddam zamanin da Irak´ta kisi basina düsen milli geliri 7500 dolar iken ve gelisme yolunda ülkeler arasinda ön siralarda yer alirken. Ayrica Irak, Türkiye´nin ticaret alanindaki ikinci partner iken. Bugün Irak’ta kisi basina düsen milli gelir 500 dolara düsmüstür.

 

Bundan dolayi BOP planin da varligimiz söz konusu oldugundan birinci siraya mi gecirdiler..bizleri.. yoksa petrolu mu paylasiyoruz biliyorsunuz bilmiyorsunuz ABD´de petrolun litresi 1.ytl nin yarisi, yoksa bizde sifirlandi haberimiz mi yok..

 

Hangi kriz hangi gelismekte olan ülke? Yoksa Cumhuriyet döneminde ki birikimlerin satilmasi global kriz nedeniyle mi satildi? bizi gelistiren yoksa topraklarin paylastirilmaya acilmasi mi oluyor.. Yoksa bizlerin gördügü kendi milislerini olusturan yandascilikla Feodalizm kayan etniksel bölünmelerin isiginda yol almaya calisan bir Türkiye konumuna sokulan Türkiye ile mi...Sonra siyasetin dinsellestirilmesi, dinin siyasallastirilmasi ön plana ciktigi bir dönemde nereye kadar gidebilirsin bu soruyu kendine hic sordun mu?

 

Yoksa bizim bilmedigimiz birseyler mi var örnegin Ailelerin sabah kahvaltisin da önüne konan kahvalti da bir gram artis oldu da bizler mi görmedik.. sucugun pastirmanin yanina havyar kondu da bizmi görmedik..

Sorduğunuz sorunun aynısı sizin içinde geçerli. Akp'nin Amerika yanlısı olduğunu söylüyorsunuz. Akp'nin bundan ne çıkarı var? Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Akp'nin Amerika yanlısı hatta Amerika'nın adamı olduğunu iddia edecekseniz, bunları hangi kanıtlara dayanarak söylüyorsunuz ve bildiklerinizi diğer insanlara kesin bir şekilde nasıl ispat edebilirsiniz? :)

 

Bu bir anlayış ve algılama meselesidir. Hep aynı basın yayın organlarını takip ederek doğru bilgiye nasıl ulaşılabilir ki? Cumhuriyet dönemindeki birikimlerin satıldığından söz etmeniz, ülkenin şuanki durumunu o zamanlardakinden daha kötü gördüğünüz anlamına gelmiyordur umarım. Siyaset tarihini yeniden yazacak durumda ve konumda değilim. Herkes hangi partinin ne olduğunu biliyor. Ülkeyi gelişmekte olan bir ülke olarak görmemeniz; gerilemekte veya duraklamada veya gelişmiş bir ülke olarak gördüğünüz anlamına gelir. Gerilemede ve duraklamada olmadığı açıktır. Hergün yeni adımlar atılıyor. Ayrıca CHP ve DSP'nin iktidar olduğu dönemleri de biliyoruz.

 

Geriye tek bir seçenek kalıyor o da Türkiye'nin gelişmiş bir ülke olduğunu düşünmeniz... Bunun cevabını ben söylemeyeyim siz zaten biliyorsunuz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Bülent Arınç'ın Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri personeline ilişkin düşünce ve görüşleri yapmış olduğu son beyanatlarıyla artık onu destekleyen ve eleştiren herkes tarafından çok iyi bilinmektedir.

Bülent Arınç, bundan bir süre önce vermiş olduğu beyanatta; ''Emekli orgenerallere ait ses kayıtları ortaya çıktı. Neler konuşmuşlar, neler söylemişler. Allah'a çok şükür ediyorum ki Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş'' demişti.

Gerçekte ne yazık ki Meclis başkanlığı yapmış olan Bülent Arınç ve onun gibi düşünen bu tip kişilerin ön yargılı, saptırıcı düşünce ve ifadeleri üzerinde fazla durulmasına gerek bile yok. Çünkü bu tip konuşmalar hiçbir zaman gerçekleri ve doğruları değiştiremiyor.

Bülent Arınç'ın bu konuşmasında Üzerinde durulması gereken önemli nokta, Hukuk Fakültesi mezunu bir kişinin yargı kararı olmadan hiçbir kimseyi suçlamaya, dolaylı olarak da bir kurumu hedef almaya hakkı ve yetkisi olmadığını hala anlayamamış olmasıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sorduğunuz sorunun aynısı sizin içinde geçerli. Akp'nin Amerika yanlısı olduğunu söylüyorsunuz. Akp'nin bundan ne çıkarı var? Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Akp'nin Amerika yanlısı hatta Amerika'nın adamı olduğunu iddia edecekseniz, bunları hangi kanıtlara dayanarak söylüyorsunuz ve bildiklerinizi diğer insanlara kesin bir şekilde nasıl ispat edebilirsiniz? :)

 

Bu bir anlayış ve algılama meselesidir. Hep aynı basın yayın organlarını takip ederek doğru bilgiye nasıl ulaşılabilir ki? Cumhuriyet dönemindeki birikimlerin satıldığından söz etmeniz, ülkenin şuanki durumunu o zamanlardakinden daha kötü gördüğünüz anlamına gelmiyordur umarım. Siyaset tarihini yeniden yazacak durumda ve konumda değilim. Herkes hangi partinin ne olduğunu biliyor. Ülkeyi gelişmekte olan bir ülke olarak görmemeniz; gerilemekte veya duraklamada veya gelişmiş bir ülke olarak gördüğünüz anlamına gelir. Gerilemede ve duraklamada olmadığı açıktır. Hergün yeni adımlar atılıyor. Ayrıca CHP ve DSP'nin iktidar olduğu dönemleri de biliyoruz.

