Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Ufo ziyaretlerinin tarihi


Legendary

Önerilen İletiler

UFO ZiYARETLERiNiN TARiHi

 

 

ilk Ziyaretler: Birçok yorumcu modern UFO çaginin 1947'ler de basladigini

iddia etmektedirler ama, asil çagin baslama tarihi 1880'de, sanayi

devriminin doruguna ulasilirken baslamistir.

 

Aslinda olayin özüne inecek olursak, UFOlar çok daha uzun süredir

etrafimizda dönüp durmaktadirlar. Günümüzde bazi Kutsal Kitap alintilari,

kimi satirlar dogaüstü varliklarin uçurdugu cisimlere atiflarla doludur.

1880'den Birinci Dünya Savasina kadar olan bölüm ise, bu olgunun en açik

seçik örneklerini gözler önüne sermektedir.

 

16 Mart 1880 aksami, çok büyük bir pervaneye sahip, puro biçiminde bir hava

tasiti New Mexico'da üç kisi tarafindan gözlemlenir. Bu üç tanik, hava

tasitindaki insanlarin bilmedikleri bir dili konustuklarini, gülerek

kendilerine seslendiklerini ve on kisi olduklarini belirtmislerdir. Hatta bu

kisiler gemideki kisilerin davranislarini sarhos davranislarina benzetmisler

ve gemiden asagi onlara, birinin üzerinde uzak dogu yazisina benzer bir yazi

olan ipek ya da saten benzeri bir kagit, birine güzel bir çiçek ve digerine

de acayip bir isçilik ürünü olan fincan atmislar. Hava tasitindan atilan bu

nesneler hemen o üç kisi tarafindan alinmis ve bir depoda diger insanlara

teshir edilmis. Aradan birkaç saat geçmeden depoya gelen bir yabanci

esyalari incelemis ve onlarin Asya kökenli mallar oldugunu, kendisinin de bu

tip seylerin koleksiyoncusu oldugunu belirterek bayagi yüksek sayilabilecek

bir meblagi depo görevlisine vererek esyalari satin almis ve ortadan

kaybolmustur. Bu tip yaklasimlar yasanan cisimli UFO olaylarindan sonra hep

olagelmistir. Günümüzde bu tip insanlara giyim sekillerinden dolay "Siyahli

Adam" denilmektedir.

 

Daha sonralari buna benzer olaylar muhtelif tarihlerde gelismistir.

 

ikinci Ziyaret Döneminin Baslamasi: 1880'den 1947'ye kadar olan sürede

yasananlar, 47 ve sonrasinda adeta istila halini almistir. Kayitlara geçen

ve geçmeyen binlerce yasandigi iddia edilen olaylar, çok kabarik bir arsivi

de beraberinde getirmistir.

 

1947'nin 24 Haziran günü ABD'nin Washington Eyaleti piril piril bir gün

yasamaktaydi. Bu havanin temizligi ve berrakligi Cascade Daglarini daha bir

güzel hale getiriyordu.

 

Otuz iki yasinda bir is adami olan Kenneth Arnold, ayni zamanda da dört bin

saati askin bir uçus tecrübesine sahip olan bir pilottu. Arnold, ayni

zamanda tek motorlu bir Callier marka uçaga da sahipti. Bulana 5000 $ ödül

vaadedilen deniz piyadelerine ait bir uçagi aramak için o gün gökyüzündeydi.

Arnold' un uçagi dag uçuslari için tasarlandigindan, bu tip uçuslar için de

ideal bir araçti. Arnold, düsen Curtess C-46 komando nakliye uçagini aramaya

basladi. Uçak daglarda bir yerlerde kaybolmustu ve o güne kadar da

bulunamamisti. Arnold da o uçagi bulamadi ama; baska bir sey buldu, daha

dogrusu, o sey gelip onu buldu!

 

Arnold dagin üzerinde dönüs yaparken, son derece parlak bir isik, uçaginin

yüzeyini aydinlatinca sasirir kalir. Önce yaklasmakta olan baska bir uçaga

çarpmakta oldugunu düsündü. Ve telasla o uçagi yaklasik otuz saniye boyunca

aradi, kendini çarpismadan korumaya çalisti. Gerçekten de bir uçak gördü!

