Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kuran dan İspat! Hz.Aişe'nin 9 yaşında evlenmesi İMKANSIZDIR !


Renaultferrari

Önerilen İletiler

ya kardeşlerim allah sizleri hideyet eylesin hz. ayşe annemizin döneminde o yastaki kızların olgun olup yada küçük olduğunu nerden ayıkıyorsnuz suan günümüzde bie bir kız bir erkekden daha çabuk gelişiyor daha cabuk büyüyor hem peygamberimiz ayşe annemizdenmi çocuk yapmış ne bu ? peygamerberimiz s.a.s çok eşi vardı olmasının sebebide yetim kızdı duldu eşi olmayan durumu olmayan vs yardım etmek için almış korumak için

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben baz almıyorum ama, müslümlerin kendi yazdıkları tarihe göre ayşenin ebubekirin kızı olduğunu söylüyorlar. Ebubekirin kızının korunmaya filan ihtiyacı olmaz. Çocuk yapmamış demek daha fecaat, yaşına uygun genç bir adamla evlense anneliği tadar, normal bir hayat yaşardı. 

 

Müslümler bunu öne sürmezler aslında, bu acemice bir savunu, müslümler ayşe çok zeki ve hafızası kuvvetli bir kızdı, hadis ezberlesin diye muhammede eş oldu derler. Şimdi bu savunu da kadiri mutlak bir allah iddiası ile çelişiyor. Muhammed normal sıradan bir insandır diye iddia edilse tamam, ancak genç bir zihin sözlerimi ezberleyebilir der alırdı. Ama allahın kadiri mutlak olduğuna ve muhammedin elçisi olduğuna inanıldığında bu savunu geçersiz kalır. Allah yaşı uygun bir kadının da hafızasını güçlü yapardı madem kadiri mutlaksa.

 

Allahın eli mahkum, bir şey yapamıyor, çaresiz Muhammed genç bir kızı alıyor! Bu mudur yani!

 

Müslümler bunu çok yapıyorlar. Savunuya geçince o zaman öyleydi, Muhammed ne yapsın türü savunulara giriyorlar. İyi de bu muhammedi siz sıradan bir adam olarak lanse etmiyorsunuz ki! Kadiri mutlak bir tanrının, kıyamete kadar geçerli bir din gönderdiği elçisi olarak lanse ediyorsunuz. 

 

Yani şimdi bir karar verin hangisi? Zamanının anlayışına mahkum sıradan bir adam mı, kadiri mutlak bir tanrının kıyamete kadar geçerli bir din indirdiği bir elçi mi! Duruma göre çevir kazı yanmasınla bu işi daha ne kadar götürebilirsiniz bilemiyorum ve bir tahminde bulunmak da istemiyorum. 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
Misafir bakış açısı

O kişinin kendisini peygamber ilan etmesi, allah denilen bişeyden sözler duyduğunu iddia etmesi, o duyduğunu iddia ettiği sözleri birleştirip tümüne kuran demesi ve kendi uydurduğu allahın kanıtı olarak .

.

.

.

ia edip, kendini alemlere rahmet kılmak gerekiyo. Kızın babasını da ikna ettik mi tamam. Gerçi Hüseyin Üzmez kurtulamadı, olsun. Aaaaaa ama şansa bak yaaa, ben o kadar vicdansız değilim! Tüh!

Bahsettiğin 14 yaşındaki kız Peygamberimizden önce 14 yaşına bile gelemiyordu...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Hz. Aisenin evliligi konusu

Yetimler ile ilgili ayet son noktayı koyuyor Hz. Aişe nin evliliği konusuna. Elinizin altında bulunan yetimleri bulug sağına geldiğinde evlendiriniz.

Buradan yola cikildiginda çocukluktan çıkmış olduğunu anlıyoruz.Yoksa Kur'an-ı Kerim e ters bir durum olur. Hz. Muhammed (S.A.V) böyle bir şeyi asla yapmaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sen sarıgöl islamı kabul etmiyorsan velasıl allah sana nasip etmemiş mevlana sözlerini kullanıp onuda kirletme zira mevlana hazretleride islamın en önde savunucularından idi sen islam dinini yaşayamıyorsan fikirlerinle insanların içerisine fitne ateşini düşürerek onları yakma kendin nasılsa yanacaksında başkalarını bari yakma diycem

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Anlaşılan o iftirayı Ayşe kendi kendine atmış smile.gif

.

.

.

benimle evlenemeyeceği biçiminde kurallar getirdiğinin farkında olsaydım, değil İfk'de her fırsatta aldatırdım tabi. Bana bu kadar haksızlığı yapıyosa, kendi de bi haksızlık hakediyodur demek ki.

ya siz salakmisiniz tovbe deyin dede dediginiz kisi allahin resulü

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Müslümler kuran'ı kasıtlı bir şekilde sürekli yanlış tercüme ediyorlar. Çünkü doğru tercüme ederlerse son derece sıradan bir metin olduğu ortaya çıkacak. Bunun için kendi yükledikleri yanlış anlamlarla süslemeleri gerekiyor.

 

Burada söz konusu edilen ayette kesinlikle büluğa eriştiklerinde filan demiyor. "İza belağan nikah" diyor. Bu, nikaha eriştiklerinde demek. Yani birisi onları nikahladığında. Türkçedeki muradına ermek, amacına erişmek örneklerindeki anlamlar gibi. Biri çıkar onu nikahlarsa, nikaha erişmiş olur.  