 

Geriye tek bir seçenek kalıyor o da Türkiye'nin gelişmiş bir ülke olduğunu düşünmeniz... Bunun cevabını ben söylemeyeyim siz zaten biliyorsunuz.

Eger Türkiye’nin ulusal gücleri, Atatürkcüler bir siyasal güc olarak ortaya cikmaz ve bu sürec durdurulmazsa Fethullah´in Humeyni gibi Türkiye’ye dönmesi hic de sürpriz olmayacak. O zaman görecegiz ABD yanlilarini vede AKP yanlilarini, simdiye kadar zaten ne BOP kesti, ne deniz feneri, ülkenin topraklarinin satilmasi da kesmedi. Bütün gencligini kahrolsun israil diye geciren tayyip erdogan yahudi cesaret ödülü alan tekten müslüman olmasi da kesmedi? Amerikaya gidip sömürün bu adami diyen cüneyt zapsu da kesmedi bu ülkenin bagridan cikan askerine düsman olmasida kesmedi!

 

Dünya tarihinde ilk kez bir lider kendi toplumunu tehlikeye düsürecek bölünmeye canak tutmasida kesmez?

 

Bilmiyorum sayfalarca dösesek genede kesmez..

 

7.senedir kalkinma diyorsan T si olmamistir buyrun sayfalar dolusu yazin neler yapilmis bekliyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu dayatma olayına başörtülülere yapılan haksızlığıda katıyorsunuz değilmi.

 

Dayatmalara karşı olmanın adını da, dayatma mı koyacağız şimdi? Belli bir gurubun töresel dayatmalarına, tüm insanlığı ilgilendiren demokratik haklarla karşı çıkmanın adı dayatma mı olacak?

Baş örtmenin tarihi araştırıldığında teolojik anlayıştan, yahudi törelerinden kopyalandığı/kaynaklandığı görülecektir. Dinlerde emirdir. Emirler ise otoritelerin dayatmalarıdır. Kaldı ki, tüm otoritelerin insanlığa hiç bir konuda dayatma hakları yoktur. İnsanlar kendi kaderlerini kendileri tayin etme konusunda özgür olmalıdırlar. Burada dikkat edilecek tek konu ise, aynı hakkın bir diğerinde de olduğudur.

 

benim anlatmak istediğim olayı evrensel kültürle iişkilendirmişsiniz. halbuki ateizmin evrensellikjle alakası yoktur.

 

Olmaz olurmu? İnsanlar dünyaya geldiğinde hiç bir töresel inancı olmaz. İnançlar sonradan empoze edilirler. İnançsızlık evrenseldir. Evrensel olanı ise; doğa/yaşam, üretim/tüketim, mutluluk/mutsuzluk kaynaklı bilgi edinmek, yine o bilgilerle uyumlu, geneli ilgilendiren kurallarla yaşamaktır.

 

bazı kesimler inançsızlıklarını dile getirmek yerine inançlı insanlara laf atar onları dışlamaya çalışır onları dünya dışı varlıklar oalarak görmeye ve göstermeye çalışırlar.

 

Evet, kendisine ve gurubuna ait törelerini insanlara dayatmaya çalışanlar dışlanmalıdırlar. Zira yaşam boyu "benci" bir duruş sergilemektedir. Kaldı ki buna hakkı da yoktur. Dayatma yaptırımı suçtur.

 

bakla çıktı demişsiniz.asıl bakla sizin ağzınızda da çıkarmıyorsunuz kanaatimce .e canım çıkarın neyse konuşalım beraberce tartışalım.

 

İşte ben söyleyeceğimi söylüyorum. Söylediklerim tüm insanları ilgilendiren, yararına olan tesbitlerdir. İnsan haklarının özüne paralellikler taşır.

 

belli bir milletin zannettiğiniz kültürün kaç milletin gelenek görenekleriyle asırlarca harmanlandığını siz benden çok iyi biliyorsunuz. bu kültürü kaç kişinin benimsediğini de sanırım sizin görüşünüzde olanlarda çok iyi biliyor.

 

Şunu altını çizerek söylemeliyimki, benim ve benim gibi düşünenler, her hangi bir toplumun törelerini davranış kuralı olarak benimsemezler. Yukarda söylemiştim; tüm davranış kurallarını, genel olarak insanların mutluluğunu referans alarak oluştururlar. Evrensel insan hakları kuralları buna bir örnektir.

 

Belli bir toplumun/gurubun törelerini davranış biçimi olarak benimseyenlere de dayatmaları olmadığı sürece karşı çıkmazlar, çıkılmamalı.