Bu, bir DC-4' tü ve Arnold onun San Francisco Seattle tarifeli seferini

yapan uçak olduguna karar verdi. Ama iskele tarafinda ve gerideydi ve de o

isik oyununu onun yaptigi düsünülemezdi.

 

Bunlari düsünürken, bir isik daha çakti, bu sefer Arnold isigin tam nereden

geldigini saptayabildi. O tarafa, o çizgiye dogru yöneldiginde, saskinliktan

agzi bir karis açik kalmisti. Dorugun üzerinde inanilmaz hizla formasyon

uçusu yapan bir grup çok parlak cisimler görüyordu.

 

Aralarindaki mesafe yaklasik yüz mil civarindaydi ama, onlari tam olarak

göremiyordu ancak cisimler kendisine dogru yaklasmaktaydilar. Arnold, son

saniyeye kadar onlari formasyon uçusu yapmakta olan jetler oldugunu

zannediyordu. Ve dokuz adet olduklarini görebildi. Çapraz bir dizilisle

yaklasiyorlardi ve formasyonlarinda ilk dördünün arasindaki uzakliklar esit,

sonraki besli grup ise daha seyrekti. Fakat Arnold'un fark ettigi yalnizca

bu degildi, daha tatsiz bir durum daha fark etmisti bu da yaklasan uçaklarin

hiç birinin kuyrugu yoktu ve çok degisik bir formasyonda uçuyorlardi. En

öndeki digerlerinden daha üstte ve sanki rüzgarda savrulan uçurtmalar gibi

ya da su üstündeki hiz tekneleri gibi daha dogru bir ifade ile bir kaz

sürüsünün uçusu gibi bir formasyon almislardi.

 

Bu uçaklarin etkileyici bir baska özellikleri de, ikide bir kanatlarini

egmeleri ve yüzeylerinden o mavimsi beyaz isigi fiskirtarak uçmalariydi,

Arnold'a göre! Arnold, ilk baslarda o isigin onlardan geldigini düsünememis,

kanatlarin piril piril cilali yüzünde günesin yansimasi olarak yorumlamisti.

Arnold'a göre uçusun yönü hiç degismiyor, ama cisimler tek tek dag

doruklarinin arkasina girip girip çikiyor, bazilarinin önünde, bazilarinin

ise arkasinda uçuyorlardi. Dokuzu birden gözden kayboldugunda, Arnold'un

kafasi iyice karismis, Hava Kuvvetlerinin bir teknolojik mucize yarattigini

düsünmüstü. Bundan sonra ne yaptigi ise ne de 5000 $ dolara konsantre

olamiyordu, bir an evvel asagiya inip gördüklerini arkadaslarina

anlatmaliydi.

 

Arnold Tarihe Geçiyor: Arnold inis yaptiktan sonra, bu garip olayi

arkadaslarina anlatti ve aralarinda saatler süren bir durum muhakemesi

yaptilar. Fakat herhangi bir sonuca varmalari imkansizdi ve olay daha yüksek

makamlara intikal etti ve is gazetelere kadar yansidi. Ve bir ajans

haberinde olayi ABD'nin her yerindeki insanlar ögrenmisti. Arnold'un

inanilir ve güvenilir bir insan olmasi, olayi daha cazip bir hale getirmis

ve herkes tarafindan konusulur olmustu.

 

Arnold'un yaptigi tariflerde, gördügü cisimlerden "Suyun üzerinden ileriye

dogru firlattiginiz bir tabak nasil uçarsa öyle uçuyorlardi..." seklindeki

ifadesinden "uçan daire" tabiri da dogmus oluyordu.

 

Olay tüm dünyadaki basinin hayal gücünü bir anda esir almis, normal olmayan

olaylarinin hazirliksiz kurbanlarindan pek çogu gibi, Arnold da istemeyerek

bir basin gösterisi baslatmistir. Böylelikle de bu olayin kahramani olarak

tarih sayfalarindaki yerini de alir.

 

FBI Etkilenmiyor: Bu olayin yankilari sürerken FBI ajanlarindan birisi

Arnold'un görmüs olduklarinin gerçek oldugu tezini savunur ve bu kisinin

yalan söyleyerek kazanacaklarinin kaybedeceklerinden daha az olacagina ve

böyle bir yalan konusmaya ihtiyaci olmadigini savunmustu.