 

Yetim bu kız şimdi, dayısı, amcası filan himaye ediyor. Tabii babasından kalan mal ile birlikte. Kızı biri istedi, nikahladılar. Tabii damat kızla birlikte malı da götürmek istiyor. Bu durumda bakın diyor, kız malına sahip çıkabilecek düzeyde olgunsa, verin, yoksa vermeyin diyor. Bu zaten başlı başına onun çocuk olduğunun, malına sahip çıkacak yetenekten yoksun bulunduğunun kanıtı. Yoksa niye bakın bakalım sahip çıkabilir mi desin? Kız erişmiş ise, malını niye almayacak? Belli ki kız küçük veriliyor. Kız erişkin olsa ver dayı amca neciyse der yani, malını koyar gider mi? Kız küçük, malı damat yer diye endişe var. Bu anlam kesin, hiç kıvranmanın yeri yok.

 

İslamda çocuk evliliği sakıncalı bulunmamıştır. Beşik kertseler engel çıkarılmamıştır. Bu da ilkel olduğunun göstergelerinden sadece bir tanesi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...

ya kardeşlerim allah sizleri hideyet eylesin hz. ayşe annemizin döneminde o yastaki kızların olgun olup yada küçük olduğunu nerden ayıkıyorsnuz suan günümüzde bie bir kız bir erkekden daha çabuk gelişiyor daha cabuk büyüyor hem peygamberimiz ayşe annemizdenmi çocuk yapmış ne bu ?

 

peygamerberimiz s.a.s çok eşi vardı olmasının sebebide yetim kızdı duldu eşi olmayan durumu olmayan vs yardım etmek için almış korumak için........................

 

buna cevap ayşe 6 yaşında salıncakta sallanırken muhammet tarafından 6 yaşında beğenilip himayesine alınmış kendisi 49 yaşındaymış 3 sene beklemiiş ayşe 9 yaşına gelmiş onunla evlenmiş ne duluymuş ayşe

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Ayşe 14 yaşında evlenmiş bile olsa, 14 yaşında bile olsa bi kızın dedesi yaşındaki bi adamla evlendirilmesinin ne kadar ahlaki olup olmadığını tartışmıyom bile. Kendi kızınızı dedesi yaşındaki biriyle .

.

.

.

Yaşı 9 olsa da öyle, 5 olsa da öyle, 13 olsa da öyle. İfk sırasında Ayşe 13 yaşında.

 

bir de bunu okuyun isterseniz

 

 

Yaşar Nuri Öztürk

 

Hz. Âişe Peygamberimizle kaç yaşında evlendi? 06 Kasım 2008

 

İslam tarihinde kadın haklarının ilk ve en fedakâr savunucusu olarak gördüğümüz Hz. Âişe’nin maruz kaldığı iftiraların ilki olan ve Kur’an’da geniş bir biçimde anlatılan ‘İfk’ hadisesini biz, ‘İslam’da Büyük Günahlar’ adlı eserimizin ‘İftira’ bölümünde inceledik.

Burada ele alacağımız konu, Müminlerin Annesi Hz. Âişe’ye atılan ikinci iftira, yani onun yaşı ile ilgili iftira olacaktır.

 

 

Arap-Emevî dinciliğinin, İslam düşmanı oryantalistlerle işbirliği halinde iddia ettiğinin aksine,  Hz. Âişe, Peygamberimizle evlendiği zaman,  9 yaşında değil, 18 veya 19 yaşındaydı.

 

 

 

Bu mesele, İslam araştırmalarının büyük ismi müfessir düşünür Ömer Rıza Doğrul (Mehmet Akif Ersoy’un damadıdır) tarafından yıllar önce gündem yapılmış ve Batılı oryantalistlerce ha bire öne sürülen ‘9 yaş’ iddiasının, geleneksel Emevî dinciliğinin asırlarca yaşatılan bir yalanı olduğu ispatlanmıştır.

 

 

Ne var ki, dinci taife, Hz. Peygamber’e iftira ve hakaret için kullanılan bu yalanları, hayret verici bir biçimde ve oryantalistlerin belirlediği şekilde yaşatmayı sürdürmüştür.

 

 

Sebep, bugün daha açık görülüyor:

 

 

Dinci taife, kendi düşüklük ve rezilliklerini savunmada Peygamberimizi kullanabilmek için bu iftiraya karşı çıkmamış, bir İslam bilgininin bu konudaki ispatlarını gündeme taşımamıştır.

 

 

Gerçek şu ki, Allah ile aldatmayı hayat ve siyaset tarzı olarak benimsemiş dincilik ekipleri,�şehvet tutkularının yarattığı sıkıntıları aşmak için dinin kredilerini kullanma ihtiyacı duydukları zamanlarda, “Ne var bunda, Peygamberimiz de 9 yaşında bir hanımla evlenmemiş miydi?” deme hayasızlığına dayanak olacak bir yalanı ellerinin altında kullanıma hazır tutmayı yeğlemişlerdir.

 

 

 

Yani İslam ve mukaddesatın haysiyetini koruma yerine nefislerinin sefilliklerini savunabilmeyi esas almışlardır.

 

 

 

 

DİNCİ HAYASIZLIĞIN�OYUNU

 

 

 

Dincilik mümessilleri, bir yandan bu haysiyetsizlikleri sergilerken, öte yandan, oryantalistlerin iftiralarını deşifre edip yere çalan bizleri, “İslam’da reform yaparak dini bozuyor, dini sosyetenin keyfine uyduruyor” şeklinde onursuz iftiralarla karalayarak halkı ifsat etme alçaklığını sürdürmüşlerdir.