 

sizinle aramızdaki fark ve ayrım şu.

 

sizin burdaki fikirlerin farklılığına olan yaklaşımınız ayrım niteliği taşıyor olabilir ama biz buna demokrasi diyoruz.

evrenselliğide iyice irdelemek lazım.

saygı ve muhabbetle.

 

Evet uzlaşamasakta buradaki son tespitini samimi söylediğini umuyorum. Ama biliyoruz ki demokrasilerin en temel ilkesi dayatmalara karşı olmasıdır.

 

Şimdi sana soruyorum; Yukardaki tespitlerimin hangisi demokrasiye ve evrenselliğe uyum sağlamıyor? Hangisine senin iyi irdelediğin(!) bilgiyle karşı çıkıyorsun?

 

Not: Konu dışına çıkılmış değil, tartışma başlıktaki "husumetin" temel nedenleridir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sorduğunuz sorunun aynısı sizin içinde geçerli. Akp'nin Amerika yanlısı olduğunu söylüyorsunuz. Akp'nin bundan ne çıkarı var? Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Akp'nin Amerika yanlısı hatta Amerika'nın adamı olduğunu iddia edecekseniz, bunları hangi kanıtlara dayanarak söylüyorsunuz ve bildiklerinizi diğer insanlara kesin bir şekilde nasıl ispat edebilirsiniz? :)

 

Bu bir anlayış ve algılama meselesidir. Hep aynı basın yayın organlarını takip ederek doğru bilgiye nasıl ulaşılabilir ki? Cumhuriyet dönemindeki birikimlerin satıldığından söz etmeniz, ülkenin şuanki durumunu o zamanlardakinden daha kötü gördüğünüz anlamına gelmiyordur umarım. Siyaset tarihini yeniden yazacak durumda ve konumda değilim. Herkes hangi partinin ne olduğunu biliyor. Ülkeyi gelişmekte olan bir ülke olarak görmemeniz; gerilemekte veya duraklamada veya gelişmiş bir ülke olarak gördüğünüz anlamına gelir. Gerilemede ve duraklamada olmadığı açıktır. Hergün yeni adımlar atılıyor. Ayrıca CHP ve DSP'nin iktidar olduğu dönemleri de biliyoruz.

 

Geriye tek bir seçenek kalıyor o da Türkiye'nin gelişmiş bir ülke olduğunu düşünmeniz... Bunun cevabını ben söylemeyeyim siz zaten biliyorsunuz.

 

AKP'nin Amerika'nin adami olmadigini siz ispat edin bakalim sizin argümanlariniza. Askerimizin basina cuval gecirtenler gecirenlere hangi tepkileri verdiler. Edip Baser neden AKP'nin planlari dogrultusunda Amerika'nin oyunlarina getirildi. Irak'in bölünmesine Barzani'nin pesmergeleri disinda siyasi olarak kim önayak oldu ve bir milyona yakin Irak'li insan öldürüldü. Nerdeydi o VAN MINITCI basbakan, sus payimi vermistiler ona? BOP esbaskanligi hangi amaclara yöneliktir. Bu esbaskanlik misyonu bir milyon Iraklinin öldürülmesine deger miydi?

 

Hamas Israil tarafindan Arafat'a karsi kurdurulmus bir terör örgütüdür. Filistinlilerin Israil'e karsi verdikleri her mücadelede HAMAS Arafat'in El FETIH güclerine karsi savas acmistir. Bugün Hamas'i savunmak terörü savunmak anlamina gelmiyor mu? Habur kapisinda teröristleri törenlerle karsilatip özel savci ve hakimlere affettirenler kimlerdi?

 

Ama ben yine sizden AKP'nin Amerika'nin adami olmadigini argümanlarla ispat etmenizi rica ediyorum. Bir dahaki yazimda Erdogan'in basbakan olmadan önce Amerika seyahatlerinden bahsedecegim belki siz de yararlanmis olursunuz.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

..."28 Ocak 2002 yilinda Washington'a ilk gittiginde yaninda ne bir Türk ne de Amerikali koruma vardi. Yasakliydi. Adam basina 26 bin Isvicre Frangi ödeyerek New York'taki Dünya Ekonomik Forumuna katilacakti. 8 kisiydiler.

 

Egemen Bagis tercümanligini, Cüneyt Zapsu'da akil hocaligini yapiyordu. Bagis, New York'ta Türk Dernekleri baskaniyken Erdogan'in lobiciligini yapmisti. Erdogan'da AKP'yi kurduktan sonra Bagis'i ödüllendirdi.

 

Ekip, adi sonradan SWISS olan Water Gate öteline yerlesti. Türkiye'den yanlarina gazeteci almayi ihmal etmemislerdi. Erdogan ne yapip edip ABD yönetiminden birileriyle görüstürülmek istiyordu. Bunun icin de Ankara'da "Kalkinma ve DEMOKRATIKLESME Programi"adini verdikleri, 65 sayfalik Ingilizce bir metin hazirladilar. Ayrica Tayyib Erdogan icinde demokratiklesme programini iceren konusma metinleri yazildi. Ilk temas Amerika'nin ünlü iki istihbaratcisi ile oldu. Zaten birbirlerinin yabancisi degildiler. Dostlar bu kez Washington'da bulusuyordu.

