Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TÜRKİYE NİN BORÇLARI


ekonom

Önerilen İletiler

TÜRKİYE’NİN BORÇLARI:

İç ve dış borçtan kurtulmanın yolu, üretken yatırımlardır. Bu yatırımlardan sağlanan kârın devlete ulaştıracağı vergiyi devletin, borçlarına ödemek imkanına kavuşmasıdır. Devlet şu anda kazandığı borçlarının faiz ve taksitlerini ödeyemez durumda görünüyor. Öyleyse işsizler ordusunu eritmemiz lazımdır. 2,5 milyon insana iş bulmak mecburiyetinde Türkiye...

Bunun için sadece bir tek yol var, ikincisi yok! Alternatifi olmayan bir yol:

Üretken yatırımlar...

Yatırım parayla olur. Eğer bu parayı yabancı ülkelerden borç alarak yatırım yapmak isterseniz, bu parayı, yatırımların dışında harcamamak zorunda olmamıza rağmen evvelkiler çok büyük oranda borçlandılar ve aldıkları borcu israf ettiler. Alınan bu paralar yatırımlarda kullanılmadı. Eğer borç alırsanız sadece yatırım için almalısınız. Ve mutlaka bunun fizibilite hesaplarını yapmak mecburiyetindesiniz. Normal bir fizibilite etüdünde görülen marketing neticesinde üreteceksiniz, ne satacaksınız, ne kadar üretip satacaksınız? Bu etüd mutlak olarak yapılamalı. Tecrübeli fizibilite etüdü yapan firmalar konunun gerçeğini yakalamışlardır.

O standartlardan hareketle yola çıktığınız zaman üretken yatırımların vücuda getirdiği bir ağ ile ülke gelir sağlamaya başlayacaktır. Bu gelirinizden devlete vereceğiniz payla devlet idare edilecektir. Ne kadar çok insan çalışırsa, ne kadar çok insan ne kadar çok kâr ederse ve o kârdan devlete ne kadar çok vergi verirse, devlet borçlarını o kadar kolay öder.

Bizimkiler borcu aldılar, yatırım yapmadılar. Borcu har vurup harman savurdular. Rakamlar ortada. Nerede başlıyor borcumuz? 1992’de gayrisafi milli hasılaya göre %49.8 olan toplam borcumuz 2002 yılının sonunda 120.4 (% gayrisafi milli hasıla 180 milyar dolar ve toplam iç ve dış borcumuz 216.7 milyar dolar. Oran %120.4) %50’nin altında olan borç (49.8), %120’ye çıkıyor. Bir korkunç çıkış söz konusu. Borç azalmıyor sevgili kardeşlerim, artıyor. Bu, içerideki işbirlikçilerle dışarıdakilerin Türkiye’yi nasıl bir soygun ülkesi haline getirdiklerinin bir ölçüsünü verir sadece bir korkunç tuzak: İlluminati’nin tuzağı Türkiye’yi şişe geçirmiş, şiş kebabı gibi devamlı ateşte kızartmıştır. Ve gerçekten, bunca yıldır bu kadar ikaza rağmen, hiçbir şeyin değişmemesi Türkiye’ye çok şeyler kaybettirmiştir.

Türkiye; çökmemiştir, çökertilmiştir!

Bu borç batağının arkasında ne vardır biliyor musunuz? Türkiye’nin ülke olarak yatırım yapamamasını temin ederek Türkiye’yi parselleyip satın almak imkanını kazanmak...

Eğer bu ülke borç ödeyecek yerde o ödediği borçları yatırımlara sevk edebilse, bir füze hızıyla kalkınır. Ama böyle bir imkânın sahibi değidir. Dışarıdakiler (illüminati), içerideki ve dışarıdaki ülkenin düşmanları... Her taraftan bu ülkenin elini ayağını bağlamayı başarmışlardır. Ama sadece konu bizimle alâkalı değil, sevgili kardeşlerim, bütün dünya için aynı şey söz konusudur.

İlluminati, bugün için dünyayı ele geçirmiş durumdadır.

Yapılması lâzım gelen şey çok açık ve kesindir. Üretken yatırımlar. En büyük oranda... Üstelik de içimizdeki işbirlikçilere rağmen bunu başarmak mecburiyetindeyiz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 7 ay sonra...
  • 8 ay sonra...

Düsüncelere katiliyorum.