 

 

Tarihin ve Tanrı’nın onları bugün getirdiği yer ise, okyanusun öte yanından İslam’a müdahale ederek dinin adını değiştirip Kur’an’ı İncilleştiren, camiyi kiliseye çevirmeye kalkan Evangelistlere uşaklık ve yardakçılık zilletidir.

 

 

Kendi deyimleriyle, ‘Bu coğrafyada, BOP Projesi’ne eşbaşkanlık görevi yapmak’ düşüklük, dalalet ve hıyanetidir.

 

 

Allah âdildir ve riyakârların hayasız yüzlerini işte böyle teşhir etmektedir.

 

 

Meselenin bizi ilgilendiren yanına gelelim:

 

 

Hz. Peygamber konusunda, gerçeklerden çok duyguları öne çıkaran geleneksel anlayış –ki Emevîlerin saltanat dinciliği hesaplarına uyarlanmış bir anlayıştır-Hz. Âişe’nin, Peygamberimiz tarafından eş olarak istendiği zaman 6 yaşında olduğunu söylemektedir.

 

 

Bu açık bir saptırmadır, tarihsel gerçeklere ve belgelere aykırıdır. Bunun böyle olduğunu, biz, <ı style="mso-bidi-font-style: normal">‘Asrısaadet’in Büyük Kadınları’ adlı eserimizin ‘Hz. Âişe’ bahsinde (sayfa: 29-65), rahmetli Ömer Rıza Doğrul (ölm. 1952) üstadın çalışmalarını da değerlendirerek ispatlamış bulunuyoruz.

 

 

Şimdi, anılan eserimizdeki verilerden hareketle, meseleyi iki nokta halinde bir kez daha açıklığa kavuşturalım:

 

 

1. Geleneksel iddianın söylediklerinin aksine, Hz. Âişe’nin doğumu, nübüvvetten (Hz. Muhammed’e peygamberliğinin bildirilişinden) 4 yıl sonra değil, nübüvvetten 6 yıl öncedir.

 

 

 

Anlaşılan o ki, geleneksel Emevî tezgâhı, Hz. Âişe’nin yaşında, daha baştan on yıllık bir küçültme yapmaktadır.

 

 

Kesin olarak bilmekteyiz ki, Hz. Âişe, peygamberimizin kendisiyle evlenme iradesini ortaya koyduğu tarih, peygamberliğin gelişinden tam on yıl sonradır. Peygamberimiz bu isteğini, Âişe’nin babası ve peygamberimizin yakın dostu Hz. Ebu Bekir’e açtığı zaman, Ebu Bekir ona şunu söylemiştir:

 

 

“Ben, Âişe’yi akrabamdan Mut’ım’in oğlu Cübeyr’e söz verdim. Eğer onlar bu isteklerinden vazgeçerlerse, Âişe’nin sizinle evlenmesini ancak o zaman düşünebilirim.”

 

 

 

Kaynakların bu konu ile ilgili kayıtlarını izlemeye devam edelim:

 

 

Mut’ım ailesi, Müslüman olmamış bir aileydi. Hz. Peygamber’e ve İslam’a karşı idiler. İslam öncesi dönemde kızını istedikleri Ebu Bekir, İslam’ın gelişi üzerine bu dine girmiş, Hz. Muhammed’in yakın dostları arasında yer almıştı.

 

 

Putperest kalmayı sürdüren Mut’ım Ailesi’nin hanımı, oğullarının Müslüman bir kızla evlenmesine karşı çıkıyor, şöyle diyordu:

 

 

“Bu Müslüman kız evime girerse oğlumu dininde eder. Buna izin veremem.”

 

 

 

Hz. Ebu Bekir’in, putperest akrabasına kızını gelin olarak vermeyi kabulünün, Ömer Rıza’nın da belirttiği gibi, onun İslam’a girişinden sonra olabileceğini kabul mümkün değildir. Ebu Bekir gibi bir peygamber dostunun, kızını bir putperest aileye gelin göndermesini düşünemeyiz.

 

 

O halde, Âişe ile ilgili verilen evlilik sözü, Ebu Bekir’in Müslümanlığı kabulünden öncedir ve bu da gösterir ki, Âişe, daha babası Müslümanlığa girmeden, birileri tarafından gelin olarak istenecek bir yaştadır.

 

 

Ebu Bekir ailesi, putperest akrabalarına İslam öncesi devirde verdikleri sözün geçersiz kılınması için, akrabası Mut’ım’ın bir adım atmasını beklemiştir.

 

 

Ve o adım, Mut’ım ailesinin hanımı tarafından atılmış, Âişe’nin serbest kalması bu sayede gerçekleşmiştir.

 

 

Kısacası, tarihsel belgeler gösteriyor ki, Hz. Âişe, Peygamberimiz tarafından eş olarak istendiğinde, en az 14, 15 yaşındadır.

 

 

 

2. Hz. Âişe’nin Peygamberimizle nikâhlanması, Peygamberimiz tarafından istenmesinden üç yıl sonradır.

 

 

 

Bu noktada ittifak var.

 

 

O halde, Âişe’nin, Peygamber evine eş olarak girdiği sırada 18-19 yaşlarında olması gerekiyor.

 

 

Gerçek budur.

 

 

Bunun aksi iddia ise Arap-Emevî kodamanlarıyla İslam düşmanı Batılı oryantalistlerin yalanlarıdır.