 

Daha sonra, 22 Mart 1950' de FBI'dan Guy Hottel, patronu J. Edgar Hoover'a,

"Uçan Daireler" baslikli yolladigi garip bir yazida sunlardan bahseder :

 

"Bir Hava Kuvvetleri arastirmacisi, uçan daireler diye bilinen seylerden

üçünün New Mexico'da ele geçtigini söylemistir. Bunlarin yuvarlak biçimde

oldugu, ortalarinin biraz yüksek oldugu, ortalarinin biraz yüksek oldugu,

çaplarinin yaklasik 50 feet civarinda oldugu belirtilmistir. Her birinin

içinde, insan biçiminde, ama boylari yalnizca 1 metre olan, çok ince metalik

giysiler giymis üçer ceset bulunmustur. Bu cisimlerin New Mexico'da

bulunmasinin, hükümetin o yörede çok güçlü bir radar tesisine sahip

olmasindan, bu radarin uçan dairelerin kontrol mekanizmasini etkilemesinden

ötürü oldugu sanilmaktadir."

 

Bu kadar olaganüstü bir haberin nedense FBI hiyerarsisi tarafindan pek de

ciddiye alinmadigi söylenebilir.

 

Garip olan; böyle bir olayin o tarihlerde ki kurgubilim film yapimlarinin

henüz o düzeyde olmadigi, dolayisiyla da UFO'larin düsmesi konularina atifta

bulunulamayacagi savi kuvvetlidir. Ama ondan sonra, Amerika'da insan kaçiran

UFO raporlarinda bu yaratiklar bir standart olusturdu. Söz konusu yazi

gizlice yollandigi siralarda, dünyanin ilk UFO kitabi olan Uçan Daireler

Gerçektir adli kitap piyasaya sürüleli henüz bir iki hafta olmustu. Bu

kitabin yazari olan eski bir deniz piyade subayi Donald Keyhoe, kitabinda

olayin örtbas edilmekte olduguna dair suçlamalarda bulunmus ve büyük

sansasyon yaratmisti.

 

Roswell Olayi : Olay New Mexico'nun Roswell bölgesinde 1947 yilinin 4 Temmuz

saat 23:30 siralarinda cereyan eder. Bu tarihte William Mc. Brazel adli bir

çiftçinin arazisinde bir UFO yere çakilir. Brazel, UFO'dan etrafa dagilan

parçalari görünce olayi yetkililer haber verme ihtiyaci hissediyor ve 5

Temmuz 1947 günü askeri yetkililer inceleme için bölgeye geliyorlar, bölgeyi

de ziyaretçilere kapatarak uzay cismine ve içinde bulundugu iddia edilen

cesetlere el koyuyorlar.

 

Çiftçi Brazel, ayni gün arazisinde ayni cisme ait bir iki kalintinin daha

oldugunu tespit eder. Brazel buldugu o kalintilari da alarak ertesi gün

Roswell kentine gider ve yetkililer kendisinden o parçalari da teslim

alirlar. Brazel'in buldugu parçalarla ilgili yerel bir gazete de çikan haber

üzerine yetkililer olayi yalanlayarak, kalintilarin düsen bir meteoroloji

balonuna ait oldugunu açiklarlar. Amerikan hükümeti olayi basindan ve

halktan gizlemeye kararliydi. Ve cesetlerle birlikte UFO'dan geriye

kalanlari bir üsse tasidilar. Yillar sonra o zamanlar orduda görevli olan

kameraman Jack Barnett, tüm çevreleri ayaga kaldiran açiklamasinda,

cesetlere otopsi yapildigini ve kendisinin de bu olayi kare kare kamerayla

tespit ettigini açikladi. Bu kayit yaklasik 90 dakikalik olup, belki de

dünyanin en büyük sirlarini gizliyordu. Tabi ki bu film, hükümet politikasi

geregi yillar boyu açiga çikarilmadi, gizli tutuldu. Hatta bazi iddialara

göre dönemin baskani Truman da otopside hazir bulunmustur.