 

Üretken olmak temel. Bunu sürekli ben de vurguluyorum ama yine de düsünmeden edemiyorum. Sürekli de kafama takiliyor.

 

Teknolojinin olanca hiziyla gelisen günümüzde, robot-otomasyon üretim sistemi karsisinda bizim gibi ülkelerin yapacagi pek fazla bir sey yok gibi.

 

AB ve ABD nin dev firmalari, otomasyon teknigi kullanarak her yil on binlerce üretim iscisini kapiya koyarken, bizim üretim anlayisimiz ve pazarimiz ne olmali?

 

Japonya,birkac yil icinde üretimde kullanilacak 4 bin yeni robot üretimini dünyaya pazarliyacak. Bunlardan birini herhalde Sabanaci holding alamayacak. Alsa bile 20 ya da 30 isciyi kapiya koymak zorunda kalacak.

 

Yoksul halka düsen görev ise, sosyal haklari olmayan, sendikasiz gecici yalnizca hizmet sektörü. Temizlik, bahcivanlik vb. gibi.

 

Nasil bir üretkenlenlik düsünüyoruz?

 

Egitim, kültür, sanat, bilim vb.. hepsi pahali alanlar. Bunlar icin cok para harcamak gerek. Yasal Para da pazar ekonomisinden yasal bicimde, üretimden gecer. ?!!

 

Pazar ekonomisinin en vahsi küresel cikislar yaptigi bir dönemde, nasil bir üretim bicimi önerebiliriz ??? Bir cok sey icin ise odukca gec kalindigi da gercektir.

 

Düsünsel anlamda yardimci olursaniz sevinirim.

Ayrica bu olaylarin, dünyada yeni bir cagin ayak seslerini cagristiriyor mu diye soracagim size.

 

tesekürler

 

Pesin söyleyim, (dinsel aciklamalar kabul edilmez)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

türkiye gibi bir ülkenin bence öncelikle tarımsal üretimi desteklemesi gerekiyor.toprağını ekmemesi şartıyla para dağıtmak yerine bilinçli planlı koordinelili şekilde tarımın geliştirilmesi yolunda kaynakların kullanılması ve burda etkin üretimin sağlanması önemli diye düşünüyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Vahşi kapitalizmin hukum surduğu küresel bir düzende,insan için üretim yapacak kaç tane iktidar sayabilirsiniz...Devleti küçültmeye çalışıp kar amaçlı bir şirkete çeviren iktidarın sosyal hak ve güvenceleri sğlayabileceğini düşünen arkadaşlarımız var mı aramızda?

 

Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomisinin refaha kavuşması için uygulanması gereken politika Devletçilikten başka bişey değildir...Rekabeti artırmak için uygulanan serbest piyasa ekonomisi sadece ve sadece komrador insanlara hizmey eder..Ve bu da Kemalizmin halkçılık ilkesini baltalar....

 

Arkadaşlarımız arasında bu ülkenin kurtuluşunun Kemalizmle sağlanacağına inanmayan var mı?

 

Üretimi halk için yapmak gerekir...Dev sermayedarların kapitaline kapital katmak için değil....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

--------------------------------------------------------------------------------

M.Kemal Dönemi ekonomi politikaları günün koşullarınına uygun ve realist açılımlarla ülke yönetimine entegre edilmiştir.M.Kemal oluşturduğu bütün politikalarda olduğu gibi ekonomiyide "tam bağımsızlık"tabanına oturtmuştur. Nitekim Türkiye o dönemde ekonomik ilerlemede müthiş bir ivme kazanmıştır.İhtiyaca yönelik fabrikalar açılmış,üretim kontrol altına alınmış,ülkenin dört bir tarafı demir ağlarla örülmüş,anadoluda yııllardır mevcut olan otorite eksikliği doldurulmuş ve türkiye büyük ve sağlam adımlarla kendi ekonomisini oluşturmaya başlamıştır.M Kemal kalkınmayı üç basamağa dayandırmıştır.Bunlardan ilki kalkınmanın başarısı için iktisadın tüm unsurlarını uyum ve ahenk içinde olmasıdır.Mesela tarım sanayi ve ticaret aynı seviyede çalışmalı bunlardan birinin diğerinden daha üstün olmamalı demiştir.İkinci olarak Devletçiliğin ülkenin acil ihtiyaçlarından ortaya çıktığını söylemiştir.Yanı devletçilik hiç bir yerden alınmamış tamamen özgün ve özel bir uygulamadır.Ülkenin acil ihtiyaçlarını gidermek amacıyla uygulamaya konulmuştur.Üçüncüsü ise geçerli ve istikrarlı ekonomi politikaları.Günümüzde ve geçmişte ülkede birçok ekonomik uygulama gerçkleşti fakat bir ekonomi politikamızın olduğunu söylemek çok zor hatta imkansız.