 

 

Emevî-oryantalist ortak yalanları, hesapları her elverdiğinde Batılı kodamanlarla işbirliğine giren dinci takımının işine yaradığı için, İslam’ın ve dindarların aleyhine olmasına rağmen, yaşatılmaktadır.

 

 

Bunda şaşılacak bir yan göremiyoruz.

 

 

Dinci taife, bugün İslam’ın ve Müslümanların aleyhine olduğunda kuşku bulunmayan birçok meselede Hıristiyan Batı emperyalizmi ile işbirliği yapmıyor mu?

 

 

Bugünkü siyaset dinciliği tarafından sadakatle yürütülen Ilımlı İslam ve BOP ile ilgili işbirliği, dinler arası diyalog beraberliği bunun çarpıcı örneklerinden bazıları değil midir?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

 

Sende sorun mu var?Dedesi dediğin Hz.Muhammed.O zamanlar küçük büyük diye bir şey yoktu. İnsanların kafasını bulandırmak senin ne haddine?Laf attığın kişiye dikkat et!Hem Hz.Aişe de istemiş sanane! O bizim Peygamberimiz Hz.Muhammed.Eğer müslüman değilsen bule yorumunu içine at dinini içinde yaşa.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Ayşe 14 yaşında evlenmiş bile olsa, 14 yaşında bile olsa bi kızın dedesi yaşındaki bi adamla evlendirilmesinin ne kadar ahlaki olup olmadığını tartışmıyom bile. Kendi kızınızı dedesi yaşındaki biriyle evlendirirmiydiniz, düşünün yeter.

 

 

Hem kadınlıkla kızlık farkı oyun oynayıp oynamamakla değil, kızlığının bozulup bozulmamasıyla, cinselliği yaşayıp yaşamamasıyla belli oluyo. Ayşe, İfk olayı sırasında onüç yaşını bırak, dokuz yaşında bile olsa, evli olduğu ve cinsel ilişkiye girdiği için kadındır, müminati midir illimünati midir nedir işte ondandır :smile.gif. Kelimelerin anlamlarını kendi istediğiniz gibi değiştirmeyin. Kadınlığın kızlığın neye göre olup olmadığı belli. Hangi kültürde ne zamandan beri kadınlık kızlık zarıyla değil de yaşla ilgili olmuş? 30 yaşındaki bi bayan, cinsel ilişki yaşamadıysa kızdır. 12-15 yaşındaki bi bayan cinsel ilişki yaşadıysa kadındır.

 

 

Ayşe İfk olayı sırasında dedesi yaşında biriyle bikaç yıldır evli olan, dedesi yaşında birisiyle bikaç yıldır cinsel ilişki yaşayan, dedesi yaşında birinin bi kaç yıldır karısı durumunda bulunan 13 yaşında bi kadındır. Muhammed karısının yaşı 13 diye yola oyun oynamaya yollıcak da değildi heralde di mi? Yoksa kuran Ünsa dermiş de bilmem ne. Ünsa diyemez. Çünkü Ayşe ifk olayı sırasında evli bi kadındır. Yaşı 9 olsa da öyle, 5 olsa da öyle, 13 olsa da öyle. İfk sırasında Ayşe 13 yaşında.

Kız çocukların diri diri gömüldüğü bir çağda 13-14 yaşına kadar yaşaması mucizesini bir kenara bıraktım, yıllarca gerdeğe girmediğini, senin gibi/sizin gibi imansızların anlaması bir tarafa, kendiniz gibi sapık fantazilere sahip olduğunu iddia etmiyormusunuz sırf bu yüzden bile Allahın Laneti üzerinizden kalkmasın dilerim..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Peygamberimiz Aişe ile 9 yaşında mı evlendi?

Peygamberimizin evlilikleri içinde en çok irdelenen ve eleştiriye konu olan, Ayşe ile olan evliliğidir. Bu konuda, Ayşe’nin henüz evlenecek yaşta olmadığı hâlde küçük bir çocuk iken peygamberimizle nikâhlandığı, üç yıl büyümesinin beklendiği ve ondan sonra gerdeğe sokulduğu hikâyesi bir hayli yaygındır.Peygamberimizin küçük bir çocukla nikâh kıyması bakımından dikkat çeken bu hikâyenin esasının iyice araştırılması ve bu konunun üzerinde önemle durulması lâzımdır.

 

Aslında bu konu İslâm tarihinin temel kaynak kitapları olan; İbni İshak, İbni Hişam, İbni Sa’d, Taberî, Mevlâna Şibli gibi eserlerde genişçe yer almaktadır. Ayrıca çağımızda da Ali Himmet Berki ve Osman Keskioğlu tarafından hazırlanan “Hatemül Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı” adlı eserde genişçe incelenmiştir. Bu kaynaklardan öğrendiğimiz tarihî gerçek ise şudur:Ayşe, peygamberimizle nişanlanmadan önce, Mut’im oğullarından Cübeyr ile nişanlıdır.

 

Yani evlilik çağındadır ve peygamberimizle evlendiğinde küçük bir çocuk değildir. Yukarıda adını verdiğimiz tarihî eserlerden bazısı, peygamberimizin, Cübeyr ile nişanlı olan Ayşe’yi babası Ebu Bekr’den istediğini, Ebu Bekr’in de peygamberimize, Mut’im oğullarıyla konuşacağını ve ancak onlar nişanı bozarlarsa o zaman Ayşe’yi kendisine verebileceğini söylediğini, putperest olan Mut’im oğullarının ise, Müslüman olan Ayşe’nin oğullarını da kendi dinine döndüreceğinden korkarak, bu nişanı bozmak arzusunda olduklarını yazmaktadırlar.