 

Zapsu, yasakli AKP Genel Baskani Recep Tayyip Erdogan'i önce Amerikan Merkezi Haber Alma Teskilati CIA'nin Türkiye bölge sorumlulugunu yapmis olan, terör ve Islam uzmani GRAHAM FULLER'E götürdü. Kahvaltiyi birlikte yaptilar.

 

Ayni gizlilik icinde daha sonra Disisleri Bakanliginda istihbarat bölüm baskanligi da yapan eski Ankara Büyükelcisi Morton Abramoviz'e gidildi. Aksam da baska bir istihbaratci Henri Barkey ile aksam yemeginde bulusuldu.

 

Erdogan ertesi gün yine istihbaratcilarin agirlikta oldugu düsünce kurulusu RAND CORPORATION'a götürüldü.

 

Erdogan Amerika'da isatihbaracilardan ve de Musevilerden cok yakinlik gördü. Erdogan Washington'da bir ofis acmaya karar verdi. Abdullah Gül'ünde iclerinde bulundugu yol arkadaslari ona destek verdiler.

 

Istihbaratcilardan baya yakinlik görmüstü Erdogan ama mutlu degildi. Henüz yönetimle hicbir iliski kuramamisti. Zapsu'nunda cabalarina ragmen ne ABD yönetimi Baskani Bush ve ne de Yahudi lobisi mesafeyi koruyordular. Erdogan'in randevü talebine Türk masasindan siradan bir memur düzeyinde EVET cikti.

 

Beklemiyordular, bozuldular ama en azindan köprünün istihbarat ayagi kurulmustu."

 

Iste böyle basladi Amerika'nin adami olma yaklasimlari. Hepsi bu mu derseniz küserim asil adamlik yillari daha sonra basliyor.

 

Izlemeye devam edin...

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Graham Fuller Türkiye'nin "laik olmasa da olur" propagandası ile başlatılan ılımlı İslam, sahte demokrat, ABD emrinde faşist diktatorya F tipi yapılanmasının önündeki engel olan ordunun pasifize edilmesi planının mimarıdır.

 

Rand enstitüsü ise, CIA'nın düşünce kuruluşu ve Tarafçı Yasemin Çongar'ın kocasının ders verdiği yerdir. Atv Çalık'a geçince birden bire Avrupa Yakası dizisinde arka planda Rand enstitüsü afişleri gösterilmeye başlandı. Bu son derece açıktan ve dikkat çekiciydi. Ayn Rand'ın kitap kapakları, Herkül dünyayı sırtlamış resmi filan, her bahane ile gösteriliyordu. Sonra kabak tadı vermiş olacak ki, dizi bitti. Belki dizi yapımcıları baskıya isyan etti, bilmiyorum.

 

Taşların yeri öyle net ki, satrancı görememek için ne olmak lazım, tanımlayamıyorum artık...

 

Not: Bir insan dedesinin yolunda gidiyor ve dedesinin yaptığı işi tamamlamaya çalışıyorsa, dedesine layık bir torun olmaya çalışıyor demektir ve dedesiyle anılır, bu doğaldır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şapka çıkarılacak bir tespit..

 

Eğer gerçekten bu sözler Bülent Arınça ait ise bu adama Nobel ödülü verilmeli..

 

Katılıyorum :clover:

 

28 Şubat'ta sayılı günler kala." Ama hayret edilecek birşey,infazlar için almış olduğumuz bütün bu tedbirlerin hiçbirini kullanmak mecburiyetinde kalmadık.Çünkü infazlar sürecinde asayiş hiçbir zaman o seviyede mükemmel olmadı..."Emin Aytekin(albay)

 

Asayiş için darbe yapan ordu,asayişi bozan ordu!Kimi kandırıyorsunuz?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bush yönetimi savas planlarini hazirlamis Irak'i vurmak icin Pesmergelerdende gereken garantiyi almis sabirsizlaniyordu. Türkiye'ye ihtiyaclari vardi. Abdullah Gül Basbakandi; ama Amerikalilar daha cok Erdogan'a güveniyordular. Gül ve Erdogan'in Washington'daki biyografiler farkliydi. Erdogan Gül'e nazaran daha cok güven vericiydi.

 

Fuller ve Abramowitz'le Washington'da yapilan görüsmeler etkisini gösteriyordu. Gerci Fuller ve Abramowitz demokrat geciniyordu; ama Cuhuriyetci Pentagon'un iki numarali sahini Paul Wolfowitz ve bir numarali sahini Rumsfeld'le Türkiye konusunda ayni düsünüyorlardi.

 

Pentagon, Irak'a Türkiye üzerinden ikinci cepheyi acmayi planliyordu.

 

Planini uygulamaya koyan Baskan Bush, Erdogan'i Beyaz Saray'a davet etti. Erdogan ve ekibi 9 Aralik 2002'de Washington yakinlarindaki Andrews Askeri Üssüne indiler ve hemen Georgetown'a giderek Hotel Monarch'a yerlestiler.