M Kemal türk insanın başı dik ve onurlu bir şekilde yaşaması için tasarladığı etkinlikleri bir bir devrimci ruhu ve kararlılıkla gerçekleştirmiştir.Ömrü yetmediği için gerçekleştiremediği devrimler, örneğin toprak devrimi ve ekonomik devrimini ondan sonraki hükümetler bırakın gerçekleştirmeyi meclise sunmak için bile 15 yıl beklemişlerdir.Sonuç itibariyle bu devrimlerin gerçekleşmemesinin faturasını günümüzdede ödemekteyiz.Toprak ağalarının ve eşrafın çalışan,üreten köylüyü sömürmesini devletin kaynaklarını,ulusal ekonomimize kendi çıkarları doğrultusunda yön vermelerini devletde önleyememektedir ne yazıkkı devlet diye tabir ettiğimiz kavramın içini zaten onlar doldurmaktadır.

Karşıt devrim 1938 itibariyle başlayıp ülke günden güne mandacıların teslimiyetcilerin eline geçti.Bu süreç İsmet inönüyle başlamıştır.İşte onların yarattığı Türkiye!

Türkiye her gün bir kamyon dolusu faiz ödemeye mahkum edilmiştir Şuan itibariyle iç ve dış faiz ödemesi 200 milyar dolar.Bu miktarın ne anlama geldiğini somut örneklerle açıklayalım.

Türkiye 1980 den itibaren faiz ödemelerine aktardığı para ile ;

__85 milyon insana bir yıl boyunca asgari ücret ödeyebilir

__İzmir körfezini 212 kez temizleyebilir

 

__470 milyon öğrenciye burs verilebilir

 

__115 adet keban barajı yapılabilir.

 

Böyle bir bütçe yapısı dünyanın hiç bir ülkesinde yoktur.Ekonomisinde bu kadar büyük açıklar veren bir ülke siyasi açıdanda büyük imtiyazlar vermeyede gebedir.Vermektedirde zaten.Verilen rakamlardanda da görüldüğü gibi uygulanan bütün politikalar günü kurtarmayı amaçlayan oy kaygısı temellidir.

Sonuç itibariyle sosyal devletin gereksinimlerini karşılayacak gerçekçi ve en önemlisi ulusalcı politikalara ihtiyacımız vardır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

2,5 trilyon dolarlık BOR rezervine sahip bir ülkeyi:BORÇ BATAĞINA sürükleyen ve de sürüklemeye devam edenler:VATAN HAİNİDİR..!

 

* BU NEDENLE:Bor ve Diğer Yeraltı Kaynaklarımız Acilen Değerlendirilmeli.. ( 250 dolara ihraç ettiğimiz BOR madenimizi 250000 dolardan işlenmiş olarak neden geri alalım? NEDEN BİZ İŞLETMEYELİM...? NEDEN BİZ İŞLETMİYORUZ....!!??)

 

İŞTE HEMEN YARIN YAPMAMIZ GEREKEN DİĞER SOMUT ÖNERİLER:

* DEVLETİN DİN ve EKONOMİ ile OLAN TÜM İLİŞKİLERİ ACİLEN KESİLMELİDİR

* " Milleti Açlığa, Devleti Batağa ve Bireyi Namerde MAHKUM eden: ' STATÜKOCU-TAKİYYECİ DEVLETÇİ ' ler:TASFİYE EDİLMELİDİR.

DEVLETÇİLİK AHLAKSIZLIKTIR

 

* SON 70 YILDA:”Hazine arazilerinin ne kadarı, kimler tarafından ve kimlerin aracılığı ile yağmalandığını? Devlet bankalarından alınıp da geri dönmemiş kredilerin dökümü NEREDE olduğunu? Kaç milyar dolarlık silah alınıp ve bunların miladı, ortalama ne kadar zamanda dolduğunu..?” ARAŞTIRIP, HESAP SORULMALIDIR....!