 

Birinci olarak; Ayşe’nin, Mut’im oğullarından Cübeyr ile nişanlı olduğu tartışmasızdır. Çünkü eldeki tüm tarihî kitaplar bu bilgiyi vermektedir. İkinci olarak ise, bu nişanlılığın ise İslâmiyet’ten sonra olması mümkün değildir. Çünkü, mümin bir kadının, müşrik bir erkekle evlenmesini yasaklayan Bakara suresinin 221. ayeti, Müslüman olan ve peygamberimizin en yakın arkadaşı ve dostu olan Ebu Bekr’in kendisi gibi Müslüman olan kızını bir müşrike vermesini engellemektedir.

 

Dolayısıyla Ebu Bekr, kızı Ayşe’yi, Mut’im oğullarına, kendisi Müslüman olmadan evvel nişanlamış olmalıdır. Demek ki Ayşe, daha o zamanlarda bile evlilik çağında olan bir kızdır ve yörenin iklim şartlarına göre en az 12-14 yaşlarındadır. Diğer taraftan eldeki tüm tarihî kaynakların mutabık oldukları ve Ana Britannica ansiklopedisinin de 23. cildinin 185. sayfasında yazdığı gibi Ayşe, peygamberimizle hicretten önce nişanlanmış, hicretten sonra nikâhlanmıştır. Bazı kaynaklar hicretten evvel nikâhlanıp, hicretten sonra gerdeğe girdiğini yazsalar da, yine tüm kaynaklarda yer alan aşağıdaki metin, bu iddia ile uyuşmamaktadır:“Medine’nin havası Mekkeli Müslümanlara çok dokunmuştu.

 

Mekkeli Müslümanlar hep hastalanmışlardı. Hasta olanların içinde Hz. Âişe de vardı. Hastalık geçince Ebu bekr, Hz. Muhammed’in huzuruna gelip şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasülü! Neden NİŞANLIN ÂİŞE’Yİ KENDİ EVİNE ALMIYORSUN ?” Hz. Muhammed cevaben “MEHİR YÜZÜNDEN EY EBU BEKR, ŞU ANDA ÂİŞE’YE MEHİR ÖDEYECEK DURUMDA DEĞİLİM. dedi.....”Görüldüğü gibi metninde açık olarak Nişandan söz edilmektedir.

 

Ayrıca, nikâh anında tespit edilip muaccel (peşin) veya müeccel (vadeli borç) olarak verilebilecek mehirin henüz tespit edilmemiş olması da nikâhın hicretten hemen sonra kıyılmadığını göstermektedir.Sonuç olarak yukarıdaki kaynakların verdiği bilgilerden anlaşılıyor ki Ayşe, peygamberimiz ile evlendiğinde, çocuk yaşta olmayıp, nişanlısından ayrılmış bir genç kızdır.

 

Peygamberimizin bu evliliği hem kızıyla evlenerek kendisini şereflendirdiği Ebu Bekr’in İslâm’a daha fazla maddî ve manevî yardımını sağlamış hem de Ayşe’nin herkes tarafından bilinen İslâm’ı anlama ve anlatma yönündeki dirayeti sayesinde, peygamberimizin elçilik görevini yaparken duyduğu rahatlık için isabetli bir karar olmuştur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Saptırmayın. Ayşe'nin 9 yaşında olduğunu söyleyen kişi Buhari. O da islam kaynağı. 14 yaşında olduğunu söyleyenler de islam kaynağı. Sana dedim 'yaşını mı büyüteceksin?' diye, şaşırmadım ve öyle yaptın. Ayşe'yi tuttun 18 yaptın. Şimdi desem '18 yaşı da ergenlik yaşıdır, ergenlik 20de dolar. Aralarında 32 yaş vardı, hala dedesi yaşında' diye, bu sefer Ayşe'yi 25 yapacaksın. O zaman da çocuğu yaşında diyecem ve tutacan bu sefer de Ayşe'yi 50 yapacan. Bunun sonu yok senin için. Arabistan'a bak, Muhammed'in kendi dilinden kendi ırkından olan insanlar nasıl anlamışlar olayı ve çözmüşler? Onları referans al anlarsın. Türkleri araplaştırmak için islam kaynaklarını ılıtıp ılıtıp sunan islam misyonerlerine bakma sen.

polemik yaratmak adına degilde inanmayan yada inanmak istemeyen inanmayı reddeden size cevaben yazıyorum olaki doğru yolu bulasınız sözlerimde

peygamberimiz HZ MUHAMMET MUSTAFA SAV efendimiz o zamanın zengin, saygın kureyş kabilesinin lideri ABDÜLMUTTALİP in torunudur . peki siz bilir misiniz bilmem bir kabile bir aşirette ağa lider vs vs hangi kızı isteseki arabistandan hatta eski cahiliye dönemindeki KIZ COCUKLARININ ZİNA yapmasından korktukları icin  gömüldükleri zamandan bahsediyorum o zamanlarda peygamberimize dedesi babası amcaları istediği kızı kızları alabileceksen maddi varlıga ihtiyacı yok yeteri kadar varken neden peygamberimiz sizin bahsettiginiz gibi bir yolu tercih etsin mantıklı geliyormu size kalksın sizin söylediginiz gibi gunlerce düsünsün bana vahiy geliyor desin sonra yazdırdıgı geldi dedigi vahiyleri kitap yapsın sonra o kitap yuzyıllar otesinde bugune ısık tutsun bugun le ilgili carpıcı gerceklesen olayları anlatsın mucizeler göstersin  hatta hic bilmemesine ragmen kendi uydurdugu yazılarda (töbe haşa) "Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine göz göz ev (kovan) edin. Sonra da her türlü meyveden ye de Rabbinin sana yayılman için belirlediği yolları tut!” Onların karınlarından renkleri çeşit çeşit bir şerbet çıkar ki onda insanlara şifa vardır. Elbette düşünen kimseler için bunda alacak ibret vardır." (Nahl, 16/68, 69)   size göre peygamberimiz bunu nasıl biliyordu ARICI MIYDI acaba onun sülalesi :o 