 

Cüneyt Zapsu yakin arkadasi Wolfowitz'e telefon acti, 'hersey tamam'dedi. Oval Ofiste bir sikinti olmayacakti.

 

Ertesi gün Bush-Erdogan görüsmesi planlanmisti. Erdogan, danismanlarini taktik vermeleri icin odasina cagirdi. Zapsu'ya göre hersey yolundaydi. Önemli olan haberin Türk Kamuoyuna aktarilis bicimiydi.

 

Egemen Bagis söze girdi: "Efendim,siz Bush'tan daha uzun boylusunuz. Boy farkini bir sekilde gösterin. Ayrica karsisinda oturuken bacak bacak üstüne atin. Bu imaj Türkiye'de hosa gider. Bülent Ecevit'in Bush'un karsisindaki durusu gazetelerde konu edilmisti. Böylece dikkatler fotografa cevrilmis olur"

 

Manken gibi moda mecmualarina zaman zaman kapak olan Ömer Celik, ilgi ve uzmanlik alani olan giyim konusuna girdi. Beyaz Saray icin Erdogan'a giysi secti.

 

Washington görüsmeleri tamamlandi. Hersey rüya gibiydi. Erdogan Washington'da yere göge sigdirilamadi.

 

Erdogan'in istedigi olmus kendini Beyaz Saray'a tescilettirmisti. Washington'dan ayrilirken ici rahatti. Sadece kendini degil Baskan Bush'u da rahatlatmisti. Sahinler ise bir tarafta zil takip oynuyordu.

 

Erdogan ve ekibi aslinda Washington'da Beyaz Saray'da Türkiye'nin basina cuval gecirtecek sürecin harcini koymustu. Erdogan'in yetkisiz danismanlari, hükümet adina her türlü sözü vermislerdi. Erdogan Ankara'ya döndü. Milletvekillerini topladi, ziyareti anlatti tabii herseyi anlatmadi. Detaylari kendisine sakladi. Milletvekillerini kandirdigini düsünüyordu ve Washington'a gönderdigi mesajlarda bu yöndeydi, hersey olup bitmisti.

 

Ancak evdeki hesap carsiya uymadi. Tezkere , TBMM'den gecmedi. Amerika'nin ve Erdogan'in hesaplari alt üst oldu. Amerikan dostlugunun yerini, düsmanca tavirlar aldi. Amerika'nin bagimsizlik günü 4 Temmuz'da Irak'in Kuzeyindeki Süleymaniyede Türk askerinin basina cuval gecirildi. Tayyip Erdogan bir protestoyu bile cok gördü. Amerika'yi yumusatmanin yollarini aradi. Gazetecilerin sorularina karsi "BU MÜZIK NOTASIMI KI VERELIM?" diyerek hafife aldi. ( ABD'nin adami olmusken adamligini kaybetmek kolay olmasa gerek)

 

Baskan Bush Erdogan'a cok kizgindi. Erdogan'i beceriksizlikle sucluyordu. Erdogan ise endiseliydi. Washington'un elinde cok koz vardi. Hakkinda hersey biliniyordu. Defterini heran dürebilirdi. Biran önce iliskileri düzeltmeliydi. Tezkereyi tamir etmeliydi. "IRAK'A ASKER GÖNDEREBILIRIZ"diye form doldurdu; ama Washinton kabul etmedi. Irak'li Kürtlerden sert tepki aldi.

 

Kibris'ta Annan planina destek verdi, tutmadi. Amerilalilari rahatsiz etmemek icin PKK terör örgütü konusunda sessizlige büründü, yaranamadi. Bush yönetimi bir türlü yumusamadi.

 

Zapsu'yu yeniden devreye soktu: Ne yapsa olmuyordu. Washington'a gidip derdini anlatmaliydi.

 

Tarih 25 Ocak 2004'ü gösterirken Erdogan, 5 bakan ve esleri, 165 isadami ile 53 gazeteci THY'nin 340 tipi airbus ucagina binip Washington'un yolunu tuttular. Erdogan kendisini giydiren Sarar'i cagirip Baskan Bush'a da bir takim elbise, gömlek ve kravat hazirlamasini söylemisti. Ne de olsa zevkleri ayniydi.

 

Washington ziyaretinin Türkiye acisindan hicbir faydasi olmadi. Aksine basarisizdi. Bush Erdogan'a gereken ilgiyi göstermedi. Göstermesi icin bir neden yoktu cünkü Erdogan herseyi tek tarafli yapmaya hazirdi. Amerikalilar bunun farkindaydi. Gezinin digerlerinden farkli bir yani oldu o da Museviler tarafindan Erdogan'a cesaret ödülü verilmesi oldu. (DEVAM EDECEK)

 

 

YILMAZ POLAT-CIA'nin muteber adami

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

AKP'nin Amerika'nin adami olmadigini siz ispat edin bakalim sizin argümanlariniza. Askerimizin basina cuval gecirtenler gecirenlere hangi tepkileri verdiler. Edip Baser neden AKP'nin planlari dogrultusunda Amerika'nin oyunlarina getirildi. Irak'in bölünmesine Barzani'nin pesmergeleri disinda siyasi olarak kim önayak oldu ve bir milyona yakin Irak'li insan öldürüldü. Nerdeydi o VAN MINITCI basbakan, sus payimi vermistiler ona? BOP esbaskanligi hangi amaclara yöneliktir. Bu esbaskanlik misyonu bir milyon Iraklinin öldürülmesine deger miydi?