 

Fakat kameraman Barnett o kadar da saf biri degildi ve filmin bir kopyasini

da kendine çikarmayi bilmisti. Daha sonra Ingiliz gazeteci ve televizyon

yapimcisi Ray Santilli yüklüce bir miktar karsiliginda filmi satin aldi.

Bundan sonra da dünya basinini ayaga kaldiran uzayli varlik otopsisi yavas

yavas dis dünyaya açilmaya basladi.

 

Kaynakça:nüve

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bence de UFO konusu henüz kanıtlanmamış ama kanıtlanmaya çalışılan bir teoridir, gerçek de olabilir, olmayabilir de ama bu bilim altında rahatlıkla tartışılabilir ve paylaşılabilir. Bir sakıncasını görmüyorum... Ayrıca insanların aklına UFO denildiğinde ilk olarak uzay konusu gelir, bilimkurgu gelmez, doğal olarak bu konunun bu bölümde bulunması konunun ulaşılabilirliğini kolaylaştırır.

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bence de UFO konusu henüz kanıtlanmamış ama kanıtlanmaya çalışılan bir teoridir, gerçek de olabilir, olmayabilir de ama bu bilim altında rahatlıkla tartışılabilir ve paylaşılabilir. Bir sakıncasını görmüyorum... Ayrıca insanların aklına UFO denildiğinde ilk olarak uzay konusu gelir, bilimkurgu gelmez, doğal olarak bu konunun bu bölümde bulunması konunun ulaşılabilirliğini kolaylaştırır.

 

Ufolar için "kanıtlanmaya çalışılan bir teori" ifadesini kullanmanın çok da doğru olmadığını düşünüyorum. Bir teori oluşturabilmek için çok daha fazla bulguya ihtiyacınız vardır ve bu bulguları sistematik biçimde kullanılarak bir olguyu açıklıyor olmanız gerekir. Halbuki ufoların var olduğunu iddia edenlerin ellerinde ne bir bulgu, ne de açıklanabilen bir olgu vardır.

 

Ufoların varlıklarının tartışılmasına karşı değilim. Ancak bu konu kasıtlı olarak suistimal edilmektedir; hem de bilim insanları alet edilerek. Bu işten çıkar sağlama peşinde olanlar bırakın ufoların varlıklarının tartışılmasını, teknolojilerini açıklama noktasına kadar vardırmışlardır konuyu.

 

Evrende akıllı canlıların olup olmadığının bilimsel veriler çerçevesinde bilim bölümü altında tartışılmasında bir beis yoktur. Ancak yukarıdaki ya da yukarıdakine benzer haliyle bilim bölümü altında sunulmasını çok da doğru bulmuyorum. Bilimsel bulgulara dayanmadan, daha çok hayal mahsülüne dayalı olarak bu şekilde işlenen bir konunun bilim kurgu altında işlenmesi kanaatimce en doğrusu olacaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 yıl sonra...
  • Co-Admin

Ege Serbest Bölge A.Ş’de (ESBAŞ) dünyadaki 4 örneğinden biri olarak kurulan Uzay Kampı Türkiye’yi ziyaret eden ve uluslararası okul öğrencileriyle biraraya gelen NASA Astronotu Komutan Richard Richards, zaman zaman Türkiye’de de görüldüğü söylenen ve dünya kamuoyunda tartışması bitmeyen UFO’larla ilgili olarak astronot gözünden değerlendirme yaptı. Hürriyet'in aktardığı haberde Richards şöyle dedi:

 

"UFO’lar dünya dışında başka gezegenlerde yaşayan zeki canlılar bir yerlerde varlarsa onlar da tıpkı muhtemelen bizim gibi evrende yalnız olup olmadıklarını sorguluyorlardır. Ben 4 ayrı uzay mekiği ile toplamda 33 gün uzayda kaldım. Ancak, maalesef hiç UFO görmedim. Görmüş olmayı çok isterdim. Görseydim UFO’larla ilgili araştırmalar yaparak bunları kitaplaştırabilirdim. Bu konunun açığa kavuşmasını, varlığıyla ilgili somut bilgi edinilmesini ben de çok isterim. Ancak uzaydayken gördüğüm milyarlarca yıldız ve bizim yaşadığımız gezegendi."

 

ntvmsnbc

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 yıl sonra...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.