“İki denizi birbirlerine kavuşmak üzere salıvermiştir. Aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.” (Rahman Suresi 19-20)     SANIRIM O ZAMAN LARDA DA GOOGLE VARDI PEYGAMBERİMİZ GOOGLE DE BU birbirine karısmayan DENİZİ BULDU BUNA GÖRE OKUDUKLARINI hemen bu bana vahiy geldi diyerek onu da yazdırdı “İki denizi birbirine salıveren de O’dur. İşte şu susuzluğu gideren tatlı bir su, diğeri de tuzlu ve acı bir sudur. Aralarına ise, Allah, birbirlerinin sınırlarını aşmaktan alıkoyan bir engel koymuştur.” (Furkan:53) bunu da bildigine göre o kesin oşinoğraf tı.

yada arabistandan cıkmayan peygamberimiz gemilerle sürekli sefere cıkıp buraları gördü de söyledi bunu....ha birde . “Geceyi, gündüzü, güneşi ve ay’ı yaratan O’dur. Her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.” (Enbiya, 21/33)  kesin bunuda biliyordu O bir astrolog yıldızbilimciydi...

“Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı…” (Talak, 65/12) söyledi hııııııhhh tamam simdi de peygamberimiz bir jeolog jeofizikci meteorolog vs vs..... ŞİMDİ BİR DEFA DAHA AŞIK OLDUM SANA YA RESULLLAH. evettt birde birde şimdi niye peygamberimiz bu kitabı kurgulamakla veya bulundugu toplulugun düsüncelerin tam zıttı tamamen farklı bir düsünce sistemi ile  uğraşsın ZİNA yı yasaklamaya İÇKİ yi yasaklamaya KURAN icat etmeye AKRABALARI tarafından taşlanmayı göze alarak heleki bunları da yaparken bu düsünce tarzını neden doğrucu dürüst adaletli bir anlayışla yapmayı tercih etsin herşey elinde zaten istese para da var ün de var kadın da neyi neden değiştirmek istesin peygamberimizin üzerinde olan büyük bir güc ALLAH OL dedi ve OLDU bunu araştıran gören görmek isteyen görür görmek istemeyen görmez . gelelim sizin bahsini ettiginiz yaş durumuna arabistanda ergenlik cok kucuk yaslarda gerceklesiyor heleki o zamanlarda nasıl oldugunu bildirecek KAMERA KAYIT CİHAZLARI yokken sadece tahmin edebiliyoruz elimize kadar gelen kaynaklardan BİZİM DİNİMİZE GÖRE BU DİNİ BENİMSEYEN BU DİNİ KABUL EDEN BAY VE BAYAN MUSLUMANLARA GÖRE POLİJİNİ olabiliyor ama isteyen tek eş ile de yaşabiliyor peygamberimizin maddi ve manevi gücü yerindeydiki çok eşliydi  bugun bile TEKRAR SÖYLÜYORUM DİNİMİZE GÖRE peygamberimiz yaşasa ve sorulsa kim eşi olmak ister diye milyonlar dökülür bu büyük şeref için kaldiki hem akrabalar hemde huyunu husunu sekillendirebilecegi dini yayabilecegini düsündüğü birisini tercih etmesi de olagan bir sebep peygamber efendimiz ogünlerde AİŞE annemiz ile evlenmese siz bunları nasıl konuşabilecek nasıl günaha girecektiniz NASIL günahkar olacaktınız “Olur ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olur.” (Bakara, 2/216)    sizin ve sizin gibilerin günahkar olabilmesi için bu olması gerekiyordu ki YUCE ALLAH bunu peygamber efendimizin kaderine yazdı .

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Canlar, tesadüfen gördüm bu siteyi. Bence insanlar birbirine kızmasın herkes aldığı eğitime, yaşadığı coğrafik ortama göre ve kendi görüşüne göre yorumlar dini. Gayet filozofik yorumlayanlarda var. Ben peygamber sıfatında birinin, dünya nasıl oluyorda onun yüzü hürmetine yaratılıyor. Tutunki öyle, bu demekki dünyanın var olmasının sebebi.Allah hz muhamed de herşeyi vermiş neden bizede vermedi.Neden insanlara direkt yaradılıştan günahlardan kötülüklerden arındırılarak yaratılmadı. Allah bizi neden temiz yaratmadı. İnsanların günah işleyeceğini bile bile seyretmek sonradan da yakmak hoşuna mı gidiyor. Yok tabi değil, bu yüzden aracıları, kitapları kaldırmak lazım ve sadece yaradana inanmak lazım bana göre. Namaz kılıyorum istediğim vakitlerde aşk ile. Kimse bana yok namazın vakti geldi veya geçti diyemez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Hz. Muhammet peygamberimiz dir. Ki o bir müslüman'dır allahın elçisi dir. Peygamber efendimizi karalamak için herşeyi derler. Bu kadar ve şu düşüncemi sizle paylaşmak isterim Yemende arabistanda ve diğer ülkeler de istismarlarını tacavüzlerini sapıklıklarıni kapatmak için vasi babadır izin verirse kız evlene bilir deniniyor ne iğrençliktir ki bebekle evlenip ve çocuklarla evlenip tecavüz ediyorlar adınada evlilik diyorlar bu insanlara lanet olsun.daha ilk geceden tecavüze dayanamayan kanamadan ölen nice çocuk ve bebekler vardır söylecek o kadar söz varki burada yazmazsam sorumluluk bana kalır. Cahil insanlar güçleri bebeklere yetiyorbuna sakin evlilik diyemezler rabbim onları bu azıngınlıklarını men etsin.bu yasa kalkmalı evlenme yaşı her ülkede 18 0lmalıdır umarım diğer ülkerde bu istismara dur desin.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