 

Hamas Israil tarafindan Arafat'a karsi kurdurulmus bir terör örgütüdür. Filistinlilerin Israil'e karsi verdikleri her mücadelede HAMAS Arafat'in El FETIH güclerine karsi savas acmistir. Bugün Hamas'i savunmak terörü savunmak anlamina gelmiyor mu? Habur kapisinda teröristleri törenlerle karsilatip özel savci ve hakimlere affettirenler kimlerdi?

 

Ama ben yine sizden AKP'nin Amerika'nin adami olmadigini argümanlarla ispat etmenizi rica ediyorum. Bir dahaki yazimda Erdogan'in basbakan olmadan önce Amerika seyahatlerinden bahsedecegim belki siz de yararlanmis olursunuz.

 

 

saygilarla

İspat etmek mümkün değil. Çünkü herkes kendi argümanlarıyla konuşacağı için bu bir inanç meselesidir. Belli basın yayın organlarını takip ederek gerçeğe ulaşılamaz. En doğrusunu bildiğimi iddia etmiyorum, onu ancak Allah bilir. Herkes görebildiği kadarıyla düşünür ve konuşur. Topladığınız argümanların doğruluğu hakkında fikir yürütmek için; o kuruluşun ana amacı ve misyonlarına bakmak yeterlidir. Çünkü dünyada belli bir misyona hizmet etmeyen, tarafsız bir kuruluş yoktur. Tarafsız olduğunu iddia edenler bile tarafsız olduğunu iddia edenlerin tarafındadır. Ben Akp'ye olumsuz bakmıyorum çünkü istikrar var, atılım var, küçücük anayasa kitapçığıyla ülke batıran zihniyet yok. Tabiki yanlışları da var. Sevmediğim tarafları da var. Herkesi memnun etmek mümkün değil. Ama eleştirdiğiniz kişilerin bir tane bile iyi yönünü göremiyorsanız sorun onlarda değil, sizde demektir. Altmışlı yılları, seksenli yılları, 2001 krizini ne çabuk unuttu bu millet. Çökmenin eşiğine gelen bir sistemi dirilmeye çalışanları suçlamanın mantığı nedir. Akp'nin yaptığı bir sürü güzel iş var. Bunlardan en çok göze çarpan, kurumların işlevselliğinin artırılmasıdır. Bir devlet dairesine gittiğinizde bile bunu farkedebilirsiniz. Önceki bazı hükümetler, hep doğruyu yaptıklarından dolayı mı ülkeyi batırdılar. Eğer Akp, Amerikanın adamı ise, diğer partilerin çoğu hayli hayli Amerikanın adamıdır çünkü görünen o ki ülkeye Akp'den daha çok zarar verdiler ve vermeye devam ediyorlar.

Madem öyle; bana Akp'ye alternatif olarak bir parti söyleyin de ben de bir sonraki seçimlerde ona oy vereyim. Ama söylediğiniz partiyi eleştirmek serbest. Kıyas yaparız ve en iyi alternatifin bu olduğuna beni ikna edebilirseniz bir sonraki seçimlerde ona oy veririm. Öyle bir parti yok diyorsanız konuşmanın da anlamı yok demektir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İspat etmek mümkün değil. Çünkü herkes kendi argümanlarıyla konuşacağı için bu bir inanç meselesidir. Belli basın yayın organlarını takip ederek gerçeğe ulaşılamaz. En doğrusunu bildiğimi iddia etmiyorum, onu ancak Allah bilir. Herkes görebildiği kadarıyla düşünür ve konuşur. Topladığınız argümanların doğruluğu hakkında fikir yürütmek için; o kuruluşun ana amacı ve misyonlarına bakmak yeterlidir. Çünkü dünyada belli bir misyona hizmet etmeyen, tarafsız bir kuruluş yoktur. Tarafsız olduğunu iddia edenler bile tarafsız olduğunu iddia edenlerin tarafındadır. Ben Akp'ye olumsuz bakmıyorum çünkü istikrar var, atılım var, küçücük anayasa kitapçığıyla ülke batıran zihniyet yok. Tabiki yanlışları da var. Sevmediğim tarafları da var. Herkesi memnun etmek mümkün değil. Ama eleştirdiğiniz kişilerin bir tane bile iyi yönünü göremiyorsanız sorun onlarda değil, sizde demektir. Altmışlı yılları, seksenli yılları, 2001 krizini ne çabuk unuttu bu millet. Çökmenin eşiğine gelen bir sistemi dirilmeye çalışanları suçlamanın mantığı nedir. Akp'nin yaptığı bir sürü güzel iş var. Bunlardan en çok göze çarpan, kurumların işlevselliğinin artırılmasıdır. Bir devlet dairesine gittiğinizde bile bunu farkedebilirsiniz. Önceki bazı hükümetler, hep doğruyu yaptıklarından dolayı mı ülkeyi batırdılar. Eğer Akp, Amerikanın adamı ise, diğer partilerin çoğu hayli hayli Amerikanın adamıdır çünkü görünen o ki ülkeye Akp'den daha çok zarar verdiler ve vermeye devam ediyorlar.