* 1980 CUNTA ANAYASASI TÜMDEN DERHAL DEĞİŞMELİ

( Anayasayı değiştirecek oya sahip hükümet ve benzer görüşte olduğunu açıklayan muhalefet: birtakım BAHANELER uydurmasın)

* PARTİLER KANUNU ve SEÇİM SİSTEMİ ACİLEN DEĞİŞMELİ ( Lider SULTASINA son verilmeli..)

* DAR BÖLGE - ÇİFT TURLU SEÇİM SİSTEMİ UYGULANMALI Birey : " VEKİLİNİ " kendisi seçebilmeli.

Liderin değil, Bireyin Seçtiği KİŞİ " Millet VEKİLİ " olmalı. BİREY: " LİDERVEKİLİ " ni değil; " MİLLETVEKİLİ " ni seçmekte ÖZGÜR olmalı.

 

*Diyanet İşleri Başkanlığı derhal lav'edilmelidir.

 

Laik bir devlette din DEVLET tekelinde olamaz..

DEVLETÇİLİK AHLAKSIZLIKTIR

 

* Askeri harcamalar kısıtlanmalı, genel kurmay bşk'nı: M.S. Bakanlığı emrinde olmalı.. Askeri ve Sivil Tüm İhaleler Saydamlaştırılmalı..

 

* Yabancı Sermayenin Giriş İzni Tek İmzada Bitmeli... İhracata En az: 5 Yıl Vergi Muafiyeti Sağlanmalı..

* HÜRRİYET: Önce HÜRRİYET Gerçekleşmeli.. ( En önce: Partiler içi demokrasi olmalı..) TSK’ni bir darbeye, üstelik de "genç subaylar" sıfatını kullanarak fütursuzca kışkırtan KİŞİLER acilen BULUNUP - YARGILANMALI..

* Devlet Milletin HİZMETKARI olmalıdır. ( Devlet’ te amaç “ SİYASİ KADROLAŞMA ” değil: KÜÇÜLME olmalı...)

* KAMUSAL ALAN MİLLETİN OLMALI.. (Türban veya Mini takmak-giymek ve de İÇKİ içmek bireyin tercihine bırakılmalı...!)ALTI TRİLYONLUK ARSAYI, İKİ TRİLYONA SATANLAR ile ÜÇYÜZMİLYON $' lık Helikopteri; YEDİYÜZMİLYON $'a ALANLAR ACİLEN YAKALANIP YARGILANMALI.... " Hazine arazilerinin ne kadarının, kimler tarafından ve kimlerin aracılığı ile yağmalandığı, Devlet bankalarından alınıp da geri dönmemiş kredilerin dökümünün neden açıklanmadığı, Son 50 Yılda Kaç milyar dolarlık silah alındığı ve bunların miladının, ortalama ne kadar zamanda dolduğu...." ACİLEN AÇIKLANMALI ve HESAP SORULMALI...

DEVLETÇİLİK AHLAKSIZLIKTIR

 

* SANAAYİMİZ ÖNÜNDEKİ TÜM ENGELLER KALDIRILMALI..

* ADEMİ MERKEZİYETÇİLİK DERHAL SAĞLANMALI..

*Öncelikle İHRACAAT'cılarımıza: MİNUMUM 5 YIL VERGİ muafiyeti sağlanmalı..

*Ardından GİRİŞİMCİLERİN VERGİ YÜKÜ ACİLEN AZALTILMALI...

*Bu bağlam da ağırlık:KAYIT DIŞI EKONOMİ'nin DENETLENMESİNE verilmelidir.

 

* “ ASKER-SİVİL ve BÜROKRAT ”a ait tüm: “LOJMAN-VASITA-TATİL-SPOR-EĞLENCE-v.s” ler:

ACİLEN satılıp, dış borçların ödenmesin de kullanılmalıdır.

(Almanya ve Japonya’da ortalama 10/12 BİN devlet vasıtası varken:Ülkemiz de, neden 120 BİN vasıta VAR? )

DEVLETÇİLİK AHLAKSIZLIKTIR

 

* TBMM'nin YOLSUZLUK ve İNSAN HAKLARI ÇALIŞMALARI TRT'de CANLI OLARAK YAYIMLANMALIDIR...

 

* ZORUNLU ASKERLİK yerine GÖNÜLLÜ ASKERLİK sistemine geçilmelidir..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.