allah böyle buyurmuş siz diğorsunuz işte bu kadar allaha ve ahiret gününe iman eden bir kimse kuranı kerimi peygamberimi allahın farz kıldığı şeyleri 


yalanlamaz bu böyle olması gerek de demesi doğru olmaz çünkü cenabı allah her şeyin en iyisi bilendir bide resmen allaha bişe hitapda  bulunuyorsun bu yazıyı kim yazdı ise işte bu kadar ne demek ya resmen tabiri caisse ben daha iyisini biliyorum anlamlarına gelir şehadet in anlamı  :   allahın her ayetini göndermiş olduğu herşeyi kabul etmek tir 


Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Biz biriyle ilişkiye gireceğimiz zaman, ilişkiye gireceğimiz kızı 'bunu allah emretti, ben peygamberim, benimle olursa cennete gidersin, boşanırsan cehenneme gidersin. Ha bi de benden sonra kimse seninle evlenemez o da allahın emri ama cennet senin ayağının altında, tepe tepe kullan' diyerek kandırmıyoz. İnsanların dini duygularını, onlarla ilişkiye girmek için sömürmüyoruz. Yaşı uygunsa, torunumuz yaşında değilse, nenemiz yaşında da değilse, duygusal bi çekim de varsa bi 0ilişki yaşıyoz. Sanki herkes aids, bi tek müslümanlar değil! Flört sıradanlaşacak tabi, ne olacağıdı ya? İnsanlar birbirlerini ilk defa gerdek gecesinde mi göreceğidi? Ya da dedemiz nenemiz yaşındaki insanlarla mı evlendirilecektik babamız o kimsenin nüfuzundan nemalanacak diye? Dikkat çekerim, Muhammed önce nüfuzundan yararlanmak için kendinde 25 yaş büyük, yani annesi yaşında bi kadınla Hatice ile evlenmiş. Sonra da Muhammed'in nüfuzundan yararlanmak isteyenler, ona torunu yaşındaki kızını vermiş. Brezilya dizileri gibi.

sen koyu bir ataistsin belli o zamanın şartlarını bilmeden yorum yapma o zamanlar kız çocuklarını diri diri çöl kumuna gömüyorlardı PEYGAMBER EFENDİMİZ yasakladıktan sonra kimse yapmadı bunu belki o zamanın evlilik yaş ortalaması o civardaydı.
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...
On 17.01.2010 at 18:03, Renaultferrari dedi:

DİKKAT !

Neyden konuşucaz ! Elbette Kuran dan ! Anlatabildik mi acaba !?

 

Şimdi ! ifk hadisesi Kuranı Mübinde Nur suresin de geçer

Bakalım ! Görelim !

 

Kuranı Mübin de Nur 20 ayetinde ! Cenabı Hak hazreti Aişeye MÜMİNATİ diye hitap ediyor.. !!

bu Hitaba Göre hazreti Aişe Annemiz ıfk hadisesinden 13 yaşında olamaz !! imkansızdır !

9 yaşında evlendiği yalanı yutmayıp gargara yapın... ıfk hadisesinde 13 yaşında olur)

 

halbuki hakikat hazreti aişe annemiz 619 yılında hüzün sensinde 14 yaşında evlenmiştir..

ıfk hadisesinde 22 yaşlarındadır.. onun için Cenabı Hak ona hitap ederken MÜMİNATİ dedi... ÜNSA değil

 

Kuranı Mübin de: Cenabı Hak ZEKERE VE ÜNSA der... RİCAL VE NİSA der

 

Zekere : erkek çocuk

Ünsa: kız çocuk ( yani çocukluğun vermiş olduğu zevkle yaşayan)

 

MÜMİNATİ İse = MÜMİN KADIN (çocukluğun vermiş olduğu zevkten yaş aldıkça ayrılmış mümin kadın)

 

şimdi Hazreti Aişe annemiz ifk hadisesin de 13 yaşında çocukluğun vermiş olduğu zevkle yaşayan bir çocuk olsaydı..