Madem öyle; bana Akp'ye alternatif olarak bir parti söyleyin de ben de bir sonraki seçimlerde ona oy vereyim. Ama söylediğiniz partiyi eleştirmek serbest. Kıyas yaparız ve en iyi alternatifin bu olduğuna beni ikna edebilirseniz bir sonraki seçimlerde ona oy veririm. Öyle bir parti yok diyorsanız konuşmanın da anlamı yok demektir.

 

Alternatifsiz olmak,Amerika'nin adami olmaya hak kazandirmaz.Eger siz bu yönetimin Amerika'nin adami oldugunu göremiyorsaniz onun yaptiklarinida tabiiki iyi seyler olarak savunacaksiniz.Ben diger partiler veya gecmis yönetimler Amerika'nin adami degildiler demedim ki hic böyle bir iddia da bulunamam,Amerika'nin adamligina 1950 yiliyla baslandi.Eger tarihle ilginiz var ise 1950 yiliyla baslayan siyasi süreci,ülkeyi hangi partilerin yönettigini,o partilerin AKP'den hic farklarinin olmadigini AKP'nin o partilerin kökenlerinden dogdugunuda bilmemiz gerekir.Buna ragmen hicbir yönetim AKP kadar Amerikan'ci ve AB'ci olmadi.AKP'nin hem Amerika'dan ve hemde AB'den ideolojik cikarlari söz konusudur.AKP ülke icinde kendi yargisini,kendi anayasasini,kendi ideolojisini gerceklestirmek ve ülkenin siyasi Laik sistemini Amerika'nin istekleri dogrultusunda Islami bir sisteme dönüstürebilmek icin AB ve ABD'ye ihtiyaci vardir.

Bakin ben size birkac örnek vererek AKP'nin Amerika'nin adami oldugunu söyledim.Siz ise bunlarin hicbirine deginmeden sadece farkli bazi görüsler ileri sürdünüz.AKP dahada ileri giderek askerimizin basina cuval gecirten Amerikali generali Ankara'da agirladi daha gecenlerde.Bakin Türkmenlerden artik bahseden yok bahsedemez cünkü AMERIKA ILE VARILAN ANLASMADA TÜRKMENLER BARZANI'NIN AVUCUNA TESLIM EDILDI.

 

Diger partilerin ülkeye verdikleri zararlardan bahsederken bir de örnek vermenizi isterdim ama öyle bir örnek vermediniz demek ki laf olsun diye yazdiniz.Zarara gelince,8 yila yakin yönetimde olan AKP'den daha cok bu ülkeye zarar vermis baska bir iktidar oldugunu sanmiyorum.8 yil tek basina iktidar koltugunda oturanlar bu ülkeye hicbirsey vermediler zarardan öte.Bu da yetmedi mandaciliga basladilar.Yani Türkiye ekonomisi,ic güvenligi dis güvenligi ile dis güclere emanet edilmistir.Bugün yabanci sermayenin ülkemizden kactigi an Türkiye ucuruma yuvarlacak kadar ekonomiden uzak bir durumdadir.Oto satislari artti diye reklam yapanlar kimin otosunun satildigini halka söylemis olsalar halkimiz en azindan gercekleri ögrenmis olur.Türkiye bugün borcalip kredisinin faizini ödeyen bir ülkedir.8 yillik iktidar döneminde Türkiye'nin ic ve dis borclari katlaya katlaya artmistir,Yabanci sermaye ile ayakta durmaya calisan bir ülkenin gelecegide parlak degildir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Alternatifsiz olmak,Amerika'nin adami olmaya hak kazandirmaz.Eger siz bu yönetimin Amerika'nin adami oldugunu göremiyorsaniz onun yaptiklarinida tabiiki iyi seyler olarak savunacaksiniz.Ben diger partiler veya gecmis yönetimler Amerika'nin adami degildiler demedim ki hic böyle bir iddia da bulunamam,Amerika'nin adamligina 1950 yiliyla baslandi.Eger tarihle ilginiz var ise 1950 yiliyla baslayan siyasi süreci,ülkeyi hangi partilerin yönettigini,o partilerin AKP'den hic farklarinin olmadigini AKP'nin o partilerin kökenlerinden dogdugunuda bilmemiz gerekir.Buna ragmen hicbir yönetim AKP kadar Amerikan'ci ve AB'ci olmadi.AKP'nin hem Amerika'dan ve hemde AB'den ideolojik cikarlari söz konusudur.AKP ülke icinde kendi yargisini,kendi anayasasini,kendi ideolojisini gerceklestirmek ve ülkenin siyasi Laik sistemini Amerika'nin istekleri dogrultusunda Islami bir sisteme dönüstürebilmek icin AB ve ABD'ye ihtiyaci vardir.