Cenabı Hak ona hitap ederken Büyük kitapta ÜNSA derdi.. MÜMÜNATİ demezdi.. bak nur 20

ve bakınız Kuranı mübinde Zekere ve Ünsa geçen ayetlere..

işte bu kadar !

ihsan eli açık bu konuda şöyle demiştir:"...araplarda bi gelenek vardır kız çocukları aybaşı oluncaya kadar yaşı sayılmazdı ne zaman ki aybaşı oldu yaşı o zaman başlardı?" aybaşı olan bir kız diyelim ki 14 yaşında yaşı sıfırdan başlıyordu yani 1 oluyordu aslında 1 yaşında 15 ama bir oluyordu çünki yine rivayetlere göre beş yaşında kızla da evlenenler vardır buna en mantıklı bakış açısı bu olsa gerektir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

halktv, zamanın ruhu, cevat gök:

...EMEVİLER SÜBYANCI OLDUĞU İÇİN AYŞE 9 YAŞINDA EVLENDİ HADİSİNİ UYDURDULAR?

ihsan eli açıkda krttvde şöyle yorumladı:

...arap geleneğinde kız çocukları adet kanamasından sonra yaşı sayılırdı.yani kız 13 yaşında adet kanaması oldu ondan sonra 1.yaşı başladı.buna göre ayşe 9 yaşında idi ama bu adet sonrası yaşı idi bu 9za 13 daha eklediğimizde 22 eder? ...ZATEN FCEVAT GÖKTE AYŞE 22 YAŞANDA İDİ DEDİ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Tamamen tarafsız bir şekilde yazıyorumBurada Hz.Muhammed' (s.a.v)'ı kötüleyenler acaba bu olaya ne diyecekler, doğru mu değil mi bilmem. Zsa Zsa Gàbor 15 yaşında ve  M.K.Atatürk 56 yaşında iken bekaretini vermiş ve 5 yıl boyunca ilişkileri devam etmiş. Ve bunu kendisi kendi ağzından itiraf etmiş. 13 yaşında iken kraliçe seçilmişti zaten. Kemalistler  Gaborun 19 yaşında yada 20 yaşında olduğunu ileri sürüyor, kesin bir şey bilmiyorlar. Bilemeyeceğim, inan ya da inanma geçmiş geçmiştir..

"Rakı'ının verdiği sarhoşlukla olsa gerek kendimi rüyada hissediyordum. Atatürk'e bekaretimi verdim. atatürk benim ilk erkeğimdi. Şeytani bir çekicilikle, benimle deliler gibi sevişti. o, genç bir kadının nasıl mutlu edileceğini çok iyi biliyordu. Atatürk, aklıma her geldiğinde o'nun tüm kadınları doyuma ulaştıracak gücü olduğunu düşünürüm. atatürk, profesyonelce sevişen bir tanrı, bir kraldı". 

Bunlarda kadının itirafları...

Hz.Muhanmed nikâhlıydı ve evlilikleri cinsellikten öteydi.. Ve araştırmaların çoğunluğu en düşük 17 yaşında oldugunu gösteriyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

hz Aişe validemizin o yıllarda 17-18  yaslarında olduğu ağırlıktadır.Ayrıca bir insan yası buyuk ya da kuçuk olsada seviyorsa evlenemez mi?Sayın buckminster zorla ve benimle evlenmezsen cehenneme gidersin diye kandırılarak mı evlenmistir kanıtınız nerede? Validemizin 9 yasında bir çocuğun bedenine sahip olduğu bu yuzden bir donem hastalandiği annesinin iyilestirmek için zorlandiği bilinmektedir.Onun için 9 yasinda olduğu bilgisi kayitlara geçmistir.O donemde doğum ile olum olaylarının pek kayda geçmediği ayrı bir gerçekliktir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tarih ‎1‎.‎02‎.‎2018 at 10:46 , Misafir Tarafsız dedi:

Zsa Zsa Gàbor 15 yaşında ve  M.K.Atatürk 56 yaşında iken bekaretini vermiş

Yanlış. Gabor o sırada 19 yaşındaydı. Diplomasi gereği formalite bir evlilik yapmıştı üstelik. Evli göründüğü diplomat Murat Belge'nin babasıdır. Türkiye'ye bu nedenle gelmişti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Doğrusu Latife hanımın aksileşmesinin nedenini pek bilmiyordum ama Jaja anılarını yazdıktan sonra nedeni anlaşılıyor.

Jaja'nın 15 yaşında olduğu iddiası da var elbette ama bu olanaksız. Çünkü Türkiye'ye gelmeden ülkesinde güzellik yarışmasında birinci seçilmişti. Yarışmaya katılmadan önce 18 yaşını doldurmuş olması gerekiyor.

Atatürk niye bu kızın güzelliğine kapıldı? Yani, ömrünü cephelerde tüket, o savaştan bu savaşa koş, bir gözünü kaybetmek üzere olacak hale gel (kimine göre kaybetmişti, buna Trablusgarp cephesinde bir İtalyan uçağının attığı bir bomba sebep oldu) ve sonunda muzaffer bir devlet başkanı, bir dünya lideri ol. Hakkım var demiştir.

Jaja da çok sayıda evlilik yaptığı halde hiç birinde Atatürk gibisini bulamadığını yazmış. Bunlar ayrıntı tabii. Bizi Atatürk'ün özel hayatı değil ilkeleri, devrimleri ilgilendirir.

Aynı şeyi Muhammed için ise söyleyemeyiz. Çünkü onun özel hayatı Kuran'a girmiş. Bu durumda ilgilendirmez deme şansımız kalmıyor. Kuran'a girmese ilgilendirmez derdik. Atatürk kendisi için özel hayatıyla ilgili anayasa maddesi yaptırsaydı bu bizi ilgilendirirdi. Muhammed'in özel hayatının Kuran'a girmesi buna eşdeğer bir durum.

Kuran'da Muhammed'in eşleri ile olan özel hayatı ilgili ifadeler olması kabul edilir bir durum değil. Bu Kuran'ın Allah adlı evreni yaratmış bir tanrıdan filan gelmediğinin, insan yazması olduğunun kanıtıdır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.