Bakin ben size birkac örnek vererek AKP'nin Amerika'nin adami oldugunu söyledim.Siz ise bunlarin hicbirine deginmeden sadece farkli bazi görüsler ileri sürdünüz.AKP dahada ileri giderek askerimizin basina cuval gecirten Amerikali generali Ankara'da agirladi daha gecenlerde.Bakin Türkmenlerden artik bahseden yok bahsedemez cünkü AMERIKA ILE VARILAN ANLASMADA TÜRKMENLER BARZANI'NIN AVUCUNA TESLIM EDILDI.

 

Diger partilerin ülkeye verdikleri zararlardan bahsederken bir de örnek vermenizi isterdim ama öyle bir örnek vermediniz demek ki laf olsun diye yazdiniz.Zarara gelince,8 yila yakin yönetimde olan AKP'den daha cok bu ülkeye zarar vermis baska bir iktidar oldugunu sanmiyorum.8 yil tek basina iktidar koltugunda oturanlar bu ülkeye hicbirsey vermediler zarardan öte.Bu da yetmedi mandaciliga basladilar.Yani Türkiye ekonomisi,ic güvenligi dis güvenligi ile dis güclere emanet edilmistir.Bugün yabanci sermayenin ülkemizden kactigi an Türkiye ucuruma yuvarlacak kadar ekonomiden uzak bir durumdadir.Oto satislari artti diye reklam yapanlar kimin otosunun satildigini halka söylemis olsalar halkimiz en azindan gercekleri ögrenmis olur.Türkiye bugün borcalip kredisinin faizini ödeyen bir ülkedir.8 yillik iktidar döneminde Türkiye'nin ic ve dis borclari katlaya katlaya artmistir,Yabanci sermaye ile ayakta durmaya calisan bir ülkenin gelecegide parlak degildir.

 

 

saygilarla

''Alternatifsiz olmak'' siz isteseniz de istemeseniz de Amerikanın adamı olmaya hak kazandırır. Çünkü alternatif yok ise yani en iyi alternatifin Akp olduğunu söylüyor iseniz Akp seçilmelidir. Yok, en iyi alternatif Akp değil, falan parti diyorsanız söyleyin bilelim. Yoksa Akp'yi yerden yere vurmanın mantığı yok ! Millet Akp'ye oy vermezse ve de daha iyi bir alternatif parti sunamıyorsa bu ülke, sizin dediğinize göre hiçbir partiye oy verilmemesi lazım gelir ki bunun sonuçları Akp'yi mumla aratır. :)

Öbür hükümetlerin yaptığı kötü işler için örnek vermemi istemişsiniz, hatta öylesine yazdığımı söylemişsiniz. Şimdi örnek verirdim ama konu konuyu açacağı için parmaklarım iflas eder. Bir önceki hükümetin zamanında (DSP) komada falan değildiyseniz, zaten bilirsiniz ülkeye ne gibi hizmetlerde(!) bulunduklarını.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben AKP'nin alternatifsiz oldugunu söylemedim bunu siz ileri sürdünüz bende yanitladim.Ve de öyledir,nasilki ac bir insanin calmasi mesru degilse alternatifisiz olmakta ülkeyi satisa cikarmak hakkini vermez.Sizin begenmediginiz DSP zamaninda yapilmis olan ekonomik planlarla AKP göreve basladi ve yüzüne gözüne bulastirarak bugünlere getirdi.Bülent Ecevit sayesinde Kibris Türk'ü haysiyetini tekrar kazandi AKP ile bu haysiyet Rumlara teslim edilmeye calisiliyor.Ama siz hala benim sordugum sorulara hicbir yanit vermediniz ne yanit verecektiniz ki.Gerceklere verilec ek yanit ancak o gercekleri kabul etmektir.Ama siz hayir efendim cuvalda delikler vardi da diyebilirsiniz maksat savunmak olsun ya. Bugün etin fiyati 23 TL olmussa bunun sorumlusu AKP'dir,DOGAL GAZ DOGAL GAZ DIYE koltuklarini kabartanlar eger millet o dogal gazi ödeyemiyorsa bunun nedeni AKP'dir.Rüsvetle oy almak Erbakan ve Erdogan'in bu ülkeye kazandirdiklaridir.Dag baslarina biudolabi camasir makinasi gönderip Kürtlerin oyunu kapmaya calisanlar hakettikleri cevabida almislardir.

 

Alternatifsiz olmak Amerika'nin adami olma hakkini vermez eger verir diyorsaniz o zaman AKP'nin Amerika'nin adami oldugunuda itiraf etmis olmaktasiniz.

 

AKP B op esbaskanligi ile Irak'in kan gölüne cevrilmesine göz yumdu,sonrada ic konjuktüre dönük olarak Hamas'a arka cikarak aklisira mazlumlarin yaninda yer almis gibi havalara girdi.Halbuki Hamas'i yaratan Israil'di.Erdogan ise kendisine Amerika tarafindan verilmis olan misyon geregi siyaset yapmaya calisiyordu.Amerika ülkesine ihanet etmeyenleri asla dostu olarak görmez.

 

 

saygilarla

'

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.